Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 69
İSRA SURESİ 84.AYET ÖZEL TEFSİRİ-ŞÂKİLE/ÖZ TİTREŞİM
22.07.2000
3499 Okunma, 0 Yorum

بسم الله الرحمن الرحيم

قل كل يعمل على شاكلته

  İSRÂ SÛRESİ 84. ÂYETاسراء 84

KUR’AN MATEMATİĞİ

69. SEMİNER NOTLARI                                                                                                                                    22 TEMMUZ 2000

Ş Â K İ L E

قل Qul: Söyle. Kur’an’da “Kul” sözü iki şekilde geçer. Biri, ‘kendi kendine söyle’, ‘kendin böyle karar al’ veya ‘kendin Allah’a böyle dua et’. Son üç sûredeki “Kul” bu şekildedir. Diğeri ise başkalarına söyle anlamındadır. Kâfirûn sûresindeki “Kul” böyledir. Burada herkes yapısına göre davranır. “Söyle” sözünü ise her iki şekilde yorumlayabiliriz. Yani kendi kendine böyle inan, böyle söyle, kâinatı böyle gör. Yahut çevrene tebliğ yaparken böyle anlat, böyle söyle denmiş olur. Hangi şekilde anlarsak anlayalım; “böyle söyle” dendiğine göre, bize bu şekilde davranmamız emredilmektedir. Böyle bilin, böyle inanın ve buna göre hareket edin denmektedir.

USÛL: Kur’an’da her olaydan bir misal verir. Kalanını siz kıyasla bulacaksınız. “Üzümden yapılan alkollü içki haramdır” der. Siz tüm alkollü veya uyuşturucu içkilerin haram olduğunu anlayacaksınız. Bunun böyle olduğunu Ebû Hanife başta olmak üzere ilk müçtehitler tesbit ettiler. Şâfii bunun ilmini yaptı. Bu çalışmalardan yararlanan tüm Müslümanlar 1000 yıl bu kıyasla “Birinci Kur’an Medeniyeti”ni kurdular. Bugün biz daha ileri bir “kıyas sistemi” uyguluyoruz. O da şudur: Fizikte ifade edilen bir kural toplulukta da geçerlidir. Topluluk için söylenen bir kural tabiatta da geçerlidir. Kainatın tamamı bir tanrının mahlukudur. Benzer kanunlara tâbidir. Bunu Kur’an değişik yerlerde açıkça ifade etmektedir. Bir makineyi yaparken toplulukla ilgili kuralları düşünürüz. Toplulukta bir müessese kurarken de makinedeki çalışmaları gözönüne alırız. Böylece Kur’an’ı yorumlarken herhangi bir toplulukla ilgili veya insanla ilgili bir kuralı söylerken de genel fizik kanunlarından ne anlamamız gerektiğini düşünürüz. Bugün insanlar için söylenen “herkes kendi şâkilesine göre amel eder” sözünü kıyas yoluyla “her şey kendi özelliği ile davranır”.şeklinde genelleştirerek anlayacağız. Bu her şeyin tabiat kanunlarına uyduğunu ifade etmiş olur. Bunun dışında, her şeyi cins varlıklar yerine özel varlıklar veya benzer varlıklar anlarsak, onların da özel davranışları olduğu ortaya çıkar. Bunu “amel eder” sözü ile tesbit ediyoruz. Cisimler genel fizik kanunlarına göre davranır. Ayrıca her cismin kendi yapısına göre özel davranışları vardır. Mesela bir demir parçası demir özelliğini gösterir. Ama demir de özel şekline göre de özellik taşır. Mesela U şeklinde yapılan demir parçaları kendilerine özgü ses çıkarırlar. Bu seste demir olmanın dışında şeklinin de etkisi vardır. Bu özellik tamamen cismin biçiminden kaynaklanır. Bu sebeple “hareket eder” denmemiş de “amel eder” denmiş. Adeta iradi hareket varmış gibi olur.

Kur’an yorumcusunun elinde bu benzetme ve kıyas yoluyla hükümleri genelleştirme usûlü en çok başvurduğu usûl olacaktır. Kâinat tek Allah’ın eseridir ve en iyi bir şekilde düzenlenmiştir. En iyisi tektir. Nasıl doğru yol tek ise en iyisi de tektir. Dolayısıyla bütün yaratılışta benzerlik vardır. İslâmiyet’e karşı çıkamayan ama İslâmiyet’i de rafa kaldırmak isteyen çevreler en çok hoşlanmadıkları husus “kıyas”tır. Bunlar içtihadı kapatırlar, kıyası da delil saymazlar. Böylece İslâmiyet 1400 yıl önceki basit uygulamaların içinde hapsolup kalır. Benim ta liseden çok yakın olduğum bir arkadaşım vardı, Galip Erdem. Birbirimizi çok sever ve sayardık. O namaz kılmadığı için milliyetçi, ben de Müslüman oldum. Ben onu hep sevdim. Ama o bir gün bana; “Düşüncelerimiz ayrıdır, yollarımız da ayrıdır!” diyerek benimle ilişkiyi kesti. İşte bu ilişkiyi kesmeden önce milliyetçilerin bulunduğu bir yemekte birlikte idik. Ben bu sosyal ve fiziki olayların benzerliğinden bahsettim. O hemen karşı çıktı ve dedi ki: “Mesela, Grecham’ın ‘kötü para iyi parayı kovar kanunu’na fizikte ne karşılık bulursun?” Benim o anda cevap verme imkanın olmadı. Ondan sonra da görüşmedik. Kendisi bu dünyadan ayrıldı. İyi insandı. Cennette olacağını ümit ediyorum. Şimdi ona veremediğim cevabı kıyasa karşı olanlara örnek olarak burada veriyorum:

