Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1230
Rum Suresi Tefsiri 50. Ayet
14.10.2023
473 Okunma, 0 Yorum

RÛM SÛRESİ - 37. Hafta

 

أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

فَانْظُرْ إِلَى آثَارِ رَحْمَةِ اللَّهِ كَيْفَ يُحْيِي الْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا إِنَّ ذَلِكَ لَمُحْيِي الْمَوْتَى وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ (50)

Ölümünden sonra yere nasıl da hayat veriyor olan Allah’ın rahmetinin izlerine bak. Kesinlikle O ölülere hayat verendir ve O her şeye gücü yetendir. (50)

 

فَانْظُرْ إِلَى آثَارِ رَحْمَةِ اللَّهِ كَيْفَ يُحْيِي الْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا

Ölümünden sonra yere nasıl da hayat veriyor olan Allah’ın rahmetinin izlerine bak.

 

Emir fiil cümlesi

Fâ-u
isti’nâfiye

Mefûlün bih GS

Fâil

Fiil

Mecrur

Cârr

Muzâfun ileyh

Muzâf

Muzâfun ileyh

Şibh-i
fiil
Muzâf

Hâl

Fâil
Muzâfun ileyh
Sahibul hâl

Mefûlun fih

Mefûlun bih

Fâil
Sahibul hâl

Fiil

Fâil
Hâl
İstifhâm edatı

بَعْدَ مَوْتِهَا

الْأَرْضَ

هُوَ

يُحْيِي

كَيْفَ

اللَّهِ

رَحْمَةِ

آثَارِ

إِلَى

أَنْتَ

انْظُرْ

فَ

 

فَ: Fâ-u isti’nafiyyedir. Öncesindeki cümle ile sonrasındaki cümle arasında takip anlamında bir atıf ilişkisi yoktur ancak aralarında başka bir ilişki vardır. Fâ-u ta’liliyyedir. Öncesi sebebiyle sonrasındaki cümle söylenmiştir.

انْظُرْ: “Bak” demektir. نظر kökünden birinci bâbdan ikinci tekil şahıs emir malum fiildir. Sıradan bir gözle bakış değildir. Oraya odaklanma, ilgilenme, dikkatini orada toplama demektir. Bu nedenle çok kere كَيْفَ (nasıl) ile beraber kullanılır. Nasıl olduğunu anlamak için, çözmek için bakın demektir.

إِلَى: “-e,-a” demektir. Harf-i cerdir.

آثَارِ: “Eserler, izler” demektir. Tekili أَثَر dir. ءثر kökünden gelmiştir. Birinci bâbdan أَثْر mastarı birisinde ya da bir şeyde iz bırakmak manasındadır. Bu mastar manasından bırakılan manasında أَثَر “eser, iz” anlamında isimdir. Bu kelimenin iki ayrı kıraati vardır. Bir kıraati tekil, diğer kıraati çoğul olandır.

Şerh

Kelime

Ravi

Kari

(أَثَرِ رَحْمَتِ) بقصر الهمزة وحذف الألف التي بعدها والتي بعد الثاء وبإظهار الراء مكسورة

ءَاثَارِ رَحْمَتِ

متفق عليه

نافع المدني

(أَثَرِ رَحْمَتِ) بقصر الهمزة وحذف الألف التي بعدها والتي بعد الثاء وبإظهار الراء مكسورة

ءَاثَارِ رَحْمَتِ

متفق عليه

ابن كثير المكي

(أَثَرِ رَحْمَتِ) بقصر الهمزة وحذف الألف التي بعدها والتي بعد الثاء وبإظهار الراء مكسورة

ءَاثَارِ رَحْمَتِ

الدوري

أبو عمرو بن العلاء

(أَثَر رَّحْمَتِ) بحذف الألف التي بعد الهمزة والتي بعد الثاء وبإدغام الراء في الراء ادغاماً كبيراً

ءَاثَارِ رَحْمَتِ

السوسي

أبو عمرو بن العلاء

(ءَاثَارِ رَحْمَتِ) بإثبات ألف بعد الهمزة وبعد الثاء وبفتح الألف الثانية وإظهار الراء مكسورة

