Reşat Nuri Erol
Arif Ersoy Abi için sır perdesini biraz araladım
13.09.2020
3611 Okunma, 6 Yorum

 

Arif Ersoy Abi için sır perdesini biraz araladım

Bana Arif Ersoy Abi ile ilgili bir şeyler yaz dediğinde gerek yok demiştim! Arif Abi'yi benden daha iyi tanıyan, ciddi hatıraları olan, belki binleri bulacak dostları varken ben ne yazabilirim ki diye düşündüm. Fakat onları yazmaya teşvik etmek için sır perdesini azıcık aralayarak birkaç cümle yazmanın doğru olacağını düşündüm.

Arif Ersoy Abi tam da ismiyle müsemma "ARİF" biri idi. Her yerde ve zamanda şartlar ne olursa olsun dava adamlığını sürdürdü. Hep iki kişilikli idi. Zihin atmosferinde ruh, akıl ve gönül aynı anda zinde ve etkin idi. Her zaman dünyaya ve ahirete bakan iki hali dipdiri hareket halinde olurdu. Bir taraftan sohbet ederken, hal hatır sorarken, sorduğunuz sorulara cevap verirken; aynı anda kalbiyle, gönlüyle, vakur duruşuyla size başka şeyler (gerçekten söylenmesi gerekenleri) anlatırdı. Hani şair "dili yok kalbimin ondan ne kadar bîzarım" diyor ya, işte öyle bir şey. Fakat bir farkla; Arif Abi hiçbir zaman "kalbinden bîzar" olmadı. Onun kalbinin de dili vardı ve vakur duruşuyla da hep anlatırdı; tabii ki anlamak, duymak ve dinlemek isteyenlere. Onu dinleyen dikkat ederse, dilinden dökülenleri de gönülden esen sessiz fırtınaları da duyar, görür ve hissederdi. Bu da nasibi olanlar ile çok isteyenlere mahsustu. Az ve öz konuşurdu. Bazen bir makalede alabileceğinizi onun bir veciz cümlesi ile alırdınız. Pozitif gülümsemesi eksik olmayan bir dervişti. Her durumda Mevlanavari görür, bakar, anlar ve söylerdi. O kadar olaylara pozitif bakar ve yaklaşırdı ki; muhatabı şaşırır, bir anlam veremez ve Arif Abi'nin kendisini dinlemediğini zannederdi. Zahiren baktığınızda böyle düşünürdünüz. Ama kimse kırılmazdı. Başkası söylese bir daha görüşmeyeceğiniz sözler ondan duyulunca O'na daha çok yakınlaştığınızı hissederdiniz. Mesela, geçen hafta trafik kazası geçirdim, arabam pert oldu diyene, "iyi güzel" deyiverirdi. Siz galiba beni dinlemedi derdiniz. Acaba muhatabını dinlemez miydi? Hayır kesinlikle dinlerdi. Arif Abi ruhen hep vahyin sahibi Rabbine dönük yaşadı. Aynı anda hem sizinle hem de Rabbiyle beraberdi ve hep "bekabillah" olarak yaşadı. (Nahl,16/96, Rahman,55/26,27) Demek istediğini ben şöyle anlıyorum: Allah'tan gelen her şey, zahiren kötü görünse de gerçekte iyidir. (Bakara,2/216) Yoksa meşhur tabirle "karıncayı bile incitmeyen" ve hep gülümseyen "ARİF" biri insanı incitecek söz söyler mi? Elbette söylemez. Hep "beşuş" idi. Hiç ye'se kapılmadı ve hep umut dolu yaşadı. Kızgın değildi ama kırılgan ve kırgındı. İnandığı davaya -gerçek anlamda- dostlarının dahi tam anlamadığını düşünür, üzülürdü. Gerekli hizmetin ve çalışmanın yapılmayışı O'nu kırılganlaştırmış ve yorgun düşürmüştü. Lisanı haliyle hep "bir zaman var zamandan öte, bir kader var kaderden yüce" derdi. Biz dostları böyle anlardık.

