Harun Özdemir
İslâmcılığın Sezai Karakoç aşaması
18.12.2015
7202 Okunma, 0 Yorum

              http://www.egedesonsoz.com/yazar/baslik/9409

 1933 Diyarbakır-Ergani’de doğdu. Ortaokulu Maraş’ta, liseyi Gaziantep’te okudu. Kendisi Felsefe, babası İlahiyat okumasını istiyordu; ikisi de olmadı. Kararı; hayatı boyunca yakasını bırakmayacak olan yoksulluk verdi: Parasız yatılı bölümü olan Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesine kaydoldu. Belli aralıklarla Maliye Bakanlığı’nda çalıştı. Birkaç kez istifa etti, tekrar döndü. 1973’te son kez istifa etti. O günden bu yana yaşamını yazılarından elde ettiği gelirlerle sürdürüyor.

Ailesi ile birlikte yaşadığı günlere ait anıları, onun hangi yoksulluklar ve çilelerle büyüdüğünü ve olgunlaştığını gösterir niteliktedir. Orta ve Lise yıllarında ağırlıklı olarak Doğu ve Batı klasiklerini okudu. Bulabildiği Osmanlıca kitap, dergi ve gazeteleri okuduğunu da düşünebiliriz.

Yazılarından anlaşıldığı kadarıyla Meşrutiyet ve Cumhuriyet döneminde yayımlanan meal ve tefsirleri, hadis çeviri ve açıklamalarını, Hukuk-u İslâmiyye ve Istilahat-ı Fıkhiyye Kamusu gibi fıkıh kitaplarını, Risale-i Nûrları, Mesnevî, Mukaddime, Asr-ı Saadet gibi İslam Tarihi eserlerini, önemli tasavvuf  ve Doğu edebiyatına ilişkin kayda değer bütün eserleri okuduğunu söyleyebiliriz.

Karakoç’un , Ankara Siyasal’da okuduğu yıllarda Necip Fazıl’ın her Ankara’ya gelişinde, O’nun hizmetine koşması, Osman Yüksel Serdengeçti’nin yayınevini ziyaretleri, İstanbul’da geçici sürelerle görev yaptığı dönemlerde Mehmet Şevket Eygi ile tanışması, görev icabı Anadolu gezileri… “Diriliş” mefkuresini belirlemesinde etkili oldu.

Diriliş Dergisi’nde 19 ve 20.yüzyılın bazı tanınmış Osman Yahya, Mahmud Ahmed, Muhammed Hamidullah, İnamullah Han, Ebu’l Hasan Ali Nedvî, Resul Hamzatov, Ahdat Suyef… gibi Doğu’lu; T.S. Eliot, A.Sorokin, S.Kirkegaard, Paul Hazard, Virginia Woolf, Gabriel Marcel, W.Faulkner, Rilke, Claudel, Dylan Thomas, Ezra Pound, Hard Crane, W.Blake, Karl Jaspers, Wolfrang Köhler, Arland Ussher, W.B.Yeats, Eugene Ionesco… gibi Batılı düşünürlerden çeviriler yapması, onun hangi kaynaklardan beslendiğini gösterir. Şunu da belirtmek gerekir ki, Karakoç, şarlatanlığını yapmasa da Ehl-i Sünnet ve’l Cemaat’a muhalif bir görüşü hayatının hiçbir döneminde savunmadı. Bugün de aynı görüştedir.

 

Sezai Karakoç;

1-1839’da başlayan Tanzimat, Meşrutiyet, Cumhuriyet, Demokrasi ve 2023 sürecini değişmeyen Batıcılığın birer aşaması olarak görür. Tanzimat’ın, Meşrutiyet’in, son olarak da Cumhuriyet’in yaptığı yıkımların altından kalkamamışken, daha tehlikeli AB ile nasıl başa çıkılacaktır? Hele İslam’a sıcak baktığını söyleyen bir iktidarın AB ile paralel işler yaptığı bir dönemde… Bunlar Karakoç’u endişelendiren gelişmelerdir.   

