Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1193
Ankebut Suresi Tefsiri 69. Ayet
26.11.2022
386 Okunma, 0 Yorum

ANKEBÛT SÛRESİ - 63. Hafta

 

أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

وَالَّذِينَ جَاهَدُوا فِينَا لَنَهْدِيَنَّهُمْ سُبُلَنَا وَإِنَّ اللَّهَ لَمَعَ الْمُحْسِنِينَ (69)

İçimizde cihad edenler, kesinlikle onlara yollarımızda rehberlik edeceğiz ve kesinlikle Allah iyilik yapanlarla beraberdir. (69)

 

وَالَّذِينَ جَاهَدُوا فِينَا لَنَهْدِيَنَّهُمْ سُبُلَنَا

İçimizde cihad edenler, kesinlikle onlara yollarımızda rehberlik edeceğiz.

وَ: İsti’nafiyye edatıdır.

الَّذِينَ: “Kimseler” demektir. Eril çoğul has ism-i mevsuldür. Bu ism-i mevsul sıla cümlesi içindeki fâili ya da mef’ûlü marife yapar. Buna ilaveten fiilin işleniş şeklini de belirli yapar. Bu şekilde kullanım genellikle organize işler içindir.

جَاهَدُوا: “Cihad ettiler” demektir. Müfâele bâbından üçüncü şahıs çoğul mazi malum fiildir. Fâili merfu muttasıl zamir olan cem vâvıdır (جَاهَدُوا). Bu vâv الَّذِينَ has ism-i mevsulünün aid zamiridir. جَهْد “çabalamak” demektir. Bir şey için bir iş için çaba sarfetmek, gayret göstermek, yorulmak manasındadır. جَاهَدَ ise müfâele bâbındadır.

Sülasi 3. bab

Müfâele bâbı

جَهَدَ

جَاهَدَ

Müfâele bâbının ana etkisi müşareket yani ortaklıktır. Sülasi fiilin ortasına gelen elif ortaklık etkisi yapar. Yani fiili iki tarafta ortaklaşa yaparlar. Diğer bir etkisi mutabaattır (المتابعة). Bir işin sürekli ve kesintisiz olarak devam etmesidir. Elif ortaya gelerek fiilin lafzen daha uzun söylenmesine sebep olur ve bu da anlamsal olarak fiilin daha uzun süre gerçekleşmesini ifade eder. Böylece mutabaat etkisi bir işteki sürekliliğe ve sebata işaret eder. Burada da mutabaat etkisi söz konusudur. Çabalamadaki süreklilik ve istikrarı ifade eder.

Cihad denince herkesin aklına olumlu bir mana gelmektedir. Oysa cihadın ne için yapıldığı önemlidir. Hem iyi işlerde hem de kötü işlerde cihad olur.

Ayetteki geçiş

Meal

يَاأَيُّهَا النَّبِيُّ جَاهِدِ الْكُفَّارَ وَالْمُنَافِقِينَ

Ey nebi, kâfirlerle ve münafıklarla cihad et. (Tevbe 73, Tahrim 9)

جَاهِدُوا بِأَمْوَالِكُمْ وَأَنْفُسِكُمْ فِي سَبِيلِ اللَّهِ

Mallarınız ve canlarınızla Allah yolunda cihad edin. (Tevbe 41)

وَوَصَّيْنَا الْإِنْسَانَ بِوَالِدَيْهِ حُسْنًا وَإِنْ جَاهَدَاكَ لِتُشْرِكَ بِي مَا لَيْسَ لَكَ بِهِ عِلْمٌ فَلَا تُطِعْهُمَا

İnsana anne-babasına iyiliği tavsiye ettik ve eğer ikisi seninle ilmin olmayan bir şeyi bana ortak etmen için cihad ederse ikisine itaat etme. (Ankebut 8)

وَإِنْ جَاهَدَاكَ عَلَى أَنْ تُشْرِكَ بِي مَا لَيْسَ لَكَ بِهِ عِلْمٌ فَلَا تُطِعْهُمَا

Eğer ikisi seninle ilmin olmayan bir şeyi bana ortak etmen üzerine cihad ederse ikisine itaat etme. (Lokman 15)

Bu ayetlerde görüldüğü gibi cihad etme hem olumlu hem de olumsuz işler içindir. Olumlu cihad Allah yolunda yapılan cihaddır.

