Süleyman Karagülle
Müteşebbis (Girişimci)
19.12.2011
6256 Okunma, 1 Yorum

Cengiz Demirci’nin İddiası

 

Kırmızı ile işaretli kısım karanın eri 2007deki bir tefsirinde tasdiki. Allah ayete göre eri tasdik etmiş, karayı ise tasdik etmemiştir.


Buna göre işletmenin girdileri 4 değil 5tir. Müteşebbis beşinci ortaktır.


Buna göre karanın 4lü sistemi yanında erin 5lli sistemi de vardır.


Madem er islami ilimleri bilmezdi, ve madem kara 80 yıldır islami ilimlerde rusuh idi, neden Allah karayı tasdik etmedi de eri haklı çıkardı...


Çünkü o müçtehidi mutlaktı, tüm zamanın alimlerinin içtihatları onun içtihatları ile değer kazanır. Onun içtihatları ile çelişen içtihatlar hatalı çıkacaktır. Onun içtihatları ise zamanla icma haline gelecektir. Tıpkı Milli Görüşün ilkelerinin, ileride tüm siyasi partilerin icmaları haline gelerek, Milli Görüşün siyasi askeri düzene gönüşmesi gibi..


İşin garibi kara bu içtihat değişikliğini tekrardan unutmuş gibi, eski içtihadına dönmüştür.

 

 

فَلَهُمْ أَجْرُهُمْ عِنْدَ رَبِّهِمْ (FaLaHuM EaCRuHuM GıNDa RabBiHiM)  

 

“Rablerinin indinde olan ecirleri onlarındır.”

 

Buradaki “Fa” harfi “Ellezîne Yunfikûne Emvâlehum”un haberine gelmiştir. Mübteda “ellezîne” ile başlarsa şart cümlesi olabilir ve “Fa” gelir. “Ellezî Darabenî Fa Hüve Maktulün” derseniz, kim beni dövmüşse o öldürülecektir denmiş olur. Burada da kim infak ediyorsa onlara ücret vardır denmiş oluyor.

 

“Lehum Ecruhum” ücretleri kendilerinindir denmiş olur. Yani ücretleri başkalarına verilmez, kendilerine verilir. Yahut ücretlerini kendileri kazanmışlardır. “Ecruhum” mübteda, “lehum” haber olur. Haber mübtedan önce gelmiş olur.

 

“Ecr” tekildir. Çok olan infak edenler bir ücreti istihkak ediyorlar; ortak ücreti istihkak ediyorlar. Buradaki bu durum da “işçilik sistemi” yerine “ortaklık sistemi”ni ortaya koyuyor. Birlikte çalışacaklar ama elde ettikleri ücret ortaktır. Sonra kendi aralarında bölüşecekler, hattâ bir kısmını ortak işlerde harcayacaklardır. Ücret bunun için tekil gelmiştir.

 

Bir işletmede dört çeşit girdi vardır: Bir pay tesislerin kirasıdır. Bir pay genel hizmet karşılığı kamu payıdır. Bir pay ham madde payıdır. Bir pay da işçilik ücretidir.

 

 Burada önemli bir ifade vardır. Yukarıda “mallarını infak ederler” deniyor, sonra da “ücretleri” deniyor; yani “malların bedelleri” denmiyor, “ücretleri” deniyor. Yani mallarını satıp semenlerini almıyorlar, mallarının karşılığını almıyorlar, ücretlerini alıyorlar. Ham maddeyi verenler karşılığında mamul madde alıyorlar, bu aldıkları semen değil ücrettir. Yani emek verenler neyi istihkak ediyorlarsa, ham madde verenler de onu istihkak ediyor demektir.  

 

Burada şu sonuçlara varıyoruz: Dört girdinin istihkakı aynıdır. Hepsi ücret alanlar gibi karşılık  alıyorlar. Peki, sorumlu kimdir, sorumlular kimden alacaklı oluyorlar?

 

İşletmeden alacaklı oluyorlar, yani işletmenin kurucularından alacaklı oluyorlar.

