Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 78
NAHL SURESİ 72 ve 73.AYETLER ÖZEL TEFSİRİ
23.09.2000
2624 Okunma, 0 Yorum

بسم الله الرحمن الرحيم

 افبالباطل  يوئمنون و بنعمت الله هم يكفرون *

و يعبدون من دون الله ما لا يملك لهم رزقا من السموات و الارض شيئا و لا يستطيعون

NAHL SÛRESİ – 72 ve 73. ÂYETLER

 

KUR’AN MATEMATİĞİ                                                                                                                             23 EYLÜL 2000

78. SEMİNER NOTLARI                                                                                             clubs.yahoo.com/clubs/adilduzen

www.adilduzen.8m.com

 

KUR’AN’DA MUCİZE

KUR’AN

Kur’an’ın bir âyetini yorumlamaya başlarken onun Kur’an’daki yerini belirlememiz gerekir. Cümle söylendiği yere göre mânâ taşır. Kur’an

    1  Sûre        Fatiha

112  Sûre        Büyük Kur’an’ı oluşturur.

  64  Sûre        Dâvet  (Anlatma)

  32  Sûre        İnzar  ( Tebşir ve inzar)

  16  Sûre        İslâm  (Uzlaşma) sûrelerinden oluşur.

Bu hafta ele aldığımız âyetimiz dâvet sûreleri içindedir. Dâvet Sûreleri

    7  Sûre        Ahkâm

  16  Sûre        Sebat  

  31  Sûre        Tebliğ

  10  Sûre        Dâvetin Özeti   sûrelerindendir.

Âyetimiz  Sebat Sûreleri içinde yer alır. Sebat Sûrelerinden

    3  Sûre        (Yunus, Hûd, Yusuf)              Kavmî Resuller.

    3  Sûre        (Ra’d, İbrahim, Hicr)            Beşerî Resuller.

    3  Sûre        (Nahl, İsrâ, Kehf)                  Mucize Sûreleri

    3  Sûre        ( Meryem, Tâhâ, Enbiya)     Büyük Dinlerin Resullerini anlatır.

Sûremiz 16 ıncı Nahl Sûresidir . Mucize Sûreleri içindedir.

1  Müsbet İlim Mucizesi

2  Sosyal Mucize

3  Tarihi Mucize

Âyetimiz Müsbet İlim Mucizesi Sûreleri içindedir.

Biyolojik Mucize

Teshir Mucizesi

Âhiret Mucizesi

Küfür Mucizesi

Risâlet Mucizesi

Düzen Mucizesi

İrade Mucizesi

Ecel Mucizesi

İçgüdü Mucizesi

Sosyal Düzen Mucizesi

Dayanışma Mucizesi

Sosyal Yapı Mucizesi

Amel-i Sâlih Mucizesi

Evrim Mucizesi

Tabii Cezalar Mucizesi

16-       İbrahimî Din Mucizesi

Âyetimiz Sosyal Düzen Mucizeleri içinde yer alır.  Bu ayırım

Ekonomik Düzen

Sosyal Düzen

Düzenden Sapma

Düzeni Beğenmeme

Ekonomik Hizmet

Sosyal Hizmet konulu âyetlerini içerir.

Âyetimiz Düzenden Sapma konusunu içermektedir.

Böylece Kur’an’ı gözönüne getiriyorsunuz. Uzaktan hedefinize bakıyorsunuz. Şimdi dürbününüzü alarak hedefi yakından inceliyorsunuz. Bunun için önce söz ve sesleri tasnif etmeniz gerekmektedir.

Sosyal düzen sosyal gruplarla oluşmuştur. İlmî, Dinî, Meslekî ve Siyasî Sosyal Gruplar hayırda yarışarak kendilerine tevdi edilmiş hizmetleri yaparlar. İlmî sosyal gruplar yasmayı, meslekî sosyal gruplar yürütmeyi, siyasî sosyal gruplar yönetmeyi (yargıyı), dinî sosyal gruplar tebliğ ve uyarı hizmetlerini yaparlar. Bunların bu düzenleri sürdürmelerini engelleyen ve düzeni bozan müfsitler fâcirler vardır. Bunlar sayesinde hayırda yarışan sosyal gruplar hizmetlerini gevşemeden ve bozulmadan sürdürürler. Eğer bunlar olmazsa sosyal grupları uyaracak ve onları dikkatli kılacak güç olmayacaktır. Düzen bozulacaktır. İşte düzenden sapmanın varlığı bir ilâhi mucizedir. Bu âyet buna işaret ediyor.

Va                   Va                   Va                         

Min                Min                 LaHuM  

Ma                 La                   La  

YaGBuDuNa             YaMLiKu       YaSTaTıGu 

Rızk                EsSaMAVAt AlLAH  

Şay’                e>LEarW       DUvN

(3+3+3)+3+(2+2+2) = 18  buna  “LaHum”daki  “Hum”u ayrı sayıp eklersek 19 kelime eder.

Şimdi harfleri sayalım:

V YGBDUN MN DUN  LL A H MA LA YMLK LHM RZQn

MN  s SMAVAT V LLERW ŞYEn V LA YSTOIGUN

Nahl Sûresi - Âyet 72

EE   H H   GG   KQ  Y Y  YY     IUUU        12+4

V V  VV  B n MM MM   MM                               12

ŞS   s S   TT O    WZ DD AA  AA  AA       11+ 6

NN  NN Nn  LL LL LL LL RR                              16

Sessiz harfler 51 kadardır. Bu 17’nin katıdır. 17 (1+16) Hidrojen Atomunun çekirdeğini oluşturur. Sesli harfler 10 kadardır. Bütün harflerin eşleri vardır. Yalnız O harfinin eşi yoktur. Bunu da bundan önceki âyette arayabiliriz. Orada  Z Z Z D TT t S  OOO  Orada da O tektir. Bu iki âyet sıkı bir şekilde birbirine bağlıdır. Onun için aralarında “La” işareti vardır. Düzenden sapma oradan başlar. Sapma da düzenin bir parçasıdır. Genel düzen düzenden sapmalarla birlikte oluşur. 

Allah kainatı var ederken iki takım oluşturdu. Takımın biri düzeni yaşatmak ve korumak için çalışır. Takımın diğeri düzeni yıkmak ve bozmak için çalışır. Böylece oyun oynanmış ve seyirciler dinlendirilmiş olur. Ne var ki buradaki seyirciler aynı zamanda oyunculardır. İşte bu sebepledir ki düzene karşı gelenlerin bir kısmını sosyal düzen içinde zikretti. Ama takımların eşit şanslara sahip olmadığını belirtmek için de düzenden sapanların yarısını ikinci âyette zikretti. Çünkü düzeni bozmak isteyenlerin hizmetleri düzeni bozmak değil, daha iyi bir düzenin oluşmasını sağlamaktır. Esasen sayılan mucizeler içinde evrim mucizesi de sayılmıştır. İşte bu sebepledir ki bu âyetten bir harf alınarak önceki âyete verilmiştir.

