HMR Tartışmaları ve Sonuçlar:
Kur’an da geçen HMR ifadesi sebebiyle, bunun “Haram” sayılmasının İslam dünyasındaki sosyo-ekonomik etkilerinden yola çıkarak, ortaya çıkan kayıplara ve Fütursuzca ortaya atılan iddiaların topluluğa verdiği zarar ve bu sebeple sosyolojik olarak dünyadan koparılmasına neden olan etkenlere dikkat çekmek istedik.
Hiçbir gerekçesi olmayan, Lafza uymayan, Allah’ın “haram” demediği bir şey için, bu kadar katı ve acımasızca topluluğu mahkum etmenin kimin haddi olduğunu bilmiyorum. Bildiğimiz şey, bu durumun Allah’tan olmadığıdır.
Tartışmalarda edindiğimiz izlenim ve çıkan sonuç itibariyle kısaca özetlemek gerekirse:
- HMR kelimesinin MAYA anlamına geldiği açıkça anlaşılmaktadır.
- Kur’an ın HMR e ISM (bir şeyi yapmaktan geri durmak, yavaşlamak) dediği açıktır.
- HMR kelimesi. Yusuf suresindeki “kâle ehaduhumâ innî erânî a’sıru hamrâ” (Yusuf 36) ayetinde geçen “a’sıru” kelimesine dayandırılarak “Sıkmak” olarak algılanmaktadır. Oysa bu kelimenin asıl manası “ezmek, dövmek”dir. “Sıkmak” olarak anlaşılmaya çalışılmasının sebebi ise, kanaatimizce “HMR sıkılan bir şeydir, şarap da sıkılarak elde edilir. Dolayısıyla bu üzüm şarabıdır” diyebilmek içindir.
- Yine Yusuf Suresi 41. Ayette geçen “Yâ sâhıbeyis sicni emmâ ehadukumâ fe yeskî rabbehu hamrâ” cümlesindeki “yeski” kelimesi “Sulayacak” şeklinde çevrilmektedir. Halbuki bu kelime “sakilik yapmak” manasındadır. Yani HMR olan şeyi sunan demektir. Bu ayetteki mana kaymasının sebebi de yine HMR in sıvı bir madde olduğunu ispat gayretlerine dayanmaktadır.
- Nahl 67 ayetteki “Ve min semerâtin nahîli vel a’nâbi tettehîzûne minhu sekeren ve rızkan hasenâ” cümlesinde geçen “Sekeren” kelimesi “sarhoşluk" olarak değerlendirilmektedir. Oysa bu kelimenin cümledeki anlamı “şeker” dir. Burada sarhoşluktan bahsedilmez. Bu ayete dayanılarak HMR in illetinin içindeki alkol oranı olduğunu vs. söylemek için çok çalışmak gerekir. Ayette bahsedilen şey bir tat elde edileceğidir, bu da güzel bir rızk olmasını anlaşılır kılar.
- Maide 90. Ayette “ricsun min ameliş şeytâni” geçen bu ifade “Şeytan işi pisliktir” şeklinde algılanmak istenmektedir. Böylece şeytanın işi olan bir pislik HMR dir denebilecektir. Oysa ifadeye baktığımız zaman burada kullanılan “rics” ifadesinin HMR’a değil Şeytanın ameline atfedildiği, dolayısıyla mananın “şeytanın kirli bir işi” şeklinde anlaşılması gerektiği açıktır. “rics” kelimesinin tekil kullanılmasının sebebi de budur. Ayet ancak, “şeytan bu yolla sizi kontrol eder” şeklinde algılanabilir. Bu bir uyarıdır. Kaldı ki bu ifade tekil kullanılmaktadır, fakat ayet Hmr, Meysir, Ensab ve ezlam demektedir. Yani üçten çoktur ve eğer pis olan şey bunlar olsaydı o zaman çoğul kullanılması gerekecekti. Kaldı ki, Eğer bunlar pislik ise niçin “Alkolu dezenfektan olarak kullanıyorsunuz?” diye de sormak gerekir. “min” ise bu kirli işin şeytanın amellerinden bir kısmını gösterir. Dolayısıyla ayetin “kaçının” dediği şey, şeytanın pis/kirli işidir. Bu ifade HMR veya ayetteki diğer ifadelere atıf yapmaz.
