Özer Ataç
Sahtelik 1
7.01.2025
10 Okunma, 0 Yorum

S A H T E L İ K  (*)

 

 

 

Özü: Her şeyin aslı yokluktur. Somut olanların değişimi,  ister gelişim, isterse bozum yönünde  olsun;  varlığın çekirdeği yokluktur.   

 

*

 

“Sahtelik”,  neden bitmiyor; “asıl” olan ne; asıl ile sahtelik neden hep iç içe; biri bitince diğeri de bitecek mi?..

 

Dünyamıza “korku kafesi” diyen pek çok insan var; giriş serbest, fakat çıkışı yok. Gizli örgütler bu kuşatılmışlıktan esinlenmiş olmalı.

 

*

 

Milletlerin, devletlerin   birbirine ettikleri  zulümleri bitmiyor. Kendi türüne zalim olandan korkmamak mümkün mü? Bu zulmün  bitmemesinin sebebi pek çok görülse de  gücü/yetkiyi/vaziyeti eline geçirende  ortaya çıkışı  kalıtsal fırsatçılıktan olmalı. “Yılan kuyruğunu yutuyor.” Deyişi insan soyuna  etiket gibi.     

 

Kuyruğunu yutan betimlemesi siyasilerde daha çok görülür.  

“Mazlumun yanında”, “içimizden biri”, ..derken,

 yükseldiği  makamı bedenine dönüştürenler ne kadar çok.

Böyle başkalaşımlara düşen kişiler,   bildiğimiz o kişileri yutuyor.

 

 

Bu  “yutma”, reenkarnasyon literatüründe yaşanan çok özel  deneyimlere benziyor:

 

Ağır hastalık, travma ya da kaza geçiren kişilerin bedenleri iyileşmeden önce o bedende doğan ruh görevi bitip bedeni terk ediyor; iyileşip  yaşamı sürecek bedene yeni bir  ruh giriyor. Ölmeden beden değişimler  doğumsuz reenkarnasyon diye tanımlanıyor.

 

 

Bu tür travmatik olaylara  tanık  olanlar, hasta    iyileştikten sonra,  kişi hafıza kaybı yaşanmamakla beraber, belirgin karakter değişiminden söz ediyorlar.  Böyle kişiler önceden  yapamadığı bazı şeyleri yapması, istemediği şeylere,  düşkünlük  göstermesi gibi   tam bir karakter değişimine tanık oluyorlar.

 

 

Tanıdığım birkaç kişiden biliyorum: Beyin ameliyatı geçirip iyileşen kişi,  daha sonra  ameliyattan önceki kişiden çok farklı davranış ve tercihler gösteriyor. İyileşen kişi sanki farklı bir moda girmiş;  beyninin atıl duran devreleri açılmış gibi fikir ürettiklerine  tercihlerinde büyük değişiklikler göstermesine tanık olduk.  

 

 

Bu örnekte yaşayan bir bedeni “kullanan” ruhun, ömrünün her hangi bir döneminde girdiği  travma kavşağında, bedenini terk etmesi; aynı zamanda o  bedene Karma gereği yeni bir ruhun uyumlanması . Buna bir ömürde iki yaşam modeli de diyebiliriz.

 

 

Diğeri yaşamının belirli bir döneminde öncekine kıyaslanmayacak ölçüde  makam, mevki veya servete ulaşanlar için bu böyle bir akıl yetebilir miyiz?

 

 

Bu değişim  tabii ki ruhsal değil; fakat çağrıştırması etkili.  Böyle kişilerde  koşullar el vermediği için  bilinç altına bastırılan “asıl”  karakterin koşullar elverdiğinde,  yüzeye çıkıp   hakimiyeti ele geçirmesinden söz ediyorum.

 

Nefsin/benliğin katmanları bitmez.”  demiş,  bilgeler.

 

 

“Konu somuttan, soyuta yani psikolojiye giriyor,” dense de konu, aynı temanın farklı etabında;  devam ediyorum:

 

Hani emperyalizmin meşhur yöntemi var:

 “sömüreceklerini böl ve yönet i!”  

