Süleyman Karagülle
III.Bin yıl uygarlığı nasıl doğacak?
24.03.2012
5916 Okunma, 2 Yorum

          İnsan uygarlaşan bir varlıktır. Mağara devrinde maymunlar seviyesinde yaşarken, ağaç yapraklarını örtünürken, bugünkü uygarlığa ulaştık. Bu insanların yaptıkları yenliklerle olmuştur. Tarih yenlikçiler ile tutucular arasındaki çatışma ile oluşmuştur.

En büyük değişme tarihte iki defa olmuştur/olmaktadır.

Göçebe halinde yaratılan insanlar yerleşik döneme geçerken büyük sıkıntı çekmişlerdir. Nuh Tufanı ile bunu aşabildiler.

Bugün de tarım döneminden sanayi dönemine geçiyorlar. Büyük sıkıntıları var. Zorluklar içinde oluyorlar.

Acaba biz tarım uygarlığından sanayi uygarlığına nasıl geçeceğiz?

Bundan sonra da üçüncü uygarlık olacak mı?

Bundan sonra üçüncü uygarlık denizlere açıldığımız, deniz içinde kentler kurduğumuz zaman olacaktır.

Sonra da gezegenlere çıktığımız zaman yine sıkıntılı bir geçiş kaydedeceklerdir.

Kara uygarlığında “yeni bir tufana” gerek olmayacaktır. Şimdi “sosyal tufan” beklenmektedir. Atom savaşı tufandan beterdir.

Tarihte ilk uygarlıklar Mezopotamya’da doğdu. Barajlarla bol ürün elde edilince onların depolanması söz konusu oldu. Mabetler bu görevi yüklediler. Halk buraya mallarını koydu. Tüccarlar aldı ve pazarladı. Rahipler yazı ve hesabı geliştirdiler. Alacağını ve borcunu öğrenmek isteyen tüccarlar din adamlarından yazıyı ve hesabı öğrendiler. Resmi ve zorunlu öğrenme değil, halkın kendi isteğiyle öğrenmesiyle ilk uygarlık doğdu.

Mısır Mezopotamya’yı taklit etti. Yine din adamları yazı ve hesabı öğrenmeğe başladılar. Bu devlet tarafından resmen yapıldığı için herhangi bir gelişme olmadı. Mısır’da Mezopotamya’nın müsbet ilimleri doğmadı.

Mezopotamya’da ve Mısır’da şekil yazısı vardı. Halkın öğrenmesi zordu. Tevrat nazil olunca harf yazısı ile halkın okuması emredildi ve halk Allah’ın kitabını anlamak için Tevrat’ı tedris etmeye başladı. Bu sayede çok ileri adımlar attılar. İbrani uygarlığı böyle doğdu.

Yunanlılar, Yunanistan’ı Dorlar istila edince Batı Anadolu’ya geldikleri zaman kendilerinden çok ileri İbranileri buldular. Tevrat okuyorlardı. Zenginleşmişlerdi. Tevrat’ı okuyamadılar ama Tevrat benzeri halk Mezopotamya ilimlerini okumaya başladı. Resmi değil halk girişimi. İşte Yunan uygarlığı bu halk okumasıyla doğar. Hattâ binaları olmadığı için sokakta yürüyor ve ilimleri tedris ediyorlardı. Bundan dolayı onlara “meşeaiyyun” deniyor.

Yine Tevrat ve Yunan felsefesinin etkisi altında Roma’da forumlarda hukuk okunmaya başlandı. Halk okuyordu. Devlet okutmuyordu. İşte, Roma uygarlığı da halk girişimi olarak bu okullarda doğdu.

Kur’an nazil olunca medreselerde halk önce Kur’an’ı, sonra hadisleri, sonra fıkhı, sonra da müsbet ilimleri okumaya başladı. İslâm uygarlığı böyle doğdu.

Müslümanlar Mezopotamya’nın vârisi olmakla kalmadılar; Hint ve Yunan uygarlıklarını da tamamen adapte ettiler. Medresede ders verenler maaş almıyordu. Okuyanların da bir gelirleri yoktu. Sadece hobi olarak yapılan çalışmalarla uygarlık doğdu.

