KUR’AN MATEMATİĞİ
67. SEMİNER NOTLARI 08 TEMMUZ 2000
S Û R E L E R
Sesler boğazdan çıkıp dudaklara doğru biçim alır. Çıkış sert ve süreksiz, yumuşak ve sürekli, yumuşak süreksiz, sert süreksiz veya sert yarı sürekli olarak çıkar. Sesliler de uzun olursa bağımsız harf sayılır. Kısalar sesin özelliği kabul edilir. Bu sırayı gözeterek ses çıkışlarını yazalım:
Türkçede, boğazdan G K Ğ H R A, damaktan C T Y Ş L I, dişlerden D T Z S N U ve dudaktan B P F V M O sesleri çıkar.
Arapçada, alt boğazdan E H X G ** , üst boğazdan Q K P Ğ**, yutaktan C**Y*I, damaktan * * Ş W ** , orta damaktan O * Ö J R * , dişlerin arkasından ** ÇÜ** , dişlerden B P F V M U harfleri çıkar.
Dikkat: P harfi Türkçedeki Ohu da çıkan h gibi çıkar. Harfleri bu yerlere göre kullanacaksınız.
Arap alfabesindeki sıralanışa göre de yazıyorum:
E B T Ç C X P D Ü R Z S Ş Ö W O J G Ğ F Q K L M N H V Y A(UI)
Buna göre Kur’an’daki âyetleri Latin harflerle gösteriyorum. Bu yazıyı öğrenmeniz Arap harfleri olmayan araçlarla çalışmanızı sağlar.
Arap yazısı Mezopotamya yazısından evrimleşmiştir. Mezopotamya’da yazı Sümerler tarafından icat edilmiştir. Sümerler’de boğaz harfleri azdır. Arapçada başlangıçta birkaç harf aynı şekilde yazılırdı. B,T,Y,Ç harfleri benzer şekilde yazılıyordu. İslâmiyet’ten sonra B’nin altına bir nokta, N’nin üstüne bir nokta, T’nin üstüne iki nokta, Y’nin altına iki nokta ve Ç’nin üstüne iki nokta koyarak ayırdılar. C ve X aynı şekilde yazılıyordu. C’nin altına bir nokta, P’nin üstüne bir nokta koyarak ayırt ettiler. V, F ve Q aynı şekilde yazılıyordu. F’nin üstüne bir nokta, Q’nin üstüne iki nokta koydular. D ile Ü aynı şekilde yazılırdı. Ü’nin üstüne bir nokta koydular. R ile Z’yi de R’nin üzerine bir nokta koyarak ayırdılar. Ş’yi de S’den üç nokta koyarak ayırdılar.
Demek ki Kur’ân indiği zaman Araplarda çok iptidai yazı vardı. Birkaç yüz beyitten ibaret yazılı eserleri vardı (600 beyit kadar). Bunun dışında Araplar borç ve alacaklarını rakam olarak yazarlardı. “Ebced Hesabı”nı kullanırlardı. Yazının zorluğundan dolayı kelime içinde söylerlerdi “Ahmet’e XaMD borcum var” deyince veya yazınca “X=8 M=40 D=4 52 dinar borcum var” anlaşılıyordu. Hesapları parmak hesabı ile yapıyorlardı.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
Birlikler E B C D H V Z X O Y
Onluklar K L M N Ç G F Ü
Yüzlükler Q R Ş T Ç P Ü W J Ğ
Tarih düşürme olarak Osmanlıların sonuna kadar bu rakam sistemi kullanılmıştır. Kur’ân’da da bu rakam sistemi kullanılır. Mesela demir (Fe) sekizinci sütunun dördüncü elemanıdır. XaDIyD (HADİD) birinci harf sütun sayısını, sonuncu harf satır sayısını, toplamı da 26 eder. Bu da element numarasını gösterir. Kur’ân’ın bu rakam sistemiyle bir çok mucizeleri ortaya çıkmıştır.