İstanbul Sebahattin Zaim Üniversitesi’nde göreve başladığında, Reşat Nuri Erol ve (rahmetli) Prof. Recep Ulusoy ile birlikte kısa bir ziyaret talebimizi, çok yoğun olmasına rağmen kabul etti. Üniversitenin bahçesinde oturduk. Biz fazla meşgul etmek istemedik fakat Arif Abimiz bizi bırakmadı, dört saat hayatının (dönüm noktalarını, hayal kırıklıklarını, yapabildiklerini, yapmak isteyip de yapamadıklarını ve en önemlisi de hizmetteki yalnızlığını) bir özetini bize sundu. Çok dinamik, çok umutlu idi ve burada ümmeti şaha kaldıracak, dünyayı yerinden oynatacak, yeni İslam Medeniyetinin sağlam temellerini inşa edecek muhteşem projeleri gerçekleştireceğini düşünüyor, inanıyor ve de adeta hayata yeniden başlıyordu. Bizi de yanında görmek istiyordu. Biz varız dedik. Çok hizmetler yaptı lakin o hizmetler Arif Abimiz için elifbanın başlangıcından ibaretti. Daha fazlasını yapmak istedi, çalışmalarına bizleri (birçok dostunu) de ortak etmek istedi. Ne yazık ki, O'nu yanında görmek isteyip çalışmaya zorlayanlar Arif Abi'mizin ısrarla "Musa A.S.’ın kardeşini istediği gibi çalışma arkadaşlarımdan yardımcılara ihtiyacım var, onların bir kısmını vazifelendirin, yalnız her şeyi yapamam" sözlerine kulaklarını tıkadılar. Maalesef bu durum O'nu çok yordu. Hizmette İstanbul'da da yalnız bırakılmasına bir türlü anlam veremedi ve kabullenmedi. Son zamanları da bu kırgınlıklar ve yorgunlukla geçti. Sonunda Rabbine; "gücüm yetmiyor, beni yalnızlıktan kurtar ve yanına al" dedi. Duası karşılık buldu ve Rabbimiz O'nu yanına aldı.

Öksüz ve yetim kaldık ey ehl-i zikr, ey ehl-i ilim ve ey ehl-i gönül ARİF ABİ. Akla hitap eden sözlerini anladık, gönlümüze ve kalbimize hitaplarını tam anlayamadık. Sen; (anlamasak da) bizim Hızır’ımızdın; bu dünyada Seninle olmak güzeldi ve huzur buluyorduk. Ahirette de Seninle olmak bir şereftir. Mekânının Cennet'in en yücelerinde olacağına tüm hücrelerimle inanıyorum. Müminler Senin için hep güzel şehadette bulundular. Şehadetleri kabul olmuştur inşallah. Birlikte olduğumuz yolda biz devam edeceğiz. Hakkımız (yoktur ama) helaldir, inşallah; Sen de bize hakkını helal etmişsindir.

Ben Arif Abi için sadece sır perdesini biraz araladım. İnşallah O'nu hakkıyla tanıtacaklar yazarlar da biz de müstefid oluruz. Sağlık, ilim, irfan ve dua... İsmail Er BACAK

 

 


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
13.09.2020
08:30

MİLLÎ GAZETE

https://www.milligazete.com.tr/makale/5355454/resat-nuri-erol/arif-ersoy-abi-icin-sir-perdesini-biraz-araladim

Arif Ersoy abi için sır perdesini biraz araladım

Bana Arif Ersoy abi ile ilgili bir şeyler yaz dediğinde gerek yok demiştim! Arif abiyi benden daha iyi tanıyan, ciddi hatıraları olan, belki binleri bulacak dostları varken ben ne yazabilirim ki diye düşündüm. Fakat onları yazmaya teşvik etmek için sır perdesini azıcık aralayarak birkaç cümle yazmanın doğru olacağını düşündüm.

Arif Ersoy abi tam da ismiyle müsemma ARİF biri idi. Her yerde ve zamanda şartlar ne olursa olsun dava adamlığını sürdürdü. Hep iki kişilikli idi. Zihin atmosferinde ruh, akıl ve gönül aynı anda zinde ve etkin idi. Her zaman dünyaya ve ahirete bakan iki hali dipdiri hareket halinde olurdu. Bir taraftan sohbet ederken, hâl hatır sorarken, sorduğunuz sorulara cevap verirken; aynı anda kalbiyle, gönlüyle, vakur duruşuyla size başka şeyler (gerçekten söylenmesi gerekenleri) anlatırdı.

Hani şair, “Dili yok kalbimin ondan ne kadar bîzarım” diyor ya, işte öyle bir şey. Fakat bir farkla; Arif abi hiçbir zaman “kalbinden bîzar” olmadı. Onun kalbinin de dili vardı ve vakur duruşuyla da hep anlatırdı; tabii ki anlamak, duymak ve dinlemek isteyenlere. Onu dinleyen dikkat ederse, dilinden dökülenleri de gönülden esen sessiz fırtınaları da duyar, görür ve hissederdi. Bu da nasibi olanlar ile çok isteyenlere mahsustu. Az ve öz konuşurdu. Bazen bir makalede alabileceğinizi onun bir veciz cümlesi ile alırdınız. Pozitif gülümsemesi eksik olmayan bir dervişti. Her durumda Mevlanavari görür, bakar, anlar ve söylerdi. O kadar olaylara pozitif bakar ve yaklaşırdı ki; muhatabı şaşırır, bir anlam veremez ve Arif abinin kendisini dinlemediğini zannederdi.

