* ABD gerçekten çekilecek mi, yoksa bu taktik manevra mı? * Türkiye’siz oyun kurulamaz, bunu herkes kabul edecek! * İran sınırından Akdeniz’e kadar hiçbir ‘oyalama’ kabul edilemez...
* “Düşman cephesi”nden ateş ediyorsunuz, sizi görüyoruz! * Fırat’ın Doğu’suna operasyon sizi neden rahatsız ediyor? * İçerideki ayak, “iç işgalciler”, kimlerin kurşunları bunlar?...
* Bu, Türkiye’ye savaş ilânıdır * Arap milleti, sizi uyarıyoruz; O iki Veliaht’ı derhal durdurun! Muhammed b. Selman’ı devirin! * Tuzak size kuruldu, artık anlayın!
Yazı başlıklarından rastgele birinden alıntı yaptım siz değerli okuyuculara, buyurun sayın Karagül'ün yazısı...
"* Fırat’ın Doğu’suna müdahale bir Milli Mücadele’dir, Çanakkale’dir. * Türkiye aklı, Osmanlı aklı, Selçuklu aklı ilk kez harekete geçmiştir.*"
Türkiye’nin Fırat’ın Doğu’suna müdahalesi; siyasi tarihimizin, ülkemize ve bölgemize yönelik büyük tehdidin ortadan kaldırılmasına yönelik en etkili jeopolitik müdahalesi olacaktır.
Bu müdahale; Anadolu’nun bekâsı için, coğrafyaya yüz yıl sonra musallat olan yeni istilâ dalgasının savuşturulması için en güçlü bölgesel savunma, direniş ve hesaplaşmadır. Bu yüzden de bir Milli Mücadele, bir İstiklâl Savaşı, bir Çanakkale misyonudur.
Yüz yıl önce Kutu’l-Amâre’de ne oluyorsa bugün Fırat’ın Doğu’sunda o olmaktadır. Düşman aynıdır, savunma aynıdır, tehdidin ve işgalin niteliği aynıdır, cepheler aynıdır.
Bunu yapmazsak Türkiye olamayız
Çünkü Fırat’ın Doğu’suna müdahale; yüz yıl önce coğrafyanın her köşesinde neyi savunuyorsak onun savunmasıdır. Fırat Kalkanı ile başlayan, Afrin müdahalesi ile devam eden bu yol, coğrafyanın özgürleştirilmesine, yeni bir coğrafya inşa etmeye dönük en büyük idealdir….” İBRAHİM KARAGÜL/YENİ ŞAFAK
Sayın KARAGÜL’ün bu ve buna benzer köşe yazılarını okuyunca “Nedir bu telaşın ey deli gönül..” dizesinin de yer aldığı bir Ruhsati türküsü geliyor aklıma. Sayın KARAGÜL, 7 yaşındaki uşakların hevesi, heyecanı ile köşe yazıları yazmaktadır. Adrenalin hat safhadadır. Ne ekonomi, ne bölge, ne de dünya gündemi üzerine yazdığı yazılar yerli yerince/isabetli değildir. Zaten bizim meselemiz Sayın Karagül hiç değildir. Meselemiz, ülkemizde ve çevresinde olup bitenleri olduğu gibi yalan, abartı katmadan yorumlamak, analiz etmektir...
***
Son Trump iletisi ile çok feci bir girdap yaşayan kırılgan Türk ekonomisinin, Sayın Cumhurbaşkanımız ve beraberindeki heyetlerin gerek İngiltere gerekse ABD’de yürüttüğü temaslar ile ateşi sönmeye başlamış hatta Sayın Cumhurbaşkanımız bizatihi devreye girip ABD ile ilişkilerimizin iyi olduğunu beyan etmiştir… Sonra bildiğiniz gibi iki lider karşılıklı iletiler atıp dostluklarını dünya kamuoyuna duyurmuşlardır…
Siyasetçiler ne derse desin yaşadığımız son ekonomik sallantı kesinlikle bir Amerikan saldırısı değildi..!
Borç ödeme vadesinin gelip de, yeterli para bulunamadığı ve alacaklının yeni bir vade şekli çözümü sunmadığı için bir kriz yaşandı Türkiye’de.
Tamam İMF'ye borcumuz yok lakin başka yerlere, hem devlet hemde şirketler olarak yaklaşık 500 milyar dolar civarı borcumuz vardır. Bu borcun 3/1'i devletin geri kalanı şirketlerin borcudur...
