KUR’ÂN MATEMATİĞİ TEFSİR-I 17.04.1999
ومن كل شيئ خلقنا زوجين لعلكم تذكرون (51/49)
Va MıN KulLı ŞaYEın PaLaQNAv ZaVCaYNı
LaGalLaKuM Ta7akKaRUNa
Tezekkür edesiniz diye biz her şeyden zevceyn olarak halk ettik.
Düşünüp anlamanız için biz her şeyi çift çift yarattık.
ولا تسرفوا إنه لايحب المسرفين (6/141)
Va Lav TuSRıFUv EhnNaHUv Lav YuXıbBu eLMuSRıFIyNa
İsraf etmeyiniz, O müsriflere muhabbet etmez.
Saçıp savurmayınız, O saçıp savuranları sevmez.
Kur’ân Matematiği Derslerinde bu âyetlerin mânâsı verilmeye çalışılacaktır.
Dersin başlangıcında bu konuda 20 dakikalık bir konuşma olacaktır.
Va و
Arapçada “Ve” atıf harfidir. Kelimeyi kelimeye cümleyi cümleye atfeder. Türkçede de kullanılmaktadır. Genel olarak fiil cümlesini fiil cümlesine, isim cümlesini isim cümlesine atfeder. Burada isim cümlesini isme atfetmiştir.
Sûrenin başında; “Tozaran tozlar, ağırlıkları taşıyanlar, kolayca akanlar, işleri bölüştürenler nasıl gerçekse, size vaadedilen de öyle gerçektir. Hesap sorulacaktır. Yıldız yığınlı gökler nasıl gerçekse, siz de değişik sözler içinde-siniz.”
“Biz göğü kendi gücümüzle kurduk, Biz onu genişletmekteyiz. Anlayasınız diye her şeyden çift yarattık. Allah’a koşun.”
Demek oluyor ki, buradaki “Ve” harfi “göğü biz kurduk” cümlesindeki “Ve” harfinin gittiği yere gidiyor. “Tozaran tozalar” cümlesine yani sûrenin başına gidiyor. Sûre ise Kur’ân’ın bir ayırımıdır. Sûrenin Kur’ân’daki yerini bilmemiz gerekmektedir.
KUR’ÂN SÛRELERİ
Kur’ân sûreleri aşağıdaki şekilde sıralanmıştır:
1- Fâtiha sûresi Kur’ân’ın bir özeti olarak büyük Kur’ân’dan ayrılmıştır.
2- Ondan sonra Bakara’dan Tevbe’ye kadar ikili 8 büyük sûre gelmektedir. Tevbe’de Besmele yoktur. 7 sûre olarak da sayılabilir. Bu sûrelerde İslâmiyet tanıtılmaktadır.
3- Ondan sonra Yunus’dan Enbiya’ya kadar 4*3=12’lik bölümü gelmektedir. Burada İslâmiyet’in tebliğ örnekleri olarak peygamberlerin kıssaları anlatılmaktadır.
4- Ondan sonra 4 sûre vardır. Ayrı ayrıdır. İlk üç sûreye eklenebilir. O zaman 5*3=15 sûre olur. Dördüncü sûre de eklenebilir. O zaman 16 eder. İkili bölüm 8 sûre idi. Bunun iki katı 16 etmektedir.
5- Ondan sonra 3+4’lerden oluşan 3*7=21’lik sûreler gelmektedir. Ondan sonra 3 sûre gelmektedir. Aradaki 4’ü de katarsak 28 sûre etmektedir. Bundan sonra yine 7’lik sûre gelmektedir. Toplam 35 sûre ediyor. İlk dörtten 3 çıkarırsak 32 eder, 16’nın iki katıdır. Bu sûreler kâinatın yapısını anlatmakta ve âhiret ile ilgili beyanlarda bulunmaktadır. Dersimizde ele aldığımız âyet bu sûrelerden biri olan Zâriyat sûresi içinde yer almaktadır.
6- Bundan sonra 10 Medeni sûre gelmektedir. Bunlar ilk sekiz sûre gibi İslâmiyet’i özet olarak anlatmaktadır. Toplam olarak 7+12+35+10=64 ediyor; 32’nin 2 katıdır
7- Bundan sonra 32 sûrelik kısa sûreler gelmektedir. Bu sûrelerde tebliğ tekrarlanıyor. Ondan sonra 16 sûrelik bölüm ise kısa son sûreleri veriyor. Bunlar daha çok ezberlenip okunması içindir; Namaz sûreleri de denir.
Kur’ân böylece ikili sisteme göre düzenlenmiş oluyor.
1+((2*4-1)+12+(1+1+11)+(3*7+3+7)+10)+32+16
1+64+32+16=1+16*7 Tevbe de sayılırsa 114=6*19
ZÂRİYAT SÛRESİ
Zâriyat sûresi atom ve elektriği dört âyetle anlatarak temel kanunları vermektedir. Galaksilere de işaret ederek kıyamete ve âhirete geçmektedir. İbrahim, Musa ve Nuh peygamberlerin kıssalarına temas etmektedir. Ad ve Semud kavminden bahsetmektedir. Bundan sonra kâinatın genişlemekte olduğunu bildirmekte ve işte bundan sonra her şeyin çift yaratıldığından bahsetmektedir. Sonra bu durumda peygamberin ve mü’minlerin ne yapmaları gerektiği açıklanmaktadır.
