Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 56
NUR SURESİ 32.AYET ÖZEL TEFSİRİ -EŞLİK ANLAŞMALARI
22.04.2000
3985 Okunma, 0 Yorum

KUR’AN MATEMATİĞİ

56. Seminer – 22 Nisan 2000

TEK UÇLU ŞEKİLLER

 

x/a+y/b=1 denklemi bize iki boyutlu uzayda bir doğruyu gösteriyordu. x1 ve y1 bir noktayı x2 ve y2 ikinci noktayı göstersin. Bu iki nokta eğer doğru üzerinde ise eşitliği sağlayacaktır. Bu sefer a ve b bir doğrunun koordinatlarıdır. Buradan hesaplanabilir.

x/a+y/b=1  iki x1,y1 ile x2,y2 değerlerini koyalım  x1/a+y1/b=1    x2/a+y2/b=1

a yı bulmak için birinci denklemi y2 ile, ikinci denklemi y1 ile çarpalım. Taraf tarafa çıkaralım. A yı bulalım.

x1*y2/a+y1*y2/b=y2                              (x1y2-x2y1)/a=y2-y1    a=  (x1y2-x2y1)/(y2-y1)

x2*y1/a+y2*y1/b=y1                                                                     b=  (y1x2-y2x1)/(x2-x1)

a yı hesapladıktan sonra b yi bulmak için simetrilikten dolayı x yerine y, y yerine x koymakla kolayca bulunur. Bu formül bize “iki noktadan bir doğru geçer” kriterini verir. “Herhangi üçüncü nokta bu denklemi sağlıyorsa o nokta bu doğru üzerindedir” denir. “Sağlamıyorsa dışındadır” denir. Üçüncü nokta ilk iki nokta ile ayrı ayrı doğrular oluşturacaktır. İki boyutlu uzay aynı doğru üzerinde bulunmayan üç nokta ile belirlenir. Üç boyutlu uzay dört, dört boyutlu uzay beş ve beş boyutlu uzay altı nokta ile belirlenecektir. Şart odur ki bu noktalar aynı alt uzaylarda olmamalıdır.

Şimdi bu tanımlardan sonra tekli cisimleri tanımlayalım.

Tek uçlu noktayı, iki uçlu doğru parçasını, üç üçgeni, dört üçlü ehramı veya piramidi,  beş uçlu dört boyutta,. altı uçlu beş boyutta tekli şekilleri tanımlar.

Bunları çizelim. Şimdi diğer boyutları bulalım.

0 boyutluda 0 1 defa var.

1 boyutluda 0 2 defa, 1 1 defa var.

2 boyutluda 0 3 defa, 1 3 defa, 2  1 defa var.

3 boyutluda 0 4 defa, 1 6 defa, 2  4 defa, 3 1 defa vardır.

Bunları görerek biliyoruz. Bir kural bulursak bundan sonra kiler içte bulabiliriz. Esasen şekiller takip edilirse hepsi gözle takip edilebilir. Bir üst boyuta geçilir de bir nokta seçilirse daha öncekiler yerlerini korurlar. Yeni nokta ile ise bir üst boyutlar elde edilir. Nokta doğru, doğru üçgen ehram veya piramit olur. Aşağıdaki matrisle istediğiniz boyuta kadar boyutları inceleyebilirsiniz.

0 içinde    0 1  defa vardır.

            0    1     2     3    4    5

  0 de    1

  1 de  2    1

  2 de  3    3    1

  3 de  4     6    4      1

  4 de  5   10   10     5   1

  5 de  6   15   20   15   6   1

Uzaydaki tekli eşkenar cismi  bakırla kaplamak istiyoruz. Bir yüzün alanı 1 m2’dir. Acaba kaç m2 bakır gereklidir? Cevap; 4 m2 alan gereklidir.

Aynı cisim beş boyutluda olsa kaç m2 bakır gereklidir? Cevap; 20 m2.

Bu kap kaç litre su alırdı? İlk aldığının 15 misli su alırdı.

Aşağıdaki soruları şekil üzerinde düşünerek bulmaya çalışın. Bir beş boyutlu uzayın bir üç boyutlu üzerinde kaç dört boyutlu  komşudur? Bunu bulmak için beş boyutluya varmadan kaç defa çoğaltıldığına bakınız. Bu konudaki çalışmalar size beş ve daha fazla boyutları tanıtacaktır.

 

Gelecek hafta “kare” ve “küpler”i çizeceğim.

 

İnşaallah.

 

 

          

 

و انكحوا الايامى منكم و الصالحين من عبادكم و امائكم ان يكونوا فقراء يغنهم الله من فضله والله واسع عليم

Konu: EŞLİK ANLAŞMALARI                          (Nur Suresi (24), 32. Âyet)

Nur sûresinde zina cezası belirtildikten sonra zinaya karşı alınması gereken tedbirler sayılmıştır. Evlere izinsiz girilmemesi ve örtünme ile ilgili âyetlerden sonra “bu âyet” getirilmiş ve zinayı önleyen sebepler içinde zikredilmiştir. Bu sebeple “Vav” harfi ile atfedilmiştir. Buradaki “nikah”tan maksat “cinsi ilişki” anlamında olup, cariye edinme dahil bütün eşlik sözleşmelerini içine alır. Emir çoğuldur, hem de “nikahlanınız” şeklinde olmayıp “NİKAHLAYINIZ” şeklindedir. Bu emir ya “topluluk tarafından” yerine getirilecektir, demektir; yahut “farz-ı kifaye”dir, demektir. Burada her iki durum vardır: Mali kaynakları sağlamak topluluğa aittir. İş bulmak topluluğa aittir. Ama “eş olmak” ise herkese düşmektedir. “Ben evlenmiyorum!” demek, talip yoksa bir sorumluluk getirmez. Talepten sonra ancak mazeretler sebebiyle red cevabı verilebilir. Kadın için bu “denklik”tir.