Şimdi, kelimeleri tasnif edelim:

Toplam 18 kelime vardır. Bunun yarısı mebni, yarısı mu’rebdir.

Mebnilerin üçte biri atıf, üçte biri diğerleri, üçte biri de cer harfleridir.

Mu’reblerin üçte biri fiil, kalan üç çifti nekire, biri harf-i tarifle biri de izafetle ma’rifedir.

“Allah” ile “Dun” kelimesi eşleştirilmiştir. Allah var. Bir de onun dışındaki mahluk var. Düzene uyanlar ile düzenden sapanlar hep O’nun mahlukudur.  Kainat içinde zıt kuvvetler vardır. Bunlar çekişme içindedir. İnananlar ile inanmayanlar da zıt kuvvetlerdir. Ne var ki bu kuvvetlerin sahibi bir kimsedir. O’nun isteyerek ve bilerek var ettikleridir. Kendi iradesi dışında bir şey yoktur.

MA” mebnidir. “Ve” isimdir.  “Va La” da bir harf sayılabilir. O zaman 10+6 oluyor.

Sonra “Gökler” ile “Yer” eşleştirilmiştir. Yer göklerin içindedir. Ancak biz yer ve çevresinden yararlanabiliriz. Mülk eşyadır. Biz mülkten yararlanırız. Böylece ekonominin iki temel işlemi burada anlatılmış olmaktadır; biri “imar”dır, diğeri de “imalât”tır. Bizim görevimiz insanın nüfusunu artırmak ve vasfını yüceltmektir. Yeryüzünü imar ederek daha çok insanın yaşayacağı bir kainatı gelecek nesle bırakmaktır. İşte bu sebeple göklerle yeri birbirine, eşya ile rızkı birbirine bıraktı.

Bu söylenenler sadece bizim yorumumuz değildir. Müsbet ilim de bu gerçekleri ortaya koymuştur. O fiillerden “İbadet” kelimesi ile “Mülk” ve “İstitaa”yı karşı karşıya getirmiştir. İnsan ibadet eder ve karşılığını ister. Fatiha’da “Sana ibadet eder ve Sen’den istiane ederiz” deniyor. İşte burada o “istiane” kelimesi açıklanmıştır. O da “sermaye” ve “emek” olarak belirlenmiştir. “Mülk” “sermaye”yi, “istitaa” “emek”i ifade eder.

Âyeti böylece genel olarak tanıdıktan sonra kelime kelime tahliline geçilebilir.

Şimdi gerisin geriye giderek ana konular içinde nasıl yer aldığına bakalım.

Bundan dolayı tek parti meclisleri tarih olmaktadır. “Muhalefet” diye bir parti oluşturulmuştur. Bu yanlıştır. Mecliste “sosyal gruplar” olacak, “çok partiler” olacak ve bunlar ortaklaşa iktidarı kullanacaklar. Ama bu düzeni bozacak muhalefet dışarıda olacak. Kişiler seçilecek. Meclisin çalışmasını dışarıdaki basın ve diğer şer güçleri engellemeye çalışacaklar. Ama Meclis güçlü olacak ve hakimiyetini sürdürecek. Hakimiyetini kaybedince de tasfiye edilmelidir. Yoksa ülkeyi beceriksizler yönetir.

Sosyal mucize” deyince, mesela insanın ruhi yapısı öyle yaratılmıştır ki sonunda “sosyal düzen” kuruluyor. İnsanın şiddetli cinsi arzu duyması ve erkeğin eşini kıskanması evliliğe zorlamaktadır. Kadının ruhi ve bedeni yapısı işbölümünü zorunlu kılmaktadır. Böylece aile doğmaktadır. Şer kuvvetlerin varlığı sebebiyle insanlar birleşmek zorunda olmaktadır. Ocaklar, bucaklar, iller ve ülkeler kurulmaktadır. İnsanlık tek çatı altında toplanmaya başlamıştır. İşte bütün bunlar “sosyal mucize”dir. Kendiliğinden olacak şeyler değildir. “Mucize” demek, kainatın bir yaratıcı tarafından yaratıldığını gösteren oluşlardır. Kur’an’ın Allah sözü olduğunu gösteren deliller “Kur’an mucizesi”dir.

Âyetimiz “Sebat Sûreleri” içindedir. Bu sûrelerde eski peygamberlerin hikâyeleri anlatılır, sonunda onların muzaffer olduğunu gösterir. Sebat etmemizi emreder. Bu âyet de bize karşı tarafın güçsüz olduğunu anlatarak işimizde sebat etmemizi ifade eder.

Âyet “Dâvet Sûreleri” içinde yer alır. Tarihte risâlet Hz. Adem ile başlamıştır. Hz. Nuh ile devam etmiştir. Her topluluğa değişik zamanlarda peygamberler gelmiştir. İlk defa Hz. İbrahim insanlığa hitap ederek “ilmî düşünüş”e çağırmıştır. Arkasından Hz. Musa insanlığa “şeriat düzeni”ni öğretmiştir. Hz. Davut insanlığa “ekonomi düzeni”ni öğretmiştir. Hz. İsalâik düzen” içinde dini hayatı öğretmiştir. Hz. MuhammedKur’an ilebu ayrı ayrı uygulamaları birleştirmiştir.Çoklu düzen”i kurmuştur.

Medeniyetler doğup büyür gelişir ve yaşlanarak tarih olur. Bunların ortalama ömürleri bin yıldır. Kur’an bin yılda bir dâvetini yeniler. Kur’an adeta sadece “dâvet kitabı”dır. Onun için büyük bölümünü dâvete ayırmıştır. Bu âyette sapanlardan bahsederek onların kendilerine ne mâlî ne de bedenî güç veremeyecek kimselere hizmet ettiklerini belirterek insanlığı Âlemlerin Rabbi’ne hizmet etmelerine çağırmaktadır.

Bu âyet Kur’an’ın bir parçasıdır. Bütün Kur’an bu âyetin yorumudur. Bu âyet de Kur’an’ın bütün âyetlerini yorumlar. Âyetin amacı insanları şirkten uzak tutmaktır. Bundan önceki âyet de küfürden uzak tutmak istemiştir. Küfür, gerçekleri tahrip edip gerçek mâbud olan Allah’ın emirlerine itaat etmemektir. Şirk ise gerçek mâbud dışındaki varlıklara ibadet etmektir. Burada şirk kelimesi geçmiyor. Tanımı yapılıyor.

