Dünya'daki hemen hemen bütün eski topluluklarda tufan benzeri hikayeler mevcuttur.
İskandinav ülkelerinde, Eski Türkler'de, eski Yunanda, Avusturalya yerlilerinde, Amerika kızılderililerinde , Çinlilerde ve Sümerlerde mutlaka bir tufan miti vardır.
Kutsal kitaplarda Tevrat ve Kuran'da da vardır ve hatta ayrıntılı olarak mevcuttur.
Bazıları kutsal kitaplarda bulunan tufan kıssalarının Sümerlerden kopya edildiğini iddia etmektedirler. Oysa hemen bütün eski toplumlarda ve özellikle Amerikalı yerlilerde ve Avustralya aborjinlerinde de bu hikayelerin bulunması tufan hikayelerinin sadece Sümerler'den kaynaklanmadığını ispatlamaktadır. Çünkü Aborjinlerin Afrikadan Avusturalya ya göç etmesi günümüzden yaklaşık 40.000 yıl öncedir. Amerikan yerlilerinin ise göç etmesi yaklaşık 10.000 veya 15.000 yıl öncedir. Ve bildiğimiz kadarı ile bu uzağa göç eden kavimler ile Asya ve Afrikada kalanlar arasında bir iletişim bulunmamaktaydı.
Sümer tarihini inçelediğimizde eski krallardan bahseder ve onların ARATTA adlı bir şehirden geldiklerini ve binlerce yıl süren hükümdarlıklarından bahseder. Hatta gılgamış destanında da destanın kahramanı ARATTA şehrine ulaşmaya çalışır çünkü burası ölümsüzlük ülkesidir. Sümerlerin ençok korktukları düşmanları ise GUTİlerdir. GUTİ ülkesi Sümerlerin doğusunda ve bu günkü ZAGROS DAĞLARIndadır. CUDİ dağı zagros dağlarının en kuzey ucundadır.
Tevrat'ta Nuh tufanından bahsedilir ve geminin ARARAT a oturduğundan bahseder. Yine Tevrat'ta Nuh un 950 yıl yaşadığından bahseder. Ayrıca Nuh dan önceki peygamberlerin de yüzlerce yıl yaşadıklarını bildirir.
Kuran da ise geminin CUDİ ye oturduğunu söyler. Nuhun kavmi arasında 950 yıl kaldığından bahseder. Ayrıca Nuhun neslinin halifeler kılındığını bildirir.Nuh tufanı lokal bir olay olarak anlatılmaktadır.
Ayrıca birçok mitolojik olaylarda çok eski devirlerde yaşamış devlerden(dev yapılı uzun ömürlü insanlar, yarı tanrılar) bahsedilmektedir.
Tufana bir de bilimsel olarak baktığımızda tarihde bu olayı açıklayabilecek veriler var mıdır?
Holocene devri öncesi dünya haritası: Bugün bilinen birçok körfez mevcut değildir. Özellikle Basra körfezi.
Dünyanın yaradılış dönemleri içinde şu anda yaşadığımız dönem holocene dönemidir. Bu dönem yaklaşık 12.000 yıl önce başlamıştır ve halen devam etmektedir. Bu dönemin başında Late glacial maximum denen ve dünyanın birçok yerinin buzlarla kaplı olduğu daha soğuk bir dönem vardır. Bu buz devri sona ermeye başladığında Basra körfezinin de içinde bulunduğu birçok kara parcası henüz deniz tarafından kaplanmamıştır.
Yani Basra körfezi hürmüz boğazına kadar fırat ve diclenin suladığı uygarlığa elverişli deltalar halindey di. Fakat kurak bir iklim mevcuttu.
Ayrıca bu dönemin sonunda yani holocene döneminin başında iklim ılımanlaşmaya başlamış sonuçta buzullarda depolanan sular erimiş yoğun taşkınlar ve yağmurlarda çok fazla artışlar olmuştur. Bunların neticesinde bütün dünyada bitki yoğunluğunda çok büyük artışlar olmuştur. Bunun sonucunda da atmosferik oksijen içeriği daha düşük düzeylerden bu günkü %20 lik düzeylere yükselmiştir. Tabiki bü yüselme yüzlerce veya binlerce yıl içinde de olsa çok ani bir yükselmedir. Yine bu zamanlarda çok iri olan hayvanların da nesli yok olmuştur(mamutlar,dev kediler vs..)
Sanılanın aksine bilimsel çalışmalar atmosferik oksijen basıncının düşük olduğu yerlerde yaşayanların(dağlar veya holocene devri öncesi?) çok uzun süre yaşama ihtimallerinin daha fazla olduğunu göstermektedir. AYRINTILI BİLGİ İÇİN Not supported field expression! adresine gidiniz.
Dağlar gibi yüksek ve düşük atmosfer basıncında daha az oksiyen soluyan insanların yüz yaşını geçmesi sahildekilere oranla daha muhtemeldir.
Bu bilgilerin ışığında şöyle bir tahminde bulunabiliriz: Nuh peygamber M.Ö 10000-13000 yıllarında yaşamıştır. Düşük oksijenik bir atmosferde yaşadığından o dönemin insanları gibi çok uzun bir süre yaşayabilmiştir.
Daha sonra atmosferik oksijen düzeyi yükseldiğinden çok iri ve uzun yaşayanlar yavaş yavaş azalmış ve bize mitolojilerdeki dev insanların hikayeleri kalmıştır.
Nuh peygamber bugünkü basra körfezinde bulunan bir şehirde yaşamış ve holocene döneminde sellerin ve yağmurların çok çok olduğu bir dönemde tufanı yaşamış ve bu olayı vahiy ile önceden öğrenip gemiyi yapmıştır. Nuhun torunlarıda Sümerlerin çok uzun yaşadığını bildirdikleri eski krallarıdır. Böylece tufan hikayesi ataları Nuhdan sümerlere miras kalmıştır.
Kuranda Ad kavminden bahsedilmektedir. Oysa Tevrat'ta Ad kavminden hiç bahsedilmez. Ad kavmi Nuh kavminden sonra yaşamış ve her konuda çok güçlenmiş ve gelişmiş bir toplulukdur.Yine kuran ın bildirdiğine göre bu kavim çok soğuk bir kasırga ile donarak helak olmuştur. Bilimsel araştırmalarda M.Ö 8000 veya 9000 li yıllarda holocene dönemi içinde 1000 yıl süren çok soğuk bir dönem olduğu saptanmıştır.
Tevrat'ta bulunan ARARAT kelimesi Nuhun tufandan sonra yerleştiği ve sumerlerin ARATTA dediği şehirden kaynaklanabilir. Çünkü tevrat sonradan toplamadır. Kelime yanlış aktarımış olabilir.
Tufanın sonunda gemi su seviyesi tam çekilmeden zagros dağlarında bulunan GUTİ (ingilizce yazılış) ,(CUDİ) ülkesine oturmuştur. Nuh'un çocukları sümerlilerin bahsettiği eski krallıkları oluşturmuş ve bu olaylar sümer mitolojine kaynaklık etmiştir.
Holocene dönemindeki bu çok yağışlı ve sellerin görüldüğü dönem sadece Nuh kavmi tarafından yaşanmamıştır. Dünyanın diğer yerlerinde yaşayan insanlarda bu tufan benzeri olaylar yaşadığından onlarda da başka tufan hikayeleri ve dev hikayeleri mevcuttur.