Süleyman Karagülle
Anayasa-1
15.10.2011
5563 Okunma, 2 Yorum

Allah Kur’an’da “Nurunu tamamlayacaktır” diyor.

Kur’an’ın nüzulü tamamlandıktan 30 sene sonra yönetim tekrar cahiliye dönemine dönmüş, kabile kavgaları ile devlet yönetilmiştir.

İlk bakışta Allah’ın nuru sönmüştü.

Oysa Allah’ın nuru ondan sonra parlamıştır.

Şöyle ki, resul ölünce halk sahabeleri resulün yerine koydu, onları da peygamberi dinler gibi dinledi. Onların ilimlerine ve faziletlerine inandıkları için onlara ittibada bir tereddüt göstermemişlerdi. Onlar vahiy almıyorlardı ama istişare ediyor ve kendi ilimleri ile karar veriyorlardı.

Emevi saltanatı gelince hükümdarlar hem âlim değildi hem de faziletli değildi. Halk onların fetvalarına güvenmedi. Müslümanlar devlet işlerinde onlara itaat ettiler ama özel hukukta onların fetvaları yerine âlimler aradılar, onlara danıştılar ve ona göre amel ettiler. Bu durum fakihlerin yani o zamanın âlimlerinin çoğalmasına sebep oldu. İşte müçtehitler devri bu şekilde ortaya çıktı. Beyan ilmi tedvin edildi. Fıkıh ve usul-ü fıkıh oluştu.

Bu ilimler sayesinde biz bugün Kur’an’ı ve onun dilini biliyoruz. Yoksa Kur’an da şimdiye kadar çoktan tahrif edilmiş olacaktı, insanlar onun dilini de unutmuş olacaklardı.

Bugün bile;

“İslâm” deyince Kur’an ehli anlaşılır. Halbuki İslâm deyince tüm ha dinler anlaşılır; Tevrat, İncil, Furkan ehli anlaşılır.

“Din” deyince sadece ibadetlerle meşgul olan kuruluşlar anlaşılır. Oysa “din” “düzen” demektir. İlmî, dinî, meslekî ve siyasî bütün kuruluşlar dinin içindedir.

İşte…

Biz eğer bugün Kur’an’ın kendisine, diline ve anlamlarına ulaşabiliyorsak, bu müçtehitlerin başarılı çalışmaları sayesinde ulaşıyoruz. Onlar tümevarım metodunu getirdiler. Kıbleyi bulacağız diye trigonometriyi keşfettiler. Yön tayini için pusulayı kullandılar. İslâm âlemi fende ilerledi. Batı dünyası Haçlı Seferleri’nde bunları öğrendi, bu sayede bugünkü uygarlık doğdu.

İşte bu durum Emevi halifelerinin iktidar olması ile sağlandı.

Eğer dört halife devri gibi adil yönetim devam etseydi biz şimdi ortaçağı yaşamaya devam ederdik.

*

Günümüze gelelim.

Biz 1967’de “İslam Düzen”ine çalışmaya başladık...  

Ondan sonra iktidar da olduk ama bu iktidar bir sene bile sürmedi...

Şayet on sene devam etseydik “Adil Düzen” uygulanacaktı ama bilmediğimiz için eksik ve yanlış uygulanacaktı. Allah ne yaptı; Adil Düzen iktidarını indirdi, Oğuzhan diye birisini de görevlendirdi ve “Adil Düzen”i o partide yasaklattı...

AK Parti ortaya çıktı...

AK Parti nedir, bilir misiniz?

Asrı Saadet’in Emevileridir. Kur’an bilinmiyor. Geçici olarak onlar saltanat sürecekler ki “Adil Düzen”i öğrenelim ve iktidar olduğumuz zaman gerçekten iktidar olalım.

Refah Partisi’nin on bir ay sonra uzaklaştırılmasını nimet bilip hamd etmeliyiz. Bizzat Erbakan bu “Adil Düzen”in sadece kokusudur dedi. O uygulamaların “Adil Düzen”li alakası kokusu kadardı. Sonra tekrar talip oldu ama “Adil Düzen” hâlâ bilinmiyordu. Dolayısıyla Erbakan yaşasaydı, Saadet Partisi iktidar olsaydı yine de “Adil Düzen” uygulanamayacak, AK Parti’nin versiyonu olacaktı. Allah milletimizi bundan korudu. Erbakan’ın görevi bittiği için dar-ı bekaya irtihal etti. Oy oranı yüzde 2’lere düşerek Allah Saadet Partisi’ni de kurtardı.