Haçlı Seferleri ile Batı uygarlaşmaya başladı. Tüccarlar ortaya çıktı. İtalya’da, Sicilya’da, Endülüs’te tüccarlar Kuzey Afrika ile ticarete başladılar. Romen rakamlarıyla hesaplar yapılamadığı için tüccarlar zorluk içindeydiler, hâlbuki Araplar çok kolay hesaplar yapıyorlardı. Onların yaptığı bugün bizim için bilgisayarın sağladığı kolaylığı sağlıyordu.

Fibonatti soyadlı bir tüccar 12 yaşlarındaki oğluyla (Leonardo Fibonacci) Kuzey Afrika’ya gidiyor ve ticaret yapıyordu. Oğluna hesap öğretmesi için bir hoca tuttu. İşte bu çocuk bugün bizim de kullandığımız sıfırlı rakamları kullanmayı öğrendi. Avrupa’ya o tanıttı. Tanınmış matematikçi oldu. Halk kahvelerde matematik öğrenmeye başladı. Bugünkü Avrupa uygarlığı böyle doğdu. Newton gibi meşhur fizikçi de buralardan yetişti.

Bu makalede anlatmak istediğimiz şey şudur.

Uygarlık halkın yeni bir ilmi öğrenmeye başlamasıyla doğar...

Resmi kuruluşlar ve “MUHAFAZAKÂRLAR” ise mevcudu yaşatmaya çalışırlar, düzenlerini (mevcut düzeni) değiştirmek istemezler, bu sebeple yeni uygarlık doğmaz...

III. Bin Yıl Uygarlığı da bugünkü üniversitelerden, bugünkü okullardan, bugünkü resmi kuruluşlardan doğmayacaktır…

III. Bin Yıl Uygarlığı halk kuruluşlarından doğacaktır; ilim ve amel veya teori ve pratik çalışmalar yapan “AEVLER” benzeri kooperatiflerle doğacaktır; halk hareketi ile doğacaktır; 100 lojmanlı 200 işçili işyerlerini kurduğumuz ve burada öğrenenlerin yapacağı yeniliklerle doğacaktır...

“ADİL DÜZEN MEDENİYETİ” böyle doğacaktır…

 

SÜLEYMAN KARAGÜLLE

Yay. Haz.: REŞAT NURİ EROL

www.akevler.org   (0532) 246 68 92

 

 


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
25.03.2012
05:50

100 DAiRE projesi...

"AŞ/EŞ" VE "İŞ" BİR ARADA...

BU BİR "MEDENİYET" PROJESİDİR...

ADİL DÜZEN ÇALIŞANLARINA "SELAM" OLSUN...

