Harun Özdemir
Sünnî İslâm ve Demokrasinin Geleceği
30.11.2015
6057 Okunma, 0 Yorum

www.egedesonsoz.com/yazar/Umarim/oyun-icinde-oyun-yoktur/9379/

Demokrasi tehlikede mi?

Türkiye laik olabilir mi?

Türk siyasetinin geldiği nokta, inkılâpların doğal sonucu mudur yoksa bir sapma mı söz konusu?

Muhafazakâr siyasetin büyüme marjı nereye kadardır; bu öngörülebilir mi?

1-Nüfusun %99’u Müslüman ise serbest seçimleri her zaman Müslümanlık kazanacaktır.   

2-Sünnî Müslümanlık devletin resmi mezhebi, Alevî İslâm da sistem dışı ise Sünnî İslâm’a en iyi mesajı veren parti, iktidara en yakın parti olacaktır.

3-İslâm kimliği baskı altında ise basit Sünnî İslâm sembollerini kullanan parti, her koşulda iktidara en yakın parti olacaktır.

4-Nüfusun %99’u Müslüman olan bir ülkede mezhepler arasında denge ancak “eşit haklar” ile kurulabilir.

5-Seçmen iradesine “baskı” yapılmayacaksa kazanan Sünnî Müslüman parti olacaktır.

 

Konuyu biraz daha somutlaştırarak devam edelim:

 

1-Demokrat Parti, 1950’de “Ezan Arapça da okunabilir!” sözünü verdiği için seçimi kazandı.

2-ABD; rejimin demokratikleşmesini isterken halkın hangi yönde oy kullanacağını biliyordu.

3-Menderes yeterli bulunmayınca; daha dindar Demirel desteklendi.

4-Demirel’in; daha dindar Erbakan’la dengelenmesi, Sünnî seçmene yönelik “yerli” bir ataktı.

5-Özal da siyasal başarısını dindar kimliğine borçluydu.

6-Ak Parti’nin seçim başarılarını Sünnî seçmenin demokratik tercihi olarak görmek en gerçekçi açıklama olacaktır.

7-1970’li ve 1990’lı yıllarda Türkiye’nin koalisyonlarla yönetilmesinin nedeni, Sünnî seçmenin parçalanmış olmasındandı.

8-Kimse inancından vazgeçmeyeceğine göre demokrasinin Sünnî karakteri değişmeyecektir. Sünni seçmen parçalanmayacaksa seçimleri her defasında Sünnîlik kazanacaktır.

9-Sünnî MHP’ye verilen oyların son tahlilde Ak Parti’ye yazılması tesadüf değildir.

10-Alevî Müslüman olan Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’ye genel başkan olması, siyaset sosyolojinin sağlıklı işlemesiyle açıklanabilir.

11-Genel anlamda dindar kimlik taşımak istemeyen Sünnîlerin, Alevî kimliğini öne çıkarmayan CHP’ye oy vermesi normal bir tercih olmalı. 

12- MHP’nin seçimleri kaybetme pahasına, milli hassasiyetleri sahiplenmesini anlamak gerekir.

13-DP, AP ve ANAP’ın yaşadığı çürümenin gelecekte AK Parti’de de yaşanması sosyolojik bir sonuç olacaktır.

14-Ne kadar dikkatli olunursa olunsun “çürüme” kaçınılmazdır. Bu nedenle, her 10 yılda bir Ak Parti’de kadro yenilenmesi gerekecektir. Yeni kadrolar çürüme ortamında yetişemeyeceğine göre MHP ve SP gerekli olacaktır.

15-HDP’ye gelince; bir kısım Sünnî ve Alevî seçmenin dindar kimliklerini arka plana atıp etnik bir kimlikte buluşması üzerinde durulmalıdır. HDP’nin gelişmesi veya gerilemesi, ancak arka plana atılan dini kimlikler üzerinden çözümlenebilir.

16-Ak Parti’nin tek sermayesi Sünnî seçmen ise, “istikrar”, ancak eşit yurttaşlık hakları düzleminde sağlanabilir.

 

Arz etmeye çalıştığım tablo bir sonuç mudur yoksa başlangıç mıdır?

Atatürk inkılâpları ne olacak, hiç mi işe yaramadı?

Türkiye’de dini kimliklerin su yüzüne çıkışı, hangi gelişmelerin sonucudur?

Gelecekten ne kadar umutlu veya karamsar olabiliriz?