Zahiren baktığınızda böyle düşünürdünüz. Ama kimse kırılmazdı. Başkası söylese bir daha görüşmeyeceğiniz sözler ondan duyulunca O’na daha çok yakınlaştığınızı hissederdiniz. Mesela, geçen hafta trafik kazası geçirdim, arabam pert oldu diyene, “İyi güzel” deyiverirdi. Siz galiba beni dinlemedi derdiniz. Acaba muhatabını dinlemez miydi? Hayır kesinlikle dinlerdi. Arif abi ruhen hep vahyin sahibi Rabbine dönük yaşadı. Aynı anda hem sizinle hem de Rabbiyle beraberdi ve hep “bekabillah” olarak yaşadı. (Nahl,16/96, Rahman,55/26,27) Demek istediğini ben şöyle anlıyorum: Allah’tan gelen her şey, zahiren kötü görünse de gerçekte iyidir. (Bakara,2/216) Yoksa meşhur tabirle “karıncayı bile incitmeyen” ve hep gülümseyen ARİF biri insanı incitecek söz söyler mi? Elbette söylemez. Hep “beşuş” idi. Hiç ye’se kapılmadı ve hep umut dolu yaşadı. Kızgın değildi ama kırılgan ve kırgındı. İnandığı davaya -gerçek anlamda- dostlarının dahi tam anlamadığını düşünür, üzülürdü. Gerekli hizmetin ve çalışmanın yapılmayışı O’nu kırılganlaştırmış ve yorgun düşürmüştü. Lisan-ı haliyle hep “bir zaman var zamandan öte, bir kader var kaderden yüce” derdi. Biz dostları böyle anlardık.

İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi’nde göreve başladığında, Reşat Nuri Erol ve (rahmetli) Prof. Recep Ulusoy ile birlikte kısa bir ziyaret talebimizi, çok yoğun olmasına rağmen kabul etti. Üniversitenin bahçesinde oturduk. Biz fazla meşgul etmek istemedik fakat Arif abimiz bizi bırakmadı, DÖRT SAAT hayatının (dönüm noktalarını, hayal kırıklıklarını, yapabildiklerini, yapmak isteyip de yapamadıklarını ve en önemlisi de hizmetteki yalnızlığını) bir özetini bize sundu. Çok dinamik, çok umutlu idi ve burada ümmeti şaha kaldıracak, dünyayı yerinden oynatacak, yeni İslam medeniyetinin sağlam temellerini inşa edecek muhteşem projeleri gerçekleştireceğini düşünüyor, inanıyor ve de adeta hayata yeniden başlıyordu. Bizi de yanında görmek istiyordu.

Biz varız dedik. Çok hizmetler yaptı lakin o hizmetler Arif abimiz için elifbanın başlangıcından ibaretti. Daha fazlasını yapmak istedi, çalışmalarına bizleri (birçok dostunu) de ortak etmek istedi. Ne yazık ki, O’nu yanında görmek isteyip çalışmaya zorlayanlar Arif abimizin ısrarla, “Hz. Musa’nın (A.S.) kardeşini istediği gibi çalışma arkadaşlarımdan yardımcılara ihtiyacım var, onların bir kısmını vazifelendirin, yalnız her şeyi yapamam” sözlerine kulaklarını tıkadılar. Maalesef bu durum O’nu çok yordu. Hizmette İstanbul’da da yalnız bırakılmasına bir türlü anlam veremedi ve kabullenmedi. Son zamanları da bu kırgınlıklar ve yorgunlukla geçti. Sonunda Rabbine; “Gücüm yetmiyor, beni yalnızlıktan kurtar ve yanına al” dedi. Duası karşılık buldu ve Rabbimiz O’nu yanına aldı.