Resul Muhammed kendisi okur yazar değildi ve sonuna kadar da öğrenmedi. O, Kur’ân’ı ezbere okur, yanındakiler de yazmaya başlarlardı. Medine’de özel kâtipleri vardı. Hayatında kâğıt bilinmiyordu. Arabistan’da yazı sadece kemik, tahta ve deri üzerine yazılabiliyordu. Bir deri ve tahta parçasına yazdıktan sonra başka parçaya geçtiklerinde son kelimeyi öbürünün başına yazarak devamı olduğunu belirtirlerdi.
Bu usûlü Osmanlılar’da sonuna kadar nâdir de olsa kullanmışlardır.
Kur’ân âyet âyet, sûre sûre iniyor, bazen de cümle içinde kelime bile ilave ediliyordu. Kur’ân 23 yılda tamamlanmıştır. İniş sırası ile değildi. Ancak Hz. Peygamber gelen âyetlerin veya sûrelerin neden sonra veya neyin ardından yazılacağını belirtiyordu.
Kur’ân insanların hafızalarında şekillenmişti. Ancak kitap hâline gelmemişti. Allah peygambere onu kitap hâline getirmesini yasaklamıştı. “Onu sonra biz toplayacağız” denmiştir. (Kıyame(75); 17)
Hazreti Muhammed ile kişiye olan vahiy sona ermiştir. Ancak topluluğa inen vahiyler hâlâ devam etmektedir. Kişilere de ilham gelmektedir. Topluluğa ise icma ile vahiy gelmektedir. İşte Kur’ân da Hz. Peygamber’den sonra bütün sahâbelere gelen ilhamların ittifakı ile yani vahiy ile bugünkü şeklini almıştır. Hazreti Muhammed zamanında farklı olsa bile Kur’an o değil bu son şeklidir. Çünkü icma hüküm bakımından sünnetten daha kuvvetlidir. Hatta lâfız olarak Kur’ân en temel kitaptır. Ancak onu anlamak ancak içtihat ve icma ile olur. İcma kesin hükümleri içerir. Kur’ân’da ise müteşabih vardır.
Sahâbeler Kur’ân’ı toplarken önce şu hususta anlaştılar. Kur’ân’ın içine ihtilaflı hiçbir şey girmeyecektir. İhtilaf varsa o yazılmayacak, böylece ilk icma örneğini verdiler. Bir hususta bir türlü anlaşamadılar. Tevbe ayrı sûre midir, aynı sûre midir? Bu tartışmayı şöylece sonuca bağladılar: Enfal ile Tevbe sûreleri arasına “besmele” konmayacak, ancak araları ayrılarak yazılacaktır. Böylece ne bir sûre ne de iki sûre olacaktı. Artık Kur’ân’da ihtilaflı bir şey kalmamıştı.
Şimdi hâlâ şu soru sorulabilir:
Bunun böyle yazılması Allah’ın vahyi miydi yoksa sahâbelerin kendi istekleri miydi? Sahâbelerin haberdar olmadığı hususu ancak 20. yüzyılda anlayabildik ki bu Allah’ın vahyi ile olmuştu. Kur’ân kendisinden bahsederken; “Biz sana yedi mesani ve Büyük Kur’an’ı verdik” diyor. Mesani, tekrar edilen demektir. “Besmele”nin adıdır. “Yedi besmele verdik” diyor. Gerçekten Fatiha 7 besmeleden oluşur. Besmele 16 harftir. Fatiha 112 harftir. 16 ikinin ikili katıdır; 2, 4, 8, 16. Mesani zaten katlanmış demektir. Fatiha Kur’ân’ın fihristi olduğuna göre Büyük Kur’ân 112 sûreden oluşmalıdır. Tevbe’yi saymazsanız 112 sûreden oluşur. Ama Tevbe’yi sayarsanız 113 sûre olur. Fatiha’yı da eklerseniz 114 sûre olur. Bu 6*19 etmektedir. Demek ki Tevbe Büyük Kur’ân’da sûre değildir. Oysa Kur’ân’ın tümünde ayrı sûredir. Bir oluşumda bazen öyle varlıklar vardır ki ayrı varlık da sayılabilir, sayılmayabilir de. Mesela insanın iki gözü vardır, görür. İki kulağı vardır, işitir. İki çenesi vardır, tat alır. Koku alan burnu kaç tanedir? Dışarıdan bakarsanız bir tane ama deliklere göre iki tane. İşte demek ki insanın özel organları yedi veya sekizdir.
