Harun Özdemir
Alevî İslâmcılık mümkün mü?
22.12.2015
6278 Okunma, 0 Yorum

 

 

İslâmcılık; Sünnîliğin modern zamanlarda kendini savunma ve yenileme çabası olarak bilinir. Oysa İslâmcılığın doğuşuna öncülük yapan en önemli isim Cemaleddin Efgânî’dir ve o da bir Şii-Alevîdir.

 Efgânî; 1838-1897 yılları arasında yaşamış, modern zamanların en aksiyoner, fikir ve yenilikçisidir. Afganistan, Hindistan, Osmanlı Devleti, Mısır, Fransa, Rusya, Almanya, İngiltere’de fikri ve siyasi mücadelelerinin bıraktığı izler, İslâm dünyasında sarsıcı etkiler yapmıştır. 

 Mısır’da kaldığı yıllarda çok sayıda talebe yetiştirmiştir. Onun talebeleri İslâm dünyasının her yerinde sömürgeciliğe ve işlevsiz dini eğitime karşı mücadele etmişlerdir. Son iki yüzyılda hiçbir Müslüman Efgânî kadar etkili olamamıştır. Yeni Osmanlıları, Jön Türkleri, Said-i Nursî, Mehmet Akif, Ahmet Hamdi Akseki, Seyyit Bey, Şemsettin Günaltay, Mehmet Emin Yurdakul, Yusuf Akçura, Ahmet Ağaoğlu’nu… Yüksek İslâm ve İlahiyat kuşağını ve daha nicelerini doğrudan veya dolaylı etkilemiştir.

 “İslâm Birliği” ve “yenilik” onun vazgeçmediği görüşlerindendir. Onu bu görüşte ısrarlı yapan neden, sadece sömürgeciliğe karşı bir direniş ideolojisi oluşturmak değildi. Efgânî’nin en büyük hayali; Şii ve Sünni mezhepler arasındaki farklılıkları en aza indirip İran, Osmanlı ve diğer küçük parçalardan oluşan İslâm devletlerini tek bir halife etrafında birleştirmekti. Devamında da İslâm âlemini geri kalmışlıktan kurtarmak.

 Efgânî; Afganistan, İran ve Bağdat Şii medreselerde okumuştu. Misyonuna zarar vermesin diye Şii olduğunu söylemedi. Onun amacı ihtilafları aza indirecek bir yol izlemekti. Bu nedenle mezhepleri birleştirecek bir fıkıh görüşünü savunuyordu. Zaman zaman Hanefî olduğunu söylese de her konuda Hanefiliği yaşamadığını da belirtiyordu.

 ***

 İslâm dünyasındaki Şii mezhep ve tarikatların sayısı çoktur. Anadolu’da yaşayan Şii-Alevilerin bir kısmı Caferîdir. Caferîler Türkiye’de İran ve Irak’tan bağımsız bir görüş geliştirememişlerdir. Bugün de durum aynıdır.

 Ama Anadolu’da Alevîlik dendiğinde ilk akla gelenler, “Tarikat İslâm’ı”nı yaşayan büyük küçük Alevî Müslüman topluluklardır. Anadolu kırsalında, çoğunlukla da hayvancılıkla uğraşan Alevîler yaylalara yakın köyleri yurt edinmişlerdir. Yaşamları, sosyolojik olarak 1950’ye kadar değişmemiştir. Zaman zaman yaşanan siyasal başkaldırıların bir sonucu olarak Alevîlik “seferilik / dini yükümlülüklerin yarılanması” niteliği kazansa da ekonomik coğrafyalarında önemli bir değişiklik olmamıştır.

 Anadolu Alevîliğinin kentlileri ise Bektaşilikle uyumlu bir gelişme seyretmiştir. Kentli Alevîleri, Alevî-Bektaşi şeklinde tanımlamak daha doğru olacaktır. Bunların bir kısmı “Ahilik” içinde örgütlenmiş, bir kısmı da Yeniçeri Ocağında Bektaşî olarak ideolojik bir misyon üstlenmiştir.