reşad

Sam Adian
25.03.2012
21:04

Günümüz dünyasında bir tartışma yaparken, daha tartışma bitmeden konuştuğumuz, anlattığımız şeyler eskimiş, değerini yitirmiş oluyor. Çünkü konuştuğumuz şeyler hemen o anda dünyadaki diğer insanlar tarafından bilinir hale geliyor ve neticede tartışma bittiğinde konuşulan her şey de eskimiş oluyor. 21. yüzyılda bizim tartıştığımız şey, hala tarihi süreçler ve bu süreç içerisinde oluşmuş medeniyetlerdir. Insanlar önce küçük guruplar oluşturdular, kabileler kurdular, güçlü olanlar kararları verdi ve herkes ona uydu. Sonra organize olmayı öğrendiler, birlikte avlanmaya ve birlikte tüketmeye başladılar. Bu vahşi bir sistemdi. Çünkü sadece yetenekli ve güçlü olanların kazanabildiği, karar verdiği bir sistemdi. Çünkü hayatta kalmak için böyle olmak gerekiyordu. Bugün, geçmişi araştırmak araştırmacıların işi olabilir. Ancak kimse artık yazının ne zaman bulunduğuyla, Musa’nın ne zaman yaşadığıyla ilgilenmiyor. İlgilenmesine de gerek yok. Çünkü yazı bulunmuştur ve insanlar bunu kullanıyorlar, bilimsel gelişmeler olmuştur insanlar sonuçlarından yararlanıyorlar. Zaten bunları kullanıyorlar. Bugün insanların ilgilendikleri şey Geleceğin dünyasıdır. Şimdi bir düşünün, “Nasıl bir gelecek” var? Bizler eğer bundan 100 yıl önce bir sistem tasarlamak isteseydik muhtemelen şöyle yapardık: birbirine yakın gurupların bir arada olduğu küçük yerleşim birimlerinden gittikçe büyüyen bir yapıya kayan ve nihayetinde merkeze bağlı federatif bir sistem düşünürdük. Çünkü, çalışma olanaklarının gelişmesi, bilginin çoğalması, refahın artması, insanların daha çok özgürleşme ihtiyaçlarını da oraya çıkarmıştı. Böyle olduğu için totaliter uygulamaların veya rejimlerin geleceğinin olamayacağını hesaplayabilirdik. Oysa bugün, yüz yıl önce hesaplanması dahi mümkün olmayan bir dünya ile karşı karşıyayız. Çünkü bir asır önce insanlar zamanın önünde iken bugün zamanı yakalamanın peşindeler. Çünkü artık zaman insanların önündedir ve daha ne kadar hızlanacağını tahmin etmek dahi mümkün değildir. Sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçmeye çalışan süreçte iletişim toplumu denemeleri yapıyoruz. Ancak bunun da ömrü çok kısadır. Ben dünyanın diğer ucundan, binlerce kilometre uzaklıktan eş zamanlı olarak sizlerle tartışabiliyorum. Artık şirketler belli merkezlerdeki ofislerden yönetilmiyor. Dünyanın neresinde olursanız olun, toplantı salonunuz önünüzdeki klavyede basacağınız bir düğme kadar uzaktadır. Çünkü bir toplantıya katılmak için yapacağınız seyahate zaman harcamak yerine, o zamanı kendiniz için kullanıp daha hızlı hareket etmek gerekmektedir. Hatta toplantı salonunuzu cebinizde bile taşıyabilirsiniz. Küçük bir PDA mobile aygıtıyla dünyanın her yerinden toplantı yapabilir, kararlar alabilirsiniz. Bunlar artık basittir. Geçmişte küçük bir yerleşim birimi kurup orada yaşamı sağlamak için onlarca yıl harcamak gerekirdi. Oysa bugün, içerisinde milyonlarca insanın yaşadığı, gökdelenleri, ulaşım olanakları, altyapısı, yolları, üretim merkezleri üniversiteleri parkları bahçeleri kısaca her şeyi ile birlikte bir kent oluşturmak için harcamanız gereken zaman sadece 5-6 