Kur'ân'da 114 sûreden 29'u nun, kaf, sâd, yâsîn, tâhâ, tâsîn, tâsîn mîm, elif lâm mîm, elif lâm râ, elif lâm mîm râ, elif lâm mîm sâd, hâmîm, hâmîm ayın sîn kâf, kef hâ yâ ayn sâd harfleriyle başlamaktadır. İşte bu harflere hurufu mukatta'a (kesik harfler) denilmektedir.
Bu sûreler den üç tanesi bir; on tanesi iki; onüç tanesi üç; iki tanesi dört ve bir tanesi de beş mukatta harfiyle başlamaktadır.
Arapçada 29 harf vardır. 14 şemsi ve 14 kameri harf vardır. Arapça da kelimeler genellikle 3 harften oluşmuştur. Daha az olarak 2 harften, nadiren 4 harften, çok nadiren 5 harften oluşur.
Kuranda başında hurufu mukatta bulunan 29 sürenin başında bulunan harf gurupları şunlardır:
1. Nun
2. Kaf:
3. Sad:
4. Ya, sin.
5. Ta, sin.
6. Ta, ha.
7. Ha, mim
8. Ta, sin, mim.
9. Elif, lam, ra.
10. Elif, lam, mim.
11. Elif, lam. mim, ra.
12. Elif, lam, mim, sad.
13. Ha, mim 1.ayet. Ayn, sin, kaf 2.ayet.
14.Kef, ha, ya, ayn, sad.
Bu grupları oluşturan harfler ise şunlardır:
1. NUN
2. KAF
3. SAD
4. YA
5. SİN
6. TA
7. HA
8. MİM
9. ELİF
10. LAM
11. RA
12. AYN
13. KEF
14. HE
Bunlardan 6 tanesi şemsi ve 8 tanesi kameridir.
Hurufu mukatta için öncelerden beri çok farklı yorumlar yapılmıştır.
Birinci görüş bunların bilinemez olduğudur.
İkinci görüşe göre, Allah’ın kitabında insanların anlayamayacakları şeylerin bulunması doğru olmaz. Çünkü Allah Teala Kur’ân-ı Kerim’i okunup anlaşılması ve amel edilmesi/uygulanması için göndermiştir. Bu sebeple de onda, anlaşılmaz hiçbir ayet bulunamaz. Bu görüşte olanlar, Hurûfu Mukatta’yı tefsir etmeye çalışmışlardır.
Bunları şöyle özetleyebiliriz:
1. Bu harfler, Allah Teala’nın isimlerinde yer alan harflerdendir. Nitekim Resûlüllah’ın (s.a.v.), “Kâf Hâ Yâ Ayn, Sâd, Hâ Mîm Ayn Sîn Kâf” diye dua ettiği rivayet edilir.
2. Bu harfler, başlarında bulundukları sûrelerin isimleridir. Zira bazı şeyleri harflerle adlandırmak, Arapların âdetlerindendir. Mesela Hârise b. Lâm et-Tâî’nin babasına “Lâm” derlerdi. Aynı şekilde bakır’a “sad”, para’ya “ayn”, bulut’a “ğayn”, balığa “nûn”, dağa da “kaf” denmiştir.
Kısa kesmek ve kısaltma yoludur ki şairin "O kadına dur dedim. O dedi ki kaaf" mısraında olduğu gibi (vekaftü = durdum) kelimesinden kef harfiyle yetinmesi.
3. Çeşitli sûrelerin başlarında yer alan bu harfler, on dört değişik şekle sahiptir ve bütün harflerin aslını teşkil eder. Kur’ân-ı Kerim bu harflerle te’lif olunmuştur. Kur’an bu harfleri zikretmekle, mucize olduğuna işaret etmektedir. Yani Kur’an’ın cümleleri, ibareleri herkesin bildiği bu basit harflerden meydana gelmektedir. Öyleyse uğraşın bakalım, sizler de elinizden gelen bu imkanı kullanarak benzerini getirmeye çalışın. Siz meydana getiremediğinize göre Kur’an mucizedir demek istemektedir.
4. Bazılarına göre bu harflerin her biri Allah’ın fiilî sıfatlarına delalet eder. Elif Allah’ın nimetlerine (a’lâsına-en yücesine), Lâm lûtfuna, Mîm mecdine (yüceliğine) işaret etmektedir.