Önce “kötü para iyi parayı piyasadan kovar” sözü tam doğru değildir. Doğru olan, piyasa tek para üzerinde kurulur. Gümüş de paradır, altın da paradır. Piyasada fiyatlar gümüşe ve altına göre değil, gümüşe göre oluşur. Mübadele gümüşe göre olur, tasarruf ise altına göre olur. Yani halk alışverişi gümüşe göre yapar ama eğer saklayacaksa kıymetli para olan altına çevirir öyle saklar. Uluslararası ticaret altınla yapılır. Allah bunun için altını ve gümüşü birlikte iki para olarak var etmiştir. Bunlar arasındaki değiştirme fiyatlar arasındaki dengeyi sağlar. “Para” adlı kitabımda bunu çok eskiden anlatmıştım. Grecham sahte para ile sağlam para arasında bu kanunun işleyişini anlatır. “Kötü para iyi parayı piyasadan kovar” diyerek iyi paranın tasarruf aracı olduğunu, kötü paranın mübadele aracı olduğunu söylermiş olur.  Kötü para piyasada varlığını iyi para sayesinde sürdürür. Bugün Türk Lirası Dolar sayesinde dengesini koruyor. Herkes ödemeleri Türk Lirası ile yapıyor, borçlanmaları da Dolar ile yaparak denge sağlanıyor. İyi para olmazsa, kötü para para olmaktan çıkar. Piyasadaki geçerliliğini kaybeder.

Şimdi fizikte buna tekabül eden kuralları anlatalım: Bir suya tuzu attığınız zaman tuzdaki sodyum madeni ile klor maddesi ayrışır. Suda birlikte denge kurarlar. Bu altın ile gümüşün parada denge kurması gibidir. Ancak bu dengeyi bozacak bir olay olursa, mesela elektrik geçirilirse sudan oksijen gazı çıkar. Sodyum klorür yerine sodyum hidroksit oluşur. Burada ne yapmıştır? Klor oksijeni sudan kovmuştur. Grecham’ın ifadesi ile bir eriyikte kötü iyon iyi iyonu piyasadan kovar. Gaz yapıp havaya verir veya çökeltip katı yapar. Bütün kimya buna dayanmaktadır. Yani Grecham’ın “kötü para iyi parayı piyasadan kovar” ilkesine dayanır. Yağmurun yağması da fiziki bir olay olup yine kötü moleküllerin iyi molekülleri piyasadan kovması ile oluşur. Tabii burada “iyi veya kötü” söz konusu değil, “uyumlu veya uyumsuz” söz konusudur.

Galip Erdem çok zeki idi. Sosyal bilgileri çok iyi bilirdi. Ama Matematiği yoktu. Kimyayı da bilmezdi. Benzetmeyi de kabul etmediğine göre bu kimyasal olayları nasıl anlatabileceğimi bilemezdim. Herhalde dinlemek istemeyecek, anlasa da işine gelmediği için anlamak istemeyecekti. Siz gençler öyle yapmayın. Ben burada olayı anlatıyorum. Eski dostumu ve arkadaşımı kritik etmiyorum. Çünkü insanlar amellerine göre değil niyetleriyle hesaba çekilecekler. Niyetlerindeki entegresinden sorumlu olacaklardır. Galip Erdem’i bu şekliyle düşündüğümüz zaman çok iyi bir insan olduğuna şehadet edebilirim.

كل Küllün: Hekes ve herşey demektir. ‘Kül’ her demektir. Aslında bir meranın çevresini kaplayan çitten gelen bir kelimedir. Bütünlük ifade eder. Sonundaki “un” ise bir zamirden dönüşmüştür. “Hüm” da olabilir. Kişilere râcidir. “Ha” da olabilir, eşyaya da râci olabilir. Biz böylece her ikisini bir arada ele alıyoruz; kişiler, topluluklar, canlılar, cansızlar her şey ve herkes demiş olduğunu kabul ediyoruz. Her varlığın tâbi olduğu genel kural vardır. İnsan insan olarak, erkek erkek olarak davranışlarda bulunur. Buna karşılık bunların içinde her fert de diğer fertlerden ayrı olarak kendine özgü davranışlarda bulunur. Burada “her biri” deyince, türler değil de “her varlık ayrı ayrı kendisine özgü davranışlarda bulunur” denmiş olur. Yani burada “her tür” şeklinde değil de “her varlık” şeklinde yorumlamamız daha doğrudur. Çünkü bundan sonra “amel eder” diyor. Amel iradi olaydır. İradede benzer davranışlar yoktur. Tamamen farklı ve kuralsız davranış vardır. Yahut başka türlü bir kurallı davranıştır. Türünün davranışına aykırı bir davranıştır. Bugün anlatacağımız konuyu iyi kavradığımız zaman insanın irade ile hareketini de daha iyi kavrama imkanını bulacağız. Bundan sonra “şâkiletihi” kelimesindeki zamiri müfred olarak göndermesi de bu davranışın cinsin davranışı olmadığını ifade etmiş olur. Başka bir âyette de “Ve Uharu Min ŞekliHi Ezvaç” âyetindeki “şeklihi” kelimesindeki zamir de bunun için müfret kullanılmıştır.

