“Amerika Birleşik Devletleri'nin New York kenti Cadılar Bayramında terör saldırısıyla sarsıldı. Kamyonetiyle bisiklet yoluna giren bir kişi bisikletlilerin arasına daldı. Saldırıda 8 kişi öldü, en az 11 kişi yaralandı. Saldırı, Türkiye saatiyle 22 sularında gerçekleşti. Gözaltına alınan saldırganın 29 yaşındaki Özbek asıllı Sayfullo Saipov olduğu ortaya çıktı…” Yazıyı yazmaya başladığım günde yukarıda ki haber düştü sanal aleme.
Bu tür küçük olaylar; Ne, o yıllarda ABD’nin yaşadığı hem ekonomik krizin halkın gündeminden çıkarılması hem de Hiroşima ve Nagazaki’ye atom bombası atabilmek için Koreli esir pilotlara, eş ve çocuklarının hayatları ile tehdit edilerek Amerikalıların kendi kendine yaptırdığı meşhur kamikazeli Pearl Harbor Baskını’na;
Ne de Afganistan, Irak, Arap Baharı ve en son Suriye’nin halaç pamuğuna çevrildiği ve hudut, kullanıcı değişimlerinin tetikleyicisi CİA/MOSSAD ortak yapımı 11 Eylül İkiz Kuleler saldırısına asla benzemez. Bu tür ferdi olaylar çoğu zaman istihbarat örgütlerinden bağımsız da yapılabiliyor. Bu tür saldırılar, dünyayı çok derinden etkileyecek başka olaylara sebep olmaz.
Geçtiğimiz günlerde de ABD Başkanı Trump'ın başdanışmanı ve damadı Jared Kushner’in ticari bir uçak ile Suudi Arabistan’a gizlice gittiği haberi yabancı medyanın manşeti oldu. Kimse asıl sebebini bilmiyordu. Görüşmenin konusunun “İsrail Filistin Barış görüşmeleri” olduğu vehimleri üzerinde duruldu. Gerçekten öylemiydi biz bilemeyiz. Bilsek zaten adı gizli görüşme olmaz ve denirdi ki: “ABD'li danışman şu gündemle Suudi Arabistan’a gitti” diye manşetler atılırdı ve gizli ibaresi kullanılmazdı değil mi?
11/04/2017 tarihli Omuzdan Kesilmiş Kolumuz Bizim başlıklı yazımda yaklaşık 5-10 gün öncesinden Suudi Arabistan’da ki yönetim revizyonunu yazdım ve Allah nasip ettiği için önceden bilmiş oldum. Neden? Çünkü;
Maalesef bu ülkede etiketler konuşuluyor, etiketlerin ha hi’leri gündem oluyor. Etiketin yoksa şayet bırakın ağız ile kuş tutmayı, koca Arabistan çölünü yutsan bile bir iki dost hariç oralı olunmuyor.
Hatırlar mısınız 28 Şubat’lı günleri. “Şeriat geliyor” dediler, şeriat gelmedi lakin onlarca banka ve şirket soyuldu. Bir ülkeye müdahale etmek ve yok etmek amacıyla planlanan dünyada ki bütün büyük olaylar da 28 Şubat’tan daha sansasyonel, çok ses getiren ve daha çok seyircisi olan olaylardır.İzahatım anlaşılıyor değil mi?
Benim hesaplamalarıma göre Kushner, Suriye ve Irak diye bildiğimiz toprakların önce Suriye kısmında daha sonra ilerleyen yılar da Irak ve İran ile nihayetine erdirilecek bir planın işleyişi ile ilgili detaylardan biri olan Suud’un görevleri ile ilgili sebeplerden dolayı Arabistan’a gitti. Neden?
Çünkü İsrail, ABD’ye hiç ihtiyaç duymadan (benim yakaladığım 4 kere) gizlice Suud’la bir araya gelip görüştü ve sık sık görüşüyor zaten. Yani Kushner’in gizlice Suud’a gitme sebebi;"İsrail-Filistin barış görüşmesidir", yakıştırması kocaman bir blöftür. İsrail'in hayalleri, Suriye, Irak ve İran hakikattir.
