Semtler ve Mala-Mal Marketleri
Yazının başlığı aslında şöyle olmalıydı, “İnsanlığın Hücreleri Semtler ve Mala-Mal Marketleri” ama uzun olmasın diye kısaltıldı. Bugünkü yazımızda sadece “semtler” üzerinde duracak, müteakip yazımızda da -aslında bu köşede defalarca üzerinde durduğumuz- “Mala-Mal Marketleri” projemizin daha farklı yönleri üzerinde duracağız, inşaallah…
***
Yüz ailelik topluluklar insanlığın hücreleridir. Nasıl canlıda hücreler varsa, nasıl her sorun hücrelerde çözülürse, insanlığın da yüz dairelik hücreleri vardır, sorunlar buralarda çözülür; çözülmelidir. Vücut hücrelerin birliğidir. Hücreler öyle hareket ederler ki canlı var olsun. Yüz ailelik hücreler öyle hareket ederler ki sonunda topluluk oluşur.
Hücrelerin birliği insanlığı oluşturmaktadır.
İlk insan yaratıldığında önce “aşiret/ocak” olmuş, sonra “yüzer yüzer gruplar” olmuşlardır. Bunlar bir yerde çardaklarını yapar, birlikte otururlar ve kadın-erkek birlikte meyve toplarlardı. İnsanlığın “meyve toplama dönemi” böyle gelip geçti...
Sonra “avcılık döneminde” sadece erkekler ava çıkar, birlikte av avlarlardı...
Avcılık döneminden sonra gelen “çobanlık döneminde” yine birlikte hayvanları otlatırlardı. Gezgin yani göçebe idiler ama beraber gezerlerdi...
Çobanlık döneminin ardından gelen “tarım dönemine” geçildiğinde “yüzer ailelik köyler” kurdular ve birlikte tarım yaptılar. Mesela memleketteki babamın doğup büyüdüğü köy veya birçoğumuzun köyleri böyle köylerden biridir ve hâlen varlıklarını sürdürmektedir.
İnsanlar kentleşmeye Hz. Nuh aleyhisselâmla başladılar.
Kent içinde ortalama yüz ailelik mahalleler oluştu.
İnsanlar yani insanlık asırlarca böyle yaşadı.
***
Bu genel kural ve bu şekildeki yaşama şekli 20’inci yüzyılın ikinci yarısında birden bozuldu. Büyük sanayinin doğması yani insanlığın “sanayi dönemine” geçmesiyle birlikte insanlar artık sadece oturdukları yerlerde çalışmadılar, çalışmak için uzak yerlere gittiler. Oturdukları yerler sadece aile birliği için vardı. Artık çocuklar bile başka başka okullara gidiyor, erkekler başka yerlerde çalışıyor, kadınlar başka iş yapıyorlar...
Evler sadece yatmak için kullanılmaya başlandı.
İşte bugünkü sıkıntı buradan gelmektedir.
Bu durumda biz ne yapmalıyız?
Sorunu nasıl çözmeliyiz?
***
Yapmamız gereken şudur.
Yeniden insan tabiatına, insanın yaradılış fıtratına uygun olan ve ilk çağlardan beri atalarımızın binlerce yıl uygulayageldikleri “yüz ailelik yerleşim yerleri” oluşturmalıyız.
Burası “hem evimiz/ailemiz için yerleşim yeri hem de kendimiz için iş yeri” olacaktır.
İnsanlar bulundukları ve yerleştikleri yerde iş bulup karınlarını da doyuracaklardır.
İnsanlar daha kârlı iş buldukları zaman dışarıya gidip orada çalışacaklardır ama dışarıda iş bulamadıkları zaman kendi semtlerinde “iş ve aş” bulacaklardır.
Böylece bir taraftan çağımızda ve gelecekteki her çağda gerekli olan çağdaş uygarlaşma sağlanacak ama insanlar uygarlığın çarklarında ezilmeyeceklerdir.
***
Bunun için her semtte yüz aileye hitap eden “Mala-Mal Marketleri” açmalıyız.
Halk ürettiklerini burada satabilmeli ve ihtiyaçlarını alabilmelidir.
Bunun için her semt için “Yüz Ailelik Topluluklar” için bir “Semt Kooperatifi” kuruyoruz. Bu kooperatif bir “Mala-Mal Marketi” açıyor. Kim ne mal getirirse bu market satın alıyor, sonra onun karşılığında o marketten istediği malı alıyor.
Meselenin diğer çok önemli detayları gelecek yazımızda, inşaallah…