Binyamin "Bibi" Netanyahu (İbranice: בִּנְיָמִין "ביבי" נְתַנְיָהוּ,) , İsrail'in, İsrail doğumlu ilk başbakanı.
Netanyahu, 1984 yılından 1988 yılına kadar BM İsrail Elçiliği yaptı, Likud Partisi’nin başkanlığı yaptı ve 1996-1999 yılları arasında başbakanlık yaptı. Netanyahu, 1999 yılı başbakanlık seçimlerinde,Ehud Barak'a yenildikten sonra politikadan çekildi. Daha sonra tekrar siyasete dönen Netanyahu; 2002’de başbakan Şaron hükümetinde dış işleri bakanlığı, 2003’de Ekonomi Bakanlığı ise Netanyahu’ya teklif etti. Netanyahu bakanlıkta bağımsız kararlar alabilmek şartıyla bu görevi kabul etti. Netanyahu’nun İsraillilerin gözünde en net ses getiren başarısı bankalar sisteminde oldu. Bankalar ile birlikte çözülemeyen birkaç konuda başarılı olması, İsrail halkının gözünde Netanyahu’yu bir anda popüler yaptı.
Şaron, (işçi partisi) Likud’den geri çekildikten sonra, 20 Ararlık 2005’de oyların yüzde 47sini alarak parti lideri olan Netanyahu, Mart 2006'daki Knesset (israil meclisi) seçimlerinde Likud, Kadima ve İşçi partisinin arkasından üçüncü sırada yer aldı ve muhalefet lideri olarak görev yaptı. Netanyahu, 2009 Şubat’ında yapılan meclis seçimlerinde Likud’un başbakan adayıydı. Tzipi Livni’nin koalisyonu oluşturamaması Likud’u anketlerde önde gösteriyordu ama İsrail seçmeninin 3’de biri kararsızdı. Gerçek seçimlerde Likud en fazla sandalyeyi alan ikinci parti oldu, Livni’nin partisi bir sandalyeyle Likud’u geçti. Buna rağmen sağ kanat partilerin çoğunluğu alması sebebiyle, Netanyahu zafer ilan etti ve başbakan oldu…. Şimdi Netanyahu’ya isnad edilen suçlamalara maddeler halinde bakalım:
1/ Kasım 2015'te başlatılan bir soruşturmada Almanya'dan denizaltı alımı ihalesi inceleniyor. Netanyahu'nun avukatının görüşmelerde Alman firmayı temsil ettiği iddiası ortaya atılmıştı. İsrail’de yayın yapan Channel 10, Alman basınına dayandırdığı haberinde, Netanyahu’nun, denizaltıları satan Alman şirketi ile bağlantıları olduğunu öne sürmüştü. İsrail, 1998’den bu yana Almanya'dan uzun menzilli füze atabilme özelliğine sahip Dolphin marka dört denizaltı aldı. İsrail, Son olarak Alman yapımı ve nükleer başlıklı füze taşıyabilme özelliğine sahip Tanin marka denizaltıyı 2014 yılında filosuna katmıştı. İsrail’in Almanya’dan altıncı denizaltıyı ise 2019’da almayı planladığı belirtiliyor.
2/ Fransa'da dolandırıcılıktan hüküm giymiş olan Arnaud Mimran, 2015 yılının başlarında Netanyahu'nun 2009'daki seçim kampanyasına binlerce Euro destek sağladığını söylemişti. Netanyahu iddiaları reddediyor. İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'nun Fransız iş adamı Arnaud Mimran'dan 1 milyon doları aşkın bağış aldığı iddiaları üzerine soruşturma başlatıldı. Soruşturmayı üstlenen başsavcılık, şu an Fransa'da dolandırıcılıktan yargılanmakta olan Mimran'ın mahkemeye verdiği ifadede Netanyahu'ya bir seçim kampanyası için 1 milyon doların üstünde bağış yaptığı iddiasının incelendiğini açıkladı. Mimran'ın ifadesinin doğruluğunun kanıtlanması, Netanyahu'nun seçim kampanyalarıyla ilgili İsrail yasalarını ihlal ettiği anlamına gelecek.
