Harun Özdemir
İslâmcıların sanata bakışı üzerine
13.04.2016
6450 Okunma, 0 Yorum

http://www.egedesonsoz.com/yazar/baslik/9719

 

Alper Coşar’dan özür diliyorum. İslâm’ın sanata bakışına dair sorusunun yanıtını geciktirdiğim için! Gerçeği yazma cesaretim olsaydı, sorunun yanıtı bugünlere kalmazdı!

Sanat insanlık kadar eski ise İslâm öncesi güçlü bir sanat geleneğinin olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Müslümanlar da seçici davranarak taş, ahşap, metal, işlemeciliği, seramikcam sanatları, ciltleme, hat, minyatür, tezhib, tezyin gibi süsleme sanatları, geometrik ve simetrik motifler, kumaş desenleri, mimari… konularında önemli eserler vermişlerdir. Müslümanların “sanat anlayışları” bu tür eserlerden dolayı tartışılmamıştır. Hatta dönemine göre ileri sanatlar olduğu bile söylenebilir.   

Tartışma; İslâmcıların resim, heykel, tiyatro, sinema, müzik gibi her türlü gösteri sanatları, karikatür, roman, çizgi roman, animasyon, çizgi film, erotizm, hatta pornografi… gibi sanat dallarındaki görüşleri hakkındadır.

 

1-Yüz yıllardan bu yana Doğu’da ve Batı’da tapınma amacıyla resim ve heykel yapılmamaktadır. Bunda, Hz.Muhammed’in mücadelesinin etkisi büyüktür. İslâm Dini’nin yayılması ile putçuluk hızla yok olmuştur.

Resim ve heykelin sanat eseri olması ve bu tür eserlerin sevgi ve saygı görmesi “putçuluk”a ve “tapınma” eylemine yorulamaz! Sanat eseri yapmak ve sevmek putçuluk olsaydı, asıl putperestlik insanın insana sevgisi ve saygısı olurdu! Dolayısıyla resim ve heykelin put olduğunu düşünmek ve haramlığına hükmetmek Kur’an açısından doğru değildir.

Allah’ın mutasavver”liği ile bir sanatçının resim veya heykeli tasvir etmesi arasındaki farkı görmek lazım. Aynı olduğunu düşünmek, hakikaten Allah’ı anlamamaktır ve Allah ile sanatçıyı eşitlemektir ki, bu da doğru değildir.  

Bir resim veya heykel yapmanın, yaratmada Allah’a öykünmek veya O’nunla yarışmak olduğunu iddia etmek, yaratılmış bir hücreden başlayıp bir çiçeğin nasıl meydana geldiğini hiçbir şekilde anlamamak demektir. Kır çiçeğini anlayamayan biri, nasıl olur da çiçekle resmin “aynı” olduğunu görmek için kendisini zorlarlar? Yaratmak, bir heykel ve resim yapmak kadar kolay ise Allah’ın yüceliği, ilmi ve kudreti nerede?!

Bir resim veya heykelin “yaratma eylemi” olduğunu iddia edenler, Allah’ın yaratması ile sanatçının bir resim veya heykel yapması arasındaki farkı göremeyenlerdir! Asıl günah olan, sanatçıyı Allah katına yükseltmek, Allah’ı ve yaratmayı da sanatçı seviyesine düşürmektir!

 

2-Eski ulemaya göre tiyatro ve sinema gibi gösteri sanatları hem caiz; hem de değildir! Çekincesi olanların iddiası, Hz. Muhammed’in tiyatroda veya sinemada canlandırılamayacağı görüşleridir!

Hz. Muhammed’i anlatan ilim; Hadis ve Hadis Usulu-Metodolojisidir. Usulcülere göre Peygamberin hadislerin mekân düzenlemesi ile jest, mimik ve konuştuğu tonda rivayet etmek, gerçeğe daha uygundur ve bu konuda görüş birliği vardır.