EYM: Arıdan tütsü ile boşaltılmış kovandır. Eşsiz olgunlara verilen addır. Daha çok dullar için kullanılır. “Eyâmâ” çoğuldur, eşi olmayan erkek ve kadınlar demektir. Burada sizden tabir kullanılmıştır. Günlük veya cuma cemaatlarına emretmektedir. Eşi olmayan erkek ve kadına topluluk eş bulmalıdır. Bu iş anne babanın işi değildir, “yakınlar”ın işidir. Önce “aşiretteki yakınlar” bunları belirlerler. Kabilenin içinde diğer aşiretlerde eş ararlar. Kadınların eş bulmaları için kafileler hâlinde seyahate çıkmaları da Kur’an’da ibadet olarak zikredilmiştir.

SÂLİH” sözü ile “nikâha sâlih olan demektir. Çoluk çocuğunu destekle de olsa geçindirebilen demektir. Aileyi yönetemeyecek durumda olanların evlendirilmesi emredilmiyor. Köle ve cariyeler de bu emrin içine girmiştir. Dolayısıyla gecelerin bölüşülmesinde bunların da hakkı vardır. Hâmi, kendi cariyesi olmayan kadın köleyi veya erkek köleyi evlenmekten alıkoyamaz. Mâni olamaz. Allah “fakir iseler Allah onları zengin eder” diyor. Artık evlendirmekten korkmamalıyız.

FIKIH: Fıkıh için bu ilmin kurucusu olan Ebû Hanife, “kişinin hak ve vecibelerini öğreten ilimdir” diyor. Biz de bu tanıma katılıyoruz. Bunlar: a) Doğruyu arayıp bulma yükümlülüğü, b) İyiyi arayıp bulma yükümlülüğü, c) Yararlı işler yapma yükümlülüğü, d) Başkaları ile uyumlu davranış yükümlülüğünü içerir.

HUKUK: Siyasi bir güç tarafından teyit edilmiş “fıkıh kuralları”dır. Fıkhın bazı bölümlerini içerir. Bütün “hukuk kuralları” aynı zamanda “fıkıh kuralları”dır. Bütün fıkıh kuralları hukuk kuralları değildir. Fıkıhta ceza hükümleri yetkiliklere tavsiye mahiyetinde olup zorlayıcı değildir. Milletvekillerine “böyle kanun yapın” der, ama dinlemezlerse dünyevi bir yaptırımı yoktur. Çünkü İslâmiyet’in resmi temsilcisi yoktur.

FIKHIN DAYANAKLARI   Fıkıh dört temele dayanır:

1)                  İçtihat Kuralı: Kişinin kendi davranışlarını düzenleyen kuralları bizzat kendisinin koyabilmesi ve değiştirebilmesidir. Ancak kişi kendi koyduğu kurallarına uymak zorundadır. Uymazsa, doğacak zararları tazmin etmekle yükümlü olur. Bunun hukuki müeyyidesi de olmalıdır. Kişiler kendileri kural koyma kabiliyetinde değilseler, başka birilerini seçer ve onların kurallarını uygulayabilirler.

2)                  Sözleşme Kuralı: Kişi diğer kişilerle sözleşme yapar ve böylece sosyal kurallar üretilmiş olur. Bu sözleşmeleri tek taraflı sona erdirebilir. Ne var ki yürürlükte iken sözleşmeye uymayan sebebiyet verdiği zararları tazmin eder. Bu da hukukça teyit edilmiştir. Ne var ki fıkıh bununla meşgul olmaz. Bir topluluğa katılan veya bir yere giren kişi, onların veya oranın sözleşmelerini kabul etmiş olur.

3)                  Hakemlik Kuralı: Kişiler arasında çıkan ihtilaflarla sözleşmelerin yorumu tarafların seçeceği “birer hakem” ile onların seçeceği bir “başhakem” tarafından çözülür. Taraflar hakemlerini kendileri seçerler, ama sonra onların kararlarına uyarlar. Bugünkü hukuk tarafından da “hakem kararları” teyit edilmiştir. Hakemini seçmeyen, davacı hakeminin seçeceği hakeme rıza göstermiş olur.

4)                  Başkanlık Kuralı: Ona yakın “aile” bir “aşiret”i ve yüze yakın aşiret bir “kabile”yi oluşturur. Aşiretlerin “günlük namaz imamları” vardır. Aşiret içinde kalındıkça onun talimatlarına uyulur. Geçici hakemliklerine uyulur. Ayrıca iş hayatında “cuma imamları” vardır. Onların da ekonomik ve sosyal hayattaki geçici hakemliğine uyulur. Mağduriyet doğarsa hakemlere gidilir. Kişi ocağını ve bucağını kendisi seçer ve her zaman değiştirebilir. Ancak oralarda kalındığı müddetçe başkanlara uyulur. Bir topluluğa katılan oranın yetkililerini de seçmiş olur.

HALAL ve YASAK:

Fıkıh “halal ve haram” ile meşgul olur. Müeyyidesi vicdanidir. Bir başkasının müdahale etme yetkisi yoktur. “Yasak” ise hukukidir. Dünyevi müeyyidesi vardır.

CANLILIK KURALI: Canlılar, erkek ve dişinin birleşmesinden ürerler. Bu hayatın temel kuralıdır. İnsan da canlıdır. İki eşin birleşmesinden yeni yavru ortaya çıkar. Yavruyu dişi doğurup büyütür. Bir dişi birden fazla erkekle aynı zamanda birleşmez. Çünkü yavru sakatlanır. Kadın bedeni kimin hormonları ile sulanmışsa ona yavru yetiştirir. Bütün canlılarda bunun için tedbirler alınmıştır. Çiçekler döllendikten sonra spor borularını kapatırlar. Balıklar erkeğin koruduğu yerde yumurtlarlar. Horozlar, koçlar, boğalar hep boğuşur ve dişiyi kendilerine râm etmek isterler. Bütün canlılarda asıl olan dıştan döllenmedir. Yakınları ile döllenenler sakat yavrular ortaya çıkarırlar. Çünkü aynı sakatlıklara sahip eşler kendilerini yenileyemezler. Hâsılı, fıkhın kuralları biyolojik ve sosyolojik gereklerden ibarettir.