 

Cumhuriyetin ilk yıllarına kısaca dönersek;

 

3 Mart 1924’te Sünnî, Maturîdî ve Hanefî İslâm’ı temsil etsin diye Diyanet İşleri Teşkilatı kuruldu. Aynı gün İmam Hatip Okulları ve İlahiyat Fakültesine ayrıcalık tanıyan Tevhîd-i Tedrisat Kanunu çıkarıldı. Bu okullarda İslâmî eğitim ve öğretim, Diyanet gibi Sünnî, Maturîdî ve Hanefî İslâm yorumuna göre yapılacaktı.

Sünnîlik; siyasi mezhepti ve Cumhuriyet’i “seçilmiş” başkan yönetecekti.

Maturîdîlik; inanç ve felsefede “akılcılık”tı. Vahiy ve inanç esasları, “kurallı düşünen akılla” yorumlanacaktı.  

Hanefîlik; yaşam pratiklerine ilişkin rivayetleri “şer’î akılla” açıklayan bir mezhepti.

 

Bakıldığında Cumhuriyet rejimi, birbiriyle çelişmeyen ve Batı’dan önce “seçimi, rasyonaliteyi ve tümevarımı” sistemleştirmiş, Batı modernleşmesiyle boy ölçüşebilecek mezhepleri tercih etmişti.  

Rasyonalitesi olmayan bütün tarikatlar ise sistem dışı ilan edilmişti.

 

Cumhuriyeti kuranların işi çok zordu. Çünkü İslâm’ı ve Müslüman’ı ayağa kaldırmaları gerekiyordu. Kurucu kadronun önünde iki büyük engel vardı: Birincisi; halkın “Müslüman’ın modernleşmesi”ni kâfirlik olarak görmesiydi. İkincisi de Türkiye; tarihinin en ağır yenilgisinde 11 milyon km toprak kaybetmişti ve ağır koşullarda bir Lozan Antlaşması imzalamıştı. Bunun siyasal sonuçlarını analiz edecek kimse yoktu.

 

Bir yandan Gayrimüslimler mübadele veya başka yollarla Türkiye dışına çıkarılıyordu. Bir yandan da Müslümanı modernleştirecek inkılâplar yapılıyordu. Azalmış olan Müslüman nüfusu artırmak için çocuk doğumları ve Balkanlardaki Müslümanların Türkiye’ye kabulüne mali destek veriliyordu.

Bunlar yoğun bir şekilde yaşanırken nüfusun % 80’i köylerde, % 10’ü köy nitelikli küçük kasabalarda, kalanı ise şehirlerde yaşıyordu.

Ankara; Müslüman’ı modernleştirecek kararlar almasına alıyordu ama bunun halka ulaşması jandarma aracılığı ile olabiliyordu. Taşra bürokrasisi ise tam bir rezaletti.  

 

Modernleşmenin temel aracı eğitim ve öğretimdi. 5 yıl olan temel eğitim, uzun süre köylerde verilmeye çalışıldı. Ortaokullar büyük ilçelerde, liseler ise bazı illerde açılabilmişti. Okumak büyük fedakârlıklar gerektiriyordu.

 

1950’ye kadar modernleşme yükünün ağırlığı devletin sırtındaydı. DP döneminde, görgüsüz bürokrasinin yürüttüğü modernleşmeye son verildi, bunu kentlere göç eden halk üstlendi.

1960’a gelindiğinde Türkiye’nin önünde ciddi sorunların oluştuğu görüldü: Tembellikle suçlanan halk, okumak ve çalışmak için grevlere ve protestolara hazırlanıyordu.

Öğrenciler okullara sığmaz olmuştu. Zorluklar içinde yaşayan halk; ciddi bir gazete, dergi ve kitap okuyucusu olmuştu; bu hayal bile edilemezdi. Kentlere taşınanlar adeta mucizeler yaratıyordu.

1946’da demokrasiye parti tutarak başlayan köylüler, kentlere taşındığında, siyasal tercihlerini ideolojilerden yana yapmaktaydı.

1960’da darbeciler, Cumhuriyet’in gidişatına ilişkin bir “düzeltme” kararı aldılar. Bu dönemde ABD; hem muhafazakâr iktidarlardan yanaydı hem de sol hareketlerin neşv ü nemâ bulmasını istiyordu. Kasım 1925’ten beri yasadışı olan Alevîlik de, sol hareketlere doğru yönlendirilmekteydi.