Peygamberin hadislerinin, tiyatro sahnesinde olayların geçtiği gibi rivayet edilmesi, oyunculardan birinin Peygamberi, diğerlerinin de arkadaşlarını veya muhaliflerini oynaması hadis ilmine göre mümkündür. Dinen hiçbir sakıncası da yoktur! Netice itibariyle Peygamberler de birer insandır ve hepsi sinema ve tiyatroya konu olabilir.  

Sinema filmi, daha zengin mekanlarda parça parça çekilmekte ve montajla sanal bir hareketlilik kazanmaktadır. Tiyatroda rivayetleri (hadisleri) Hz. Muhammed ve yakın arkadaşlarını oynayarak aktarmak caiz ise, filmini çekmek öncelikle / evleviyetle caizdir. Tiyatroda oyuncuların canlı görüntüleri izlenirken sinemada bu canlılık da yoktur. Dolayısı ile 1950 sonrası İslâmcıların tiyatroyu ve sinemayı “sıradan insanların oynanması; önemli insanların ise canlandırılmaması” şeklinde kabullenmeleri İslâmî ilimler açısından temelsizdir.

Usul-u Fıkha göre bir kadının çıplak canlı görüntüsü ile suya veya aynaya yansıyan görüntüsü “aynı” değildir! Bazı alimlerin sinema ve televizyonu aynadaki veya sudaki görüntü yansıması gibi düşünüp cevazına fetva vermelerinin sebebi bundandır.

 

3-Müziğin icrası eskiden sanatçının gerçek sesiyle yapılırdı. Yaygın olan icra, kadın sanatçının sesi ve dansı ile canlı performansıydı. Teknoloji gelişmemişti, müzik sadece canlı dinlenebiliyordu. Eskiler müzik tartışmasını, kadın sanatçının danslarındaki erotizm üzerinden yapmışlardır.

Suç olan “zina”dır ve canlı performansla yapılandır! Bacaklarının, karın, kalça veya göğüslerinden bir kısmının görünmesi,  raksın kıvrak icrası… izleyicilerin hayallerini kışkırtabilir. Raks da bu amaçla yapılır.

Osmanlı’nın sonuna kadar sahnede gösterileri yapan kadınlar “cariyeler”di. Cumhuriyet döneminde statü değişmiş, cariyelerin yerini “sanatçılar” almıştır.

İbn-i Haldun Mukaddime (M.S. 1400’ün ilk yıllarında yazmıştır)’sinde Müslüman devletlerde en gözde meslekleri sıralarken ilk sırada “müteğanniye rakkaseleri-dans ederek şarkı söyleyen kadınları” yazmıştır. En çok para kazananlar ve en çok itibar görenler dans eden kadın şarkıcılardır, der. Şeriat âlimleri ise bu sıralamada şarkıcıların çok gerisindedir, İbn-i Haldun’un yazdığına göre!

 

4-Tiyatro, sinema… gibi sahne sanatlarında senaryo gereği oyuncular evlenirler, boşanırlarKâfirleri oynayan sanatçılar İslâm inançlarına aykırı sözler ederler… Bunun hükmü nedir, diye sorulmuş ve ilginç yanıtlar verilmiştir:

Usul ilminde “hezl - rol icabı” yapılamayacak eylemler arasında “evlenme ve boşanma” da yazılmıştır. Rol gereği evlenen veya boşananlar, gerçekte de evlenmiş veya boşanmış olurlar! Çünkü nikah ve talak, “geri dönüşü olmayan” akitlerdendir. Bunların rolü ve şakası olmaz, rol yapmış olsalar dahi nikah akdi ile evlenmiş olurlar. Bu sebeple erkeğin kadına mihr ve nafaka ödemesi gerekir, demişlerdir.

Bu konudaki kanıt, “akit” teorileridir. Roller, “geri dönüşü olan” akitler arasında düşünüldüğünde rol icabı her şey yapılabilir, bu da caiz olur, diyebiliriz!