EKSİK İNSAN: Diğer bütün canlılar içgüdülerle kendileri için neyin iyi olduğunu doğuştan bilirler. Oysa insan beyni kısmen boş doğar, sonradan programlanır. Diğer canlıların fıkha ihtiyaçları olmadığı halde insanın fıkha ihtiyacı vardır. Eğitim dört temele dayanır: 1. Fıkhi eğitim, insanın ne yapması gerektiğini öğretir. 2. İlmi eğitim, insanın nasıl yapması gerektiğini öğretir. 3. Mesleki eğitim, nerede ve ne zaman yapacağını öğretir. 4. Siyasi eğitim, kollektif ürünlerin bölüşüm şeklini öğretir.

Fıkıh” müsbet ilme dayanır. “Müsbet ilim” demek, uygulayarak ispatlanan ilimdir. Kur’an, hadis, icma ve kıyas ise bize müsbet ilmi daha kolay öğreten araçlardır. Bir dağda olsanız, orda su olduğunu bilseniz ama yerini bilmeseniz, arar arar sonunda bulursunuz. Ama bir gelir de “şurada su var” dese, önce onun dediği yere bakarsınız. Gerçekten su varsa, kişinin iddiasını ispat etmiş olursunuz. Su yoksa, o kişinin hatasını bulmuş olursunuz. Siz yine aramaya devam edersiniz. Dört delil size yol gösterir. Kulak vermekle yükümlüsünüz. İspat ise size düşer.

CİNSİ İLİŞKİNİN DÖRT ANA KURALI:

1. Gizli cinsi ilişki kurmayacaksınız. Bunun dört mahzuru vardır: a) Çocuğun hukuku korunmamış olur. b) Yakınlar arsındaki cinsi ilişki hatasına düşülür. c) Diğer cinsi ilişkide bulunacakların sağlığı ve nesebi tehlikeye girer. d) Sözleşmeli ilişkileri ortadan kaldırır. Kadın mağdur olur. 2. Yakınlarla cinsi ilişki kurmayacaksınız. Bunun mahzuru ilmen çok biliniyor 3. Kadın iddeti içinde bir erkekten fazlasıyla cinsi ilişki kurmayacaktır. Bunun da dört sebebi vardır: a) Kadın iki erkeğin hormonlarını birleştirirse virüslerde mutasyon olmada AİDS gibi hastalıklar ortaya çıkmaktadır. b) Değişik hormonlarla sulanan kadın bedeni sağlıklı çocuk doğuramamaktadır. c) Değişik erkeklerle ilişkide olan kadın bir erkekten bir şey isteyememektedir. Bu da kadını nesil yetiştirmede tek başına bırakmaktır. Kadını ezmektir. d) Çocukların baba şefkatine ve desteğine ihtiyaçları vardır. Baba belli olmayınca da bu şefkat ve saygı kalkar. Mahkeme kararları ile baba olanların babalığı varsa mirasın bölüşülmesinde yarar. 4. Cinsi ilişki aslında haramdır. “Eşlik sözleşmesi” ile halal hâle gelir. Eşlik sözleşmesi sözleşmede yazılmasa da, ortak çocuk yetiştirme sözleşmesidir. Dolayısıyla iki taraf râzı olmadıkça çocuk yapmamazlık edemezler. Anne çocuğu doğurur ve büyütür. Baba aileyi korur ve geçindirir.

YAKINLAR: Birbirleriyle cinsi ilişki kurmaları haram olan yakınlar iki illete dayanır.

)              Biyolojik Yakınlık: Bütün canlılar için söz konusudur. Neseb yakınlığı ile süt yakınlığı bunlardandır. Kişinin usul ve füru’, kardeşlerinin çocukları ile usulün kardeşleri neseb yoluyla mahremdirler. Bir çocuğa bir yabancının süt vermesi haramdır. Ancak devamlı süt vermesi için kendilerine emanet edilen süt annelerin sütünü emebilir. O annenin süt çocuğu olur. Onun neseb yakınları da çocuğun süt yakınlarıdır. Burada iki illet birleşmiştir.

)                Sosyal Yakınlık: Kişilerin bir arada yaşama zorunluğu aralarında mahremiyeti koyar. Aksi takdirde zina önlenemez. Bunlar da sıhri yakınlarla hizmetçi yakınlığıdır. Bir kimsenin eşlik sözleşmesi yürürlükte iken eşin bütün yakınları onun da yakınlarıdır. Evlere rahat gelip gidebilirler. Bilirler birbirlerinin mahremidirler. Eşlik sözleşmesi sona ermiş olsa bile eşin usulü, birleşme olsun olmasın her zaman eşin furuu ise birleşme varsa yine her zaman yakınlardır. Çünkü sonra da gidip gelmeler devam edebilir. Hizmetçi yakınlar ise devamlı aynı evde kalma durumunda olan kimselerdir. Savaş esirleri fidyeli veya fidyesiz serbest bırakılır. Bırakılmaları tehlike teşkil ediyorsa köleleştirilir. Bunlar hür ailelere asimile edilmeleri için verilir. Vatandaş olabilecek hâle geldiklerinde azad edilirler. Savaş meşru ise kölelik de meşrudur. İslâmiyet’te eksik bir düzenleme yoktur. Ayrıca eğer bir kadın veya erkek fuhşu sanat hâline getirmişlerse o beldeden sürülürler. Gitmezlerse köleleştirilirler. Erkekler hadım edilir. Kadınlar cariye yapılır. İster savaş esiri olsunlar, ister fuhuş esiri olsunlar, onlar için uygulanan sistem şudur. Bir kadın bir erkek veya bir kadın köleye sahip olursa onun mahremi olur. Sıhri akrabalık gibi yakınlık doğar. Kölesi kaldıkça veya azat ettikçe onunla cinsi ilişki kurulamaz. Bir erkek bir erkeğe mâlik olursa o da onun yakınlısı olur. Hür olurlarsa nesep mirasçıları, yoksa bunlar birbirine mirasçı olurlar. O ailenin ismiyle yâd edilirler. Erkek bir kadın köleye sahip olursa, isterse onunla cinsi ilişki kurar ve cariyesi olur. İsterse onu kendisine akraba köle yapar. Bu taktirde artık onunla cinsi ilişki kuramaz, azad etse de evlenemez. O takdirde başkası ile evlendirir. Anne ve babası köle olanların çocukları köle olur. Biri hür ise hür olur.