 

 

İnsanlık bu “işi”  çok eskiden beri “bilim” hatta “iş bölümü” olarak kullanıyor. İşte bu yüzden “uzmanlar”  konumlandıkları yerlerde dukalık kurabiliyor. Yakın zamandan iyi bilinir; vesayetçiler.

 

 

Her kamusal hizmetin bürokrasi ayağı olduğuna göre; toplumun bu işleri yapacak eğitime erişemeyişi ve kamusal işlerin dolaysız, basit, her kes tarafından görülecek düzeye indirgenmediği için vesayetçi fırsatçılar  olacaktır.  

 

 

Sanırım, bilimde uzmanlık ayrılığını;  üretimde  iş bölümü kolaylığını; bu iki “zorunlu” zıtlığı,  yakın gelecekte Yapay Zeka devrimi çözecek.

 

 

 

Yeri gelmişken bir semptomik tutumu da anmadan geçmeyelim.  

 

Yine tüm mesleklerin dışı ve “kapsayıcısı” olan siyasilerden örnek verelim:

 

Biri şöyle der: “Dün dündür.”

Diğeri ,” Ben yıllardır aynı  çizgideyim;”

öteki, “ Ne dediysem o:..”

karşıdaki, “ konjonktürel…”

….

 

Tanıdık değil mi; ne çoklar.

Ayrıca hepimizi temsil ediyorlar.

 

Sonra, “yok efendim, oportünist”/gün oğlu”;

yok efendim, akşam başka, sabah başka.”;

ya da “onların ipiyle kuyuya inilmez!.”

 

Bütün devletlerin yönetiminde varlar.

Ender olarak, böyle “rotasyonları” öngörenler,  topluma “olasılık” ta olsa  açıklar.

İyiniyetli olanlar  daha özgecidir; öngörülmeyen  “rotasyonlar” gerçekleştiğinde, bunu verilmiş sözden dönme ya da tek taraflı güven kırılması  olarak görüp,  görevini bırakır.

 

 

Kur’an’da “gizlenmiş” isimi  sure var; hemen onu hatırladım.

Yetmiş dördüncü sure,  El-Müddesir :

 

1.Ey gizlenmiş /sır olan.

2. Ortaya çık ve uyar.

3.Rabbini (vicdani gelişim ve paylaşım sistemi) çokça öv.

4.Giysini (biçim takıntısı) arındır.

5.Yanlış (somut ile çelişen) olanı terk et.

6.Nasibin( emeğin ile  vicdani paylaşımdan payına düşen) ile tatmin ol.

Güncel yorumu: Tanrının sonsuz bilgeliği, 19 temelli matematiksel mucizeyi anlatıyor.

 

 

11.Bir birey olarak yarattığım kişiye bırak, Ben ilgileneyim:

12.Onu bol miktarda parayla ( makam vs) donattım.

13.Ve gözünün önünde olsun diye evlatlarla.

14.Onun için her şeyi kolaylaştırdım.

 

 

15.Yine de daha fazlasına tamahkar(göz koyar).

16.İnatla bu kanıtları kabul etmeyi ret etti.

17.Onu artan bir şekilde cezalandıracağım.

18.Çünkü, düşünüp taşındı, sonra karar verdi.

19.Verdiği karar berbat.

20. Kararı gerçekten berbat!..

 

21. Baktı;

22.Suratını astı , mızmızlandı.

23.Ardından kibirli şekilde sırt çevirdi.

24. dediği: “Bu sadece aldatmaca !.”

25.”Bu insan yapımı.”

 

26.Onu azaba çarptıracağım.

27.Ne azap ama !?

28.Eksiksiz ve kapsamlı.

29.Tüm insanlar için gün gibi ortada…

 

*

 

Matematikte  sıfırdan dokuza kadar on rakam var. Bu rakamlara işlev veren 63 işaret ile toplam, 73  birim işaret var. (1)

 

Türkçe harf sayısı 29; Arapça 29, Farsça 35,  İngilizce 26, Almanca 30.