 

1961 Anayasası ile elde edilmek istenen sonuçlar sanki şöyleydi: 

Osmanlı’da defalarca tekrarlanan Müslümanın modernleşmesi, Cumhuriyet’le çok daha kararlı bir şekilde devam ettirilmişti. 1950’ye kadar “devlet eliyle” sürdürülen modernleşme, demokrasi ve kentleşme ile halkın “gönüllü” yaşam stratejisi olmuştu. 1960’a gelindiğinde “tımara gelmeyen”ler ise sol hareketler içerisinde modernleşecekti. Müslüman halkın sol içerisinde tımara gelmesi demek, bazı Müslümanların modernleşmesinde izlenen yolun, bir iki konak uzatılması demekti. Çünkü birkaç konak sonra sağ ve solun yolu “yeni muhafazakârlık ve yeni demokrasi” durağında kesişecekti. Bunda kuşku yoktu.

 

Sonuç olarak;

1-Sünnî siyasetin temelini Mustafa Kemal atmıştı.

2-Türkiye’yi demokrasiye geçmeye zorlayan güç, ABD’yi dünya imparatoru yapan Yahudi Lobisi’ydi.

3-Nüfusu Müslümanlaştırılan ve sağlam bir sosyolojiye oturtulan Türkiye’nin siyasal rejimi, “Sünnî Demokrasi” olacaktı; bu da kaçınılmazdı.

 

 