 

Onlar işletme sermayesine sahip değildirler, onlar bina sahibi değildirler, onlar emek sahibi değildirler, onlar genel hizmet yapmıyorlar. Bunlar kuruculardır. Bu kuruculara kamu kefildir, dayanışma ortaklığı kefildir, taşınmazlar kefildir. İşletmenin kurucuları onlardır. İşte herkes onlara karşı sorumludur. Buna bugün “müteşebbis” denmektedir.

 

Bu âyette bugün ikinci noktada içtihadımızı değiştirme durumunda kalıyoruz; bu da dört girdinin yanında bir de beşinci olarak “müteşebbis” vardır.

 

Erbakan’la ihtilafımızda Erbakan haklı çıkmaktadır, yani demek ki “müteşebbis” de varmış.  

 

Yeni içtihatlarımıza göre;

 

-Ticarî işletmelerde gizlilik vardır.

 

-Bir de beşinci girdi “müteşebbis” vardır.

 

O halde müteşebbis kimdir?

 

a)      Müteşebbisten önce dayanışma ortaklığı vardır, ona müteşebbis olma yetkisini vermiştir. İşletmede başarısızlık olursa dayanışma ortaklığı sorumludur.

 

b)     Müteşebbisler işletmeyi teminata alacak taşınmazlara sahiptirler. Bunlar kendilerinin olabilir veya birileri ile anlaşır ve onları ortak ederler; müteşebbislikte ortak ederler. Bir taşınmaz yalnız değeri kadar işletmeye konabilir. Dolayısıyla ülkedeki bütün işletmeler sınırlanmış bulunmaktadır.

 

c)      İşletme sözleşmesini yapacaklar ve işletme taahhüdünde bulunacaklar, bir işetme senedi ortaya koyacaklar, yani yazılı belge hâline getireceklerdir.  

 

d)     Nihayet, tesis sahiplerini bulacak ve ortak edeceklerdir; emek sahiplerini bulup ortak edeceklerdir; tüccar ortakları bulup ortak edeceklerdir; genel hizmet sorumlusunu bulup ortak edeceklerdir. Bunlardan biri ortadan kalktığı zaman yerine birisini bulup koyacaklardır.

 

Ben şimdiye kadar bunu emek sorumlusuna yaptırıyordum. Ancak burada “ecr” kelimesinin müfret gelmesi ve infak edenlerin de semen değil de ücret almaları bizi bu istidlâle götürmektedir.

 

Demek ki müteşebbis olacaktır. Müteşebbisin sadece kredisi olacaktır. Tüm sorumlulardan sonra müteşebbis sorumlu olacaktır. O da cirodan bir pay alacaktır. Bu müteşebbislerin tekelleşmeleri ancak tüm taşınmazların bunların olması ile mümkündür; bunun olması da mümkün değildir. Çünkü inşaat kredisi işçiye verilmekte, dolayısıyla yapılar halkın olmaktadır.  

 

“İnde Rabbihim” denmiştir. Bu âyette başka bir çözüme daha gitmiş oluyoruz, o da “Rablerinin indindedir” denmektedir. Bunun mânâsı nedir? Kâinatı var eden Allah’ın indindedir” denmiyor, “Rablerinin indindedir” deniyor. “Allah” devleti temsil ediyor. “Rab” neyi temsil ediyor?

 

Bunun için bir varsayım ortaya koyabiliriz. Şimdi biz bu varsayıma göre “dayanışma ortaklıklarının yanındadır” denmiş olur diyebiliriz. Eğitim görevi dayanışma ortaklıklarına aittir. Öyleyse âlemlerin Rabbi olan Allah’ın yeryüzündeki rab sıfatının tecellisi dayanışma ortaklıklarıdır.

 

Bu varsayımı şimdi ortaya koyuyoruz. Doğruluğunu tahkik etmek size ait olacaktır. Kur’an’ı baştan sonuna kadar okuyup “Rabb”e bu mânâ verildiği zaman ne sonuçlar çıkacağını denetleyeceksiniz. Eğer uygun ise bu varsayım doğru olacak, değilse bu varsayım yanlış olacaktır.

 

Bu çalışmalardan maksat sizlere sonuçları sunmak değil, usûlü anlatmak, içtihada doğru götürmektir. Bu sebepledir ki sadece varsayımlar için de örnek vermiş oluyorum.

