http://www.egedesonsoz.com/yazar/baslik/10470
Türkiye’nin en büyük medeniyet projesi AB değildi. Hedefimiz ve hayalimiz Batı olsaydı Mustafa Kemal Paşa, Türk gençliğine “… muasır medeniyetin FEVKİNE çıkmayı…” hedef göstermezdi.
Tam zamanı, doğruyu söylemezsek Allah bunun hesabını bizden sorar:
Osmanlı Devleti 1775’ten 1923’e kadar Avrupalı olmak için maymuna döndü, bu tarihsel bir gerçektir.
İkincisi de Mustafa Kemal Paşa kadar açık ve net “Çağdaş uygarlığın ÜSTÜNE” çıkma gibi bir hedefi de olmadı!
***
Cumhuriyet tarihi kısa gibi görülebilir. Geçen süre az da olsa “yerli ve milli” olan her siyasete, Allah yeter ve artar miktarda iktidar olma fırsatı verdi.
İktidarlar öyle zamanlarda el değiştirdi ki, en az 8-10 yıl varını yoğunu ortaya koyma fırsatı da bulabildi.
Sonuç ise Batı’ya daha bağımlı, daha borçlu ve daha çok yolsuzluktan yoksullaşmış bir Türkiye kaldı.
Bu tezime MHP’li dostlarım itiraz edebilirler!
Etsinler, ama ben haklıyım!
1970’li yıllardaki koalisyonları saymazsak, 1999 ve 7 Haziran 2015 seçimleri sonrasında MHP istemiş olsaydı hem Meclis başkanı hem de başbakana sahip olabilecekti.
Bunu istemediyse, demektir ki, Türk Milliyetçilerinde Türkiye’yi idare etme cesareti bile yok. Onlar da sıralarını böylece savdılar!
***
Genelde Batı, özelde AB’den daha büyük alternatif yaratamayan Türk siyasetinin Avrasya iddiası ve Âlem-i İslâm politikaları ancak bir blöf olabilir!
Türkiye’de en büyük kalabalığı oluşturan muhafazakârlık ise “analitik bir önerme” barındırmayan bir halk dalkavukluğudur. Bunun ötesinde bir şey olduğunu kanıtlayacak somut bir belirti henüz ortaya çıkmamıştır.
Bu şartlar altında 27 devletli ve başkanlı AB karşısına 1 başlı Türkiye ile karşı çıkmak ne demektir?
Nasıl bir zafer beklentisine kapılmaktır?
Bunun stratejisi kime aittir?
Kazancımız ne olacaktır?
Kaybetme riskimiz ne kadardır?
Avrupa’daki Türklerin kazancı ve kaybı ne olacaktır?
Bir Türk göçü de Avrupa’dan mı beklemeliyiz?
Bütün teknolojisi ve askerlik modeli Batı’dan alınmış TSK’yı bekleyen sorunların üstesinden kim gelecektir?
Türk sanayisi diye bir şey varsa, sadece Almanya ile dış ticaretimiz, çok değil, 6 ay durursa halimiz nice olacaktır, düşünenimiz var mıdır?
***
AB; 27 devletten oluşan ORTAK BİR AKIL VE İRADEDİR!
Biz neyiz ve kimiz?!
Bütün yetkileri sadece ve sadece bir kişiye, biricik Cumhurbaşkanımıza vermek için referanduma dolu dizgin giderken “Bre haddini bil Avrupalı! Bizler Osmanlı’nın torunlarıyız!” mı diyeceğiz?
Yoksa “Soran olmadı, bi baktık ki, ortalık karışmış… Demeçler gırla gidiyor, hem de yenilir yutulur cinsten de değil!...” mi diyeceğiz?
İddia edildiği gibi ortada bir Haçlı zihniyeti ve cephesi var ise acilen Türkiye’nin geniş katılımlı bir Milli Mutabakat Hükümetine ihtiyacı yok mudur?!
27 devletli ve başkanlı AB’ye karşı alabileceğimiz başka önlemler varsa onu da almamız gerekmiyor mu?!
Neden 27’ye karşı 1 ile karşı koyuyoruz?!
Bu karşı duruşa son vermez isek geri dönüşümüz çok onursuzca olacak!