15 Temmuz İşgal girişiminin ardından Başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere; “Bu Fetöcü hainlerin biz bu kadar ileri gideceğini tahmin edemedik, Türk Milletinden özür diliyoruz.” mealine denk gelen sözlerini hatırlayalım. Hatırladık mı? Haşa kimse Allah da değil, Peygamberde; insan şaşar beşer bir varlıktır. Bu söylemin altını özellikle çizelim ki ileride okuyacaklarınız moralinizi, şevkinizi kırmasın.
Bu topraklarda yaşayan insanların çoğu; Batılı aklının nasıl işlediğinden bir haber yaşıyor. Nereden anlıyoruz bunu yukarıda örneğini verdiğimiz Fetöcü hainlerin 17-25 Aralık, bazılarımızın da kalkışma gününe kadar yaklaşık 40 yıl diyelim, sinsi bir şekilde devletin her yerini ele geçirmesinden habersiz yaşadıklarından anlıyoruz. Bu ayıp bir şey de değil. Biz Türk Milleti olarak duygusal insanlarız biri Allah deyince gevşiyor, bize ondan bir zarar gelmez zan ediyoruz. Şahsım; bu konularda hiç duygusal değilimdir bilakis acımasızımdır. Bu sebeple Fetö ihanet örgütü veya diğer bütün islami grupların başındaki adamların asıl niyetlerinden net bir şekilde haberdarımdır. Allah var kendi halinde müslümanlığını yaşamaya çalışanlarda yok değil lakin niyeti başka başka olanları da yok değil. En tehlikelisi de yakasız MÜREN balığı olanıdır. Ara sıra kafasını deliğinden çıkarıp bir ısırık alıp tekrar deliğine çekiliyor.
Şimdi son günlerde yaşadığımız Almanya gerginliği ile ilgili birkaç kelam yazacağım. İnşallah dikkate alınır. Dikkate de alınmalı, çünkü Allah'ın bize 15 Temmuz gecesi gelen yardımı, başka bir facia da gelmeyebilir.
TV, Gazete ve Sanal Alemde; Yok şöyle yaparız, yok böyle yaparız, oraya geliriz, yıkarız, parçalarız vs. söylemler kırıla gidiyor. Diriliş, payitah dizilerinin etkisinde kalan insanlar hayatlarında herhangi bir değişiklik, tövbe yapmadan sanal, hayali bir girdabın içinde dönüp duruyorlar.
Bağdat ve Şam da yaşayan insanlarda aynen böyle diyorlardı. Bize bir şey olmaz. Hatta otel girişlerinde yerde Bush’un resmi olan ülkeler bile vardı hatırlarsanız. Hatta hatta yanlış hatırlamıyorsam en büyük kara ordusu filan diyorlardı birisi için.
Bakın dostlarım hem de çok iyi bakın, kulaklarınızı da sonuna kadar açın;
Alamanı yalnız görmeyin. Alaman Batının öz mü öz çocuğudur. Hiç kimse ama hiç kimse Alamanın tavrını; Batılı Alçakların bir blöfü olarak görüyor mu? Yok. İşte bu sebeple tuzaklara kolay düşüyoruz.
Mesele başkanlığın gelmesi veya gelmemesi değildir. Eskiye bakarak gelmesi de doğrudur. Mesele söylemler ve çıkışlar. Asıl Mesele dünyaya senin nasıl gösterildiğindir. Yani Bağdat Şam da yaşayan insanlarda zannetmeyin ki Saddamdan, Esedden, Kaddafiden çoğu nefret ediyorlardı. Bilakis çoğu seviyordu. Daha basit anlatayım; Allah göstermesin Fetö ihanet kalkışması başarılı olsa idi; İlk saatlerde Sokağa inmeyenlerin sayısı inenlerin 80-90 katı idi...Ötesini yazamıyorum, yazmıyorum.