2-Mutlaka batıcılık, milliyetçilik ve demokrasi ile hesaplaşmalı ve bize ait ideolojimiz anayasada yerini almalıdır… Demokrasi başı sonu belirsiz bir ideoloji, her kapıyı açan maymuncuk gibi bize empoze ediliyor. Oysa demokrasi, faydaları da sakıncaları da olan bir yönetim şeklidir. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra yayılmaya başlayan yeni bir rejim denemesidir. Bunun başarılı olacağına da inanmıyorum, görüşündedir. 

3-Karakoç’un; yazılarında “İslâmcı” olduğuna bir beyanı yoktur. 1865’den Cumhuriyet’e kadar tartışılan ve İslâmî kaynaklarla savunulan laiklik, demokrasi, liberalizm, parlamenter sistem, anayasal düzen, insan hakları, hukuk devleti, hukukun üstünlüğü, kadın hakları... gibi kavramlardan hazzetmez! Ancak iki kez siyasi parti kurucusu ve başkanı olmasının zorunlu etkisinden olmalı, parti kurduktan sonra demokrasiye bakışında bir değişiklik olduğu görülmektedir.

4-Karakoç; Namık Kemal gibi ilk dönem İslâmcılarından değildir ve onlara da karşıdır. Ama bir Müslüman olarak siyasal faaliyetlere katıldığı için kabul etmese de, o da bir “İslâmcı”dır ve modern bir Müslümandır!   

5-Karakoç; savcının iddialarına tarihsel savunmalar yaparak ucuz kahramanlıklar peşinde koşmaz. Yazılarında tedbirli ve özenlidir. Rahle-i tedrisinden geçen gençlerin hapse girmesine ve burnunun dahi kanamasına izin vermez. Bu yönüyle 20.yüzyılın en kayda değer Müslüman aydınlarından biridir.

6-Said-i Nursî, Tayyip Okiç, Nuri Pakdil, Mehmet Şevket Eygi… gibi Sezai Karakoç da evlenmemiştir. Bekâr yaşayarak eş ve çocuk yükü taşımadığından, hayatı 3-0 önde sürdürerek daha “ahlâklı(!)” olabilmiştir! Bu durum, Müslüman camiada evlenmeyen üstatların hepsi için geçerlidir! İnsanlar ailelerinin hatırı için hangi yalanlara ve yanlışlara düştüğü üzerinde biraz düşünebilirlerse ne demek istediğim daha iyi anlaşılacaktır.  

7-Aşk, herkes gibi gün gelmiş Karakoç’un da kapısını çalmıştır. Tek taraflı aşkının en güzel meyvesi ise “Mona Rosa” olmuştur! Yaklaşık 50 yıl gizlenen Mona Rosa’nın öznesi, hiç beklenmeyen bir zamanda, hem de bir banka reklamında birden bire görünüvermiştir! Modern zamanların utangaç, iffetli, bir o kadar da gururlu Müslümanının hem de 75 yaşında, 50 yıl sakladığı en büyük sırrının bir banka reklamında açık edilmesi, belki de bir insanın başına gelebilecek “modern” felaketlerden felaketlerin en ilginci olmalıdır!  

8-Onu saygı ile izleyen Müslüman gençliğin ezber ettiği Mona Rosa’nın, bir banka reklamı ile tılsımını yitirmesi, Karakoç kadar gençlik için de bir düş kırıklığı olmuştur!

9- İslâm’a ilişkin klasik sayılabilecek kitaplar okuması, okuduklarını önemsediğini yaşamında ve yazılarında göstermesi ona; Sağcı, Solcu ve İslâmî camiada özel bir statü ve saygınlık kazandırmıştır.  

10-Necip Fazıl’ın “Baidullah - Allah’a uzak” dediği Muhammed Hamidullah’a ait bazı makaleleri Diriliş Dergisi’nde yayımlaması, Necip Fazıl’ın polemiklerini pek de ciddiye almadığını göstermiştir.

11-Karakoç, bir medreseli değildir. Modern eğitim almış ve iyi derecede Fransızca öğrenmiştir. Makalelerinde ve poetikasında Batılı düşünürlerden alıntılar yapması ilginç olmalıdır. Özellikle Yunus Emre biyografisinde Fransız şairleri ile Yunus’un şiirlerini çözümleme denemeleri, İslâmî camianın alışık olduğu bir açıklama yöntemi değildir. Bu tür hoşgörüleri, Karakoç’a tanınan bir ayrıcalık olarak görebiliriz.