 

TEFSİR

و Va : Atıf harfidir. Bundan önceki âyette bulunan “Yekfurûne”ye veya “Yu’minûne”ye atıf yapmaktadırlar. Bâtıla iman ediyorlar ve Allah’tan başkasına ibadet ediyorlar  İman ile ibadet karşılaştırılıyor. İman, birine dayanarak kendini güven altına almaktır. Bâtıla iman, hak olmayana imandır. Ölü bir kimseye güvenmektir. Onun kurtaracağını sanmaktır. İbadet ise birinin güvenini kazanmak için ona hizmettir. Allah’ın koyduğu “sosyal düzen”e karşı çıkarak, O’nun şeriatını beğenmeyerek, kendilerinin bâtıl şeriat koymaları ve ona göre sosyal yapıları düzenlemelerini anlatıyor. “Onlar küfrediyor ve Allah’tan başkasına ibadet ediyorlar” şeklinde de anlaşılabilir. Birisi bir iyilik yaparsa ona kul köle olurlar. Ama her türlü nimeti veren Allah’a karşı nankördürler ve Allah’tan başkasına ibadet ediyorlar.

عبدGBD” “XMD” köküne akrabadır. “XMD” Bey çadırlarının, köşklerin, sarayların cümle kapılarıdır. “GMD” buradaki direktir. “GBD” bu direğin yanında bekleyen kapıcıdır. “Abd” köle demektir. Kölenin işçiden farkı, köle tüm zamanını satmıştır. Başkasına iş yapamaz. İşçi bazı saatlerini satmıştır. Başka saatlerde diğerlerine de iş yapabilir. Bütün mesaiyi bir kimseye tahsis etmek ona ibadettir. Paradan başka bir değer tanımamak da şirktir.

Fiil-i muzari kullanılmıştır. Devamlılığını ifade eder. Kıyamete kadar putperestliğin devam edeceğini ifade eder. Çünkü putperestlik de sosyal düzenin bir parçasıdır. Müsbet ilimlerin bu kadar geliştiği ve her şeyin âşikar olarak bilindiği bir zamanda ölümlü insanın tanrı olamayacağı da âşikar olmuştur. Ama insanlara tapma hastalığı artmış, azalmamıştır. Kıyamete kadar şeytan var olacak, putperestlik de var olacaktır. Bizim görevimiz şeytana kızıp onu öldürmek değil, görevimiz şeytan tehlikesinden kendimizi korumaktır. Sağlığımıza dikkat etmektir. Karşı tarafa kızmak değil, kendini düzeltmek yolu tutulmalıdır. Kur’an Kursları kapanmışsa, İmam Hatip Okulları dağılmışsa, başörtülüler okula alınmıyorsa, kamu hizmetinde görev verilmiyorsa; bizim bir eksiğimiz vardır demektir, onu bulup düzeltmeliyiz. Yoksa devleti bu işleri yapanlara teslim edip devlet düşmanlığı yapmak, “dünyayı şeytan yönetiyor” deyip dünyaya düşman olmaktır. Oysa kainatı Allah yönetiyor ve bizim görevimiz kainat içinde gereken yerimizi almaktır.

Çoğul sığası kullanılmıştır. Buradaki zamir “yu’minune bi’l-bâtılı”daki zamirdir. Muhatap bütün insanlar iken, sonra hitaptan gaybe geçmiş, böylece kâfirleri muhataplar dışına çıkarmıştır. Onlar bize hitapta dahildirler. Ama kendi başlarına muhatap değildirler. Bu sebeple sizi birlikte yarattı. İçinizden onlar küfrediyorlar. Kur’an mü’min olmayanlara doğrudan hitap etmez. Bu sebepledir ki Hıristiyanlar ve Yahudiler mü’minlerdir. Atıf küfre ise o zaman buradaki zamir “yekfurune”deki zamir gibidir.

من Min “DUN”den önce geldiğinde zarfı belirli hâle getirir. “Reeytuhu Yevme’l-Cumuati” dersem, “Cuma gününün tamamında veya belirsiz bir kısmında gördüm” anlamı çıkar. “Min Yevmi’l-Cumuati” derseniz, “Cumanın belli saatinde” anlamı çıkar. Burada Allah marifedir. O’nun dışındakiler nekire olursa “Duna” kullanılır. Marife olursa “Min DUN” kullanılır. Demek ki Allah’tan başka taptıkları kimseler bellidir. Her toplulukta değişiktir ama bir topluluk için bellidir.

دون DUN: “DANa”dan gelen kelimedir. Yakın yeri belirler. Ama başkalığı ifade eder. Bir şeyin yakını kendisi değildir. Bu kelimenin içine peygamberler de evliyalar da girer. Onlara ibadet edenler Allah’ın dışındakilere ibadet etmiş olurlar. Hz. İsa’ya veya Mustafa Kemal’e ibadet edenlerin kötülüğü İsa’ya veya Mustafa Kemal’e dokunmaz. Müslümanlar Hz. İsa’ya veya Mustafa Kemal’e karşı değiller, onlara tapılmasına karşıdırlar. Yoksa bir Müslüman Hz. İsa’nın peygamberliğini inkâr etse kâfir olur.

الله ALLAH: Âlemi var eden, bileni ve bilineni var eden, kendiliğinden var olan zamanın ve mekânın dışında irade sahibi muktedir olan kimsenin adıdır. Kâinat O’nun eseridir. Zıtlar âlemiyle düzen kurmuştur. Kâinat dört ilkeye dayanır: 1. İlişki İlkesi, 2. Denge İlkesi, 3. Basitlik İlkesi, 4. Evrim İlkesi. Denge İlkesi zıtlık ilkesini getirir. Evrim İlkesi yenileme ilkesini getirir. Bozulan veya yaşlanan ortadan kaldırılır, yerine daha iyisi ve ilerisi gelir. Canlılarda bu görevi mikroplar, insanlarda bu görevi kâfirler yüklenmişlerdir. Topluluk yaşlanınca veya bozulunca müfsidler ortaya çıkar ve onları ortadan kaldırırlar. Onların yerine yenileri gelir. Allah böyle düzen kurmuştur. Zıtlık bir kumaşın iki yüzüdür, zıtlık bir oyunun karşı takımlarıdır. Takımlardan biri daima kendini yenileyerek gelişir. Diğeri ise yenilemeyen takımı eler.

ما MA: İsm-i mevsuldür. Eşya için kullanılır. Akıllı da dahil olabilir. “Men”  olamaz. Oysa “Hum”da kadınlar dahildir. “Hunne”de erkekler dahil değildir. Bu kadınların üstünlüğünü ifade eder. Fail belirsizdir. Fiil bellidir. Mülk ve istitaa fiilleri bellidir. Emek ve sermaye diye adlandırdığımız şeylerdir.