ءَاثَارِ رَحْمَتِ

متفق عليه

ابن عامر الدمشقي

(أَثَرِ رَحْمَتِ) بقصر الهمزة وحذف الألف التي بعدها والتي بعد الثاء وبإظهار الراء مكسورة

ءَاثَارِ رَحْمَتِ

شعبة

عاصم الكوفي

(ءَاثَارِ رَحْمَتِ) بإثبات ألف بعد الهمزة وبعد الثاء وبفتح الألف الثانية وإظهار الراء مكسورة

ءَاثَارِ رَحْمَتِ

حفص

عاصم الكوفي

(ءَاثَارِ رَحْمَتِ) بإثبات ألف بعد الهمزة وبعد الثاء وبفتح الألف الثانية وإظهار الراء مكسورة

ءَاثَارِ رَحْمَتِ

متفق عليه

حمزة الكوفي

(ءَاثَارِ رَحْمَتِ) بإثبات ألف بعد الهمزة وبعد الثاء وبإمالة الألف الثانية واظهار الراء مكسورة

ءَاثَارِ رَحْمَتِ

الدوري

الكسائي الكوفي

(ءَاثَارِ رَحْمَتِ) بإثبات ألف بعد الهمزة وبعد الثاء وبفتح الألف الثانية وإظهار الراء مكسورة

ءَاثَارِ رَحْمَتِ

ابو الحارث

الكسائي الكوفي

(أَثَرِ رَحْمَتِ) بقصر الهمزة وحذف الألف التي بعدها والتي بعد الثاء وبإظهار الراء مكسورة

ءَاثَارِ رَحْمَتِ

متفق عليه

أبو جعفر

(أَثَرِ رَحْمَتِ) بقصر الهمزة وحذف الألف التي بعدها والتي بعد الثاء وبإظهار الراء مكسورة

ءَاثَارِ رَحْمَتِ

متفق عليه

يعقوب

(ءَاثَارِ رَحْمَتِ) بإثبات ألف بعد الهمزة وبعد الثاء وبفتح الألف الثانية وإظهار الراء مكسورة

ءَاثَارِ رَحْمَتِ

متفق عليه

خلف العاشر

رَحْمَةِ: “Rahmet, merhamet etmek” demektir. Birisine fayda etmek, ondaki zararı gidermek için yardım etmek manasındadır. رحم kökünden dördüncü bâbdan mastardır.

اللَّهِ: “Allah” demektir. Alemlerin rabbinin özel ismidir.

كَيْفَ: “Nasıl” demektir. Soru ismidir. Aslında hâldir ve sahibu-l hâlden sonra gelmesi gerekir. Soru edatlarının sadaratu-l kelâm (sözün başında olma) hakkı nedeniyle başa alınmıştır.

يُحْيِي: “Hayat verir, yaşatır” demektir. حيي kökünden if’âl bâbından üçüncü şahıs eril tekil merfu muzari malum fiildir. Fâili müstetir هُوَ dir. Hâl cümlesini sahibu-l hâl olan Allah’a bağlayan zamirdir. Allah’a racidir. Dördüncü bâbdan حَيَّ - يَحْيَى şeklinde yaşamak manasındadır. Lazım fiildir. Dördüncü bâb if’âl bâbına (أَحْيَايُحْيِي) tadiye etkisi ile gelir. Hayat vermek, yaşatmak anlamına gelir.

الْأَرْضَ: “Yer” demektir. ءرض kökünden gelmiştir. Dördüncü bâbdan أَرَضٌ mastarı bir mekânın bereketli, verimli olması, hayrının çok olması ve yerleşme ve ikamet için uygun olması manasındadır. Bu mastar manasından yerleşme için uygun olan manasında أَرْضٌ “yer” anlamındadır. “Yeryüzü” manasına da gelir. Yerleşme için uygun olan her yer arzdır. Ay’a yerleşirseniz, orası arz olur. Mars’a yerleşirseniz, orası arz olur. Uzay istasyonuna yerleşirseniz, orası arz olur. Arzı yerküre olarak sınırlandırmak yanlıştır. Yerküre içindeki herhangi bir alan da arzdır. Türkçeye geçen arsa ve arazi kelimeleri, İngilizcedeki earth kelimesi buradan gelmektedir.