12-Karakoç, İslâmcı ve Milliyetçi çevrelerde Öztürkçeyi umursamadan kullanan ilk yazardır. Nuri Pakdil ve diğerleri ondan sonra gelir. Allah varken, Tanrı demesi, bunu çok da rahat kullanması bir tepkiye neden olmamıştır! Söz konusu Karakoç ise hoşgörünün sınırı yoktur!  

13-Son derece muhafazakar görünse de bazı konularda cidden tabu yıkıcıdır: Yoğun şekilde Öztürkçeyi kullanması, Batılı düşünürlerden düşünce transferi yapması ve “II.Yeni” gibi geleneksel şiir kalıplarının dışına çıkarak dönemin solcu denen genç şairleri ile serbest şiirler yazması… İslâmî camia arasında yıktığı tabulardan bazılarıdır.

14-Gazete ve dergi icat edildiğinden beri polemik yazıları, yazara ün ve tiraj kazandırmıştır. Karakoç;  Necip Fazıl ve Serdengeçtiden farklı olarak hiç kimseyle polemiğe girmemiştir. Karakoç’a Sağ, Sol ve İslâmcı çevrelerin özel bir saygı göstermesi, üzerinde durulması gereken bir konudur. Gördüğü özel muamelenin onu şımartmaması, sahip olduğu ahlâkla açıklanabilir.

15-Türkiye’de şu anda İslâmcı bir edebiyat varsa, bunun çağdaş öncüsü Sezai Karakoç’tur. Ancak bazı konuların fazla abartıldığını da söylemek gerekir. Örneğin; Mona Rosa’da aşkı bulan, Balkon şiirinden de modernizmi ve modern mimari eleştirisini çıkarsayan hayranları, umarım “Hükümdarın hükümdarlığı için halka yalvardığı” dizesinden de bir siyaset teorisi istidlal etmemişlerdir!

16-Yazılarında sıklıkla başvurduğu yöntem soyutlamadır. Metafor ve mecaz yoğunluklu yazar. Şiirleri ise imgelerle doludur. Analitik bir üslupla yazdığı bir makalesi yok denebilir. Doğada serbest halde bulunan örneğin bir dağ, Karakoç’un yazısına ancak Musa ile birlikte konu olabilir veya Allah’ı zikreder haliyle. Uzman bir maliyeci olmasına rağmen “İslâm Toplumunun Ekonomik Strüktürü” adlı eserinin adı iddialı olsa da, hacim ve içerik olarak ancak bir edebiyat denemesi sayılabilir!  

17-Yunus Emre, Mevlana ve Mehmet Akif biyografilerinin İslâmcı gençliğin başucu kitapları arasında yer almaması nedeni üzerinde durulmalıdır. “Leyla ile Mecnun”un beklenen ilgiyi görmemesi de, kitabın tarihsel bir değer taşımadığı anlamına gelmez.

18-Diriliş Partisi’ni kurana kadar röportaj, salon toplantısı, fotoğraf ve TV programlarından uzak durması, yalnızca “şöhret hastalığı”na yakalanma korkusu ile açıklanamaz! Uzak duruşunu; içe kapanık, utangaç kişiliği ve düzgün bir aksanla konuşamaması… gibi nedenlere bağlamak daha doğru olacaktır.  

19-Karakoç’a gösterilen hoşgörünün bir örneğini “evrim” kavramına yüklediği anlamda da görebiliriz: Diriliş Partisi veya ideallerinin iktidara gelme koşullarını “Tabii  evrim tek başına bir ülkenin ilerlemesi için yeterli değildir. Ondan sonraki merhale, gelişme, gelişmeden de bir ileri merhale, diriliş yol ve yordamıdır” şeklindeki açıklaması dikkate değer bir açıklamadır…

 

80 yılı aşkın ömrünü elmas işçiliği özeni ile dolu dolu düşünerek ve yazarak geçiren Sezai Karakoç’un, geç kalmış yaşında Diriliş Partisi’ni kurması… İdeallerinin iktidar olmasını da “doğal evrim”in son aşaması olarak açıklaması… üzerinde konuşulmayı gerektiren yığınla malzemeye bir yenisini eklemiş oldu. 

