Ölünce melek mi oluruz?
Her şeyden önce “Biz neyiz?” Sorusunun cevabını açıklığa kavuşturmak gerekir.
Biz neyiz? Biz ilk bakışta etten kemikten bir canlıyız. Canlı ise organize edilmiş, çeşitli atomlardan oluşmuş bir varlıktır. Atomlar ve onun organizasyonu ise sadece bir bilgidir, bir ifadedir, bir formüldür. Her canlı için bu formül uzun veya kısa, az veya çok farklıdır. Eylemlerimiz, hallerimiz ve duygularımız da bir program veya formüldür. Sonuçta biz bir bilgiler birikimiyiz. Bu durumu bilgisayara yüklenmiş bir oyun, film veya ses olarak düşünebiliriz. Bilgisayardaki bütün görüntüler, sesler sadece 0-1 den oluşan matematiksel ifadelerdir. Bilgisayardaki bu durum iki boyutludur bizim hayatımız ise üç boyutludur.
Vücut olarak düşündüğümüzde ise biz çeşitli organlardan oluşan bir varlığızdır. Fakat “Ben” denen varlığımız vücudumuzun hepsi değildir. Ben denen kısım beynimizdedir. Ellerimiz veya ayaklarımız veya diğer organlarımız “ben” değildir, “Benim” olandır. Aslında “Benliğimiz” beynimizin de her yerinde değildir. Prefrontal kortekstedir.
Prefrontal korteks ise nöron hücrelerinden ve onların içerdiği organizasyondan oluşmuştur. Nöronal hücreler atomlardan ve onların organizasyonundan oluşmuştur. Onların hepsi ise sadece bir bilgidir. Sonuçta benlik duygumuz, hatıralarımız, duygularımız, kişiliğimiz sadece bir bilgi, formüldür.
Biz ölünce bütün bu organizasyonlar yıkılır ve çürür veya yakılır. Sonuçta bize ait bilgi büyük oranda tamamen orta kalkar. Peki, somutun ürünü olarak oluşan soyut olan “Ben, benlik” ne olur?
Şimdi bazı ayet meallerine bakalım ve düşünelim!
Ayetlere bakmadan öncesinde şunu belirtmekte büyük önem vardır: Kuran’da hiçbir ayette ölüm esnasında alınanın ruh olduğu yazmaz. Vefat ettirilen nefs yani benliktir. Ruh denen benliğin içindedir.
Tur Suresi 36. Ayet: Yoksa şey olanın başkasından mı biçimlendirildiler? Yoksa onlar mı biçimlendirenler?
Bu ayette insanın “şey” den başka bir şeyden oluşmadığı anlaşılmaktadır. Şey var olan kavram ve maddedir.
Secde Suresi 12. Ayet: De ki: “O ki size vekil kılınmış ölüm meleği sizi vefat ettirir. Sonra Rabb’inize doğru döndürülürsünüz”.
Bu ayette bizi, bize vekil kılınan ölüm meleğinin vefat ettirdiği anlaşılmaktadır. Ölüm meleği bize ait yetki ve özelliklere sahip olmaya yetkilendirilmiştir ki “Benliğimize ve özelimize sahip olabilmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli şey ölüm kelimesi “mevt” ile ifade edilmişken bizim vefatımızdan, vfy kök kelimesi ile vefat kelimesi kullanılmaktadır. Vfy kökü Semitik dillerde bir şeyi tamamına erdirmek, tam tamamlamak olarak bilinir. Asıl anlamı tam kompanse etmektir. Sonuç olarak bize vekil kılınan Ölüm Meleği bizi tam olarak kompanse etmektedir.
Enam Suresi 61. Ayet: Ve O ki geceleyin size vefat ettirendir ve gündüz ne etkinlikte bulunduğunuzu bilir. Sonra adlandırılmış ecelin gerçekleşmesi için gündüzün sizi diriltir. Sonra dönüşünüz yine O’na doğrudur. Sonunda O, işlemiş olduklarınızı size bildirecektir.
Bu ayetten ise gece uykuda benliğimize tamamen sahip çıkılıp kompanse edildiği ve uyandığımızda geri yüklendiği anlaşılmaktadır. Aslında burada mevt ölüm yoktur. Soyut olan benliğin vücuttan uzaklaşması ve uyanıklıkta tam kompanse edilmesi vardır.
Enam Suresi 62. Ayet: Ve O, kulları üzerinde kahredici olandır. Sizin üzerinize hafızalar gönderir. Hatta sizden birinize ölüm gelip çattığı zaman elçilerimiz onu vefat ettirir ve onlar atlayıp geçmezler.
Bu ayette bizim üzerimize “hafızalar” gönderildiği ve bunların kayıt yaptıkları anlaşılmaktadır.
Ayetin devamında ise bize ölüm geldiğinde, bizde olanın kompanse edilmesi sırasında hiçbir şeyin atlanmadığı belirtilmektedir.
Zümer Suresi 43. Ayet: Allah, O ölümü esnasında nefsi vefat ettirir ve hiç ölmeyenin uykusunda ki o üzerine ölüm gerçekleşene sahip çıkıp tutar ve diğerini isimlendirilmiş bir sona kadar gönderir. Kesinlikle ondadır çok düşünen bir toplum için ayetler.
Bu ayette de uyku ve ölüm esnasında benliğin tamamen kompanse edildiği anlaşılmaktadır.
Kaf Suresi 5. Ayet: Biz yerin onlardan ne eksilttiğini bilmişizdir. Ve hafıza kitap indimizdedir.
Bu ayette ise insanın yeryüzünde çürürken vücut oluşumu ve benliklerindekilerin eksilenin tamamen bilindiği, bu bilgilerin hafıza bir kitapta kayıtlı olduğu yazmaktadır.
İnfitar Suresi 11. Ayet: Ve kesinlikle o hafızlar mutlaka üzerinizdedir.
Yine bu ayette yaptıklarımızın, düşündüklerimizin sürekli kaydedildiği anlaşılmaktadır.
Tarık Suresi 5. Ayet: Bütün nefislerin ise üzerinde hafız olmayanı asla yoktur.
Bu ayette ise hiçbir benlik için istisna olmadığı, herkesin her türlü kayıt altında olduğu anlaşılmaktadır.
Sonuç olarak her benliğin yaptığı kayıt altına alınmaktadır. Ölüm esnasında ise soyut olan benliğimiz ölümle ilgili melek tarafından sahip çıkılmakta ve onda var olmaktadır.
Benliğimizin onda var olması bizim benliğimizin sürmesi demektir. Fakat bu benliğin sürmesi dünya yaşamında farklı durumlarda olmamız gibi her benlik için farklıdır. Dünyadayken kimimiz uyumaktayken kimimiz neşeli bir yaşantı içindedir. Kimimiz ise çok sıkıntılı durumdadır. Kimimiz bir şeylerle meşguldür.
Benim Kuran ayetlerinden ölüm sonrası için benliğin durumu hakkındaki anlayabildiğim budur. Ölüm meleğinde bulunan benlik Allah’ın uygun görmesine göre cennet bahçesinden bir bahçe veya cehennem çukurundan bir çukur gibi olabilir. Veya sadece derin bilinçsiz bir uyku hali de olabilir. Sanırım bu kişinin dercesine, Allah indindeki yakınlığına bağlıdır. Mesela şehit olanların rızıklandırılması ve nebilerin Allah indine doğru yükselmesi gibidir.
Sonuçta ölünce melek olmayız ama Melekte var oluruz!
Doğrusunu Allah bilir.