Süleyman Karagülle
İslamiyet'e Doğru...
16.01.2010
4418 Okunma, 1 Yorum

Türkiye 1800’lerden başlayarak İslâmiyet’ten uzaklaştı. En fazla dinsiz olduğu dönem ise Celal Bayar’ın başbakan olduğu döneme rastlar. Gerçi Mustafa Kemal 1933’de inkılapları sona erdirerek dinsizleşmenin bittiğini ilan etmiştir ama, çeşitli entrikalarla Mustafa Kemal ile İsmet İnönü’nün arası açılmış ve en koyu dinsizlik o yıllarda yapılmıştır. Ondan sonra ikinci CHP hükümetleri gelmiştir. Bunlar İslâmiyet’e deha yakın olmuşlardır.

Demokrat Parti’nin Menderes hükümeti İslâmiyet’e daha çok yaklaşmıştır. Sonra Demirel hükümeti gelmiştir; Menderes’ten daha çok İslâmiyet’e yakın hükümetler kurmuştur. Daha sonra Özal hükümeti gelmiş; Demirel’den daha çok İslâmiyet’e yakınlaşmıştır. Sonra AK Parti hükümetleri gelmiş ve daha çok İslâmî olmuşlardır. Bu arada Erbakan, Yılmaz ve Ecevit hükümetleri gelmiştir. Ancak bunlar ya çok kısa zaman iktidarda kalmış veya etkisiz olmuşlardır. Halkın desteğiyle gelip uzun zaman iktidarda kalan başbakanlar bunlar olmuştur. 

Son 80-90 senelik dönem göstermiştir ki, Türkiye hep İslâmiyet’e doğru yönelmiştir. Demek ki AK Parti’den sonra gelen İslâmiyet’e daha yakın olacaktır, “Adil Düzen”e daha yakın olacaktır. “Adil Düzen”e doğru adım adım gidilmektedir.

Birinci kural İslâmiyet’e doğru daha çok yönelmektir.

İkinci kural ise; ömrünü tüketen parti iktidardan gider ve bir daha geri gelmez. O halde AK Parti iktidardan gidince, şimdi mevcut olan partiler onun yerini alamazlar. Nitekim  Demokrat Parti’den sonra Demirel’in partileri gelmiş ve eski demokratlarla geçinememişlerdir. Sonra Özal gelmiş ve Demirel’le geçinememiştir. Yalnız ismen değil şeklen de değişmiştir. 28 Şubat müdahalesi CHP’yi iktidar etmek istemiş ancak beş senelik çabada bir başarı elde edilememiştir. İktidar Millî Görüşçülere devredilmiş ama bu yeni Millî Görüşçüler Erbakancı olmamışlardır.

Tarihteki tekerrürden ders alınarak diyoruz ki; AK Parti’nin yerine gelecek iktidar AK Parti’den daha çok İslâm’a yakın olacaktır, daha çok “Adil Düzen”e yaklaşacaktır. Tamamen yenilik yapıp daha ileri seviyede bir “Adil Düzen Projesi” ile ortaya çıkmayan bir parti de AK Parti’nin yerini alamayacaktır. AK Parti’nin yerini alan parti daha ileri seviyede İslâmiyet’e yaklaşan parti olacaktır.

AK Parti’nin 28 Şubat gibi darbelerle gitmesi ve mevcut partilerin suni olarak iktidara getirilmesi Türk devletinin beş senesine mâl olur. Bunların içinde Saadet olsa da beş sene içinde sadece çöküş olur. Taşıma su ile değirmen dönmez. Erbakan’ın dediği gibi; ıspanaktan yağ çıkmaz. Saadet Partisi adam olmaz. Ben bunu söylerken üzülerek söylüyorum.

Orduya tavsiyem; bu partilere  güvenerek AK Parti iktidarı ile oynamamasıdır. AK Parti’yi millî güvenlik yoluyla iktidara zorlayarak Türkiye’ye “Adil Düzen”in gelmesini sağlamsıdır. “Adil Düzen”i ordu ancak AK Parti ile getirebilir.

Neler yapılmalıdır?

Bir “Ocaklar Kanunu” çıkarılıp “Adil Düzene göre ocak yönetimleri” oluşturulmalıdır.

Bir “İller Kanunu” çıkarılıp  “Adil Düzene göre iller yönetimleri” oluşturulmalıdır.

Bir “Bölgeler Kanunu” çıkarılarak Türk Silahlı Kuvvetleri 12 orduya çıkarılmalıdır. Bölge merkez illerin yönetimi oranın ordu komutanına verilmelidir. Ordu komutanları doğrudan Genel Kurmay Başkanı’na bağlanacak, başbakanın emrinden çıkarılacaktır.