 Şah İsmail’in Anadolu’da taban oluşturmaya çalışması ve Şah Kulu isyanı ve akabindeki Çaldıran Savaşı, Alevîlerin kentlerdeki ve Bektaşiler arasındaki varlığını ve etkinliğini ciddi oranda zayıflatmıştır. Yavuz ile başlayan yeni dönemde Alevîler için en güvenilir mekânlar, dağ köyleri ve yaylalar olmuştur.

 II.Mahmud’a kadar olan dönemde (250 yıl) varlığını dedeler ile sürdüren Alevîler, zaman zaman siyasi ayaklanmalar çıkarmış olsalar da sonuç değişmemiştir. Bu ayaklanmalara Bektaşî babaları ve dedebabaları destek vermemiştir.

 II.Mahmud, Yeniçeri Ocağını lağvederken Bektaşî dergah, tekke ve zaviyelerini de tasfiye etmiştir. Yeni kurulan Asakir-i Muhammediye’de Bektaşiliğe yer verilmemiştir. Böylece Alevîlerin devletsiz yaşamı, Bektaşîler için de yasa olmuştur.

 Hiçbir siyasi baskı bir inancı veya tarikatı ortadan kaldıramadığı gibi Osmanlı Devleti de bir tarikatı yok edememiştir. İnsanlar bir süreliğine sessiz kalarak kendilerini korumuşlar, koşullar olgunlaştığında da tekrar aktif hale gelmişlerdir.

 Genel kuraldır;

Yeraltına çekilen bütün dini akımlar, yasaklı günlerinde “şekli” özelliklerini yitirir, yerini, “seferilik hükümleri” ve “semboller” alır. Koşullar olgunlaştığında ise eski dini yaşama geri dönmeye çalışırlar ama ciddi zorluklarla karşılaşırlar. Eskiyi unuttukları için geri de dönemezler. Bu aşamada cemaat veya tarikat, kendi içinde eskiden böyle miydi, değil miydi tartışmasına girer. Bu da onların bilimsel olarak gelişmelerini engeller ve parçalanmalarına yol açar.

Geçmişten yaşananları unutmayalım ama Alevîliği ve Bektaşîliği bekleyen önemli bir gelecek sorunu vardır:

 1-Alevîlik ve Bektaşîlik, İslâm’ın tarikat usulleriyle yapılan yorumlardan doğmuş ve gelişmiştir.

 2-Öncelikle Anadolu Alevîliği Safevî Devleti ile Osmanlı Devleti arasındaki siyasal mücadelede Şah İsmail’in yanında yer alarak önemli bir sarsıntı geçirmiştir. Osmanlı’da yaşayıp Safevîlerin yanında yer almanın faturası ağır olmuştur. Sorun siyasi olsa da mezbebî sonuçlar da doğurmuştur.

 3-Çaldıran Savaşı, Alevî Müslümanları hem kırsal hem de “seferi / dini hükümlerin bir kısmının kalkması, bir kısmının da yarılanması” anlamına gelebilecek bir yaşama mahkum etmiştir.

 4-Kırsalda Alevîliği bugünlere taşıyanlar dedelerdir. 1950’de başlayan yoğun kentleşme en çok da Alevîleri etkilemiştir. Camisiz köylüler, kentlerde ihtişamlı camiler ve ağzı kalabalık hocalarla tanışırken, Alevîler kentlere geldiklerinde kırsaldaki dedelerini de kaybetmişlerdir. Onun yarattığı boşluğu ise sol akımlar ve ideolojiler doldurmuştur.   

 

5-SSCB yıkılınca büyük ölçüde dini içeriğini yitirmiş olan Alevîlik, ideolojik boşluğa düşünce eskiye dönme ihtiyacı gündeme gelmiştir. 1925’ten beri devlet dışı olan Alevîlik, 1985’lerde eskiye dönme arayışında yalnız bırakılmamış, ortaya çıkan boşluğu ise AB merkezli “Ali’siz Alevîlik” doldurmaya çalışmıştır.

