Bu yazıdan maksadımız, kesinlikle bir şahsı irdelemek değildir. Bu yazıdan asıl maksadımız; Ne kadar kalitesizlik, ne kadar ciddiyetsizlik ve en önemlisi de ne kadar gereksizlik vasfını üzerinde taşıyan insanlara tolerans tanınıyor, gündem de tutuluyor, köşelerde ve ekranlarda yer veriliyor, dinleniyor, itibar ediliyor meselesidir…
“Bir toplumda, söz dinlemesi gerekenler laf etmeye başlamışsa şayet; O toplumun, uğramakta olduğu vahim dejenerasyon sürecinde, sahip olduğu olmazsa olmaz olumlu vasıflarından biri daha yok olmuş demektir..."
Şimdi siz değerli dostlar ile birlikte; Az da olsa yazılarını çok beğendiğim, işinin ehli köşe yazarlarının da yazı yazdığı bir gazetenin, bir köşe yazarının bir köşe yazısının bir paragrafına bakalım isterim;
“ Amerikalıların İnce’yi 3. defa aradığını öğrendim. Kaynağımı açıklamayacağım. Kendisi FETÖ içinde pişmanlık duyanlardan birisi ama hala içlerinde gözüküyor. Fetullah Gülen’in en yakın halkasından, hani o “dar daire” denilen 8-10 kişiden biri. Açıklarsam ona zarar verirler. Hatta 24 Haziran’dan sonra bile açıklayamam. Zira daha sonra da önemli bilgileri aktarmak için isminin saklı kalması gerekiyor. Konumu çok kritik...Hem İnce’ye muhatap olanların güvenini kazanmış, hem de F. Gülen’in…” Hüseyin Gülerce/Star Gazetesi/ (07/06/2018)
Şu yazıya bakın Allah aşkına…!!! Hangi cümlesinden tutsanız elinizde kalacak bir köşe yazısı öyle değil mi..? Ne demiş Hüseyin Gülerce:
“Amerikalıların (Muharrem) İnce’yi 3. defa aradığını öğrendim. Kaynağımı açıklamayacağım. Kendisi FETÖ içinde pişmanlık duyanlardan birisi ama hala içlerinde gözüküyor.” Şaka gibi yahu..! Yani Hüseyin Gülerce; “En büyük vasfı yalan ve yüzsüzlük olan eli kanlı terör örgütü Fetö mensubu bir teröriste kefilim, iyi uşaktır..” demeye getiriyor…Acaba! yakın zamanda Fetö’ye çok yakın bir terörist günah çıkarıp teslim olacakta Hüseyin Gülerce şimdiden onun alt yapısını mı hazırlıyor..? diye ısrarla sormak lazım bay Hüseyin Gülerce’ye
“Açıklarsam ona zarar verirler. Hatta 24 Haziran’dan sonra bile açıklayamam. Zira daha sonra da önemli bilgileri aktarmak için isminin saklı kalması gerekiyor. Konumu çok kritik…” Bu satırları okuyunca ilk aklıma Sir Arthur Conan Doyle tarafından oluşturulan Britanyalı hayalî dedektif kahraman Sherlock Holmes geldi. “Ses çıkarmayın, aman aman kimsecikler duymasın..!!! Dedektifimiz Hüseyin Holmes çok gizli bir görevle ABD/Pensilvanya'da bulunan Fetö terör örgütünün merkez karargahına sızmış durumdadır..!? ”
Dedektif Hüseyin Holmes paragrafı şöyle bitiriyor; “Hem (Muharrem) İnce’ye muhatap olanların güvenini kazanmış, hem de F. Gülen’in…” Yemin olsun, CHP’nin Başkan adayı Muharrem İnce değil de başka bir zat olsaydı da o şahsın ismi İnce’nin yerinde olacaktı, bu kadar net biliyorum. (Not; Ben, Muharrem İnce'ye oy vermeyeceğim..)
Şimdi, Hüseyin Holmes ile ilişik birkaç soru sıralayalım;
-Hüseyin Holmes, nasıl oluyor da ayrıldım dediği terör örgütü mensubu teröristler ile bu kadar yakın, bu kadar sıcak ilişkilerini devam ettirebiliyor?
-Yoksa, Hüseyin Holmes=MİT mi? Değil. Çünkü, Hüseyin Holmes MİT olsaydı asla böyle bir yazı yazmazdı…
-Sadece gazeteci olarak, terör örgütü gazetesi olan Zaman Gazetesi'nde yaklaşık 25 yıl kadar yazı yazan, adeta eli kanlı Fetö terör örgütünün sözcülüğünü ve ağabeyliğini yapan Hüseyin Holmes, Fetö’den acaba pişman olup da mı ayrıldı? Yoksa Fetö elebaşısı; “Hüseyin, kimseye çaktırmadan sen bizden ayrıl, orada devam et mi? ” dedi.
Şüphelenmek hakkımızdır diye düşünüyorum. Neden? Çünkü; Fetöcülerin kirli hedeflerine ulaşabilmek için söyleyemeyecekleri yalan, tertipleyemeyecekleri hile ve desise, giremeyecekleri bir kılıf yoktur da ondan. Aynı Yahudi mantığında olduğu gibi; “Hedefe götürecek her yol mûbahtır..”
Oy.
Hani diyor ya türküde; “Sona saklanırmış sözün incesi..”
Aslında böyle bir Fetöcü masal karakteri hiç yokta, Dedektif Hüseyin Holmes dikkat çekebilmek ve cazibesini devam ettirilebilmek adına kuyruklu yalanlar mı uyduruyor...???...Yazı Bitti. Bin selam.
((( Merak; Hüseyin Gülerce, sahip olduğu çok çok derin bilgiler nedeni ile hakiki dedektiflerce sorguya çekilecek mi..? Bunu da hep birlikte yaşayıp göreceğiz...)))
saymayansayilmaz@gmail.com @hikmetguvel