لا LA: Gelecekte nefy edatıdır. Yapamayacakları, güçlerinin yetmeyeceği anlamında kullanılmıştır. Fiil-i muzariye “Ma” gelirse hâli, “La” gelirse istikbali ifade eder. İbadet ediyorlar, belki geçmişte bir faydaları olmuştu. Hayatta iken onlara bir yardımda bulunmuş olabilirler. Ama bunlar hayatta iken Mustafa Kemal’e tapmıyorlardı. Öldükten sonra tapmaya başladılar. Oysa öldükten sonra onlara hiçbir yardımı veya zararı dokunamaz. Burada “Men” yerine “Ma” kelimesini kullanıyor. Mustafa Kemal’in ruhundan istimdat etseler, ruhun varlığını kabul etseler, yine bir mânâsı olacaktır. Oysa onun resminden, heykelinden, kabrinden istimdat ediyorlar. Bunu yalnız Türkiye’dekiler yapmadılar. Öldükten sonra hayat yoktur diyenler Lenin'i tanrı yapmadılar mı?

ملك MILK: Türkçedeki bilekten gelir. Güç demektir. Kişinin sahibi olduğu taşınmazlara “mülk” adı verilir. “Mâlik” demek, üzerinde dilediği tasarrufu yapan kimse demektir. İşgal menfaatini ihya ise mülkün kaynağıdır. O yaptıkları kimseler ne yerden ne de gökten her hangi bir rızıka sahip değildirler. Kendilerinin yok ki size versinler. Onların olsa Allah'ın mülkünden size vermeleri mümkündür. Çünkü gökte ve yerde ne varsa hepsi O’nundur. Gerçek budur. Müsbet ilmin verisi budur. Tapılanlar da O’nun mülkünün bir parçasıdır.

لهم LAHUM. “Li” temlik içindir. Yani onlara verebilecek hiçbir şeyleri yoktur. Mâlik olmak ancak insan için söylenir. Öyleyse “Men” içinde akıl sahipleri de vardır. “Hum” zamiri insanlardan inanmayanlara râcidir. Mealen geçmektedir.

رزقا RıZQan: Razakı, bir üzüm çeşididir. Üzüm suyu, insanın harcadığı ana maddedir. Diğer maddeleri buna çevirir. Rızk kelimesi bütün yiyeceklere, sonra diğer ihtiyaçlara da teşmil edilmiştir. Burada önemli bir şeye işaret edilmiştir. Bir yakıtın kullanılması için o yakıtı yakacak aygıta ihtiyaç vardır. Dut yaprağı yalnız ipek böceğine rızıktır. Bize rızık değildir. O ölü insanlar sağ olsalar ve onlara yiyeceklerini verseler bile midelerindeki mekanizmayı kurmaya kâdir midirler, yoksa Allah'ın kurduğu mekanizmadan yararlanarak besleyeceklerdir. İşte ilim bu iddiaların ne kadar saçma olduğunu göstermiştir. “Rızkan” kelimesi nekiredir. Herhangi bir rızka mâlik olamazlar. Şekeri üretseler bile yeterli değildir. Size bir ilaç verirler. Onun yan tesirini gidermek için ikinci ilaç verirler. Gıdalar da böyledir. Bütün gıdaları almak gerekir ki denge bozulmasın. Tüm canlılara birbirine gıda olarak dengeli beslenme sağlanmıştır. Allah'tan başkası onlara bunları nasıl sağlayacaktır?

من السموات SaMAVATtan: Sema, gök demektir. Bizim üstümüzdeki yüksekliktir. Gökten yağmur gelir. Gökten Güneş ışığı gelir. Yıldızlardan kısa dalgalı ışıklar gelir. Onlar bize rızk olur. Tapılan kimseler veya şeylerin bu göklerde herhangi bir ortaklığı var mıdır? O halde onlar bunlara nasıl rızık vereceklerdir?

و Va Arzı semaya eklemektedir. Rızk deyince önce arz sonra sema zikredilmeliydi ve Nun harfi tekrar edilmeliydi. Ancak sema ve arz bir bütündür. Birlikte rızk üretirler. Güneş’siz Yer, Yer’siz Güneş bir şeye yaramaz. Bu birliğe işaret için böyle kullandı. Arz semanın bir parçasıdır. Onun için sonraya bıraktı. Kur’an’da bu ifade kainat anlamında kullanılır.

الارض Eal Arz: Yer demektir. Gezegenler de birer “arz”dır. İki çeşit varlık vardır. Işık salan varlıklar, bunlar yıldızdır ve enerji kaynağıdır. Işığı soğuran (yutan) varlıklar vardır, bunlar da gezegenlerdir. Gezegenlerin Kur’an’daki adı “Necm”dir. Dr. MAURICE hata etmiştir.

شيئا ŞaYEaN: Rızkının bedelidir. Rızkının genişletilmesidir. Onların bir zerre kadar mülkiyetleri yoktur demektir. Onun için öldüler demektir. İşçi çalıştığı fabrikada ücreti istihkak eder. Ayrıldıktan sonra da ücretini ister. Ama fabrikada hiçbir ilişkisi kalmaz. Ölenler de bu dünyadan giderken borçlu veya alacaklı giderler ama onların artık burada bir şeyleri kalmaz. Kalan mallara varisler vekâleten değil asaleten mâlik olurlar.

و لا  Va La:  Va mülke istitaayı bağlamaktadır. Mülk, maddi imkanlardır. İstitaa ise bedeni imkanlardır. Üretim sermaye ile emeğin birleşmesinden doğar. Ölülerin sermayeleri yoktur. Bedenleri de yoktur. Üretime katkıları söz konusu değildir. Ölen insanın mirası taksim edildikten sonra kişiliği sona erer. Bu dünyada artık onun bir borç ve alacağı kalmaz. Bu hukuk kuralı hayat kuralları ile tamamen çakışmaktadır.   La tekrar edilmiştir. Sermaye ayrı emek ayrıdır. Birbirinden ayrı hakka sahip olurlar. Kapitalistler emeği sermayeye eklerler, sosyalistler sermayeyi emeğe eklerler. Gerçekte ise sermaye ayrı emek ayrıdır. Sermaye kârı, emek ücreti istihkak eder. İşte buradaki “La”nın tekrarı “Adil Düzen”in tüm ilkelerini ortaya koyar.

طوع Tav’: Hurmayı devşirmedir. En kolay ve basit güçtür. Olmuş hurma tav’dır. Onu koparmak istitaadır. İstifala bâbı dönüşmeyi ifade eder. Böylece emeğin başka şeye dönüşmesini anlatmış oluyor. İnsan bir şey harcıyor. Oysa bina bir şey harcamıyor. Görünürde insan da harcamıyor gibidir ama insan binaya değil de motora benzer.