 6-1985’ten sonra, özellikle 90’lı yıllarda TV programlarına çıkan Uluslararası Hukuk Profesörü İzzeddin Doğan Dede, “Alevî-Bektaşî İslâm” vurgusu yaparak;

 -Alevîlerin, Hacı Bektaş’tan beri var olan bağlarını tekrar hatırlatmak.

-Alevîler kırsalda yaşarken kentli Bektaşîlerin oluşturdukları kitap ve kütüphanelerden ve sürdürdükleri Erkanlardan yararlanmalarının önünü açmıştır.

-Bektaşiliğin geleneksel olarak sürdürdüğü daha çok ibadet ve daha az siyasetin, Alevîler arasında da daha az siyaset daha çok ibadet olmasına öncülük yapmıştır.

-Doğan Dede, “Alevî-Bektaşî İslâm” vurgusunu yıllarca yaparak hem Bektaşîliği onure etmiş ve ona insan kaynağı sağlamış hem de Alevîliğin hızla kentleşmesinin yoluna açmıştır…

7-Bugün Alevîlerin Müslüman olup olmadıkları tartışma konusu olmaktan çıkmıştır. Bu büyük bir gelişmedir!

8-Alevîleri İslâm dışı göstermeye çalışanlar, son yıllarda zor durumda kalmışlardır. Çünkü;

 

-Alevîler de Kur’an Kursu,

-İmam Hatip Okulu,

-İlahiyat Fakültesi veya Bölümü,

-TRT Radyo ve TV’lerinde dini programlar,

-Dede Eğitim Merkezleri,

-Cemevlerine yasal statü,

-Cemevlerine dede ve yardımcı tayini,

-Cemevlerine kamu yardımı… istemekteler.

 

9-Her sorunun kalıcı çözümü ancak ilimle bulunabilir. Sünnî veya Alevî din veya mezhep veya tarikat eğitimi ancak ilmileştiği ölçüde fayda üretebilir. Kimse ilimden mahrum bırakılamaz.

 10-Demokrasi çağındayız. Bu büyük bir kazanım ve birlik için önemli fırsatlara sahibiz. Bugün için artık Alevî Müslümanlar, “Toplumu Ehl-i Beyt soyu yönetsin!” diye bir kavganın içinde değiller. “Seçimleri kim kazanıyorsa o yönetsin!” düşüncesini savunuyorlarsa Alevîlik ile Sünnîlik arasında tarihsel sorun çoktan çözülmüş demektir.

 11-Alevî olan CHP Genel Bşk. Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı seçimlerinde Uluslararası  marka gücü olan Sünnî Prof.Dr.Ekmeleddin İhsanoğlu’nu aday göstermesi, İslâm’ın 1400 yıllık siyasal tarihinin en kayda değer olaylarından biridir.

 12-İslâm dünyasının Sünnî-Alevî-Şii diye ikiye ayrıldığı ve ihtilaflara modern zamanların hırslarının da hızla yer edindiği bir dönemde Türkiye’nin hala “Cemevleri ibadethane midir değil midir”i tartışması ancak akıl tutulması ile açıklanabilir! 

 

 






