Harun Özdemir
Adem Tiflis'te insan oldu!
26.06.2012
10412 Okunma, 17 Yorum

 

Adem Tiflis’te insan oldu!

 

Sayın Karagülle ve Sayın Akdemir, Yeni Anayasaya Geçiş Önerisi – Anayasal Sistemde Ortak Görüş Arayışı kitabının birinci bölümünün girişinde İnsan meyvelikler içinde yaratılmıştır başlığı altında kabul edilemez tasavvurlarda bulunuyorlar. Şöyle ki;

 

İnsan iki ayak üzerinde yürümekte; fakat, koşup avlanamamakta, düşmandan kaçamamaktadır. Vücudu çıplak, soğuktan ve fiziki etkilerden korunamamakta, düşmanlarına kendisini kamufle edememekte, vücut örtüsü ile kendisini koruyamamaktadır. Parmaklarında pençeleri bulunmamakta, avını parçalayamamaktadır. Toprağı kazamamakta, dişleriyle otları parçalayamamakta, çiğneyememektedir. Bu nedenle başlangıçta ancak meyve yiyebilmektedir. İlk insan yaz-kış meyvesi olan bahçeler içinde yaratılmış, meyve toplayarak yaşayabilmiştir.”(s.22)

 

Sayın yazarlar insanı; koşamayan, avlanamayan, düşmanları karşısında savunmasız, çıplak ve soğukta üşüyen, parmakları ve dişleri zayıf… bir canlı olarak tanımlarken tek becerisini “meyve yiyerek yaşaması” olarak göstermekteler. Bu görüşler bana çok ilginç geldi. İnsanın bu kadar zayıf olduğu vurgulanırken kendisini nasıl koruduğu anlatılmıyor. Veya böyle bir canlı türünün yeryüzünde giderek çoğalabilecek imkanları nasıl bulabildiğine değinilmiyor. Çok uzun süren bu dönemde, oldukça güçsüz bir canlının varlığını korumasına ve insan olabileceğine inanmak çok zor!

 

Çok kibar, narin ve de zayıf bir varlığın meyve yiyerek bugüne gelmesi nasıl mümkün olduğu, sorusu, dediğim gibi ortada duruyor.

 

Sayın yazarların tezlerini bir kenarda tutarak, kendi tezimize geçmek ve insanlığın ilk dönemine ilişkin zorlukları nasıl aştığını daha gerçekçi bir temele dayandırmak istiyorum:

 

İnsan, kendisine en çok benzeyen insanımsı hayvandan türemiştir. Bunun evrimden çok; hayvanımsı insanın küçük küçük mutasyonlarla insan haline geldiği kanısındayım. İnsan, yani ilk Adem ve sonraki Ademler, hiçbir zaman hayvan çevikliği ve mücadeleci gücünü yitirmeden ayrıca buna akıl ve duygu gelişmesini ekleyerek, potansiyellerini hep geliştirerek önce Adem, sonra insan, sonra da beşer oldu.

 

İnsan Adem iken de tüylüydü ve bitki örtüsünün zengin olduğu coğrafyada kendisini tehlikelere karşı çok rahat savunabiliyordu.

 

İlk ve sonraki Ademlerin insan olduktan sonra karşılaştıkları en önemli sorun, tüylerini döktükten sonra tüysüz yaşam için verdikleri mücadeleydi. Bu mücadeleden de başarılı çıktıklarından, insan soyu yeryüzünde kalıcı olabildi.

 

Lügatte Adem, tüyü dökülen siyah derili insan demektir. Kuran’da da Adem’in tüylerini döktüğü anlatılmaktadır. Yine Kuran, tüylerini döken Adem ve eşini anlatırken, cennetten yani bitki örtüsü zengin coğrafyadan çıkmaya mecbur bırakılırken “ihbitû” denmekte, olay cem-i müzekkeri salim kalıbı ile anlatılmaktadır. İlk yazımda “Adem beden, duygu ve akıl gelişmesini tamamlayan bir topluluğun üyesiydi” dememin nedeni de “ihbitû” ifadesiydi.

 

Tezimizi daha da netleştirirsek;

 

Yeryüzündeki ilk Adem’in, deniz seviyesinin altındaki bugünkü Tiflis ve çevresinde ortaya çıktığı düşüncesindeyim. Tüylü Adem ve topluluğu, kış sezonunda deniz seviyesinin altında, havalar ısındıkça yüksek rakımlara doğru çıkarak her mevsim tabiatta serbest halde meyve, sebze ve tohum bulabiliyordu, av yapabiliyordu. Tüylerini dökünce iklimden dolayı Tiflis bölgesini terketmek zorunda kaldı ve hızla derin vadilerden güneye yani sıcak coğrafyalara doğru indi.

Sayın iki yazarın sözünü ettiği son derece çaresiz ilk insanların nasıl varlığını sürdürdüğü sorularını yanıtsız bırakırken biz, her koşulda mücadele ederek ayakta kalan bir canlıdan, insandan sözediyoruz.

 

Bence iki yazarın, insanlık tarihinin ilk dönemlerine ilişkin tezleri, ciddi anlamda kritik edilmediğinden, oldukça emin cümlelerle kitabın ilk bölümünde yer almış.  

