Türkiye’yi uçuruma sürüklemek-2
Küresel sömürü sermayesi Türk ordusunu ve devletini bölmek için bugünkü askerleri yargılamayı AK Parti yapıyormuş gibi göstermektedir. Oysa bugünkü fecaat hiçbir millî kuruluşun eseri değildir, sömürü sermayesinin kurduğu tezgâhın çalışmasıdır...
Millî istihbarat yıllarca CIA ile çalışmış, tüm belgelerini sermayeye vermiştir. Bu belgelerin çoğu uydurmadır yahut tertiptir. Malum olduğu üzere, bu belgelerle savcılara şikâyetlerde bulunan bir Yahudi hahamı Türkiye’den kaçmıştır… Bir gazete taraf yapılmış, finanse edilmiş ve uydurma belgelerle Türk ordusuna saldırıya başlanmıştır...
Sömürü sermayesinin zaman zaman çıkarttığı kanunlarla da ülkemizde bugünkü durum meydana gelmiştir; bu durumun ne olduğu zaman zaman bu köşede yazılan yazılarla izah edilmiştir, merak edenler o yazılara bakabilirler... On yıllık AK Parti iktidarının ve önceki hükümetlerin en büyük günahı, Batı’dan gelen bu kanunları okumadan ve değerlendirilmeden Meclis’ten geçirmeleridir; bu musibeti de defalarca hatırlattık…
Hatırlatmasına hatırlattık ama “kör-sağır-dilsiz” olanlara ne fayda?!.
Şimdiki durum nedir?
Orduda her asker endişe içindedir; çavuşundan Genelkurmay Başkanı’na kadar herkes ‘ya beni de hapishaneye koyarlarsa’ diye düşünmektedir. Davalar uzadıkça, durmadan yeni tutuklamalar ortaya çıktıkça, basının kışkırtmaları devam ettikçe bu korku büyümektedir...
Küresel tekel sömürü sermayesi bir taşla iki kuş vurmakta... Böylece ordu görevini yapamaz hâle gelmekte... Ordunun her kademesinde tutuklanma korkusu var...
Tehlike -yani uçuruma giderken görünen tehlike- şudur: Şimdi bu durumun iyice olgunlaşmasını bekleyen sermaye, yarın askerin bir kanadına diyecek ki;
- Ne duruyorsunuz, devlet elden gidiyor, hareket edin, haydi harekete geçin !..
Diğer bir kanadına da diyecek ki;
- Ne bekliyorsunuz, haydi demokrasiyi, millî iradeyi koruyun!..
İşte…
Zaten korku içinde iş yapamaz ve normal yani asli görevini yerine getiremez hâle gelmiş olan asker bu sefer bu şekildeki büyük bir fitnenin sonucunda birbirine girecektir...
Asıl planlanan ve yapılmak istenen işte budur…
Türkiye işte bu şekilde uçuruma götürülmektedir…
Askerliğin kuralı vardır; ya bizdensin ya onlardansın...
Askerlikte bunun ortası yoktur.
Her iki taraf halka dayatacak ve diyecek ki;
- Bizdensen gel, bize katıl, yoksa seni de yok ederiz...
Böylece ülke ordusu ve halkıyla ikiye bölünecek, iç savaş olacak.
İşte…
Bizim “UÇURUM” dediğimiz yer tam da burasıdır.
Küresel tekel sömürü sermayesinin ana hedefi ikiye bölünmüş bir askeri yapı oluşturmak ve onun arakasındaki ulusu bölmektir... İç savaş çıkararak Anadolu’yu komşulara bölüştürmektir... Küçük bir devletçiği Anadolu’nun ortasında bırakmaktır...
Yani yüz yıl önce yapamadığını yapmak ve Sevr’i yeniden hortlatmaktır…
Millî Gazete’de iki günlük Ali Bulaç röportajı yayımlandı, Türkiye’nin bir anda beş komşusu ile savaşa girebileceği hatırlatıldı ki; bu da başka bir felaket senaryosudur.
Çare ve çözüm nedir?
Tekrar edelim: 1) Genel Af… 2) Güçlü Ordu… 3) Yerinden Yönetim… 4) Hakemlik Sistemi… 5) Çalışana Faizsiz İcrasız Kredi... Yani “ADİL (EKONOMİK) DÜZEN”…
Türkiye yöneticileri Millî Güvenlik Kurulu toplantılarında bunları görüşmelidirler…
Partiler de uyanıp artık akıllarını başlarına toplamalıdırlar...
Halk da partilerini uyarmalıdır...
Ve’s-selâm…