yıldır. Geleceğin dünyasında ise bu çok daha kısa zamanda gerçekleştirilebilecek bir şey olacaktır. Geçmişte bir malı satın alabilmek için insanlar yollara düşer, kervanlar oluşturur, aylarca seyahat etmek zorunda kalırlardı. Sanayi toplumunda ulaşım imkanlarının gelişmesi ile bu süre biraz daha kısalmıştı. Ancak günümüz dünyasında bir malı satın alabilmek için yapmanız gereken şey, bilgisayarınızı açıp düğmeye basmaktan ibarettir. Dünyanın herhangi bir yerinden herhangi bir ürünü kolaylıkla satın alabilir, kısa sürede ona sahip olabilirsiniz. Bugün üretimi insanlar değil makineler yapmaya başlamıştır. Böyle olduğu için insanlar işsiz kalmamıştır, çünkü insanlar çok daha özgür şartlarda, çok daha uygun koşullarda o makinelerin çalışmasını sağlayacak işler yapmaya başlamışlardır. Üstelik fabrikaya gitmek zorunda bile kalmadan. Oturdukları yerden bunu yapabilmektedirler. Kısaca, zamanın hızlandığı digital bir dünyada yaşıyoruz. Geleceğin dünyasını şekillendirirken geçmişin uygulamaları ile bir medeniyet kurmak ne yazık ki mümkün değildir. Geleceğin dünyasında da kurallar olacak. Çok daha az olacak ama kurallar mutlaka olacak. Geleceğin dünyasında da topluluklar olacak ama bu topluluklar digital topluluklar olacak. Geleceğin dünyasında insanları bir araya toplamanın imkanı olmayacak, Seminerler, konferanslar için toplantı salonlarını doldurmak gerekmeyecek. Bugün hala, parayı tartışmak, toplulukların nasıl yönetileceğini hesaplamak, kabileleri, kasabaları tanımlamak anlamsızdır. Basitçe Cebinizdeki banknotun ifade ettiği şey, banka hesabınızdaki rakamlardan başka bir şey değildir. O rakamlarla istediğiniz gibi oynayabilirsiniz. Bugün bir sistem ortaya çıkacaksa eğer, bu geleceğin dünyasına uygun bir sistem olmalıdır. Ocak bucak ilçe il adına ne derseniz deyin, bütün bunları oluşturan şey, fiziksel birliktelikler değildir artık. Bugün insanları bir araya getiren, onları örgütleyen ve harekete geçiren şey toplanıp uzun tartışmalar sonucu aldıkları kararlarla değildir. Dünyadaki toplumsal hareketlere bakın, küçük bir kıvılcımla başlamış, iletişimle gelişmiştir. İnternetteki bir satırdan yola çıkarak insanlar milyonlarca kişilik gösteriler yapmışlardır. Devrimler yapabilmişlerdir. Geleceğin dünyası göğüs göğse yürütülen savaşların dünyası da değildir. Savaşlar da digitalleşmektedir. Artık uydularla, bilgisayarlarla savaşlar yapılmaktadır. Gelecekte ise savaşmak için bir sebep de kalmayacaktır. Dünya giderek küçülmektedir, topluluklarda giderek küçülmektedir. Insanların birbirlerine olan ihtiyaçları azalmıştır. Artık komşudan ateş almaya gerek yoktur. Yakın bir gelecekte topluluklar sadece aileden ibaret hale gelecek, sosyal guruplar ise digitalleşecektir. Bugün ortaya koyacağımız sistemin önümüzdeki yüz yıl geçerli olacağını varsayabiliriz. Ancak bilmemiz gereken şey, bu sistemin birkaç yıl sonra eskiyip kullanılamaz hale geleceğidir. Geleceğin dünyasında ihtiyaç olan şey sadece bilgidir. Soru şudur: Parası olanın değil, bilgisi olanın güçlü olacağı geleceğin dünyasında nasıl bir sistem tasarlamak gerekir? Bize gerekli olan sistem mi yoksa yöntem mi? Cevap verilmesi gereken soru budur.