İnşallah devam etmek istediğimiz kritiklerimiz sayesinde kitap ikinci baskısında daha yararlı hale gelecektir.

 

 


YorumcuYorum
Lütfi Hocaoğlu
26.06.2012
21:18

Harun abi,

Genom çalışmalarının tamamlanmasından sonra (2003) National Geographic Genographic adında bir çalışma yaptı. (Google'da arayabilirsiniz) Bu çalışmada mtDNA ve Y kromozomu üzerinde çalışıldı. Bunun sonucunda tüm insanların bir erkek ve bir kadından meydana geldiği ve bunun 60.000 yıl önce Afrika'da olduğu gösterildi.

Hatta siz 100 dolar vererek tüm soyunuzu ve göç yollarını Adem'e ve Havva'ya kadar öğrenebiliyorsunuz.

Hatta o kadar ileri gidildi ki Adem'in balmumundan heykelini yapabiliyorlar. Belgeselini internette seyredebilirsiniz. Çünkü onun genetik yapısı net ve kesin olarak biliniyor.

Biz bu konuyu ilmi makalelerde çok uzun tartıştık.

Son ilmi makalelerde "İsa'nın yaratılışı" makalemi okumanızı tavsiye ederim.

Oradaki ihbitu gelmesi ise çocuklarının da olduğunu göstermektedir. Hatta o kadar ilginçtir ki yapılan çalışmalarda Adem ve Havva ve çocuklarının indiği ekvatoryal Afrikla'daki dağlık bölgenin yakınındaki kabileler Adem'e en yakın genleri taşıyorlar (en saf genleri).

Tüm deri renkleri tek deri renginden meydana gelebilir: Siyah. 6 tane melanin geni vardır. Melanin deriye rengini veren maddedir. 4 tanedir: Siyah, kahverengi, kırmızı, sarı. 6 genin 2 üzeri 6 = 64 kombinasyonu ile 64 farklı deri rengi olur. Hatta ilk insan olan Adem ile Havva'nın daha ilk nesil çocukları sarışın bile olabilir. (İkisinde de tüm melanin genleri heterozigot ise).

Harun Özdemir
26.06.2012
21:42

Sayın Lütfi Hocaoğlu'na soruyorum, “İnsan iki ayak üzerinde yürümekte; fakat, koşup avlanamamakta, düşmandan kaçamamaktadır. Vücudu çıplak, soğuktan ve fiziki etkilerden korunamamakta, düşmanlarına kendisini kamufle edememekte, vücut örtüsü ile kendisini koruyamamaktadır. Parmaklarında pençeleri bulunmamakta, avını parçalayamamaktadır. Toprağı kazamamakta, dişleriyle otları parçalayamamakta, çiğneyememektedir. Bu nedenle başlangıçta ancak meyve yiyebilmektedir. İlk insan yaz-kış meyvesi olan bahçeler içinde yaratılmış, meyve toplayarak yaşayabilmiştir.”(s.22) bilgisine kolaylıkla ulaşmak için google a kaç dolar ödememiz gerekiyor, sanırım bu konuda da yardımlarını bizlerden esirgemeyecektir.

Mete Firidin
27.06.2012
06:53

Demek ki Okadar makaleyi boşuna yazmışım!!!

Lütfi Hocaoğlu
27.06.2012
08:59

Elbette yardımlarımı esirgemem :)

O bilgi için para ödemeye gerek yok. Bugün de bütün araçlarınızdan arının zaten öyle durumdasınız.

Ellerinizle, silahsız olarak avlanamazsınız.

Koşarak vahşi hayvanlardan kaçamazsınız, sizden hızlı koşarlar.

Giysiniz yoksa soğuktan korunamazsınız.

Giysiniz yoksa kendinizi kamufle edemezsiniz.

Silahınız yokken ellerinizle avınızı yakalayamazsınız. Balık bile tutamazsınız.

Kazma kürek kullanmadan toprağı ellerinizle ancak çok sınırlı olarak kazabilirsiniz.

Reşat Nuri Erol
27.06.2012
09:54

"ADEM TİFLİS'TE İNSAN OLDU?"

yanlışlık olmasın...

ADEM TİRAN'DA İNSAN OLMADI MI?!.

yani...

GÜRCÜ mü?!.

ARNAVUT mu?!.

ya da...

her ikisi mi?!.

yoksa...

"HEPSİ" mi?!.

yani...

HEPİMİZİN ATASI ADEM...

*

aaah...

şimdi DR. METE olup "derin" hem de "çok derin" bir makale yazmak vardı ama...

(ne dersin, METE kardeş; şunların alayını derin çalışma ve de araştırmalarımızla alt etsek mi; ne dersin?!.)

*

Harun Kardeş;

benim yıllardan beri DR: LÜTFİ ile anlaşamadığım ve onun da aksini ispat edemediği tek bir mesele var...

Hz. ADEM'in aslı ve asıl kimlerin atası olduğu (GÜRCÜ, ARNAVUT vs.) meselesi...

meselenin ne olduğunu yazmayayım; kafamız iyice karışır...

ama şunu iyi bil...

bu konuda DR. LÜTFİ ile aşık atmak zor...

benden söylemek ve hatırlatmak...

ben henüz ikna edemedim!!!

ama olacak, inşaallah...

sen de yardım et...

olacak...