Şimdi Kur’ân’a geçersek, Kur’ân’ın üçte birini içeren ilk büyük sekiz sûre bir yanıyla sekiz sûredir, diğer yanıyla yedi sûredir. Sûreler sıralanırken dörder çift alınmıştır.
İlk sekiz sûre 4*2= 8
İkinci oniki sûre 4*3=12
Üçüncü 28 sûre 4*7=28
Görülüyor ki burada 2, 3 ve 7’nin 4’er katları alınmıştır.
Tevbe ayrı sûre olmazsa sistem bozulur.
Diğer taraftan; İlk 7 sûre 2’li, Sonraki 15 sûre 3’lü, Sonraki 31 sûre 7’lidir.
Burada da sistemin bozulmaması için bu sûre sayısı 7 olmalıdır. Demek ki Tevbe gerçekten bir bakarsınız 7’dir. Başka taraftan bakarsınız 8’dir. Tevbe’nin ayrı sûre sayılması hâlinde çoğalarak artan sûrelerin sayısı 64 etmez. 3’lü sûrelerle 7’li sûreler arasına bir sûre konmuştur. O sûre iki tarafta da yer alabilir. Bu takdirde 7’li grup 31’den 32’ye çıkar veya 15’li grup 16’ya çıkar. Tevbe ayrı sûre sayılmazsa bunların sayısı 54 eder. 10 sûre de eklenerek 64 sûre olmuştur. Tevbe ayrı sûre olmamalıdır. Bundan sonra 32’lik ondan sonra da 16’lık grup gelmektedir. Yani önce 8, 18, 32’lik artan gruplara 10 eklenerek 64 yapılıyor, sonra da azaltılarak 64, 32, 16’ya iniliyor. İşte bu ince yapı bize Tevbe’nin bir taraftan ayrı sûre, diğer taraftan aynı sûre sayılmasını gerektiriyor. Demek ki Tevbe’deki bu şekilde anlaşma Allah’ın vahyi ile olmuştur. Kur’ân’da bir harf fazla ve bir harf eksik yoktur.
Şimdi sizlere Kur’ân Sûrelerinin tasnifini vereceğim.
Bu şekli tasniftir. İçeriği üzerinde çok çalışmalar yapılması gerekmektedir. Tasnif yaparken sûrenin başlarını esas alıyoruz. Bir de “Medenî” veya “Mekkî” olduğunu hesaba katıyoruz. Sûrenin son kelimeleri de önemlidir.
Sûre MEKKÎ İ L K S O N GRUPTA KÜÇÜK BÜYÜK
No MEDENÎ KELİME KELİME S A Y I GRUP GRUP
01 K eLXAMDü WalLIyNa 1 1 1
02 D E L M KAvFiRIyNa 1 1
03 D E L M TuFLıXUvN 2 2 2
04 D YAEYH GaLIyMun 1 3
05 D YARYH QaDIyRun 2 2 4
06 K eLXaMDu RaXIyMun 1 5
07 K ELMÖ YaSCuDUNa 2 2 6
08 D YaSEaLUvNaKa GaLIyMun 1 7
09 D BeRAEaTun VaKIyLun 2 2 (8)
10 D E L R XAKİMİYN 1 1
11 D E L R TaFGMaLUvNa 2 2
12 D E L R YuEMıNUNa 3 3 3
13 K E L M R ELBAB 1 4
14 K E L R TaFGMaLUvNa 2 5
15 K E L R YAQIyNa 3 3 6
16 K EaTAy MuXSıNUN 1 7
17 K SuBXANa TaKBIyRan 2 8
18 K eLXaMDu EaXaDan 3 3 9
19 K KHYGÖ RıKZan 1 10
20 K T H IHTaDAy 2 11
21 K IQTaRaBa TaÜıFUNa 3 3 12
22 D YEYH elNAS elNaÖIyR 1 (35)13
23 K QaD EaFLaXa elRAvXıMIyNa 2 14
