Sayın Süleyman Karagülle, insanlık tarihini analiz ederken, tarihin kritik dönemlerinde
meydana gelen büyük olayların başlangıçlarını veya ilk örneklerini ele alarak kronolojik bir tablo oluşturuyor. Bu tabloda yer alan her maddenin tek tek tartışılması gerekiyor. Bu tatışmadan hiçbir zaman “İnsanlık tarihi diye bir şey yoktur” sonucu çıkmaz. Ama madem her konuya tarihle başlanıyor, o zaman yapılacak tartışmalar, kanıtlara dayanmalı ve tasavvurlarımız kanıtlarla ete kemiğe bürünerek olgunlaşmalıdır.
Sayın Karagülle’nin, Hadîd Sûresi ve “hadîd - demir” üzerine çok ilgi gören bir eseri var.
Bunu yazdığı yıllarda Karagülle’nin hadîd konusundaki görüşlerinin çok tartışılacağını bekliyordum. Ama olmadı. Eser, kaynak gösterilmeden birçok kişi tarafından kopyalanıp yapıştırıldı ve şimdilerde ise unutuldu.
Kuran’da demir metalinin (… ve enzelne’l hadîdine… Hadîd Sûresi-25) inzal edildiği
anlatılmaktadır.
-İnzal ne demektir?
-Demirin inzali ne demektir?
-Demirin gökten indirildiğine mi vurgu yapılıyor?
-Demir madeninin bulunma bilgisine mi değiniliyor?
-Yer küre kızgın bir kütle iken gök taşları veya meteor yağmurunun yeryüzüne düşmesi
sonucu meydana gelen kimyasal reaksiyonlar sonucunda mı demir oluştu, inzal, demiri oluşturan reaksiyon süreci mi? vs.
Eminim ki, “… ve demiri inzal ettik…” ibaresinden olası birçok soru çıkarmak mümkündür.
Benim gibi cebinde akrep büyütenlerin “Google”a ödeme yapmasını kimse beklemesin. Ama bizim de kendimize göre sağlam metinlerimiz ve ravilerimizin olabileceğine itamınız olsun, yeter!
O nedenle konvansiyonel yöntemlerle hazırlanmış ve okuyucusunun istifadesine sunulmuş
bazı kaynakları kullanarak demirin inzalinin nasıl olabileceğine değinmek istiyorum:
-Sümerler demire “gök metali”,
-Hititler “göğün kara demiri”,
-Yunanlılar demirin göksel kökenine işaret için “sideros – yıldız”, demişlerdir. Birçok eski
toplulukta demirin meteorik kökenine vurgu yapılmıştır.
Bilim tarihçilerine göre ilk demir malzemeler, meteor demirinden dövme yoluyla elde
edilmiştir. İnsanların demirle tanışmasının başlangıcının “meteor”lar olduğu yönünde yaygın kanı, ciddi kitaplarda yerini almıştır.
Daha yumuşak ve eritilmesi kolay metallere uygulanan yöntemin bir benzeri demire
uygulanmış ve gittikçe elde edilmesi ve kullanılması hızla yaygınlaşmıştır.
Hadîd Sûresi’nde sözü edilen “… ve demiri inzâl ettik…” ifadesi, demir metalinin tamamının
inzalle olmadığı ama demirle tanışmamızın başlangıcında inzalin olduğu anlamı netleşmiş olmaktadır.
-Demiri; Hititler İ.Ö. 1600’lerde, Hititlerin Karadeniz kolu olan Halibler İ.Ö. 1400’lerde
işlemişlerdir. Hititler İ.Ö.1400-1200 demir teknolojisinin bulucuları olarak kabul edilmektedir.
-Eski Hint Kutsal metinlerinden 1600 - 1500’lerde yazıldığı düşünülen Rig-Veda (İlahiler
Kitabı)’da demir üretiminden söz edilmektedir.
-İ.Ö. 1.000 yılına gelindiğinde Hindistan, Ön Asya, Mezopotamya, Mısır gibi birçok bölgede
demiri çeliğe dönüştüren yöntemler biliniyordu.
Bu bilgiler ışığında;
-Demirin inzali açıklık kazanıyor mu,
-Davud(as)’ın demirin işlenmesi konusunda nasıl bir katkısı olmuştur, bu soruların
cevaplanması gerekiyor mu?
*Yararlanılan Kaynak: Prof. Zeki TEZ, Madencilik, Metalürji ve Mineralojinin Çileli Tarihi, Doruk Yayınları, 2011, İstanbul