فِي: “İçinde” demektir.

نَا: “Biz” demektir. Mecrur muttasıl zamirdir.

فِينَا: “İçimizde” demektir.

جَاهَدُوا فِينَا: “İçimizde cihad ettiler” demektir.

الَّذِينَ جَاهَدُوا فِينَا: “İçimizde cihad edenler” demektir.

لَنَهْدِيَنَّ: “Kesinlikle rehberlik edeceğiz” demektir. هدي kökünden ikinci bâbdan tekîd lâmlı ve nûnlu birinci şahıs çoğul muzari fiildir. Birisini bir hedefe yöneltip o hedefe varması için rehberlik etmektir.

هُمْ: “Onlar” demektir. Mensub muttasıl zamirdir. الَّذِينَ جَاهَدُوا فِينَا ya racidir.

سُبُلَ: “Yollar” demektir. Kökü سبل dir. Tekili سَبِيلَ dir. Bir kimseyi ya da kendisini başka bir kimseye veya bir mekâna veya bir işe, bir hedefe, bir amaca ulaştırmak manasındaki fiilden gelmiştir. Bir amaca ulaşmak için gidilen yöntemleri ifade eder. Fiziksel olarak yolu da ifade eder. Sebil bir amaca ulaşmak için sistematik bir şekilde yapılan uygulamalardır. Karar ağacı ile bir dizi uygulama ve bu uygulamaların gerçekleşme yöntemlerinden oluşur. Amacınızı gerçekleştirmek için işlerin sırasını belirlersiniz, hangi işi kimin nasıl yapacağını belirlersiniz, işin ilerleme sürecini belirlersiniz, algoritmalar oluşturursunuz. İşte bu sebildir. Bu sebil sizi bir hedefe ulaştıran yol haritasıdır.

لَا تَتَّبِعَانِّ سَبِيلَ الَّذِينَ لَا يَعْلَمُونَ

Bilmeyenlerin yoluna ikiniz uymayın. (Yunus 89)

Bu ayette Allah’ın Musa ve Harun’dan uymamalarını istediği yol, üzerinde yaya veya araçla gidilen yol değildir. Onların uyguladığı yöntemler dizisidir.

فَاغْفِرْ لِلَّذِينَ تَابُوا وَاتَّبَعُوا سَبِيلَكَ

Tövbe edenleri ve senin yoluna uyanları bağışla. (Mümin 7)

Burada da sebil fiziksel olarak üzerinde gidilen yol değildir. Kuran’da çok sayıda geçen sebilillah kavramının fiziksel yolla ilgisi yoktur.

نَا: “Biz” demektir. Mecrur muttasıl zamirdir.

سُبُلَنَا: “Yolarımız” demektir.

لَنَهْدِيَنَّهُمْ سُبُلَنَا: “Kesinlikle onlara yollarımızda rehberlik edeceğiz” demektir.

الَّذِينَ جَاهَدُوا فِينَا لَنَهْدِيَنَّهُمْ سُبُلَنَا: “İçimizde cihad edenler, kesinlikle onlara yollarımızda rehberlik edeceğiz” demektir.

Kuran’da cihad fiili ve ilişkili öğeler şu şekildedir:

Mef.mutlak

Mef.lieclih

Mef.fih

Mef.fih

Mef.bih GS

Mef.bih

Fâil

Fiil

جِهَادًا ...

حَقَّ جِهَادِهِ

لِ...

عَلَى...

مَعَ...

فِي...

بِ...

هُمْ

هُوَ

جَاهَدَ

Cihadın yapılış çeşidi

Cihadın amacı

Beraber cihad edilen kimse

Cihad ederken içinde bulunulan durum

Cihad edilirken kullanılan araç

Kendisine karşı cihad edilen

Cihad eden

Cihad fiili

Cihad fiili mef’ûl alırsa bu mef’ûl kendisine karşı cihad edilen kimsedir. Kendisiyle cihad edilen kimse ile cihad eden kimsenin hedefleri birbirine zıttır. Bu durumda eğer لِ veya عَلَى ile mef’ûlün lieclih gelirse cihad eden kimsenin cihad ettiği kimseyle cihadının amacı cümlede ifade edilmiş olmaktadır. Eğer بِ ile bir mef’ûl de gelmişse bu da cihad ederken kullanılan aracı ifade etmektedir. Cihad fiili mef’ûl almışsa yani kendisiyle cihad edilen varsa فِي harf-i ceri ile cihad fiili ile içinde bulunulan durum gelmez. Çünkü içinde bulunulan durum cihad edilene karşı olmaktır.