Mâlik olma ve istitaa karşılaştırılmıştır. Mâlik olsalar bile onu rızk yapamazlar anlamı da verilebilir.

Biz size burada Kur’an’ın bir âyetinin nasıl mânâlandırılacağına bir misâl vermiş oluyoruz. Siz bu usûlü benimseyerek düşünmeye başlayacaksınız. Bir âyeti seçerek değişik tefsirlere bakacaksınız. Türkçede yeteri kadar tefsir vardır. Sonra siz de düşünmeye başlayacak ve Kur’an size hitap edecektir. Benden Kur’an’ı baştan sonuna kadar tefsir etmemi söyleyenler oldu. Oysa ben size kendi tefsirimi değil sizin kendi tefsirinizi tavsiye ediyorum Kur’an ile meşgul olun. Arapça bilmeseniz de Allah size mânâlarını ilham edecektir.   

 

MATEMATİK

Bir karenin alanı kenarın karesine eşittir. Eşit kenarlı dik üçgenin  ise yarısıdır.  

Sk = a*a          Su = a*a/2

Eğer  kenarın büyümesi kademeli ise  en büyük sayı ile 1 eşleştirilir, yarısı alınır. Böyle  n+1 terim elde edilir. Buna devam edilir. Bunların sayısı n kadardır. Sayı tekse orta terimin iki katı alınarak yarıya bölünür.

S = (n+1)/2 +  ((n-1)+2)/2  +( (n-2)+3)/3   +     (n-n+n+1)/2= n*(n+1)/2                 

                  n   

Ss = {   n*dn  = n*n/2  dir 

                  0

      n+1/2   

St = {   n*dn  = n*(n+1)/2  dir 

                    0+1/2       

Bunu      St = (n+1/2)^-(1/2)^2   = (( n+1/2) +1/2 ) (n+1/2)-1/2))

Şeklinde de yazabiliriz. Burada iki kural ortaya çıkıyor.

Parçacıklar buçuklu yük taşırlar.  .5, 1.5,2.5,3.5 .....

Parçacıklar çift hareket etmek zorundadırlar. Yoksa girdikleri yerde dengeyi bozarlar.

Şimdi bir sarkacı düşünelim.

Sarkacın başına sarılı parça kendi etrafında döner. Bir enerji parçacığını taşır.

Sarkaca  sağa sola sallanır bir enerji parçacığını yüklenir.

Sarkaç ileri geri giderek sabit ip etrafında eliptik hareket yapar.

Sarkacın asıldığı ip lastik ise sarkaç kolu uzayıp kısalabilir bunda da enerji depo eder.

Bu şekilde sallanmaya bırakılan sarkaçlar sürtünme sonunda yavaşlayıp durur. Atom ise boşlukTadır. Sürtünme yoktur. Bunun yerine dışarıya mıknatıslı elektrik gönderir, enerji salar veya dışarıdan mıknatıs elektrik dalga parçacığını alır ve hızını artırır.

Demek ki eğer alan sayısalsa   n  yerine  n = (n*(n+1))^.5   alınmalıdır.

Gerçekten dolanan elektronun taşıdığı enerjilerin sayılarında hep  n (n+1)  değerleri ile karşı karşıya kalırız. Yanİ kâinat parçacıklardan oluşur ve 0 enerji yoktur

Bunun uygulamasına geçelim:

En küçük negatif elektrik yüklü parçacığa “elektron” denir. Elektron kendi ekseni etrafında döner ve yarım hareket miktarlı bir hareket birimini taşır. Suyu oluşturan yanıcı temel parçacık ise müsbet değerlidir. Ve 1837 parçacıktan oluşur. (1+16)*6*6*3+1 = 1836  elektron onun etrafında döner. Bu dönüşte 1’er parça harekâtını artırır. Yani  1/2 , 1/2 +1 , 1/2 +2, 1/ 2  +3  yani 1 /2, 3/2, 5/2  ve 7/2 değerler alır. Aynı enerji değerini taşıyan elektronların kendi çevrelerinde dönerken hareket yönleri  aynı yönde veya aksi yönde olabilir. O takdirde  her yörüngede çift elektron olabilir demektir.

Şimdi

                        1 

                           1  3

                               1 3 5

                                  1 3 5  7

                                     1 3  5 (7)

                                        1 3  (5 7)

                                           1 (3 5 7)

Burâda 7 sistem hâkim kılınmıştır.  7+3=10 ve 5*2=10  onlu sistemin temel sayılarıdır. Basitlik ve ikili sistem esas alınırsa 10’lu sistem oluşturulur.  Onlu sistemin 7’li birleştirilmesi  100’e yakın bir çeşit üretir.  Demek ki

Buçuklu tabiattan dolayı dizi  1,3,5,7 tarikli dört fülk vardır.

Çiftlik esasından dolayı her tarikte çift elektron (vıkr) olabilir.

Tarikler dolmadan üst tarike geçilemez. Bir felek dolmadan kendisinden üst tarikli feleke geçilemez. Her üst tabaka (sema) bir fazla feleki içerir. En çok 7 sema vardır. 5’inci semada 7 tarikli felek, 6’ıncı semada 5 tarikli felek, 7’inci semada 3, 5, 7 tarikli felekler dayanıksızdır. Buna göre 88  dayanıklı, (88+14=102), az dayanıklı ve (102+10=112), dayanıksız atomları verirler.

Hesaplar yapılırken l yerine (l*(l+1))^.5  konursa ölçüler tam tutar.

E = n*h*f  yerine  E = (n+1/2)*h*f  alınmalıdır.

Şimdi bu buçuklu dağılımın yararlarını anlatalım:

0 enerjili bir parçacık yoktur. Mutlaka bir hareketi vardır.  u*v=c*v  denkleminde en küçük ve en büyük  u  bellidir. Sonsuz yoktur. Her şey miktar iledir. Yarım elektrik yükü de vardır. O sayede atomlardaki elektron ve pozitronlar birleşirler. Yarım yükler çekimi sağlarlar. Parçacık gidip geldikçe daima borçlu kalınır.

Atomlarda 7 semalı sistem buçuklu parçacık sayesinde oluşmuştur.

Buçukluluk oluşumun iradi olduğunu gösterir. Zorunluk yoktur.

 

HAFTALIK YORUM

Muğla Üniversitesi Rektörü Ethem Ruhi Fığlalı üniversitenin açılış konuşmasında Cumhurbaşkanı A. Necdet Sezer’in karşısında gerçekten kendi deyimiyle utanç verici bir konuşma yapmıştır. Ruhi Fığlalı İslâmiyet’teki Bölücü Tarikat ve Mezhepler Tarihi profesörüdür. Ne tefsir ne de fıkıh ilminden yeterli sahip değildir. Söylediği sözlerin ihtisası sebebiyle siyasi olması normaldir.