İMF ile para girişi ve para disiplinin sağlanması mümkün olmadığı için de bu finansal kriz için MCKİNSEY gibi alternatif oluşumlar denenmek istendi lakin tepki büyük olunca bu işten de hemen vazgeçildiği söylendi. Vazgeçilmedi bence/öyle denmek zorunda kalındı!?
İMF YOK, MCKİNSEY'DEN VAZGEÇİLDİ İSE ŞAYET, AN İTİBARİ İLE EKONOMİK SORUNLARIMIZ NASIL ÇÖZÜLÜYOR ?! Bunu yazınız bay İbrahim KARAGÜL.
***
Gelelim Bay KARAGÜL’ün soluk soluğa yazılarının SURİYE kısmına…
Türkiye Cumhuriyeti devleti ile Amerika Birleşik Devletleri Suriye’nin kuzeyi ile ilgili anlaşmışlardır. Bu sebepten Türkiye Operasyon kararını geri çekmiştir. ABD, bölgedeki kürt oluşumları devlet ve özerklik vaadi ile kandırıp kendi kurup güçlendirdiği DAEŞ’e karşı kullanmıştır. Şimdi de teselli ediyor, “Sizi Türkiye’ye yedirtmeyiz” diye… Halbuki esas anlaşma çok önceden Türkiye ile ABD arasında yapılmıştır. Bunu, bölgedeki Kürt oluşumlar/terörist gruplar film bittiğinde anladılar.
Ben her zaman diyorum, bölgede ki insanların Türkiye’den başka bir çaresi/devası yoktur. Bu sebeple, Türkiye’ye düşman olmayı değil dost olmayı tercih etmelilerdir. Yoksa sürekli böyle tokatlanma ve kaos ile geçer hayatları.
Sonuç olarak;
Esed’in ülkesinde daha tek kurşun atılmazdan önce Türkiye’nin üstleneceği misyon belirlenmişti bay Karagül.
Elin gavuru senden habersiz Suriye’de iç savaş çıkartamaz. Neden? Çünkü, bunun mültecisi/göçü var…Barınması /aşı var…İşi/çok daha çeşitli sorunları vardır da ondan bay Karagül.
Milyonlarca insan hareket edecekken/yer değiştirecekken, öyle bunların alt yapısı yapılmadan Suriye karıştırılamazdı bay Karagül. Keza Türkiye’nin bu gelişmeleri/gidişatı engellemeye de bir gücü yoktu.
Ülke olarak bu bölgede at koşturmak için sermayenin adamları ile uzlaşmak, anlaşmak zorundasınız. Aynı 1920’li yıllarda Fransızlar ile anlaşıp İngilizlerle uzlaştığımız gibi.
Bu realiteler, Türkiye’yi küçük düşürmez. Aksine bu realiteleri esas almak, ülkemizin daha bilinçli hareket etmesini ve doğabilecek zararlardan en az etkilenmesini sağlar bay Karagül.
Karagül ve Karagülgillere bakarsak bizim her hafta bir yere “ALLAH ALLAH” nidaları ile saldırmamız gerekir.
15 Temmuz 2016 hain istila girişimi gecesinde ettiği laflar ve uçakta ki tavırları ile bay Karagül, cesaretini ve vatan sevgisini kanıtlamış biriyken!!! ???... Böyle "Çanakkale, İstiklal harbi, savaş, saldır" gibi büyük laflar etmesi pek inandırıcı gelmiyor insana.
Bunun bir de başka bir gazetede ekürisi, esrarengiz, Kraliyet uzmanı Senyör Ergün DİLER’i var. Gözüne baktığınız anda nereli olduğu aşikar belli olan Ergün DİLER. Bu aralar bu vatandaşın da,sanal alem kısıtlama ve engellemeleri ile gerekli güven ortamı sağlanıyor halkın gözünde…
Şunu asla unutmayın!
Bu vatandaşlar, tesadüfen gazete ve TV köşelerinin baş köşelerine oturtulup/meşhur edilip/akıl hocalığı yaptırılmıyor bu memlekette. Asla, gözünüze gösterilmeye çalışana itibar etmeyin. Bu adamlar sizden çok fazla şey bilmiyorlar. Bu adamlar sadece kendilerine verilen işi yapıyorlar…Yazı bitti. Bin selam.
saymayansayilmaz@gmail.com