Sayın Cengiz Demirci,
1-“…bi verikiküm hazihi…”(Kehf-19) ibaresindeki “varak”ı, “kart” şeklinde anlayabiliriz. Kur’an’da varak, “bahçe yaprağı” ve sanki ağaç yaprağı der gibi “düşen yaprak” şeklinde kullanılmıştır.
Sorunuzdaki varak, standart ölçülerde kesilmiş altın ve gümüş lira demektir. Bizim bugün karşılığı olan parayı “hamiline yazılı digital kart” şeklinde de tanımlayabiliriz ki, doğrusu da budur!
Bence digital parada olabilecek hileleri tartışma yerine “ayni para”ların tağşişinden başlayıp karşılıksız basılan kâğıt paraları konuşmak daha yerinde olacaktır. Sonunda da digital para hilelerini konuşabiliriz.
Digital parayı programlamak ve bu para yurt içi ve dışından denetleneceği için karşılıksız çoğaltmak kolaylıkla bilinecektir. Bir hükümet para miktarıyla inandırıcı olmayan gerekçelerle oynadığında anlaşılacak ve “güvensiz para” damgası yiyerek değeri hızla düşecektir….
2-Her bucağın ayrı bir parası olabileceği görüşüne gelince.. Türkiye’de ilk kredi kartı çıkaran şirketlerden biri, bir konfeksiyon mağazalar zinciriydi. Bu kart zamanla Türkiye’de en çok kullanan kartlardan biri oldu. Bir mağaza zinciri para çıkarıyorsa, bir bucak neden çıkarmasın, diye mantıki bir yanıt verebilirim!
Ama 8.000 bucak ve 100 il de kendi parasını çıkardığında “ülke parası” ile birlikte nasıl bir para politikası izleneceğinin açıklamasını benden beklemeyin! Yapacağım açıklamalarla sizi üzmüş olabilirim…
Bütün kıymetli evrak digitale dönüştürüldüğünde bunların en sağlam denetimi yine digital ortamda yapılabilecektir…
3-Bizim digital para dediğimiz değer, günümüzde kullanılan digital paralardan biri değildir. Bununla beraber bugünkünden farklı olacak digital parayı bütün yönleriyle anlatmamı istiyorsunuz ki, bu konuda iyi bir çalışma yaptıktan sonra bir kitap yazmam lazım.
Şu kadarını söyleyebilirim; 2003 yılında dönemin Ak Parti hükümeti, simülasyonlarına kadar hazırlayıp üzerinde ciddi tartışmalar yaptıktan sonra digital para IMF’ye sunuldu. IMF bu parayı kabul etmediği için proje rafa kaldırıldı.
Bu konuyu İzmir Akevlerdeki arkadaşlara da bir deste anlatmıştım. Konuyu hükümete taşıyan da Rahmetli Ağrı Milletvekili Mehmet Melik Özmen’di. Bunun tanıklarından biri de dönemin bakanı Prof.Dr.Abdüllatif Şener’dir.
4- Önemli sorunlardan biri de “paranın neyin karşılığında çıkarılacağı”dır.
Oysa temel sorun “faiz”dir. Faiz/riba da sağlıklı paranın düşmanıdır.
Bankacılık sektörünün üstlendiği maliyetleri ve riskleri tolore edecek ve paraya para kazandıracak “faiz/para/kâr” gerekiyor. Bu ise emisyonla ayarlanıyor. Faiz oranları, emisyonu da belirliyor. Para azaldıkça faizin oranı yükseliyor; para çoğaldıkça da faizin oranı düşüyor… Bir noktaya geliniyor, faizi ödeyecek reel para bulunamayınca karşılıksız para üretiliyor…
Birçok faktör bir araya getirilerek faizli ekonomide paranın tanımı yapılıyor.
Faiz/riba, tamamen kaldırılamıyorsa biz diyoruz ki faizli işlemleri kamu bankaları yapsın. Özel bankalar da “Yemini Genel Hizmet Büroları” olarak kamu hizmeti yapan “yarı kamu” şirketlerine dönüşsün. Bu hem bankaları hem de kamu düzenini rahatlatacaktır.
***
Günümüzde bütün paralar “tağşiş” olduğundan neyin karşılığı olduğu, miktarı, sahtesi…nin kontrolü çok zor. Devletlerin ABD doları gibi değerli paraları gerçeğinden ayırt edilemez şekilde çoğalttığı rivayetleri havada uçuşuyor. Kimse bunun şehir efsanesi olduğunu söyleyemez!
Bizim yanıtlamamız gereken sorular arasında -sizin de değindiğiniz gibi- şu önemli soru da var:
Adaletin temel ölçütü sağlıklı bir para çıkarılırken
a-Merkez Bankası rezervlerinde bulunan dövizler,
b-Halkın her gün çoğalttığı senetler,
c-Bir türlü kontrol edilemeyen çekler,
d-Borsada işlem gören hisse senetleri,
e-Vadeli işlemler borsasına kote edilen (sanki selem) sipariş senetleri,
f-Bankaların rehin kabul ettiği kıymetli evrak…,
g-Üretilmiş ve satın alıcısını bekleyen malları
h-İstihdamı beklenen emeği… satın alacak bir para nasıl çıkarılacak?
Bu sorun, ekonometrinin desteği ve simülasyonları ile tartışılmalıdır. Bu soruna “mantıkî yanıtlar” vermek mümkündür. Reel ekonomideki işlevinin ne olacağını merakla beklemek çok heyecan verici olsa gerek.