 

 

Tartışmalı olmakla beraber sözlüklerde  Almanca kelime sayısı, 135 bin; İngilizce,500  bin; Fransızca 100 bin, Çince 86 bin, Rusça 150 bin, Japonca 500 bin ; Osmanlıca, 60 bin; Arapça 10 bin kök, 200 bin farklı kelime. Türkçe’de Asyagiller dahil  600 bin civarında kayda alınmış.

 

 

Konuşmaya gelince günlük koşullar ve ihtiyaçlar kapsamında  farklı verilerde ortalama İngilizce 12 bin ; Almanca 9 bin, ; Arapça  beş bin  , Türkler üç bin kullanıldığı kayda geçmiş.

 

Bunları insanlığı neyin birleştireceğini açıklamak için aktarmaya  çalıştım.

 

İnsanlık her zaman  matematiğin hakemliğine muhtaç.  Çünkü matematikte yorum farkı minimal düzeyde.

 

Dillerin, kültürlerin sözcük ve anlamların dünyası insanlığı labirent ilişkilere mecbur ediyor.

 

 

Dillerin hem ayrı, hem de ayrılığın kaynağı olması,  ilginç ötesi  durum değil mi?.

 

 

Oysa  insanlık, medeniyeti dillere emanet etmemiş miydi !?  

Tarih tanıktır; yer yüzünde çoğu olumsuzluk dillere sözcüklere dayanır.

 

 

Batıda okumuş bazı aydınlarımız, “ İngilizler şu kadar fazla  kelimeyle Türkler şu kadar az kelimeyle konuşuyor,” diye rakamsal uçurumların, medeni uçuruma sebep olduğundan söz ediyor.

 

 

Bu sözler,  ilk bakışta  “doğru” görülse de işin aslı; günlük yaşamda, kullanılan kelimelerin çokluğu ya da  azlığı  vatandaşın bağlı olduğu ülke yönetiminin liyakat karnesi olmasıdır. Vatandaşa  ülkesinin  sağladığı  yaşam koşulları ve o koşulların  zihinsel soyutlama konforu  günlük iletişimde sözcük sayısını belirliyor.    

 

 

Fakat değinmek istediğim nokta  dil, sözcük, anlam  labirentlerinin uzunluğu kısalığı değildi.  Sezgi gibi matematiğin de  küresel vicdani barışa ulaşmamız için doğanın açık kaynak olarak  kullanımımıza  sunmasıydı.

 

Açıklamalar :

 

(*) Sahte: Farsça saxte,”yapılmış, mamul, düzme”. Saxtan; “yapmak , uydurmak, imal etmek, düzdürmek”.

Sihir: Arapça, shr kökünden “büyü, dolanımcı,telkinsel görüngü, metafizik dolanım.”

Asıl: Arapça,?şl kökünden aşl , “bitki kökü”; (mecazi)soy,ilke, temel/esas”.Aşila: “köklendi; soylu idi”.

Bu tarifler “asıl” ve “sahte” bağını ortaya koyuyor. Kök, “asıl”; dallar “sahte”; ya yapraklar, ya meyvelere  ne diyeceğiz?!   Görüldüğü üzere günlük kullanımımıza uygun düşmüyor. Demek ki “sorun, dillerin ayrılığı anlamların tutarsızlığında”, diyebiliyoruz.  