*

latife bir yana...

güzel bir tartışma...

İSTİFADE EDİYORUZ...

herkese selam ve dua, dua...

Harun Özdemir
27.06.2012
10:30

Pek muhterem Lütfi Hocaoğlu, değerli bilgileriyle bizleri aydınlatmak için topa girmiş bulundu. Özellikle National Geographic Genographic kaynaklı rivayetlere fazlasıyla güvendiği için de kınayacak değiliz. Bizler konvansiyonel düşünen ve konvansiyonel yaşayan insanlarız. İbareye rivayetten daha çok önem veririz, düşüncelerimiz bu bağlamda ele alınmalı.

إِنَّ مَثَلَ عِيسَى عِنْدَ اللَّهِ كَمَثَلِ آدَمَ خَلَقَهُ مِنْ تُرَابٍ ثُمَّ قَالَ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ

İster İsa, ister Adem, hangisinin bilgisinden daha eminsek diğerinin açıklamasında da o bilgiyi analojiyle kullanabiliriz.

Öncelikle İsa'nın annesi vardı, bunda kuşku yok. O zaman Adem'n de annesi olması gerekir. İkincisi "turaptan halk edilmesi" anneye yapılan bir vurgu olmalıdır. Hem topraktan hem bir memeli kadından, ikisi bir arada düşünülemez, o nedenle "turaptan" denmesinin nedeni "bedenen ve duygu olarak anne ama mükellefiyeti" olmayan aklı yeteri kadar olgunlaşmamış bir dişiden denmektedir. "Turab son tahlilde mükellef olmayan dişi" demektir. Üçüncüsü kadın ile erkek arasında bir akit varsa çocuğun "baba"sından bahsedilebilir. Akit yoksa, zina olmasa da "babasız" sayılır. Fasit bir cinsel ilişki olur ama zina olmaz! Adem de İsa da evveliyatsız kişiler değiller. Babaları vardı ama arada akit yoktu. Milyonu aşkın canlı türünün bir şekilde soyunu sürdürdüğü bilinirken insanın ortaya çıkışı ve ilk insanın hayata nasıl tutunduğunu bir böcek kadar açıklayamıyorsak tezimizde sorun var. "Biz bunları söyledik gerisini sen anla" denecekse bu yöntem de öğretici değil. Genetik bilimin kendi içinde çok tutarlı bir disip olması ve biyolojik gelişmenin Adem'in varlığını açıklaması ayrı ayrı düşünülmeli. Çünkü öncelikle Adem diğer varlıklardan ayrılan özelliğiyle açıklanması gereki ki, o da "akıl ve duygu" olgunluğuna nasıl vardığı konusudur. Selamlar.

Harun Özdemir
27.06.2012
23:54

Derin gaflet uykusundan uyandırdığı için Sayın Hocaoğlu'na hakketen müteşekkirim. Kendimi "fazlalık"larımdan arındırayım dedim, aman Tanrım bir de ne göreyim, meğer ben hiçbirşeymişim! Zor da olsa bi şey olmadığımı gördüm, görmesine de, tartışmanın asıl merkez kavramı olan ve insanı bişey olduğu zannına kaptıran "FAZLALIKLARA" nasıl ve ne kadar zamanda sahip oldu, buna değinen yok! Tatışmanın asıl konusu "fazlalık" değil miydi? Pardon, yoksa ben mi topa faullü girdim?

İnsan henüz "fazla" değilken nasıl korundu?

Genetik bilimi; koşamayan, avlanamayan, düşmanları karşısında savunmasız, çıplak ve soğukta üşüyen, parmakları ve dişleri zayıf… insanın vahşi dünyada nasıl varlığını koruduğunu da anlatıyordur mutlaka. Bu varlığın tek becerisi “meyve yiyen canlı" olması ise, bu canlı kimin kucağında ve korumasında büyüdü?

İnsanın sosyal gelişmesi Sayın Karagülle ve Sayın Akdemir'in ortak imza ile yayımladıkları kitapta muğlak ve zaman skalasına göre de oldukça düzensiz anlatılmış.

Bizim tezimiz çok açık: Beden, akıl ve duygu gelişmesini tamamlamış, geniş aile halinde yaşayan bir topluluğun içinden en kabiliyetlisi seçilerek "adem" yapılıyor. "Adem" olması için de vahiyle destekleniyor. Böylece seçilen kişi adem olunca, ailesi ile arasındaki fark da gittikçe büyüyor.

Bu durum şuna benziyor:

Anadolunun ücra bir köyünde gelenekleriyle yaşayan, okul görmemiş anne-babadan olma bir çocuk, okuyarak 35 yaşlarına geldiğinde dünya çapında bir profesör olabiliyorsa Adem ile ailesi arasında da benzer bir durum yaşanmış olmalıdır.

İnsanlar 35 yaşında dünya çapında hayranlık uyandıran profesöre bakarak bu adam bu aileden olamaz, bu aile böyle birini yetiştiremez gibi düşüncelere kapılabilirler. Dışarıdan verilen bilgi ve görgü desteği, bir çocuğu anne-babasından oldukça farklı noktara taşıyabilir.