Fransa'da karbondioksit vergisi dolandırıcılığı skandalının baş şüphelisi konumundaki Arnaud Mimran, devleti 283 milyon euro dolandırmakla suçlanıyor. Mimran mahkemede verdiği ifadede 2001 yılında Netanyahu'ya seçim kampanyalarında kullanılmak üzere 1 milyon doları aşkın bağışta bulunduğunu söylemişti. Mimran pazartesi gecesi İsrail'deki bir televizyon kanalına yaptığı açıklamada 2001 yılında Netanyahu'nun özel banka hesabına kendi özel hesabından bir milyon Fransız Frangı yatırdığını ve elinde makbuzun hala bulunduğunu belirterek, "Bu onun ya da benim saklayabileceğimiz bir şey değil" dedi. Fransa'da Mimran'ın yargılanma sürecinde İsrail ile ilişkileri gündeme gelmiş, Mimran, 2009 yılında niçin İsrail'e 10 kez gittiği sorusunu, "Başbakan Netanyahu ile görüşmek için gittim" şeklinde yanıtlamıştı. Netanyahu'nun Mimran'ın yatında çekilen tatil fotoğrafı da İsrail gazetelerinde yayımlanmıştı.
3/ Kamu kaynaklarını israf etmekle suçlanan Netanyahu, özel uçağının içine bir yatak odası yerleştirmek için 2013'te 127.000 dolarlık harcama yapmıştı. Gelen tepkiler üzerine Başbakan geri adım atmıştı.
4/ Yahudi Amerikalı milyarder Spencer Partridge’den aldı. Partrigen’in Netanyahu’ya rüşvet vermekten belirtildi. Ayrıca Partrigen’in geçen nisan ayında Netanyahu’nun kardeşi İddo Netanyahu’dan Kudüs’ün “Rehavia” semtindeki aile konutundan 4.2 milyon İsrail şekeli (yaklaşık 1.5 milyon dolar) değerindeki hissesini satın aldığı ve binaya ortak olduğu açıklandı. Partridge ifadesinde Netanyahu ailesi için devamlı uçuş seferleri sağladığını, İtalyan moda mağazası Brioni’den de İsrail Başbakanı’na 3 ya da 4 lüks takım elbise aldığını belirtti. Kaynaklar, söz konusu ifadeler doğrultusunda elde edilen yeni bilgilerin “dosya 1000” maddesine ekleneceği ni kaydetti. Polis yetkilileri ise konuyla ilgili bilgi verilmediğini söyleyerek devam eden soruşturmaya dair sessiz kaldı. Netanyahu’nun ofisinden ise “Netanyahu ile Partrigen arasında 20 yıldan fazla bir süredir dostluk var” açıklamasından bulunuldu. Yardımlarını inkâr edilmediği ifade edildi.
5/ Netanyahu'nun ilk kez Başbakan seçildiği 1990'lı yıllarda İsrail emniyeti, hem Netanyahu'nun hem de karısı Sara'nın soruşturulmasını talep etmişti. Netanyahu ve eşi, resmi hediyeleri devlete teslim etmek yerine şahsi mülklerine geçirmekle suçlanıyordu. Suçlamalar daha sonra düşürüldü ve soruşturma açılmamıştı. Netanyahu’nun eşi Sara ise, özel konutunun harcamalarını başbakanlık bütçesinden yaptığı iddiasıyla açılan soruşturmada önceki gün ifade verdi. Sara Netanyahu’nun “Başbakanlığa alınan içeceklerin şişe depozito bedellerini kişisel hesabına aktardığı” da ileri sürülmüştü. İsrail Başbakanı da iddiaları ‘cadı avı’ olarak nitelemişti.