يعمل YaGMaLu: Amle, kerpiç yapılan topraktır. İlk insanlar kamıştan ev yapar, bu kamışları çamur içine batırarak tuttururlardı. Bu ihtisas işi olduğu için burada çalışanlara “âmil”, burada çalışmaya da “amel” demişlerdir. Amel fiilden bu anlamlarda ayrılır. Amel bir hizmet veya üretime yöneliktir. Daha çok başkası için yapılır. Fiil ise her türlü iradi davranışları içerir. Amelde güdülen bir hedef vardır. Genelde amel şuurlu varlıklar için kullanılır. Ancak şuurlu varlıkla birlikte mesela iş yapan hayvanlar için veya makineler için de kullanılabilir. Bu genel ifade ile anladığımızda, her varlık kendi biçimiyle hemcinslerinden farklı davranır anlamını taşır.

على GaLAy: Alâ harfi cerdir. Fiilin isme etkisi olan yerlerde kullanılır. Bu ifade kişinin amelleri kişiliğini oluşturduğunu da ifade etmektedir. Yani kişi şâkilesi üzerine, yapısı üzerine çalışır. Yani kişi amelleri ile kendi biçimini, kendi kişiliğini oluşturur anlamına gelmektedir. Diğer bir şekilde de şâkilesi üzerine kişiliği oluşturma yükümlülüğü vardır. Yani kişi tıynetine ve yapısına göre davranır. Cisimlerdeki öz titreşimler bu manada kullanılmış olmaktadır. Bununla beraber cisimler zamanla değişerek gerilimli hallerden şekillerini değiştirerek yerlerine otururlar. Yani öz titreşimlerini değiştirirler. Yumuşarlar. Kristallerde bozulma olur. Buna yorulma veya yıpranma denmektedir. “Alâ” kelimesinin birinci manası bu yorulma kanununu da içermektedir. Benzer olaylar topluluklarda ve canlılarda da olmaktadır. Yaşlanma olayı budur. Görülüyor ki bir tabii kanun cisimlere, canlılara ve insan topluluklarına, hatta insanın kendisine de uygulanabilmektedir. İnsanda bıkma ve yorulma şâkilesindeki değişme ile ilgilidir.

شاكلته ŞAKL doru atların ayaklarındaki beyazın adıdır. Kırmızı üzerindeki beyaza ad olmuştur. Türklerin bayrağındaki ay yıldız birer ‘şekl’dir. Sonraları her karışık rengin adı olmuştur. Sûret biçimin şekli ise şekl rengini ortaya koyar. Şekil iç yapıyı, sûret dış yapıyı gösterir. Şekele, renklendi anlamındadır. Lâzım bir fiildir. Şâkil ism-i faildir. Renklenen anlamındadır. Kaim ayakta olduğu gibi rengine göre hareket eder, iç yapısına göre amel eder demek olmuş olur. Burada işaret edilen, cevherine göre değil arazına göre hareket eder mânâsı çıkar. “Şâkilet”deki “te” masdar “te”si olabilir. Duruşuna, yapısına göre anlamı verilebilir. Yahut “Şâkil” taneli türün toplu ismi olabilir. O zaman “te” tekliği ifade eder. Temr bir tabak hurma ise, temret bir tane hutrmayı ifade eder. “Şâkil” toplu biçim ise “şâkilet” bir tek biçim demek olur. Bu da, “her varlık kendi öz rengine göre davranır” denmiş olur. “Şâkiletihi”de zamir “Küllün” kelimesine gider. Sonundaki “un” çoğul olsaydı, hepsi olurdu. Sonundaki “un” tekil zamiri temsil ettiği için ‘her biri’ anlamına gelir. Buradaki zamir “Küllün” kelimesinin her biri anlamını taşır. Her varlık kendi biçimine göre davranır anlamı çıkmaktadır. Buradaki zamirin ifradı türün ortak davranışı yanında varlığın özel davranışını ortaya koyar.

Şimdi bu âyetin ifade ettiği genel kanunu biz fizikte uygulamaya çalışalım.