Özetlerse; insanın sosyal evrimi ile sosyal mutasyonu üzerinde serdedilen görüşlerin, biyolojik gelişimi kadar kayda değer olmadığını söylemek istiyorum.

Reşat Nuri Erol
28.06.2012
06:25

Harun Kardeş;

Yanlışın veya eksiğin şurda...

Bir tarafta "ADİL DÜZENE GÖRE İNSANLIK ANAYASASI"...

Diğer tarafta ona "GEREKÇE" olarak ÜSTAD ile yazdıklarımız veya yazmaya çalıştıklarımız...

"GEREKÇE" olarak yazdıklarımızın tamamını yayımlasak 1000 sayfayı geçer, hepsini toparlayıp redakte etseK 2000 sayfayı bulur... Ama yakın geçmişteki yıllarda bu konu bir türlü gündeminize girmedi, size heyecan vermedi, başka ilgi alanlarına ve heyecanlara savruldunuz...

BU MALZEME HEPİNİZİ BEKLİYOR AMA NERELERDESİNİZ...?!.

"KUR'AN MUCİZELERİ" (250 MUCİZE) kitabı da öyle...

Binlerce syfalık "TEFSİR" kitapları da öyle...

*

"ANAYASA MESELESİ" gündeme gelince bu 1000-2000 sayfalık çalışmamızın -şimdilik- bu kadarı AKDEMİR kardeşimizin ve HASAN ÖZKET kardeşimizin çalışma arkadaşlarının çalışmalarıyla kitaplaştırıldı;

"BAŞLANGIÇ" OLARAK ÇOK DA İYİ YAPILDI...

ALLAH EMEĞİ GEÇENLERDEN RAZI OLSUN...

*

ikinci hata veya eksiklik de şu...

kitabın bütünü yani "ANAYASA MESELESİ" ile ilgili birlikte daha ne yapabilirizi görüşüp tartışacağımıza...

yaptığımız ve tartıştığımıza bakar mısınız...?!.

bu yapılan...

bana ancak bazı Arnavutların Adem'in Arnavut olduğunu söylemeleri gibi geliyor; önceki latifeli yorumumu da bunu anlatabilmek amacıyla yazdım...

umarım meramımı anlatabilmişimdir...

*

Harun Kardeş;

iyi-kötü, tamam-eksik vs. böyle bir KİTAP" ortaya çıktı...

84 yaşındaki genç ÜSTAD Ankara'ya kadar götürüp Ak Partili yetkili ve etkililere ulaştırdı...

Bütünü bir yana bırakıp "şimdilik gereksiz" tartışmalarla vakit geçirmeyelim...

MEVCUT KİTAP ve diğer çalışma ile imkanları değerlendirerek ne yapabiliriz, ne yapmalıyız, NE YAPMALISINIZ; gelin onları görüşüp tartışalım...

TEBLİĞ görevimizi gücümüz nisbetinde yerine getirince,

ondan sonra şu anda yapmakta olduğunuz konulara daha derinlemesine dalalım...

ama bunları yapmayacak veya yapamayacaksak;

o zaman bu keyifli tartışmalara devam...

*

selam, sevgi ve dua ile...

reşad

Lütfi Hocaoğlu
28.06.2012
09:09

Bugün artık genetik antropoloji vardır. Klasik antropoloji önemini büyük ölçüde kaybetmiştir.

Genetik antropoloji ile mtDNA ve Y kromozomu üzerinde yapılan çalışmalar sizin ve önceden sizin gibi iddia edenlerin tezlerini tamamen çürütmüştür.

Adem ve Havva ikizidir ve bir anneden doğmuşlardır. Anneleri onlara bakmıştır. Ama bu anne bizim gibi insan değildir. Neanderthaldir. Neanderthallerden sadece bir tanesi Adem ve Havva'yı doğurmuştur. (İsa gibi) Adem ilk hücre iken genlerinde gerekli değişimler yapılarak zeki olmuştur.

Siz istediğiniz kadar eğitimden geçirin, bir insanı zeka seviyesinin üst sınırını geçiremezsiniz. Bu nedenle söyledikleriniz maalesef yanlıştır. Genetik ve biyoloji ilimlerine aykırıdır.

Değişim bir anda ve tek bir yerde olmuştur. İlk insan olan Adem ile bugünkü insan arasında zekâsal açıdan bir fark yoktur.

O yüzden eski ve yanlış bilgiler olan fazlalıklardan arınmak çok önemlidir :)

Selam ve saygılar

Süleyman Karagülle
29.06.2012
20:38

Biz Biyoloji kitabı yazmadık. Anaaysa kitabını yazdık. Bu güne nasıl gelindğini anlattık. Anayasamzı sabote etmek için sermaye sizlere nekadar verdi? Demekki biz karşımzıda olanları bedava suçluyoruz. Arıtk sadede gelin. Dostlarım. Ocağımızdan , bucağımzıdan bahsedin

Harun Özdemir
30.06.2012
00:50

Bodrum'dan yazıyorum, arkadaşlar! Tarih yazın tatil yapın, tavsiye ederim, güzel oluyor!