Köleler değişik şekilde hür olurlar: a) Hamisinin azat etmesi ile. b) Hamisinin azatlığını vasiyet etmesi ile. c) Bir hürün annesi  veya babası olmakla. d) Kendi bedelini kazanıp hamisine ödemekle. Buna talip olana mahkeme kararı ile izin verilebilir. e) Devlet bütçesinde ayrılan pay bunlara yardım olarak verilip azatlığa kavuşturulur.

EŞLİK ANLAŞMASI DÖRT ÇEŞİTTİR:

1. Cariyelik müessesesi. Burada kadın aynı zamanda hizmetçidir. Erkek onun cinsi isteklerini de giderme durumundadır. Yoksa kendisine akraba yapıp başkasına baştan evlendirmelidir. 2. Köle ile evlilik. Kadın olsun erkek olsun başkasının kölesiyle eşlik sözleşmesi yapabilir. Cinsi ilişkiler eşler arasında oluşur. Mâli yükümlülük hâmiye aittir. Köle ona çalışır. Ve geçinir. Köle yakınlısı olduğu için çocuğu da onun yakınlısı olur. Nafaka ona düşer. 3. Muta sözleşmesi. Ayrılma tazminatı söz konusu olmaksızın ve birbirlerine mirasçı olmamak üzere yapılmış sözleşmelerdir. Kadın ücretini alır. 4. İslâm eşlik sözleşmesi. İslâmiyet’in asıl istediği sözleşme budur. Erkek kadına ayrılma tazminatını öder ve ölümleri hâlinde birbirlerine mirasçı olurlar.

BİR KADIN İÇİN DÖRT HAL VARDIR:

1. Herhangi bir erkekle bir bağlantısı yoktur. İstediği erkekle açık olmak şartı ile görüşebilir. Eşlik sözleşmesi üzerinde konuşabilir. 2. Matlup halde iken yani ona birisi talip ise eğer dengi değilse onu reddedebilir. Reddettikten sonra serbest kadın hale gelir. Talip olan dengi ise ona müsbet cevap vermezse talip olan vazgeçmedikçe kadın matlup statüsü içinde olacaktır. Başka erkekle eşlik görüşmelerini yapamaz. 3. Sözleşmeli kadın eşlilik giysilerini giyer ve tanınmadığı yerlerde onlarla dolaşır. Ayrılmadıkça başka erkeklerle eşlik görüşmeleri yapamaz. 4. Birlikte yaşamaya başladıktan sonra, ayrılmış olsa bile iddet geçmemiş ise kadın başkasıyla eşlik görüşmeleri yapamaz. Ayrılma ancak üç defa olur. İddet içinde eşli hükmündedir. İddet dört şekilde dolar: 1. Aybaşı gören kadınların üç temizlenme müddeti ile iddetleri biter. 2. Aybaşı görmeyenler için üç ay sonra iddet sona erer. 3.Eşi ölmüş kadınlar 128 gün iddet beklerler. 4. Eşi kaybolmuş kimse  dört ay sonra eşinden ayrıldığını açıklayabilir. Bundan  dört ay sonra iddet dolmuş olur. Hamile olanların iddetleri doğurmadıkça sona ermez.

AÇIK KADIN: Yukarıda açıklanan hususlar örtülü kadınlar için söz konusudur. Açık kadınlar ise bir erkekle birlikte yaşarken başka erkekle birlikte yaşayamazlar. Ama yine açık olmak şartı ile başka erkeklerle kur yapabilirler. Eski eşinden ayrılması halinde onunla evlenip evlenmeyeceği hususlarını görüşebilir. Açık olmak ve zinaya yaklaşmamak şartı ile eşi bunun bu görüşmelerini kusur sayamaz. Açık kadınla evlenmek haram değildir. Zina yapanlar ancak zina yapanlarla evlenebilirler. Cariyeler ve köleler de her zaman yeni hami arayabilir. Güzelliğini gösterebilir. Bunların örtünmeleri yanıltma olacağı için mekruhtur.

NAFAKA: Evin geçimi erkeğe aittir. Yiyecek, giyecek, barınacak ve ulaşım yükümlülüğü erkeğe aittir. Kendisi ne giyerse onu giydirir. Ne yerse onu yedirir. Eşler arası eşitlik gözetilir. Muta sözleşmesinde sabit ücret vardır. Değişmez. Bu ücret üç aylıktan az olamaz. İddeti beklemek zorunda olduğu için bu ücreti de alır. Satılan cariye de iddetini bekler. Nafakası satana aittir. Bu müddet içinde iki taraf da cinsi ilişki kuramaz. Çocukların nafakası da babaya aittir. Evdeki hizmetler kadına aittir. Kadının yaptığı yemekten eşi de yararlanır. Mutada bu husus sözleşme ile çözülür. Eşinin çamaşırını yıkama zorunluğu vardır. Her eşe bağımsız (tuvaleti ve mutfağı olan) oda tahsis edilir. Ayrıca erkek kendisine kütüphane, misafirhane, oturma odası gibi yer ayırmışsa, kadın eşler de eşitlik içinde yararlanırlar. Erkek gecelerini eşitlik içinde bölüşme durumundadır. Gündüzleri iş ilişkilerinde daha fazla kalabilir. Dinleme seyahatlerine eşlerini eşitlik içinde götürmelidir. İş gezilerinde bazı eşleri tercih edebilir. Ancak dönünce eksik gecelerini tamamlar.

