666. Seminer notlarından bir demet daha
Sovyetler iki yönetim kurdular. Kentlerde “sabhozlar” oluşturdular, büyük fabrikalar kurdular. Köylerde ise “kolhozlar” kurdular. Yeltsin sosyalizmi yıkınca bunları ortadan kaldırdı, fabrikaları özelleştirdi, köylerde de kolhozları dağıtıp toprakları köylülere verdi. Tekel sermaye gelip bunları ucuz ucuz alacaktı. Sovyet halkı direndi ve bunları satmadı. Sabhozlar dağıldı gitti, yerine bizde olduğu gibi halk tipi üreticiler yani “halk işletmeleri” ortaya çıktı. Bu işletmeleri kurmayı da Türkler onlara öğrettiler. Batı tipi büyük sanayi de oluşmadı. Kolhozlar ise varlıklarını gayri resmi olarak devam ettirmektedir...
İsrail devleti kurulduğu zaman kabul ettikleri onlarca ekonomik denemelerden dördü ayakta kalabildi. Biri Sovyetlerdeki kolhoz tipi uygulamadır...
Çin’de sosyalizm dağılmadı, sermayeye iş yapma imkânı verildi. Çin’deki üretimin nasıl olduğu hakkında bilgimiz yoktur. Çin de tetkik edildiği zaman Maide Sûresi’nin şeriatını koyduğu yerel birimlere doğru gidiş olmalıdır. Hindistan’da da yerel yönetim gelişmiştir...
İşte bu gibi sebeple şartlar tamam olmuştur. Kur’an’a göre bir site kurduğumuz zaman tüm dünya onu birden kabul edecek ve yeryüzü Kur’an nuru ile aydınlanacaktır…
Hıristiyanların çok büyük günahları vardır. Önce Roma İmparatorluğu Hıristiyan olunca Hıristiyanlık adına büyük zulüm yapmışlardır. İnsanları zorla Hıristiyan etmişler, Hıristiyanlık adına halka işkence yapmışlardır. Sonra aralarında mezhep kavgaları çıkmış ve bu sebeple birbirlerini kırmışlardır. Bu iç savaş yetmedi, Haçlı Seferleri ile Müslümanlarla soykırıma varan derecede çatışma içine girmişlerdir. İspanya’da Endülüs Emevilerinin yapıları duruyor ama Emevilerden yani Müslümanlardan kimse yoktur, soykırımına uğramışlardır. Bitmedi, barut ve pusula sayesinde yeryüzüne hükmeden Hıristiyanlar gittikleri yerlerde soykırımına sebep olmuşlardır. Ondan sonra da ateizmin dünyada öncüleri olmuşlardır yani irtidat etmişlerdir...
Romalılar Hıristiyanlığı Milattan Sonra 300 yıllarında kabul etmişlerdi. Böylece Hıristiyanlar süper güç olmuşlardır. Kur’an nâzil olduğu zaman da süper güç idiler. İranlıları yenmiş ve tek güç olarak kalmışlardır. Abbasilerin ortaya çıkması döneminde de süper güçlüklerini korumuşlardır. Abbasiler ikinci süper güç olmuşlar yahut eşit güç olmuşlardır...
Hıristiyanların ikinci güç olmaya başlamaları Malazgirt Savaşı ile başlar, Osmanlıların İstanbul’u fethetmesi ile ikinci güç olurlar. Ne var ki bu üstünlük iki üç asır sürer. Bugün de tek süper güç hâlindedirler. Hıristiyanların bu üstünlükleri Kur’an’da bildirilmiş, Hazreti İsa’ya; sana tâbi olanları kıyamete kadar üstün yapacağız denmiştir. Bugün de Hıristiyanlar nüfusları en çok olan din mensuplarıdırlar...
Biz uygarlıkta daima üstün olacağız. Kur’an her zaman muzaffer olacaktır. Bu üstünlük “silah üstünlüğü” olmayacaktır, “savaş üstünlüğü” olmayacaktır, “barış üstünlüğü” olacaktır. O sebepledir ki önceki dinler İslâm dininde oldukları halde bugün yalnız Kur’an ehline “müslim” denmektedir...
Hiçbir silah gücü olmayan Hıristiyanlar Roma İmparatorluğu’nu ele almışlar, Roma’yı Hıristiyanlaştırmışlardır. Roma’yı fetheden ve imparatorluğunu yıkan Cermenler Hıristiyanlığı kabul etmişlerdir. Böylece papalık Avrupa’nın mutlak hâkimi olmuştur. Bugün de Avrupa Birliği papalık etrafında toparlanmaktadır...
Görülüyor ki tarihî zaferler “silahın” değil daima “imanın” olmuştur...
Sovyetler yarım asır gibi zamanda ikinci süper güç olmuşlar ve ateizmi benimsemişlerdi ama bugün sahneden çekilmişlerdir...
Batı dünyası Müslümanlarla ilk defa Endülüs’te karşılaşmış, daha sonra üniversiteleri “medrese” örneği içinde açmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun Viyana kapılarına doğru ilerlemesi karşısında Hıristiyanlar “kendilerini yenileme” ihtiyacında hissetmişler, Rusya ve İngiltere Osmanlı modeli ilkesini benimsemişler, bu sayede büyük imparatorluklar olmuşlardır. Bugünkü Batı’da mevcut olan tüm müsbet anlayış tamamen İslâmiyet’in Batı’ya öğrettikleridir. Ne var ki en büyük dinsizlik (ateizm) de onlardan çıkmıştır...