Anayasa'nın oldukça uzun olan giriş kısmı tarihe ayrılırken bedava yazıldığı anlaşılıyor. undan duyulan rahatsızlık dile getirilmiş.

Ama para denen meret naıl dağıtılıyorsa ve kim dağıtıyorsa artık, siz yazarken verilmiyor da biz okur ve değerlendirilirken veriliyor. Ne ala!

Bence yeni Anayasa bu konuya da el atmalı!

Süleyman Bey her konuya insanlık tarihi ile başlayarak okucunun dikkatini geleceğe ilişkin konulardan koparıyor. Cengiz haklı.

Reşat Nuri Erol
30.06.2012
08:24

hepinizin eksikliği şu;

2000 sayfaya yani BÜTÜNE bakmadan AHKAM KESİYORSUNUZ...

merak edip ve durumdan VAZİFE çıkarıp AKDEMİR gibi bütünü isteyip üzerinde ÇALIŞAYIM demiyorsunuz...

yahu...

biraz edep...

biraz da ucundan tutup ÇALIŞMAK...

çok mu zor; ha ÇOK MU ZOR?!.

ALLAH ISLAH ETSİN VE

ÇALIŞMA GAYRETİ LUTFETSİN...

NOKTA.

Reşat Nuri Erol
30.06.2012
08:44

"Bodrum'dan yazıyorum, arkadaşlar! Tarih yazın tatil yapın, tavsiye ederim, güzel oluyor! ..."

HARUN ÖZDEMİR

*

SANKİ İZMİR'DE VEYA BAŞKA YERDE TATİLDE DEĞİLMİŞSİNİZ GİBİ...

HEP TATİL, HEP MUATTAL KALMAK, HEP ÇALIŞMAMAK...

AMA...

ORTAYA ÇIKAN METİNLER

TAMAMLANMADAN...

TAMAMLANMASINI BEKLEMEDEN...

TAMAMLANMASI İÇİN HİÇ ÇALIŞMADAN...

UKALACA GÜYA TENKİT ETMEK VEYA HER NE YAPIYORSANIZ..!?.

*

ne yapalım...

BİZE ÇALIŞMAK...

SİZE DE UKALALIK...

HER ŞEY NASİP MESELESİ...

nokta.

Harun Özdemir
30.06.2012
09:29

Bence de biraz .... .

1997 yılında İzmir'de yaptığım düzeltmeler ne ise o haliyle basılmış. Biri daha okumuş olabilir ama benim gözümden kaçan yazım hataları aynen duruyor.

Aramızda 15 yıl gibi bir fark varsa buna da şaşırmamak gerekir. Çünkü biz günde iki eşşek kadar çalışıyoruz. İzmir daha azını kaldırmıyor!

Hani şu olsaydı, kitabın devamı niteliğinde bir çalışma yazılıp basılmış olsaydı İstanbul'da da birşeyler oluyor, bir kıpırdanma var diye ümitlenecektim ama henüz yok! Olursa Sayın RNE, sizi temin ederim ki, günde iki eşşek kadar çalışan biri olarak sizleri takdir etmekte geç kalmazdım!

İyi tatiller!

Reşat Nuri Erol
30.06.2012
10:01

Harun Kardeş...

47 yıllık maddî imkanlar İzmir'de...

İstanbul'da -maalesef- yeterince maddî imkan oluşturamadık...

ZAMANLA OLUR VE OLUŞUR İNŞAALLAH...

HASAN ÖZKET VE ÇALIŞMA ARKADAŞLARININ ÇALIŞMALARIYLA MİNİK BİR KIPIRDANMA VAR...

LÜTFİ KARDEŞ VE ÇALIŞMA ARKADAŞLARININ GAYRETLERİ OLMASA;

BU SİTE OLMAZ, SİZ DE BU YAZDIKLARINIZI YAZAMZDINIZ...

BİZ KIT-KANAAT İMKANLARIMIZLA BU KADAR YAPABİLDİK, "ÜSTAD" DA BU KADARCIĞIMIZDAN "MEMNUN VE MUTLU" DİYELİM Kİ O DA BU YAŞINDA ÇALIŞIYOR VE BİR ŞEYLER OLUYOR; ELHAMDÜLİLLAH...

*

öncesinde de dedim...

dediğim "çok kısa" ama "özellikle sen" çok şey anla...

çünkü özellikle üçünüze -HARUN, HİLMİ, KAZIM- yıllarca hep söyledim...

SİZLERDEN BEKLENDİMİZ HEP DAHA FAZLASI...

tekrar aynen aktarıyor ve hatırlatıyorum:

"BU MALZEME HEPİNİZİ BEKLİYOR AMA NERELERDESİNİZ...?!.

"KUR'AN MUCİZELERİ" (250 MUCİZE) kitabı da öyle...

Binlerce sayfalık "TEFSİR" kitapları da öyle..."

bir de...

40-50 haftadır yazmakta olduğumuz FELSEFE KİTABI...

ayrıca

ALİ BÜLENT DİLEK kardeşimiz -sitemizde de olsa- kitapları derlemeye çalışıyor...

bunlar sadece İLİM...

bir de AMEL yani UYGULAMA denemeleri var...

AHŞAP EVLER...