 

 

Süleyman Karagülle’nin açıklaması

 

Biz  bağımsız adaylığımızı koyduk. Erbakan milletvekili oldu. Parti kurdular, beni kurucu yapmadılar. Bunu hiç sorun yapmadım, yetki belgesini alarak Ege bölgesinin teşkilatlanmasını sağladım.

Necip Fazıl’ın etkisiyle Millî Görüş kelimesini kendilerine slogan yapmışlardı. Bu yanlıştı. Tüm insanlığa rahmet olan bir düzeni getiriyorduk. Sadece Türkler için faaliyet göstermek şeriata aykırı idi. Başkan içtihat yapmamış ve sloganı ortaya koymuştur. Buna karşı çıkmam meşru olmazdı. Hatayı düşünmemiz gerekir. Ama başkanın içtihatlarına da karşı çıkmamamız gerekir.

Spor salonunda bölge konferansı yaptık. Ve oradaki açış konuşmamda Milli Görüş’ü açıkladım: Herkes kendi içtihadıyla hareketle mükelleftir. Her topluluk da kendi icmaları ile amel etmek zorundadır. Türkler kendi kanunları ile idare edilmelidir. Milli Görüş demek kendi içtihat ve icmalarımızla yönetilecektir diye açıkladık. Erbakan’ın hatalı içtihatlarını zımnen tashih ederek tasdik ettik.

Yine Erbakan hatalı olarak beşinci müteşebbisi ortaya koydu. Buna uymamız mümkün değildir. Çünkü biz daha önce kitaplarımızı yazmıştık. Bir işletme senedinin çıkarılması var. Ondan sonra işletilmesi vardır. Dört girdi işletme senedi çıktıktan sonra işletmesi ile ilgilidir. Baştan ise müteşebbis dört girdiyi temin ettikten sonra iki şey daha bulmak zorundadır.

Bu da dayanışma ortaklığı ve bir de bir gayri menkulu rehin olan kimseyi bulma durumundadır. Dayanışma ortaklığı genel hizmet içindedir. İpotek edilen gayri menkulun tesis içinde sayılması olabilir. Ayrı da olabilir. O taktirde işletmeden pay alanlar dört değil beş grup olur. Beşincisi senet gayri menkulü rehin edenler olur.

Erbakan’ı desteklemek, ona karşı çıkmamak için onu da beşinci pay sahibi olarak değerlendirdim. İçtihadımda değişme aslında olmamıştır. Çünkü rehin payı her zaman ayırdım. Sadece bunun ayrı girdi olup olmadığı konusudur. Sadece sınıflamada adlandırmadan ibarettir. Bu da uygulamada herhangi farklılık yapmaz. Sadece ifade şeklini değiştirir. Başkana uymak için de ben ifademi değiştirmiş oluyorum.

Ben hata etmiş olabilirim. Ben hatamı düzeltmiş olabilirim. Bu benim içtihatlarıma zafiyet değil sağlamlık getirir. Siz delil isteseniz benim delilimle sizin deliliniz eşit seviyede olsa ben sizin delilinize uyarım. Çünkü sizin o görüşte olmanız güçlendirir.

Erbakan siyasetçidir. O içtihadını kolay kolay değiştiremez. O zaman Cengiz gibiler ortaya çıkar onun siyasi gücünü kırarlar. Ben ise siyasi bir emele sahip değilim. Kimsenin benim içtihadıma uymasını da istemiyorum. Cengiz kardeşimizin işi, Karagülle’yi düşürmek Erbakan’ı yukarıya çıkarmak. Erbakan hayatta değildir. Yükseltemezsin. Çünkü siyaseti hayatta olanlar yapabilir. Benim de seviyemi düşüremezsiniz. Çünkü ben siyasette zaten en az seviyedeyim. İlimde ise rütbe yoktur. Her meselenin doğrusu ve yanlışı vardır.