Çok Yorumlanan Makaleler
Harun Özdemir
Evlenme hakkı üzerine
11.07.2012 11623 Okunma
30 Yorum 18.07.2012 19:12
Harun Özdemir
Adem Tiflis'te insan oldu!
26.06.2012 10114 Okunma
17 Yorum 05.07.2012 21:40
Harun Özdemir
Zina, fuhuş ve azgınlık
13.07.2012 10864 Okunma
13 Yorum 20.07.2012 23:07
Harun Özdemir
Biyolojik ata ve hukukî anne ve baba
4.07.2012 8008 Okunma
13 Yorum 06.07.2012 14:24
Harun Özdemir
Yeni İslam felsefesi mümkün mü
31.07.2012 5558 Okunma
9 Yorum 03.08.2012 09:08
Harun Özdemir
Bir ülkenin barış üretebilme kabiliyeti
2.01.2017 6485 Okunma
8 Yorum 07.01.2017 00:10
Harun Özdemir
Parlamento Dışı İslâmcı anayasa çalışmaları
18.02.2016 7237 Okunma
6 Yorum 20.02.2016 23:32
Harun Özdemir
Egemenlik kimin
21.02.2017 5862 Okunma
5 Yorum 23.02.2017 00:29
Harun Özdemir
Hilkatin Mebdei ve Adem
24.06.2012 5992 Okunma
5 Yorum 26.06.2012 04:29
Harun Özdemir
Tüketme Hakkı
30.06.2012 5644 Okunma
5 Yorum 08.07.2012 10:58
Harun Özdemir
Ya yenilik ya da çürüme!
14.03.2016 7203 Okunma
5 Yorum 17.03.2016 17:56
Harun Özdemir
Şahitlik üzerine
15.07.2012 6188 Okunma
4 Yorum 15.07.2012 14:41
Harun Özdemir
Yeni Anayasanın kapsamı ve öngörüsü
3.07.2012 4790 Okunma
3 Yorum 07.07.2012 01:50
Harun Özdemir
"... ve hadîdi inzâl ettik..."
30.06.2012 5981 Okunma
3 Yorum 08.07.2012 10:24
Harun Özdemir
Yeni bir Anaysa mı yoksa yeni bir Teşkilât-ı Esas
30.06.2012 5628 Okunma
3 Yorum 01.07.2012 11:03
Harun Özdemir
Her şey çok farklı olabilirdi
16.01.2016 6839 Okunma
2 Yorum 21.01.2016 14:57
Harun Özdemir
Kılıçdaroğlu gıybeti ile sonuç almak
13.03.2017 5297 Okunma
2 Yorum 13.03.2017 21:07
Harun Özdemir
Fatih kaç yaşında cumhurbaşkanı oldu
12.04.2017 4885 Okunma
2 Yorum 12.04.2017 19:25
Harun Özdemir
Kur'an ve bedeni cezalar üzerine
6.06.2017 5583 Okunma
2 Yorum 08.06.2017 11:10
Harun Özdemir
İncire ve zeytine yemin olsun mu?!
14.06.2017 5764 Okunma
1 Yorum 14.06.2017 18:49
Harun Özdemir
Anayasa değişikliğinde neler var
3.04.2017 4800 Okunma
1 Yorum 03.04.2017 23:10
Harun Özdemir
Zor günlerdeyiz...
16.05.2017 5417 Okunma
1 Yorum 16.05.2017 10:26
Harun Özdemir
Avrupa'dan vazgeçebilir miyiz?!
20.03.2017 5098 Okunma
1 Yorum 20.03.2017 20:37
Harun Özdemir
İslamcılık üzerine
9.07.2017 5177 Okunma
1 Yorum 09.07.2017 09:20
Harun Özdemir
Müslümanın adı ne olmalı
9.08.2017 4804 Okunma
1 Yorum 09.08.2017 12:53
Harun Özdemir
İslamofobinin kaynağı
9.08.2017 4615 Okunma
1 Yorum 09.08.2017 13:09
Harun Özdemir
Cumhuriyet'in kuruluş felsefesi
14.02.2017 5357 Okunma
1 Yorum 15.02.2017 17:05
Harun Özdemir
Fetva ekonomisi
29.02.2016 7040 Okunma