يَاأَيُّهَا النَّبِيُّ جَاهِدِ الْكُفَّارَ وَالْمُنَافِقِينَ وَاغْلُظْ عَلَيْهِمْ

Ey nebi, kâfirlerle ve münafıklarla cihad et ve onlara karşı katı ol. (Tevbe 73, Tahrim 9)

Bu ayette mef’ûl kâfirler ve münafıklardır. Cihadın amacını ifade eden bir harf-i cer gelmemiştir. Cihadın amacı küfür ve nifakla mücadeledir. Onların etkisini tamamen yok etmektir.

فَلَا تُطِعِ الْكَافِرِينَ وَجَاهِدْهُمْ بِهِ جِهَادًا كَبِيرًا

Kâfirlere itaat etme ve onunla onlarla büyük bir cihadla cihad et. (Furkan 52)

Bu ayette mef’ûl kâfirlerdir. Onlarla cihad edilme sırasında kullanılan araç بِ harf-i ceri ile gelmiştir. Cihadın şekli de mef’ûlü mutlakla (جِهَادًا كَبِيرًا) büyük bir cihad şeklinde gelmiştir. Cihadın amacı onların etkisinin tamamen yok edilmesidir.

وَوَصَّيْنَا الْإِنْسَانَ بِوَالِدَيْهِ حُسْنًا وَإِنْ جَاهَدَاكَ لِتُشْرِكَ بِي مَا لَيْسَ لَكَ بِهِ عِلْمٌ فَلَا تُطِعْهُمَا

İnsana anne-babasına iyiliği tavsiye ettik ve eğer ikisi seninle ilmin olmayan bir şeyi bana ortak etmen için cihad ederse ikisine itaat etme. (Ankebut 8)

Burada cihad edenler anne-babadır. Çocuklarıyla cihad etmektedirler. Cihadlarının amacı لِ harf-i ceri ile gelmiştir. Allah’a şirk yapması için çocuklarıyla cihad etmektedirler.

إِنْ جَاهَدَاكَ عَلَى أَنْ تُشْرِكَ بِي مَا لَيْسَ لَكَ بِهِ عِلْمٌ فَلَا تُطِعْهُمَا

Eğer ikisi seninle ilmin olmayan bir şeyi bana ortak etmen üzerine cihad ederse ikisine itaat etme. (Lokman 15)

Burada da anne-babası çocuklarıyla cihad etmektedirler. Burada cihadın amacı عَلَى ile gelmiştir. لِ ile gelenden farklıdır. عَلَى ile geldiğinde cihad ettikleri oğlunun şirk üzerinde olmasını istemektedirler. Yani Allah’ın kurallarına aykırı kurallar koyan bir müessese içinde yer alıp çalışmasını istemektedirler. O hale girmesini ve o halde kalmasını istemektedirler.

Cihad fiili mef’ûlsüz gelirse yani kendisine karşı cihad edilen cümlede geçmiyorsa cihad geneldir. Belli birsiyle mücadele yoktur. Kim karşısına çıkarsa onunla mücadele vardır. Bu durumda فِي harf-i ceri gelir. Cihadın amacı ve içinde bulunulan durum bu harf-i cerden sonra gelmektedir. Bu harf-i cerden sonra gelen cihadın amacıdır. Bu harf-i cerden sonra gelen için çaba harcanmaktadır. بِ harf-i ceri ile de cihad için kullanılacak araç gelmektedir.