Bir “Hakemler Kanunu” çıkarılarak ülkemizde hakemlerden oluşmuş tarafsız, bağımsız, etkin ve saygın yargı sistemi oluşacaktır.

Ordu Batı menşeli ve İslâmî medreselerden gelen ilim damaları ile istişare ederek “Adil Düzen Anayasası”nı hazırlayacak ve siyasilere önerecektir. Bu anayasayı benimseyen partiler seçime girer, aldıkları oy nisbetinde söz sahibi olur, böylece “Adil Düzen Anayasası” hazırlanmış olur.

Bunun dışında yapılan müdahaleler artık bir çare olmayacaktır.

Şimdiye kadar yapılan müdahaleler 1997 İsrail istilası hazırlığı olarak yapılıyordu.

Sömürü sermayesi ümidini yitirmiştir.

Dünyada olup bitenler tek sermaye devleti olma planını boşa çıkarmıştır.

Türkiye şimdiye kadar sömürü sermayesine bağlı/bağımlı bir devletti. Şimdi ise o sermaye imparatorluğu yıkılmıştır. Bizim bağımsızlığımızın kesinleşeceği zamandır.

Henüz sermayenin yerine geçen/geçecek güçler belirmemiştir.

Bu boşluktan istifade ederek, Mustafa Kemal’in ‘yurtta sulh cihanda sulh’ ilkesine uyarak, Türkiye kendi topraklarında büyük ve güçlü devlet olma fırsatını yakalamıştır. Bundan yararlanmamız gerekmektedir.

Yarın sömürü sermayesinin gücü sıfırlandığı zaman İsrail oğullarına herkes saldıracaktır. İsrail oğulları tarihte yaşadıkları acıları bir daha yaşar hâle gelmek üzeredir.

O gün onları koruyacak yine Türkiye olabilir. Bu sebepledir ki tekel sermaye Türkiye ile iyi geçinmek zorundadır.

 

 


YorumcuYorum
Süleyman Karagülle
24.01.2010
18:34

Cengiz -AKP’nin ısrarla “Milli Görüş”çü olduğu vurgusuna anlam veremedim. Kendileri bizzat “Milli Görüş gömleğini çıkarmakla” farklarını vurgularken, böyle bir tanımlama gereğineden? Milli Görüş terimindeki kriterleriniz nelerdir?

Karagülle- Ak Parti Milli Görüş gömleğini çıkarmıştır. Bunun iki manası vardır. Milli görüş bir din, kuruluşu imiş gibi İslam dinini savunuyordu. AK Parti dini cemaat olmadığını siyasi kuruluş olduğunu idrak etmiştir. İkinci manası ise İslam dini yaşamak bir haktır. Ama İslam düzeni artık tarih olmuştur. Dolayısıyla adil düzen bir safsatadır. Bu bakımdan da milli görüş gömleğini çıkarmıştır. Ancak Milli görüş Osmanlılardaki İslamı akımı sürdüren bir görüştür. Ak parti bütün davranışları ve felsefesi ile İslamcıdır. Gömlek çıkartma bu yönüyle takıyyedir. Bu gün saadet partisi iktidarda olsa bunların yaptığı kadarını da yapamaz

Cengiz-Kurtuluş reçetesi olarak AKP’ye MGK’da yapılacak ordu telkinleri (baskısı) ile Adil Düzene geçilmesini önermişsiniz, bu bir yöntemdir. Ama halkın sindiremediği bir düzen hak da olsa başarma şansı var mı sizce ? Daha önceki yazılarınızda bize bariz görünen husus inkılâpların yukarıdan değil aşağıdan halka sindirilerek yapılması başarının unsuru idi. İctihat değişikliği mi var bu hususta?

Karagülle- Halk bir yeniliği benimser. Ama siyasi baskıdan dolayı eskisinde direnir. Ancak karşı baskı halkın isteğini ortaya çıkarmasını sağlar. Kırk yıllık adil düzen mücadelemizde halk hep bize doğru adım atmıştır. Son adım Mekke’nin fethi ile olacaktır. O da Türk ordusunun resmen adil düzeni benimsemesi ile olur. Halk zaten benimsemiş durumdadır. Adil düzenin ne olduğu hususunu ordunun benimsemesinden sonra da öğrenebilir