Öksüz ve yetim kaldık ey ehl-i zikr, ey ehl-i ilim ve ey ehl-i gönül ARİF ABİ. Akla hitap eden sözlerini anladık, gönlümüze ve kalbimize hitaplarını tam anlayamadık. Sen; (anlamasak da) bizim Hızır’ımızdın; bu dünyada seninle olmak güzeldi ve huzur buluyorduk. Ahirette de seninle olmak bir şereftir. Mekânının cennetin en yücelerinde olacağına tüm hücrelerimle inanıyorum. Müminler senin için hep güzel şehadette bulundular. Şehadetleri kabul olmuştur inşallah. Birlikte olduğumuz yolda biz devam edeceğiz. Hakkımız (yoktur ama) helaldir, inşallah; sen de bize hakkını helal etmişsindir.

Ben Arif abi için sadece sır perdesini biraz araladım. İnşallah O’nu hakkıyla tanıtacaklar yazarlar da biz de müstefid oluruz. Sağlık, ilim, irfan ve dua... (İsmail Er BACAK)

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

YazarReşat Nuri Erol- Mesaj Gönder

13 Eylül 2020
Reşat Nuri Erol
13.09.2020
08:44


1967...1968...1969...AKEVLER 54 YILDIR ÇALIŞIYOR...2018...2019...2020

BİZLER ÇALIŞIYOR VE YENİ İSLÂM MEDENİYETİ’Nİ KURUYORUZ...

SİZLERİ DE ÇALIŞMALARIMIZA DÂVET EDİYORUZ; BUYURUN, BİRLİKTE ÇALIŞALIM...

ADİL DÜZEN 1081

“ADİL DÜZEN” III. BİNYIL MEDENİYETİ PROJESİDİR

“VE BİZE DÜŞEN SADECE MÜBÎN/AÇIK TEBLİĞDİR.” (KUR’AN; Yâsin Sûresi, 36/17)

Haftalık Seminer Dergisi; 1081. Hafta - 12 EYLÜL 2020 - Fiyatı: www.akevler.orga tıklamak!

BU DERGİYİ HER HAFTA OKUTABİLİR.. ÇOĞALTABİLİR.. DAĞITABİLİRSİNİZ...

“ADİL DÜZEN” UYGULAMALARI YAPMAK İÇİN BİZLERE DANIŞABİLİRSİNİZ...

 

*KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİ; 1081. SEMİNER

“HİÇ BİLENLER İLE BİLMEYENLER BİR OLUR MU?”      (KUR’AN; Zümer Sûresi, 39/9)

İ L İ M TALEP ETMEK HER MÜSLÜMANIN ÜZERİNE FARZDIR.”      (Hadis)

Adres: AKEVLER İSTANBUL KOOPERATİFLERİ MERKEZİ,  Zafer Mah. Coşarsu Sk. No: 29 YENİBOSNA / İSTANBUL    Tel: (0212) 452 76 51

Tefsir Seminer Notları Yenibosna’da Cumartesi akşamları okunup tartışılmaktadır.

GAYEMİZ: Bu “SEMİNER NOTLARI”nın İstanbul, Türkiye ve bütün dünyadaOKUNMASI, ANLAŞILMASI VE UYGULANMASI”DIR. - ADİL DÜZEN ÇALIŞANLARI

 

***

 

*“ADİL DÜZEN” DERSLERİ/YORUMLARI

BU HAFTA ÖZEL YORUM YAZILMADI

-DİĞER HAFTALIK YORUMLAR SİTEMİZDE-

Süleyman KARAGÜLLE

 

***

 

*SEBÎLU’R-REŞÂD” / MAKALELER

Arif Ersoy; “Yeni Bir Dünya ve Adil Düzen” - 4

Arif Ersoy; “Yeni Bir Dünya ve Adil Düzen” - 5

Arif Ersoy; “Yeni Bir Dünya ve Adil Düzen” - 6

Arif Ersoy’u anmaya ve anlatmaya devam…

Arif Ersoy ve Mevlüt Özcan hocaların ardından

Sağlıklı hayat için “Sağlıklı Hayat Anayasası”-1

Sağlıklı hayat için “Sağlıklı Hayat Anayasası”-2

Reşat Nuri EROL

 

***

 

 

 