- Domuz’un Haram edilmesi ve bunun da “şeytanın pis işlerinden” sayılmasına atfen, HMR’in de haram olması gerektiğini söyleyenler büyük bir delalet içindedirler. Domuza Haram diyen ve bunun da şeytanın pis işlerinden sayan Allah, HMR için “haram demeyi bilmiyor muydu?"
- Muhammed 15. Ayette “ve enhârun min hamrin lezzetin liş şâribîn” cümlede geçen “enharun min hamrin” ifadesi ne dayanılarak HMR in sıvı olduğu sonucuna ulaşılmaya çalışılmaktadır. Daha önceki yazılarımızda çeşitli uyuşturucu maddelerin içeceklere karıştırılıp kullanıldığının dönemin Arap toplumunda (mısır, sudan vs.) bilinen bir vakıa olduğunu yazmıştık.
- A’raf 157. Ayette geçen “ve yuhıllu lehumut tayyibâti ve yuharrimu aleyhimul habâise” cümledeki “habise” kelimesi sebebiyle HMR in “rics” olduğu, “rics’in ise Habis” oduğu ve bu sebeple de Haram olduğu sonucuna varılmaktadır. Bu çok şaşırtıcıdır. “Habis = Kötü huylu” manasındadır. Allah’ın “zehirli mantar yemeniz helaldir”(örnek) demesini herhalde beklemiyor olmalısınız. “Habis” kelimesi, bir şeyin pis/kirli olduğunu değil, o şeyin öldürücü olduğunu ifade eder. Bu inanılmaz bir tahriftir. Kaldı ki, Ayete dikkatle bakıldı zaman, Tayyibatın helal olduğu ancak içlerinden kötü huylu olanların haram olduğu söylenmektedir. Yani bir cins olarak anlaşıldığı zaman burada helallik asıldır.
- “HMR” rics’dir, bu vasfı ile de habistir, dolayısıyla haramdır” sonucuna varabilmek için herhalde büyük bir gayret göstermek, manayı terk etmek, lafzı tahrif etmek gerekir.
Bunların dışında, Lafza ait olmayan ve tamamen yorum niteliğinde olan gerekçeler ise kimi tıbbi, kimi de başka açıdan sakıncalar içeriyor olabilir. Ancak unutulmamalıdır ki, HMR denilen şey, (ayetteki diğer eylemler de dahil) tamamı bireysel eylemlerdir. Topluluğa şamil değildir.
Siz, bireysel bir hatayı topluluğa tahvil edip bu sebeple topluluğu mahkum edemezsiniz. HMR de bir zarar söz konusu ise bu zarar topluluğa değil bireye aittir. ISM (bir şeyi yapmaktan geri durmak, yavaşlamak) denmesinin sebebi de budur. Herşeyden önce HMR den kastedilen şeyin ne olduğunu bulmak gerekir. (Bize göre bu DRUG’dur, mana ve tanım itibariyle bu kavramlar bütünüyle örtüşmektedir), bunun üzümden yapılmış şarap olmadığı çok açıktır. Bu bir yakıştırmadan ibarettir ve manayı tahrif etmek suretiyle elde edilmiş bir sonuçtur. HMR kelimesinin MAYA manasına gelmesi sebebiyle, şarabın da mayalanarak yapıldığı varsayımıyla bu kelimenin kastını tespit edemezsiniz. Mayalanarak yapılan pek çok şey vardır, ama onlara HARAM diyen yoktur. Ekmek de mayalanarak yapılır. Eğer bu mantıkla yola çıkarsanız, MAYA’nın kendisini de Haram saymanız gerekir. Niçin yasaklamıyorsunuz?