Son Yorumlanan Makaleler
Harun Özdemir
İslamofobinin kaynağı
9.08.2017 4950 Okunma
1 Yorum 09.08.2017 13:09
Harun Özdemir
Müslümanın adı ne olmalı
9.08.2017 5132 Okunma
1 Yorum 09.08.2017 12:53
Harun Özdemir
İslamcılık üzerine
9.07.2017 5503 Okunma
1 Yorum 09.07.2017 09:20
Harun Özdemir
İncire ve zeytine yemin olsun mu?!
14.06.2017 6083 Okunma
1 Yorum 14.06.2017 18:49
Harun Özdemir
Kur'an ve bedeni cezalar üzerine
6.06.2017 5936 Okunma
2 Yorum 08.06.2017 11:10
Harun Özdemir
Zor günlerdeyiz...
16.05.2017 5770 Okunma
1 Yorum 16.05.2017 10:26
Harun Özdemir
Fatih kaç yaşında cumhurbaşkanı oldu
12.04.2017 5200 Okunma
2 Yorum 12.04.2017 19:25
Harun Özdemir
Anayasa değişikliğinde neler var
3.04.2017 5101 Okunma
1 Yorum 03.04.2017 23:10
Harun Özdemir
Avrupa'dan vazgeçebilir miyiz?!
20.03.2017 5422 Okunma
1 Yorum 20.03.2017 20:37
Harun Özdemir
Kılıçdaroğlu gıybeti ile sonuç almak
13.03.2017 5630 Okunma
2 Yorum 13.03.2017 21:07
Harun Özdemir
Egemenlik kimin
21.02.2017 6206 Okunma
5 Yorum 23.02.2017 00:29
Harun Özdemir
Cumhuriyet'in kuruluş felsefesi
14.02.2017 5664 Okunma
1 Yorum 15.02.2017 17:05
Harun Özdemir
Kur'an neden tahrif olmadı
31.01.2017 5841 Okunma
1 Yorum 31.01.2017 22:47
Harun Özdemir
Anayasaların öncüsü Hz.Muhammed'dir
23.01.2017 7551 Okunma
1 Yorum 26.01.2017 10:28
Harun Özdemir
Sayın Cengiz DEMİRCİ -2-
22.01.2017 5436 Okunma
1 Yorum 23.01.2017 21:39
Harun Özdemir
Bu terör değil; başka bir şey!
7.01.2017 5927 Okunma
1 Yorum 08.01.2017 01:12
Harun Özdemir
Bir ülkenin barış üretebilme kabiliyeti
2.01.2017 6787 Okunma
8 Yorum 07.01.2017 00:10
Harun Özdemir
Savruluyoruz!
14.06.2016 6385 Okunma
1 Yorum 15.06.2016 01:50
Harun Özdemir
Ahlâk-ı Hamîde mi dedin?!
29.04.2016 7760 Okunma
1 Yorum 30.04.2016 00:58
Harun Özdemir
Beytü'l Hikme ve Nizamiye Medreselerinin etkileri
21.04.2016 8610 Okunma
1 Yorum 22.04.2016 09:08
Harun Özdemir
Müslümandan Burjuva olur mu?!
19.04.2016 7246 Okunma
1 Yorum 19.04.2016 22:36
Harun Özdemir
Ya yenilik ya da çürüme!
14.03.2016 7523 Okunma
5 Yorum 17.03.2016 17:56
Harun Özdemir
Fetva ekonomisi
29.02.2016 7354 Okunma
1 Yorum 29.02.2016 20:58
Harun Özdemir
Karagülle İslâmcı mı?
22.02.2016 7732 Okunma
1 Yorum 22.02.2016 22:17
Harun Özdemir
Parlamento Dışı İslâmcı anayasa çalışmaları
18.02.2016 7545 Okunma
6 Yorum 20.02.2016 23:32
Harun Özdemir
Her şey çok farklı olabilirdi
16.01.2016 7137 Okunma
2 Yorum 21.01.2016 14:57
Harun Özdemir
Yeni İslam felsefesi mümkün mü
31.07.2012 5794 Okunma
9 Yorum 03.08.2012 09:08
Harun Özdemir
Zina, fuhuş ve azgınlık
13.07.2012 11157 Okunma
13 Yorum 20.07.2012 23:07
Harun Özdemir
Evlenme hakkı üzerine
11.07.2012 12009 Okunma
30 Yorum 18.07.2012 19:12
Harun Özdemir
Şahitlik üzerine
15.07.2012 6438 Okunma
4 Yorum 15.07.2012 14:41
Harun Özdemir
Tüketme Hakkı
30.06.2012 5902 Okunma
5 Yorum 08.07.2012 10:58
Harun Özdemir
"... ve hadîdi inzâl ettik..."
30.06.2012 6234 Okunma
3 Yorum 08.07.2012 10:24
Harun Özdemir
Yeni Anayasanın kapsamı ve öngörüsü
3.07.2012 5024 Okunma
3 Yorum 07.07.2012 01:50
Harun Özdemir
Biyolojik ata ve hukukî anne ve baba
4.07.2012 8261 Okunma
13 Yorum 06.07.2012 14:24
Harun Özdemir
Adem Tiflis'te insan oldu!
26.06.2012 10470 Okunma
17 Yorum 05.07.2012 21:40
Harun Özdemir
Yeni bir Anaysa mı yoksa yeni bir Teşkilât-ı Esas
30.06.2012 5876 Okunma
3 Yorum 01.07.2012 11:03
Harun Özdemir
Hilkatin Mebdei ve Adem
24.06.2012 6242 Okunma
5 Yorum 26.06.2012 04:29
Harun Özdemir
Sünnî İslâm ve Demokrasinin Geleceği
30.11.2015 6057 Okunma
Harun Özdemir
Umarım oyun içinde oyun yoktur
4.12.2015 6184 Okunma
Harun Özdemir
Ahlâksız İslâmcılık Olur mu?!
7.12.2015 5697 Okunma
Harun Özdemir
İlahiyat Fakülteleri kapatılmalı!
14.12.2015 5843 Okunma
Harun Özdemir
İslâmcılığın Sezai Karakoç aşaması
18.12.2015 7273 Okunma
Harun Özdemir
Alevî İslâmcılık mümkün mü?
22.12.2015 6607 Okunma
Harun Özdemir
Masonluk ve İslâmcılar