Cengiz -“Zaruretler haramları mübah kılar” benzeri külli kaideler aslen menşeini Hz Peygamberin uygulamalarından alır. Buna göre her bir hükmün uygulanabilirliğinin zamanı, özel şartları, zemini vardır, ve topluluk hangi aşama, şart, seviye ve algılama kıvamında ise içinde bulunduğu o şartlara göre hareket etmekle yükümlüdür. Domuzun haramlığı, savaşlarda yenilecek başka gıda bulunamaması ile mübah hale gelmesi buna örnektir. Aynı şekilde siz de içinde bulunduğumuz bu şartlar gereği, aslen değil de arızi olarak, zaruret gereği, yıkımdan en kestirme kurtuluş reçetesi olarak mı bu usulü öneriyorsunuz ? O zaman Erbakan Hoca’ya eleştirdiğiniz “Refahyol” uygulamasında hak verebilir miyiz ? Çünkü siyasi kararlarda hareket tarzı dogru-yanlış kriterleri üzerine değil, adalet-zulüm üzerine oturduğundan aslolan doğruların korunması değil zulmün engellenmesidir.

Karagülle- Bir olay cereyan ederken olaya yön vermek için eleştirirsiniz. Bu hakkı tavsiyedir. Olay olduktan sonra eleştiri kadere imansızlıktır. Ben bugün Erbakan’ı geçmişte yaptıklarından dolayı eleştirmiyorum. Olan her şey iyidir. Askerlere olan önerilerim kendi şartları ve mantıkları içindedir. Müdahalesiz sorunları çözmeye çalışıyorlar. Ama olaylar öyle cereyan ediyor ki müdahale zorunluluğu doğabilir. Müdahale etmezlerse devlet yıkılır. O takdirde ne yapacaklarını söylüyorum. Onlar adil düzen getirmeyecekler. Adil düzene engel olmaktan çıkacaklardır. Nitekim, AK Partiyi onlar getirmediler. Engel olmadılar, geldi.

Cengiz-Bunu şuna benzetebiliriz. 3 yaşında bir çocuk var ve 3. kattaki korkuluklara çıkmış dengesini kaybedip düşebilir, siz de uzaktan bunu gördünüz, öyle bir eylem içine girmelisiniz ki çocuk kurtulsun, korkuluklarda ne sesinizden telaşlanıp düşsün ne de pozisyonunu bilinçsizce değiştirsin ve tehlikeli bir hareket içine girsin, işte siyasiler kritik dönemlerde aldıkları karar ve tavırlarda buna benzer öncüllerle harekete geçerler, onlar için aslolan o an ki badirenin atlatılabilmesi ve arabanın devrilmemesi. “Niye bağırdın, telaşlandın, dengesiz bir atraksiyona geçtin” diye eleştirmek o şartlarda anlam ifade etmez. Her olay genel değil, anlık özel şartları içinde değerlendirildiğinde sağlıklı değerlendirmeler yapılabileceği kanaatindeyim. Eksikliğini çok duyduğumuz “çocuk fıkhı”nın geliştirilmesinin en fazla siyasi reflekslerin açıklanmasına ve “siyaset fıkhı”nın gelişmesine zemin hazırlayacağı inancındayım.

Karagülle- Tarihte amelin fıkhı yapılmıştır. İmanın fıkhı yapılmıştır. Kelam ilmi budur. Dinin fıkhı yapılmıştır. Bu tasavvuftur. Ama saltanatın hâkim olması nedeniyle siyasetin fıkhı yapılmamıştır. Bu gün bu fıkıhların hepsi yeniden ele alınmalıdır. İnsanlık adil düzene nasıl geçecektir. Askerlerin buradaki rolü ne olacak? Bunların üzerinde durulmalıdır. Kuranı bize getiren nebi son on yılını askeri güce dayandırmıştır. Biz şimdiye kadar Mekke devrini yaşıyorduk. Artık Medine devrine geçmeye hazırlanıyoruz. Bunun üzerinde durmamız gerekir. Adil düzen partisi kurulmalıdır.

Cengiz- Anayasayı onaylamayan partilerin seçimlere girememesi ise bir sindirme gibi algılanabilir. Acaba kastınız daha önceki gibi “her partiden önceki oy nispetlerine göre ilim adamları göndermelerine imkan sağlanması ve bu ilim adamlarının askerle ortak bir metin hazırlayarak partililere sunmaları, buna rağmen ittifak edilen metne itiraz eden onaylamayan partiler mi” ? O takdirde kendi hakemlerine uymayan partilere bir müeyyide olarak görülebilir bu uygulama… Açıklarsanız sevinirim…

Karagülle- Bir anaysa ilmi kuruluyor. Buraya siyasi partilerden ilim adamı göndermeleri isteniyor. Her % de beş oy için bir ilim adamı gelecektir. Partiler artan oylarını veya değerlendiremedikleri oylarını başka partilerle uzlaşarak birleştirebilirler. Bu çalışmalara katılmayan ilim adamlarını atamada katkıda bulunmayan seçime bir anayasa önerisi ile gitmeyen parti o seçimdeki mecliste oy sahibi kılınmaz. Çünkü o meclis aynı zamanda kurucu meclis olacaktır. Anayasada yürürlüğe girdikten sonra yapılacak seçimde böyle bir dışlama olamaz.