MARKET ÇALIŞMASI...

VE DİĞERLERİ.. DİĞERLERİ...

yani...

buradaki mütevazi KOOPERATİFLERİMİZİN ÇALIŞMALARI...

bu arada...

yeni hazırlıklar var....

olursa, başarırsak, haberiniz olur!..

AMA ÖNCESİNDEN SİZ SORSANIZ VE KATILIP KATKIDA BULUNSANIZ DAHA İYİ OLMAZ MI...

*

neyse...

çok uzatmayayım...

İŞİMİZE BAKALIM...

selam, sevgi ve dua ile...

kardeşin reşad

Reşat Nuri Erol
30.06.2012
10:11

bu arada Dr. ve de Müh. Lütfi kardeş "Adem babamızın 'Tiflisli yani Gürcü' değil de 'Tiranlı yani Arnavut' olduğu" ile ilgili çok derin ilmi iddialarıma çok gülmüş; inşaallah siz de gülmüşsünüzdür...

ALLAH CÜMLEMİZİ DÜNYA VE AHİRETTE GÜLDÜRSÜN...

selam, sevgi ve dua ile...

Hz. Adem'in Arnavut/Boşnak torunu reşad

*

not:

son ilmi iddiam da şu...

Havva anamız da Boşnak...

Çünkü benim annem Boşnak...

aksini ispat edebilen beri gelsin, delil getirsin...

ve's-selam...

RNE

Hüseyin Kayahan
05.07.2012
21:40

"KELİMELERİN/İBARELERİN EFENDİSİ" Harun kardeş,

Harun son bir kaç yıldır bir şaşkınlık içinde... Ona göre, kendisini bu kadar yakından tanıyan, kabiliyetlerini gören, eserlerini okuyan, ilmine hayran olan ve devletin en yetkili kademelerinde oturan insanlar; Harun bey kendine göre, yapılabilecek her şeyi de yapmasına, çırpınıp durmasına rağmen; nasıl oluyor da kendisine yer vermiyorlar, yol açmıyorlar. Ona göre koskoca devlet(devlet erkini kullananlar), kendisinden korkmaktadır.

Benim gördüğüm Harun beyin uslubundaki yanlışlığıdır. İster konuşurken ister yazarken, en göze batan iki husus "istihza (Harun buna ironi diyor ama öyle görünmüyor)", ve "söz söyleyen olmaz sözüm üstüne" vurgusu. Harun beye siyasete mutlaka devam edecekse kendi partisini kurmasını (zira bana göre bu sulupla hiç bir parti ona şans tanımayacaktır), siyaseti bırakacaksa iş hayatına atılmasını öneriyorum. Elbette bu ikisinin dışında her zaman ilim meclislerinde kendisine hep baş köşeler gösterilecektir ama...(bu konuda da müstakil bir makale ile katkı koymak istiyorum)

Tekrarlamak istiyorum: "Artık meydan boş değil, muhataplar da boş değil..." Savlarımızı çok ciddi delillendirmemiz gerekiyor.

Saygılarımla.