EŞLİK SÖZLEŞMESİ: Taraflar başka bir şey yazmasalar da kimliklerini yazar ve tarih atarlar altlarını imzalarlarsa, eşlik sözleşmesi tamamlanmış olur. Dört nüsha tanzim eder ve ikişer ikişer ceplerine koyarlar. Bu tarihten sonra şahitlerle görüşmeseler de birbirleriyle cinsi ilişki kurmuş olurlar. Gizlilik inkar ile oluşur, belge tanziminden imtina ile oluşur. Eşlik sözleşmesi sonra tanıklara verilmelidir. Eşlik sözleşmesinde muta sözleşmesi geçmiyorsa “İslâm sözleşmesi”dir. İslâm sözleşmesi yapmak yasak değildir. İmamın yapması yasaktır. Belediyelerde veya kiliselerde yapılan nikahlar da birer eşlik sözleşmesidir. Eşlik sözleşmeleri içindeki eksiklikler hakemler tarafından doldurulur.

ÇOK EŞLİLİK: Eşlilikte gaye çocuk yetiştirmedir. Bir kadın iki erkekle ilişki kursa çok çocuk yetişmez, bir bile yetişmez. Bir erkek çok kadınla ilişki kurarsa çok çocuk olur. O halde kadınlar için tek eşlilik ne kadar önemli ise, erkekler için de çok eşlilik o kadar önemlidir. Gaye, her kadına bir erkek eş bulmaktır. Bu bir erkek hakkı değil kadın hakkıdır. Eş bulanların ihtiyaçları olmayan erkekleri hapsetmeleri diğer kadınlara zulümdür. O zaman diğer kadınlara eşlik dışı ilişki kurmaları hakkı doğar. Bu da evlenmemiş erkekleri cinsi bakımdan doyuracağı için evlenmemeye götürür. Bu durum o kadının kızını eşsiz bırakır. Eşinin de kötü yollara düşmesine sebep olur. Gizli ilişkiler, kaçak ilişkiler ortaya çıkar. Oysa çok eşliliğin olduğu topluluklarda hem kadın hem varlıklı eş bulmuştur. Aile kurmuştur. Kadınlık görevini yapmaktadır. Beceriksiz veya tembel erkekler ise eşsizdirler. Erkekler arasında sıkı bir eş bulma yarışı vardır. Kadın çok kıymetlidir. Mali harcamalar söz konusu olduğu için de kimse eşinden ayrılmayı arzulamıyor. Tek eşlilik kapitalistlerin icadıdır. Emek sıkıntısını çeken sömürücüler kadınları da işe zorlamak için aile müessesesini yıkmak istemişlerdir. “Tabii sigorta olan aile müessesesi” yerine “primli sigorta sistemi” koymuşlardır. Çok eşlilikte eş olan kadının hakkı da korunmuştur. Şöyle ki, kedisinden sonra eşlik sözleşmesi yapan erkekten tam tazminatı alarak ayrılma hakkı vardır. Baştan da istediği kadar büyük tazminat koyabilir. Böylece eğer bulursa ve razı edebilirse fiilen eşinin kendisinden sonra bir daha eşlik sözleşmesini yapmayı önlemiş olur. Kur’an’da çok eşlilikle ilgili önemli iki âyet vardır. Onları değerlendirmemiz gerekir. Bunlardan biri, “eşi olmayanlara eş bulunuz şeklindeki” âyettir. Bu topluluğa verilen bir emirdir. Bu yalnız erkeklere verilen bir emir değildir. Kadınlara da verilmiş bir emirdir. Eşini diğer kadınlarla paylaşmak istemeyen kadın yarın Allah’a nasıl hesap verecektir? Yalnız başını örtüp sokağa dökülmekle cennete gidilmez. Kitabın bazısına inanıp bazısını inkar etmenin cezası eşeddir. Dünyada da rezalettir. Burada dikkat edilecek husus “evlenin” emri değil, “evlendirin” emri vardır. Bize iki çeşit müessese kurmak zorunluğu getiriliyor: On beş yaşına gelen kıza ve erkeğe eş bulmalıyız. Emir böyledir. Anne babası bulmayacak, biz topluluk olarak bulmalıyız. Onlara iş vermeliyiz. Çalışıp geçinmelidirler. Şimdi böyle bir toplulukta eğer kadın - erkek sayısı eşit ise kim ikinci kocaya gider? Böyle bir toplulukta her kadın tek eşle evlenmiştir. Çok eşliliğe fiilen imkan kalmamıştır. Ancak savaş dönemleri veya sosyal bozukluk dönemlerinde çok eşlilğe ihtiyaç vardır. Çevremiz fahişe kadınlarla doluyor. Eğer biz normal yollar kurmazsak bu sel ülkemizi de istila eder. Bir gün Romanya’dan gelen kadınların yerini Türkiye’den Romanya’ya giden kadınlar alabilir. Bunun için muta evleri kurmalıyız. Bu bize farzdır. “Kötülüğü en iyisi ne ise onunla def et” âyeti unutulmamalıdır. Muta evlerinde her kadına bağımsız bir oda verilir. Çocuğu olursa çocuğuna da oda verilir. Yedi yaşına kadar kız - erkek bir olmak üzere dört çocuk için bir oda; yedi yaşından sonra erkek ve kız ayrı olmak üzere her üç çocuk için bir oda; on ile onbeş yaş arası her iki çocuk için bir oda verilmelidir. Muta evlerinde kadınların çalışıp geçinmeleri için işyerleri kurmalıyız. Bunlar isteyen erkeklerle eşlik sözleşmesi yapabilir. Eşleri de bu evlerde kalır. Eşlik sözleşmesinde alınan ücretlerin yarısı işletmeye ait olur. İddetleri bekletilerek eş değiştirme sağlanır. Doğacak çocuklar için teminat istenebilir. Zengin olup evlenememiş kadınların da evlerinde muta eşlik kurmaları caizdir ve sevaptır. Eşlik sözleşmesi kişilerin kötü yollara düşmesini önler. Bu bakımdan farz ibadetlerdendir. Hac gibidir. Gücü yeten içindir.