بَعْدَ: “Sonra” demektir. Zarftır. İzafe edildiği kelimeden sonrasındaki zamanı ifade eder.

مَوْتِ: “Ölüm” demektir. موت kökünden birinci bâbdan mastardır. Etimolojik olarak م su demektir. Denizin büyüklüğünden belirsizlik ifade eder. Bu nedenle soru edatları bu harfle başlar. Türkçede de -mi, -mı, -mü, -mu soru ekleri de “m” ile başlamaktadır. Zamandaki belirsizlikten dolayı mastarlarda da bu harf kullanılır (مَا mastarı, mimli mastarlar). ت üst üste konmuş iki çubuktur. İşareti, izi ifade eder. مت “belirsizlik işareti” demektir. Ortaya gelen و çadırın kancası demektir. Bağlantıyı, bağlanmayı ifade eder. Belirsizliği işaret eden duruma bağlanmadır. Bu haliyle “ölüm” demektir. Ölüm hareketsizliktir. Canlılığın sona ermesinin işareti hareketsizliktir. Latincede “mors”, “mort” ölüm demektir. İngilizcedeki “mortal” (ölümcül) kelimesi Latinceden gelmiştir. İngilizcedeki “mute” (sessizlik) kelimesi de ölüm kelimesinden gelmiştir. Ölü varlıklar ses çıkarmazlar. Satrançtaki “şah mat” ifadesi de “şah öldü” demektir.

هَا: “O” demektir. Mecrur muttasıl zamirdir. Müennestir (dişildir). الْأَرْضَ ya racidir.

مَوْتِهَا: “Onun ölümü” demektir. Yerin ölümüdür. Yerin ölümü ne demektir? Arz yerleşme için uygun olan yer demektir. Arzın ölümü demek, arzda hareketin olmaması demektir. Arzda hayvan veya bitki yaşıyorsa arz hareket eder ve hayat sahibi olur.

بَعْدَ مَوْتِهَا: “Onun ölümünden sonra” demektir. Ölümün sonrası müphemdir (belirsizdir). Eğer مِنْ بَعْدِ مَوْتِهَا şeklinde başında مِنْ olsaydı onun ölümünden sonrasını muayyen (belirli) hale getirirdi. “Onun ölümünden sonrasında” anlamına gelirdi.

كَيْفَ يُحْيِي الْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا: “Ölümünden sonra yere nasıl hayat verir” demektir. Buradaki arz yağmurun yağdığı arzdır. Arzın ölümü demek üzerinde canlının olmamasıdır. Arzın hayat sahibi olması da üzerinde canlıların olmasıdır, hareketin olmasıdır. Allah’ın hâli olan cümledir.

اللَّهِ كَيْفَ يُحْيِي الْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا: “Ölümünden sonra yere nasıl da hayat veriyor olan Allah” demektir. Sâhibu-l hâl olan Allah ve hâl cümlesidir.

رَحْمَةِ اللَّهِ كَيْفَ يُحْيِي الْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا: “Ölümünden sonra yere nasıl da hayat veriyor olan Allah’ın rahmeti” demektir.

آثَارِ رَحْمَةِ اللَّهِ كَيْفَ يُحْيِي الْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا: “Ölümünden sonra yere nasıl da hayat veriyor olan Allah’ın rahmetinin izleri” demektir.

انْظُرْ إِلَى آثَارِ رَحْمَةِ اللَّهِ كَيْفَ يُحْيِي الْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا: “Ölümünden sonra yere nasıl da hayat veriyor olan Allah’ın rahmetinin izlerine bak” demektir.