Hepimiz insanız ama her birimizin siması ayrıdır. Bu sayede tanınıyoruz. Hepimiz konuşuyoruz, benzer sesler çıkarıyoruz, ama. her birimizin sesi farklıdır, bu sayede tanınıyoruz. İnsanın davranışları da böyledir. Bir cisme bakarsanız onun renginden ve şeklinden o varlığı tanırsınız. “Bu benim ayakkabımdır” dersiniz. Çobanlar hayvanlarını saymazlar, her birini ayrı ayrı gözden geçirir, kendilerine göre isim verdikleri adındaki hayvanın var olup olmadığını bilirler. Elimizi bir cisme vurduğumuzda ses çıkarır. Ama onun demir veya tahta olduğunu anlarız. Bir demirin kızarıklığından onun ne kadar sıcaklığında olduğunu biliriz. Görülüyor ki her varlık kendi şâkilesine göre davranmaktadır. Fizikte ve teknikte çok kullanılan bir özelliği bu âyetin uygulaması olarak açıklayabiliriz. Cisimler titreyerek iki şekilde bize dalga gönderirler. Biri elektro manyetik dalgadır. Radyo ve televizyon dalgaları bunlardandır. Işık ve ısı bu dalgalardan oluşur. Diğeri ise ses dalgalarıdır. Bunu kulaklarımızla algılarız. Bunun dışındaki algılarımız sinir uçlarının doğrudan teması ile sağlanır. Koku gazların buruna gelmesi ile, tat sıvının dile dokunması ile ve dokunma adı üstünde bizzat cisimlerin madde ile doğrudan ilişki kurarak titreştirmesi ile alınır. Onlar da sonunda elektromanyetik dalgalara dönüşür. Her cismin bir öz titreşimi vardır. Bu öz titreşim ses vasıtasıyla algılanır veya elektromanyetik dalgalarla algılanır. Öz titreşim tamamen cismin özel yapısı ile ilgilidir. Öz titreşime ait birkaç bilgi verelim:

a)    Bir ipe değişik boyda sarkaçlar asalım. Her sarkaç saniyede belli titreşim yapar. Aynı boydaki sarkaçlar aynı titreşimi yaparlar. Bunlardan birini salladınız mı hepsi sallanır.

b)    U şeklinde benzer en ve boyda çelikler yapalım ve bunlara saplar takalım. Bunları bir yere vurarak titreştirelim. Aynı boyda ve büyüklükte olanlar aynı sesi çıkarırlar. Birini titreştirdiğiniz zaman eşit olanlar da titreşirler.

c)    Bir bobin, bir kondansatör ve anten koyalım. Bir pille vurarak titreştirelim. Eş bir bobin kondansatör ve anten koyacak olursak orada da ses alınabilir. Öz titreşim sayıları farklıdır. İşte tüm radyo ve televizyon bu tekniğe dayanır. Kanalı ayarlama demek, kendi televizyon veya radyonuzu aynı öz titreşime getirme demektir.

d)    Bir kaba su koyun, parmakla vurun, yüzeyde dalgalar yayılır. Uygun damla damlatırsanız yüzey dalgalı olarak durur.

Zelzelelerde yan yana bulunan binaların bir kısmı yıkılmış bir kısmı ise yıkılmamışsa bunun nedeni soruluyor. İşte bunu zâti ihtizazla yani öz titreşimle izah edebilirsiniz. Öz titreşim zelzele titreşimine uygunsa o binalar yıkılır. Değilse yıkılmaz.  Her zelzele kitlesinin öz titreşimi vardır. Yani aynı yerdeki zelzeleler periyodik olarak tekrar eder ve titreşim sayıları aynıdır. Tabii bu değişik kaynaklardan kaynaklanmamış ise böyledir. Periyotlarda da oynama olabilir. Bunun üzerinde yapılacak binaların öz titreşimleri hesaplanmalıdır. Ona göre binanın kitlesi seçilmelidir. Öz titreşim zelzele titreşimine uyuyorsa iki katlı bina on katlı binadan daha önce yıkılabilir. Uçaklara, gemilere ve arabalara konan motorların öz titreşimi araçların titreşimine uyuyorsa araç belli hızda parçalanır. Belli hızlarda araba sarsılmaya başlar. Düşük hızda sarsılmaz, üst hızda da sarsılmaz. Evinize takacağınız vantilatör de tavanınızı çökertebilir.

Bugün mühendislerin çözmek zorunda oldukları birkaç problem vardır:

a)    Kuvvetlere karşı dayanma,

b)    Paslanmaya karşı dayanma,

c)    Sıcaklığa karşı dayanma,

d)    Öz titreşime karşı dayanma.

Allah canlılarda bu öz titreşim sorununu tam olarak çözmüştür. Gerek hayvan gerekse bitkinin öz titreşimden zarar görmesi söz konusu değildir. Bir ağaçta her yaprak ve her dal ayrı öz titreşime sahiptir. Dolayısıyla tüm ağaç zarar görmez. Görülüyor ki, “her biri kendi şâkilesi ile hareket eder” sözü ne kadar çok şey ifade ediyor. Oruç ve zekât mükellefiyetinin kameri yıllara göre düzenlenmesi bu öz titreşimden hayatın ve ekonominin zarar görmemesi  içindir.

MATEMATİK

Sarkacın öz titreşimini hesaplayalım: Sarkaç merkezden ne kadar uzaklaşırsa uyguladığımız kuvvet o kadar fazladır. Askı ipinin uzunluğuna göre azdır. Bir de asılan ağırlıkla orantılıdır.

F=-a*m*g*/l   Burada g bir gramın ağırlığı olan kuvvettir. 981 dindir. Halbuki daha önce  F= m*dd(a)/d(t)^2  olarak bulmuştuk. Buradan   dd(a)/d(t)^2 = - a*g/l

Daha önce türevleri kendilerine eşit olan eşitlikleri incelemiştik. a=Sin(wt) koyarsak bu eşitlik sağlanır. Ve  w^2= gl  bulunur.  W= 2*3.1416 f   dir.  .f saniyede titreşim sayısıdır. Her biri kendi şâkileti ile davranır. “Söyle” âyetinin emrini yerine getirebilmemiz için öz titreşimlerin hesaplamasını bilmemiz gerekir. Yoksa bilmediklerimizi tartışmış oluruz. Saniyede bir defe gidip gelmesi için ipin uzunluğu  l= (f/2/3.1416)^2*981 cm  olup bunun için yaklaşık boyu 25 cm olmalıdır. Elektromanyetik dalgalarla ilgili formülleri ise Zâriyat Sûresi’nin başında verilmiştir.