جَاهِدُوا بِأَمْوَالِكُمْ وَأَنْفُسِكُمْ فِي سَبِيلِ اللَّهِ

Mallarınız ve canlarınızla Allah’ın yolunda cihad edin. (Tevbe 41)

Burada فِي harf-i ceri ile cihadda içinde bulunulacak durum ifade edilmiştir: Allah’ın yolu. Sebil bir amaca ulaşmak için sistematik bir şekilde yapılan uygulamalardır. Allah’ın sebili demek Allah’ın istediklerini gerçekleştirmek için Allah’ın istediği sistematik uygulamalar demektir. Cihaddaki metodoloji ifade edilmektedir. Allah’ın yolu Allah’ın yöntemleri içindeki karar ağaçlarının uygulamasıdır. بِ harf-i ceri ile gelen mallarınız ve canlarınız ifadesi tüm cihad ayetlerinde bu sıra ile gelmektedir. Cihad ayetlerinin hiçbirisinde canlarınız ve mallarınız sırası gelmez. Hiçbir cihad ayetinde de mallarınız tek başına, canlarınız da tek başına gelmemektedir. Cihad her ikisiyle beraber yapılmalıdır. Hem mallar kullanılmalı hem de canlar kullanılmalıdır. Bu “tüm varlığınızla” demektir. Mallarınızı tümüyle feda edebileceksiniz hatta ölümü bile göze alacaksınız demektir. Cihad kavramı da tarih boyunca manasını kaybetmiş “savaş” anlamına getirilmiştir. Oysa savaş anlamında Kuran’da “kıtal” ve “harb” kavramları vardır.

قَاتِلُوا فِي سَبِيلِ اللَّهِ الَّذِينَ يُقَاتِلُونَكُمْ

Sizinle savaşanlarla Allah yolunda savaşın. (Bakara 190)

Cihad çabalamaktır. Allah’ın yolunda mallar ve canlarla cihad Allah’ın gösterdiği yöntemlerle ve karar mekanizmalarıyla belirli bir sistematik içinde Allah’ın düzeninin gerçekleşmesi için tüm varlığınla çaba göstermektir.

Cihad fiili مَعَ harf-i ceri ile gelirse cihadın mekanizmalarını gerçekleştiren kimse bu zarftan sonra gelmiş demektir. Cihad bu kimsenin yanında gerçekleştirilmektedir.

آمِنُوا بِاللَّهِ وَجَاهِدُوا مَعَ رَسُولِهِ

Allah’a iman edin ve O’nun elçisiyle beraber cihad edin. (Tevbe 86)

Burada da مَعَ ile cihadın kiminle beraber yapılacağı ifade edilmiştir. Cihadın uygulamasını elçi yapmaktadır ve onunla beraber cihad edilmelidir.

مَنْ جَاهَدَ فَإِنَّمَا يُجَاهِدُ لِنَفْسِهِ

Kim cihad ederse yalnızca kendisi için cihad eder. (Ankebut 6)

Bu ayette cihadın iyi yolda mı kötü yolda mı olduğu belli değildir. Her iki durumda da sonuç kendisini ilgilendirecek demektir.

أَجَعَلْتُمْ سِقَايَةَ الْحَاجِّ وَعِمَارَةَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ كَمَنْ آمَنَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ وَجَاهَدَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ لَا يَسْتَوُونَ عِنْدَ اللَّهِ

Hacıya su vermeyi ve Mescidi-l Haramı imar etmeyi Allah’a ve ahir yevme iman eden ve Allah yolunda cihad eden kimse gibi kıldınız mı? Allah’ın indinde bir olmazlar. (Tevbe 19)

İnsanlar diğer insanlar kullansın diye çeşmeler yaptırırlar, camiler yaptırırlar. Bunun daha ilerisi hacılara su vermek ve Mescidi-l Haramı imar etmedir. Bunlar sevaptır, ecirleri vardır. Ancak bunların hiçbiri Allah’a ve ahir yevme iman etme ve Allah yolunda cihad etme gibi değildir.

أَمْ حَسِبْتُمْ أَنْ تَدْخُلُوا الْجَنَّةَ وَلَمَّا يَعْلَمِ اللَّهُ الَّذِينَ جَاهَدُوا مِنْكُمْ وَيَعْلَمَ الصَّابِرِينَ

Yoksa henüz Allah sizden cihad edenleri bilmeden ve sabredenleri bilmeden Cennet’e gireceğinizi mi sandınız. (Ali İmran 142)

أَمْ حَسِبْتُمْ أَنْ تُتْرَكُوا وَلَمَّا يَعْلَمِ اللَّهُ الَّذِينَ جَاهَدُوا مِنْكُمْ وَلَمْ يَتَّخِذُوا مِنْ دُونِ اللَّهِ وَلَا رَسُولِهِ وَلَا الْمُؤْمِنِينَ وَلِيجَةً

Yoksa henüz Allah sizden cihad edenleri ve Allah’ın ve resulünün ve müminlerin dunundan sırdaş edinmeyenleri bilmeden bırakılacağınızı mı sandınız. (Tevbe 16)

وَلِيجَةً bir topluluğun içine girip nüfuz eden kimsedir. Cihad edenler önceden belli değildir. Allah cihad edenleri bilmek istemektedir. Cihad düz iman değildir, ciddi bir çabalama gerektirir.

إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَالَّذِينَ هَاجَرُوا وَجَاهَدُوا فِي سَبِيلِ اللَّهِ أُولَئِكَ يَرْجُونَ رَحْمَةَ اللَّهِ

Kesinlikle iman edenler ve hicret edip Allah’ın yolunda cihad edenler, onlar Allah’ın rahmetini umarlar. (Bakara 218)

الَّذِينَ آمَنُوا وَهَاجَرُوا وَجَاهَدُوا فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَالَّذِينَ آوَوْا وَنَصَرُوا أُولَئِكَ هُمُ الْمُؤْمِنُونَ حَقًّا

İman edip hicret edip Allah’ın yolunda cihad edenler ve barındırıp yardım edenler, onlar, onlar gerçek müminlerdir. (Enfal 74)

إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ الَّذِينَ آمَنُوا بِاللَّهِ وَرَسُولِهِ ثُمَّ لَمْ يَرْتَابُوا وَجَاهَدُوا بِأَمْوَالِهِمْ وَأَنْفُسِهِمْ فِي سَبِيلِ اللَّهِ أُولَئِكَ هُمُ الصَّادِقُونَ

Müminler yalnızca Allah’a ve resulüne iman edip sonra şüphelenmeyen ve malları ve canları ile Allah yolunda cihad edenlerdir. Onlar, onlar sadıklardır. (Hucurat 15)

Bu ayetlerde değişik mümin topluluklarının tanımı yapılmaktadır.

لَا يَسْتَوِي الْقَاعِدُونَ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ غَيْرُ أُولِي الضَّرَرِ وَالْمُجَاهِدُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ بِأَمْوَالِهِمْ وَأَنْفُسِهِمْ فَضَّلَ اللَّهُ الْمُجَاهِدِينَ بِأَمْوَالِهِمْ وَأَنْفُسِهِمْ عَلَى الْقَاعِدِينَ دَرَجَةً وَكُلًّا وَعَدَ اللَّهُ الْحُسْنَى وَفَضَّلَ اللَّهُ الْمُجَاهِدِينَ عَلَى الْقَاعِدِينَ أَجْرًا عَظِيمًا

Müminlerden zarar sahibi olma dışında oturanlarla Allah yolunda malları ve canlarıyla mücahitler (cihad edenler) bir olmazlar. Allah malları ve canlarıyla cihad edenleri (mücahitleri) oturanlara derece olarak üstün kılmıştır. Hepsine (mücahitlere ve oturanlara) Allah iyiliği vaat etmiştir ve mücahitleri oturanlara büyük bir ecirle üstün kılmıştır. (Nisa 95)

Bu ayette müminler iki gruba ayrılmışlardır: Allah yolunda malları ve canları ile cihad edenler (mücahitler) ve oturanlar. Mücahitlerin oturanlardan üstün olduğu söylenmektedir.

 

Ankebut’un bu ayetinde الَّذِينَ جَاهَدُوا فِينَا (içimizde cihad edenler) denmektedir. فِي سَبِيلِنَا (yolumuzda) denmemektedir.

جَاهِدُوا فِي اللَّهِ حَقَّ جِهَادِهِ

Allah’ın içinde O’nun cihadının hakkı ile cihad edin. (Hac 78)

Bu ayette de Allah’ın yolu içinde değil de Allah’ın içinde cihad denmektedir. Aradaki fark nedir?