 

  1. Matematiğin alfabesi: 10 adet sayı,  16 Kuramsal sayı, 20 küme,  6 Trigometrik fonksiyon, 13 matematiksel aralık, 8 Arimetik işlem : 73

 

 

 






Son Eklenen Makaleler
Reşat Nuri Erol
Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun - 6
8.01.2025 332 Okunma
1 Yorum 08.01.2025 11:36
Özer Ataç
Sahtelik 1
7.01.2025 10 Okunma
Reşat Nuri Erol
Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun - 6
7.01.2025 452 Okunma
1 Yorum 07.01.2025 08:50
Reşat Nuri Erol
Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun - 5
6.01.2025 495 Okunma
1 Yorum 06.01.2025 09:20
Reşat Nuri Erol
Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun - 4
5.01.2025 468 Okunma
1 Yorum 05.01.2025 09:07
Reşat Nuri Erol
Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun - 3
4.01.2025 421 Okunma
Reşat Nuri Erol
Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun - 2
3.01.2025 376 Okunma
1 Yorum 03.01.2025 08:30
Bahaeddin Sağlam
Logos (evrendeki mantık ve bilim) ile Diriliş
2.01.2025 37 Okunma
Reşat Nuri Erol
Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun…
2.01.2025 428 Okunma
1 Yorum 02.01.2025 09:31
Reşat Nuri Erol
‘Ya Rab, bu uğursuz gecenin yok mu sabahı?’-9
1.01.2025 427 Okunma
1 Yorum 01.01.2025 11:01
Reşat Nuri Erol
‘Ya Rab, bu uğursuz gecenin yok mu sabahı?’-8
31.12.2024 472 Okunma
1 Yorum 31.12.2024 07:44
Reşat Nuri Erol
‘Ya Rab, bu uğursuz gecenin yok mu sabahı?’-7
30.12.2024 391 Okunma
1 Yorum 30.12.2024 09:50
Reşat Nuri Erol
‘Ya Rab, bu uğursuz gecenin yok mu sabahı?’-5
29.12.2024 428 Okunma
Reşat Nuri Erol
‘Ya Rab, bu uğursuz gecenin yok mu sabahı?’-6
29.12.2024 420 Okunma
1 Yorum 29.12.2024 10:15
Reşat Nuri Erol
‘Ya Rab, bu uğursuz gecenin yok mu sabahı?’-4
26.12.2024 388 Okunma
1 Yorum 26.12.2024 08:15
Reşat Nuri Erol
‘Ya Rab, bu uğursuz gecenin yok mu sabahı?’-3
25.12.2024 402 Okunma
1 Yorum 25.12.2024 10:44
Reşat Nuri Erol
‘Ya Rab, bu uğursuz gecenin yok mu sabahı?’-2
24.12.2024 486 Okunma
1 Yorum 24.12.2024 08:32
Özer Ataç
Makroda Bütünsellik, Mikroda Küreselleşme
23.12.2024 690 Okunma
Reşat Nuri Erol
‘Ya Rab bu uğursuz gecenin yok mu sabahı?’
23.12.2024 414 Okunma
1 Yorum 23.12.2024 08:48
Reşat Nuri Erol
Son yaklaştı, İsrail ve yandaşlarının sonu geldi-3
22.12.2024 409 Okunma
1 Yorum 22.12.2024 09:59
Reşat Nuri Erol
Son yaklaştı, İsrail ve yandaşlarının sonu geldi-2
21.12.2024 405 Okunma
1 Yorum 21.12.2024 10:10
Hikmet Güveloğlu
PKK LAĞVEDİLECEK LAKİN HUZUR GELMEYECEK
20.12.2024 57 Okunma
Reşat Nuri Erol
Son yaklaştı, İsrail ve yandaşlarının sonu geldi-1
20.12.2024 441 Okunma
1 Yorum 20.12.2024 08:58
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen’i çocuklara ve gençlere anlatmak - 4
19.12.2024 415 Okunma
1 Yorum 19.12.2024 09:11