Domuz’un haramlığıyla kıyaslamak için ise Lafzı anlamamak gerekir. Herkes yemek yer. Herkes et yer. Bu haram edilen şey topluluğu tümüyle etkileyen şeydir. Bireysel bir şey olmadığı için haramdır. Şeytanın pis işlerinden biri olduğu için değil. Kimileri Domuz eti ile HMR i karşılaştırmaktadır. Bunun imkanı yoktur. Domuz eti haramdır, HMR ise ISM dir. Domuz etini bu şekilde karşılaştırıp "ism"e indirgemek büyük bir talihsizliktir ve kanaatimizce sadece demogojiden ibarettir.
Yerleşik kabullerle hareket edildiğinde, HMR topluluğa maledilmiş bir eylem haline dönüştürülmüş, bu sebeple de topluluk mahkum edilmiştir. Üzüm ve bu meyveden elde edilecek ekonomik girdiler, sanayi ürünleri ve ticaret engellenmiş, Topluluk dünyadan ayrıştırılmıştır. Bireysel bir eylem veya hata topluluğa nasıl mal edilebilir? Buna kimin hakkı vardır? Allah’ın “Haram” demediği bir şeye “Haram” demek kimin yetkisindedir? Allah’ın Resulune vermediği bir yetkiyi kim kendisinde görebilir?
Diyebilirsiniz ki bu “sakınılması gereken bir şeydir”. Bu anlaşılır ve makul bir yaklaşım olur. Lafzın da söylediği budur ancak yine de “Haram” diyemezsiniz. Buna bir tahdit de koyabilirsiniz. Sarhoşluğu yasaklayabilirsiniz vs. Kaldı ki bunun için fazla uğraşmaya da gerek yoktur çünkü dünyanın hiçbir yerinde sarhoşluk veya alkolik olmak meşru değildir. İçkinin yasak sayılmadığı takdirde topluluğu oluşturan bireylerin tamamının alkolik olacağı varsayımı da bir halüsinasyondan başka bir şey değildir. İçkinin yasak olmadığı dünyanın diğer topluluklarında insanlar her gün sabah akşam alkol kullanmazlar. Pek çoğu hiç kullanmaz.
Fıkhın bu çerçevedeki yaklaşımını ve çelişkilerini de göz ardı etmemek gerekir. Üzümden yapılanı tümüyle “haram” sayarken, bunun dışında kalanların “sarhoş edinceye kadar” serbest bırakılmış olması manidardır. Elbette “metil alkol” “etil alkol” farkını burada tartışacak değilim. Bu uzmanlarının işidir. Ancak eğer bir ilminiz varsa, ve alkolde de bir sakınca söz konusu ise,bunu ilminizle açıklar ve insanlara bildirir, uyarırsınız. Hiç kimse kendisini “Rab” yerine koyup “haramdır” deme hakkına sahip değildir.
Bu yasağın tarihsel sürecini ve toplumsal etkileşimlerinin nedenlerini tartışacak değilim. Akıl sahipleri tarihi araştırabilirler. Ancak "dünyanın en yaygın uyuşturucusudur" yaklaşımında bulunanların da bilmesi gereken önemli bir şey vardır, kullanım oranının yaygınlığını değerendirirken kullanıcı oranıyla değerendirmek büyük bir hatadır. Kullanım şekli ile değerlendirmek çok daha sağlıklı sonuçlara ulaştırır.
Bugün dünyanın karşı karşıya olduğu tehlike Üzümden yapılmış şarap veya alkollü içecekler değildir. Asıl tehlike gözardı edilmiş olan, cevaz verilmiş olan Uyuşturucudur, Steroitler ve diğerleridir. Yakın gelecekte bu sebeple dünyanın içine düşeceği buhranı, insanoğlunun karşılaşacağı felaketi görebilenler, HMR kelimesinden ne kastedilmiş olduğunu anlayacaklardır. Ne yazık ki o zaman çok geç olacaktır.
Vesseam