KUR’AN’DA ÇOK EŞLİLİK: Kur’an’da tek eşliliği esas almakla beraber, hiç bir yerde çok eşliliği sınırlayan bir âyet yoktur. Dört evlilik ile ilgili âyetler şimdiye kadar yanlış anlaşılmıştır. Güya zaruret hâlinde çok eşliliğe izin veriliyor, normali tek evliliktir deniyor. Oysa gerçek öyle değildir. Öyle bir topluluk oluşturmalıyız ki orada fiilen tek evlilik olmalıdır. Ancak gerektiğinde de çok evlenme erkeklere farzdır. Bu da eşi olmayan çocuklu kadınların geçim zorluğu içinde kalma şartıdır. Bir erkek ölür de dul eş ve çocuklar bırakırsa, o eş ve çocukların eşi hayatta imiş gibi geçinme içinde olmaları gerekir. Hüküm şudur: Babalarından ne kalmışsa ona dokunulmaz. Mevkuf hale getirilir. Çocuklar babaları sağmış gibi yaşatılır. Bu sağlanamıyorsa, farz-ı kifaye yerine gelmiyorsa, bir erkek ikinci eşe eşlik sözleşmesi yaparsa o kendine düşen payı yapmış olut. Diğerlerinin sorumluluğunu yüklenmez. Ama bu suretle mağdur çoksa, o zaman bu sorumluluk üçe ve dörde kadar çıkabilir. Ondan sonra sorumlu değildir. İşte Kur’an’ın ifade ettiği çok evlilik budur. Bunun için âyette “İN” edatı başa alınmıştır, vücub ifade eder. Cevaz olsaydı sona alınırdı.

AYRILMA TAZMINATI: “İslâmi eşlik sözleşmesi”nde, sözleşmede yer almazsa ayrılma tazminatı vardır. Bunu erek kadına öder. Bu kadının geçinme dışında eşlik sebebiyle bir biriktirme yapamayışı karşılığıdır. Bunu baştan alabilir. Ayrılma esnasında veya ölüm halinde de alır. Ayrılmada eş aciz kalırsa akilesi öder. Ayrılma kadın tarafından gelmiş ve erkek kusursuz ise veya erkek tarafından gelmiş ama kadın kusurlu ise, ayrılma tazminatının bir kısmı iade edilebilir. Bu konularda hüküm hakemlere aittir.

MİRAS: Yeryüzü insanlarındır. İnsanlar ondan yararlanarak yaşarlar. Çocuklar anne - babalarına borçlanarak büyürler, sonra borçlarını anne - babalarına torun yetiştirerek öderler. Erginler yaşlılara hizmet ederek alacaklı olurlar. Sonra da çocuklarından alacaklarını yaşlı iken tahsil ederler. Aile bu düzenin çekirdeğidir. Bu sebepledir ki “miras müessesesi” vardır. Miras iki kısımdır. Yakınlık mirası kadın - erkek arasında eşittir. Soy mirasında  erkek kızın iki mislini alır. Eşler arasında ayrılmadan ölüm hâlinde ayrılma tazminatı alınmaz, miras sekizde bire düşer veya dörtte bire yükselir. Muta sözleşmelilerde eşler arasında miras yoktur. Ayrılma tazminatı da yoktur. İnsanlar onbinlerce yıl devlet aşamasına gelmeden yaşadılar. O zaman insanlığı “aile ve kabile töreleri” yönetiyordu. Gelişme, ailenin veya kabilenin zayıflaması şeklinde değil, ailelerin ve kabilelerin birleşmesi şeklinde anlaşılmalıdır.

Eşlik fıkhını hikmetleri ile kavrayıp herkes kendine düşeni yapmalıdır. Ekonomiyi yıkan faizdir. Sosyal yapıyı yıkan zinadır. Zinanın kaynağı da tek evliliktir. Bu konuda her insan başını iki eli arasına alıp iyi düşünmelidir.

 

 