Bu sûrede kâinatın yapısı ile ilgili önemli dört konu ele alınmıştır:
1- Elektrik ve maddenin temel özellikleri anlatılmıştır.
2- Altı tabaka teşkil eden ve dünya semasından uzak yıldız kümelerinden haber verilmiştir.
3- Kâinatın genişlemekte olduğu bildirilmiştir.
4- Her şeyin çift yaratıldığı ifade edilmiştir.
İlk iki maddede kâinat büyük ve küçük âlem bir arada zikredilmiştir. Bunlar birbirine eştir.
Kâinatın genişlemesi ile çift olmasını da son iki maddede zikretmiştir. Bunlar arasındaki ilgi şudur: Kâinat önce bir idi, ikili sistem yoktu. Kâinat genişleyince ışık ortaya çıktı ve ışık parçalanınca çift parçacıklar oluştu. O sebepledir ki bu iki âyet peş peşe zikredilmiştir.
Bu âyetin Kur’ân’da ne kadar uygun bir yere yerleştirildiğini böylece görüyoruz. Buradaki “Ve” harfinin de nelere işaret ettiğini anlıyoruz.
“Ve” harfi tertibi gerektirmez. “Ahmet ve Mehmet geldi” dediğimizde, birlikte veya ayrı ayrı gelmiş olabildiği gibi, Mehmet daha önce de gelmiş olabilir. Demek ki yukarıda belirtilen tertib zaman içinde tertibi değil de başka bir sebepten dolayı bir tertib olabilir. Kâinat önce bina edilmiş, sonra gelişmeye başlamış ve sonra çiftler oluşmuştur. Baştan zerrelerin yaratılışından başlaması insanın bu yoldan anlayabilmesinden dolayıdır. Tarih boyunca da insanlar matematiği en son geliştirdiler. Bu sebeple bu âyet sonunda yer aldı. Mantığı anlatırken bundan dolayı zorluk içindeyiz. Sonradan anlatacağımız bir çok şeyi baştan anlatmak zorunda kalıyoruz. Demek ki bu metod da Kur’ân’ın metodu oluyor. Bununla beraber “Fa” değil “Va” kullanması, değişik yolların kullanılabileceğini de ifade ediyor. Âyetin sonunda anlayasınız diye işaret etmesi aksi yolun da denenmesi yani varsayımlardan da hareket edilmesi gerektiğini bildirmiş oluyor. Yani hem tüme varım hem de tümden gelim usûlü kullanılacak demektir.
Arapçada iki cümle arasında “Va” harfi bazen getirilir, bazen getirilmez. Eğer çok yakın ilişki varsa yani biri diğerinin izahı ise “Va” getirilmez. Aralarında ilişki yoksa yine getirilmez. Birbirinin aynı veya açıklaması olmadığı halde birbiriyle ilişkisi varsa “Va” veya “Fa” gibi atıf harfleri getirilir. Bundan dolayıdır ki “atfedilen atfolunandan başkadır” genel kuralı vardır. O halde atomlar, yıldız kümeleri, kâinatın genişlemesi ayrı olay; her şeyden çift yaratılması ayrı bir olaydır.
Başka türlü kâinat da var edilebilirdi.
من MıN: Türkçedeki halleri göstern ekler yerine geçen kelimelerdeir. Arapçada isimlerin başına geçer ve ayrı kelimedir. Bunları şöylece tanıatabiliriz.
من : Min bir olayın başlangıcnı gösterir. Kemdisinden sonra gelen ismin önce gelmiş fiil veya ismin oluşta bir etkisi yoktur. Sadece başlangıcını gösterir. Fiilin de isme etkisi yoktur. Sirtü min Anakra ıla ısatnbul deseniz Ankaraanın yürümeye veya yürüemnin Ankaraya etkisi yoktur..
ألى Ila min gibi bir olayın sınırını koyar. Min başlangıç İla son sınırı gösterir. Ne ismin fiile ne fiilin isme etkisi söz konusu değildir.
ب Bi Min gibi olayın başlangıcını gösterir. Olay Bi den sonra gelen ismin etkisiyle oluşmuştur. Darabtu zeyden Bi yedi Li ittikaihi. Ben zeydi elimle kenid iyiliği için dövdüm dediğimiz de döve zeydin iyiliği için yapılmıştır.
ل Li de bi gibi olaya etki ederk sınırı çizer. Bi ilk sınırı Li son sınırı çizer. İkisinin olaya etkisi
. عن An da Min ve Bi gibi oluşun başlangıcını gösterir. Bu sefer olay an dan sonra gelen isme tesir etmektedir. Hecertı anı el ğarbi daoaltü ala elşarkı. Batıdan göç ettim. Doğada yerleştim. Burada hizret hivret edilen yere etki etmiştim. Çünkü orasını boşaltmıştır.
