Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun-30
Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam…
‘Adil Dünya Barış Düzeni’ aşısından ‘Türkiye, Afro-Avrasya bölgesi ve bütün dünya’ konusuna bakalım; buna Nedret Ersanel’in 01.02.2025 tarihli “‘Haritada çok küçük duran’ ülke…” başlıklı yazısı vesile oldu… Yazının giriş bölümü ile başlayalım…
“Dünyanın kalbi olan Afro-Avrasya bölgesinin yükselen yıldızı Türkiye’dir”…/ Bu büyük çember…/ Cumhurbaşkanı’nın TBMM’deki son grup toplantısında Türkiye’yi oturttuğu yer, ileri hedeflerimizi ve mevcut eylemlerimizin bir kısmını anlatıyor…/ Bir alt/iç çemberi Türk Devletleri Teşkilatı. Bunun da küçüğü var; Türkiye-Azerbaycan-Özbekistan üçlüsü.
Böylece, iç-içe üç çember; Afro-Avrasya, TDT ve bu üç ülke olarak zikredilmiş oldu. Haritalar, “Orta Yol veya Orta Koridor” olarak bilinen, Çin-İngiltere, Doğu-Batı ana bağlantısının üzerine oturuyor…/ Dikkat edilirse, hangi çemberi çevirirsek çevirelim tamamı “Doğu” mahrecini taşıyor. Hakan Fidan; “Sınamalar, Asya ile Avrupa arasındaki ticarette Orta Asya’nın, Hazar Denizi’nin, Kafkasya’nın ve Türkiye’nin, yani Orta Koridor’un en güvenilir en ekonomik güzergâhı sunduğunu ortaya koymuştur”…/ Tarifin, “beş deniz” olarak başlıklandırılan, Hazar-Karadeniz-Akdeniz-Kızıldeniz-Basra havzalarını tek miğfere bağladığını sayısız paylaşmıştık. Doğal olarak ‘jeopolitik gerçeklikleri’ de bünyesinde barındırıyor. Yani, fırsatları denli zorlukları da hacmi kadar…”
Yazının devamında Gürcistan-Ermenistan dengeleri, Irak-Türkiye ‘Kalkınma Yolu Projesi’, YPG/PKK sorunu, Suriye’deki değişim, İsrail-Filistin krizi, ABD, İngiltere, İran, Fransa ve Almanya, Körfez, Suudi Arabistan, Katar, Kıbrıs, Lübnan ve elbette Trump var…
***
‘İlim/iyilik’ olarak ‘Faizsiz Adil Ekonomik Düzen’ akademik çalışmasına devam…
ADİL Ekonomİk Düzen-4
“İslam’ın kazanç prensibinde hakka dayanan yönlendirici ve teşvik edici bir unsur olan kâra izin varken faize yer yoktur. “Allah alışverişi helal, faizi ise haram kılmıştır.” (Ayet) Ayrıca, para üzerinden doğrudan para kazanmak İslam’da uygun görülmez. Oysa kapitalist sistem, esas olarak faize dayanmaktadır. Faiz, adaletsizliktir ve haksız kazanca yol açar. Kapitalist sistemde bankaya yatırılan para, herhangi bir üretim yapılmadan ve emek harcamadan kazanç sağlar. Bu durumda, ya para enflasyon oluşturacak şekilde artırılır ya da üretim yapan bir başka kişinin hakkı gasp edilerek haksız bir tüketim hakkı sunulur.
Zekât, İslam'da toplum içinde gelir dağılımında dengeyi korumaya yönelik kurumların en önemli olanlarından biridir. Kur’ân-ı Kerîmde zekât bazı ayetlerde açıkça bir yükümlülük olarak ifade edilirken, bazı ayetlerde ise paylaşmanın erdemi vurgulanarak dolaylı olarak teşvik edilir. Zekâtın doğrudan emredildiği ayetlerde, zekât genellikle namazla birlikte anılmıştır. Bu ayetlerin çoğunda, namazı kılın ve zekâtı verin emri ahiretin varlığına bağlı bir sorumluluk olarak sunulmuştur. Kur’ân servetin toplumun bir kısmında toplanmasına karşıdır. Beni Nadir Yahudilerinden kalan malların paylaşımını anlatan ayet bunun örneklerinden biridir. “Allah’ın (başka) beldeler halkından alıp resulüne ‘fey’ olarak verdikleri, Allah’a, peygambere, yakınlara, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışlara aittir; servet içinizden sadece zenginler arasında dönüp dolaşan bir şey olmasın diye böyle hükmedilmiştir. Peygamber size ne vermişse onu alın ve size neyi yasaklamışsa ondan kaçının. Allah’a karşı saygısızlık etmekten sakının. Kuşkusuz Allah cezalandırmada çok çetindir.” Âyeti kerimede “malların yalnızca zenginler arasında dolaşan bir servet olmaması” düşüncesi Kur’ân’ın temel gayelerinden birini toplumdaki gelir dağılımının adil olması gerektiğini ortaya koymaktadır. Malların dağıtılacağı gruplar arasında yoksulların, yetimlerin, yolda kalmışların anılması, toplumun dezavantajlı kesimlerine maddi destek sağlanarak sosyal adaletin güçlenmesine katkıda bulunur. Zekâtın temel amacı, zenginin malından bir kısmını vermesi ve bu malların mülkiyetinin başkalarına devredilmesidir. Bu uygulama, sermaye ve servetin zenginlerin elinde toplanmasını engelleyerek toplumda daha adil bir gelir dağılımını destekler.”