6/ Netanyahu ve eşinin özel işlerini yaptırdıkları müteahhitlere yapılan ödemelerin devlet kasasından çıktığı da iddia edildi. Ancak o suçlamalar da daha sonra düşürüldü.
Yedi kez polise ifade veren Netenyahu için sıkıntılı zamanlar devam ederken, Netanyahu’ya yöneltilen yolsuzluk iddialarına karşı yapılan eleştiri, gösteri ve protestolar birbiri ardına gelirken, velhasılı muhalefetin yoğun saldırısı altında bunalan Netenyahu’ya bitirici sağ kroşe bizatihi öz oğlundan gelmiştir.
7/ İsrail medyası Netanyahu'nun ismi sık sık skandallarla gündeme gelen oğlu Yair'e ait olduğu öne sürülen bir ses kaydı yayınladı. Hadashot TV’de yayınlanan ve Yair Netanyahu ile doğalgaz zengini iş adamı Ori Maimon'un oğlu Kobi Maimon'a ait olduğu belirtilen ses kaydında, ikilinin hesabı kimin ödeyeceği konusunda tartıştığı duyuluyor. Buna göre Netanyahu'nun oğlu Yair arkadaşına hitaben, "Kardeş sen benim için harcamalısın. Babam senin baban için harika bir anlaşma yaptı, (İsrail parlamentosu) Knesset'te bunun için mücadele etti. Kardeş, babam senin için 20 milyar dolarlık anlaşma ayarladı ve sen benim için 400 şekel (436 Türk lirası) ateşleyemiyor musun?" diyor. (En sıcak gelişme)
Netanyahu’nun yolsuzluk dosyasına, her an sansasyon yaratacak başka bir rüşvet olayı daha eklenecek gibi duruyor. Hakem, kroki (knock down) durumunda ki Netenyahu’ya ayağa kalkması için sayıyor. Netanyahu, ayağa kalkıp boksa devam edebilir mi? Beraber izleyip göreceğiz..!?
Her ne kadar bu kadar rüşvet ve yolsuzluk isnadı var ise de, Netanyahu’nun üstüne bu kadar gidilmesinin sebebi; İsrail hukukunun, adaletinin çok adil, hak gözetir olduğuna dayandırmak pek mantıklı görünmüyor. Peki, sebeplerden en göze görüneni şudur desem, benimle aynı kanaati taşır mısınız?
-14 Ağustos 2009 tarihinde, Netanyahu bir konuşma yaptı. Konuşma, canlı olarak hem İsrail’de hem de Arap dünyasının büyük bölümünde yayınlandı. Bu konuşmanın konusu, Orta Doğu Barış süreciydi. İlk defa, "İsrail’in yanında bir Filistin devleti de var olsun" fikrini ortaya koydu ve bu konuşma aynı zamanda B.H. Obama'nın 4 Haziran Kahire konuşmasına cevap olarak algılandı. Binyamin Netanyahu, kurulmasını istediği Filistin Devleti'nde, bölgenin gerçek sahibi olan Filistinlilere, adeta sadece nefes alma hakkı tanıyordu. Buna rağmen Netenyahu, İsrail’de çoğu çevrelerce çok sert tepkiler aldı.
Yumuşak olduğu ile alakalı çok sert eleştiriler alan Netanyahu’nun kudurmuş hali de;1982’de savunma bakanıyken İsrail’in Lübnan’ı işgali sırasında, Lübnanlı Falanjist milislerin Sabra ve Şatilla’daki mülteci kamplarına girerek yüzlerce Filistinli sivili vahşice katletmesine göz yumması yüzünden savunma bakanlığı görevinden istifa etmek zorunda kalan, an itibari ile de Kahhar olan Allah’ın çetin azabına kavuşmuş Ariel Şaron’dan başkası değildir..! Yazı bitti. Bin selam