24 D SURatün GaLIyMun (3) 3 15
25 K TeBARaKA LıZAMan (4) 4 (32) (16)
26 K O S M YanQaLıBUvNa 1 31
27 K TS TAGLaMUvNa 2 30
28 K TSM TuRCaGUNa 3 3 29
29 K E L M eLMUXSıNIyNa 1 28
30 K ELM La YUvQıNUNa 2 27
31 K ELM PaBIyRun 3 26
32 K ELM MunTaZıRIyNa 4 4 25
33 D YEYH RaXIyMan 1 24
34 K eLXaMDu MuRIyBun 2 23
35 K elXaMDu BaÜIyRan 3 3 22
36 K YS TuRCaUNa 1 21
37 K Va elÖafFATı elGLaMIyNa 2 20
38 K Ö XIyNun 3 19
39 K TaNZIyL elGLaMIyNa 4 4 18
40 K XM elKAv FıRIyNa 1 17
41 K XM MuXIyOun 2 16
42 K X M G S Q elEuMUvR 3 3 15
43 K X M YaGLaMUNa 1 14
44 K XM MuRTaQıBUvNa 2 13
45 K XM eLXaKIyMu 3 12
46 K X M elFAvSıQUna 4 4 11
47 D elLaÜIyNa EaMÇALuKuM 1 10
48 D EınNA GaJIyMan 2 9
49 D YAEayYHa TaGMaLUvNa 3 3 8
41 K Q VaGyD 1 7
51 K Va elÜARıYATı YUvGaDUNa 2 6
52 K Va elOURı elNuCUM 3 5
53 K Va elNaCMı VaGBuDUv 4 4 4
54 K EıQTaRaBa MuQTaDıRun 1 3
55 K elRaXMAvNı elEıKRAMı 2 2
56 K EıüAv VaQaGaT elGaJIyMı 3 3 1
57 D SebBaXa elGaJIyMı 1 1
58 D QaD SaMıGa elMuFLıXUvNa 2 2
59 D SabBaXa elXaKIyM 3 3
60 D YaEyYHa eLQuBUvRu 4 4
61 D SabBaXA JAHıRIyNa 5 5 5
62 D YuSabBıXu elRaZıQIyNa 1 6
63 D EıÜAv CavEa TaGMaLUNa 2 7
64 D YuSabBıXu eLXaKIyMu 3 8
65 D YAEayYuHA GaLIyMan 4 9
66 D YAEayYuHA el QANıTIyNa 5 5 10
2 3 7 10 7+15+1+31+10=64
67 K TaBaRaKa MaGIyNın 1 (32)
68 K N LıLGALAMIyNa 2 31
69 K elXaqQat eLGAJIMı 3 30
70 K SaEaLa YUGaDUna 4 29
71 K EanNAv TaBAvRA 5 28
72 K QuL GaDaDan 6 27
73 K YAEayYuHA RaXIyMun 7 26
74 K YAEayYuHA elMaĞFiRat 8 8 25
75 K Lav EuQSıMu eLMaTAy 1 24
76 K D Hal ETAy EaLIyMan 2 23
77 K Va el MuRSaLAvt YuEMıNUvNa 3 22
78 K GamMa TuRABan 4 21
79 K Va elNAvZıGaTı WuXAHA 5 20
80 K GaBaSa elFaCaRat 6 6 19
81 K EıZAv eLGALAMIyNa 1 18
82 K EıZAv LılLAHı 2 17
83 K VaYLun YaFGaLUNa 3 16
84 K EıZA MaMNUvNın 4 4 15
85 K Va elSaMAEı MaXFUJın 1 14
86 K Va elSaMAEı RuVaYDA 2 13
87 K SabBaXa MUSAv 3 12
88 K Hal ETAy XıSABuHuM 4 11
89 K Va el FaCR CanNaTIy 5 10
90 K Lav EuQSIMu MuEÖaDaj 6 6 9
91 K Va elŞamSu GuQBAHa 1 8
92 K Va elLaYL YaRWAv 2 7
93 K Va elWuXAy FaXadDIç 3 6
94 K Ea LaM NaŞRaX FaRĞaB 4 5
95 K Va elTIyNı eLXaKıMIyNa 5 4
96 K EıQRAE IQTaRABa 6 3
97 K EınNA EaLFACRı 7 2
98 D LaM YaKUNu RabBaHu 8 8 1
8+(6+4+6)+8 =1+31=32 lik azalan grup
99 KD EıÜA ZuLZılEt YaRaHUv 1 1
100 K Va elGADıYATı LaPaBIyRun 2 2
101 K el QAvRıGat XA MıYEt 3 3 3