28.12.2015 6200 Okunma
Harun Özdemir
Mason olmanın dayanılmaz faydaları?!!!
1.01.2016 7289 Okunma
Harun Özdemir
İslâmcıların gelecek beklentisi
8.01.2016 6093 Okunma
Harun Özdemir
Gizli Servis İslâmı Loca İslamını Yendi mi?!
11.01.2016 6305 Okunma
Harun Özdemir
İslâmcıların ekonomiden ne anladıkladıklarına dair
26.02.2016 5762 Okunma
Harun Özdemir
Fıkıh Ekonomilerinin Teorisi
5.03.2016 6223 Okunma
Harun Özdemir
Seçim sizin; hangi İslâm?!
9.03.2016 5870 Okunma
Harun Özdemir
Dinimiz işleri; dinleri işimiz mi olmuş?!
13.03.2016 5817 Okunma
Harun Özdemir
Diyanet İşleri Başkanı Sayın Prof.Dr.Mehmet GÖRMEZ'e...
21.01.2016 5722 Okunma
Harun Özdemir
Ulemanın "İlm-i siyaset" ile imtihanı
25.01.2016 5841 Okunma
Harun Özdemir
Modern Kadın Müslüman mı?!
2.02.2016 5666 Okunma
Harun Özdemir
Fransız kadın Müslüman olur mu?
7.02.2016 5229 Okunma
Harun Özdemir
İslâmcıların Anayasa rüyası!
9.02.2016 6134 Okunma
Harun Özdemir
1921 Anayasasına İslâmcıların katkısı
13.02.2016 5720 Okunma
Harun Özdemir
Atatürk Anayasası, ABD Anayasasına nasıl yenildi?!
16.02.2016 5627 Okunma
Harun Özdemir
ÖSYM Başkanı Sayın Prof.Dr. Ömer DEMİR'e açık mektup
21.03.2016 6491 Okunma
Harun Özdemir
Kadına eziyet dini bir vecibe midir?!
23.03.2016 5840 Okunma
Harun Özdemir
Kıskançlık öldürücüdür!
28.03.2016 6741 Okunma
Harun Özdemir
İki kadını şahit yapmak!
4.04.2016 5473 Okunma
Harun Özdemir
Kur'an'ın şaşırttıkları!
8.04.2016 5261 Okunma
Harun Özdemir
İslâmcıların sanata bakışı üzerine
13.04.2016 6763 Okunma
Harun Özdemir
Bilim bizim neyimize!
25.04.2016 5577 Okunma
Harun Özdemir
Türkiye neden demokratikleşemez?!
7.01.2017 4108 Okunma
Harun Özdemir
Sayın Cengiz DEMİRCİ
8.01.2017 5236 Okunma
Harun Özdemir
Müslümanın özgürleşmesi mümkün mü?
16.01.2017 3932 Okunma
Harun Özdemir
Müslümanın Darwin'le imtihanı
6.02.2017 4788 Okunma
Harun Özdemir
Kim daha akıllı?!
10.02.2017 3865 Okunma
Harun Özdemir
Laiklik mi demokrasi mi?!
3.05.2016 5610 Okunma
Harun Özdemir
Modernleşmeye Müslümanların etkisi oldu mu?
8.05.2016 6024 Okunma
Harun Özdemir
Cumhuriyet ne kadar kalıcı?!
16.05.2016 5707 Okunma
Harun Özdemir
İslâmcı şehir olabilir mi?!
20.05.2016 4204 Okunma
Harun Özdemir
Alem-i İslâm'da özgürlük sorunu
28.05.2016 4219 Okunma
Harun Özdemir
Marjinal İslâmcıların özgürlük arayışı
30.05.2016 4223 Okunma
Harun Özdemir
Köylü İslâm marjinal İslâm'a karşı
3.06.2016 4028 Okunma
Harun Özdemir
Devlet neden açık hedef?
5.06.2016 4764 Okunma
Harun Özdemir
Bu ne yaman çelişki!
8.06.2016 4120 Okunma
Harun Özdemir
Batı gerçeği!
20.06.2016 4639 Okunma
Harun Özdemir
Doğu gerçeği!
23.06.2016 5190 Okunma
Harun Özdemir
Direnç eğitimi nedir?
27.06.2016 4463 Okunma
Harun Özdemir
İsyan günlerinde zekât!
8.07.2016 4332 Okunma
Harun Özdemir
Kur’an’ı anlama çabaları
8.07.2016 4372 Okunma
Harun Özdemir
Yaşar Nuri İslâmcılığı
17.07.2016 4405 Okunma
Harun Özdemir
Darbenin devamı var mı?
24.07.2016 5061 Okunma
Harun Özdemir
Adalet yönetimin temelidir.
25.07.2016 4391 Okunma
Harun Özdemir
Neden böyleyiz?!
9.08.2016 5125 Okunma
Harun Özdemir
Karanlık çağa doğru
9.08.2016 4808 Okunma
Harun Özdemir
Türkiye'nin Adil Düzen İhtimali -1-
19.12.2016 4505 Okunma
Harun Özdemir
Türkiye'nin Adil Düzen İhtimali-2-
21.12.2016 4750 Okunma
Harun Özdemir
Türkiye'nin Adil Düzen İhtimali-3- Son şansa zaman yok
27.12.2016 4026 Okunma
Harun Özdemir
Milli uzlaşma uluslararası kararlarla çelişirse
28.02.2017 3775 Okunma
Harun Özdemir
Darbeler önlenebilir mi?
3.03.2017 4092 Okunma
Harun Özdemir
Milli Mücadelede Yahudiler
7.03.2017 4310 Okunma
Harun Özdemir
Terörle bağlantılı seçmen sayısı
15.03.2017 3288 Okunma
Harun Özdemir
1'e karşı 27
27.03.2017 2951 Okunma
Harun Özdemir
Askerlik neden önemsiz olsun ki
10.04.2017 3042 Okunma
Harun Özdemir
Milli Bayramların konsepti değişebilir mi
26.05.2017 2544 Okunma
Harun Özdemir
Atatürk'e annesi üzerinden saldırmak
31.05.2017 2506 Okunma


© 2024 - Akevler