 

 


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
20.12.2011
18:26

GİRİŞİM/Cİ (Bir Tartışma Konusu)

Akevler Çalışmalarında işletmelerin girdilerini tesis, emek, ham madde ve genel hizmet olmak üzere dört olarak tesbit etmiş bulunuyorduk. Çalışmalarımız esnasında Erbakan buna beşinci girdiyi ortaya koydu, “müteşebbis” olarak koyduk. Biz bu görüşü benimsemedik ama onunla da tartışmadık. Kendi görüşü idi. Herkes kendi içtihadına göre amel eder. Eğer o benden olur isteseydi açıklardım. İstenmedi. Benim de bir şey deme yetkim olamazdı. Aksi halde onun içtihatlarına müdahale etmiş olurdum. Ben niye onun içtihadına katılmıyorum? İşçilik sisteminde bir müteşebbis vardır. İşletme merkezden yönetilir. Dolayısıyla bir baş sorumlu olmalıdır. Ortaklık sisteminde herkes müteşebbistir. Herkes kendi işini kendisi yapar. Kimse kimsenin emrinde değildir. Herkes sözleşmedeki kurallara uymak durumundadır. İşletmelerde işçiler arasında çalışırken bir merkezi sistem vardır. Ama dört girdi arasında bunlara emreden, bunları yöneten biri yoktur. Herkes içtihadına göre hareket eder. Yanlış yaparsa hakemlere hesap verir. Burada da işlerin aksamaması için bir Genel Hizmet Sorumlusu vardır. O aynı zamanda işletmenin sorumlusudur. Geçici olarak kararları o alır, ona göre hareket edilir. Mağdur olan olursa hakemlere gider. 25 Genel Hizmetin ilki bu kimsedir. İşletmeyi ancak bu şekilde kabule edersek ortaklık olur. Bunun dışında yani Genel Hizmet Sorumlusu dışında bir işletmeci koyarsanız, o ortaklık olmaz, işçilik olur. Erbakan onun yetkilerini ve sorumluklarını ortaya koymamıştır. Kur’an seminerlerinin birinde (âyet), infak edenlerin ücretlerinden bahsedilmektedir. Demek ki onlar da ecirlerini alıyorlar. O halde dıman kimin yani sorumlu kim? Zarar kime ait olacaktır? O zaman bunun girişimci olduğunu söylemiş ve orada öylece Erbakan’ın haklılığını belirtmişim. Cengiz Demirci kardeşimiz bunun benim hatam olduğunu, Erbakan’ın hata etmez biri olduğunu yazdı. Zafer Kafkas kardeşimiz de bana; unuttun mu yoksa, içtihadını bir daha değişti mi diye sormaktadır. Bu makalem Zafer Kafkas’a açıklama mahiyetindedir. O âyetten onu istidlâl ettim. Ne var ki sistemde yerine oturtamadığım için ondan sonra da girdileri dört olarak korudum. Çünkü onun yetki ve görevlerini bilememiştim. Sonra da o sorunu unuttum. Şimdi bu kardeşlerim hatırlattılar, Allah onlardan razı olsun. Cengiz Demirci kardeşimizin hatası Erbakan’la Karagülle’yi tartışmasıdır. Şahısları değil konuyu tartışmalı idi. Mesela, girişimcinin görev ve yetkilerini ya sormalı ya