Burada Allah’ın rahmeti yağan yağmuru temsil etmektedir. Onun izleri yani eserleri de üzerinde bitki olmayan ölü arzın üzerinde çıkan bitkilerdir. İki kıraat vardır. Çoğul gelen kıraatte çok sayıda bitkiyi ifade etmektedir. Tekil kıraatte ise tek bir tür bitkiyi ifade etmektedir. İki ayrı kıraat iki ayrı durum içindir. Çok bitkinin yetiştiği yerler de olabilir, tek bir bitkinin yetiştiği yerler de olabilir. Burada sorulması gereken soru niçin doğrudan yağmur demeyip de Allah’ın rahmeti denmesidir. Bunun sebebi öncesindeki ayetteki metaforun devamı olmasıdır.

Önceki ayetteki Allah’ın kullarına estirilen rüzgârla bulutlar kesifleşmiş ve Allah’ın kullarına isabet ettirilmiştir. Bu ayette فَ harfi ile bağ kurulmuş ve metafor devam ettirilmektedir. Bak denmekte, Allah’ın rahmetinin eserine bak denmektedir. Bitki ifadesi geçmemektedir. Müthiş bir anlatım vardır burada. Allah’ın yardımı ile Allah’ın kulları başarılı olmuşlar ve eserler veya eser ortaya çıkmıştır. Bu eserlere veya esere bak demektedir. Bu eserlerin meydana geliş şekli de anlatılmaktadır. Allah’ın ölümünden sonra arza hayat vermesiyle anlatılmaktadır. Allah’ın kulları bir eser vermeyi başaramamışken, bir nevi arzları ölü iken yani faaliyetler durmuş iken Allah arzlarına hayat vermiş ve arzları eserlerle dolmuştur. İkinci kıraate göre bir eser vermiştir. Bu eser/eserler tıpkı yağmurla çıkan bitki/bitkiler gibidir. İfadenin gelişinden sıradan bir yağmurla kuru yerden ot çıkışı da anlaşılmakta, metaforla Allah’ın kullarının başarıya ulaşarak eser/eserler vermesi de anlaşılmaktadır. Ancak önceki ayette yağmurun Allah’ın kullarına isabet etmesi ve fâ-u isti’nafiyye ile iki cümle arasında bağ kurulması bizi bu metaforu devam ettirmeye götürmektedir.

 

إِنَّ ذَلِكَ لَمُحْيِي الْمَوْتَى

Kesinlikle O ölülere hayat verendir.

 

Mensuh isim cümlesi

Haberi

İbtida
edatı

İsmi

İnne

Mefûlun bih
Muzâfun ileyh

Şibh-i fiil
Muzâf

الْمَوْتَى

مُحْيِي

لَ

ذَلِكَ

إِنَّ

 

إِنَّ: Huruf-u müşebbehe bi-l fiildendir. Te’kîd için gelen harftir.

ذَلِكَ: “O” demektir. Uzak ism-i işarettir. Allah’a işaret etmektedir.

لَ: İbtida lâmıdır. Te’kîd için gelir.

مُحْيِي: “Hayat veren, yaşatan” demektir. حيي kökünden if’âl bâbından üçüncü şahıs eril tekil nekre ism-i fâildir.

الْمَوْتَى: “Ölüler” demektir. Tekili الْمَيِّتِ dir. موت kökünden birinci bâbdan sıfat-ı müşebbehedir. Ölmek manasından gelmiştir. Ölmek fiili lazım fiildir. Ölü olmak da sübut bildirir. Bu şekliyle sıfat-ı müşebbehedir. مَيِّتِ in iki düzensiz çoğulu vardır. Biri أَفْعَال kalıbından أَمْوَات dır. Diğeri burada geçen فَعْلَى kalıbından مَوْتَى dır. فَعْلَى çoğul vezni فَعِيل ve فَيْعِل vezninden gelen bela, sıkıntı, afet, hastalık anlatan isimlerin çoğul veznidir.