Şimdi Saadet Partisi’nin hamd edip “Adil Düzen”e tam olarak yönelmesi ve çalışması gerekir, lafını değil “Adil Düzen”in kendisini öğrenmesi gerekir.

*

O isimde çatışmaya gerek yoktur. Biz Adil Düzen Partisi’ni kurmalı ve Adil Düzen Çalışmalarını o parti desteklemelidir. Parti ilmî çalışma yapmaz, parti ilmî çalışmaları destekler; para ile değil, çalışacakları bularak destekler. Saadet Partisi ve ESAM bu işleri yapmıyor. Ben bütün Adil Düzen Çalışanlarını onlardan i’rza davet ediyorum; “Onlardan i’raz et kendi havuzlarında oynasınlar” âyetini hatırlatıyorum. Cengiz Demirci gibi savunan kişilerse onları savunsun, bu âyete teviller getirsin.

Sizlere bir endişemi de belirtmek istiyorum: Bizim Kur’an’dan anladığımı “Adil Düzen” bugünkü düzenden o kadar uzaktır ki, belki de bu bin yıl yine bundan önceki bin yılda olduğu gibi Emeviler ,Abbasiler, Selçuklular ve Osmanlılar benzeri yöneticiler yönetecektir. Yani AK Parti ve bir kolu onun peşinde koşan Saadet Partisi yönetecektir.

*

Bu durumda biz ne yapmış olacağız?

200-300 sene içinde IV. Bin Yıl Uygarlığına proje bırakacağız, onlar uygulayacaklardır.

Bugün İstanbul Yenibosna’da çalışanlar bu çalışmayı yapıyorlar...

Yunan filozofları gibi, İslâm fıkıhçıları gibi yapıyorlar...

Hemen uygulansın diye bir sorunları yoktur...

On sene sonra uygulanabilir, yüz sene sonra uygulanabilir.

Bizim görevimiz görüşümüzü ilmî olarak ortaya koymaktır. Uygulama işi ise bize değil siyasi ve iktisadi kuruluşlara ait olacaktır. Takip eden ve uygulayan olursa yararlanır; olmazsa bin yıl sonra uygulanır.

 

SÜLEYMAN KARAGÜLLE

Yay. Haz.: REŞAT NURİ EROL

www.akevler.org (0532) 246 68 92

 

 


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
16.10.2011
10:17

Yeni bir anayasa? Evet, ama nasıl?

