Hatırlarsınız; Defalarca seyrettiğimiz, Kemal Sunal ve Şener Şen’in oynadığı “Kibar Feyzo” diye bir filmi vardı. Hani, ağalık rejimine, başlık parasına karşı çıktığı için, Ağa’sı tarafından köyden sürülen, her köye döndüğünde de ağanın başına bela olan, filmin sonunda da Ağa’yı vurup, yere yığan Kibar Feyzo. Bu filmin, konumuzla direk bağlantısı olan bir sahnesi var. Filmin sonunda Kibar Feyzonun mahkemede, duruşma esnasında Hakim’e söylediği söz: “Valla Hakim Bey duymuşam; Köye yeni bir Ağa gelmiştir. Köylü eski Ağa’yı arar olmuştur........”
Kibar Feyzo’nun bu sözü, Amerika da gerçekleşen her başkan değişikliğinde; Dünyanın zulüm görmüş ve halen görmekte olan halklarının konuştuğu laflarla birebir aynıdır. ABD kurulduğu ilk günden, günümüze kadar yenilenen her başkan değişikliği, yeni seçilen başkanın bir önceki başkanı aratması şeklinde cereyan etmiştir. Bir kaç tanesi zamanında katliamlar durmuş gibi gözükse de bu sizi asla yanıltmasın. Bu fetret dönemleri başkanların barışsever olmasından değil, Yapılacak bir sonra ki zulüm ve katliam planlarının düşünme evresine denk geldiğindendir. ABD kurulduğundan bu yana 44 başkan gelip geçmiştir. Bunlardan iki tanesi, Abraham Lincoln ile John F. Kennedy görevi başındayken öldürülmüş başkanlardır.
Konumuzun muhatabı Amerika’nın 35. Başkanı John F. Kennedy, 1963’te bir suikast sonucu öldürülmüştür. Kennedy’i vuran Lee Harvey Oswald adında 24 yaşında bir gençtir! İki gün sonra Oswald da, bir gece kulübü sahibi olan Jack Ruby tarafından Dallas polis merkezinin bodrum katında vurularak öldürülür. Oswald’ı vuran gece kulübü sahibi Jack Ruby aşırı fanatik bir Yahudi Milliyetçisidir. Hatta Kenndy’i vuran bir kişi değil, üç ayrı nişancı olduğu iddaaları da kuvvetle muhtemel değil, doğru olanıdır. Bu güne kadar söz konusu cinayet aydınlatılamadı. Cinayetlerle uzaktan yakından ilgisi veya bilgisi olan tüm kişiler birer birer delil bırakılmadan ortadan kaldırıldı. Abraham Lincoln den sonra John F. Kennedy'nin de suikastı da bütün sırları ile tarih sahnesine gömülmüştür.”
Bu suikastın yapılmasının sebebi ile ilgili öne sürülen iddaalardan bir tanesi; Pentagon, FBI, CIA ve Gizli Operasyonlar birimlerinin ortaklaşa gerçekleştirdiği bir darbe iddaasıdır. İddaalar ne olursa olsun, Organizasyonun figüranları kim veya hangi gizli servisler olursa olsun bu suikastın tek geçerli sebebi şuydu: “Kenndy’in, İsrail’in nükleer programına karşı çıkması ve destek olmamasıdır.”
İşin sırrı da; Mordenay Vanunu isimli İsrailli nükleer tesis işçisinin söylediği lafta gizli idi. Mordenay Vanunu: “İsrail’e, Amerikalı denetçiler geldiğinde nükleer silahlar özel yapım duvarlara saklandı” demiştir. Mordenay Vanunu, bu açıklamaları yüzünden çok büyük tehditler almış ve bu konuyla ilgili bir daha da asla konuşturulmamıştır. Aynı Kaddafi’nin İsrail’de yaşayan teyzesinin kızının; Kaddafi’nin Arap olmadığını, annesinin Yahudi olduğunu söyleyince susturulduğu gibi.
Yada, Humeyni’nin babasının yabancı olduğunu söyleyen Vatandaş’ın susturulduğu gibi. Ya da Ahmedi Nejat’ın Nejat soy isminin, Yahudi olduğu anlaşılmasın diye koyulduğu gibi.Ya da Şimdiki İran Cumhurbaşkanı Hasan Ferdi(Ruhani) yıllarca İskoçya da yetiştirilip İran’a gönderildiği gibi. En kestirmeden söyleyeyim; Arap ülkelerinde İsrail’e en çok söven lider veya sözü geçer Bürokratların hemen hepsinin Mossad ajanı çıktığı gibi. Ya da Türkiye’de...?...?...?