Şu kadar cemaat televizyonu ve 103 tane İlahiyat Fakültesi olduğuna göre, bu konularda yüzlerce doktora tezi yazılmış ve konuya açıklık getirilmiş olmalıdır. Aksini düşünmek mümkün değildir;  zira ulemanın ekran karşısında saatler geçirmesinden de anlaşılıyor ki, bu sorun çoktan çözülmüştür!

 

5-Şiir, roman, öykü, karikatür, çizgi roman, animasyon, çizgi film gibi konusu ve yüklemi belirsiz, analitik olmayan, ancak sanatçının hayal gücünün ürünü olan ve her türlü yoruma açık eserler eğlence amaçlıdır. Fıkıh ilmine göre bu tür eserlerin mahkemesi olamaz, aleyhine dava da açılamaz! Bu tür sanatlarda Peygamberler, devlet başkanları, din büyükleri, komutanlar, ilim adamları, her türlü yaşanmış veya yaşanacakmış gibi yazılmış ve çizilmiş eserlerin yasağı da mahkemesi de olmaz! Klasik fıkhın bu konudaki görüşü nettir.

Bununla beraber sanatçılar gerçeği yansıtmayan, tamamen kurgusal aşklar, cinayetler, erotik sahneler… yazabilir ve çizebilir! Yazmak ve çizmek sanatçının sanat anlayışına kalmıştır! Ben sanat eserlerimde oyunculara günah işletmem, görüşü ancak bir sanatçı iddiası olabilir!

Fıkıh kitaplarında bu tür eserler “hezl/kurgu”, “ses ve görüntünün aslı ve yansıması” şeklinde ele alınmış ve yasaklanamayacağı hükmüne varılmıştır.

 

6-Erotik ve pornografik minyatür ve çizimlerin tarihi, modern zamanlardan önceye dayanmaktadır. Bu tür eserler, saraylara ve zenginlere takdim edilmiştir. Bu çizimler, modern zamanlara kadar parası olanların ve önemli kişilerin sahip olabileceği eserlerdi; şimdiki gibi herkesin ulaşabileceği çizimler değildi.

Günümüzde belli yaşın üstündekilere yapılan (+18) erotik ve pornografik yayınların “şifreli” olması uzman görüşüdür.

Bu tür yayınların faydasının, zararından fazla olduğu düşünülmektedir. Pornografinin cinsel sorunların giderilmesine, tehlikeye giren evliliklerin kurtarılmasına veya evlilerin dışarıya yönelen bakışlarını eşlerine yöneltmesine yardımcı olduğu, hatta “mesir macunu”ndan daha yararlı olduğu ileri sürülmüştür!

Şifreli yayınların devlet tarafından ve doktor raporu olanlara ücretsiz yapılması, en doğru olanıdır. Bu tür yayınların neden olabileceği sapıklıkları aza indirmek ancak kamu yayıncılığı ile mümkündür!

 

 