*

Hilmi Yavuz, Zaman, 16 Ekim 2011, Pazar

*

Türkiye Cumhuriyeti yeni bir Anayasa edinmeye hazırlanıyor. Her yeni Anayasa yeni bir Cumhuriyet demektir. Bu durumda Türkiye Cumhuriyeti 1921, 1924, 1961 ve 1982 tarihli Anayasalarından sonra beşinci Anayasa'ya sahip olacaktır ki, bu da V. Cumhuriyet demektir. Gerçi, 1924 Anayasası ile 1982 Anayasası arasında, meselâ 10 Nisan 1926'da, Laiklik ilkesinin kabulünde olduğu gibi, radikal birtakım değişikliklerin yapıldığı görülüyor. Ama dikkate değer olan, 1924 ile 1982 tarihleri arasında yeni bir Anayasa'ya lüzûm görülmemiş olmasıdır. Türkiye Cumhuriyeti, ilk iki buçuk yılında 'Laik' bir Cumhuriyet değildir:- 1924 Anayasası'nın 2. maddesi'nde 'Türkiye Devletinin dini, İslâm dinidir' denilmektedir çünkü... Bu Anayasa 1931, 1934 ve 1937'de (iki defa) tâdil edilmiş; özellikle 5 Şubat 1937'de yapılan değişiklik, merhum Ord. Prof. Dr. Ali Fuad Başgil hocamızın 1955 tarihli ders notları'ndan aktararak söylersem, 'bu kanunun [1924 Anayasası'nın H.Y.] uğradığı tâdillerin en mühimi olmasa da, en orijinalidir.' Başgil Hoca'nın bu değişikliği niçin 'en orijinal' bulduğunu anlamak mümkündür: Zirâ, bu değişiklikle Cumhuriyet Halk Partisi'nin 'umdeleri Anayasa'ya alınmış[tır]' ... Türkiye Cumhuriyeti, bir Parti Devleti'dir artık: Cumhuriyet Halk Partisi'nin Devleti! Rahmetli babam Yahya Hikmet Yavuz'un, 1940'lı yıllarda kaymakamlık yaptığı ilçelerde kutlanan resmî bayramlarda, kürsüye yakasında '6 Ok'lu küçük bir bayrakla çıkarak nutuk verdiğini hatırlıyorum... 'Devlet' demek, 'Parti' demekti çünkü... Şimdi sormak gerekiyor: 1924 ile 1961 Anayasaları arasında, 'Laiklik' gibi, 'Parti Devleti' gibi, gerçekten çok büyük ve radikal tâdiller yapılmış olmasına rağmen, niçin yeni bir Anayasa yapılmasına lüzûm görülmedi? Zirâ, bu değişiklikler, Türkiye Cumhuriyeti'nin yapısını kökten tâdil eden değişikliklerdir. [Meselâ, seçmen yaşının 18'den 22'ye çıkarılması gibi, ikincil bir değişiklik değil!] İşte tastamam bu nedenle de, Anayasa'ya eklenen yeni maddelerle (Laiklik ilkesi; Parti Devleti ilkesi), 1926 ve 1937 Anayasa'larını yeni birer Anayasa saymak gerekir. Bu durumda sayın Başbakanın vaadi gerçekleşirse, 2012 Anayasası, IV. değil, VI. Cumhuriyet'in Anayasası olacak demektir. [Birilerinin, bana 'seni gidi numaracı Cumhuriyetçi seni!' dediklerini duyar gibi oluyorum!!!] 2012 Anayasa'sı nasıl bir Anayasa olmalı? Hiç şüphesiz 'Atatürk İlke ve İnkılapları' maskesinin arkasına gizlenerek Cumhuriyet Halk Partisi'nin '6 Ok'una Anayasal bir meşruiyet kazandırma takiyyesinden vazgeçilmelidir. Dahası ve asıl önemlisi, her şeyden önce, kavramlara açık ve seçik tanımlar getirilmesi lüzûmunun farkına varılmasıdır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 2. Maddesi'nde sözkonusu edilen 'Demokrasi' ve 'Laiklik' kavramlarından neyin anlaşıldığının, eski deyişle, 'efrâdını câmî, ağyarını mâni' bir tanımının yapılması gerekir. Alın, meselâ, 'ileri demokrasi' kavramını... AK Parti ve Hükûmet Başkanı'nın 'İleri Demokrasi' kavramıyla neyi anlatmak istediği ile Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanının neyi anladığının aynı şey olmadığını görebilmek için, insanın fazla akıllı olması gerekmiyor... Sadece bu kavramlar mı? Elbette hayır! Yeni Anayasa, herkesin neredeyse kendi kafasına göre anladığı 'kamusal alan' ve 'sivil toplum' gibi, modern bir toplumun olmazsa olmaz'ı sayılan temel kavramları da açık ve seçik bir biçimde tanımlamalıdır. Kavramların tanımı (anlamı) üzerinde bir Anayasal mutabakat olmadan, demokratik bir siyasal iletişimin gerçekleşmesi de elbette mümkün değildir. Kavramlar konusunda, bugüne kadar (hattâ, bugün bile!) 'men çî goyem, tamburem çî zened' mantığının egemen olduğunu görmemek içinse, insanın bu defa ziyadesiyle ahmak olması gerekiyor... Yeni Anayasa inşallah Devlete ve Millete hayırlı olur!