İçimizde veya Allah’ın içinde cihad demek Allah için çaba göstermek demektir. Ayette الَّذِينَ جَاهَدُوا فِينَا لَنَهْدِيَنَّهُمْ سُبُلَنَا “İçimizde cihad edenler, kesinlikle onlara yollarımızda rehberlik edeceğiz” denmektedir. Allah için çaba gösterenlere Allah yollarında rehberlik edecektir. Burada dikkat edilmesi gereken إِلَى harf-i ceri kullanılmadan hidayet fiilinin gelmesidir. لَنَهْدِيَنَّهُمْ إِلَى سُبُلِنَا “Kesinlikle yollarımıza doğru rehberlik edeceğiz” şeklinde de gelebilirdi. İki durum farklıdır. إِلَى سُبُلِنَا (yollarımıza doğru) denseydi var olan yollara katılmaları sağlanacaktı. سُبُلَنَا (yollarımız) şeklinde geçmesi yolların var olmadığını, oluşturulacağını ifade etmektedir. Yani Allah için cihad edenler Allah’ın yollarını da oluşturacaklardır. Mekanizmaları, sistemleri oluşturacaklar, Allah’ın düzenini getireceklerdir. Allah da bunun için rehberlik edecektir.

Allah içinde cihad birinci aşamadır. İkinci aşama Allah’ın yollarının oluşturulmasıdır. Allah içinde cihadda cihad eden henüz Allah’ın istediği sistemleri, mekanizmaları oluşturmamıştır. Allah’ın yollarında rehberlik Allah’ın yollarının oluşturulmasıdır. Bu da sistemlerin, mekanizmaların kurulmasıdır. Günümüzde işçilik sisteminin yerine ortaklık sisteminin getirilmesidir. Ortaklık sisteminin mekanizmalarının geliştirilmesidir. Yazılımlarının yapılması, uygulamasının yapılmasıdır. İşte bu durumda Allah’ın yolu meydana getirilmiş olur. Hakimlik sistemi yerine hakemlik sisteminin getirilmesidir. Hakemlik sisteminin mekanizmalarının, yöntemlerinin gerçekleştirilmesidir. Hastalıkları iyileştirmeyen, süründüren hekimlik yerine iyileştirici ve koruyucu hekimliğin mekanizmalarının, yöntemlerinin oluşturulmasıdır. Çoğunluk sistemi yerine temsil sisteminin mekanizmalarının, yöntemlerinin oluşturulmasıdır. Sahte para sistemlerinin yerine gerçek değerlere dayanan para sisteminin mekanizmalarının, yöntemlerinin oluşturulmasıdır. İşte bunlar Allah’ın yollarının oluşturulmasıdır. Allah buna rehberlik edecektir.

Günümüzde “siyasi cihad” kavramı üretilmiştir. Bir parti içinde çaba gösterip çoğunluğun oyunu alıp iktidar olmaya “siyasi cihad” demektedirler. İşte bu Allah’ın yolunda cihad değildir. Ayette çok açık bir şekilde yazmaktadır:

وَإِنْ تُطِعْ أَكْثَرَ مَنْ فِي الْأَرْضِ يُضِلُّوكَ عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ إِنْ يَتَّبِعُونَ إِلَّا الظَّنَّ وَإِنْ هُمْ إِلَّا يَخْرُصُونَ

Yerdekilerin çoğunluğuna itaat edersen seni Allah’ın yolundan saptırırlar. Onlar yalnızca zanna uyarlar ve onlar yalnızca kafadan atarlar. (Enam 116)

Siyasi cihad kavramı çoğunluğun oyunu alıp Allah’ın düzenini getirmeye dayanır. Oysa çoğunluğun oyunu almak için çoğunluğa göre hareket etmeniz gerekir. Çoğunluğun hoşuna giden şeyler yapmalısınız. Bu durumda ayette açıkça yazdığı gibi Allah’ın yolundan sapmış olursunuz. Allah’ın yolundan sapmış haldeyken nasıl olacak da Allah’ın yolunda cihad etmiş olacaksınız.

Allah içimizde cihad edenlere yollarımızı oluşturmada rehberlik edeceğiz demektedir. Çoğunluk sisteminin meclisine girip bunun yapılamayacağı gayet açıktır. Bu mecliste ancak çoğunluğu kendine çekmek için laf yarışı yapılmaktadır. Koca koca adamlar birbirlerine bağırmakta, laf yarıştırmaktadırlar.