da kendisi koymalı idi. Onun yapması gerekeni şimdi ben yapıyorum. Bir araba yapmak ayrıdır, arabayı kullanmak ayrıdır. Uçağı yapan fabrikanın sahibi pilot olacak, yaptığı uçağı da o kullanacak demek değildir. O halde bir işletmeyi kurmak ayrı, bir işetmeyi işletmek ayrıdır. Ben işletmenin girdilerini sayarken dört girdiden bahsediyorum, tamamen haklıyım. Orada beşinci bir müteşebbis yoktur. Bu içtihadım hep böyledir, böyle devam ediyor. İşletmeyi kurarken de yani sözleşme yaparken ve işletme senedi çıkarırken ise bu girdiler yoktur. İşletme senedinin tarafları farklı kimselerdir. 1- İşletme senedi bir dayanışma ortaklığının kefaleti altında çıkar. 2- İşletme senedi senet için ipotek edilen bir taşınmaz karşılığı çıkar. 3- İşletme senedi bir senet sorumlusu tarafından çıkarılır. 4- Nihayet hamiline yazılmış bir işletme senedi çıkar, bunun genel hizmet sorumlusu vardır. Burada işletme sorumlusu kimdir? Dört girdiden biri olabilir. Yani tesis sahibi senedi çıkartır, tesisleri öyle kiraya verebilir. İşletme genel sorumlusu olabilir, tesisleri kiralar, işetme senedini çıkarabilir. Yahut bir tüccar böyle bir tesisi kiralar, işletme senedini çıkartmış olabilir. Hattâ bunlardan hiçbirisi olmayan biri genel hizmet içinde bir işletme senedi çıkarabilir. Bunun payı genel hizmetten karşılanır. Burada beşinci bir girdi vardır. O da işetme senedine rehin koyan kişidir. Taşınmazı ipotek ettiği için işletmenin cirosundan bir pay alır. Başka hiçbir şeye karışmaz. Peki bunun görevi nedir, sorumluluğu nedir? 1- Önce bu taşınmazı koymazsa işletme senedi çıkarılamaz. Her senet için değeri kadar bir taşınmazın rehin edilmesi gerekir. O halde kurulurken birinci derecede rol oynar. Çünkü önce taşınmazın bulunması gerekir. 2- Sonra, eğer işletme tasfiye edilirse, önce bunun taşınmazı satılır, devlet alır. Senetleri iflas ettirenden tasfiye eder. Sonra dayanışma ortaklığına rücu eder ve onlardan tahsil eder. Aldığı parayı ipotek sahibine öder. Yahut dayanışma ortaklığı önce öder, sonra daireyi satar. Bu da tartışma konusudur. Hangisinin olacağını âyetlerden istihraç etmek gerekir. İşte bu sorumluluğu olan ipotek sahibine bir yetki veriyoruz. İflasa gitmekte olan işletmeyi hakemlere giderek tasfiye ettirmiş olur. Bu şekilde düşündüğümüz zaman beşinci girdi de ipotek sahibidir. Bu anlamda girdiler beş olur. Sonuç: İşetme kurulurken ve tasfiye edilirken girdi beş tanedir, işletme devam ederken dört tanedir. İpotek sahibi mahkeme kararı alınmadan hiçbir yetkiye sahip değildir, hiçbir sorumluluğu da yoktur. SÜLEYMAN KARAGÜLLE