      

KONU DIŞI AÇIKLAMALAR  (GÜNDEMDEKİ KONULAR):

HAK VE KUVVET MEDENİYETLERİ

Hafta içinde okuduğum veya duyduğum bir konuda veya konularda kısa açıklamalar yapmayı deneyeceğim. Sizin de bilginiz olsun. Alaaddin Şenel, Siyasi Düşünceler Tarihi’nde Sümerleri anlatırken son derece güzel üslupla gerçekleri ortaya koymaktadır. Ancak bir yerde hata etmiştir. O da Sümer Medeniyeti’ni önce askerlerin kurduğu, sonra da din adamlarının hakimiyeti ele geçirdiklerini ileri sürmektedir. Oysa bu kuvvet medeniyetlerinde böyledir. Hak medeniyetlerinde önce dinler uzlaşma ve anlaşma ile birliği sağlar, örgütlerini kurar, sonra o örgüt savunma gücünü oluşturur. Çökme zamanlarında savunma gücü yönetime hâkim olur. İstiklâl Savaşımız böyle olmadı mı? Halk kendilerini savunmak için birleşti. Gönül rızası ile birleşti. İstiklâl Savaşı kazanıldı. Sonra askerler yönetime hâkim oldular. İslâm Medeniyeti’ni düşünelim. Mekke’de Hz. Peygamber’in askeri yoktu. Önce anlaşarak Medine Devleti kuruldu. Sonra savunma ordusu oluşturuldu. Çok sonra Emevi ve Abbasiler askeri güçle hâkim oldular. Hz. İsa Hıristiyanlığı telkin etti. Anlaşanlar cemaat oluşturdular. Üç asır sonra Bizans’ta resmi din oldu. Bin yıl sonra engizisyon mahkemelerini kurdular. İbraniler Mısır’dan çıkarken Hz. Musa zorla çıkarmadı. Kırk yıl çöllerde dolaştıktan sonra devletlerini kurdular. Mezopotamya’da da böyle olmuştur. Nuh Peygamber’in öğretisi ile başlayan medeniyet İbrahim Peygamber’in öğretisi ile zirveye ulaşmıştır. Sonraları krallar yönetmeye başlamışlardır. İnsanlar baştan beri tek tanrıya inanıyorlar. Ancak her kabile tanrıya kendi dilinde ayrı ad vermektedir. Sonra her kabilenin ayrı ad verdiği tek tanrı ayrı tanrıya dönüşüyor. Çok tanrıcılığa gidiliyor. Kabileler uzlaşınca da çok tanrılı dinler ortaya çıkıyor. Merkezi devlet kurulunca krallar tanrı oluyor. Oysa peygamberler her zaman insanlara tüm insanlığın tanrısı olan tek tanrıyı öğretmişlerdir. Âlemlerin Rabbi bunu ifade ediyor.

ABANT TOPLANTISI

Bir Müslüman grubu Abant’tademokrasi’ veya ‘lâiklik’ veya ‘insan hakları’ toplantıları yapıyor. “Gerçeği arama”dan ziyade, gösteriş yapmak, müellefe-i kulub olan ilim adamlarını toplamayı hedefliyor. İş gösterişten ibaret olduğu için hedefe ulaşılamıyor. Oysa gerçektenilmi toplantılar” yapılmalı. Buraya karşı görüşteki ilim adamları da dâvet edilmelidir. Mesela İlhan Arsel dâvet edilmeli, Mümtaz Soysal dâvet edilmeli, Doğu Perinçek dâvet edilmeli. Bu arada Adil Düzen Ekibi, N. Erbakan ve Akevler de dâvet edilmeli. Yalnız siyasi mânâ taşıyan toplantılar değil, “Müsbet İlim Toplantıları da yapılmalıdır:

a)    Matematikçiler Toplantısı,

b)    Astronomlar Toplantısı,

c)    Atom Fizikçileri Toplantısı,

d)    Biyologlar toplantısı,

e)    Sosyologlar Toplantısı,

f)     Anayasacılar Toplantısı. (En sonunda yapılmalıdır.)

Anayasacılar tüm anayasayı ele almalılar, tüm sorunları birlikte çözmeliler. Mevcut Batı dünyasının “kuvvet düzeni”nde sorunlar çözülemez. Batı “ekseriyet demokrasisi”ne ve “lâikliğe” inanır. Oysa bunlar uzlaşmaz iki zıt ilkedir. Çoğunluğun dediğini yapacaksak lâiklik olmaz; lâik isek çoğunluk azınlığı ezemez. Bunu ortaya koyan ve yeni çözümler içeren gerçek toplantılar yapılmalıdır. Gösterişe dayanan uydurma toplantıların ne kendilerine ne de başkalarına yararı vardır. Bunu söyleyeceğimi bildikleri için eski dostlarım beni hatırlayamamışlardır.