İçimizde cihad demek Allah’ın düzenini getirmek için çabalamak demektir. Allah’ın ayetlerinin dışına çıkmamaktır. “Ayette böyle yazıyor ama günümüzde ancak böyle olur” dediğiniz anda “içimizde cihad etme” kavramına uymamış olursunuz. Allah’ın ayetlerine uygun hareket edersiniz, projeler üretirsiniz, bir araya gelirsiniz, birlikte namaz kılarsınız, toplantılar yaparsınız, mallarınızı ve emeklerinizi burada harcarsınız. İşte bu durumda Allah’ın yollarını oluşturmaya başlarsınız. Allah bu yolda size rehberlik edecektir. Önce ortaklık sisteminden başlarsınız. Bunun için uygulamalarınız her zaman Allah’ın istediği şekilde olmalıdır. Sıkıntılar gelecektir, sabretmek gerekecektir. Allah elemeler yapacaktır. Sıkıntılara sabredemeyenler ve mümin olmayanlar sizin oluşturduğunuz organizasyonda kalamayacaklardır. Ortaklık sisteminde başarılı olduğunuz anda Allah’ın yollarından birini oluşturmuş olursunuz. Sonra diğer yollara sıra gelecektir. Onların hepsinde Allah rehberlik edecektir. Biz rehberlik edeceğiz dediği için umulmadık yerlerden insanlar gelecek, onlar katılacak ve işler yoluna girecektir. Hem de bunu söylerken üç te’kîdle söylemektedir. Te’kîd lâmı ve şeddeli te’kîd nunu ile üç te’kîd gelmiştir. Şüpheler giderilmiştir. Kafanızda şüphe kalmasın denmektedir. Siz içimizde cihad edin, yani Allah’ın kurallarının dışına çıkmayın, günümüz cari sistemine uymayın, o zaman Allah’ın yollarını oluşturmada rehberlik edileceksiniz demektedir.

 

وَإِنَّ اللَّهَ لَمَعَ الْمُحْسِنِينَ

Ve kesinlikle Allah iyilik yapanlarla beraberdir.

وَ: “Ve” demektir. Atıf harfidir. الَّذِينَ جَاهَدُوا فِينَا لَنَهْدِيَنَّهُمْ سُبُلَنَا cümlesine إِنَّ اللَّهَ لَمَعَ الْمُحْسِنِينَ cümlesini atfetmektedir.

إِنَّ: “Kesinlikle” demektir. Huruf-u müşebbehe bi-l fiildendir. Te’kîd bildiren harfdir.

اللَّهَ: “Allah” demektir. Alemlerin rabbinin özel ismidir.

لَ: İbtida lâmıdır. İnnenin haberinin başına gelmiştir. Te’kîd içindir.

مَعَ: “Beraber” demektir. Zarftır. Muzaf olarak kullanılır. Muzafun ileyhi olan kelimeyle beraberlik ifade eder.

الْمُحْسِنِينَ: “İyilik yapanlar” demektir. Kurallı eril çoğul mecrur marife ism-i fâildir. Beşinci bâbdan حَسُنَ - يَحْسُنُ iyi olmak manasındadır. Lazım fiildir. Beşinci bâb if’âl bâbına (أَحْسَنَيُحْسِنُ) tadiye etkisi ile gelir. “İyilik yaptı” anlamına gelir.

مَعَ الْمُحْسِنِينَ: “İyilik yapanlarla beraber” demektir.

إِنَّ اللَّهَ لَمَعَ الْمُحْسِنِينَ: “Kesinlikle Allah iyilik yapanlarla beraberdir” demektir. Bu cümle cihad edenlerin cümlesine atfedilmiştir. Cihad edenlerle iyilik yapanlar arasında bir bağ vardır. Allah için cihad edenler muhsindirler. Allah için cihad edip de kötülük yapılmaz. Sonuç iyiliktir. İyilik yapmayan bir insanın Allah için cihad etmesi mümkün değildir.

Müşedded inne ile iki, ibtida lâmı ile bir olmak üzere üç te’kîd vardır. Kimsenin kafasında şüphe olmasın diye bu şekilde gelmiştir. Hiç şüpheniz olmasın ki Allah için cihad ettiğinizde Allah’ın yollarını oluşturmada size rehberlik edecek ve iyilik yapanlar olan sizle beraber olacaktır.