Çok Yorumlanan Makaleler
Harun Özdemir
Evlenme hakkı üzerine
11.07.2012 11597 Okunma
30 Yorum 18.07.2012 19:12
Harun Özdemir
Adem Tiflis'te insan oldu!
26.06.2012 10087 Okunma
17 Yorum 05.07.2012 21:40
Harun Özdemir
Zina, fuhuş ve azgınlık
13.07.2012 10843 Okunma
13 Yorum 20.07.2012 23:07
Harun Özdemir
Biyolojik ata ve hukukî anne ve baba
4.07.2012 7992 Okunma
13 Yorum 06.07.2012 14:24
Harun Özdemir
Yeni İslam felsefesi mümkün mü
31.07.2012 5543 Okunma
9 Yorum 03.08.2012 09:08
Harun Özdemir
Bir ülkenin barış üretebilme kabiliyeti
2.01.2017 6459 Okunma
8 Yorum 07.01.2017 00:10
Harun Özdemir
Parlamento Dışı İslâmcı anayasa çalışmaları
18.02.2016 7212 Okunma
6 Yorum 20.02.2016 23:32
Harun Özdemir
Egemenlik kimin
21.02.2017 5833 Okunma
5 Yorum 23.02.2017 00:29
Harun Özdemir
Hilkatin Mebdei ve Adem
24.06.2012 5971 Okunma
5 Yorum 26.06.2012 04:29
Harun Özdemir
Tüketme Hakkı
30.06.2012 5624 Okunma
5 Yorum 08.07.2012 10:58
Harun Özdemir
Ya yenilik ya da çürüme!
14.03.2016 7172 Okunma
5 Yorum 17.03.2016 17:56
Harun Özdemir
Şahitlik üzerine
15.07.2012 6170 Okunma
4 Yorum 15.07.2012 14:41
Harun Özdemir
Yeni Anayasanın kapsamı ve öngörüsü
3.07.2012 4776 Okunma
3 Yorum 07.07.2012 01:50
Harun Özdemir
"... ve hadîdi inzâl ettik..."
30.06.2012 5965 Okunma
3 Yorum 08.07.2012 10:24
Harun Özdemir
Yeni bir Anaysa mı yoksa yeni bir Teşkilât-ı Esas
30.06.2012 5614 Okunma
3 Yorum 01.07.2012 11:03
Harun Özdemir
Her şey çok farklı olabilirdi
16.01.2016 6817 Okunma
2 Yorum 21.01.2016 14:57
Harun Özdemir
Kılıçdaroğlu gıybeti ile sonuç almak
13.03.2017 5270 Okunma
2 Yorum 13.03.2017 21:07
Harun Özdemir
Fatih kaç yaşında cumhurbaşkanı oldu
12.04.2017 4860 Okunma
2 Yorum 12.04.2017 19:25
Harun Özdemir
Kur'an ve bedeni cezalar üzerine
6.06.2017 5556 Okunma
2 Yorum 08.06.2017 11:10
Harun Özdemir
İncire ve zeytine yemin olsun mu?!
14.06.2017 5740 Okunma
1 Yorum 14.06.2017 18:49
Harun Özdemir
Anayasa değişikliğinde neler var
3.04.2017 4775 Okunma
1 Yorum 03.04.2017 23:10
Harun Özdemir
Zor günlerdeyiz...
16.05.2017 5388 Okunma
1 Yorum 16.05.2017 10:26
Harun Özdemir
Avrupa'dan vazgeçebilir miyiz?!
20.03.2017 5071 Okunma
1 Yorum 20.03.2017 20:37
Harun Özdemir
İslamcılık üzerine
9.07.2017 5148 Okunma
1 Yorum 09.07.2017 09:20
Harun Özdemir
Müslümanın adı ne olmalı
9.08.2017 4778 Okunma
1 Yorum 09.08.2017 12:53
Harun Özdemir
İslamofobinin kaynağı
9.08.2017 4586 Okunma
1 Yorum 09.08.2017 13:09
Harun Özdemir
Cumhuriyet'in kuruluş felsefesi
14.02.2017 5334 Okunma
1 Yorum 15.02.2017 17:05
Harun Özdemir
Fetva ekonomisi
29.02.2016 7012 Okunma