Çok Yorumlanan Makaleler
Süleyman Karagülle
ABD Başkanlık Seçimi
19.11.2016 42230 Okunma
28 Yorum 19.12.2016 21:41
Süleyman Karagülle
D E R G I !
29.04.2017 9979 Okunma
18 Yorum 16.05.2017 08:11
Süleyman Karagülle
Kesin Sonuç
7.06.2018 6366 Okunma
12 Yorum 12.06.2018 03:32
Süleyman Karagülle
Görevimiz
22.02.2014 27967 Okunma
12 Yorum 05.02.2016 21:44
Süleyman Karagülle
İnsanlık anayasası - Sam Adian'a cevap
24.02.2016 13435 Okunma
10 Yorum 26.02.2016 00:34
Süleyman Karagülle
Ne değil, Nasıl
26.05.2018 4986 Okunma
10 Yorum 28.05.2018 13:30
Süleyman Karagülle
İstihare; “EVET/HAYIR” manası nedir?
26.02.2017 10870 Okunma
9 Yorum 04.08.2017 21:52
Süleyman Karagülle
Adil Düzen Partisi'nin kuruluş tartışması
6.08.2011 19830 Okunma
9 Yorum 06.02.2016 17:34
Süleyman Karagülle
Çözüm 100 lojmanlı işyerleri
30.03.2013 10136 Okunma
9 Yorum 13.04.2013 08:44
Süleyman Karagülle
Önemli değil
11.05.2019 5904 Okunma
9 Yorum 13.05.2019 08:00
Süleyman Karagülle
Merkezi Yönetim
28.03.2019 4464 Okunma
8 Yorum 29.03.2019 15:10
Süleyman Karagülle
İstişare
2.11.2013 9948 Okunma
8 Yorum 13.11.2013 11:10
Süleyman Karagülle
KABİR AZABI
25.02.2014 29495 Okunma
8 Yorum 05.03.2014 21:24
Süleyman Karagülle
Dershaneler
7.12.2013 10592 Okunma
8 Yorum 08.04.2014 09:25
Süleyman Karagülle
Milli Güvenlik Kurulu
5.06.2018 4338 Okunma
8 Yorum 05.06.2018 19:35
Süleyman Karagülle
İlkeler
12.03.2018 5531 Okunma
8 Yorum 18.03.2018 14:30
Süleyman Karagülle
Hatalarımız
10.03.2018 4850 Okunma
7 Yorum 11.03.2018 21:45
Süleyman Karagülle
Denge
23.04.2018 5003 Okunma
7 Yorum 25.04.2018 13:00
Süleyman Karagülle
Dolar ve Faiz Oyunu
3.06.2018 4718 Okunma
7 Yorum 04.06.2018 03:17
Süleyman Karagülle
Sermaye’nin sözcüsü
8.03.2019 5493 Okunma
7 Yorum 09.03.2019 00:46
Süleyman Karagülle
Başarının sırrı
16.05.2019 5485 Okunma
7 Yorum 17.05.2019 22:22
Süleyman Karagülle
İleriyi Görmek
4.04.2019 4875 Okunma
6 Yorum 05.04.2019 21:43
Süleyman Karagülle
Çin Virüsü Dünyayı Kurtarabilir!
17.02.2020 5609 Okunma
6 Yorum 23.03.2020 09:49
Süleyman Karagülle
Seçim sonuçları
3.06.2018 4564 Okunma
6 Yorum 04.06.2018 12:33
Süleyman Karagülle
Huy
6.05.2018 5283 Okunma
6 Yorum 07.05.2018 15:06
Süleyman Karagülle
Hesaplar yanlış
3.04.2018 5255 Okunma
6 Yorum 03.04.2018 22:20
Süleyman Karagülle
Yapacaklarımız
10.03.2018 4621 Okunma
6 Yorum 12.03.2018 16:33
Süleyman Karagülle
Oyuna Oyun
31.07.2018 5100 Okunma
6 Yorum 01.08.2018 23:59
Süleyman Karagülle
Kaşıkçı hikayesi
1.11.2018 4671 Okunma
6 Yorum 01.11.2018 21:26
Süleyman Karagülle
Ekrem Şama’ya; Seninki Hiç Olmaz!
3.06.2017 6307 Okunma
6 Yorum 30.07.2017 00:29
Süleyman Karagülle
Darbeyi Kim Yaptı?
8.10.2016 11721 Okunma
6 Yorum 11.10.2016 13:15
Süleyman Karagülle
Vergisiz Ekonomi
27.05.2017 6459 Okunma
6 Yorum 31.05.2017 01:20
Süleyman Karagülle
Davet
25.04.2015 11480 Okunma
6 Yorum 27.04.2015 10:03
Süleyman Karagülle
İdam ve Öcalan
25.06.2016 12100 Okunma
6 Yorum 02.07.2016 12:02
Süleyman Karagülle
Akevler