NEML SÛRESİ- 3. Hafta

أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

طس تِلْكَ آيَاتُ الْقُرْآنِ وَكِتَابٍ مُبِينٍ (1) هُدًى وَبُشْرَى لِلْمُؤْمِنِينَ (2) الَّذِينَ يُقِيمُونَ الصَّلَاةَ وَيُؤْتُونَ الزَّكَاةَ وَهُمْ بِالْآخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَ (3) إِنَّ الَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِالْآخِرَةِ زَيَّنَّا لَهُمْ أَعْمَالَهُمْ فَهُمْ يَعْمَهُونَ (4) أُولَئِكَ الَّذِينَ لَهُمْ سُوءُ الْعَذَابِ وَهُمْ فِي الْآخِرَةِ هُمُ الْأَخْسَرُونَ (5) وَإِنَّكَ لَتُلَقَّى الْقُرْآنَ الْعَذَابِ مِنْ لَدُنْ حَكِيمٍ عَلِيمٍ (6) إِذْ قَالَ مُوسَى لِأَهْلِهِ إِنِّي آنَسْتُ نَارًا سَآتِيكُمْ مِنْهَا بِخَبَرٍ أَوْ آتِيكُمْ بِشِهَابٍ قَبَسٍ لَعَلَّكُمْ تَصْطَلُونَ (7) فَلَمَّا جَاءَهَا نُودِيَ أَنْ بُورِكَ مَنْ فِي النَّارِ وَمَنْ حَوْلَهَا وَسُبْحَانَ اللَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ (8) يَامُوسَى إِنَّهُ أَنَا اللَّهُ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ (9) وَأَلْقِ عَصَاكَ فَلَمَّا رَآهَا تَهْتَزُّ كَأَنَّهَا جَانٌّ وَلَّى مُدْبِرًا وَلَمْ يُعَقِّبْ يَامُوسَى لَا تَخَفْ إِنِّي لَا يَخَافُ لَدَيَّ الْمُرْسَلُونَ (10) إِلَّا مَنْ ظَلَمَ ثُمَّ بَدَّلَ حُسْنًا بَعْدَ سُوءٍ فَإِنِّي غَفُورٌ رَحِيمٌ (11)

***

 

وَأَدْخِلْ يَدَكَ فِي جَيْبِكَ تَخْرُجْ بَيْضَاءَ مِنْ غَيْرِ سُوءٍ فِي تِسْعِ آيَاتٍ إِلَى فِرْعَوْنَ وَقَوْمِهِ إِنَّهُمْ كَانُوا قَوْمًا فَاسِقِينَ (12) فَلَمَّا جَاءَتْهُمْ آيَاتُنَا مُبْصِرَةً قَالُوا هَذَا سِحْرٌ مُبِينٌ (13) وَجَحَدُوا بِهَا وَاسْتَيْقَنَتْهَا أَنْفُسُهُمْ ظُلْمًا وَعُلُوًّا فَانْظُرْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُفْسِدِينَ (14)

***

 

وَأَدْخِلْ يَدَكَ فِي جَيْبِكَ تَخْرُجْ بَيْضَاءَ مِنْ غَيْرِ سُوءٍ فِي تِسْعِ آيَاتٍ إِلَى فِرْعَوْنَ وَقَوْمِهِ إِنَّهُمْ كَانُوا قَوْمًا فَاسِقِينَ (12)

“Ve yed’ini ceybine idhal et, suun ğayrında beyda olarak, Firavun’a ve kavmine dokuz ayet içinde huruç etsin. Onlar fasık bir kavimdir.”

1. Buradaki وَ nereye atıf eder?

- وَأَلْقِ عَصَاكَ nin gittiği yere gider (10. ayet). Allah Musa’ya göstereceği mucizelerin provasını yaptırır.

Birisine görev verdiğiniz zaman önce onun eğitimini vermeniz gerekir. Bugünkü askeri eğitim ve/veya tatbikat budur.

Ortaklık sisteminde önce proje yapılır. Sonra proje üreticiye uygulatılır. Sen yapmazsın, ona yaptırırsın. Gözünün önünde yaptıktan sonra ‘haydi git uygula’ dersin.

...

DEVAMI VE TAMAMI

"SEMİNERLER"DE...



Reşat Nuri Erol
13.09.2020
08:54


ttp://islammedeniyetivakfi.com/  



İSLAM MEDENİYETİ dergimiz yeni/den yayımlandı...

(HAKEMLİ AKADEMİK DERGİ olarak yayımlandı)

Dergiye yukarıdaki linklerden ulaşabilirsiniz... 
Tüm istediklerinize ulaştırabilirsiniz...
Selam ve sağlık dualarımızla...
İslam Medeniyeti Vakfı
Başkan Reşat EROL 

(Vakıf başkanının sunumu derginin 14-15. sayfalarındadır.) 

***

Not:

Bu çalışmamızı da daima değerlendirebilirsiniz; 

(İSLAM MEDENİYETİ VAKFI - KUR'AN'I ANLAMA USULÜ ÇALIŞMALARI)

https://www.youtube.com/channel/UCFo3tKrGvXdcWpcpSXwpLfg


KUR'AN ÜZERİNDE ÇALIŞMANIN 

DAHA DA DEĞERLENDİĞİ GÜNLERDEYİZ...