Tüm Seminerler
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1130
En'âm Suresi Tefsiri 77-79. Ayetler
21.08.2021 3464 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1129
En'âm Suresi Tefsiri 74-76. Ayetler
14.08.2021 2657 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1128
En'âm Suresi Tefsiri 72-73. Ayetler
7.08.2021 2625 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1127
En'âm Suresi Tefsiri 71. Ayet
31.07.2021 2147 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1126
En'âm Suresi Tefsiri 66-70. Ayetler
24.07.2021 2526 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1125
En'âm Suresi Tefsiri 61-65. Ayetler
17.07.2021 2543 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1124
En'âm Suresi Tefsiri 52-55. Ayetler
10.07.2021 2278 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1123
En'âm Suresi Tefsiri 45-51. Ayetler
3.07.2021 2169 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1122
En'âm Suresi Tefsiri 40-44. Ayetler
26.06.2021 2173 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1121
En'âm Suresi Tefsiri 35-39. Ayetler
19.06.2021 2584 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1120
En'âm Suresi Tefsiri 31-34. Ayetler
12.06.2021 2478 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1119
En'âm Suresi Tefsiri 26-30. Ayetler
5.06.2021 1984 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1118
En'âm Suresi Tefsiri 20-25. Ayetler
29.05.2021 2339 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1117
En'âm Suresi Tefsiri 13-19. Ayetler
22.05.2021 2285 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1116
En'âm Suresi Tefsiri 7-12. Ayetler
15.05.2021 2425 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1115
En'âm Suresi Tefsiri 1-6. Ayetler
8.05.2021 2424 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1114
Kasas Suresi Tefsiri 86-88. Ayetler
1.05.2021 2257 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1113
Kasas Suresi Tefsiri 83-85. Ayetler
24.04.2021 2437 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1112
Kasas Suresi Tefsiri 79-82. Ayetler
17.04.2021 2393 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1111
Kasas Suresi Tefsiri 76-78. Ayetler
10.04.2021 2615 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1110
Kasas Suresi Tefsiri 72-75. Ayetler
3.04.2021 2434 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1109
Kasas Suresi Tefsiri 68-71. Ayetler
27.03.2021 3037 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1108
Kasas Suresi Tefsiri 61-67. Ayetler
20.03.2021 2670 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1107
Kasas Suresi Tefsiri 57-60. Ayetler
13.03.2021 2980 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1106
Kasas Suresi Tefsiri 52-56. Ayetler
6.03.2021 2669 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1105
Kasas Suresi Tefsiri 47-51. Ayetler
27.02.2021 2744 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1104
Kasas Suresi Tefsiri 43-46. Ayetler
20.02.2021 2952 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1103
Kasas Suresi Tefsiri 38-42. Ayetler
13.02.2021 3134 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1102
Kasas Suresi Tefsiri 33-37. Ayetler
6.02.2021 3026 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1101
Kasas Suresi Tefsiri 29-32. Ayetler
30.01.2021 3421 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1100
Kasas Suresi Tefsiri 26-28. Ayetler
23.01.2021 5478 Okunma
4 Yorum 28.02.2021 11:05
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1099
Kasas Suresi Tefsiri 21-25. Ayetler
16.01.2021 3541 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1098
Kasas Suresi Tefsiri 16-20. Ayetler
9.01.2021 3072 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1097
Kasas Suresi Tefsiri 12-15. Ayetler
2.01.2021 3857 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1096
Kasas Suresi Tefsiri 7-11. Ayetler
26.12.2020 3708 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1095
Kasas Suresi Tefsiri 1-6. Ayetler
19.12.2020 3420 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1094
Neml Suresi Tefsiri 89-93. Ayetler
12.12.2020 3869 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1093
Neml Suresi Tefsiri 83-88. Ayetler
5.12.2020 3831 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1092
Neml Suresi Tefsiri 76-82. Ayetler
28.11.2020 4108 Okunma
1 Yorum 29.11.2020 17:15
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1091
Neml Suresi Tefsiri 67-75. Ayetler
21.11.2020 4618 Okunma
1 Yorum 26.11.2020 17:07
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1090
Neml Suresi Tefsiri 63-66. Ayetler
14.11.2020 3011 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1089
Neml Suresi Tefsiri 59-62. Ayetler
7.11.2020 3112 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1088
Neml Suresi Tefsiri 54-58. Ayetler
31.10.2020 3965 Okunma
1 Yorum 03.11.2020 17:20
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1087
Neml Suresi Tefsiri 45-53. Ayetler
24.10.2020 3822 Okunma
1 Yorum 24.10.2020 22:54
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1086
Neml Suresi Tefsiri 41-44. Ayetler
17.10.2020 2850 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1085
Neml Suresi Tefsiri 36-40. Ayetler
10.10.2020 2942 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1084
Neml Suresi Tefsiri 27-35. Ayetler
3.10.2020 3950 Okunma
2 Yorum 11.10.2020 20:33
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1083
Neml Suresi Tefsiri 20-26. Ayetler
26.09.2020 7713 Okunma
5 Yorum 03.10.2020 19:37
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1082
Neml Suresi Tefsiri 15-19. Ayetler
19.09.2020 5602 Okunma
3 Yorum 03.10.2020 18:51
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1081
Neml Suresi Tefsiri 12-14. Ayetler
12.09.2020 4173 Okunma
2 Yorum 13.09.2020 15:00
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1080
Neml Suresi Tefsiri 7-11. Ayetler
5.09.2020 3574 Okunma
2 Yorum 06.09.2020 15:55
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1079
Neml Suresi Tefsiri 1-6. Ayetler
29.08.2020 3715 Okunma
2 Yorum 30.08.2020 20:43
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1078
Şuara Suresi Tefsiri 224-227. Ayetler
22.08.2020 4732 Okunma
3 Yorum 23.08.2020 21:17
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1077
Şuara Suresi Tefsiri 213-223. Ayetler
15.08.2020 4442 Okunma
4 Yorum 16.08.2020 18:26
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1076
Şuara Suresi Tefsiri 203-212. Ayetler