Sovyetler iki yönetim kurdular. Kentlerde “sabhozlar” oluşturdular, büyük fabrikalar kurdular. Köylerde ise “kolhozlar” kurdular. Yeltsin sosyalizmi yıkınca bunları ortadan kaldırdı, fabrikaları özelleştirdi, köylerde de kolhozları dağıtıp toprakları köylülere verdi. Tekel sermaye gelip bunları ucuz ucuz alacaktı. Sovyet halkı direndi ve bunları satmadı. Sabhozlar dağıldı gitti, yerine bizde olduğu gibi halk tipi üreticiler yani “halk işletmeleri” ortaya çıktı. Bu işletmeleri kurmayı da Türkler onlara öğrettiler. Batı tipi büyük sanayi de oluşmadı. Kolhozlar ise varlıklarını gayri resmi olarak devam ettirmektedir...
İsrail devleti kurulduğu zaman kabul ettikleri onlarca ekonomik denemelerden dördü ayakta kalabildi. Biri Sovyetlerdeki kolhoz tipi uygulamadır...
Çin’de sosyalizm dağılmadı, sermayeye iş yapma imkânı verildi. Çin’deki üretimin nasıl olduğu hakkında bilgimiz yoktur. Çin de tetkik edildiği zaman Maide Sûresi’nin şeriatını koyduğu yerel birimlere doğru gidiş olmalıdır. Hindistan’da da yerel yönetim gelişmiştir...
İşte bu gibi sebeple şartlar tamam olmuştur. Kur’an’a göre bir site kurduğumuz zaman tüm dünya onu birden kabul edecek ve yeryüzü Kur’an nuru ile aydınlanacaktır…
Hıristiyanların çok büyük günahları vardır. Önce Roma İmparatorluğu Hıristiyan olunca Hıristiyanlık adına büyük zulüm yapmışlardır. İnsanları zorla Hıristiyan etmişler, Hıristiyanlık adına halka işkence yapmışlardır. Sonra aralarında mezhep kavgaları çıkmış ve bu sebeple birbirlerini kırmışlardır. Bu iç savaş yetmedi, Haçlı Seferleri ile Müslümanlarla soykırıma varan derecede çatışma içine girmişlerdir. İspanya’da Endülüs Emevilerinin yapıları duruyor ama Emevilerden yani Müslümanlardan kimse yoktur, soykırımına uğramışlardır. Bitmedi, barut ve pusula sayesinde yeryüzüne hükmeden Hıristiyanlar gittikleri yerlerde soykırımına sebep olmuşlardır. Ondan sonra da ateizmin dünyada öncüleri olmuşlardır yani irtidat etmişlerdir...
Romalılar Hıristiyanlığı Milattan Sonra 300 yıllarında kabul etmişlerdi. Böylece Hıristiyanlar süper güç olmuşlardır. Kur’an nâzil olduğu zaman da süper güç idiler. İranlıları yenmiş ve tek güç olarak kalmışlardır. Abbasilerin ortaya çıkması döneminde de süper güçlüklerini korumuşlardır. Abbasiler ikinci süper güç olmuşlar yahut eşit güç olmuşlardır...
Hıristiyanların ikinci güç olmaya başlamaları Malazgirt Savaşı ile başlar, Osmanlıların İstanbul’u fethetmesi ile ikinci güç olurlar. Ne var ki bu üstünlük iki üç asır sürer. Bugün de tek süper güç hâlindedirler. Hıristiyanların bu üstünlükleri Kur’an’da bildirilmiş, Hazreti İsa’ya; sana tâbi olanları kıyamete kadar üstün yapacağız denmiştir. Bugün de Hıristiyanlar nüfusları en çok olan din mensuplarıdırlar...
Biz uygarlıkta daima üstün olacağız. Kur’an her zaman muzaffer olacaktır. Bu üstünlük “silah üstünlüğü” olmayacaktır, “savaş üstünlüğü” olmayacaktır, “barış üstünlüğü” olacaktır. O sebepledir ki önceki dinler İslâm dininde oldukları halde bugün yalnız Kur’an ehline “müslim” denmektedir...
Hiçbir silah gücü olmayan Hıristiyanlar Roma İmparatorluğu’nu ele almışlar, Roma’yı Hıristiyanlaştırmışlardır. Roma’yı fetheden ve imparatorluğunu yıkan Cermenler Hıristiyanlığı kabul etmişlerdir. Böylece papalık Avrupa’nın mutlak hâkimi olmuştur. Bugün de Avrupa Birliği papalık etrafında toparlanmaktadır...
Görülüyor ki tarihî zaferler “silahın” değil daima “imanın” olmuştur...
Sovyetler yarım asır gibi zamanda ikinci süper güç olmuşlar ve ateizmi benimsemişlerdi ama bugün sahneden çekilmişlerdir...
Batı dünyası Müslümanlarla ilk defa Endülüs’te karşılaşmış, daha sonra üniversiteleri “medrese” örneği içinde açmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun Viyana kapılarına doğru ilerlemesi karşısında Hıristiyanlar “kendilerini yenileme” ihtiyacında hissetmişler, Rusya ve İngiltere Osmanlı modeli ilkesini benimsemişler, bu sayede büyük imparatorluklar olmuşlardır. Bugünkü Batı’da mevcut olan tüm müsbet anlayış tamamen İslâmiyet’in Batı’ya öğrettikleridir. Ne var ki en büyük dinsizlik (ateizm) de onlardan çıkmıştır...