 






Son Yorumlanan Makaleler
Harun Özdemir
İslamofobinin kaynağı
9.08.2017 4888 Okunma
1 Yorum 09.08.2017 13:09
Harun Özdemir
Müslümanın adı ne olmalı
9.08.2017 5076 Okunma
1 Yorum 09.08.2017 12:53
Harun Özdemir
İslamcılık üzerine
9.07.2017 5442 Okunma
1 Yorum 09.07.2017 09:20
Harun Özdemir
İncire ve zeytine yemin olsun mu?!
14.06.2017 6022 Okunma
1 Yorum 14.06.2017 18:49
Harun Özdemir
Kur'an ve bedeni cezalar üzerine
6.06.2017 5877 Okunma
2 Yorum 08.06.2017 11:10
Harun Özdemir
Zor günlerdeyiz...
16.05.2017 5704 Okunma
1 Yorum 16.05.2017 10:26
Harun Özdemir
Fatih kaç yaşında cumhurbaşkanı oldu
12.04.2017 5137 Okunma
2 Yorum 12.04.2017 19:25
Harun Özdemir
Anayasa değişikliğinde neler var
3.04.2017 5042 Okunma
1 Yorum 03.04.2017 23:10
Harun Özdemir
Avrupa'dan vazgeçebilir miyiz?!
20.03.2017 5362 Okunma
1 Yorum 20.03.2017 20:37
Harun Özdemir
Kılıçdaroğlu gıybeti ile sonuç almak
13.03.2017 5564 Okunma
2 Yorum 13.03.2017 21:07
Harun Özdemir
Egemenlik kimin
21.02.2017 6140 Okunma
5 Yorum 23.02.2017 00:29
Harun Özdemir
Cumhuriyet'in kuruluş felsefesi
14.02.2017 5604 Okunma
1 Yorum 15.02.2017 17:05
Harun Özdemir
Kur'an neden tahrif olmadı
31.01.2017 5783 Okunma
1 Yorum 31.01.2017 22:47
Harun Özdemir
Anayasaların öncüsü Hz.Muhammed'dir
23.01.2017 7491 Okunma
1 Yorum 26.01.2017 10:28
Harun Özdemir
Sayın Cengiz DEMİRCİ -2-
22.01.2017 5377 Okunma
1 Yorum 23.01.2017 21:39
Harun Özdemir
Bu terör değil; başka bir şey!
7.01.2017 5869 Okunma
1 Yorum 08.01.2017 01:12
Harun Özdemir
Bir ülkenin barış üretebilme kabiliyeti
2.01.2017 6729 Okunma
8 Yorum 07.01.2017 00:10
Harun Özdemir
Savruluyoruz!
14.06.2016 6327 Okunma
1 Yorum 15.06.2016 01:50
Harun Özdemir
Ahlâk-ı Hamîde mi dedin?!
29.04.2016 7702 Okunma
1 Yorum 30.04.2016 00:58
Harun Özdemir
Beytü'l Hikme ve Nizamiye Medreselerinin etkileri
21.04.2016 8545 Okunma
1 Yorum 22.04.2016 09:08
Harun Özdemir
Müslümandan Burjuva olur mu?!
19.04.2016 7188 Okunma
1 Yorum 19.04.2016 22:36
Harun Özdemir
Ya yenilik ya da çürüme!
14.03.2016 7467 Okunma
5 Yorum 17.03.2016 17:56
Harun Özdemir
Fetva ekonomisi
29.02.2016 7291 Okunma
1 Yorum 29.02.2016 20:58
Harun Özdemir
Karagülle İslâmcı mı?
22.02.2016 7667 Okunma
1 Yorum 22.02.2016 22:17
Harun Özdemir
Parlamento Dışı İslâmcı anayasa çalışmaları
18.02.2016 7482 Okunma
6 Yorum 20.02.2016 23:32
Harun Özdemir
Her şey çok farklı olabilirdi
16.01.2016 7076 Okunma
2 Yorum 21.01.2016 14:57
Harun Özdemir
Yeni İslam felsefesi mümkün mü
31.07.2012 5749 Okunma
9 Yorum 03.08.2012 09:08
Harun Özdemir
Zina, fuhuş ve azgınlık
13.07.2012 11107 Okunma
13 Yorum 20.07.2012 23:07