Cengiz -AKP’nin ısrarla “Milli Görüş”çü olduğu vurgusuna anlam veremedim. Kendileri bizzat “Milli Görüş gömleğini çıkarmakla” farklarını vurgularken, böyle bir tanımlama gereğineden? Milli Görüş terimindeki kriterleriniz nelerdir?

Karagülle- Ak Parti Milli Görüş gömleğini çıkarmıştır. Bunun iki manası vardır. Milli görüş bir din, kuruluşu imiş gibi İslam dinini savunuyordu. AK Parti dini cemaat olmadığını siyasi kuruluş olduğunu idrak etmiştir. İkinci manası ise İslam dini yaşamak bir haktır. Ama İslam düzeni artık tarih olmuştur. Dolayısıyla adil düzen bir safsatadır. Bu bakımdan da milli görüş gömleğini çıkarmıştır. Ancak Milli görüş Osmanlılardaki İslamı akımı sürdüren bir görüştür. Ak parti bütün davranışları ve felsefesi ile İslamcıdır. Gömlek çıkartma bu yönüyle takıyyedir. Bu gün saadet partisi iktidarda olsa bunların yaptığı kadarını da yapamaz

Cengiz-Kurtuluş reçetesi olarak AKP’ye MGK’da yapılacak ordu telkinleri (baskısı) ile Adil Düzene geçilmesini önermişsiniz, bu bir yöntemdir. Ama halkın sindiremediği bir düzen hak da olsa başarma şansı var mı sizce ? Daha önceki yazılarınızda bize bariz görünen husus inkılâpların yukarıdan değil aşağıdan halka sindirilerek yapılması başarının unsuru idi. İctihat değişikliği mi var bu hususta?

Karagülle- Halk bir yeniliği benimser. Ama siyasi baskıdan dolayı eskisinde direnir. Ancak karşı baskı halkın isteğini ortaya çıkarmasını sağlar. Kırk yıllık adil düzen mücadelemizde halk hep bize doğru adım atmıştır. Son adım Mekke’nin fethi ile olacaktır. O da Türk ordusunun resmen adil düzeni benimsemesi ile olur. Halk zaten benimsemiş durumdadır. Adil düzenin ne olduğu hususunu ordunun benimsemesinden sonra da öğrenebilir

Cengiz -“Zaruretler haramları mübah kılar” benzeri külli kaideler aslen menşeini Hz Peygamberin uygulamalarından alır. Buna göre her bir hükmün uygulanabilirliğinin zamanı, özel şartları, zemini vardır, ve topluluk hangi aşama, şart, seviye ve algılama kıvamında ise içinde bulunduğu o şartlara göre hareket etmekle yükümlüdür. Domuzun haramlığı, savaşlarda yenilecek başka gıda bulunamaması ile mübah hale gelmesi buna örnektir. Aynı şekilde siz de içinde bulunduğumuz bu şartlar gereği, aslen değil de arızi olarak, zaruret gereği, yıkımdan en kestirme kurtuluş reçetesi olarak mı bu usulü öneriyorsunuz ? O zaman Erbakan Hoca’ya eleştirdiğiniz “Refahyol” uygulamasında hak verebilir miyiz ? Çünkü siyasi kararlarda hareket tarzı dogru-yanlış kriterleri üzerine değil, adalet-zulüm üzerine oturduğundan aslolan doğruların korunması değil zulmün engellenmesidir.

Karagülle- Bir olay cereyan ederken olaya yön vermek için eleştirirsiniz. Bu hakkı tavsiyedir. Olay olduktan sonra eleştiri kadere imansızlıktır. Ben bugün Erbakan’ı geçmişte yaptıklarından dolayı eleştirmiyorum. Olan her şey iyidir. Askerlere olan önerilerim kendi şartları ve mantıkları içindedir. Müdahalesiz sorunları çözmeye çalışıyorlar. Ama olaylar öyle cereyan ediyor ki müdahale zorunluluğu doğabilir. Müdahale etmezlerse devlet yıkılır. O takdirde ne yapacaklarını söylüyorum. Onlar adil düzen getirmeyecekler. Adil düzene engel olmaktan çıkacaklardır. Nitekim, AK Partiyi onlar getirmediler. Engel olmadılar, geldi.