Tekil Vezni

Çoğul

Tekili

Anlam

Kök

فَعِيلٌ

أَسْرَى

أَسِيرٌ

Esirler

ءسر

قَتْلَى

قَتِيلٌ

Öldürülenler

قتل

مَرْضَى

مَرِيضٌ

Hastalar

مرض

شَتَّى

شَتِيتٌ

Bölük bölük

شتت

صَرْعَى

صَرِيعٌ

Yere yıkılanlar

صرع

فَيْعِلٌ

مَوْتَى

مَيِّتٌ

Ölüler

موت

مَوْتَى çoğulu Kuran’da hem hakiki manada ölüler hem de mecazi manada ölüler için kullanılır. أَمْوَات çoğulu ise sadece hakiki manada ölüler için kullanılır.

مُحْيِي الْمَوْتَى: “Ölülere hayat veren” demektir.

إِنَّ ذَلِكَ لَمُحْيِي الْمَوْتَى: “Kesinlikle O ölülere hayat verendir” demektir.

Burada da metafor devam etmektedir. Buradaki ölüler ifadesi hem gerçek ölüleri hem de mecazi ölüleri ifade etmektedir. Bunlar Allah’ın dini ile ilgilenmeyen, başka şeylerin peşinde koşanlardır. Bunlar kötü insanlar demek değildir. Çok çok iyi insanlar olabilirler. İyi insanlar mecazi ölüler iken Allah bir gün onlara hayat verebilir.

Burada üç te’kîd vardır. Müşedded inne ile iki, ibtida lâmı ile bir olmak üzere üç te’kîd vardır. Buradaki ölüler (الْمَوْتَى) marifedir ve Allah’ın hayat vermeye karar verdiği ölülerdir. Eğer ölüler tekil gelseydi (الْمَيِّتِ) o zaman istiğrak ile Allah’ın tüm ölülere hayat vereceği anlaşılırdı ki Allah tüm ölülere hayat vermeyecektir. Bu nedenle çoğul (الْمَوْتَى) gelmiştir. Allah hakiki anlamda da belirli ölülere (tüm insanlara baas yevminde hayat verdiği gibi) hayat verecek, mecazi anlamda da belirli ölülere hayat verecektir. Bu ölüler dirilecek ve boş işlerden kurtulacak, dünyevi hedefler yerine Allah’ın dini için çalışan kimseler haline geleceklerdir.

Önceki ayetteki Allah’ın kulları mecazi anlamda dirilerdir. Çünkü onlar Allah’ın kurallarının geçerli kurallar haline gelmesi için çalışmaktadırlar. Burada ölülere hayat vermekten bahsetmesi bu mecazi olarak dirilenlerin onlara katılacak olmasını ifade etmesindendir.

Bu ayette Allah ism-i işaretle (ذَلِكَ) ifade edilmiştir, zamir (هُ) döndürülmemiştir.

فَاللَّهُ هُوَ الْوَلِيُّ وَهُوَ يُحْيِي الْمَوْتَى وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ

Allah, O velidir ve O ölüleri diriltir ve O her şeye gücü yetendir. (Şura 9)

Bu ayette ise Allah’a zamir döndürülmüştür (هُوَ).

Rûm suresinin bu ayetinde ذَلِكَ uzak ism-i işareti kullanılmıştır. Uzak ism-i işaret Allah’ın yüceliğini gösterir. Bize zor gelen hakiki manadaki ölüleri diriltme de mecazi manadaki ölüleri diriltme de Allah’a zor değildir. O’nun yüceliği ve O’nun için bunun ne kadar kolay olduğu bu uzak ism-i işaretle ifade edilmiştir. ذَلِكَ deki كَ ise muhatabın bireysel olduğunu, Allah’ın hakiki ve mecazi ölüleri dirilteceğinin her bireyin tek tek bilmesi ve anlaması gerektiğini ifade etmesindendir.

 

وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ

Ve O her şeye gücü yetendir.

 

İsim cümlesi

Atıf
harfi

Haber

Mübteda

Şibh-i
fiil

Mefûlün bih GS

Mecrur

Cârr

Muzâfun ileyh

Muzâf

قَدِيرٌ

شَيْءٍ

كُلِّ

عَلَى

هُوَ

وَ

 

وَ: “Ve” demektir. Atıf harfidir. إِنَّ ذَلِكَ لَمُحْيِي الْمَوْتَى cümlesini هُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ cümlesine atfetmektedir.