102 K EaLHAKuM elNaGIyMı 1 4
103 K Va elşGaÖRı elWaBRı 2 5
104 K VaYLun MuMadDaDatun 3 3 6
105 K EaLaM TaRa MaEKUL 1 7
106 K Lı IyLAFı PaVF 2 8
107 K EaRaEaYTA eLMAGUN 3 9
108 K EınNA EaGiDNAv EaLEbTaR 4 4 10
109 K QuL DIyNıy 1 1
110 KD EıÜA CAvEa TaABan 2 2
111 K TabBat MaSaD 3 3 3
112 K Qul EaXaD 1 4
113 KD Qul XaSaD 2 5
114 KD Qul elnNASı 3 3 6
(3+3+4)+(3+3)=10+6=16
1- Fatiha Kur’ân’da kısa sûrelerden olduğu halde başa getirilmiştir. Kur’ân ona “Yedi Besmele” adını vermiş ve “Büyük Kur’ân”dan ayırmıştır. 7 âyettir. 7*16=112 harften oluşur. “ELXaMDu”daki vasl elifi sayılırsa 113 eder. Fatiha’nın “Besmelesi”de dahil olur. “EıHDı”deki Y harfi de “TaVBa”ya tekabül eder ve 114 eder.
2- Ondan sonra gelen sekiz sûre “ELM”lerle başlar, araya iki Mekkî sûre girer. İçlerinden birinin ELMÖ bulunur. Sonu iki Medenî sûre ile biter. Kur’ân’ın üçte birini kaplarlar. Uzun sûrelerdir. 2+2+2+2 veya son sûre 1 sûredir. 8 veya 7 sûre olarak gözükür.
3- Sonra hep Mekkî sûreler gelir. Bunlar 12 adettir. Üçer üçer gruplandırılmışlardır. İlk 6 sûre ELR ile gelmektedir. Biri “ELMR”dir. Ortadan ayırır. Ondan sonra harfsiz üç tane gelir. Sonra da KHYGÖ ve TH olarak üç sûre harf ile başlayan sûreler grubu.
4- Bundan sonra bir Medenî bir Mekkî olmak üzere 4 sûre vardır. Bu sûrelerin üçünü bir grup sayarsak üçlü sûreler 5 grup olur. Dördüncü sûreyi eklersek 16 eder.
5- Bundan sonra bu dört sûreyi de aşağıya eklersek 5 tane 7’li sûre gelmiş olur. 3ünü düşersek 32 sûre 7’lilerden kalır. 1’ini daha düşersek 31 sûre kalmış olur. Yani bu dördüncü sûre 3’lülerden sayılırsa 3’lüler 16 eder, 7’lilerden sayılırsa 7’liler 32 eder. İkisinden de sayılmazsa 15 ve 31 ederler. Tekli 7 15 31 veya çiftli 8 16 32’lik grup oluşmaktadır. 8’lilerde bir iki sûre tek sayılarak, 3 ve 7’li gruplarda ise bir ortak sûre alınarak veya çıkarılarak tekli ve çiftli gruplar oluşturulur.
6- Bundan sonra 3 ve 4’lü sûreler arka arkaya gelmektedir. Alttan sayılacak olursa 4*7=28 süre 7’li sûreler olmaktadır. Sondan birinci grup Q grubunu oluşturur. Sonra 3 Medenî grup ve XM’li gruplar gelir. XMGSQ ile 3 4 bölünür. Sonra YS grubu gelir. ELM’lik 4’lü grup gelir. TSM’li grup gelir.
7- Bundan sonra on kısa Medenî hüküm âyetleri gelir. Tevbe ayrı sûre sayılmazsa toplamı 64 eder. Yani 7+15+1+31+10 = 8+16+32+10-2 = 64 artan çiftli sayılar.