Cengiz-Bunu şuna benzetebiliriz. 3 yaşında bir çocuk var ve 3. kattaki korkuluklara çıkmış dengesini kaybedip düşebilir, siz de uzaktan bunu gördünüz, öyle bir eylem içine girmelisiniz ki çocuk kurtulsun, korkuluklarda ne sesinizden telaşlanıp düşsün ne de pozisyonunu bilinçsizce değiştirsin ve tehlikeli bir hareket içine girsin, işte siyasiler kritik dönemlerde aldıkları karar ve tavırlarda buna benzer öncüllerle harekete geçerler, onlar için aslolan o an ki badirenin atlatılabilmesi ve arabanın devrilmemesi. “Niye bağırdın, telaşlandın, dengesiz bir atraksiyona geçtin” diye eleştirmek o şartlarda anlam ifade etmez. Her olay genel değil, anlık özel şartları içinde değerlendirildiğinde sağlıklı değerlendirmeler yapılabileceği kanaatindeyim. Eksikliğini çok duyduğumuz “çocuk fıkhı”nın geliştirilmesinin en fazla siyasi reflekslerin açıklanmasına ve “siyaset fıkhı”nın gelişmesine zemin hazırlayacağı inancındayım.

Karagülle- Tarihte amelin fıkhı yapılmıştır. İmanın fıkhı yapılmıştır. Kelam ilmi budur. Dinin fıkhı yapılmıştır. Bu tasavvuftur. Ama saltanatın hâkim olması nedeniyle siyasetin fıkhı yapılmamıştır. Bu gün bu fıkıhların hepsi yeniden ele alınmalıdır. İnsanlık adil düzene nasıl geçecektir. Askerlerin buradaki rolü ne olacak? Bunların üzerinde durulmalıdır. Kuranı bize getiren nebi son on yılını askeri güce dayandırmıştır. Biz şimdiye kadar Mekke devrini yaşıyorduk. Artık Medine devrine geçmeye hazırlanıyoruz. Bunun üzerinde durmamız gerekir. Adil düzen partisi kurulmalıdır.

Cengiz- Anayasayı onaylamayan partilerin seçimlere girememesi ise bir sindirme gibi algılanabilir. Acaba kastınız daha önceki gibi “her partiden önceki oy nispetlerine göre ilim adamları göndermelerine imkan sağlanması ve bu ilim adamlarının askerle ortak bir metin hazırlayarak partililere sunmaları, buna rağmen ittifak edilen metne itiraz eden onaylamayan partiler mi” ? O takdirde kendi hakemlerine uymayan partilere bir müeyyide olarak görülebilir bu uygulama… Açıklarsanız sevinirim…

Karagülle- Bir anaysa ilmi kuruluyor. Buraya siyasi partilerden ilim adamı göndermeleri isteniyor. Her % de beş oy için bir ilim adamı gelecektir. Partiler artan oylarını veya değerlendiremedikleri oylarını başka partilerle uzlaşarak birleştirebilirler. Bu çalışmalara katılmayan ilim adamlarını atamada katkıda bulunmayan seçime bir anayasa önerisi ile gitmeyen parti o seçimdeki mecliste oy sahibi kılınmaz. Çünkü o meclis aynı zamanda kurucu meclis olacaktır. Anayasada yürürlüğe girdikten sonra yapılacak seçimde böyle bir dışlama olamaz.





