Varsayım Yapanlar Öldürüldü!
Zariyat suresi 10. Ayet bilindik kelime anlamı ile çevrilir ise bu ayetin çevirisi işte böyle oluyor.
Merak ettim araştırdım.
Baktım diğer çeviri yapanlar nasıl çevirmiş?
Zariyat Suresi 10 ayet:
قُتِلَ الْخَرَّاصُونَ (10)
Yalancılığı itiyat edinenlerin, bilgisizliğe saplanıp kalanların canları çıksın![10-1]
Kahrolsun o koyu yalancılar![10]
O kahrolası yalancılar[10]
O kahrolası yalancılar.[10]
Kahrolsun (o fikir adına) kendi tahminlerini ileri sürenler![10]
O çeşitli görüşleri atan yalancılar kahrolsun.[10]
Kahrolsun o koyu yalancılar.[10]
Ondan döndürülen kimse, döndürülür. O (muhtelif sözlü) yalancılar kahrolsunlar.[9-10]
O kahrolası yalancılar sarhoşluk ve cehalet içinde ne yaptıklarını bilmeden atıp tutarlar. Bir de alay ederek: «Ne zaman o hesap günü?» diye sorarlar.[10-2]
Kahrolsun, o ’zan ve tahminle yalan söyleyenler’;[10]
Cursed be the liars, [10]
Accursed be the conjecturers [10]
Woe to the falsehood-mongers,- [10]
Ayette geçen qutile kelimesi öldürmek demek. Elharrasun ise kafadan uyduranlar, varsayım yapanlar, hipotez yapanlar demektir.
Bu durumda anlam: “Varsayım yapanlar öldürüldü”. Olmaktadır.
Fakat qtl ( قتل ) kökünü araştırırken şu bilgiyi buldum:
1 قَتَلَ الشَّىْءَ ذ , inf. n. قَتْلٌ, (assumed tropical:) He knew the thing; he was, or became, acquainted with it: (Msb:) [or rather, i. q.] قَتَلَهُ عِلْمًا, (Bd in iv. 156, and TA,) and خُبْرًا, (K,) and بِعِلْمِهِ, (Bd, ubi supra,) he knew it (Bd, K, TA) completely, (TA,) or thoroughly, very well, or superlatively well; as also نَحَرَهُ عِلْمًا. (Bd.) See أَثْبَتَ الشَّىْء مَعْرِفَةً in art. ثبت.
Yani bilimsel anlamda bir şeyi öldürmek olarak kullanıldığında bu kelime Türkçedeki “haddini bildirmek, bilgilendirerek fikrini çürütmek, bilgi vererek hipotezini çürütmek gibi bir anlama gelmekteydi.
Bu nedenle Zariyat suresi 10. Ayeti çevirirken şöyle çevirdim:
“Asılsız varsayım yapanlara iyice öğretildi ve hipotezleri çürütüldü”.
Doğrusunu Allah bilir.