1 Yorum 29.02.2016 20:58
Harun Özdemir
Sayın Cengiz DEMİRCİ -2-
22.01.2017 5110 Okunma
1 Yorum 23.01.2017 21:39
Harun Özdemir
Anayasaların öncüsü Hz.Muhammed'dir
23.01.2017 7220 Okunma
1 Yorum 26.01.2017 10:28
Harun Özdemir
Kur'an neden tahrif olmadı
31.01.2017 5503 Okunma
1 Yorum 31.01.2017 22:47
Harun Özdemir
Karagülle İslâmcı mı?
22.02.2016 7399 Okunma
1 Yorum 22.02.2016 22:17
Harun Özdemir
Müslümandan Burjuva olur mu?!
19.04.2016 6939 Okunma
1 Yorum 19.04.2016 22:36
Harun Özdemir
Beytü'l Hikme ve Nizamiye Medreselerinin etkileri
21.04.2016 8258 Okunma
1 Yorum 22.04.2016 09:08
Harun Özdemir
Bu terör değil; başka bir şey!
7.01.2017 5614 Okunma
1 Yorum 08.01.2017 01:12
Harun Özdemir
Ahlâk-ı Hamîde mi dedin?!
29.04.2016 7435 Okunma
1 Yorum 30.04.2016 00:58
Harun Özdemir
Savruluyoruz!
14.06.2016 6060 Okunma
1 Yorum 15.06.2016 01:50
Harun Özdemir
Batı gerçeği!
20.06.2016 4321 Okunma
Harun Özdemir
Doğu gerçeği!
23.06.2016 4849 Okunma
Harun Özdemir
Direnç eğitimi nedir?
27.06.2016 4143 Okunma
Harun Özdemir
İsyan günlerinde zekât!
8.07.2016 4018 Okunma
Harun Özdemir
Kur’an’ı anlama çabaları
8.07.2016 4047 Okunma
Harun Özdemir
Yaşar Nuri İslâmcılığı
17.07.2016 4071 Okunma
Harun Özdemir
Darbenin devamı var mı?
24.07.2016 4739 Okunma
Harun Özdemir
Adalet yönetimin temelidir.
25.07.2016 4077 Okunma
Harun Özdemir
Neden böyleyiz?!
9.08.2016 4799 Okunma
Harun Özdemir
Karanlık çağa doğru
9.08.2016 4479 Okunma
Harun Özdemir
Türkiye'nin Adil Düzen İhtimali -1-
19.12.2016 4214 Okunma
Harun Özdemir
Türkiye'nin Adil Düzen İhtimali-2-
21.12.2016 4456 Okunma
Harun Özdemir
Türkiye'nin Adil Düzen İhtimali-3- Son şansa zaman yok
27.12.2016 3705 Okunma
Harun Özdemir
Laiklik mi demokrasi mi?!
3.05.2016 5286 Okunma
Harun Özdemir
Modernleşmeye Müslümanların etkisi oldu mu?
8.05.2016 5736 Okunma
Harun Özdemir
Cumhuriyet ne kadar kalıcı?!
16.05.2016 5388 Okunma
Harun Özdemir
İslâmcı şehir olabilir mi?!
20.05.2016 3874 Okunma
Harun Özdemir
Alem-i İslâm'da özgürlük sorunu
28.05.2016 3936 Okunma
Harun Özdemir
Marjinal İslâmcıların özgürlük arayışı
30.05.2016 3948 Okunma
Harun Özdemir
Köylü İslâm marjinal İslâm'a karşı
3.06.2016 3734 Okunma
Harun Özdemir
Devlet neden açık hedef?
5.06.2016 4449 Okunma
Harun Özdemir
Bu ne yaman çelişki!
8.06.2016 3805 Okunma
Harun Özdemir
Sayın Cengiz DEMİRCİ
8.01.2017 4918 Okunma
Harun Özdemir
Müslümanın özgürleşmesi mümkün mü?
16.01.2017 3621 Okunma
Harun Özdemir
Türkiye neden demokratikleşemez?!
7.01.2017 3822 Okunma
Harun Özdemir
Bilim bizim neyimize!
25.04.2016 5262 Okunma
Harun Özdemir
İslâmcıların ekonomiden ne anladıkladıklarına dair
