Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun-11
Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam…
Sen Adİl Düzen kuracak mısın?
“Sen Adil Bir Düzen kuracak mısın? Adil Düzen’den haberin var mı? Yok! O zaman hiçbir şey yapamazsın…” sözleri ile başlayan meşhur Prof. Dr. Necmettin Erbakan videosunda anlatılan ‘Adil Düzen merkezli iyilikleri’ yapmayı düşünmek ve yapmak…
- Bugünkü ana konumuzun girizgâhı bu olsun, bunu düşünüp yapalım…
- Gece Erbakan Hocamızın bu ve benzeri videolarını rüyamda gördüm…
- Sabah namazı sonrasında da bu rüyanın etkisiyle yazmaya başlıyorum…
- Evet, ‘Sen Adil Bir Düzen kuracak mısın? Adil Düzen’den haberin var mı?’
Bu zalİm düzenİ Adİl Düzen İle değİştİrecek mİsİn?
Erbakan Hocayı dinlemeye devam…
“Bu (zalim) düzeni ‘Adil Düzen’ ile değiştirecek misin? Yeni bir dünya (Adil Dünya Düzeni) kuracak mısın? Bugünkü sömürü dünyası (sömürü dünya düzeni) içerisinde hiçbir şey yapamazsın. Bütün dünyayı değiştirmeye mecbursun ve maneviyatçı olmaya mecbursun. Sende maneviyat boyutu yok, sen hiçbir şey yapamazsın. (..) Bir sürü batıl parti şöyle yapacakmış böyle yapacakmış (..) Hadi ordan be hadi ordan! Hiçbiriniz hiçbir şey yapamazsınız. Niye yapamazsınız? Çünkü bu işin ölçüsü var… Sen maneviyatçı mısın? Hayır! Öyleyse beş para etmezsin. Sen Adil Düzenci misin? Hayır! Öyleyse beş para etmezsin. Sen yeni bir dünya (Adil Dünya Düzeni) kuracak mısın? Hayır! Beş para etmezsin. Senin konuştukların dinlenmez. (… …) Bunları dilemeyin. (... …) Hepsi boş. Hepsi horoz dövüşü. Hepsi Siyonizmin oyunu. Bu milleti uyutmak için yapılan narkozlamanın birer parçası.” https://www.youtube.com/watch?v=E5lCs1-gs0s
***
‘İyilik’ olarak ‘Faizsiz Adil Ekonomik Düzen’ akademik çalışmasına devam…
Karz-ı Hasen’İn Tanımı
‘‘‘Karz’’ sözlükte ‘‘ödünç vermek, kesip koparmak, karşılık vermek’’ anlamlarına gelir. Terim olarak geri ödenmek üzere birine para, mal, eşya gibi şeyleri ödünç veya borç verme faaliyetini ifade eder. Bu kavram, borç veren kişinin malından bir kısmını ayırıp borç isteyene vermesini ve borç alanın da aldığı malın aynısını veya bir benzerini borç veren kişiye geri vermesini sürecini kapsar. Borç vermeye ‘‘karz’’ denildiği gibi, borç olarak verilen şeye de denir. Elmalılı M. Hamdi Yazır karz terimini ‘‘İbtidaen âriyet, intihaen bey-i sarf olan muamele’’ diye tanımlamıştır. Bu tanıma göre, karzın başlangıcında bir malı ödünç verme söz konusu iken, süreç sonunda borç alanın bir fayda gördükten sonra o malı geri vermesi gereklidir.
‘‘Ödünç’’ ve ‘‘borç’’ anlamına gelen “karz”, Arapça kökenli bir sözcüktür. Arapça kökenli bir kelime olan ve güzel anlamına gelen “hasen”, ‘‘hüsn’’ sözcüğünden türemiştir. Bu iki sözcüğün sıfat tamlaması oluşturmasıyla “karz-ı hasen” ifadesi, İslam dininde toplumsal bir faaliyetin ismi olmuştur. Karz, ‘‘ödünç verilen mal’’, istikrâz, ‘‘ödünç istemek veya ödünç almak’’, iktiraz ‘‘ödünç almak’’, ikraz, ‘‘ödünç vermek’’, mukriz, ‘‘ödünç veren’’, mustakriz, ‘‘ödünç isteyen veya ödünç alan’’ demektir. Görüldüğü gibi karz sözcüğü türeyerek bu faaliyetin her alanına terim üretmiştir.
Kur’ân-ı Kerîm’de karz kavramı on üç yerde geçmektedir. Kehf sûresinde bir yeri çaprazından dolaşıp gitmek anlamında kullanılırken diğer yerlerde borç vermek anlamında yer almıştır. Kur’ân-ı Kerîm’de mecaz olarak Allah’a güzel bir şekilde borç vermek anlamına gelen ayetler ‘‘karz-ı hasen’’ ismiyle toplumsal bir ibadete karşılık gelmektedir. Zekât ve peygamberlere destek olma ibadetlerini içine alan bir karz ayetinde; insanlara imanı ve ibadetlerin yanı sıra maddi ve manevi iyilikler yapmalarını öğütlüyor. Allah rızası için yapılan her iyiliğin karşılığını kendisinin vereceğini bildiriyor. İman edenlere bireysel ve toplumsal sorumluluklarını hatırlatıyor. Hitabına uyanları cennetiyle müjdeliyor. Ve başka ayetlerde karz; zekât, hayır, infak ve sadaka ibadetleriyle ilişkilendirilmiştir.’ (Devamı var)