14.07.2013 18792 Okunma
6 Yorum 22.07.2017 20:36
Süleyman Karagülle
Fıkha Göre Yeni Hükümet
14.06.2015 14266 Okunma
5 Yorum 28.06.2015 16:16
Süleyman Karagülle
Putin Müslüman Oldu
21.03.2015 13965 Okunma
5 Yorum 24.03.2015 11:50
Süleyman Karagülle
Çanlar kimin için çalıyor?
19.07.2014 9424 Okunma
5 Yorum 22.07.2014 09:12
Süleyman Karagülle
Niçin?
4.07.2018 5781 Okunma
5 Yorum 04.07.2018 22:58
Süleyman Karagülle
Kim yönetiyor?
30.06.2018 5096 Okunma
5 Yorum 01.07.2018 21:57
Süleyman Karagülle
Siyaset ve kurallar
5.04.2018 5508 Okunma
5 Yorum 06.04.2018 08:13
Süleyman Karagülle
Gül Adil Düzen’e sahip çıkmalı
6.04.2018 5138 Okunma
5 Yorum 06.04.2018 23:39
Süleyman Karagülle
İstishab gerek
20.04.2018 4896 Okunma
5 Yorum 21.04.2018 11:30
Süleyman Karagülle
Kimse Anlamak mı İstemiyor, ya da Biz mi Anlatamıyoruz!
31.05.2020 4687 Okunma
5 Yorum 01.06.2020 12:20
Süleyman Karagülle
Avrupa Birliği
14.03.2019 5545 Okunma
5 Yorum 16.03.2019 22:33
Süleyman Karagülle
Ekseriyetin marifeti
7.05.2019 5841 Okunma
5 Yorum 08.05.2019 22:07
Süleyman Karagülle
Allah’tan başka melce yoktur
24.04.2019 5961 Okunma
4 Yorum 25.04.2019 19:00
Süleyman Karagülle
Anormal Türkiye
7.02.2019 5080 Okunma
4 Yorum 10.02.2019 10:37
Süleyman Karagülle
Sermaye’nin oyunu
7.11.2018 5730 Okunma
4 Yorum 08.11.2018 00:13
Süleyman Karagülle
Ne yapmamız gerekiyor?
6.08.2020 4255 Okunma
4 Yorum 08.08.2020 20:00
Süleyman Karagülle
Koronavirüs bahanesiyle intihara gidiliyor!
13.04.2020 4506 Okunma
4 Yorum 29.04.2020 02:01
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve SON DURUM… (16)
18.04.2021 3593 Okunma
4 Yorum 26.05.2021 00:43
Süleyman Karagülle
Hesap Sorma
5.03.2018 4456 Okunma
4 Yorum 07.03.2018 11:58
Süleyman Karagülle
Yenilik
6.03.2018 4081 Okunma
4 Yorum 07.03.2018 23:36
Süleyman Karagülle
VARSAYIM-2
2.05.2018 4537 Okunma
4 Yorum 02.05.2018 23:12
Süleyman Karagülle
Anketler
16.05.2018 3804 Okunma
4 Yorum 16.05.2018 23:37
Süleyman Karagülle
KİM KAZANACAK?
8.06.2018 3983 Okunma
4 Yorum 11.06.2018 00:24
Süleyman Karagülle
Seçim sonrası
21.06.2018 3874 Okunma
4 Yorum 21.06.2018 14:09
Süleyman Karagülle
Mümin Olmak; Mümin Kimdir?
3.06.2017 5547 Okunma
4 Yorum 05.06.2017 10:41
Süleyman Karagülle
Başkanlık Sistemi
26.11.2016 10559 Okunma
4 Yorum 29.11.2016 07:17
Süleyman Karagülle
AK Parti'nin Medine Dönemi!
13.09.2014 7800 Okunma
4 Yorum 16.09.2014 08:43
Süleyman Karagülle
Başkanlık Sisteminin Delilleri
21.05.2016 12047 Okunma
4 Yorum 22.05.2016 18:44
Süleyman Karagülle
Türkiye Cumhuriyeti Devleti
20.09.2015 11735 Okunma
4 Yorum 23.09.2015 18:43
Süleyman Karagülle
Düşen Uçak ve Suriye Meselesi
29.11.2015 12298 Okunma
4 Yorum 08.12.2015 06:11
Süleyman Karagülle
Kur’an ve İki Lider; Putin ve Erdoğan
2.01.2016 10029 Okunma
4 Yorum 08.01.2016 15:13
Süleyman Karagülle
İran'da zelzele ve teklif
20.04.2013 10611 Okunma
4 Yorum 25.04.2013 18:26
Süleyman Karagülle
Aşiret / Ocak
14.04.2012 7867 Okunma
4 Yorum 20.04.2012 17:06
Süleyman Karagülle
