Harun Özdemir
Kürt İslamı
18.08.2017
2479 Okunma, 0 Yorum

  

Kürtlerin Müslümanlaşmasına gelince;

Ovaya inmiş Kürtler arasında başlayan Müslümanlaşma, çok geçmeden dağlılar arasında da yayıldı. Dini tebliğler ile İslam, Kürtlerin geleneksel alışkanlıkları üzerinde önemli etkiler yaptı.

Şunu söylemekte yarar var:  

Aşiret düzeyinde yaşayan dağlılar arasında kararları aşiret reisleri aldığından Kürtlerin Müslümanlaşmasında da aşiret reislerinin büyük etkisi oldu. Çünkü bir aşiret içerisinde iki din olamıyordu. Reis ne derse o oluyordu.

Ovalarda yaşamaya başlayan kimi Kürtler, Arapların etkisiyle Müslüman olmuşlardı. Müslümanlaşan ve tedrisat gören Kürtler, İslam’ı dağlara da taşıdılar.

Müslümanlık da dağlı Kürtleri ovaya indiremeyince bazı okumuş Kürtler, İslam’ı dağlıların ayağına götürdü. Kuş uçmaz kervan geçmez yerlerde “medreseler” kurarak bilinen Kürt tarihinin en büyük kültür devrimini yaptılar. 

Denebilir ki Dağlı Kürtler; alfabe, okuma-yazma ile ancak Müslüman olduktan sonra tanışabildiler. İslam’ın da Şafii yorumunu benimseyen Dağlılar, medreselerde bin yılı aşkın bir süre Şafii klasiklerini ezberleyerek nesilden nesile okuttular.

Kürtlerin yazı ve kitapla… Hukuk, felsefe, tarih, ekonomi… kavramları ile tanışmaları Şafii İslam ile mümkün olsa da medenileşmek/kentlileşmek için gerekli olan teknik ilişkiler ve zengin işbölümü gerçekleşmedi. Sosyal anlamda medreselilerin İslami tedrisatları kentlere indiklerinde entegrasyonlarını ve itibar görmelerini kolaylaştırdığını söyleyebiliriz.

Bu açıklamalardan sonra Kürt İslamını bazı tipik özellikleri ile tanımlarsak;

1-Dağlarda eğitim görenlerin teorik bilgileri fena değildi ama görgü ve deneyim eksiklikleri fazlaydı. Öyle ki; fıkıh kitaplarını ezbere okuyabilen bir Kürt Molla, görgü ve deneyim eksikliğinden dolayı basit bir konunun bile doğru uygulamasını yapamazdı.

2-Kendini ilme adamış bir molla, dağ ekonomisi koşullarında geçimini yoksul halkın verdiği zekât, fitre, sadaka gibi yardımlarla sürdürürdü. Mollalar kız kaçırmadıkları ve hırsızlık yapmadıkları sürece de ahlaklı sayılırdı.  

3-Yaşam alanları nedeniyle yönetimlere uzak olan Kürtler, anlaşmazlıkları mahkemelere taşıması ayıp hatta günahtı. Sorunlar mollalar tarafından Şafii şeriatına göre çözümlenirdi. Beylikler döneminde Kürt beyleri ile mollalar arasında otorite bölünmesi başlayınca bey çocukları da fıkıh eğitimi almaya başladı. Böylece infaz yetki ve gücünü elinde bulunduran beyler, mollaya gerek kalmadan her türlü sorunu karara bağlayabildiler.

4-Merkezi idare, Kürt aşiretleri arasında bitmeyen çatışmalara son vermek ve asayişi sağlamak için modern mahkemeleri ve zaptiye teşkilatını kurdu. 1839 Tanzimat ve 1856 Islahat fermanları iç ihtiyaçlardan mı yoksa dış baskılardan mı olduğu tartışması ise ayrı bir yazı konusu.

İdarede ve kanun önünde eşitlik yasaları da sorunu çözmedi. Ayrıca Kürtler arasında ikili bir yapının doğmasına da neden oldu: Halk, merkezi idarenin kanunları ile şeriat arasında gidip geldi. Bu ikili yapı PKK’nın sahaya hakim olmasına kadar devam etti. Şimdilerde ise şeriata başvurma dönemi bitti, onun yerini T.C. Mahkemeleri ve PKK’nın yargısı aldı.