ALLAH, KUR'ANI ANLAMA USULÜ ÜZERİNDE ÇALIŞMAYI VE

GEREĞİNİ YAPMAYI YANİ UYGULAMAYI CÜMLEMİZE NASİP EYLESİN...



Reşat Nuri Erol
13.09.2020
11:05



13 Eylül 2020 - Pazar 09:38
 
Arif Ersoy Abi için sır perdesini biraz araladım
Reşat Nuri EROL - Araştırmacı- Yazar - Adil Düzen Çalışanı


http://www.bncmedyahaber.com/yazar-arif-ersoy-abi-icin-sir-perdesini-biraz-araladim-226.html




Reşat Nuri Erol
16.09.2020
07:01


15 Eylül 2020 - Salı 11:22
 
İmam Hatipler, Hacıveyiszade Mustafa, Arif Ersoy…
Reşat Nuri EROL - Araştırmacı- Yazar - Adil Düzen Çalışanı
 
 


http://www.bncmedyahaber.com/yazar-imam-hatipler-haciveyiszade-mustafa-arif-ersoy-231.html



Reşat Nuri Erol
16.09.2020
07:45


Yorumlar

(2)
02

O. Z. Yolgörgü - rabbim rahmet eylesin..

Yanıtla.0Beğen.0Beğenme13 Eylül 22:24

Serkan - Allah razı olsun Allah’a emanet olun inşallah






Son Eklenen Makaleler
Reşat Nuri Erol
İSTİHDAM İÇİN YAPILACAK İŞLER (2)
28.08.2012 2567 Okunma
Reşat Nuri Erol
İSTİHDAM MESELESİNE GİRİŞ (1)
26.08.2012 3047 Okunma
Reşat Nuri Erol
İşsizlik sorunu ve çözüm önerileri-2
26.08.2012 2809 Okunma
Reşat Nuri Erol
Salât, infak ve hakiki mü’minler
24.08.2012 5133 Okunma
Reşat Nuri Erol
İşsizlik sorunu ve çözüm önerileri-1
22.08.2012 2962 Okunma
Reşat Nuri Erol
Muhafazakârlar, Kur’an ve III. bin yıl
19.08.2012 2844 Okunma
Reşat Nuri Erol
İslâmcılık; İslâmiyet ve Şeriat-4
17.08.2012 3085 Okunma
Reşat Nuri Erol
İslâmcılık; İslâmiyet ve Şeriat-3
16.08.2012 2377 Okunma
Reşat Nuri Erol
İslâmcılık; İslâmiyet ve Şeriat-2
15.08.2012 2608 Okunma
Reşat Nuri Erol
İslâmcılık; İslâmiyet ve Şeriat
12.08.2012 2702 Okunma
Reşat Nuri Erol
İslâmcılık…
10.08.2012 2293 Okunma
Reşat Nuri Erol
Ellezîne Yü’minûne Bi’l-GAYBİ…
8.08.2012 3710 Okunma
Reşat Nuri Erol
Kur’an ayında Kur’an’ın rehberliğinde-3
7.08.2012 3009 Okunma
Reşat Nuri Erol
Kur’an ayında Kur’an’ın rehberliğinde-2
5.08.2012 3266 Okunma
Reşat Nuri Erol
Kur’an ayında Kur’an’ın rehberliğinde…
4.08.2012 3400 Okunma
Reşat Nuri Erol
Kur’an açıklamaya devam ediyor…
2.08.2012 2489 Okunma
Reşat Nuri Erol
İmansızlıkları devam ediyor…
1.08.2012 3300 Okunma
Reşat Nuri Erol
Kur’an tüm insanlığa uygulamalı okunacaktır...
1.08.2012 3375 Okunma
Reşat Nuri Erol
“Neleri var ki iman etmiyorlar?!.”
31.07.2012 2863 Okunma
Reşat Nuri Erol
Fiyatlar
27.07.2012 2695 Okunma
Reşat Nuri Erol
Marketlerimizin kuruluşları ve kredileşmeleri
25.07.2012 3097 Okunma
Reşat Nuri Erol
Yine “Semt Bakkalı” yine “Semt Marketi”-2
24.07.2012 2595 Okunma
Reşat Nuri Erol
Yine “Semt Bakkalı” yine “Semt Marketi”
22.07.2012 2660 Okunma
Reşat Nuri Erol
Suriye - 2
19.07.2012 2249 Okunma
Reşat Nuri Erol
Suriye…
18.07.2012 2458 Okunma
Reşat Nuri Erol
“Adil Ekonomik Düzen”i getirmeliyiz
17.07.2012 3035 Okunma
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen Semtleri