Çok Yorumlanan Makaleler
Süleyman Karagülle
ABD Başkanlık Seçimi
19.11.2016 42230 Okunma
28 Yorum 19.12.2016 21:41
Süleyman Karagülle
D E R G I !
29.04.2017 9979 Okunma
18 Yorum 16.05.2017 08:11
Süleyman Karagülle
Kesin Sonuç
7.06.2018 6366 Okunma
12 Yorum 12.06.2018 03:32
Süleyman Karagülle
Görevimiz
22.02.2014 27967 Okunma
12 Yorum 05.02.2016 21:44
Süleyman Karagülle
İnsanlık anayasası - Sam Adian'a cevap
24.02.2016 13435 Okunma
10 Yorum 26.02.2016 00:34
Süleyman Karagülle
Ne değil, Nasıl
26.05.2018 4986 Okunma
10 Yorum 28.05.2018 13:30
Süleyman Karagülle
İstihare; “EVET/HAYIR” manası nedir?
26.02.2017 10870 Okunma
9 Yorum 04.08.2017 21:52
Süleyman Karagülle
Adil Düzen Partisi'nin kuruluş tartışması
6.08.2011 19830 Okunma
9 Yorum 06.02.2016 17:34
Süleyman Karagülle
Çözüm 100 lojmanlı işyerleri
30.03.2013 10136 Okunma
9 Yorum 13.04.2013 08:44
Süleyman Karagülle
Önemli değil
11.05.2019 5904 Okunma
9 Yorum 13.05.2019 08:00
Süleyman Karagülle
Merkezi Yönetim
28.03.2019 4464 Okunma
8 Yorum 29.03.2019 15:10
Süleyman Karagülle
İstişare
2.11.2013 9948 Okunma
8 Yorum 13.11.2013 11:10
Süleyman Karagülle
KABİR AZABI
25.02.2014 29495 Okunma
8 Yorum 05.03.2014 21:24
Süleyman Karagülle
Dershaneler
7.12.2013 10592 Okunma
8 Yorum 08.04.2014 09:25
Süleyman Karagülle
Milli Güvenlik Kurulu
5.06.2018 4338 Okunma
8 Yorum 05.06.2018 19:35
Süleyman Karagülle
İlkeler
12.03.2018 5531 Okunma
8 Yorum 18.03.2018 14:30
Süleyman Karagülle
Hatalarımız
10.03.2018 4850 Okunma
7 Yorum 11.03.2018 21:45
Süleyman Karagülle
Denge
23.04.2018 5003 Okunma
7 Yorum 25.04.2018 13:00
Süleyman Karagülle
Dolar ve Faiz Oyunu
3.06.2018 4718 Okunma
7 Yorum 04.06.2018 03:17
Süleyman Karagülle
Sermaye’nin sözcüsü
8.03.2019 5493 Okunma
7 Yorum 09.03.2019 00:46
Süleyman Karagülle
Başarının sırrı
16.05.2019 5485 Okunma
7 Yorum 17.05.2019 22:22
Süleyman Karagülle
İleriyi Görmek
4.04.2019 4875 Okunma
6 Yorum 05.04.2019 21:43
Süleyman Karagülle
Çin Virüsü Dünyayı Kurtarabilir!
17.02.2020 5609 Okunma
6 Yorum 23.03.2020 09:49
Süleyman Karagülle
Seçim sonuçları
3.06.2018 4565 Okunma
6 Yorum 04.06.2018 12:33
Süleyman Karagülle
Huy
6.05.2018 5283 Okunma
6 Yorum 07.05.2018 15:06
Süleyman Karagülle
Hesaplar yanlış
3.04.2018 5255 Okunma
6 Yorum 03.04.2018 22:20
Süleyman Karagülle
Yapacaklarımız
10.03.2018 4621 Okunma
6 Yorum 12.03.2018 16:33
Süleyman Karagülle
Oyuna Oyun
31.07.2018 5100 Okunma
6 Yorum 01.08.2018 23:59
Süleyman Karagülle
Kaşıkçı hikayesi
1.11.2018 4671 Okunma
6 Yorum 01.11.2018 21:26
Süleyman Karagülle
Ekrem Şama’ya; Seninki Hiç Olmaz!
3.06.2017 6307 Okunma
6 Yorum 30.07.2017 00:29
Süleyman Karagülle
Darbeyi Kim Yaptı?
8.10.2016 11721 Okunma
6 Yorum 11.10.2016 13:15
Süleyman Karagülle
Vergisiz Ekonomi
27.05.2017 6459 Okunma
6 Yorum 31.05.2017 01:20
Süleyman Karagülle
Davet
25.04.2015 11480 Okunma
6 Yorum 27.04.2015 10:03
Süleyman Karagülle
İdam ve Öcalan
25.06.2016 12100 Okunma
6 Yorum 02.07.2016 12:02
Süleyman Karagülle
Akevler