Oy.
Canım yansa da bir hakikati, tarihi bir sorumluluk nedeni ile buraya yazmak durumundayım: Yakın zamanda, ülke olarak lehte sanarak ve mecbur bırakılarak güneyimizin dışına doğru yaptığımız bir hamle; İlerleyen yıllarda birden başkalarının lehine; Ülke olarak bizimde aleyhimize, yanlışımıza dönüşüverecek. (Gayb-ı Allah bilir)
Kocaman kocaman kitaplarını, saatini kaybetmiş! Hatta suikasta da uğramış! buğulu laflar ile TV de program program gezdirilen orta yaş asker emeklisi! “Güvenlik politikaları uzmanı” bir zat, gözümüzün içine baka baka:“Zamanında Baba Esad, Türkiye’ye karşı savunmamız olsun mantığı ile zeytin ağacı diktirdi” demesi ile birlikte çoğumuzun bu zeytinleri yutacak kıvama, bir hale getirildiğini anladım.
Hiç kimse ama hiç kimse bu uzmana o vakit bizde, Narenciye (Portakal, greyfurt, mandalina vs) ağaçlarını Adana ve Hatay’a, Suriye’ye karşı; Muzları Akdeniz’den gelebilecek İtalyanlara, fındıkları da Karadeniz’den gelmesi muhtemel Rus çıkarma güçlerine karşı mı diktik diyeceğiz? demedi. Pardon pardon Antep fıstığını unuttum. Ayçiçekleri ile yapılacak Yunan ve Bulgar savunması var birde.
Madem bu kadar faydalı bir adamdın genç yaşta orduyu niye bıraktın. Engin bilgilerinle şanlı ordumuza istihbarat ve bilgi sağlasaydın da bu bilgiler ifşa edilmese idi ulu orta diyorum. Bizatihi yanlış anlayabilirsiniz; Güvenlik Politikaları Uzmanı! diye el almış bir insanın TV de konuşması ve yazı yazması zaten baştan yanlıştır. Neden?
Çünkü ülke olarak yapacağın hücum ve savunma manevraların böyle ulu orta konuşulursa şayet bilip/bilmeden başkasına hizmet ediyorsundur aslında. Bu açıklama anlaşıldı diye tahmin ediyorum.
Geldik yazımızın bam teline;
İsrailli köşe yazarları ve medyatörler Netanyahu ve ekibini teşvik etmek anlamında, bağımsız bir Kürdistan kurulması lehinde yazılar yazıp programlar yaptılar ve hala da arada yapıp/yazıyorlar. Ben bunların da şu an için blöf olduğuna inanıyorum.
Nedeni de şudur: K.IRAK şu an için göze gösterilendir. Ve yapılan referandum da ileride kurulması muhtemel bir devletçiğin gaz ve sinir alma manevralarıdır. Yani bir deneme yapıldı ve geri çekilerek tansiyonlar ölçüldü ve ölçülüyor, henüz vakti değildir..!
Suriye ve Irak topraklarının hemen her yeri bu kadar halaç pamuğu gibi atılırken Kürtlerin yaşadığı yerlerinde sadece doğusu, ortası değil en batısı da halaç pamuğu gibi atılacaktır. Yaşayıp hep birlikte göreceğiz. Çünkü, Batılılar yani İsrail'in Suriye ve Irak'ta ki asıl maksatlar önce panik, korku ve kaos sonra göç, mülteci, yani yurtların terk edilmesi, yer değiştirmesidir.
Çok karışmadan ortalık, yazıyı bitiriyorum.
Ne idi yazımızın başlığı: “Barzani’yi Gösterip Kushner İle Vuruyorlar.” Bir ara yazının başlığı şu olsun diye düşünmüştüm lakin nasip değilmiş. Zeytin ağacını gösterip……..vuruyorlar…Yazı bitti. Bin selam
Not: Noktalı yere gelecek kelimeyi hakikaten bulamadığımdan boş bıraktım.