هُوَ: “O” demektir. Merfu munfasıl zamirdir. Allah’a racidir.

عَلَى: “Üzerine” demektir. Harf-i cerdir.

كُلِّ: “Her” demektir. Kendisinden sonra nekre bir kelime gelirse o kelimenin işaret ettiği her varlığı ifade eder.

شَيْءٍ: “Şey” demektir. شيء kökünden gelmiştir. Üçüncü bâbdan mastar olarak bir durumu, bir varlığı, bir işi dilemek, istemek manasındadır. Bu mastar manasından istenilen, dilenen manasında شَيْءٌ “şey” anlamında isimdir. Çoğulu أَشْيَاءُ dur.

كُلِّ شَيْءٍ: “Her şey” demektir.

قَدِيرٌ: “Güçlü, gücü yeten” demektir. Kökü قدر dir. Mübalağalı ism-i fâildir. Bir şeyi, bir işi gerçekleştirmek için o şeye o işe gücünün yetmesi manasından gelmiştir. Aynı kökten gelen قَدَر “ölçü” demektir. İkinci bâbdan قَدْر mastarı boyutları, dereceleri, sınıfları bir kıyasa göre belirlemek, ince bir hesapla tanımlamak manasındadır. Bu mastar manasından hesaplanılarak tanımlanan manasında قَدَر “ölçü” anlamında isimdir. Yine aynı kökten gelen قِدْر ise “ölçek, kazan” demektir. Hesaplama aracı manasında قِدْر “ölçek” anlamında iken buna ilaveten ıstılahi olarak “büyük hacimli kap, kazan” anlamındadır.

عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ: “Her şeye gücü yeten” demektir.

هُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ: “O her şeye gücü yetendir” demektir.

Allah’ın her şeye gücü yeter. Önceki ayette rüzgârları göndererek kullarına imkânlar sağlamıştır. Her imkânı Allah sağlayacaktır. Şirk sistemi olan çoğunluk demokrasisinin araçlarına, imkânlarına ihtiyacımız yoktur. Hatta onların içine girip onların imkânlarından faydalandığınız zaman Allah size o rüzgârları göndermeyecektir. Siz de onlarla beraber ölü olarak kalacaksınız. Eğer dirilmek istiyorsanız Allah’ın izin vermediği şeriata dahil olmamanız gerekir. Çok tehlikelidir. Siz Allah’ın izin vermediği şeriattan uzak durduğunuzda hiç beklemediğiniz anda Allah rüzgârlarıyla bulutları gönderecek, bulutlardan yağmurlar yağacak, arzınızdan nebatlar çıkacaktır. Şirk sisteminin rüzgârlarına asla ihtiyacınız yoktur.

Şirk sisteminden çıkamıyorsanız ölüsünüz demektir. İbrahim Peygamberin babasına ve kavmine sizin ibadet ettiklerinizden uzağım (وَإِذْ قَالَ إِبْرَاهِيمُ لِأَبِيهِ وَقَوْمِهِ إِنَّنِي بَرَاءٌ مِمَّا تَعْبُدُونَ Zuhruf 26) dediği gibi o sistemden çıkın ki Allah sizi diriltsin. Aksi halde ölü olarak kalacaksınız sonra da ölü olarak öleceksiniz demektir. En güzeli diri olarak ölmektir.