14.07.2013 18792 Okunma
6 Yorum 22.07.2017 20:36
Süleyman Karagülle
Fıkha Göre Yeni Hükümet
14.06.2015 14266 Okunma
5 Yorum 28.06.2015 16:16
Süleyman Karagülle
Putin Müslüman Oldu
21.03.2015 13965 Okunma
5 Yorum 24.03.2015 11:50
Süleyman Karagülle
Çanlar kimin için çalıyor?
19.07.2014 9424 Okunma
5 Yorum 22.07.2014 09:12
Süleyman Karagülle
Niçin?
4.07.2018 5784 Okunma
5 Yorum 04.07.2018 22:58
Süleyman Karagülle
Kim yönetiyor?
30.06.2018 5096 Okunma
5 Yorum 01.07.2018 21:57
Süleyman Karagülle
Siyaset ve kurallar
5.04.2018 5508 Okunma
5 Yorum 06.04.2018 08:13
Süleyman Karagülle
Gül Adil Düzen’e sahip çıkmalı
6.04.2018 5138 Okunma
5 Yorum 06.04.2018 23:39
Süleyman Karagülle
İstishab gerek
20.04.2018 4896 Okunma
5 Yorum 21.04.2018 11:30
Süleyman Karagülle
Kimse Anlamak mı İstemiyor, ya da Biz mi Anlatamıyoruz!
31.05.2020 4687 Okunma
5 Yorum 01.06.2020 12:20
Süleyman Karagülle
Avrupa Birliği
14.03.2019 5545 Okunma
5 Yorum 16.03.2019 22:33
Süleyman Karagülle
Ekseriyetin marifeti
7.05.2019 5841 Okunma
5 Yorum 08.05.2019 22:07
Süleyman Karagülle
Allah’tan başka melce yoktur
24.04.2019 5961 Okunma
4 Yorum 25.04.2019 19:00
Süleyman Karagülle
Anormal Türkiye
7.02.2019 5080 Okunma
4 Yorum 10.02.2019 10:37
Süleyman Karagülle
Sermaye’nin oyunu
7.11.2018 5730 Okunma
4 Yorum 08.11.2018 00:13
Süleyman Karagülle
Ne yapmamız gerekiyor?
6.08.2020 4255 Okunma
4 Yorum 08.08.2020 20:00
Süleyman Karagülle
Koronavirüs bahanesiyle intihara gidiliyor!
13.04.2020 4506 Okunma
4 Yorum 29.04.2020 02:01
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve SON DURUM… (16)
18.04.2021 3593 Okunma
4 Yorum 26.05.2021 00:43
Süleyman Karagülle
Hesap Sorma
5.03.2018 4456 Okunma
4 Yorum 07.03.2018 11:58
Süleyman Karagülle
Yenilik
6.03.2018 4081 Okunma
4 Yorum 07.03.2018 23:36
Süleyman Karagülle
VARSAYIM-2
2.05.2018 4537 Okunma
4 Yorum 02.05.2018 23:12
Süleyman Karagülle
Anketler
16.05.2018 3804 Okunma
4 Yorum 16.05.2018 23:37
Süleyman Karagülle
KİM KAZANACAK?
8.06.2018 3983 Okunma
4 Yorum 11.06.2018 00:24
Süleyman Karagülle
Seçim sonrası
21.06.2018 3874 Okunma
4 Yorum 21.06.2018 14:09
Süleyman Karagülle
Mümin Olmak; Mümin Kimdir?
3.06.2017 5547 Okunma
4 Yorum 05.06.2017 10:41
Süleyman Karagülle
Başkanlık Sistemi
26.11.2016 10559 Okunma
4 Yorum 29.11.2016 07:17
Süleyman Karagülle
AK Parti'nin Medine Dönemi!
13.09.2014 7800 Okunma
4 Yorum 16.09.2014 08:43
Süleyman Karagülle
Başkanlık Sisteminin Delilleri
21.05.2016 12047 Okunma
4 Yorum 22.05.2016 18:44
Süleyman Karagülle
Türkiye Cumhuriyeti Devleti
20.09.2015 11735 Okunma
4 Yorum 23.09.2015 18:43
Süleyman Karagülle
Düşen Uçak ve Suriye Meselesi
29.11.2015 12298 Okunma
4 Yorum 08.12.2015 06:11
Süleyman Karagülle
Kur’an ve İki Lider; Putin ve Erdoğan
2.01.2016 10029 Okunma
4 Yorum 08.01.2016 15:13
Süleyman Karagülle
İran'da zelzele ve teklif
20.04.2013 10611 Okunma
4 Yorum 25.04.2013 18:26
Süleyman Karagülle
Aşiret / Ocak
14.04.2012 7867 Okunma
4 Yorum 20.04.2012 17:06
Süleyman Karagülle