Mümin-Müslim Hakkında Sorular
25.05.2010 10807 Okunma
4 Yorum 07.06.2010 22:20
Süleyman Karagülle
Bundan sonra ne yapmalıyız?
17.03.2012 5964 Okunma
4 Yorum 19.03.2012 21:18
Süleyman Karagülle
REJİMLER
21.03.2012 3548 Okunma
4 Yorum 22.03.2012 20:21
Süleyman Karagülle
SÜRME YETKİSİ
1.04.2012 7702 Okunma
4 Yorum 05.04.2012 21:36
Süleyman Karagülle
AKİD VE AHD
2.04.2012 7817 Okunma
4 Yorum 06.04.2012 18:38
Süleyman Karagülle
100 Daire-2
7.04.2012 5923 Okunma
3 Yorum 08.04.2012 16:45
Süleyman Karagülle
DAYANIŞMA ORTAKLIĞI
11.03.2012 6153 Okunma
3 Yorum 11.03.2012 17:31
Süleyman Karagülle
AB Krizi
19.11.2011 5694 Okunma
3 Yorum 04.12.2011 22:57
Süleyman Karagülle
GİRİŞİM/Cİ (Bir Tartışma Konusu)
31.12.2011 9571 Okunma
3 Yorum 05.01.2012 13:32
Süleyman Karagülle
KÜRT SORUNUNU KİMLER ÇÖZER?
28.03.2012 6921 Okunma
3 Yorum 30.03.2012 13:30
Süleyman Karagülle
TARTIŞMA
25.04.2012 5385 Okunma
3 Yorum 02.05.2012 18:22
Süleyman Karagülle
İşsizlik sorunu
1.09.2012 4921 Okunma
3 Yorum 03.09.2012 13:18
Süleyman Karagülle
Suriye Sorunu ve Başkanlık
12.12.2015 6948 Okunma
3 Yorum 20.12.2015 07:10
Süleyman Karagülle
Devlet Başkanı ve Yönetimde Uyum
28.11.2015 7700 Okunma
3 Yorum 01.12.2015 08:36
Süleyman Karagülle
Üçüncü Binyıl Uygarlığı
31.10.2015 11227 Okunma
3 Yorum 11.11.2015 11:54
Süleyman Karagülle
PKK, Kürtler ve Yapılması Gereken
7.11.2015 9825 Okunma
3 Yorum 11.11.2015 11:52
Süleyman Karagülle
TAVSİYE: Allah’ın Emrine Uyuyoruz
12.09.2015 7277 Okunma
3 Yorum 22.09.2015 23:48
Süleyman Karagülle
Koalisyon ve Çözüm
4.07.2015 11197 Okunma
3 Yorum 24.07.2015 23:29
Süleyman Karagülle
Çağımızda Cihad
7.07.2015 10853 Okunma
3 Yorum 20.07.2015 09:31
Süleyman Karagülle
Yeniden Seçim
25.07.2015 12283 Okunma
3 Yorum 29.07.2015 03:01
Süleyman Karagülle
Ahmet Davutoğlu’nun Hatası
14.05.2016 13678 Okunma
3 Yorum 17.05.2016 07:37
Süleyman Karagülle
15 Temmuz 2016 Neden Yapıldı?
17.07.2016 13554 Okunma
3 Yorum 19.07.2016 19:47
Süleyman Karagülle
Tesviye mi Tasfiye mi?
1.09.2016 13788 Okunma
3 Yorum 22.09.2016 19:58
Süleyman Karagülle
AK Parti’ye Tuzak!
11.04.2015 11133 Okunma
3 Yorum 13.04.2015 12:32
Süleyman Karagülle
Cumhuriyet’in DNA’ları
14.03.2015 7178 Okunma
3 Yorum 18.03.2015 10:45
Süleyman Karagülle
Kuran'ı Doğru Anlamak
30.05.2015 13540 Okunma
3 Yorum 27.11.2016 18:52
Süleyman Karagülle
Korkunç Kriz ve Çaresi
16.05.2015 10632 Okunma
3 Yorum 22.05.2015 11:29
Süleyman Karagülle
Avrasya Ekonomik Birliği
3.01.2015 10391 Okunma
3 Yorum 14.01.2015 08:18
Süleyman Karagülle
Kur’an Ekonomisi
3.12.2016 11442 Okunma
3 Yorum 05.12.2016 13:19
Süleyman Karagülle
Kuran'a İman ve Uymamız Gereken Dört İlke
5.11.2016 10063 Okunma
3 Yorum 13.11.2016 13:12
Süleyman Karagülle
Kürtler
10.06.2017 4248 Okunma
3 Yorum 11.06.2017 21:26
Süleyman Karagülle
Savaşa Doğru
25.03.2017 5288 Okunma
3 Yorum 25.03.2017 17:59
Süleyman Karagülle
Vikipedi Sorunu: Önce Yapmak… Sonra…
22.07.2017 5195 Okunma
3 Yorum 28.07.2017 11:03


© 2025 - Akevler