Keşke bir imkan olsa da bu kısa ve net makaleyi bölgedeki bütün etnik grup, aşiret ve halkların ileri gelenleri okuyabilseler. Yazımızı iki nüsha yapıp, katlayıp sonra da iki ayrı şişeye koyup, Dicle ve Fırat'a bırakıyorum. İnşallah, tez zamanda menziline varır..!
Bu coğrafyada ikamet edenler... ister Kürt olsun, İste Arap olsun, etnik kökeni, mezhebi ne olursa olsun hiç farketmez; Türkiye'nin dostluğu ve işbirliği haricinde önlerine sunulan alternatif bütün plan ve stratejilerin hepsinde bir hinlik, bir fesatlık/bir ihanet olduğunu akıllarından çıkarmamaları gerekiyor.
Bu teklifi ABD, AB Ülkeleri, Rusya, İsrail, İran vs. kim getirirse getirsin, bu coğrafya için kesinlikle iyi bir niyet taşımıyordur. Anlatabiliyor muyum?
"Bir musibet, bin nasihatten evladır..” demiş atalarımız.
Amerika Birleşik Devletlerinin; YPG, YPJ adı her ne halt ise bölge insanını an itibari ile oyuna getirdiğini terör örgütlerinin kendisi de bizatihi en acı ve hayal kırıklığı ile yaşayarak görmüştür. Ve görmeye de devam edeceklerdir. ABD bu coğrafyada ki etnik unsurları, kullanılıp atılan bir peçete gibi görmektedir.
Hemen, şimdi, hiç vakit kaybetmeden...!!!
Bölgedeki silahlı unsurların usulca silahlarını yere bırakıp, teslim olmaları ve kuvvetli bir tövbe etmeleri gerekmektedir. Hemen burunlarının dibinde yaklaşık dört milyon civarı Suriyeli mazluma mülteciye bakan Türkiye Cumhuriyeti Devletinin her daim iyilikten ve merhametten yana olduğunu ve ancak biz Türkiye ile işbirliği ve barış içinde yaşarsak bu coğrafyaya, bölgeye huzur geleceğini çok hızlı bir şekilde idrak etmeleri şarttır...Bunlar Terör Örgütleri ve diğer yerel unsurların payına düşendir...
Şimdi, Türkiye olarak acı, tatlı lakin hakikat olarak bizim payımıza düşenler nelerdir? Kısaca onlara bakalım…
Ülke olarak en başta şu realiteyi kesinlikle gözardı etmeyelim; "Topraklarımıza gelen füze vs tehditler ve son “Antep canlı bomba olayı” sebebi ile Suriye'ye mecburiyetten girmemizle, Afrin’e müdahalemiz birbirinden bağımsız olaylar, hamleler değildir, bilakis aynı şeylerdir.."
Türkiye Cumhuriyeti Devleti için anlık bir fayda uğruna yapılan bir operasyon, 5/10 yıl sonra batılılar için bir faydaya ve maalesef ki Türkiye için bir zarara dönüşebilir. Bunlar bir ihtimaldir.
Batılı hangi planı yaparsa yapsın tabi ki de Devletimiz, bekası ve güvenliği için gördüğü tehdidi bertaraf etmek için hücum edecektir. Zaten batılılarda bu realitenin üzerinden plan, program yapıyorlar ve zorunda bırakacak ortamı hazırlıyorlar.
Türkiye olarak, şu an için biz yalnızca batılı alçakların yaptığı hamlelere karşılık veriyoruz. Hoşumuza gitmese de şöyle bir realite vardır; İlk hamleyi hep onlar yapıyor, olayları hep onlar yönlendiriyor sonrasın da ülke olarak biz, bize zararı dokunacak olan hamlelere müdahale ediyoruz etmeye gayret gösteriyoruz.
Sonuç olarak;
Aslan Mehmetçik işini layıkıyla, canla başla yapıyor zaten. Bizlerinde bu operasyonun ortası ve sonunda olması muhtemel gelişmeleri değerlendirmemiz mantıklı olandır. Bu operasyon sonucunda, bizim ve gavurun payına düşecek olan fayda ve zararlar nelerdir? sorusuna aklımızı yormamız gerekmektedir.
Konu çok sıcak ve hassastır.Yanlış anlamalara meal vermesin düşüncesi ile sözü fazla uzatmayacağım. Mutlaka canımız yanacak, insanımız ölecek, şehit düşecek ve yaralanacak. Gayrı ok yaydan çıkmıştır. Biz, Allah rızası için bir hamle yaptık. Onlar şer'den tuzaklarını kurdular. "Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır.." imanımızdır. Fazla zorlanmadan bu operasyondan alnımızın akı ile çıkacağız inşallah. Allah, Mehmetçiğimizin yar ve yardımcısı olsun, duaları ile…Yazı bitti. Bin selam
saymayansayilmaz@gmail.com