15.07.2012 2757 Okunma
Reşat Nuri Erol
Zalim düzende ve “Adil Düzen”de SAĞLIK
14.07.2012 2961 Okunma
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen ve İHL meselesi…
10.07.2012 3613 Okunma
Reşat Nuri Erol
Zalim düzeni sona erdirmek…
8.07.2012 3138 Okunma
Reşat Nuri Erol
Türkiye’nin sorunları ve yapılması gerekenler
6.07.2012 2668 Okunma
Reşat Nuri Erol
Mala-Mal Marketleri nerelerde kurulur?
6.07.2012 2586 Okunma
Reşat Nuri Erol
İnsanlık hücrelerinin çekirdekleri: Mala-Mal Mark
3.07.2012 3909 Okunma
Reşat Nuri Erol
Kur’an’ın rehberliğinde…
1.07.2012 3014 Okunma
Reşat Nuri Erol
Uçak meselesinde asıl yapılması gereken nedir?
29.06.2012 3587 Okunma
Reşat Nuri Erol
Uçak meselesinde asıl yapılması gereken nedir?
27.06.2012 4290 Okunma
Reşat Nuri Erol
Düşürülen Türkiye uçağı ve HAKEMLİK
26.06.2012 3112 Okunma
Reşat Nuri Erol
Faizci IMF’ye 5 milyar! ve “Âlimin ölümü…”
24.06.2012 2643 Okunma
Reşat Nuri Erol
Türkiye’den faizci IMF’ye 5 milyar dolar!
22.06.2012 2917 Okunma
Reşat Nuri Erol
Mala-Mal Marketleri
21.06.2012 3541 Okunma
1 Yorum 21.06.2012 13:21
Reşat Nuri Erol
Semtler ve Mala-Mal Marketleri
20.06.2012 2805 Okunma
Reşat Nuri Erol
Kürtçe okutulacak, diğer diller ne olacak?
19.06.2012 2805 Okunma
Reşat Nuri Erol
‘Kürtçe seçmeli ders olacak!’
17.06.2012 3417 Okunma
Reşat Nuri Erol
ANAYASA: Körler ve sağırlar birbirini ağırlar!
13.06.2012 3227 Okunma
Reşat Nuri Erol
666. Seminer notlarından bir demet daha
12.06.2012 2418 Okunma
Reşat Nuri Erol
666. “Kur’a ve İlim Seminerleri” notlarından…
10.06.2012 3576 Okunma
Reşat Nuri Erol
Yasaları kim/ler nasıl yapıyor?
8.06.2012 7416 Okunma
Reşat Nuri Erol
Anayasada yer alması gereken maddeler
6.06.2012 3807 Okunma
Reşat Nuri Erol
Anayasa Meselesi: Bazı hatırlatmalar
6.06.2012 2796 Okunma
Reşat Nuri Erol
Anayasa Meselesi: Önce bazı tesbitler
5.06.2012 2803 Okunma
Reşat Nuri Erol
İnsan ve insanlığın meseleleri…
3.06.2012 2796 Okunma
Reşat Nuri Erol
Ehli Kur’an’ın görevi-2
1.06.2012 3363 Okunma
Reşat Nuri Erol
Ehli Kur’an’ın görevi nedir?
31.05.2012 5323 Okunma
2 Yorum 01.06.2012 07:12
Reşat Nuri Erol
Süleyman Karagülle'den: RUHLARIN RUHU
30.05.2012 2861 Okunma
Reşat Nuri Erol
21. Uluslararası Müslüman Topluluklar Birliği Kon
30.05.2012 4444 Okunma
Reşat Nuri Erol
Ne olacak, “beklenen başbakan” ne yapacak?
29.05.2012 3221 Okunma
Reşat Nuri Erol
Neler oldu, Türkiye nasıl sanayileşti?
27.05.2012 4341 Okunma
Reşat Nuri Erol
Yeni Medeniyet Projesi; 100 Dairelik Apartman
25.05.2012 4314 Okunma
Reşat Nuri Erol
Tek “din/düzen” meselesine devam…
23.05.2012 3310 Okunma
Reşat Nuri Erol
Allah nurunu tamamlayacaktır
20.05.2012 3129 Okunma
Reşat Nuri Erol
Tek “din/düzen” meselesi ve “zalim düzen”
18.05.2012 2795 Okunma
Reşat Nuri Erol
Kur’an rehberliğinde yeniden yapılanmak
17.05.2012 2708 Okunma
Reşat Nuri Erol
Kapitalizm…