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen’i çocuklara ve gençlere anlatmak - 3
18.12.2024 430 Okunma
1 Yorum 18.12.2024 09:14
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen’i çocuklara ve gençlere anlatmak - 2
17.12.2024 533 Okunma
3 Yorum 17.12.2024 09:55
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen’i çocuklara ve gençlere anlatmak…
16.12.2024 481 Okunma
1 Yorum 16.12.2024 10:49
Reşat Nuri Erol
İnsan, aile, komşu ve Suriye’de bir Adil Düzen-2
15.12.2024 558 Okunma
1 Yorum 15.12.2024 12:49
Reşat Nuri Erol
İnsan, aile, komşu ve Suriye’de bir Adil Düzen-1
14.12.2024 618 Okunma
1 Yorum 14.12.2024 10:22
Reşat Nuri Erol
Lokman (9) ‘Aldatıcı sizi Allah’la aldatmasın…’
13.12.2024 538 Okunma
1 Yorum 13.12.2024 15:30
Yasin Kılar (Karar Danışmanı - Mentor)
HÜZÜN EĞİTİMİ
12.12.2024 87 Okunma
Reşat Nuri Erol
Lokman (8) ‘Kesinlikle Allah’ın vaadi gerçektir’
12.12.2024 507 Okunma
1 Yorum 12.12.2024 10:44
Reşat Nuri Erol
Lokman (7) ‘Ey insanlar, Rabbinize ittika edin’
11.12.2024 445 Okunma
1 Yorum 11.12.2024 09:16
Hikmet Güveloğlu
Amerikalılar Değil Ruslar Çekilecek Suriye'den 2018
10.12.2024 111 Okunma
Reşat Nuri Erol
Lokman (6) ‘Ey insanlar, Rabbinize ittika edin’
10.12.2024 514 Okunma
1 Yorum 10.12.2024 08:18
Özer Ataç
Negatif Hiyerarşi
9.12.2024 2311 Okunma
Reşat Nuri Erol
Lokman (5) ‘Ve mâ tedrî nefsun bi-eyyi ardin temût’
9.12.2024 572 Okunma
1 Yorum 09.12.2024 08:44
Reşat Nuri Erol
Lokman (4) ‘Ve mâ tedrî nefsun mâżâ teksibu ġaden’
8.12.2024 548 Okunma
1 Yorum 08.12.2024 08:56
Reşat Nuri Erol
Lokman (3) ‘Ve mâ tedrî nefsun mâżâ teksibu ġaden’
7.12.2024 579 Okunma
1 Yorum 07.12.2024 06:15
Reşat Nuri Erol
Lokman Suresi-2; “Allah bilicidir, haberdardır”
6.12.2024 640 Okunma
1 Yorum 06.12.2024 08:36
Reşat Nuri Erol
Lokman Suresi-1; “Allah bilicidir, haberdardır”
5.12.2024 605 Okunma
1 Yorum 05.12.2024 08:28
Reşat Nuri Erol
Allah seni cennetine davet ediyor; gelir misin?-2
4.12.2024 593 Okunma
1 Yorum 04.12.2024 08:48
Mete Firidin
Hanif Kelimesi
3.12.2024 238 Okunma
Reşat Nuri Erol
Allah seni cennetine davet ediyor; gelir misin?-1
2.12.2024 584 Okunma
1 Yorum 02.12.2024 08:51
Reşat Nuri Erol
Yeni anayasa, yeni sistem, yeni medeniyet…-24
1.12.2024 507 Okunma
1 Yorum 01.12.2024 12:53
Reşat Nuri Erol
Yeni anayasa, yeni sistem, yeni medeniyet…-23
30.11.2024 549 Okunma
1 Yorum 30.11.2024 10:45
Reşat Nuri Erol
Yeni anayasa, yeni sistem, yeni medeniyet…-22
29.11.2024 518 Okunma
1 Yorum 29.11.2024 11:36
Reşat Nuri Erol
Yeni anayasa, yeni sistem, yeni medeniyet…-21
28.11.2024 556 Okunma
1 Yorum 28.11.2024 09:29
Özer Ataç
5 Işık İhtar Etti...
25.11.2024 1509 Okunma
Reşat Nuri Erol
Yeni anayasa, yeni sistem, yeni medeniyet…-20
25.11.2024 536 Okunma
1 Yorum 25.11.2024 10:00


© 2025 - Akevler