Harun Özdemir
Evlenme hakkı üzerine
11.07.2012 11941 Okunma
30 Yorum 18.07.2012 19:12
Harun Özdemir
Şahitlik üzerine
15.07.2012 6390 Okunma
4 Yorum 15.07.2012 14:41
Harun Özdemir
Tüketme Hakkı
30.06.2012 5853 Okunma
5 Yorum 08.07.2012 10:58
Harun Özdemir
"... ve hadîdi inzâl ettik..."
30.06.2012 6190 Okunma
3 Yorum 08.07.2012 10:24
Harun Özdemir
Yeni Anayasanın kapsamı ve öngörüsü
3.07.2012 4976 Okunma
3 Yorum 07.07.2012 01:50
Harun Özdemir
Biyolojik ata ve hukukî anne ve baba
4.07.2012 8207 Okunma
13 Yorum 06.07.2012 14:24
Harun Özdemir
Adem Tiflis'te insan oldu!
26.06.2012 10412 Okunma
17 Yorum 05.07.2012 21:40
Harun Özdemir
Yeni bir Anaysa mı yoksa yeni bir Teşkilât-ı Esas
30.06.2012 5832 Okunma
3 Yorum 01.07.2012 11:03
Harun Özdemir
Hilkatin Mebdei ve Adem
24.06.2012 6197 Okunma
5 Yorum 26.06.2012 04:29
Harun Özdemir
Sünnî İslâm ve Demokrasinin Geleceği
30.11.2015 6010 Okunma
Harun Özdemir
Umarım oyun içinde oyun yoktur
4.12.2015 6142 Okunma
Harun Özdemir
Ahlâksız İslâmcılık Olur mu?!
7.12.2015 5654 Okunma
Harun Özdemir
İlahiyat Fakülteleri kapatılmalı!
14.12.2015 5796 Okunma
Harun Özdemir
İslâmcılığın Sezai Karakoç aşaması
18.12.2015 7202 Okunma
Harun Özdemir
Alevî İslâmcılık mümkün mü?
22.12.2015 6551 Okunma
Harun Özdemir
Masonluk ve İslâmcılar
28.12.2015 6141 Okunma
Harun Özdemir
Mason olmanın dayanılmaz faydaları?!!!
1.01.2016 7229 Okunma
Harun Özdemir
İslâmcıların gelecek beklentisi
8.01.2016 6035 Okunma
Harun Özdemir
Gizli Servis İslâmı Loca İslamını Yendi mi?!
11.01.2016 6241 Okunma
Harun Özdemir
İslâmcıların ekonomiden ne anladıkladıklarına dair
26.02.2016 5702 Okunma
Harun Özdemir
Fıkıh Ekonomilerinin Teorisi
5.03.2016 6163 Okunma
Harun Özdemir
Seçim sizin; hangi İslâm?!
9.03.2016 5810 Okunma
Harun Özdemir
Dinimiz işleri; dinleri işimiz mi olmuş?!
13.03.2016 5750 Okunma
Harun Özdemir
Diyanet İşleri Başkanı Sayın Prof.Dr.Mehmet GÖRMEZ'e...
21.01.2016 5660 Okunma
Harun Özdemir
Ulemanın "İlm-i siyaset" ile imtihanı
25.01.2016 5779 Okunma
Harun Özdemir
Modern Kadın Müslüman mı?!
2.02.2016 5605 Okunma
Harun Özdemir
Fransız kadın Müslüman olur mu?
7.02.2016 5171 Okunma
Harun Özdemir
İslâmcıların Anayasa rüyası!
9.02.2016 6070 Okunma
Harun Özdemir
1921 Anayasasına İslâmcıların katkısı
13.02.2016 5660 Okunma
Harun Özdemir
Atatürk Anayasası, ABD Anayasasına nasıl yenildi?!
16.02.2016 5564 Okunma
Harun Özdemir
ÖSYM Başkanı Sayın Prof.Dr. Ömer DEMİR'e açık mektup
21.03.2016 6422 Okunma
Harun Özdemir
Kadına eziyet dini bir vecibe midir?!
23.03.2016 5780 Okunma
Harun Özdemir
Kıskançlık öldürücüdür!
28.03.2016 6681 Okunma