Reşat Nuri Erol
16.10.2011
10:18

İslam tarihinde Anayasa

*

Aziz ÜSTEL, Star gazetesi, 13 Ekim 2011 Perşembe

*

Bizim Anayasa tarihimizi araştırmak isterseniz Medine Site Devlet’in kuruluşuna inmeniz gerekir. Hicret’le birlikte Medine’de her geçen gün büyüyen ve etkisini arttıran İslam toplumu, Hz. Muhammed’in kente gelmesiyle, adı konulacak bir düzen arayışına girdi. Hz. Peygamber, İslam toplumunun kurucusu ve önderi olarak, kentte yaşayan Yahudiler ve Müslüman olmayan kabileleri topladı, onlarla uzun süre görüştükten sonra Medine Kent Devleti’nin Anayasasını hazırladı. Bu Anayasa, Medine’de yaşayan toplulukların birbirleri ve dış dünyayla ilişkilerini düzenledi. Yargı ve idari yapılanma, bireylerin din ve vicdan özgürlükleri, dışarıdan yönelecek tehlikelere karşı birlik ve beraberlik içinde verilecek savaş gibi çok önemli konuları Hz. Peygamber 47 maddelik bir metin olarak yazdı. Bu Anayasaya göre Medine’deki siyasi yapılanmanın bir konfederasyon biçiminde olduğunu söylemek mümkündür. (Bknz. Hamioğlu, M. Şükrü “İslam Tarihinde Anayasa”) Bu konfederasyonu oluşturan gruplar, İslam toplumu, Yahudiler ve Müslüman olmayan Evc ve Hazrec kabilelerinin üyeleri, siyasal bir bütünlük içindeydi. Hz. Peygamber herkesçe kabul edilen bu metinde açıkca belirtilmese de, Devlet Başkanı, Son Yargı Mercii, Ordu Komutanı olarak kabul edilmiştir. Bu gruplar dış ilişkilerde, tümüyle Hz. Peygamber’e bağlıydı. Medine’de çoğunluğu elinde bulundurmayan İslam toplumunun, birbirleriyle kanlı bıçaklı olan grupları, siyasi bir yapı içinde bir araya getirebilmesi, düzeni yazılı bir metine bağlayabilmesi, Hz. Peygamber’in olağanüstü zekası, herkese eşit biçimde adalet dağıtması ve herkesin ona sorgusuz sualsiz güvenmesi sonucu mümkün olmuştur. Anayasa hazırlayan her toplum mutlaka din, mezhep, etnik farklılık gözetmeyen bir metin kaleme almak zorundadır. Adaletin eşit dağıtılmasıysa temel ilkesidir Anayasanın. Bu çalışmaya katkıda bulunanların birbirlerine güvenmeleri, ucuz , kişisel çıkarlar uğruna bütün bir toplumun geleceğini ateşe atmamaları şarttır. Yeni Anayasa için bir araya geleceklerin, yanlarında, arada bir ders alacakları Medine Site Devlet Anayasası’nı bulundurmaları hiç de fena olmaz!