Çok Yorumlanan Makaleler
Süleyman Karagülle
ABD Başkanlık Seçimi
19.11.2016 42230 Okunma
28 Yorum 19.12.2016 21:41
Süleyman Karagülle
D E R G I !
29.04.2017 9979 Okunma
18 Yorum 16.05.2017 08:11
Süleyman Karagülle
Kesin Sonuç
7.06.2018 6366 Okunma
12 Yorum 12.06.2018 03:32
Süleyman Karagülle
Görevimiz
22.02.2014 27967 Okunma
12 Yorum 05.02.2016 21:44
Süleyman Karagülle
İnsanlık anayasası - Sam Adian'a cevap
24.02.2016 13435 Okunma
10 Yorum 26.02.2016 00:34
Süleyman Karagülle
Ne değil, Nasıl
26.05.2018 4986 Okunma
10 Yorum 28.05.2018 13:30
Süleyman Karagülle
İstihare; “EVET/HAYIR” manası nedir?
26.02.2017 10870 Okunma
9 Yorum 04.08.2017 21:52
Süleyman Karagülle
Adil Düzen Partisi'nin kuruluş tartışması
6.08.2011 19830 Okunma
9 Yorum 06.02.2016 17:34
Süleyman Karagülle
Çözüm 100 lojmanlı işyerleri
30.03.2013 10136 Okunma
9 Yorum 13.04.2013 08:44
Süleyman Karagülle
Önemli değil
11.05.2019 5904 Okunma
9 Yorum 13.05.2019 08:00
Süleyman Karagülle
Merkezi Yönetim
28.03.2019 4464 Okunma
8 Yorum 29.03.2019 15:10
Süleyman Karagülle
İstişare
2.11.2013 9948 Okunma
8 Yorum 13.11.2013 11:10
Süleyman Karagülle
KABİR AZABI
25.02.2014 29495 Okunma
8 Yorum 05.03.2014 21:24
Süleyman Karagülle
Dershaneler
7.12.2013 10592 Okunma
8 Yorum 08.04.2014 09:25
Süleyman Karagülle
Milli Güvenlik Kurulu
5.06.2018 4338 Okunma
8 Yorum 05.06.2018 19:35
Süleyman Karagülle
İlkeler
12.03.2018 5531 Okunma
8 Yorum 18.03.2018 14:30
Süleyman Karagülle
Hatalarımız
10.03.2018 4850 Okunma
7 Yorum 11.03.2018 21:45
Süleyman Karagülle
Denge
23.04.2018 5003 Okunma
7 Yorum 25.04.2018 13:00
Süleyman Karagülle
Dolar ve Faiz Oyunu
3.06.2018 4718 Okunma
7 Yorum 04.06.2018 03:17
Süleyman Karagülle
Sermaye’nin sözcüsü
8.03.2019 5494 Okunma
7 Yorum 09.03.2019 00:46
Süleyman Karagülle
Başarının sırrı
16.05.2019 5485 Okunma
7 Yorum 17.05.2019 22:22
Süleyman Karagülle
İleriyi Görmek
4.04.2019 4875 Okunma
6 Yorum 05.04.2019 21:43
Süleyman Karagülle
Çin Virüsü Dünyayı Kurtarabilir!
17.02.2020 5609 Okunma
6 Yorum 23.03.2020 09:49
Süleyman Karagülle
Seçim sonuçları
3.06.2018 4565 Okunma
6 Yorum 04.06.2018 12:33
Süleyman Karagülle
Huy
6.05.2018 5283 Okunma
6 Yorum 07.05.2018 15:06
Süleyman Karagülle
Hesaplar yanlış
3.04.2018 5255 Okunma
6 Yorum 03.04.2018 22:20
Süleyman Karagülle
Yapacaklarımız
10.03.2018 4621 Okunma
6 Yorum 12.03.2018 16:33
Süleyman Karagülle
Oyuna Oyun
31.07.2018 5100 Okunma
6 Yorum 01.08.2018 23:59
Süleyman Karagülle
Kaşıkçı hikayesi
1.11.2018 4671 Okunma
6 Yorum 01.11.2018 21:26
Süleyman Karagülle
Ekrem Şama’ya; Seninki Hiç Olmaz!
3.06.2017 6307 Okunma
6 Yorum 30.07.2017 00:29
Süleyman Karagülle
Darbeyi Kim Yaptı?
8.10.2016 11721 Okunma
6 Yorum 11.10.2016 13:15
Süleyman Karagülle
Vergisiz Ekonomi
27.05.2017 6460 Okunma
6 Yorum 31.05.2017 01:20
Süleyman Karagülle
Davet
25.04.2015 11480 Okunma
6 Yorum 27.04.2015 10:03
Süleyman Karagülle
İdam ve Öcalan
25.06.2016 12100 Okunma
6 Yorum 02.07.2016 12:02
Süleyman Karagülle
Akevler