((Sayın Cumhurbaşkanım; Bazı insanlar siz şu an güçlü bir şekilde başımızda olduğunuz için yanınızda görünüyor. Allah göstermesin Tersine bir düzen gerçekleşseydi 15 Temmuz gecesi; Şundan emin olun çoğu saf değiştirip size ağıza alınmayacak laflar edeceklerdi. Münafık, her zaman her dediğinizi onaylar şirin ve şirine görünmek için. Güçlü iken hep yanınızdadır. Güç başkasına geçti mi; Münafık sizi bırakır, yeni adamının yanında yerini alır. Şunu söyleyeyim; Zatıaliniz Cennet Vatanın lideridir. Biz samimi olarak size görüşlerimizi sunacağız, uyarılarımızı yapacağız.))
Batılının klasik bir numarası vardır. Herkes bilir lakin hemen herkesin de düştüğü bir numaradır bu. Batılı bilerek gazı verir verir, önce seni aşka getirir. Sonra bir bakmışsın seni Saddam’ın, Kaddafi’nin, Esed’in ve diğerlerinin ülkesinin ve liderlerinin konuma getirivermiş.
--((Batılı Alçaklar; Seninle dostmuş gibi görünen dostluklarını, bir gecede bitiriverirler. Ülkeler arasında çok gizli antlaşmalar vardır. Sen devlet olarak anlaştığını sanırsın lakin senden de gizli, senin üzerinde yapılan antlaşmalar vardır. Uğratılacağın beladan haberin bile olmaz.))--
Dünyanın en huzurlu yaşayan beş ülkesinden biri olan Suriye ne hale getirildi. ( Şu büyük şehirlerde başıboş gezen tinercileri de hafife almayın derim. Bunların Suriye kentlerinde yaşayanları da vardı.) Size bir soru; Suriye de bu alma verme işleri bitince ne olacak net bir şey söyleyebilen var mı? Kimse kimseyi kandırmasın. Toprak bütünlüğü söylemleri de bitti. JARUSALEM, GOLAN, ŞU FIRATIN SUYU yazım, bizim güneyimizin dışında ki dönen hadiseleri açıklıyor.
Birde şu 2. darbe tellallığı yapan sözüm ona bilirkişiler nerede? Hepsi yerinde, aynı gazetelerde yazı yazmaya devam ediyorlar.
Felaketi önceden kestiremeyen adamdan uzman, bilirkişi olmaz. İsmi ne olursa olsun. Ayıp olmasın diye buraya 9 tane ismi yazmıyorum.Yaz geç, yaz geç. Hata yaptım, özür nerede? Yada bunlara yazı yazdırmaya devam eden gazete sahipleri nerede? Tabi canım, Aziz Millet nasıl olsa alışmış değil mi???? her neyse tansiyonum çıkıyor.
Ben naçizane görüşümü net olarak söyleyeyim;
Batılı; Ülkemizi bir görünüşe, bir konuma getirmenin telaşında. Sen istediğin kadar hayır bizim niyetimiz bu değil desen de nafiledir. Bu benim çok net görüşüm. Siz katılmaya bilirsiniz.İçeriden nasıl göründüğün değil dışarıya nasıl gösterildiğin çok önemlidir.
Batılının öyle bizden korktuğu filanda yok. Neyimiz varda neyimizden korkacak. Yıl 1453 değil, yıl 2017. (Elinde bulunan atom, hidrojen bombaları ve buna benzer bizimde bilmediğimiz bombaların bir tanesinin Koca İstanbulu haritadan sildiğini hatırlatmak biraz olsun aklımızı başımıza getirir. Japonlar teslim olduğu halde; Özellikle saat 08.15'te Okulların, insanların yoğun olduğu yere attılar. Deneme amaçlı yani zevk için yüzbinlerce Japonu katlettiler.) İNCİR'LİK KUŞU yazım çözümü sunuyor becerebilir isek.