Çok Yorumlanan Makaleler
Süleyman Karagülle
ABD Başkanlık Seçimi
19.11.2016 42230 Okunma
28 Yorum 19.12.2016 21:41
Süleyman Karagülle
D E R G I !
29.04.2017 9979 Okunma
18 Yorum 16.05.2017 08:11
Süleyman Karagülle
Kesin Sonuç
7.06.2018 6366 Okunma
12 Yorum 12.06.2018 03:32
Süleyman Karagülle
Görevimiz
22.02.2014 27967 Okunma
12 Yorum 05.02.2016 21:44
Süleyman Karagülle
İnsanlık anayasası - Sam Adian'a cevap
24.02.2016 13435 Okunma
10 Yorum 26.02.2016 00:34
Süleyman Karagülle
Ne değil, Nasıl
26.05.2018 4986 Okunma
10 Yorum 28.05.2018 13:30
Süleyman Karagülle
İstihare; “EVET/HAYIR” manası nedir?
26.02.2017 10870 Okunma
9 Yorum 04.08.2017 21:52
Süleyman Karagülle
Adil Düzen Partisi'nin kuruluş tartışması
6.08.2011 19830 Okunma
9 Yorum 06.02.2016 17:34
Süleyman Karagülle
Çözüm 100 lojmanlı işyerleri
30.03.2013 10136 Okunma
9 Yorum 13.04.2013 08:44
Süleyman Karagülle
Önemli değil
11.05.2019 5904 Okunma
9 Yorum 13.05.2019 08:00
Süleyman Karagülle
Merkezi Yönetim
28.03.2019 4464 Okunma
8 Yorum 29.03.2019 15:10
Süleyman Karagülle
İstişare
2.11.2013 9948 Okunma
8 Yorum 13.11.2013 11:10
Süleyman Karagülle
KABİR AZABI
25.02.2014 29495 Okunma
8 Yorum 05.03.2014 21:24
Süleyman Karagülle
Dershaneler
7.12.2013 10592 Okunma
8 Yorum 08.04.2014 09:25
Süleyman Karagülle
Milli Güvenlik Kurulu
5.06.2018 4338 Okunma
8 Yorum 05.06.2018 19:35
Süleyman Karagülle
İlkeler
12.03.2018 5531 Okunma
8 Yorum 18.03.2018 14:30
Süleyman Karagülle
Hatalarımız
10.03.2018 4850 Okunma
7 Yorum 11.03.2018 21:45
Süleyman Karagülle
Denge
23.04.2018 5003 Okunma
7 Yorum 25.04.2018 13:00
Süleyman Karagülle
Dolar ve Faiz Oyunu
3.06.2018 4718 Okunma
7 Yorum 04.06.2018 03:17
Süleyman Karagülle
Sermaye’nin sözcüsü
8.03.2019 5493 Okunma
7 Yorum 09.03.2019 00:46
Süleyman Karagülle
Başarının sırrı
16.05.2019 5485 Okunma
7 Yorum 17.05.2019 22:22
Süleyman Karagülle
İleriyi Görmek
4.04.2019 4875 Okunma
6 Yorum 05.04.2019 21:43
Süleyman Karagülle
Çin Virüsü Dünyayı Kurtarabilir!
17.02.2020 5609 Okunma
6 Yorum 23.03.2020 09:49
Süleyman Karagülle
Seçim sonuçları
3.06.2018 4564 Okunma
6 Yorum 04.06.2018 12:33
Süleyman Karagülle
Huy
6.05.2018 5283 Okunma
6 Yorum 07.05.2018 15:06
Süleyman Karagülle
Hesaplar yanlış
3.04.2018 5255 Okunma
6 Yorum 03.04.2018 22:20
Süleyman Karagülle
Yapacaklarımız
10.03.2018 4621 Okunma
6 Yorum 12.03.2018 16:33
Süleyman Karagülle
Oyuna Oyun
31.07.2018 5100 Okunma
6 Yorum 01.08.2018 23:59
Süleyman Karagülle
Kaşıkçı hikayesi
1.11.2018 4671 Okunma
6 Yorum 01.11.2018 21:26
Süleyman Karagülle
Ekrem Şama’ya; Seninki Hiç Olmaz!
3.06.2017 6307 Okunma
6 Yorum 30.07.2017 00:29
Süleyman Karagülle
Darbeyi Kim Yaptı?
8.10.2016 11721 Okunma
6 Yorum 11.10.2016 13:15
Süleyman Karagülle
Vergisiz Ekonomi
27.05.2017 6459 Okunma
6 Yorum 31.05.2017 01:20
Süleyman Karagülle
Davet
25.04.2015 11480 Okunma
6 Yorum 27.04.2015 10:03
Süleyman Karagülle
İdam ve Öcalan
25.06.2016 12100 Okunma
6 Yorum 02.07.2016 12:02
Süleyman Karagülle
Akevler
