Şerr
Bütün meallerde şer kelimesi ya şer olarak, çevrilmeden bırakılır ya da “kötülük” olarak çevrilir. Oysa “kötü, kötülük” kelimelerinin Kuran’daki karşılığı “seyyietün, (sin, w, hemze) ” kelimesidir.
Nisa suresi 78:
أَيْنَمَا تَكُونُوا يُدْرِككُّمُ الْمَوْتُ وَلَوْ كُنْتُمْ فِي بُرُوجٍ مُشَيَّدَةٍ وَإِنْ تُصِبْهُمْ حَسَنَةٌ يَقُولُوا هَذِهِ مِنْ عِنْدِ اللَّهِ وَإِنْ تُصِبْهُمْ سَيِّئَةٌ يَقُولُوا هَذِهِ مِنْ عِنْدِكَ قُلْ كُلٌّ مِنْ عِنْدِ اللَّهِ فَمَا لِهَؤُلَاءِ الْقَوْمِ لَا يَكَادُونَ يَفْقَهُونَ حَدِيثًا (78)
Her nerede olursanız olun ölüm size yetişir, son derece sağlam kaleler içinde de bulunsanız yine kurtulamazsınız. Onlara bir iyilik erişirse «Bu, Allahtan dır» derler, bir kötülüğe uğrarlarsa, «Bu, senin yüzündendir.» derler. Ey Muhammed! De ki: «Hepsi Allah’tandır.» Bu topluma ne oluyor ki, hiç söz anlamaya yanaşmıyorlar![78].
Burada görüldüğü gibi iyilik kelimesi için “hasenetün”, kötülük kelimesi için ise seyyietün kelimeleri kullanılmıştır.
Şer kelimesinin kökü ŞRR dir. Kuran’da 31 kez geçmektedir. Şer kelimesinin zıttı olan kelime ise “hayır” kelimesidir.
Daha önce “hayır” kelimesinin “daha iyi, daha olumlu, avantaj, avantajlı, daha uygun” anlamlarında olduğunu yazmıştım.
Şer kelimesi ise hayır kelimesinin zıttı dır. Yani “daha kötü, daha olumsuz, daha dezavantajlı, daha uygunsuz” anlamlarındadır. Bunu birkaç ayet örneğinde anlamaya çalışalım:
Bakara 216:
كُتِبَ عَلَيْكُمُ الْقِتَالُ وَهُوَ كُرْهٌ لَكُمْ وَعَسَى أَنْ تَكْرَهُوا شَيْئًا وَهُوَ خَيْرٌ لَكُمْ وَعَسَى أَنْ تُحِبُّوا شَيْئًا وَهُوَ شَرٌّ لَكُمْ وَاللَّهُ يَعْلَمُ وَأَنْتُمْ لَا تَعْلَمُونَ (216)
Savaş, hoşunuza gitmese de üzerinize yazıldı. Gerçi o size hoş gelmez, fakat olur ki, siz bir şeyden hoşlanmazsınız; oysa o, hakkınızda daha iyidir. Olur ki, siz bir şeyi seversiniz; ama o, sizin hakkınızda daha olumsuzdur. Allah bilir, siz bilmezsiniz.[216].
Enfal 22:
إِنَّ شَرَّ الدَّوَابِّ عِنْدَ اللَّهِ الصُّمُّ الْبُكْمُ الَّذِينَ لَا يَعْقِلُونَ (22)
Allah katında, yeryüzündeki canlıların en dezavantajlısı gerçeği akıl etmeyen sağırlar ve dilsizlerdir [22].
Enfal 55:
إِنَّ شَرَّ الدَّوَابِّ عِنْدَ اللَّهِ الَّذِينَ كَفَرُوا فَهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ (55)
Allah katında yeryüzünde yaşayanların en dezavantajlı olanları, inkar edenlerdir. Onlar artık inanmazlar [55].
Yunus 11:
وَلَوْ يُعَجِّلُ اللَّهُ لِلنَّاسِ الشَّرَّ اسْتِعْجَالَهُمْ بِالْخَيْرِ لَقُضِيَ إِلَيْهِمْ أَجَلُهُمْ فَنَذَرُ الَّذِينَ لَا يَرْجُونَ لِقَاءَنَا فِي طُغْيَانِهِمْ يَعْمَهُونَ (11)
Eğer Allah, insanlara, avantajlı olmayı çarçabuk istedikleri gibi, dezavantajlı olmayı de çabucak verseydi, onların hemen ecellerini getiriverirdi. Fakat bize kavuşmayı ummayanları kendi hallerine bırakırız da azgınlıkları içinde bocalayıp giderler [11].
Oysa “hayır” kelimesinin zıttı olarak başka bir kelimenin de kullanıldığını görüyoruz.
Enam 17.
وَإِنْ يَمْسَسْكَ اللَّهُ بِضُرٍّ فَلَا كَاشِفَ لَهُ إِلَّا هُوَ وَإِنْ يَمْسَسْكَ بِخَيْرٍ فَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ (17)
Ve eğer Allah Teâlâ sana bir zarar, zorluk dokundurursa onu O’ndan başka açacak yoktur. Ve eğer sana bir hayır dokundurursa, işte O her şeye hakkıyla kadirdir [17].
Bu ayette hayır kelimesi karşıtı olarak zor kelimesi kullanılmıştır. Çünkü zorluk, zarar anlamları dezavantaj, uygunsuz, olumsuz kavramları içindedir.
Doğrusunu Allah bilir.