5. Kimilerine göre Elif Allah’tan, Lâm Cebrail’den, Mîm Muhammed’den kinayedir.
6. Bir kısmına göre de bu harfler, bir sözün bitip bir sözün başlangıcını gösterir. Araplarda bir söz bitip yeni bir söz başladığında dikkati çekmek için yeni sözün başına böyle harfler getirme geleneği vardır.(6)
Huruf-u mukatta ile muhataplara şu mesaj verilmektedir: Kurân-ı Kerîm, Arapların konuşmalarında kullandıkları bu hece harflerinden oluşan kelimelerden meydana gelmektedir. Kur'ân bu kelimeleri kullanarak öyle bir ifade uslûbu ortaya koymuştur ki beşerin bunun gibisini ortaya koyması mümkün değildir. Oysa Araplar da konuşmalarında aynı hammaddeyi kullanıyorlar. Eğer bu Kur'ân Allah tarafından indirilmemiş olsaydı, onlar da Kur'ân'ın fesahatine denk bir fesahat tuttururlardı.
Bu görüşü ileri sürenler, görüşlerine gerekçe olarak da şunu söylerler: Bu harflerle başlayan sûreler yirmidokuz âdet olup hece harflerinin sayısı da yirmidokuzdur. Ayrıca her harf grubundan biri huruf-u mukattaa içerisinde Kur'ân'da zikredilmiştir.
Arap dilinde kelimelerin harf sayısı ile de Hurûf-u Mukattaanın bir ilişkisi vardır. Şöyle ki; Arap dilinde kelimeler ya bir, ya iki, ya üç, ya dört, ya da beş harften oluşmaktadır. Arapça'da beş harften fazla harften oluşan kelime yoktur. Hurûf-u Mukattaa da birden başlamak üzere beş harfe kadar bir arada zikredilmiştir.
c- Uyarı harfleri olduklarını söyleyenlerin görüşü:
Bu görüşü ileri sürenler, şöyle derler: Cahiliyye Arapları da kasidelerinde birtakım tenbih (uyarı) edatlarıyla başlar, böylece muhatabın dikkatini kendi sözlerine çekmek isterlerdi. Kur'ân-ı Kerîm, onları kullandığı uyarı harflerinden farklı olarak bu harfleri kullanmıştır. Çünkü bu harfleri kullanmaktan maksat, muhatabın dikkatini çekmektir. O halde farklı harflerin kullanılması, bu görevi daha mükemmel bir şekilde yerine getirecekti ve Kur'ân da bunu yaptı.
Arapça semitik dil grubundandır(ibranice,aramice,ugaritce,kenanca). Arap alfabesi kökeni Proto-Sinaitik alfabeye dayanır. İbrani alfabesi de aynı Proto-Sinaitik kökene dayanır. Aslında Yunan ve Roma alfabesi de Proto-Sinaitik kökene dayanır. Onlarda alfabelerini Fenikelilerden almışlardır.
Proto-Sinaitik alfabe ise Mısır hiyegroglif ve Sümer hece yazım sistemlerinin bir sentezidir. Bu sentez sonucu ilk gerçek alfabe sistemi doğmuştur.
Proto-Sinaitik alfabede her harfin birçok kelime karşılığı vardır. Aşağıdaki tabloda bunu görebilirsiniz.
Yaptığım araştırma sonucu Kuranda bulunan 14 hurufu mukatta harfi yukarıdaki tabloda mevcuttur. Bu harfler özellikle Batılılar tarafından araştırılmıştır. Çünkü Proto-Sinaitik alfabe Hz. Musa’ya verilen Tevrat’ın orijinal alfabesidir. Bu nedenle bunu araştıran birçok bilimsel merkezler vardır. Araplar ve İbraniler tamamen akrabadır. Genetik araştırmalar bunun kesin olduğunu ispatlamıştır. Dil açısından ise aralarındaki fark Rizeliler ve Konyalılar arasındaki farktan fazla değildir. Hz. Musa zamanında ise hemen hemen aynıdır. Bu nedenle Eski Tevrat araştırmaları Arap dili için bir kaynak olarak kullanılabilir.
Aşağıda Kuran'da bulunan Hurufu Mukatta harflerinin Proto-Sinaitik alfabedeki geldiği anlamlarını bulabildiğim kadar verdim.
Elif: Güçlü, iktidar sahibi, lider, şef, ilk, evcilleştirme.
Lam: Çoban. öğretmek, gütmek, yönlendirmek, bağlamak, otorite.
Mim: Sıvı. Su, deniz, dalga, bilinmeyen, çok güçlü, aziz, Şuur, korkulan, kim, ne nasıl, niçin gibi sorular, aktarmak.
Ha: Dizi, duvar, dışarısı, ayırmak, sıra, farklı, korumak.
Ta,Te: içermek. kapsamak, muhafaza etmek, iyi, tekerlek, hareket, iz, belirti, yeni başlangıç, çevrili olmak.
Ya: El-kol, iş, fırlatmak, yapmak, elin fonksiyonları.
Kef: El, avuç, açmak, müsaade etmek, terbiye etmek, eğmek, benzer, bastırmak, durdurmak, engellemek.