Şimdi şunu aklımızın en hatırlanabilir bir yerine koyalım; CIA, MOSSAD vb gizli servisleri zaten tek elden yürütülen, aynı yere hizmet eden gizli servislerdir.
Allah aşkına! Devlet kademelerinde sızmadık yer bırakmayan kıçı kırık Fetö organizasyonu önümüzde duran bir gerçek iken; Dünya Sermayesini elinde bulunduranlar; ABD, Rusya ve AB ülkelerinin bütün birimlerini kontrol altında tutmayacak olsun. 1917 Bolşevik İhtilali ekibinin Lenin dahil hepsinin ne olduğuna, Hitlerin sözü geçer ekibinin kimlerden kurulu olduğuna bakmanız yeterli olacaktır.
Amerika’nın çiçeği burnunda yeni başkanı Trump, var sayalım sermayenin adamı değil! (seçim danışmanı ve damadı safkan yahudi) Eğer ki İsrail’e çalışmaz ise sonu Kennedy’in akıbeti ile aynı olur. Başkanlığı kazasız belasız devam edecekse de bilin ki; Dünyanın başına İbrahim’in ateşi gibi çökmüş Dünya sermayesinin patronları ile anlaşmış demektir…
Bu kadar yazının arkasından şöyle bir soru sorsam: “Büyük Elçi Karlov’un öldürüleceğini, Sergey Lavrov ya da Putin ikilisinden biri veya başka bir Rus yetkili biliyor muydu?” böyle bir soruya hadi oradan, o kadar da değil diyeniniz çok fazla olur zannımca.
Ya! Anlatmak istediğim şey, tam da bu işte.
Bu adamlar bir olayı gerçekleştirmeden önce; Senin nasıl düşüneceğinin ve nasıl yorum yapacağının da önceden hesabını yapıyorlar. Aksini düşünmek komik, gülünen, saçmalayan bir adam konumuna getiriyor seni. Aynı şimdi benim düşmüş olduğum durum gibi.
oy.
Sayın Cumhurbaşkanımız yalnızdır. Neden? Çünkü;
Bir bataklıktır, kahpe dünya.
Bir Ahtapottur, kahpe dünyanın Organizatörleri.
Organizatörler öylesine organizasyonlar oluşturmuşlar ki;
Birinden kurtulayım desen (AB-ABD),
Bir diğerinin kollarına düşüyorsun (RUSYA-SHANGAY DİŞLİSİ).
Peki; Böylesine kahpe organizasyonların arasında, Devlet ve Millet ne yapmalıdır? Hangi organizasyona uzak, hangisine yakın olmalıdır? Cevabınız hiç birisi ve aklınıza da Allahın ipine sarılalım diye ayrı bir C şıkkı geliyor ise şayet. Bende size, C şıkkına heveslenirken çok ama çok dikkatli olun derim. Neden? Çünkü; A ve B şıkkının mimarları, C şıkkına da yönelecekler olabileceğinin hesabını, kitabını yaparak, gerekli adamalarını ipin başına koymuşlardır. Fetö Organizasyonu sonu ihanete dönüşmüş olanlarından yalnızca bir tanesidir. Dünya Kiliseler Birliğinden para alan mı dersin. TV kanalını, Batı veya Doğudan aldığı fonla ayakta tutan mı dersin. Yakasız gömlek numarası ile eskiler bu işi bilmiyormuş, ben yeni bir şey buldum evhamı ile hadisleri devre dışı bırakıp, Peygambere söz öğretmeye, çaktırmadan devre dışı bıraktığı peygamberin yerine kendini koyup; Efendim ben insanları Kurana çağırıyorum diyerek kendisine çağıran mı dersin. Dersin de dersin.
Velhasıl; Allah'ın ipine samimi bir şekilde sarılmak istiyorum diyen Müslümanların karşısına bu seferde İp tüccarlarının organizasyonları çıkıyor. Bir önceki "RUH" başlıklı yazımın giriş kısmında da söylediğim gibi, inşallah şu 657 den bir kurtulayım; Bu İp Tüccarlarının ipliğini de, Aziz Milletimizin önüne çıkaracağım.
Şimdi; Külü karıştırıp, külün altındaki közleri ortaya çıkarmam, benim ortadan kaldırılmama sebep olur mu? Onu bilmem de, öldürülecek isem de bir İp Tüccar'ı tarafından değil, bir Gavur tarafından öldürülmek her zaman birinci tercihimdir. Böyle bir ölüm şekli, günahlarımın bağışlanması için bir vesile olur mu? Onu da Rabbim bilir…Saygılarımla
saymayansayilmaz@gmail.com-----@hikmetguvel