H.Kayahan





Çok Yorumlanan Makaleler
Harun Özdemir
Evlenme hakkı üzerine
11.07.2012 11941 Okunma
30 Yorum 18.07.2012 19:12
Harun Özdemir
Adem Tiflis'te insan oldu!
26.06.2012 10412 Okunma
17 Yorum 05.07.2012 21:40
Harun Özdemir
Zina, fuhuş ve azgınlık
13.07.2012 11107 Okunma
13 Yorum 20.07.2012 23:07
Harun Özdemir
Biyolojik ata ve hukukî anne ve baba
4.07.2012 8205 Okunma
13 Yorum 06.07.2012 14:24
Harun Özdemir
Yeni İslam felsefesi mümkün mü
31.07.2012 5748 Okunma
9 Yorum 03.08.2012 09:08
Harun Özdemir
Bir ülkenin barış üretebilme kabiliyeti
2.01.2017 6728 Okunma
8 Yorum 07.01.2017 00:10
Harun Özdemir
Parlamento Dışı İslâmcı anayasa çalışmaları
18.02.2016 7482 Okunma
6 Yorum 20.02.2016 23:32
Harun Özdemir
Egemenlik kimin
21.02.2017 6139 Okunma
5 Yorum 23.02.2017 00:29
Harun Özdemir
Hilkatin Mebdei ve Adem
24.06.2012 6196 Okunma
5 Yorum 26.06.2012 04:29
Harun Özdemir
Tüketme Hakkı
30.06.2012 5853 Okunma
5 Yorum 08.07.2012 10:58
Harun Özdemir
Ya yenilik ya da çürüme!
14.03.2016 7467 Okunma
5 Yorum 17.03.2016 17:56
Harun Özdemir
Şahitlik üzerine
15.07.2012 6390 Okunma
4 Yorum 15.07.2012 14:41
Harun Özdemir
Yeni Anayasanın kapsamı ve öngörüsü
3.07.2012 4976 Okunma
3 Yorum 07.07.2012 01:50
Harun Özdemir
"... ve hadîdi inzâl ettik..."
30.06.2012 6190 Okunma
3 Yorum 08.07.2012 10:24
Harun Özdemir
Yeni bir Anaysa mı yoksa yeni bir Teşkilât-ı Esas
30.06.2012 5832 Okunma
3 Yorum 01.07.2012 11:03
Harun Özdemir
Her şey çok farklı olabilirdi
16.01.2016 7075 Okunma
2 Yorum 21.01.2016 14:57
Harun Özdemir
Kılıçdaroğlu gıybeti ile sonuç almak
13.03.2017 5564 Okunma
2 Yorum 13.03.2017 21:07
Harun Özdemir
Fatih kaç yaşında cumhurbaşkanı oldu
12.04.2017 5136 Okunma
2 Yorum 12.04.2017 19:25
Harun Özdemir
Kur'an ve bedeni cezalar üzerine
6.06.2017 5877 Okunma
2 Yorum 08.06.2017 11:10
Harun Özdemir
İncire ve zeytine yemin olsun mu?!
14.06.2017 6022 Okunma
1 Yorum 14.06.2017 18:49
Harun Özdemir
Anayasa değişikliğinde neler var
3.04.2017 5041 Okunma
1 Yorum 03.04.2017 23:10
Harun Özdemir
Zor günlerdeyiz...
16.05.2017 5704 Okunma
1 Yorum 16.05.2017 10:26
Harun Özdemir
Avrupa'dan vazgeçebilir miyiz?!
20.03.2017 5361 Okunma
1 Yorum 20.03.2017 20:37
Harun Özdemir
İslamcılık üzerine
9.07.2017 5442 Okunma
1 Yorum 09.07.2017 09:20
Harun Özdemir
Müslümanın adı ne olmalı
9.08.2017 5076 Okunma
1 Yorum 09.08.2017 12:53
Harun Özdemir
İslamofobinin kaynağı
9.08.2017 4888 Okunma
1 Yorum 09.08.2017 13:09
Harun Özdemir
Cumhuriyet'in kuruluş felsefesi
14.02.2017 5603 Okunma
1 Yorum 15.02.2017 17:05
Harun Özdemir
Fetva ekonomisi
29.02.2016 7291 Okunma
1 Yorum 29.02.2016 20:58
Harun Özdemir
Sayın Cengiz DEMİRCİ -2-
22.01.2017 5377 Okunma
1 Yorum 23.01.2017 21:39
Harun Özdemir
Anayasaların öncüsü Hz.Muhammed'dir
23.01.2017 7491 Okunma
1 Yorum 26.01.2017 10:28
Harun Özdemir
Kur'an neden tahrif olmadı
31.01.2017 5783 Okunma
1 Yorum 31.01.2017 22:47
Harun Özdemir
Karagülle İslâmcı mı?
22.02.2016 7667 Okunma
1 Yorum 22.02.2016 22:17
Harun Özdemir
Müslümandan Burjuva olur mu?!
19.04.2016 7188 Okunma
1 Yorum 19.04.2016 22:36
Harun Özdemir
Beytü'l Hikme ve Nizamiye Medreselerinin etkileri
21.04.2016 8544 Okunma
1 Yorum 22.04.2016 09:08
Harun Özdemir
Bu terör değil; başka bir şey!
7.01.2017 5868 Okunma
1 Yorum 08.01.2017 01:12
Harun Özdemir
Ahlâk-ı Hamîde mi dedin?!
29.04.2016 7701 Okunma
1 Yorum 30.04.2016 00:58
Harun Özdemir
Savruluyoruz!
14.06.2016 6327 Okunma
1 Yorum 15.06.2016 01:50
Harun Özdemir
Batı gerçeği!
20.06.2016 4574 Okunma
Harun Özdemir
Doğu gerçeği!
23.06.2016 5130 Okunma
Harun Özdemir
Direnç eğitimi nedir?
27.06.2016 4400 Okunma
Harun Özdemir
İsyan günlerinde zekât!
8.07.2016 4274 Okunma
Harun Özdemir
Kur’an’ı anlama çabaları
8.07.2016 4307 Okunma
Harun Özdemir
Yaşar Nuri İslâmcılığı
17.07.2016 4340 Okunma
Harun Özdemir
Darbenin devamı var mı?
24.07.2016 5002 Okunma
Harun Özdemir
Adalet yönetimin temelidir.