1 Yorum 29.02.2016 20:58
Harun Özdemir
Sayın Cengiz DEMİRCİ -2-
22.01.2017 5083 Okunma
1 Yorum 23.01.2017 21:39
Harun Özdemir
Anayasaların öncüsü Hz.Muhammed'dir
23.01.2017 7190 Okunma
1 Yorum 26.01.2017 10:28
Harun Özdemir
Kur'an neden tahrif olmadı
31.01.2017 5473 Okunma
1 Yorum 31.01.2017 22:47
Harun Özdemir
Karagülle İslâmcı mı?
22.02.2016 7368 Okunma
1 Yorum 22.02.2016 22:17
Harun Özdemir
Müslümandan Burjuva olur mu?!
19.04.2016 6912 Okunma
1 Yorum 19.04.2016 22:36
Harun Özdemir
Beytü'l Hikme ve Nizamiye Medreselerinin etkileri
21.04.2016 8228 Okunma
1 Yorum 22.04.2016 09:08
Harun Özdemir
Bu terör değil; başka bir şey!
7.01.2017 5585 Okunma
1 Yorum 08.01.2017 01:12
Harun Özdemir
Ahlâk-ı Hamîde mi dedin?!
29.04.2016 7407 Okunma
1 Yorum 30.04.2016 00:58
Harun Özdemir
Savruluyoruz!
14.06.2016 6031 Okunma
1 Yorum 15.06.2016 01:50
Harun Özdemir
Batı gerçeği!
20.06.2016 4299 Okunma
Harun Özdemir
Doğu gerçeği!
23.06.2016 4813 Okunma
Harun Özdemir
Direnç eğitimi nedir?
27.06.2016 4121 Okunma
Harun Özdemir
İsyan günlerinde zekât!
8.07.2016 3996 Okunma
Harun Özdemir
Kur’an’ı anlama çabaları
8.07.2016 4025 Okunma
Harun Özdemir
Yaşar Nuri İslâmcılığı
17.07.2016 4049 Okunma
Harun Özdemir
Darbenin devamı var mı?
24.07.2016 4711 Okunma
Harun Özdemir
Adalet yönetimin temelidir.
25.07.2016 4052 Okunma
Harun Özdemir
Neden böyleyiz?!
9.08.2016 4773 Okunma
Harun Özdemir
Karanlık çağa doğru
9.08.2016 4453 Okunma
Harun Özdemir
Türkiye'nin Adil Düzen İhtimali -1-
19.12.2016 4193 Okunma
Harun Özdemir
Türkiye'nin Adil Düzen İhtimali-2-
21.12.2016 4435 Okunma
Harun Özdemir
Türkiye'nin Adil Düzen İhtimali-3- Son şansa zaman yok
27.12.2016 3684 Okunma
Harun Özdemir
Laiklik mi demokrasi mi?!
3.05.2016 5262 Okunma
Harun Özdemir
Modernleşmeye Müslümanların etkisi oldu mu?
8.05.2016 5717 Okunma
Harun Özdemir
Cumhuriyet ne kadar kalıcı?!
16.05.2016 5364 Okunma
Harun Özdemir
İslâmcı şehir olabilir mi?!
20.05.2016 3850 Okunma
Harun Özdemir
Alem-i İslâm'da özgürlük sorunu
28.05.2016 3917 Okunma
Harun Özdemir
Marjinal İslâmcıların özgürlük arayışı
30.05.2016 3929 Okunma
Harun Özdemir
Köylü İslâm marjinal İslâm'a karşı
3.06.2016 3714 Okunma
Harun Özdemir
Devlet neden açık hedef?
5.06.2016 4427 Okunma
Harun Özdemir
Bu ne yaman çelişki!
8.06.2016 3784 Okunma
Harun Özdemir
Sayın Cengiz DEMİRCİ
8.01.2017 4894 Okunma
Harun Özdemir
Müslümanın özgürleşmesi mümkün mü?
16.01.2017 3601 Okunma
Harun Özdemir
Türkiye neden demokratikleşemez?!
7.01.2017 3802 Okunma
Harun Özdemir
Bilim bizim neyimize!
25.04.2016 5241 Okunma
Harun Özdemir