--((İstiklal ve Çanakkale harbini; İstanbul’un, Mısırın Fethi veya Viyana Kuşatması ile de karşılaştırmayın çok yanılırsınız. İlk iki de savunma yani son Müslüman toprak parçasını Batılı adama teslim etmeme mücadelesi verdik biz. Yani ilk iki savaş; olmak ya da olmamak savaşları idi. Top mermin bile ben demiyorum Sayın Cum. başkanımız söyledi "kaç metre gidiyor?" Tepem atıyor atıyor da işte yazamıyorsun her şeyi. Ver coşkuyu öyle değil mi?))--
Bir de öyle Ertuğrul Gazilerin yaşadığı Müslüman hayatına bir hafta da dayanamayız biz. Realite budur. Allah’ın bu topraklarla ilgili verdiği sorumlulukları ve görevleri yapmaktan aciz durumda iken; Osmanlı tokadından bahsetmek sadece kuruntu olur. Allah için, güzel bir gömleğinden bile vazgeçemeyen bizler. Ancak çekirdek çinterek izleriz Dirilişi. Hadi bir er kişi çıksın bütün malını bırak; Bir arabasını, evini veyahut fazlalık duran yazlığını veya devre mülkünü bağışlasın garip gurebaya!! ya işte öyle.
Bu cennet Vatan, herkesin olduğu kadar benim ve ailemin de ortak olduğu bir toprak parçasıdır. Yani bu Vatan hepimizin ortak topraklarıdır. Benim bu güne kadar yazdığım otuz küsur yazının içinden, bu toprakların aleyhinde bir tek cümle dahi bulamazsınız. Yalakalık, numara ve bir sahtekarlık bulamazsınız. Hakkı söyler, haklı yazarım. Düsturum her daim Allah ve ölünce Allah’a vereceğim hesaptır.
Yine diyorum Batılı hindir, sinsidir, yamandır.
Batılı asla hayal kurmaz. Batılı plan yapar. Hayal kuranlara tatlı tatlı acıların en beterini yaşatırlar. Yani beş milyon kişi ölmesi gerekiyorsa gözünün yaşına bakmadan beş milyonuda katletme özellikleri vardır. Hiç acımazlar.
Meselelerde daha soğukkanlı yaklaşmak bize fayda getirir diye düşünüyorum. Hilal, Haç savaşı bilmem ne? Yok Malazgirt yok Çanakkale savaşlarını örnek verip verip Milleti galeyana da getirmeyin. Osmanlı dönemin süper gücü idi. Biz 15 Temmuz gecesi canımızı zor kurtardık. Her şey çeyrek saatlik farklarla istediğimiz güzelliğe dönüştü. Tabi ki de önce Allah.
Biz 15 Temmuz gecesi ABD, RUSYA veya AB ile dişe diş karşılıklı bir muharebeye de girmedik. Öyle savaş atari oyununa benzemez beyler. Şık takımlar, etekler giyip caka satmaya da benzemez savaş. Yanı başımızda ki Halep en canlı örnektir.
Batılı alçaklarla girişeceğimiz bir savaşta en ön saflarda olacağımı da beni tanıyan, yazılarımı okuyan herkes bilir lakin; Ucuz kabadayılık ve dengesiz hareketler beter belalar getirir bu toprakların başına.15 Temmuz bize Allah tarafından yapılmış çok ciddi bir uyarıdır, akledebilene. Müslüman başına gelen belalardan ders çıkarır. Acaba ben nerede yanlış yaptım ki; Allah bu Fetö Hainlerinin fitneleri ile muhatap etti beni, diye.
“Ey devletim; ben Allahın kulu hikmet, namı diğer “Allahın bir hikmeti” Yazı oralara kadar ulaşır mı bilmem lakin ulaşırsa şayet, bu garip gurebanın uyarılarını ciddiye al derim. Sana benden yalnızca iyilik gelir. Dost acı söyler. Allah; Liderimize, Cennet Vatana ve Aziz Milletimize zeval vermesin…Saygılarımla