14.07.2013 18792 Okunma
6 Yorum 22.07.2017 20:36
Süleyman Karagülle
Fıkha Göre Yeni Hükümet
14.06.2015 14266 Okunma
5 Yorum 28.06.2015 16:16
Süleyman Karagülle
Putin Müslüman Oldu
21.03.2015 13965 Okunma
5 Yorum 24.03.2015 11:50
Süleyman Karagülle
Çanlar kimin için çalıyor?
19.07.2014 9424 Okunma
5 Yorum 22.07.2014 09:12
Süleyman Karagülle
Niçin?
4.07.2018 5784 Okunma
5 Yorum 04.07.2018 22:58
Süleyman Karagülle
Kim yönetiyor?
30.06.2018 5096 Okunma
5 Yorum 01.07.2018 21:57
Süleyman Karagülle
Siyaset ve kurallar
5.04.2018 5508 Okunma
5 Yorum 06.04.2018 08:13
Süleyman Karagülle
Gül Adil Düzen’e sahip çıkmalı
6.04.2018 5138 Okunma
5 Yorum 06.04.2018 23:39
Süleyman Karagülle
İstishab gerek
20.04.2018 4896 Okunma
5 Yorum 21.04.2018 11:30
Süleyman Karagülle
Kimse Anlamak mı İstemiyor, ya da Biz mi Anlatamıyoruz!
31.05.2020 4687 Okunma
5 Yorum 01.06.2020 12:20
Süleyman Karagülle
Avrupa Birliği
14.03.2019 5545 Okunma
5 Yorum 16.03.2019 22:33
Süleyman Karagülle
Ekseriyetin marifeti
7.05.2019 5841 Okunma
5 Yorum 08.05.2019 22:07
Süleyman Karagülle
Allah’tan başka melce yoktur
24.04.2019 5961 Okunma
4 Yorum 25.04.2019 19:00
Süleyman Karagülle
Anormal Türkiye
7.02.2019 5080 Okunma
4 Yorum 10.02.2019 10:37
Süleyman Karagülle
Sermaye’nin oyunu
7.11.2018 5730 Okunma
4 Yorum 08.11.2018 00:13
Süleyman Karagülle
Ne yapmamız gerekiyor?
6.08.2020 4255 Okunma
4 Yorum 08.08.2020 20:00
Süleyman Karagülle
Koronavirüs bahanesiyle intihara gidiliyor!
13.04.2020 4506 Okunma
4 Yorum 29.04.2020 02:01
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve SON DURUM… (16)
18.04.2021 3593 Okunma
4 Yorum 26.05.2021 00:43
Süleyman Karagülle
Hesap Sorma
5.03.2018 4456 Okunma
4 Yorum 07.03.2018 11:58
Süleyman Karagülle
Yenilik
6.03.2018 4081 Okunma
4 Yorum 07.03.2018 23:36
Süleyman Karagülle
VARSAYIM-2
2.05.2018 4537 Okunma
4 Yorum 02.05.2018 23:12
Süleyman Karagülle
Anketler
16.05.2018 3804 Okunma
4 Yorum 16.05.2018 23:37
Süleyman Karagülle
KİM KAZANACAK?
8.06.2018 3983 Okunma
4 Yorum 11.06.2018 00:24
Süleyman Karagülle
Seçim sonrası
21.06.2018 3874 Okunma
4 Yorum 21.06.2018 14:09
Süleyman Karagülle
Mümin Olmak; Mümin Kimdir?
3.06.2017 5547 Okunma
4 Yorum 05.06.2017 10:41
Süleyman Karagülle
Başkanlık Sistemi
26.11.2016 10559 Okunma
4 Yorum 29.11.2016 07:17
Süleyman Karagülle
AK Parti'nin Medine Dönemi!
13.09.2014 7800 Okunma
4 Yorum 16.09.2014 08:43
Süleyman Karagülle
Başkanlık Sisteminin Delilleri
21.05.2016 12047 Okunma
4 Yorum 22.05.2016 18:44
Süleyman Karagülle
Türkiye Cumhuriyeti Devleti
20.09.2015 11735 Okunma
4 Yorum 23.09.2015 18:43
Süleyman Karagülle
Düşen Uçak ve Suriye Meselesi
29.11.2015 12298 Okunma
4 Yorum 08.12.2015 06:11
Süleyman Karagülle
Kur’an ve İki Lider; Putin ve Erdoğan
2.01.2016 10029 Okunma
4 Yorum 08.01.2016 15:13
Süleyman Karagülle
İran'da zelzele ve teklif
20.04.2013 10611 Okunma
4 Yorum 25.04.2013 18:26
Süleyman Karagülle
Aşiret / Ocak
14.04.2012 7867 Okunma
4 Yorum 20.04.2012 17:06
Süleyman Karagülle