على Ala an gibi olaydan etkilenen sınırı gösterir. Son sınırı gösterir.
في Olayın içinde cereyan ettiiği ismin gösterdiği yerin içinde cereyan eder. İsmin fiile filin isme etkisi yoktur.
حتى Hata olayın bir cüzünü gösterir. Önemli cüzünü gösterir. Karşılıklı etki yoktur.
Burada görülüyor ki harf vardır. Bunlar değişikşekilde sınıflanmışlardır.
من الى عن على
ب ل فى حتى
Biz her şeyi çift yarattık denmiyor. Biz her şeyden çift yarattık diyor. Burada Min cinsini beyan etmek için zikredilmiş olmaktadır. Allah varlıkları yaratmış o varlıklardan çiftleri çıkarmıştır. Ayrı ayrı başlangıçta çift yaratmamıştır. Önce parçacığı varetmiş sonra onu iki parçacık yapmıştır. Biri müsbet diğeri menfi parçacıktır. Pozitron ve notron denmektedir. Sonra atomu yaratmış ve onu proton denen çekirdek yapmıştır. Bunun gibi önce insanı varetmiş sonra erkek ve dişi yapmıştır. Erkeklik dişilik X ve Y salsallerden gelmektedir. 3 x ve bir Y olursa o kadın olarak görülür. Ama erekklik vardır. Bölündüğünde XX bir atrafa XY bir atrafa kalınca bir kadın biri erkek olur.
Bu min harfı bize gösteriyor ki her şey çifttir. Ama çift olamyan bir şeyin çift 0lölası ile çift olur. Yer (gezxegenler) var. Gök (yıldızlar) var. Yer de denizler var karalaer var. Karalar da iki grupta toplanır. Eski dünya yeni dünya. Başlangıçta bu kara parçası bir idi ikiye ayrıldı. Bunu harıtadan görmek mümkün. Dağlar vadiler var. Irmaklar var, göller var. Alp silsilesi var apenin silsilesi var. Birid oğudan batıya bir de kuzaydan güneye uzanır.
Canlılar var cansızlar var. Hayvanlar var birkiler var. Omurgalılar var kabuklular var. Yavrualrını besleyenler var, yavrularını beslemiyenler var. Yumurtlayanlar var, memel,iler var. Et yiyenler var, ot yiyenler var. Maymunlar var insanlar var. Siyahlar var, beyazlar var.
Görülüyor ki her ne alırsak çift çifttir. İnsanın Baş gövde kol ve bacaklar çift çifttir. İnsanın bir kolunda ve bir bacağında 32 şer kemik vardır. Göz bar kulak var. Ağız var buurn bar. Dişler 32 dir. Ancak diş önce bir tek hücre olarak ortaya çıkar. Sonra bölünerek 2, 4, 8, 16, 32 olur. İşte Min ile bizim anladığımız önce bir iken sonra küçük değişiklikle eşler haline gelmiş olmasıdır.
Bu kural da şuna riayet edilmiştir. Yeni bir varlık oluştururken değişik şeyler değil basit değişiklikler yaparak yenileri üretirsin,iz. Gereks,iz değişiklik yapmazsınız. Gereksiz olarak fazla element kullanmazsınız. Bu sbepledir ki, başlangıçta kainat sadece bir parça iken patalyarak önce iki, sonra dört sonra 16 parça olmuştur. Başlangıçta kainat genişlemiş ve bu çoğalma devam etmiştir. Bu gün son parçacığa in,ilmiştir. Çünkü son parça bölündüğünde birbirinin aynı değil eşi olan parçacık meydana gelmiştir. Demekki kainat başlangışta bir paketti. Açıldı iki paket oldu. Bu açılmalar devam etti sonunda taneelre ulaşıldı. Orada duruldu. Ancak son parçalar çift idi eşli idi.
Her şeyden sözü ile son bölünen de artık esas eşler olmaktadır. Son parça da çifttir. Minden çıkaracağımız mana şudur ki her şey çift olmöa zorunda değildir. Çünkü çift olma varlığın fıtratı gereği değildir. çift olmayanlar da varolabilir. Çift ayrıub bir özellikdir. Yanı elimize aldığımız her varlığın bir eşi vardır. Bu ellik ortak bir cinsden gelmeketdir. Ama her parça mutlaka eşelre ayrılma zorunda değildir. Bu minin etkileşmesiz olduğundan dolayı ortaya çıkan manadır.
Min tebiz için kullanılırsa o zaman bazı şeylerin çift bazıllarının ise çift yaratılmamış olduğu ortaya çıkar. Buradaki kül içeriğini değil türü almış olur. Hercinsden bir çift çıkardık. Çift olarak ortaya çıkmadan da varlığını sürdürüe3bilirler. O zaman üçlü grup oluştururlar. Mesela hayvanlar ve bakteriler var. Hayvanlar Emin denen maddeyi, nebatlar klorofil dnen maddeyi içerirler. Bitkğ veya hayvan olurlar. Oysa bakterilerde ne klorofil ne de emin vardır.