26.02.2016 5473 Okunma
Harun Özdemir
Müslümanın Darwin'le imtihanı
6.02.2017 4491 Okunma
Harun Özdemir
Kim daha akıllı?!
10.02.2017 3546 Okunma
Harun Özdemir
Milli uzlaşma uluslararası kararlarla çelişirse
28.02.2017 3470 Okunma
Harun Özdemir
Darbeler önlenebilir mi?
3.03.2017 3772 Okunma
Harun Özdemir
Milli Mücadelede Yahudiler
7.03.2017 3989 Okunma
Harun Özdemir
Fıkıh Ekonomilerinin Teorisi
5.03.2016 5918 Okunma
Harun Özdemir
Seçim sizin; hangi İslâm?!
9.03.2016 5541 Okunma
Harun Özdemir
Dinimiz işleri; dinleri işimiz mi olmuş?!
13.03.2016 5494 Okunma
Harun Özdemir
ÖSYM Başkanı Sayın Prof.Dr. Ömer DEMİR'e açık mektup
21.03.2016 6184 Okunma
Harun Özdemir
Kadına eziyet dini bir vecibe midir?!
23.03.2016 5552 Okunma
Harun Özdemir
Kıskançlık öldürücüdür!
28.03.2016 6424 Okunma
Harun Özdemir
İki kadını şahit yapmak!
4.04.2016 5165 Okunma
Harun Özdemir
Kur'an'ın şaşırttıkları!
8.04.2016 4956 Okunma
Harun Özdemir
İslâmcıların sanata bakışı üzerine
13.04.2016 6470 Okunma
Harun Özdemir
Diyanet İşleri Başkanı Sayın Prof.Dr.Mehmet GÖRMEZ'e...
21.01.2016 5399 Okunma
Harun Özdemir
Ulemanın "İlm-i siyaset" ile imtihanı
25.01.2016 5517 Okunma
Harun Özdemir
Modern Kadın Müslüman mı?!
2.02.2016 5340 Okunma
Harun Özdemir
Fransız kadın Müslüman olur mu?
7.02.2016 4954 Okunma
Harun Özdemir
İslâmcıların Anayasa rüyası!
9.02.2016 5815 Okunma
Harun Özdemir
1921 Anayasasına İslâmcıların katkısı
13.02.2016 5439 Okunma
Harun Özdemir
Atatürk Anayasası, ABD Anayasasına nasıl yenildi?!
16.02.2016 5315 Okunma
Harun Özdemir
Sünnî İslâm ve Demokrasinin Geleceği
30.11.2015 5823 Okunma
Harun Özdemir
Umarım oyun içinde oyun yoktur
4.12.2015 5965 Okunma
Harun Özdemir
Ahlâksız İslâmcılık Olur mu?!
7.12.2015 5447 Okunma
Harun Özdemir
İlahiyat Fakülteleri kapatılmalı!
14.12.2015 5605 Okunma
Harun Özdemir
İslâmcılığın Sezai Karakoç aşaması
18.12.2015 6952 Okunma
Harun Özdemir
Alevî İslâmcılık mümkün mü?
22.12.2015 6278 Okunma
Harun Özdemir
Masonluk ve İslâmcılar
28.12.2015 5869 Okunma
Harun Özdemir
Mason olmanın dayanılmaz faydaları?!!!
1.01.2016 6991 Okunma
Harun Özdemir
İslâmcıların gelecek beklentisi
8.01.2016 5792 Okunma
Harun Özdemir
Gizli Servis İslâmı Loca İslamını Yendi mi?!
11.01.2016 6013 Okunma
Harun Özdemir
Bizans'tan Osmanlı'ya çöküş belirtileri
16.08.2017 2418 Okunma
Harun Özdemir
İslam'ın İstanbul ve Ankara yorumu
16.08.2017 2368 Okunma
Harun Özdemir
Kürt sosyolojisi
18.08.2017 2464 Okunma
Harun Özdemir
Kürt İslamı
18.08.2017 2480 Okunma
Harun Özdemir
İzmir İslamı
18.10.2017 3091 Okunma


© 2024 - Akevler