İDDİALARI:

1- Başörtüsü siyasi mesaj vermektedir. Dış merkezlerce hazırlanmış bölücülük aracıdır.

Sayın Fığlalı, siyaset bölücülük müdür? Siyasi partiler bölücü müdür? Öğrencilerin siyaset yapması yasak mıdır? Demek ki siz ileride siyasi partileri yasaklayacak ve tek parti dönemine geçecek bir özlem içinde faşizme hizmet ediyorsunuz. Evet, Türkiye’de hâlâ tek parti özleminde olan Halk Partili kalmamıştır; ama tek parti özleminde olan Erbakan gibi siyasiler ile Fığlalı gibi faşist profesörler vardır. Milleti tek tür kıyafetle donandırıp kışla hayatını yaşatmayı isteyen eskimiş kafalar şimdi Türkiye’de “Makbul Rektörler” oluyor.

2- Bir metre bez parçası ile sizleri bölüyorlar.

Bayrak da 1 metrelik bez parçasıdır. Ama Kıbrıs’ta o bir parça bez için bir Rum direkte kurşunladı. Bir metre bez parçası Türk Milletinin siyasi sembolü değil namus sembolüdür. İffet sembolüdür. Siz farkında değilsiniz! Bir metre bez parçasına saldırarak Türkün namus anlayışına saldırıyorsunuz. Bunun anlamı; size göre veya başkalarına göre öyle olmayabilir. Ama Türk halkı böyle biliyor. Bu anlayış hatalı olabilir. Ama halk öyle biliyor. Başını örten kız, “ben bakireyim” diyor. “Benimle bu şartlarla evlenebilirsiniz” diyor. Türkiye’de zorla baş açtırıldığı için baş açanların da kahir ekseriyeti bakiredir. Ama onlar bu bakireliğini bildirecek mesajdan mahrumdurlar. Madem ki baş örtüsü bir bez parçasından ibarettir; Be Akıllı Rektör! Sen o sözü bunda ısrar eden gerçekten dışarıdan tezgahlanmış başörtüsü yasağını koyanlara söylesene. Önemsiz yasak olmaz, serbest olur. Sayın Fığlalı! Bu kadar da hukuk bilmiyorsunuz! Ama hukuk dersini veriyorsunuz!..

3- Türkiye Cumhuriyeti mevzuatında başörtüsü yasaktır.

Sayın Fığlalı! Siz hukuku bilmiyorsunuz ama biraz dikkat etseniz hemen öğrenebilirsiniz. Önce bir yasak ancak kamuya zarar veren konularda konabilir. Kanun çıksa bile anayasaya aykırı olacağı için iptal edilir. Yasak kanunla çıkarılır. Oysa kadınların başörtüsünü yasaklayan bir kanun yoktur. Tam aksine “devlet görevlilerinin kıyafeti halkın kıyafetidir” demek suretiyle kıyafet serbestliğini getirmiştir.

Başörtüsünü yasaklayan Bakanlar Kurulu Kararları bile yoktur. Sadece Bülent Ulusu’nun genelgesi vardır. Oysa Başbakanın böyle bir genelge yayınlama yetkisi yoktur.

Anayasa Mahkemesi’nin bununla ilgili bir kararı yoktur. Olsa bile Anayasa Mahkemesi Kararları sadece kanunu iptal edebilir. Kanun kayamaz. Ceza maddesini hiç koyamaz.

4- Başörtüsü yasağı şeriata da uygundur.

İslâmiyet’te resmi okullar yoktur. Serbest medreseler vardır. Herkese açık olan medreselerde ne okunacağı ve ne giyileceği hususu tamamae hocalara bırakılmıştır. İslâmiyet’te başı açmak haramdır ama yasak değildir. İster örter sevap işler, ister açar -cezasını insanlar değil- Allah isterse verir. İslâm devletinde devletin kişilerin baş örtülerine müdahale etme hakkı yoktur. Devlet dış güvenliği sağlar. İç güvenliği iller sağlar. Hukuk düzenini bucaklar kurar, yasakları onlar kendilerine koyar. Merkezin yerel yönetimlerin iç işlerine müdahale yetkisi yoktur. Dini bakımdan ise herkes kendi içtihadına göre hareket eder. Bir başkası başkasına herhangi bir baskı yapamaz. Şeriat faşizm yönetimi değildir.

5- Sayın Fığlalı’ya göre baş örtüsü siyasi istismar aracıdır.

Bir siyasi parti kendine göre haksızlığa uğrayan kimseleri savunur. Bunu rey almak için de yapmış olabilir. Bu savunulan kişilerin haklarını iptal etmez. Siyasi partiler bunu yapmakla görevlerini yapmış olurlar. Yapmıyor, suç işliyorlarsa onlar cezalandırılır; bakire kızlar değil.

6- Sayın Fığlalı başörtenlerin ülkeyi bölenlere âlet olduklarını söylüyor.

Ülke farklı kıyafetlerle bölünmez. Ülke farklı düşüncelerin baskıya alınmasıyla bölünür. Hiçbir baskı rejimi ülkesini bölünmekten koruyamamıştır. Hiç sebep yokken başörtüsü sorununu sürdürmek kelimenin tam anlamıyla bölücülerin âleti olmak demektir. Türk Milleti Müslümandır, Müslüman kalacaktır ve dinin kendisine emrettiği iffet belgesini er geç başına serbestçe geçirecektir. Korkarım ki siz Türkiye’yi bu gidişle İran’ın şeriata aykırı baskıcı rejimine götüreceksiniz. Afganistan’daki Talibanlar sayenizde Türkiye’de at oynatmağa başlayabilirler. Bunu da yine Batı finanse eder. Şimdi siz onların gelmesi için faaliyettesiniz. Ama milletim bilinçlidir. Heyecanlanmadan sabırla yoluna devam ediyor. Seslere kulak vermeden yürüyor ve yürüyecek. Bölücüleri ve baskıcıları er veya geç ülke içinde fitne çıkarmadan bertaraf edecektir.

Ben bu tavsiye ve görüşlerimi benim tanıdığım kıymetli profesör Ethem Ruhi Fığlalı’ya vermiyorum. Rektör olma hevesiyle değişen ve orada kalabilmek için takiyye yapan Ethrm Ruhi Fığlalı görüntüsüne veriyorum.

 

Yazan ve Anlatan: SÜLEYMAN KARAGÜLLE

Yayına Hazırlayan: REŞAT NURİ EROL

 

 

 

HAFTANIN SÖZLERİ:

 

BİR DÜŞÜNÜR DİYOR Kİ:

“Büyük hedefler birlikte başarılabileceğine göre, kim neyiyle öne çıkabilir?