Sizlere tavsiyem; Ahşap Evler ve Satış Merkezleri ile ileride elde edeceğiniz artılarla bunlar gibi olmayın, ama bunların yaptığı gibi “İlmi Toplantılar” düzenleyin.

REKTÖRLERİN SEÇİMİ

Şeriat düzeni olmayan hiç bir yerde hukuk düzeni yoktur. YÖK Başkanı iyi niyet ilkesini çiğnedi ve keyfi atamalar yaptı. Şekil bakımından yaptığı iş anayasaya uygundu. Cumhurbaşkanı da listeyi iade etti. Ruhi bakımdan iyiniyet ilkelerine aykırı olan bu atamaları geri çevirdi. Şeklen anayasaya aykırı idi. Erbakan’ı siyasi haklardan mahrum ederken aynı başkan şekle de ruha da aykırı tasarruflarda bulunmuştu. Savunması alınmamış, dokunulmazlığı kaldırılmamış bir milletvekilinin milletvekilliğini düşürmüştü. Türkiye Büyük Millet Meclisi bu karara uymamalı idi. Şimdi YÖK Başkanının yetkisine müdahale vardır. YÖK Başkanı da üniversiteleri mahvediyor. İşte şeriat düzeninde bunlar çok basit ve kolay olarak çözülmüştür.

Devlet başkanı münferit kişilere ve olaylara müdahale edemez. Hukuk düzenini bozamaz. Ama eğer bir müessese çalışmıyorsa o müesseseyi feshedip yeniden düzenler. Eğer şeriat anayasası olsa devlet başkanı Kemal Gürüz’ün listesini iade edemez. Kemal Beyi de tek başına görevden alamaz. Ama tüm YÖK’ü  tasfiye eder. Hepsinin işlerine son verir. Hukuk kuralları içinde yeniden YÖK’ü oluşturur. Yeni oluşan YÖK iki yoldan birini izler. Tüm rektörleri görevden alır. Yeniden mevzuata göre oluşturur veya tamamlanmamış atamaları yeniden seçim yaptırarak atama yaptırır. Burada önemli olan husus görevden alınan eski kurul üyeleri bir daha göreve getirilemezler. Ancak daha sonraki devrelerde yeniden usule göre seçilirler.

Şeriatı bilmeden ‘şeriat isteriz’ diyenler ile şeriatı bilmeden ‘şeriat istemeyiz’ diyenler arasında sadece renk farkı vardır. Cehlin, irticanın, küfrün ve zavallılığın birer tezahürüdür.

 

Yazan ve Anlatan: SÜLEYMAN KARAGÜLLE

Yayına Hazırlayan: REŞAT NURİ EROL

 