Mümin-Müslim Hakkında Sorular
25.05.2010 10807 Okunma
4 Yorum 07.06.2010 22:20
Süleyman Karagülle
Bundan sonra ne yapmalıyız?
17.03.2012 5964 Okunma
4 Yorum 19.03.2012 21:18
Süleyman Karagülle
REJİMLER
21.03.2012 3548 Okunma
4 Yorum 22.03.2012 20:21
Süleyman Karagülle
SÜRME YETKİSİ
1.04.2012 7702 Okunma
4 Yorum 05.04.2012 21:36
Süleyman Karagülle
AKİD VE AHD
2.04.2012 7817 Okunma
4 Yorum 06.04.2012 18:38
Süleyman Karagülle
100 Daire-2
7.04.2012 5923 Okunma
3 Yorum 08.04.2012 16:45
Süleyman Karagülle
DAYANIŞMA ORTAKLIĞI
11.03.2012 6153 Okunma
3 Yorum 11.03.2012 17:31
Süleyman Karagülle
AB Krizi
19.11.2011 5694 Okunma
3 Yorum 04.12.2011 22:57
Süleyman Karagülle
GİRİŞİM/Cİ (Bir Tartışma Konusu)
31.12.2011 9571 Okunma
3 Yorum 05.01.2012 13:32
Süleyman Karagülle
KÜRT SORUNUNU KİMLER ÇÖZER?
28.03.2012 6921 Okunma
3 Yorum 30.03.2012 13:30
Süleyman Karagülle
TARTIŞMA
25.04.2012 5385 Okunma
3 Yorum 02.05.2012 18:22
Süleyman Karagülle
İşsizlik sorunu
1.09.2012 4921 Okunma
3 Yorum 03.09.2012 13:18
Süleyman Karagülle
Suriye Sorunu ve Başkanlık
12.12.2015 6948 Okunma
3 Yorum 20.12.2015 07:10
Süleyman Karagülle
Devlet Başkanı ve Yönetimde Uyum
28.11.2015 7700 Okunma
3 Yorum 01.12.2015 08:36
Süleyman Karagülle
Üçüncü Binyıl Uygarlığı
31.10.2015 11227 Okunma
3 Yorum 11.11.2015 11:54
Süleyman Karagülle
PKK, Kürtler ve Yapılması Gereken
7.11.2015 9825 Okunma
3 Yorum 11.11.2015 11:52
Süleyman Karagülle
TAVSİYE: Allah’ın Emrine Uyuyoruz
12.09.2015 7277 Okunma
3 Yorum 22.09.2015 23:48
Süleyman Karagülle
Koalisyon ve Çözüm
4.07.2015 11197 Okunma
3 Yorum 24.07.2015 23:29
Süleyman Karagülle
Çağımızda Cihad
7.07.2015 10853 Okunma
3 Yorum 20.07.2015 09:31
Süleyman Karagülle
Yeniden Seçim
25.07.2015 12283 Okunma
3 Yorum 29.07.2015 03:01
Süleyman Karagülle
Ahmet Davutoğlu’nun Hatası
14.05.2016 13678 Okunma
3 Yorum 17.05.2016 07:37
Süleyman Karagülle
15 Temmuz 2016 Neden Yapıldı?
17.07.2016 13554 Okunma
3 Yorum 19.07.2016 19:47
Süleyman Karagülle
Tesviye mi Tasfiye mi?
1.09.2016 13788 Okunma
3 Yorum 22.09.2016 19:58
Süleyman Karagülle
AK Parti’ye Tuzak!
11.04.2015 11133 Okunma
3 Yorum 13.04.2015 12:32
Süleyman Karagülle
Cumhuriyet’in DNA’ları
14.03.2015 7178 Okunma
3 Yorum 18.03.2015 10:45
Süleyman Karagülle
Kuran'ı Doğru Anlamak
30.05.2015 13540 Okunma
3 Yorum 27.11.2016 18:52
Süleyman Karagülle
Korkunç Kriz ve Çaresi
16.05.2015 10632 Okunma
3 Yorum 22.05.2015 11:29
Süleyman Karagülle
Avrasya Ekonomik Birliği
3.01.2015 10391 Okunma
3 Yorum 14.01.2015 08:18
Süleyman Karagülle
Kur’an Ekonomisi
3.12.2016 11442 Okunma
3 Yorum 05.12.2016 13:19
Süleyman Karagülle
Kuran'a İman ve Uymamız Gereken Dört İlke
5.11.2016 10063 Okunma
3 Yorum 13.11.2016 13:12
Süleyman Karagülle
Kürtler
10.06.2017 4248 Okunma
3 Yorum 11.06.2017 21:26
Süleyman Karagülle
Savaşa Doğru
25.03.2017 5288 Okunma
3 Yorum 25.03.2017 17:59
Süleyman Karagülle
Vikipedi Sorunu: Önce Yapmak… Sonra…
22.07.2017 5195 Okunma
3 Yorum 28.07.2017 11:03


© 2025 - Akevler