Bunu anlamak VAKİT, NAKİT ve GÖNÜLDEN BİR AKİT ister.”

BU HAFTANIN SON SÖZÜ:

“BU HAFTA ADİL DÜZEN İÇİN NE YAPTIN?”

 






Tüm Seminerler
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1130
En'âm Suresi Tefsiri 77-79. Ayetler
21.08.2021 3474 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1129
En'âm Suresi Tefsiri 74-76. Ayetler
14.08.2021 2667 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1128
En'âm Suresi Tefsiri 72-73. Ayetler
7.08.2021 2638 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1127
En'âm Suresi Tefsiri 71. Ayet
31.07.2021 2159 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1126
En'âm Suresi Tefsiri 66-70. Ayetler
24.07.2021 2536 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1125
En'âm Suresi Tefsiri 61-65. Ayetler
17.07.2021 2554 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1124
En'âm Suresi Tefsiri 52-55. Ayetler
10.07.2021 2285 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1123
En'âm Suresi Tefsiri 45-51. Ayetler
3.07.2021 2176 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1122
En'âm Suresi Tefsiri 40-44. Ayetler
26.06.2021 2184 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1121
En'âm Suresi Tefsiri 35-39. Ayetler
19.06.2021 2597 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1120
En'âm Suresi Tefsiri 31-34. Ayetler
12.06.2021 2485 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1119
En'âm Suresi Tefsiri 26-30. Ayetler
5.06.2021 1993 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1118
En'âm Suresi Tefsiri 20-25. Ayetler
29.05.2021 2347 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1117
En'âm Suresi Tefsiri 13-19. Ayetler
22.05.2021 2296 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1116
En'âm Suresi Tefsiri 7-12. Ayetler
15.05.2021 2434 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1115
En'âm Suresi Tefsiri 1-6. Ayetler
8.05.2021 2440 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1114
Kasas Suresi Tefsiri 86-88. Ayetler
1.05.2021 2268 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1113
Kasas Suresi Tefsiri 83-85. Ayetler
24.04.2021 2443 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1112
Kasas Suresi Tefsiri 79-82. Ayetler
17.04.2021 2404 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1111
Kasas Suresi Tefsiri 76-78. Ayetler
10.04.2021 2626 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1110
Kasas Suresi Tefsiri 72-75. Ayetler
3.04.2021 2448 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1109
Kasas Suresi Tefsiri 68-71. Ayetler
27.03.2021 3051 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1108
Kasas Suresi Tefsiri 61-67. Ayetler
20.03.2021 2681 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1107
Kasas Suresi Tefsiri 57-60. Ayetler
13.03.2021 2994 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1106
Kasas Suresi Tefsiri 52-56. Ayetler
6.03.2021 2677 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1105
Kasas Suresi Tefsiri 47-51. Ayetler
27.02.2021 2756 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1104
Kasas Suresi Tefsiri 43-46. Ayetler
20.02.2021 2960 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1103
Kasas Suresi Tefsiri 38-42. Ayetler
13.02.2021 3150 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1102
Kasas Suresi Tefsiri 33-37. Ayetler
6.02.2021 3036 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1101
Kasas Suresi Tefsiri 29-32. Ayetler
30.01.2021 3435 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1100
Kasas Suresi Tefsiri 26-28. Ayetler
23.01.2021 5494 Okunma
4 Yorum 28.02.2021 11:05
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1099
Kasas Suresi Tefsiri 21-25. Ayetler
16.01.2021 3558 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1098
Kasas Suresi Tefsiri 16-20. Ayetler
9.01.2021 3084 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1097
Kasas Suresi Tefsiri 12-15. Ayetler
2.01.2021 3872 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1096
Kasas Suresi Tefsiri 7-11. Ayetler
26.12.2020 3722 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1095
Kasas Suresi Tefsiri 1-6. Ayetler
19.12.2020 3427 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1094
Neml Suresi Tefsiri 89-93. Ayetler
12.12.2020 3880 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1093
Neml Suresi Tefsiri 83-88. Ayetler
5.12.2020 3843 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1092
Neml Suresi Tefsiri 76-82. Ayetler
28.11.2020 4120 Okunma
1 Yorum 29.11.2020 17:15
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1091
Neml Suresi Tefsiri 67-75. Ayetler
21.11.2020 4631 Okunma
1 Yorum 26.11.2020 17:07
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1090
Neml Suresi Tefsiri 63-66. Ayetler
14.11.2020 3023 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1089
Neml Suresi Tefsiri 59-62. Ayetler
7.11.2020 3122 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1088
Neml Suresi Tefsiri 54-58. Ayetler
31.10.2020 3979 Okunma
1 Yorum 03.11.2020 17:20
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1087
Neml Suresi Tefsiri 45-53. Ayetler
24.10.2020 3854 Okunma
1 Yorum 24.10.2020 22:54
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1086
Neml Suresi Tefsiri 41-44. Ayetler
17.10.2020 2862 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1085
Neml Suresi Tefsiri 36-40. Ayetler
10.10.2020 2952 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1084
Neml Suresi Tefsiri 27-35. Ayetler
3.10.2020 3963 Okunma
2 Yorum 11.10.2020 20:33
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1083
Neml Suresi Tefsiri 20-26. Ayetler
26.09.2020 7735 Okunma
5 Yorum 03.10.2020 19:37
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1082
Neml Suresi Tefsiri 15-19. Ayetler
19.09.2020 5620 Okunma
3 Yorum 03.10.2020 18:51
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1081
Neml Suresi Tefsiri 12-14. Ayetler
12.09.2020 4183 Okunma
2 Yorum 13.09.2020 15:00
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1080
Neml Suresi Tefsiri 7-11. Ayetler
5.09.2020 3584 Okunma
2 Yorum 06.09.2020 15:55
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1079
Neml Suresi Tefsiri 1-6. Ayetler
29.08.2020 3721 Okunma
2 Yorum 30.08.2020 20:43
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1078
Şuara Suresi Tefsiri 224-227. Ayetler
22.08.2020 4740 Okunma
3 Yorum 23.08.2020 21:17
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1077
Şuara Suresi Tefsiri 213-223. Ayetler
15.08.2020 4460 Okunma
4 Yorum 16.08.2020 18:26
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1076