14.07.2013 18792 Okunma
6 Yorum 22.07.2017 20:36
Süleyman Karagülle
Fıkha Göre Yeni Hükümet
14.06.2015 14266 Okunma
5 Yorum 28.06.2015 16:16
Süleyman Karagülle
Putin Müslüman Oldu
21.03.2015 13965 Okunma
5 Yorum 24.03.2015 11:50
Süleyman Karagülle
Çanlar kimin için çalıyor?
19.07.2014 9424 Okunma
5 Yorum 22.07.2014 09:12
Süleyman Karagülle
Niçin?
4.07.2018 5784 Okunma
5 Yorum 04.07.2018 22:58
Süleyman Karagülle
Kim yönetiyor?
30.06.2018 5096 Okunma
5 Yorum 01.07.2018 21:57
Süleyman Karagülle
Siyaset ve kurallar
5.04.2018 5508 Okunma
5 Yorum 06.04.2018 08:13
Süleyman Karagülle
Gül Adil Düzen’e sahip çıkmalı
6.04.2018 5138 Okunma
5 Yorum 06.04.2018 23:39
Süleyman Karagülle
İstishab gerek
20.04.2018 4896 Okunma
5 Yorum 21.04.2018 11:30
Süleyman Karagülle
Kimse Anlamak mı İstemiyor, ya da Biz mi Anlatamıyoruz!
31.05.2020 4687 Okunma
5 Yorum 01.06.2020 12:20
Süleyman Karagülle
Avrupa Birliği
14.03.2019 5545 Okunma
5 Yorum 16.03.2019 22:33
Süleyman Karagülle
Ekseriyetin marifeti
7.05.2019 5841 Okunma
5 Yorum 08.05.2019 22:07
Süleyman Karagülle
Allah’tan başka melce yoktur
24.04.2019 5961 Okunma
4 Yorum 25.04.2019 19:00
Süleyman Karagülle
Anormal Türkiye
7.02.2019 5080 Okunma
4 Yorum 10.02.2019 10:37
Süleyman Karagülle
Sermaye’nin oyunu
7.11.2018 5730 Okunma
4 Yorum 08.11.2018 00:13
Süleyman Karagülle
Ne yapmamız gerekiyor?
6.08.2020 4255 Okunma
4 Yorum 08.08.2020 20:00
Süleyman Karagülle
Koronavirüs bahanesiyle intihara gidiliyor!
13.04.2020 4506 Okunma
4 Yorum 29.04.2020 02:01
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve SON DURUM… (16)
18.04.2021 3593 Okunma
4 Yorum 26.05.2021 00:43
Süleyman Karagülle
Hesap Sorma
5.03.2018 4456 Okunma
4 Yorum 07.03.2018 11:58
Süleyman Karagülle
Yenilik
6.03.2018 4081 Okunma
4 Yorum 07.03.2018 23:36
Süleyman Karagülle
VARSAYIM-2
2.05.2018 4537 Okunma
4 Yorum 02.05.2018 23:12
Süleyman Karagülle
Anketler
16.05.2018 3804 Okunma
4 Yorum 16.05.2018 23:37
Süleyman Karagülle
KİM KAZANACAK?
8.06.2018 3983 Okunma
4 Yorum 11.06.2018 00:24
Süleyman Karagülle
Seçim sonrası
21.06.2018 3874 Okunma
4 Yorum 21.06.2018 14:09
Süleyman Karagülle
Mümin Olmak; Mümin Kimdir?
3.06.2017 5547 Okunma
4 Yorum 05.06.2017 10:41
Süleyman Karagülle
Başkanlık Sistemi
26.11.2016 10559 Okunma
4 Yorum 29.11.2016 07:17
Süleyman Karagülle
AK Parti'nin Medine Dönemi!
13.09.2014 7800 Okunma
4 Yorum 16.09.2014 08:43
Süleyman Karagülle
Başkanlık Sisteminin Delilleri
21.05.2016 12047 Okunma
4 Yorum 22.05.2016 18:44
Süleyman Karagülle
Türkiye Cumhuriyeti Devleti
20.09.2015 11735 Okunma
4 Yorum 23.09.2015 18:43
Süleyman Karagülle
Düşen Uçak ve Suriye Meselesi
29.11.2015 12298 Okunma
4 Yorum 08.12.2015 06:11
Süleyman Karagülle
Kur’an ve İki Lider; Putin ve Erdoğan
2.01.2016 10029 Okunma
4 Yorum 08.01.2016 15:13
Süleyman Karagülle
İran'da zelzele ve teklif
20.04.2013 10611 Okunma
4 Yorum 25.04.2013 18:26
Süleyman Karagülle
Aşiret / Ocak
14.04.2012 7867 Okunma
4 Yorum 20.04.2012 17:06
Süleyman Karagülle