8.08.2020 4741 Okunma
6 Yorum 09.08.2020 19:55
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1075
Şuara Suresi Tefsiri 192-202. Ayetler
1.08.2020 4662 Okunma
5 Yorum 06.08.2020 19:32
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1074
Şuara Suresi Tefsiri 176-191. Ayetler
25.07.2020 4815 Okunma
3 Yorum 26.07.2020 16:16
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1073
Şuara Suresi Tefsiri 160-175. Ayetler
18.07.2020 4547 Okunma
3 Yorum 20.07.2020 11:09
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1072
Şuara Suresi Tefsiri 141-159. Ayetler
11.07.2020 3395 Okunma
2 Yorum 12.07.2020 15:51
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1071
Şuara Suresi Tefsiri 123-140. Ayetler
4.07.2020 4475 Okunma
3 Yorum 11.07.2020 03:35
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1070
Şuara Suresi Tefsiri 105-122. Ayetler
27.06.2020 3622 Okunma
2 Yorum 28.06.2020 18:12
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1069
Şuara Suresi Tefsiri 92-104. Ayetler
20.06.2020 5171 Okunma
4 Yorum 21.06.2020 19:07
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1068
Şuara Suresi Tefsiri 83-91. Ayetler
13.06.2020 3853 Okunma
1 Yorum 14.06.2020 16:25
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1067
Şuara Suresi Tefsiri 69-82. Ayetler
6.06.2020 5148 Okunma
3 Yorum 08.06.2020 14:48
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1066
Şuara Suresi Tefsiri 53-68. Ayetler
30.05.2020 5007 Okunma
3 Yorum 31.05.2020 16:53
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1065
Şuara Suresi Tefsiri 45-52. Ayetler
23.05.2020 4933 Okunma
3 Yorum 29.05.2020 18:08
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1064
Şuara Suresi Tefsiri 34-44. Ayetler
16.05.2020 3536 Okunma
1 Yorum 17.05.2020 15:50
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1063
Şuara Suresi Tefsiri 23-33. Ayetler
9.05.2020 3477 Okunma
1 Yorum 10.05.2020 08:19
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1062
Şuara Suresi Tefsiri 10-22. Ayetler
2.05.2020 3688 Okunma
2 Yorum 13.05.2020 21:45
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1061
Şuara Suresi Tefsiri 1-9. Ayetler
25.04.2020 5149 Okunma
2 Yorum 14.05.2020 18:52
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1060
Furkan Suresi Tefsiri 73-77. Ayetler
18.04.2020 4205 Okunma
2 Yorum 15.05.2020 16:45
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1059
Furkan Suresi Tefsiri 68-72. Ayetler
11.04.2020 5418 Okunma
3 Yorum 16.05.2020 16:02
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1058
Furkan Suresi Tefsiri 60-67. Ayetler
4.04.2020 4087 Okunma
2 Yorum 18.05.2020 16:53
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1057
Furkan Suresi Tefsiri 53-59. Ayetler
28.03.2020 5268 Okunma
5 Yorum 19.05.2020 16:27
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1056
Furkan Suresi Tefsiri 45-52. Ayetler
21.03.2020 4417 Okunma
2 Yorum 20.05.2020 16:21
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1055
Furkan Suresi Tefsiri 41-44. Ayetler
14.03.2020 4429 Okunma
2 Yorum 21.05.2020 16:36
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1054
Furkan Suresi Tefsiri 35-40. Ayetler
7.03.2020 4569 Okunma
2 Yorum 22.05.2020 16:05
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1053
Furkan Suresi Tefsiri 30-34. Ayetler
29.02.2020 4764 Okunma
2 Yorum 23.05.2020 15:57
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1052
Furkan Suresi Tefsiri 21-29. Ayetler
22.02.2020 5314 Okunma
3 Yorum 24.05.2020 16:54
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1051
Furkan Suresi Tefsiri 17-20. Ayetler
15.02.2020 4116 Okunma
2 Yorum 30.05.2020 17:45
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1050
Furkan Suresi Tefsiri 10-16. Ayetler
8.02.2020 5260 Okunma
2 Yorum 09.02.2020 11:38
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1049
Furkan Suresi Tefsiri 4-9. Ayetler
1.02.2020 4524 Okunma
1 Yorum 03.02.2020 07:09
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1048
Furkan Suresi Tefsiri 1-3. Ayetler
25.01.2020 3843 Okunma
1 Yorum 26.01.2020 06:07
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1047
Nur Suresi Tefsiri 62-64. Ayetler
18.01.2020 4380 Okunma
1 Yorum 25.01.2020 07:13
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1046
Nur Suresi Tefsiri 61. Ayet
11.01.2020 4588 Okunma
1 Yorum 13.01.2020 08:24
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1045
Nur Suresi Tefsiri 58-60. Ayetler
4.01.2020 4112 Okunma
1 Yorum 05.01.2020 08:14
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1044
Nur Suresi Tefsiri 53-57. Ayetler
28.12.2019 4097 Okunma
1 Yorum 30.12.2019 08:51
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1043
Nur Suresi Tefsiri 47-52. Ayetler
21.12.2019 4086 Okunma
1 Yorum 22.12.2019 23:13
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1042
Nur Suresi Tefsiri 43-46. Ayetler
14.12.2019 4540 Okunma
1 Yorum 17.12.2019 07:14
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1041
Nur Suresi Tefsiri 39-42. Ayetler
7.12.2019 5648 Okunma
2 Yorum 09.02.2020 00:42
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1040
Nur Suresi Tefsiri 35-38. Ayetler
30.11.2019 9813 Okunma
2 Yorum 03.12.2019 13:53
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1039
Nur Suresi Tefsiri 32-34. Ayetler
23.11.2019 4645 Okunma
1 Yorum 24.11.2019 08:09
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1038
Nur Suresi Tefsiri 30-31. Ayetler
16.11.2019 3701 Okunma
1 Yorum 19.11.2019 12:31
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1037
Nur Suresi Tefsiri 27-29. Ayetler
9.11.2019 3852 Okunma
1 Yorum 10.11.2019 05:24
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1036
Nur Suresi Tefsiri 23-26. Ayetler
2.11.2019 3355 Okunma
1 Yorum 03.11.2019 07:48
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1035
Nur Suresi Tefsiri 19-22. Ayetler
26.10.2019 3382 Okunma
1 Yorum 28.10.2019 13:15
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1034
Nur Suresi Tefsiri 12-18. Ayetler
19.10.2019 3741 Okunma
1 Yorum 20.10.2019 10:50
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1033
Nur Suresi Tefsiri 6-11. Ayetler
12.10.2019 5695 Okunma
2 Yorum 16.10.2019 14:52
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1032
Nur Suresi Tefsiri 1-5. Ayetler
5.10.2019 4244 Okunma
1 Yorum 06.10.2019 23:25
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1031
Müminun Suresi Tefsiri 111-118. Ayetler
28.09.2019 3445 Okunma
1 Yorum 30.09.2019 10:50


© 2025 - Akevler