16.05.2012 3920 Okunma
Reşat Nuri Erol
III. bin yıl medeniyeti nasıl doğacak?
15.05.2012 5388 Okunma
Reşat Nuri Erol
III. Cihan Savaşı çıkar mı?-2
11.05.2012 3696 Okunma
Reşat Nuri Erol
III. Cihan Savaşı çıkar mı?
10.05.2012 3235 Okunma
Reşat Nuri Erol
Cehennem hayatından kurtuluş önerisi
9.05.2012 3455 Okunma
Reşat Nuri Erol
Çağımızdaki cehennem hayatı ve çaresi
7.05.2012 4178 Okunma
Reşat Nuri Erol
Türkiye’yi uçuruma sürüklemek-2
4.05.2012 3119 Okunma
Reşat Nuri Erol
Türkiye’yi uçuruma sürüklemek…
4.05.2012 3011 Okunma
Reşat Nuri Erol
Bucak düzeni ve şehadet müessesesi
2.05.2012 4158 Okunma
Reşat Nuri Erol
Soruşturma ve bucak yönetimi
2.05.2012 4988 Okunma
Reşat Nuri Erol
Yasama, Yürütme, Yargı, Yönetme…
29.04.2012 4913 Okunma
Reşat Nuri Erol
Bursa’dan; 1. Türk-Arap Turizm Buluşması’ndan…
27.04.2012 3634 Okunma
Reşat Nuri Erol
İnsanlık nerden nereye?..
27.04.2012 3146 Okunma
Reşat Nuri Erol
Ey iman edenler…-2
25.04.2012 3560 Okunma
Reşat Nuri Erol
Ey iman edenler…
25.04.2012 3383 Okunma
Reşat Nuri Erol
Mekke’den…
23.04.2012 3861 Okunma
Reşat Nuri Erol
Sebepler ve sonuçlar-3
19.04.2012 4243 Okunma
Reşat Nuri Erol
Sebepler ve sonuçlar-2
19.04.2012 3353 Okunma
Reşat Nuri Erol
Sebepler ve sonuçlar-1
19.04.2012 2931 Okunma
Reşat Nuri Erol
İNSANLIK ANAYASASI nasıl hazırlanıyor?
14.04.2012 3895 Okunma
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen “denge” düzenidir
13.04.2012 3868 Okunma
Reşat Nuri Erol
Onlar nasıl başardı, biz nasıl başaracağız?
12.04.2012 6314 Okunma
1 Yorum 12.04.2012 14:15
Reşat Nuri Erol
Türkiye’de “hukuk ve adalet” var mı?
11.04.2012 7073 Okunma
Reşat Nuri Erol
Türkiye hangi hukukun peşinde?
10.04.2012 3460 Okunma
Reşat Nuri Erol
Günümüzde nerden başlamalı, ne yapmalıyız?
8.04.2012 3210 Okunma
Reşat Nuri Erol
Önce teşhis, sonra tedavi…
6.04.2012 3685 Okunma
Reşat Nuri Erol
Neden?!.
6.04.2012 3035 Okunma
Reşat Nuri Erol
Bu “zalim düzen”den nasıl kurtulacağız?
4.04.2012 3585 Okunma
Reşat Nuri Erol
Bu “zalim düzen” çarkı nasıl dönüyor?
2.04.2012 4655 Okunma
Reşat Nuri Erol
Bu haftaki seminer notlarından
1.04.2012 3713 Okunma
Reşat Nuri Erol
Sosyal Tufan, Adalet, Anayasa ve UYANIŞ!..
30.03.2012 3066 Okunma
Reşat Nuri Erol
Türkiye nasıl uçuruma götürülüyor?
29.03.2012 3348 Okunma
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen Ekonomisi ve rejimler-4
28.03.2012 4098 Okunma
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen Ekonomisi ve rejimler-3
27.03.2012 3443 Okunma
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen Ekonomisi ve rejimler-2
25.03.2012 3591 Okunma
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen Ekonomisi ve rejimler-1
23.03.2012 4239 Okunma
Reşat Nuri Erol
Tek çare Adil Ekonomik Düzen
22.03.2012 2597 Okunma
Reşat Nuri Erol
Bundan sonra ne/ler yapmalıyız?
21.03.2012 3761 Okunma


© 2025 - Akevler