Tüm Seminerler
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1130
En'âm Suresi Tefsiri 77-79. Ayetler
21.08.2021 3474 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1129
En'âm Suresi Tefsiri 74-76. Ayetler
14.08.2021 2667 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1128
En'âm Suresi Tefsiri 72-73. Ayetler
7.08.2021 2638 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1127
En'âm Suresi Tefsiri 71. Ayet
31.07.2021 2159 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1126
En'âm Suresi Tefsiri 66-70. Ayetler
24.07.2021 2536 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1125
En'âm Suresi Tefsiri 61-65. Ayetler
17.07.2021 2554 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1124
En'âm Suresi Tefsiri 52-55. Ayetler
10.07.2021 2285 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1123
En'âm Suresi Tefsiri 45-51. Ayetler
3.07.2021 2176 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1122
En'âm Suresi Tefsiri 40-44. Ayetler
26.06.2021 2184 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1121
En'âm Suresi Tefsiri 35-39. Ayetler
19.06.2021 2597 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1120
En'âm Suresi Tefsiri 31-34. Ayetler
12.06.2021 2485 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1119
En'âm Suresi Tefsiri 26-30. Ayetler
5.06.2021 1993 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1118
En'âm Suresi Tefsiri 20-25. Ayetler
29.05.2021 2347 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1117
En'âm Suresi Tefsiri 13-19. Ayetler
22.05.2021 2296 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1116
En'âm Suresi Tefsiri 7-12. Ayetler
15.05.2021 2434 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1115
En'âm Suresi Tefsiri 1-6. Ayetler
8.05.2021 2440 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1114
Kasas Suresi Tefsiri 86-88. Ayetler
1.05.2021 2268 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1113
Kasas Suresi Tefsiri 83-85. Ayetler
24.04.2021 2443 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1112
Kasas Suresi Tefsiri 79-82. Ayetler
17.04.2021 2404 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1111
Kasas Suresi Tefsiri 76-78. Ayetler
10.04.2021 2626 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1110
Kasas Suresi Tefsiri 72-75. Ayetler
3.04.2021 2448 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1109
Kasas Suresi Tefsiri 68-71. Ayetler
27.03.2021 3051 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1108
Kasas Suresi Tefsiri 61-67. Ayetler
20.03.2021 2681 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1107
Kasas Suresi Tefsiri 57-60. Ayetler
13.03.2021 2994 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1106
Kasas Suresi Tefsiri 52-56. Ayetler
6.03.2021 2677 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1105
Kasas Suresi Tefsiri 47-51. Ayetler
27.02.2021 2756 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1104
Kasas Suresi Tefsiri 43-46. Ayetler
20.02.2021 2960 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1103
Kasas Suresi Tefsiri 38-42. Ayetler
13.02.2021 3150 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1102
Kasas Suresi Tefsiri 33-37. Ayetler
6.02.2021 3036 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1101
Kasas Suresi Tefsiri 29-32. Ayetler
30.01.2021 3435 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1100
Kasas Suresi Tefsiri 26-28. Ayetler
23.01.2021 5494 Okunma
4 Yorum 28.02.2021 11:05
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1099
Kasas Suresi Tefsiri 21-25. Ayetler
16.01.2021 3558 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1098
Kasas Suresi Tefsiri 16-20. Ayetler
9.01.2021 3084 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1097
Kasas Suresi Tefsiri 12-15. Ayetler
2.01.2021 3872 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1096
Kasas Suresi Tefsiri 7-11. Ayetler
26.12.2020 3722 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1095
Kasas Suresi Tefsiri 1-6. Ayetler
19.12.2020 3427 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1094
Neml Suresi Tefsiri 89-93. Ayetler
12.12.2020 3880 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1093
Neml Suresi Tefsiri 83-88. Ayetler
5.12.2020 3843 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1092
Neml Suresi Tefsiri 76-82. Ayetler
28.11.2020 4120 Okunma
1 Yorum 29.11.2020 17:15
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1091
Neml Suresi Tefsiri 67-75. Ayetler
21.11.2020 4631 Okunma
1 Yorum 26.11.2020 17:07
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1090
Neml Suresi Tefsiri 63-66. Ayetler
14.11.2020 3023 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1089
Neml Suresi Tefsiri 59-62. Ayetler
7.11.2020 3122 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1088
Neml Suresi Tefsiri 54-58. Ayetler
31.10.2020 3979 Okunma
1 Yorum 03.11.2020 17:20
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1087
Neml Suresi Tefsiri 45-53. Ayetler
24.10.2020 3854 Okunma
1 Yorum 24.10.2020 22:54
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1086
Neml Suresi Tefsiri 41-44. Ayetler
17.10.2020 2862 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1085
Neml Suresi Tefsiri 36-40. Ayetler
10.10.2020 2952 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1084
Neml Suresi Tefsiri 27-35. Ayetler
3.10.2020 3963 Okunma
2 Yorum 11.10.2020 20:33
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1083
Neml Suresi Tefsiri 20-26. Ayetler
26.09.2020 7735 Okunma
5 Yorum 03.10.2020 19:37
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1082
Neml Suresi Tefsiri 15-19. Ayetler
19.09.2020 5620 Okunma
3 Yorum 03.10.2020 18:51
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1081
Neml Suresi Tefsiri 12-14. Ayetler
12.09.2020 4183 Okunma
2 Yorum 13.09.2020 15:00
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1080
Neml Suresi Tefsiri 7-11. Ayetler
5.09.2020 3584 Okunma
2 Yorum 06.09.2020 15:55
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1079
Neml Suresi Tefsiri 1-6. Ayetler
29.08.2020 3721 Okunma
2 Yorum 30.08.2020 20:43
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1078
Şuara Suresi Tefsiri 224-227. Ayetler
22.08.2020 4740 Okunma
3 Yorum 23.08.2020 21:17
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1077
Şuara Suresi Tefsiri 213-223. Ayetler
15.08.2020 4460 Okunma
4 Yorum 16.08.2020 18:26
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1076
Şuara Suresi Tefsiri 203-212. Ayetler