Şuara Suresi Tefsiri 203-212. Ayetler
8.08.2020 4753 Okunma
6 Yorum 09.08.2020 19:55
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1075
Şuara Suresi Tefsiri 192-202. Ayetler
1.08.2020 4675 Okunma
5 Yorum 06.08.2020 19:32
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1074
Şuara Suresi Tefsiri 176-191. Ayetler
25.07.2020 4828 Okunma
3 Yorum 26.07.2020 16:16
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1073
Şuara Suresi Tefsiri 160-175. Ayetler
18.07.2020 4556 Okunma
3 Yorum 20.07.2020 11:09
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1072
Şuara Suresi Tefsiri 141-159. Ayetler
11.07.2020 3405 Okunma
2 Yorum 12.07.2020 15:51
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1071
Şuara Suresi Tefsiri 123-140. Ayetler
4.07.2020 4486 Okunma
3 Yorum 11.07.2020 03:35
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1070
Şuara Suresi Tefsiri 105-122. Ayetler
27.06.2020 3630 Okunma
2 Yorum 28.06.2020 18:12
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1069
Şuara Suresi Tefsiri 92-104. Ayetler
20.06.2020 5184 Okunma
4 Yorum 21.06.2020 19:07
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1068
Şuara Suresi Tefsiri 83-91. Ayetler
13.06.2020 3861 Okunma
1 Yorum 14.06.2020 16:25
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1067
Şuara Suresi Tefsiri 69-82. Ayetler
6.06.2020 5157 Okunma
3 Yorum 08.06.2020 14:48
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1066
Şuara Suresi Tefsiri 53-68. Ayetler
30.05.2020 5019 Okunma
3 Yorum 31.05.2020 16:53
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1065
Şuara Suresi Tefsiri 45-52. Ayetler
23.05.2020 4943 Okunma
3 Yorum 29.05.2020 18:08
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1064
Şuara Suresi Tefsiri 34-44. Ayetler
16.05.2020 3545 Okunma
1 Yorum 17.05.2020 15:50
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1063
Şuara Suresi Tefsiri 23-33. Ayetler
9.05.2020 3489 Okunma
1 Yorum 10.05.2020 08:19
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1062
Şuara Suresi Tefsiri 10-22. Ayetler
2.05.2020 3697 Okunma
2 Yorum 13.05.2020 21:45
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1061
Şuara Suresi Tefsiri 1-9. Ayetler
25.04.2020 5158 Okunma
2 Yorum 14.05.2020 18:52
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1060
Furkan Suresi Tefsiri 73-77. Ayetler
18.04.2020 4215 Okunma
2 Yorum 15.05.2020 16:45
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1059
Furkan Suresi Tefsiri 68-72. Ayetler
11.04.2020 5431 Okunma
3 Yorum 16.05.2020 16:02
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1058
Furkan Suresi Tefsiri 60-67. Ayetler
4.04.2020 4098 Okunma
2 Yorum 18.05.2020 16:53
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1057
Furkan Suresi Tefsiri 53-59. Ayetler
28.03.2020 5279 Okunma
5 Yorum 19.05.2020 16:27
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1056
Furkan Suresi Tefsiri 45-52. Ayetler
21.03.2020 4426 Okunma
2 Yorum 20.05.2020 16:21
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1055
Furkan Suresi Tefsiri 41-44. Ayetler
14.03.2020 4438 Okunma
2 Yorum 21.05.2020 16:36
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1054
Furkan Suresi Tefsiri 35-40. Ayetler
7.03.2020 4578 Okunma
2 Yorum 22.05.2020 16:05
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1053
Furkan Suresi Tefsiri 30-34. Ayetler
29.02.2020 4776 Okunma
2 Yorum 23.05.2020 15:57
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1052
Furkan Suresi Tefsiri 21-29. Ayetler
22.02.2020 5323 Okunma
3 Yorum 24.05.2020 16:54
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1051
Furkan Suresi Tefsiri 17-20. Ayetler
15.02.2020 4122 Okunma
2 Yorum 30.05.2020 17:45
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1050
Furkan Suresi Tefsiri 10-16. Ayetler
8.02.2020 5269 Okunma
2 Yorum 09.02.2020 11:38
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1049
Furkan Suresi Tefsiri 4-9. Ayetler
1.02.2020 4533 Okunma
1 Yorum 03.02.2020 07:09
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1048
Furkan Suresi Tefsiri 1-3. Ayetler
25.01.2020 3855 Okunma
1 Yorum 26.01.2020 06:07
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1047
Nur Suresi Tefsiri 62-64. Ayetler
18.01.2020 4391 Okunma
1 Yorum 25.01.2020 07:13
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1046
Nur Suresi Tefsiri 61. Ayet
11.01.2020 4600 Okunma
1 Yorum 13.01.2020 08:24
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1045
Nur Suresi Tefsiri 58-60. Ayetler
4.01.2020 4127 Okunma
1 Yorum 05.01.2020 08:14
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1044
Nur Suresi Tefsiri 53-57. Ayetler
28.12.2019 4106 Okunma
1 Yorum 30.12.2019 08:51
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1043
Nur Suresi Tefsiri 47-52. Ayetler
21.12.2019 4092 Okunma
1 Yorum 22.12.2019 23:13
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1042
Nur Suresi Tefsiri 43-46. Ayetler
14.12.2019 4546 Okunma
1 Yorum 17.12.2019 07:14
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1041
Nur Suresi Tefsiri 39-42. Ayetler
7.12.2019 5660 Okunma
2 Yorum 09.02.2020 00:42
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1040
Nur Suresi Tefsiri 35-38. Ayetler
30.11.2019 9833 Okunma
2 Yorum 03.12.2019 13:53
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1039
Nur Suresi Tefsiri 32-34. Ayetler
23.11.2019 4654 Okunma
1 Yorum 24.11.2019 08:09
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1038
Nur Suresi Tefsiri 30-31. Ayetler
16.11.2019 3709 Okunma
1 Yorum 19.11.2019 12:31
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1037
Nur Suresi Tefsiri 27-29. Ayetler
9.11.2019 3855 Okunma
1 Yorum 10.11.2019 05:24
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1036
Nur Suresi Tefsiri 23-26. Ayetler
2.11.2019 3358 Okunma
1 Yorum 03.11.2019 07:48
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1035
Nur Suresi Tefsiri 19-22. Ayetler
26.10.2019 3388 Okunma
1 Yorum 28.10.2019 13:15
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1034
Nur Suresi Tefsiri 12-18. Ayetler
19.10.2019 3753 Okunma
1 Yorum 20.10.2019 10:50
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1033
Nur Suresi Tefsiri 6-11. Ayetler
12.10.2019 5712 Okunma
2 Yorum 16.10.2019 14:52
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1032
Nur Suresi Tefsiri 1-5. Ayetler
5.10.2019 4248 Okunma
1 Yorum 06.10.2019 23:25
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 1031
Müminun Suresi Tefsiri 111-118. Ayetler
28.09.2019 3453 Okunma
1 Yorum 30.09.2019 10:50


© 2025 - Akevler