 

 

Teşvikiye, Yalova

14 Ekim 2023

M. Lütfi Hocaoğlu

 

 






Son Eklenen Seminerler
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1269
Secde Suresi Tefsiri 3. Ayet
14.12.2024 21 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1268
Secde Suresi Tefsiri 1-2. Ayetler
7.12.2024 60 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1267
Lokman Suresi Tefsiri 34. Ayet
30.11.2024 65 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1266
Lokman Suresi Tefsiri 33. Ayet
16.11.2024 109 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1265
Lokman Suresi Tefsiri 32. Ayet
9.11.2024 111 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1264
Lokman Suresi Tefsiri 31. Ayet
26.10.2024 138 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1263
Lokman Suresi Tefsiri 30. Ayet
12.10.2024 162 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1262
Lokman Suresi Tefsiri 29. Ayet
5.10.2024 199 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1261
Lokman Suresi Tefsiri 28. Ayet
7.09.2024 208 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1260
Lokman Suresi Tefsiri 27. Ayet
31.08.2024 193 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1259
Lokman Suresi Tefsiri 25-26. Ayetler
24.08.2024 223 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1258
Lokman Suresi Tefsiri 24. Ayet
17.08.2024 200 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1257
Lokman Suresi Tefsiri 23. Ayet
3.08.2024 230 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1256
Lokman Suresi Tefsiri 22. Ayet
27.07.2024 222 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1255
Lokman Suresi Tefsiri 21. Ayet
20.07.2024 225 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1254
Lokman Suresi Tefsiri 20. Ayet
13.07.2024 240 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1253
Lokman Suresi Tefsiri 19. Ayet
29.06.2024 228 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1252
Lokman Suresi Tefsiri 18. Ayet
22.06.2024 239 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1251
Lokman Suresi Tefsiri 17. Ayet
25.05.2024 295 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1250
Lokman Suresi Tefsiri 16. Ayet
18.05.2024 306 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1249
Lokman Suresi Tefsiri 15. Ayet
11.05.2024 284 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1248
Lokman Suresi Tefsiri 14. Ayet
20.04.2024 394 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1247
Lokman Suresi Tefsiri 13. Ayet
13.04.2024 426 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1246
Lokman Suresi Tefsiri 12. Ayet
6.04.2024 361 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1245
Lokman Suresi Tefsiri 11. Ayet
30.03.2024 414 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1244
Lokman Suresi Tefsiri 10. Ayet
16.03.2024 350 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1243
Lokman Suresi Tefsiri 8-9. Ayetler
9.03.2024 336 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1242
Lokman Suresi Tefsiri 7. Ayet
24.02.2024 366 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1241
Lokman Suresi Tefsiri 6. Ayet
17.02.2024 312 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1240
Lokman Suresi Tefsiri 1-5. Ayetler
10.02.2024 485 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1239
Rum Suresi Tefsiri 60. Ayet
27.01.2024 401 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1238
Rum Suresi Tefsiri 59. Ayet
20.01.2024 376 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1237
Rum Suresi Tefsiri 58. Ayet
6.01.2024 413 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1236
Rum Suresi Tefsiri 57. Ayet
30.12.2023 415 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1235
Rum Suresi Tefsiri 56. Ayet
16.12.2023 492 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1234
Rum Suresi Tefsiri 55. Ayet
25.11.2023 493 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1233
Rum Suresi Tefsiri 54. Ayet
11.11.2023 512 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1232
Rum Suresi Tefsiri 53. Ayet
4.11.2023 435 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1231
Rum Suresi Tefsiri 51-52. Ayetler
21.10.2023 508 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1230
Rum Suresi Tefsiri 50. Ayet
14.10.2023 473 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1229
Rum Suresi Tefsiri 48-49. Ayetler
30.09.2023 473 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1228
Rum Suresi Tefsiri 47. Ayet
16.09.2023 492 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1227
Rum Suresi Tefsiri 46. Ayet
9.09.2023 612 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1226
Rum Suresi Tefsiri 44-45. Ayetler
2.09.2023 449 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1225
Rum Suresi Tefsiri 43. Ayet
19.08.2023 480 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1224
Rum Suresi Tefsiri 42. Ayet
12.08.2023 505 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1223
Rum Suresi Tefsiri 41. Ayet
5.08.2023 543 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1222
Rum Suresi Tefsiri 40. Ayet
29.07.2023 464 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1221
Rum Suresi Tefsiri 39. Ayet
22.07.2023 480 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1220
Rum Suresi Tefsiri 38. Ayet
15.07.2023 437 Okunma


© 2024 - Akevler