Mümin-Müslim Hakkında Sorular
25.05.2010 10807 Okunma
4 Yorum 07.06.2010 22:20
Süleyman Karagülle
Bundan sonra ne yapmalıyız?
17.03.2012 5964 Okunma
4 Yorum 19.03.2012 21:18
Süleyman Karagülle
REJİMLER
21.03.2012 3548 Okunma
4 Yorum 22.03.2012 20:21
Süleyman Karagülle
SÜRME YETKİSİ
1.04.2012 7702 Okunma
4 Yorum 05.04.2012 21:36
Süleyman Karagülle
AKİD VE AHD
2.04.2012 7818 Okunma
4 Yorum 06.04.2012 18:38
Süleyman Karagülle
100 Daire-2
7.04.2012 5923 Okunma
3 Yorum 08.04.2012 16:45
Süleyman Karagülle
DAYANIŞMA ORTAKLIĞI
11.03.2012 6153 Okunma
3 Yorum 11.03.2012 17:31
Süleyman Karagülle
AB Krizi
19.11.2011 5694 Okunma
3 Yorum 04.12.2011 22:57
Süleyman Karagülle
GİRİŞİM/Cİ (Bir Tartışma Konusu)
31.12.2011 9571 Okunma
3 Yorum 05.01.2012 13:32
Süleyman Karagülle
KÜRT SORUNUNU KİMLER ÇÖZER?
28.03.2012 6921 Okunma
3 Yorum 30.03.2012 13:30
Süleyman Karagülle
TARTIŞMA
25.04.2012 5385 Okunma
3 Yorum 02.05.2012 18:22
Süleyman Karagülle
İşsizlik sorunu
1.09.2012 4921 Okunma
3 Yorum 03.09.2012 13:18
Süleyman Karagülle
Suriye Sorunu ve Başkanlık
12.12.2015 6948 Okunma
3 Yorum 20.12.2015 07:10
Süleyman Karagülle
Devlet Başkanı ve Yönetimde Uyum
28.11.2015 7700 Okunma
3 Yorum 01.12.2015 08:36
Süleyman Karagülle
Üçüncü Binyıl Uygarlığı
31.10.2015 11227 Okunma
3 Yorum 11.11.2015 11:54
Süleyman Karagülle
PKK, Kürtler ve Yapılması Gereken
7.11.2015 9825 Okunma
3 Yorum 11.11.2015 11:52
Süleyman Karagülle
TAVSİYE: Allah’ın Emrine Uyuyoruz
12.09.2015 7277 Okunma
3 Yorum 22.09.2015 23:48
Süleyman Karagülle
Koalisyon ve Çözüm
4.07.2015 11197 Okunma
3 Yorum 24.07.2015 23:29
Süleyman Karagülle
Çağımızda Cihad
7.07.2015 10853 Okunma
3 Yorum 20.07.2015 09:31
Süleyman Karagülle
Yeniden Seçim
25.07.2015 12283 Okunma
3 Yorum 29.07.2015 03:01
Süleyman Karagülle
Ahmet Davutoğlu’nun Hatası
14.05.2016 13678 Okunma
3 Yorum 17.05.2016 07:37
Süleyman Karagülle
15 Temmuz 2016 Neden Yapıldı?
17.07.2016 13554 Okunma
3 Yorum 19.07.2016 19:47
Süleyman Karagülle
Tesviye mi Tasfiye mi?
1.09.2016 13788 Okunma
3 Yorum 22.09.2016 19:58
Süleyman Karagülle
AK Parti’ye Tuzak!
11.04.2015 11133 Okunma
3 Yorum 13.04.2015 12:32
Süleyman Karagülle
Cumhuriyet’in DNA’ları
14.03.2015 7178 Okunma
3 Yorum 18.03.2015 10:45
Süleyman Karagülle
Kuran'ı Doğru Anlamak
30.05.2015 13540 Okunma
3 Yorum 27.11.2016 18:52
Süleyman Karagülle
Korkunç Kriz ve Çaresi
16.05.2015 10632 Okunma
3 Yorum 22.05.2015 11:29
Süleyman Karagülle
Avrasya Ekonomik Birliği
3.01.2015 10391 Okunma
3 Yorum 14.01.2015 08:18
Süleyman Karagülle
Kur’an Ekonomisi
3.12.2016 11442 Okunma
3 Yorum 05.12.2016 13:19
Süleyman Karagülle
Kuran'a İman ve Uymamız Gereken Dört İlke
5.11.2016 10063 Okunma
3 Yorum 13.11.2016 13:12
Süleyman Karagülle
Kürtler
10.06.2017 4248 Okunma
3 Yorum 11.06.2017 21:26
Süleyman Karagülle
Savaşa Doğru
25.03.2017 5288 Okunma
3 Yorum 25.03.2017 17:59
Süleyman Karagülle
Vikipedi Sorunu: Önce Yapmak… Sonra…
22.07.2017 5195 Okunma
3 Yorum 28.07.2017 11:03


© 2025 - Akevler