Mümin-Müslim Hakkında Sorular
25.05.2010 10807 Okunma
4 Yorum 07.06.2010 22:20
Süleyman Karagülle
Bundan sonra ne yapmalıyız?
17.03.2012 5964 Okunma
4 Yorum 19.03.2012 21:18
Süleyman Karagülle
REJİMLER
21.03.2012 3548 Okunma
4 Yorum 22.03.2012 20:21
Süleyman Karagülle
SÜRME YETKİSİ
1.04.2012 7702 Okunma
4 Yorum 05.04.2012 21:36
Süleyman Karagülle
AKİD VE AHD
2.04.2012 7817 Okunma
4 Yorum 06.04.2012 18:38
Süleyman Karagülle
100 Daire-2
7.04.2012 5923 Okunma
3 Yorum 08.04.2012 16:45
Süleyman Karagülle
DAYANIŞMA ORTAKLIĞI
11.03.2012 6153 Okunma
3 Yorum 11.03.2012 17:31
Süleyman Karagülle
AB Krizi
19.11.2011 5694 Okunma
3 Yorum 04.12.2011 22:57
Süleyman Karagülle
GİRİŞİM/Cİ (Bir Tartışma Konusu)
31.12.2011 9571 Okunma
3 Yorum 05.01.2012 13:32
Süleyman Karagülle
KÜRT SORUNUNU KİMLER ÇÖZER?
28.03.2012 6921 Okunma
3 Yorum 30.03.2012 13:30
Süleyman Karagülle
TARTIŞMA
25.04.2012 5385 Okunma
3 Yorum 02.05.2012 18:22
Süleyman Karagülle
İşsizlik sorunu
1.09.2012 4921 Okunma
3 Yorum 03.09.2012 13:18
Süleyman Karagülle
Suriye Sorunu ve Başkanlık
12.12.2015 6948 Okunma
3 Yorum 20.12.2015 07:10
Süleyman Karagülle
Devlet Başkanı ve Yönetimde Uyum
28.11.2015 7700 Okunma
3 Yorum 01.12.2015 08:36
Süleyman Karagülle
Üçüncü Binyıl Uygarlığı
31.10.2015 11227 Okunma
3 Yorum 11.11.2015 11:54
Süleyman Karagülle
PKK, Kürtler ve Yapılması Gereken
7.11.2015 9825 Okunma
3 Yorum 11.11.2015 11:52
Süleyman Karagülle
TAVSİYE: Allah’ın Emrine Uyuyoruz
12.09.2015 7277 Okunma
3 Yorum 22.09.2015 23:48
Süleyman Karagülle
Koalisyon ve Çözüm
4.07.2015 11197 Okunma
3 Yorum 24.07.2015 23:29
Süleyman Karagülle
Çağımızda Cihad
7.07.2015 10853 Okunma
3 Yorum 20.07.2015 09:31
Süleyman Karagülle
Yeniden Seçim
25.07.2015 12283 Okunma
3 Yorum 29.07.2015 03:01
Süleyman Karagülle
Ahmet Davutoğlu’nun Hatası
14.05.2016 13678 Okunma
3 Yorum 17.05.2016 07:37
Süleyman Karagülle
15 Temmuz 2016 Neden Yapıldı?
17.07.2016 13554 Okunma
3 Yorum 19.07.2016 19:47
Süleyman Karagülle
Tesviye mi Tasfiye mi?
1.09.2016 13788 Okunma
3 Yorum 22.09.2016 19:58
Süleyman Karagülle
AK Parti’ye Tuzak!
11.04.2015 11133 Okunma
3 Yorum 13.04.2015 12:32
Süleyman Karagülle
Cumhuriyet’in DNA’ları
14.03.2015 7178 Okunma
3 Yorum 18.03.2015 10:45
Süleyman Karagülle
Kuran'ı Doğru Anlamak
30.05.2015 13540 Okunma
3 Yorum 27.11.2016 18:52
Süleyman Karagülle
Korkunç Kriz ve Çaresi
16.05.2015 10632 Okunma
3 Yorum 22.05.2015 11:29
Süleyman Karagülle
Avrasya Ekonomik Birliği
3.01.2015 10391 Okunma
3 Yorum 14.01.2015 08:18
Süleyman Karagülle
Kur’an Ekonomisi
3.12.2016 11442 Okunma
3 Yorum 05.12.2016 13:19
Süleyman Karagülle
Kuran'a İman ve Uymamız Gereken Dört İlke
5.11.2016 10063 Okunma
3 Yorum 13.11.2016 13:12
Süleyman Karagülle
Kürtler
10.06.2017 4248 Okunma
3 Yorum 11.06.2017 21:26
Süleyman Karagülle
Savaşa Doğru
25.03.2017 5288 Okunma
3 Yorum 25.03.2017 17:59
Süleyman Karagülle
Vikipedi Sorunu: Önce Yapmak… Sonra…
22.07.2017 5195 Okunma
3 Yorum 28.07.2017 11:03


© 2025 - Akevler