8.08.2020 4753 Okunma
6 Yorum 09.08.2020 19:55
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1075
Şuara Suresi Tefsiri 192-202. Ayetler
1.08.2020 4675 Okunma
5 Yorum 06.08.2020 19:32
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1074
Şuara Suresi Tefsiri 176-191. Ayetler
25.07.2020 4828 Okunma
3 Yorum 26.07.2020 16:16
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1073
Şuara Suresi Tefsiri 160-175. Ayetler
18.07.2020 4556 Okunma
3 Yorum 20.07.2020 11:09
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1072
Şuara Suresi Tefsiri 141-159. Ayetler
11.07.2020 3405 Okunma
2 Yorum 12.07.2020 15:51
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1071
Şuara Suresi Tefsiri 123-140. Ayetler
4.07.2020 4486 Okunma
3 Yorum 11.07.2020 03:35
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1070
Şuara Suresi Tefsiri 105-122. Ayetler
27.06.2020 3630 Okunma
2 Yorum 28.06.2020 18:12
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1069
Şuara Suresi Tefsiri 92-104. Ayetler
20.06.2020 5184 Okunma
4 Yorum 21.06.2020 19:07
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1068
Şuara Suresi Tefsiri 83-91. Ayetler
13.06.2020 3861 Okunma
1 Yorum 14.06.2020 16:25
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1067
Şuara Suresi Tefsiri 69-82. Ayetler
6.06.2020 5157 Okunma
3 Yorum 08.06.2020 14:48
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1066
Şuara Suresi Tefsiri 53-68. Ayetler
30.05.2020 5019 Okunma
3 Yorum 31.05.2020 16:53
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1065
Şuara Suresi Tefsiri 45-52. Ayetler
23.05.2020 4943 Okunma
3 Yorum 29.05.2020 18:08
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1064
Şuara Suresi Tefsiri 34-44. Ayetler
16.05.2020 3545 Okunma
1 Yorum 17.05.2020 15:50
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1063
Şuara Suresi Tefsiri 23-33. Ayetler
9.05.2020 3489 Okunma
1 Yorum 10.05.2020 08:19
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1062
Şuara Suresi Tefsiri 10-22. Ayetler
2.05.2020 3697 Okunma
2 Yorum 13.05.2020 21:45
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1061
Şuara Suresi Tefsiri 1-9. Ayetler
25.04.2020 5158 Okunma
2 Yorum 14.05.2020 18:52
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1060
Furkan Suresi Tefsiri 73-77. Ayetler
18.04.2020 4215 Okunma
2 Yorum 15.05.2020 16:45
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1059
Furkan Suresi Tefsiri 68-72. Ayetler
11.04.2020 5431 Okunma
3 Yorum 16.05.2020 16:02
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1058
Furkan Suresi Tefsiri 60-67. Ayetler
4.04.2020 4098 Okunma
2 Yorum 18.05.2020 16:53
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1057
Furkan Suresi Tefsiri 53-59. Ayetler
28.03.2020 5279 Okunma
5 Yorum 19.05.2020 16:27
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1056
Furkan Suresi Tefsiri 45-52. Ayetler
21.03.2020 4426 Okunma
2 Yorum 20.05.2020 16:21
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1055
Furkan Suresi Tefsiri 41-44. Ayetler
14.03.2020 4438 Okunma
2 Yorum 21.05.2020 16:36
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1054
Furkan Suresi Tefsiri 35-40. Ayetler
7.03.2020 4578 Okunma
2 Yorum 22.05.2020 16:05
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1053
Furkan Suresi Tefsiri 30-34. Ayetler
29.02.2020 4776 Okunma
2 Yorum 23.05.2020 15:57
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1052
Furkan Suresi Tefsiri 21-29. Ayetler
22.02.2020 5323 Okunma
3 Yorum 24.05.2020 16:54
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1051
Furkan Suresi Tefsiri 17-20. Ayetler
15.02.2020 4122 Okunma
2 Yorum 30.05.2020 17:45
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1050
Furkan Suresi Tefsiri 10-16. Ayetler
8.02.2020 5269 Okunma
2 Yorum 09.02.2020 11:38
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1049
Furkan Suresi Tefsiri 4-9. Ayetler
1.02.2020 4533 Okunma
1 Yorum 03.02.2020 07:09
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1048
Furkan Suresi Tefsiri 1-3. Ayetler
25.01.2020 3855 Okunma
1 Yorum 26.01.2020 06:07
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1047
Nur Suresi Tefsiri 62-64. Ayetler
18.01.2020 4391 Okunma
1 Yorum 25.01.2020 07:13
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1046
Nur Suresi Tefsiri 61. Ayet
11.01.2020 4600 Okunma
1 Yorum 13.01.2020 08:24
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1045
Nur Suresi Tefsiri 58-60. Ayetler
4.01.2020 4127 Okunma
1 Yorum 05.01.2020 08:14
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1044
Nur Suresi Tefsiri 53-57. Ayetler
28.12.2019 4106 Okunma
1 Yorum 30.12.2019 08:51
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1043
Nur Suresi Tefsiri 47-52. Ayetler
21.12.2019 4092 Okunma
1 Yorum 22.12.2019 23:13
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1042
Nur Suresi Tefsiri 43-46. Ayetler
14.12.2019 4546 Okunma
1 Yorum 17.12.2019 07:14
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1041
Nur Suresi Tefsiri 39-42. Ayetler
7.12.2019 5660 Okunma
2 Yorum 09.02.2020 00:42
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1040
Nur Suresi Tefsiri 35-38. Ayetler
30.11.2019 9833 Okunma
2 Yorum 03.12.2019 13:53
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1039
Nur Suresi Tefsiri 32-34. Ayetler
23.11.2019 4654 Okunma
1 Yorum 24.11.2019 08:09
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1038
Nur Suresi Tefsiri 30-31. Ayetler
16.11.2019 3709 Okunma
1 Yorum 19.11.2019 12:31
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1037
Nur Suresi Tefsiri 27-29. Ayetler
9.11.2019 3855 Okunma
1 Yorum 10.11.2019 05:24
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1036
Nur Suresi Tefsiri 23-26. Ayetler
2.11.2019 3358 Okunma
1 Yorum 03.11.2019 07:48
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1035
Nur Suresi Tefsiri 19-22. Ayetler
26.10.2019 3388 Okunma
1 Yorum 28.10.2019 13:15
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1034
Nur Suresi Tefsiri 12-18. Ayetler
19.10.2019 3753 Okunma
1 Yorum 20.10.2019 10:50
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1033
Nur Suresi Tefsiri 6-11. Ayetler
12.10.2019 5712 Okunma
2 Yorum 16.10.2019 14:52
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1032
Nur Suresi Tefsiri 1-5. Ayetler
5.10.2019 4248 Okunma
1 Yorum 06.10.2019 23:25
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1031
Müminun Suresi Tefsiri 111-118. Ayetler
28.09.2019 3453 Okunma
1 Yorum 30.09.2019 10:50


© 2025 - Akevler