8- Bundan sonra 32 sûre gelmektedir. Mekkî sûrelerdir. N grubu 31 eder. Tebareke ile 32 olmuştur. İlk sekiz sûre gruplamasız başlar. Sonra 16’lık “La Euksımu”lu grup gelir. Ortada 4 “EıZA”lı grup var. Bu grup bir Medenî sûre ile son bulur.
9- Son 16’lık grup gelir. Son 6 sûre “Qul”ler ile başlar. İkiye ayrılmıştır. Ortada 4 sûre vardır. Önce de 6 sûre vardır. (3+3)+4+(3+3)=16
Bunların hepsi Mekkî’dir. Gerçi arada ihtilaflı olanlar varsa da bu tasnifte herhangi bir rolleri olmadığı için biz Mekkî kabul ediyoruz.
Görülüyor ki Kur’ân’ın sûre başlarındaki harfler sûreleri tasnifte kullanılmıştır. Kur’ân mümtaz sayılar kurallarına uygun olarak sûreler yerlerini almıştır. Sahâbeler bunu bu şekliyle koyarken bunlar hakkında bilgileri yoktu. O halde bu sınıflama ilâhi tertiptir.
Şimdi “Kur’ân Matematiği”nde karşılaşılan mesele şudur. Acaba sûrelerin bu şekilde sınıflanması tesadüfen olmuş ise % kaç muhtemeldir. İçinizde bunları hesaplayacak kimseler çıkmalıdır. Böylece Kur’ân’ın Allah’ın sözü olduğu insanlığa ispatlanmalı ve insanlık ona göre Kur’ân’a çağırılmalıdır. Şimdi bizim üzerimize düşen görev budur.
O HALDE NE YAPACAĞIZ?
1- Önce “Satış Merkezleri” ve “Ağaç Evler” oluşturulacaktır.
2- Buralarda ilim adamları ile öğrenciler çalıştırılacaktır.
3- Öğrencilerin ve ilim adamlarının saatlik kazançlarını yaptıkları işlerle, bir de imtihanlarda kendilerini veya öğrencilerin başarılarına göre değerlendirmeliyiz.
4- Böylece oluşmuş ilim adamları “Kur’ân’ın Sistematik Tefsiri”ni yapacaklardır.
5- Biz bu külliyeyi kendi internet ağımıza yüklemeliyiz.
6- Bir “Tercüme Merkezi” kurmalıyız. Kur’ân’ın Sistematik Tefsirleri”ni dünyanın bütün dillerine çevirmeliyiz. O dillerdeki tefsirleri Kur’ân diline çevirmeliyiz.
7- Her türlü basım ve yayın organları ile bunları yaymalıyız.
8- İş Yerleri kurarak bütün dünyadaki insanlara buralarda iş verip aynı zamanda Kur’ân’ı öğretmeliyiz.
9- Çalışmalar sürüp gitmeli ve Kur’an her yıl yeniden yorumlanmalıdır.
10- “Gelecek Medeniyet”in dayanağının Kur’ân olduğunu bilmeliyiz ve ona göre hizmet vermeliyiz.
Ben sizlere çok zorlu bir program sundum. Ancak bu programı ben değil Allah sunuyor.
“Biz sana ağır söz ilka edeceğiz” derken Kur’an işte bu ağırlıktan bahsetmektedir.
Unutmayalım ki biz hiçbir şey yapmayacağız. Biz sadece elimizden geleni yapacağız. Ondan sonrasını O yapacaktır. Orada bizim bir isteğimiz olamaz. “Hayal kuruyorum!” diyebilirsiniz. Evet, bunların hepsini bizim yapmamız hayal. Allah kendisi de yapmayacaktır. İnsanlar yapacaktır.
Evet, hayallerimiz gerçekten de hayaldir; ama çalışmak ise gerçektir.
Nitekim bugüne kadar yapılmış olanlar geçmişte birer hayal idi ve şimdi de hâlen çalışıyoruz...
Allah kusurlarımızı affetsin ve bize kaldıramayacağımız yükleri yüklemesin.
Âmiiin.
Yazan ve Anlatan: SÜLEYMAN KARAGÜLLE
Yayına Hazırlayan: REŞAT NURİ EROL