İslâmcıların ekonomiden ne anladıkladıklarına dair
26.02.2016 5451 Okunma
Harun Özdemir
Müslümanın Darwin'le imtihanı
6.02.2017 4472 Okunma
Harun Özdemir
Kim daha akıllı?!
10.02.2017 3522 Okunma
Harun Özdemir
Milli uzlaşma uluslararası kararlarla çelişirse
28.02.2017 3448 Okunma
Harun Özdemir
Darbeler önlenebilir mi?
3.03.2017 3747 Okunma
Harun Özdemir
Milli Mücadelede Yahudiler
7.03.2017 3962 Okunma
Harun Özdemir
Fıkıh Ekonomilerinin Teorisi
5.03.2016 5897 Okunma
Harun Özdemir
Seçim sizin; hangi İslâm?!
9.03.2016 5514 Okunma
Harun Özdemir
Dinimiz işleri; dinleri işimiz mi olmuş?!
13.03.2016 5467 Okunma
Harun Özdemir
ÖSYM Başkanı Sayın Prof.Dr. Ömer DEMİR'e açık mektup
21.03.2016 6163 Okunma
Harun Özdemir
Kadına eziyet dini bir vecibe midir?!
23.03.2016 5529 Okunma
Harun Özdemir
Kıskançlık öldürücüdür!
28.03.2016 6398 Okunma
Harun Özdemir
İki kadını şahit yapmak!
4.04.2016 5142 Okunma
Harun Özdemir
Kur'an'ın şaşırttıkları!
8.04.2016 4936 Okunma
Harun Özdemir
İslâmcıların sanata bakışı üzerine
13.04.2016 6450 Okunma
Harun Özdemir
Diyanet İşleri Başkanı Sayın Prof.Dr.Mehmet GÖRMEZ'e...
21.01.2016 5378 Okunma
Harun Özdemir
Ulemanın "İlm-i siyaset" ile imtihanı
25.01.2016 5495 Okunma
Harun Özdemir
Modern Kadın Müslüman mı?!
2.02.2016 5317 Okunma
Harun Özdemir
Fransız kadın Müslüman olur mu?
7.02.2016 4937 Okunma
Harun Özdemir
İslâmcıların Anayasa rüyası!
9.02.2016 5788 Okunma
Harun Özdemir
1921 Anayasasına İslâmcıların katkısı
13.02.2016 5420 Okunma
Harun Özdemir
Atatürk Anayasası, ABD Anayasasına nasıl yenildi?!
16.02.2016 5292 Okunma
Harun Özdemir
Sünnî İslâm ve Demokrasinin Geleceği
30.11.2015 5808 Okunma
Harun Özdemir
Umarım oyun içinde oyun yoktur
4.12.2015 5949 Okunma
Harun Özdemir
Ahlâksız İslâmcılık Olur mu?!
7.12.2015 5430 Okunma
Harun Özdemir
İlahiyat Fakülteleri kapatılmalı!
14.12.2015 5587 Okunma
Harun Özdemir
İslâmcılığın Sezai Karakoç aşaması
18.12.2015 6926 Okunma
Harun Özdemir
Alevî İslâmcılık mümkün mü?
22.12.2015 6252 Okunma
Harun Özdemir
Masonluk ve İslâmcılar
28.12.2015 5842 Okunma
Harun Özdemir
Mason olmanın dayanılmaz faydaları?!!!
1.01.2016 6969 Okunma
Harun Özdemir
İslâmcıların gelecek beklentisi
8.01.2016 5767 Okunma
Harun Özdemir
Gizli Servis İslâmı Loca İslamını Yendi mi?!
11.01.2016 5991 Okunma
Harun Özdemir
Bizans'tan Osmanlı'ya çöküş belirtileri
16.08.2017 2407 Okunma
Harun Özdemir
İslam'ın İstanbul ve Ankara yorumu
16.08.2017 2357 Okunma
Harun Özdemir
Kürt sosyolojisi
18.08.2017 2450 Okunma
Harun Özdemir
Kürt İslamı
18.08.2017 2466 Okunma
Harun Özdemir
İzmir İslamı
18.10.2017 3070 Okunma