 

 

Yalova, Teşvikiye

26 Kasım 2022

M. Lütfi Hocaoğlu

 






Son Eklenen Seminerler
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1248
Lokman Suresi Tefsiri 14. Ayet
20.04.2024 83 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1247
Lokman Suresi Tefsiri 13. Ayet
13.04.2024 135 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1246
Lokman Suresi Tefsiri 12. Ayet
6.04.2024 67 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1245
Lokman Suresi Tefsiri 11. Ayet
30.03.2024 93 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1244
Lokman Suresi Tefsiri 10. Ayet
16.03.2024 97 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1243
Lokman Suresi Tefsiri 8-9. Ayetler
9.03.2024 86 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1242
Lokman Suresi Tefsiri 7. Ayet
24.02.2024 109 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1241
Lokman Suresi Tefsiri 6. Ayet
17.02.2024 76 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1240
Lokman Suresi Tefsiri 1-5. Ayetler
10.02.2024 121 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1239
Rum Suresi Tefsiri 60. Ayet
27.01.2024 139 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1238
Rum Suresi Tefsiri 59. Ayet
20.01.2024 139 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1237
Rum Suresi Tefsiri 58. Ayet
6.01.2024 175 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1236
Rum Suresi Tefsiri 57. Ayet
30.12.2023 188 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1235
Rum Suresi Tefsiri 56. Ayet
16.12.2023 240 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1234
Rum Suresi Tefsiri 55. Ayet
25.11.2023 219 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1233
Rum Suresi Tefsiri 54. Ayet
11.11.2023 248 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1232
Rum Suresi Tefsiri 53. Ayet
4.11.2023 206 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1231
Rum Suresi Tefsiri 51-52. Ayetler
21.10.2023 288 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1230
Rum Suresi Tefsiri 50. Ayet
14.10.2023 237 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1229
Rum Suresi Tefsiri 48-49. Ayetler
30.09.2023 240 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1228
Rum Suresi Tefsiri 47. Ayet
16.09.2023 266 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1227
Rum Suresi Tefsiri 46. Ayet
9.09.2023 312 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1226
Rum Suresi Tefsiri 44-45. Ayetler
2.09.2023 213 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1225
Rum Suresi Tefsiri 43. Ayet
19.08.2023 225 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1224
Rum Suresi Tefsiri 42. Ayet
12.08.2023 226 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1223
Rum Suresi Tefsiri 41. Ayet
5.08.2023 268 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1222
Rum Suresi Tefsiri 40. Ayet
29.07.2023 227 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1221
Rum Suresi Tefsiri 39. Ayet
22.07.2023 222 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1220
Rum Suresi Tefsiri 38. Ayet
15.07.2023 217 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1219
Rum Suresi Tefsiri 37. Ayet
17.06.2023 205 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1218
Rum Suresi Tefsiri 36. Ayet
3.06.2023 257 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1217
Rum Suresi Tefsiri 35. Ayet
27.05.2023 241 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1216
Rum Suresi Tefsiri 33-34. Ayetler
20.05.2023 277 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1215
Rum Suresi Tefsiri 31-32. Ayetler
13.05.2023 253 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1214
Rum Suresi Tefsiri 30. Ayet
6.05.2023 334 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1213
Rum Suresi Tefsiri 29. Ayet
29.04.2023 256 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1212
Rum Suresi Tefsiri 28. Ayet
15.04.2023 291 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1211
Rum Suresi Tefsiri 27. Ayet
8.04.2023 297 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1210
Rum Suresi Tefsiri 26. Ayet
1.04.2023 273 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1209
Rum Suresi Tefsiri 25. Ayet
25.03.2023 292 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1208
Rum Suresi Tefsiri 24. Ayet
18.03.2023 404 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1207
Rum Suresi Tefsiri 23. Ayet
11.03.2023 292 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1206
Rum Suresi Tefsiri 22. Ayet
4.03.2023 410 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1205
Rum Suresi Tefsiri 21. Ayet
25.02.2023 417 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1204
Rum Suresi Tefsiri 20. Ayet
18.02.2023 477 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1203
Rum Suresi Tefsiri 19. Ayet
11.02.2023 302 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1202
Rum Suresi Tefsiri 17-18. Ayetler
4.02.2023 456 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1201
Rum Suresi Tefsiri 14-16. Ayetler
28.01.2023 330 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1200
Rum Suresi Tefsiri 12-13. Ayetler
21.01.2023 313 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1199
Rum Suresi Tefsiri 11. Ayet
14.01.2023 324 Okunma


© 2024 - Akevler