Harun Özdemir
İki kadını şahit yapmak!
4.04.2016 5414 Okunma
Harun Özdemir
Kur'an'ın şaşırttıkları!
8.04.2016 5204 Okunma
Harun Özdemir
İslâmcıların sanata bakışı üzerine
13.04.2016 6694 Okunma
Harun Özdemir
Bilim bizim neyimize!
25.04.2016 5516 Okunma
Harun Özdemir
Türkiye neden demokratikleşemez?!
7.01.2017 4046 Okunma
Harun Özdemir
Sayın Cengiz DEMİRCİ
8.01.2017 5180 Okunma
Harun Özdemir
Müslümanın özgürleşmesi mümkün mü?
16.01.2017 3873 Okunma
Harun Özdemir
Müslümanın Darwin'le imtihanı
6.02.2017 4725 Okunma
Harun Özdemir
Kim daha akıllı?!
10.02.2017 3801 Okunma
Harun Özdemir
Laiklik mi demokrasi mi?!
3.05.2016 5547 Okunma
Harun Özdemir
Modernleşmeye Müslümanların etkisi oldu mu?
8.05.2016 5965 Okunma
Harun Özdemir
Cumhuriyet ne kadar kalıcı?!
16.05.2016 5643 Okunma
Harun Özdemir
İslâmcı şehir olabilir mi?!
20.05.2016 4144 Okunma
Harun Özdemir
Alem-i İslâm'da özgürlük sorunu
28.05.2016 4148 Okunma
Harun Özdemir
Marjinal İslâmcıların özgürlük arayışı
30.05.2016 4158 Okunma
Harun Özdemir
Köylü İslâm marjinal İslâm'a karşı
3.06.2016 3967 Okunma
Harun Özdemir
Devlet neden açık hedef?
5.06.2016 4708 Okunma
Harun Özdemir
Bu ne yaman çelişki!
8.06.2016 4059 Okunma
Harun Özdemir
Batı gerçeği!
20.06.2016 4575 Okunma
Harun Özdemir
Doğu gerçeği!
23.06.2016 5130 Okunma
Harun Özdemir
Direnç eğitimi nedir?
27.06.2016 4403 Okunma
Harun Özdemir
İsyan günlerinde zekât!
8.07.2016 4274 Okunma
Harun Özdemir
Kur’an’ı anlama çabaları
8.07.2016 4309 Okunma
Harun Özdemir
Yaşar Nuri İslâmcılığı
17.07.2016 4340 Okunma
Harun Özdemir
Darbenin devamı var mı?
24.07.2016 5002 Okunma
Harun Özdemir
Adalet yönetimin temelidir.
25.07.2016 4333 Okunma
Harun Özdemir
Neden böyleyiz?!
9.08.2016 5062 Okunma
Harun Özdemir
Karanlık çağa doğru
9.08.2016 4749 Okunma
Harun Özdemir
Türkiye'nin Adil Düzen İhtimali -1-
19.12.2016 4447 Okunma
Harun Özdemir
Türkiye'nin Adil Düzen İhtimali-2-
21.12.2016 4691 Okunma
Harun Özdemir
Türkiye'nin Adil Düzen İhtimali-3- Son şansa zaman yok
27.12.2016 3962 Okunma
Harun Özdemir
Milli uzlaşma uluslararası kararlarla çelişirse
28.02.2017 3717 Okunma
Harun Özdemir
Darbeler önlenebilir mi?
3.03.2017 4035 Okunma
Harun Özdemir
Milli Mücadelede Yahudiler
7.03.2017 4252 Okunma
Harun Özdemir
Terörle bağlantılı seçmen sayısı
15.03.2017 3235 Okunma
Harun Özdemir
1'e karşı 27
27.03.2017 2901 Okunma
Harun Özdemir
Askerlik neden önemsiz olsun ki
10.04.2017 2996 Okunma
Harun Özdemir
Milli Bayramların konsepti değişebilir mi
26.05.2017 2512 Okunma
Harun Özdemir
Atatürk'e annesi üzerinden saldırmak
31.05.2017 2475 Okunma


© 2024 - Akevler