Nun: Tohum, balık, devamlılık, idame, nesil, mirasçı, hayat, büyük balık, balina,
Sin, Şın: Kesici ön iki diş, diken gasp, korumak, çekince, engel, keskin, yemek, tüketmek, delici, tekrar, uyarı, görüş, Ay, Güneş.
Sad: Beklemek, takip, pusu, tuzak, avlamak, taraf olmak, yan yatmak.
Ayn: Göz, izlemek, bilmek, gölge.
Gaf: Devrim, bir tarafa, toplanma, deveran, zaman, maymun, ense, yenilenme.
Ra: Adam, kişi, kafa, ilk, en üst, başlangıç, başkan.
Proto-Sinaitikden Fenike alfabesine geçişte ifade ettiği anlamların bazısında değişiklik olmuştur. Cim harfi fırlatma çubuğu anlamında iken Fenikelilerde deve anlamına gelmiştir. D harfi balık iken kapı anlamını almıştır. He tören den pencereye değişmiştir. Nun yılan dan balık anlamına değişmiştir. Şın güneş anlamından diş anlamına kaymıştır.
Hurufu mukatta neden 14 sessiz harf içermektedir? Belki de bunun nedeni Sümer hece yazısının 14 ünsüz içermesi olabilir (b, d, g, h, k, l, m, n, p, r, s, s, t, z).
Çünkü bu insanlar Hz. İbrahimin torunlarıdır. Hz. İbrahim de M.Ö.3000 lerde yaşadığına göre ve yazılı sayfaları (kitap) olduğuna göre bu sessiz harfler Onun sayfalarını oluşturan sessiz harfler de olabilir. Hatta Çivi yazısında ilk alfabetik şekli kullanan kişi de Hz. İbrahim olmuş olabilir.
Bu bilgilerden sonra Bakara suresinin başında da bulunan elif,lam,mim in anlamını açıklamaya çalışalım!
Bir çok kombinasyon mevcut fakat birkaç tanesini örnek olarak ele alalım:
Elif lam mim
Güçlü önder kim? : Allah!
Elif lam mim
Kuvvetli eğitici ne?: Kuran!
Eliflam ilah demektir. Mim ile ilah kim? Allah!
Lam çoban, yönlendiricidir. Mim ile yönlendirici, güdücü, hidayet eden kim? Ne? :Allah, Kuran.
Kombinasyonlar ile oluşturabileceğini soruların cevabını bu surede bulabilirsiniz.
Diğer bir örnek Kalem suresi
Nun: Tohum, hayat ,devamlılık, nesil, balık, balina.
Bismillahirrahmanirrahim.
1. Nûn. Kaleme ve (kalem tutanların) yazdıklarına and olsun ki,
2. Sen -Rabbinin nimeti sayesinde- mecnun değilsin.
3. Hiç şüphesiz senin için bitip tükenmeyen bir mükâfat vardır.
4. Ve sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin.
5. (Sen de) göreceksin, onlar da görecekler.
Yukarıdan da anlaşılacağı gibi ayetlerin devamlılık bildirdiği anlaşılır. Surenin diğer ayetlerinde bahçe sahiplerinden ve balık sahibi Hz. Yunustan da bahsedilir.
Ya sin: İş, görev; uyarı.
Bismillahirrahmanirrahim.
1. Yâ Sîn.1, 2, 3, 4. : (Ey Muhammed!) Hikmet dolu Kur’an’a andolsun ki sen elbette dosdoğru bir yol üzere (peygamber) gönderilenlerdensin.
5,6. : Kur’an, ataları uyarılmamış, bu yüzden de gaflet içinde olan bir kavmi uyarman için mutlak güç sahibi, çok merhametli Allah tarafından indirilmiştir.
Sad: Taraf olmak , pusuda beklemek.
Bismillahirrahmanirrahim
1. Sâd.1 O şanlı, şerefli Kur’an’a andolsun (ki o, Allah sözüdür).2.Fakat inkar edenler bir büyüklenme ve ayrılık içindedirler.
3. Biz onlardan önce nice nesilleri helak ettik. Onlar da feryat ettiler, ama artık kurtuluş zamanı değildi.
Elif lam ra: Güçlü eğitici kişi.
Yunus, Hud, Yusuf, İbrahim, Hicr sürelerinin başında yer alıyor. Yunus peygamberdir. Hud peygamberdir.Yusuf peygamberdir. İbrahim peygamberdir. Hicr suresinde diğer insanları anlatım vardır. Hurufu mukatta içeren diğer surelerde de benzer bulgular saptayabilirsiniz. Fakat bunu yapabilmek için Kuran Arapçası bilmek gereklidir. Kelimelerinin kökenine inmek gerekebilir. Kısacası hurufu mukkata mucizesini linguistik ve dil köken açısından da incelemek ve değerlendirmek gerekir.