25.07.2016 4332 Okunma
Harun Özdemir
Neden böyleyiz?!
9.08.2016 5062 Okunma
Harun Özdemir
Karanlık çağa doğru
9.08.2016 4749 Okunma
Harun Özdemir
Türkiye'nin Adil Düzen İhtimali -1-
19.12.2016 4447 Okunma
Harun Özdemir
Türkiye'nin Adil Düzen İhtimali-2-
21.12.2016 4691 Okunma
Harun Özdemir
Türkiye'nin Adil Düzen İhtimali-3- Son şansa zaman yok
27.12.2016 3961 Okunma
Harun Özdemir
Laiklik mi demokrasi mi?!
3.05.2016 5547 Okunma
Harun Özdemir
Modernleşmeye Müslümanların etkisi oldu mu?
8.05.2016 5964 Okunma
Harun Özdemir
Cumhuriyet ne kadar kalıcı?!
16.05.2016 5643 Okunma
Harun Özdemir
İslâmcı şehir olabilir mi?!
20.05.2016 4143 Okunma
Harun Özdemir
Alem-i İslâm'da özgürlük sorunu
28.05.2016 4147 Okunma
Harun Özdemir
Marjinal İslâmcıların özgürlük arayışı
30.05.2016 4158 Okunma
Harun Özdemir
Köylü İslâm marjinal İslâm'a karşı
3.06.2016 3967 Okunma
Harun Özdemir
Devlet neden açık hedef?
5.06.2016 4708 Okunma
Harun Özdemir
Bu ne yaman çelişki!
8.06.2016 4058 Okunma
Harun Özdemir
Sayın Cengiz DEMİRCİ
8.01.2017 5180 Okunma
Harun Özdemir
Müslümanın özgürleşmesi mümkün mü?
16.01.2017 3873 Okunma
Harun Özdemir
Türkiye neden demokratikleşemez?!
7.01.2017 4046 Okunma
Harun Özdemir
Bilim bizim neyimize!
25.04.2016 5516 Okunma
Harun Özdemir
İslâmcıların ekonomiden ne anladıkladıklarına dair
26.02.2016 5702 Okunma
Harun Özdemir
Müslümanın Darwin'le imtihanı
6.02.2017 4724 Okunma
Harun Özdemir
Kim daha akıllı?!
10.02.2017 3800 Okunma
Harun Özdemir
Milli uzlaşma uluslararası kararlarla çelişirse
28.02.2017 3716 Okunma
Harun Özdemir
Darbeler önlenebilir mi?
3.03.2017 4035 Okunma
Harun Özdemir
Milli Mücadelede Yahudiler
7.03.2017 4251 Okunma
Harun Özdemir
Fıkıh Ekonomilerinin Teorisi
5.03.2016 6163 Okunma
Harun Özdemir
Seçim sizin; hangi İslâm?!
9.03.2016 5810 Okunma
Harun Özdemir
Dinimiz işleri; dinleri işimiz mi olmuş?!
13.03.2016 5750 Okunma
Harun Özdemir
ÖSYM Başkanı Sayın Prof.Dr. Ömer DEMİR'e açık mektup
21.03.2016 6422 Okunma
Harun Özdemir
Kadına eziyet dini bir vecibe midir?!
23.03.2016 5779 Okunma
Harun Özdemir
Kıskançlık öldürücüdür!
28.03.2016 6681 Okunma
Harun Özdemir
İki kadını şahit yapmak!
4.04.2016 5414 Okunma
Harun Özdemir
Kur'an'ın şaşırttıkları!
8.04.2016 5203 Okunma
Harun Özdemir
İslâmcıların sanata bakışı üzerine
13.04.2016 6694 Okunma
Harun Özdemir
Diyanet İşleri Başkanı Sayın Prof.Dr.Mehmet GÖRMEZ'e...
21.01.2016 5660 Okunma
Harun Özdemir
Ulemanın "İlm-i siyaset" ile imtihanı
25.01.2016 5778 Okunma
Harun Özdemir
Modern Kadın Müslüman mı?!
2.02.2016 5605 Okunma
Harun Özdemir
Fransız kadın Müslüman olur mu?
7.02.2016 5169 Okunma
Harun Özdemir
İslâmcıların Anayasa rüyası!
9.02.2016 6069 Okunma
Harun Özdemir
1921 Anayasasına İslâmcıların katkısı
13.02.2016 5658 Okunma
Harun Özdemir
Atatürk Anayasası, ABD Anayasasına nasıl yenildi?!
16.02.2016 5562 Okunma
Harun Özdemir
Sünnî İslâm ve Demokrasinin Geleceği
30.11.2015 6010 Okunma
Harun Özdemir
Umarım oyun içinde oyun yoktur
4.12.2015 6142 Okunma
Harun Özdemir
Ahlâksız İslâmcılık Olur mu?!
7.12.2015 5653 Okunma
Harun Özdemir
İlahiyat Fakülteleri kapatılmalı!
14.12.2015 5796 Okunma
Harun Özdemir
İslâmcılığın Sezai Karakoç aşaması
18.12.2015 7200 Okunma
Harun Özdemir
Alevî İslâmcılık mümkün mü?
22.12.2015 6551 Okunma
Harun Özdemir
Masonluk ve İslâmcılar
28.12.2015 6140 Okunma
Harun Özdemir
Mason olmanın dayanılmaz faydaları?!!!
1.01.2016 7229 Okunma
Harun Özdemir
İslâmcıların gelecek beklentisi
8.01.2016 6035 Okunma
Harun Özdemir
Gizli Servis İslâmı Loca İslamını Yendi mi?!
11.01.2016 6239 Okunma
Harun Özdemir
Bizans'tan Osmanlı'ya çöküş belirtileri
16.08.2017 2551 Okunma
Harun Özdemir
İslam'ın İstanbul ve Ankara yorumu
16.08.2017 2508 Okunma
Harun Özdemir
Kürt sosyolojisi
18.08.2017 2617 Okunma
Harun Özdemir
Kürt İslamı
18.08.2017 2626 Okunma
Harun Özdemir
İzmir İslamı
18.10.2017 3311 Okunma


© 2024 - Akevler