http://www.egedesonsoz.com/yazar/baslik/10315
Bir araç içine yerleştirilmiş tahrip gücü yüksel patlayıcı, iyi eğitilmiş fedaiye teslim ediliyor.
Bomba yüklü aracı kullanan da bir insan! Tereddüt edebilir, korkuya kapılabilir! Eylemden umulan fayda gerçekleşmeyebilir.
Bundan dolayı eylemi riske etmemek için araç hem içeriden hem de dışarıdan patlatılabilecek şekilde donatılıyor:
Şöyle ki;
1-Kayseri’deki patlamadan sonra yapılan araştırmalara göre baz istasyonlarında herhangi bir konuşmanın izine rastlanmamış! Herhangi bir telsiz frekansı da kullanılmamış!
Bombalı araç patladığına göre büyük olasılıkla, uydudan gönderilen sinyallerle patlatılmış!
Bu eylem tarzı hakikaten düşündürücü!
Yüksek teknolojiyi bu tür eylemlerde kullanmak herhangi bir terör örgütünün gücünü aşar!
Bunu kim yaptı?!
2-Benzer patlama ve düzenek Dolmabahçe’deki araçta da görüldü. Çevredeki hiçbir baz istasyonu ve telsiz frekanslarında izine rastlanmayan bir patlama oldu!
İşi şansa bırakmayan güçler, eylemleri uydu sinyali ile yapıyorlar.
3-Bekledim, Reina’daki saldırı üzerine ciddi yorum yapan birileri çıkar diye!
Yayın yasağı olduğu için kimse yazmadı ve konuşmadı, demeyin!
Her şeyin tarihi olduğu gibi terörün de bir tarihi var. Reina; Ortadoğu ve Balkanların en gözde eğlence mekânı. Elitler bu mekâna özel araçları ve korumaları ile geliyor. Bir de mekânın güvenliği var. İçerideki kalabalık da azımsanmayacak kadar, en az 800 kişi! Güne sporla başlayan kişiler!
Genç görüntülü biri çıkıyor, otomatik bir tüfekle 6 şarjörden çıkan 180 kurşunla mekânı tarıyor. 39 kişiyi ölüyor, 65 kişi de yaralanıyor. Sonra da kıyafetini değiştirip sakin bir şekilde yeni görüntüsüyle mekânı terk ediyor.
Sorum şu:
Dünya terör tarihinde hangi terörist bu kadar iyi korunan bir mekânda tek başına benzer bir eylem yapıp 39 kişiyi öldürüp, 65 kişiyi yaralayabildi?
Çakal Carlos bu eylemcinin çırağı bile olamaz!
Bu nasıl bir teröristtir, bu nasıl eğitimdir, bu nasıl serinkanlılık, nasıl bir profesyonelliktir?
Sahi; sizce Türkiye nelerin hedefi?!
Bunu terörle açıklamak mümkün müdür?
***
Afganistan’da, Irak’ta, Suriye’de, Yemen’de ….meydana gelen intihar saldırılarını yıllarca ah vah ile oyalanıp geçiştirdik! Çünkü ateş ocağımıza düşmemişti, etkisi de acımaktan çok şaşkınlıkla ortaya çıkan tepkilerdi.
Eğer içimizde biraz acıma ve insanlık duygusu olsaydı, bu tür eylemlerin ilk önce İsrail’de başladığı günlerde, Müslümanın duyarlı vicdanıyla hareket ederdik. Yapılan bu “menfur saldırılar” karşısında eylemi, eylemcileri ve bunlara fetva verenleri telin eder İsraillilerin yanında olduğumuzu yüksek sesle dile getirirdik.
Bunu yapmadık!
Hatta daha da ileri giderek intihar komandolarını kutsadık, terörist fetvalarına hak verdik!
Dünya da bizi hayretler içinde izledi!
“Müslümanlık ne hale geldi” diye!