Millet ittifakının seçim sonuçları beklentilerinin altında kaldı ve Cumhur ittifakı yakın farkla üstünlük sağladı.
Millet ittifakı evrensel vaatleri ile seçmenleri yeterince ikna edemedi, adayları iktidar dışı ittifakın kazanma iradesini gösteremedi.
Cumhur ittifakı yeni Cumhurbaşkanlığı sistemini verimli kullandı ve olumsuz koşullara rağmen başarılı bir seçim sonucu elde etti.
Küresel gelişmeler ve tehditler seçim sonuçlarını önemli ölçüde etkiledi. "Güvenlik" ve "liderlik" vurgusu, "demokrasi" ve "özgürlük" vurgusundan daha etkili oldu.
Genel olarak iç siyaset, dış koşullardan bağımsız olarak değerlendirilemez.
Verilen metnin ana fikri, seçim sonuçlarının aslında küresel tehditler ve riskler gibi dış etkenlerden daha çok etkilendiği yönündedir. Metinde sıklıkla "dış koşullar", "küresel tehditler" ve "küresel gelişmelerin" ülke içi seçimleri belirleyici olduğu vurgulanmaktadır. Yerel seçim vaatleri ve stratejilerinden ziyade bölgesel ve küresel güvenlik kaygılarının ön plana çıktığı ifade edilmektedir.
Kısaca metnin ana fikri, ülke içi siyasetin aslında giderek daha fazla dış etkenlerden etkilendiği yönündedir. Ülke içi seçim dinamiklerinden çok bölgesel ve küresel gelişmelerin sonuçları belirlediği ifade edilmektedir.
Metin ne iktidar lehine ne de tam anlamıyla aleyhine. Tarafsız bir çerçeve çizmeye çalışıyor gibi görünüyor.
İktidar olan Cumhur ittifakının seçim sonuçlarını başarılı bulduğu ve yeni Cumhurbaşkanlığı sistemini avantajı verimli şekilde kullandığı belirtiliyor. Ancak aynı zamanda olumsuz koşullarla da mücadele etmesi gerektiği, sadece bu sonuçların dış etkenlerden kaynaklandığı vurgulanıyor.
Muhalefet olan Millet ittifakının da vaatleri ve stratejisinin yetersiz olduğu, seçmeni ikna edemediği belirtiliyor. Fakat metinde iktidarın üstünlüğünün daha çok dış etkenlere (küresel gelişmeler, tehditler) bağlı olduğu, vaatlerden ziyade güvenlik odaklı söylemlerin daha etkili olduğu ifade ediliyor.
Dolayısıyla hem iktidarın hem de muhalefetin seçim stratejilerinin yetersiz yanlarına işaret edilmiş olsa da asıl odaklanılan nokta, bu sonuçların daha çok Türkiye'nin dış gelişmelere bağlı olarak ortaya çıktığı yönünde. Bundan dolayı metin tarafsız duruyor.
Metnin yazarının kim olduğu hakkında yeterli ipucu verilmediği için kesin bir yorumda bulunmak zor. Ancak yazarın tarafsız, dışarıdan bakan bir siyaset bilimci ya da akademisyen olabileceğini düşünüyorum.
Çünkü metin hem iktidarın hem de muhalefetin seçim stratejilerinin yetersiz yönlerine işaret ederken, ana odak noktasını Türkiye'nin dış gelişmelere ve küresel tehditlere bağlı sonuçlar üzerine yoğunlaştırıyor. Ülke içi siyasi gelişmeler yerine küresel dinamiklerin ülke içi seçim sonuçlarını belirlediği vurgulanıyor.
Ayrıca yazar hem Cumhur ittifakının hem de Millet ittifakının söylemlerine, vaatlerine ve stratejilerine yer vererek her iki tarafın görüşlerini de objektif bir çerçevede değerlendiriyor. Hiçbir tarafın açıkça lehinde veya aleyhinde konumlanmıyor.
Dolayısıyla yazarın tarafsız akademik bir çalışma ortaya koymak isteyen siyaset bilimci ya da araştırmacı birisi olabileceğini düşünüyorum. Ancak buna yönelik yeterli detay verilmediği için bu yalnızca bir varsayım.
FARK :
“Bütün kadınlar karanlıkta aynıdır”( Anonim)
Oysa aşk, kadına münhasır değil, insana münhasırdır.
Sözün doğrusu:
“İnsanlar için aşk biçimde başlar.”olmalıydı. Yine aynı zamanda biçim geçekliğin kararsız kaportasıdır.
Metin YZ (yapay zekâ) tarafından çözümlemesi, ‘biçimi’ aşsa da “karanlıkta”
kalan farklı şeyleri de içeriyor;
örneğin:
Abd doları anafora girdi dünyayı batıracak
Çin abd savaşı yakınlaşıyor
Tek tek ülkeler münhasır etki ve pozisyon yüzünden evrensel değerleri yitiriyor
Sinan Oğan’ın öğretici ya da tuzak pozisyonu
gibi