5-Dağlarda kitapları ezberleyip kentlere inen mollalar, Müslüman halk tarafından sevildi, korunup kollandı. İstanbul İslamı’nın bugün de halk üzerinde kesin otorite sahibi olduğu konular olan “güzel Kur’an, ilahi ve mevlüt okuma” konularında Kürt mollaların becerisi yoktu. Fakat buna rağmen mollaların dindar ve yoksul görüntüleri, halkın ilgisini çekti ve yardımlar mollalardan esirgenmedi.

İstanbul başkent olduktan sonra İstanbul’a gelmeye başlayan Kürt mollalar vardı.  Katip Çelebi, 4.Murat döneminde bilgili Kürt mollalarının İstanbul’da söz sahibi olduklarını yazmıştır.

6-Kürtler; 1950’den sonra demokrasi ile başlayan yoğun kentleşme hareketi ile kitleler halinde dağdan inmeye ikna oldular. Diyanet, inşaat, sokak satıcılığı ve pazarcılıkta başarılı oldular. Konumuz Kürt İslam’ı olduğuna göre şunu söylemek gerekirse; 1950’den sonra başlayan yeni süreçte Karadeniz bölgesi dışında, Türkiye’nin her yöresinde imam, vaiz, müftü, 1980 sonrasında da İlahiyat camiasına Kürt mollalar ve tarikatlar hakim oldu.

7-Kürt mollaların gerçek anlamda merkezi dini idare ile tanışması ise 1950’den sonra Diyanet ile oldu. Kürt hocaların; çok kötü bir Türkçe ile imam, vaiz ve müftülükle başlayan devletleşme süreci, Türkiye demokratikleştikçe hız kazandı. Denilebilir ki, Türkiye’de en büyük sosyolojik değişim kentlileşen Kürt ve Alevi Müslümanlar arasında yaşandı. Kürtlerin devletin her kademesine, siyasete ticarete, her türlü kriminal kazanca, en sonunda da akademiaya yerleşmesi zor olmadı.

8-Dağlı Kürtler; 1950’den sonra hızla modernleşirken kentlilerin ilm-i siyaset, kurnazlık ve kentte geçerli olan ayak oyunlarıyla da tanıştı. Özellikle Kürt mollalar İstanbul ulemasından çok etkilendi. Devlet adamına, zenginlere, hırsızlıklara, yolsuzluklara ve her türlü kriminal kazanca nasıl fetva vereceklerini kısa sürede kavradılar.

Kürtlerin hiç etkilenmediği İslam ise Ankara İlahiyat İslam’ı oldu.

9-İstanbul ulemasının devlete hakim olmasını yakından izleyen Kürt mollaların, Molla Mustafa Barzani ile başlayan siyasallaşma süreci, PKK ile yeni bir aşamaya geldi. Dağları terk etmiş ancak kentli de olamamış Kürtler, geleneksel aşiret ve medrese hayatını da sürdüremediler. Türkiye’nin sosyolojik boşluğunu bilen Batılılar, Kürtleri bir araya getirecek “tabela” bir örgüt kurdular. Böylece Kürtler sosyolojik süreçler dışlanarak yapay bir örgüt ve ideoloji etrafında “uluslaştırılma”ya çalışıldı.

PKK’nın ideolojisi Marksist-Leninist-Nasyonal Sosyalistti. Kürtler dinsiz olamayacağına göre Kürt mollalar ve şeyhlerin de önemli kısmının uluslaşmaya desteği sağlandı. Sonunda onlar da İstanbul uleması gibi devlet olma, devletten yararlanma hastalığına yakalanarak PKK’nın destekçisi oldular.

10-Kürt mollaların bir kısmı T.C.’yi benimsediklerinden değil; devletten korktuklarından ve PKK’nın zorba yönetiminden dolayı büyük şehirlere taşındı. Artık kimse anlaşmazlığını mollaya taşımadığı gibi çocuğunu molla olsun diye medreseye de göndermiyor.

11-Sözü eğip bükmeden şunu söylemeliyim:

Geleneksel kent yaşamına uyum sağlayamayan her bir Kürdün yüreğinin derinliklerinde “ulus olma” fikri vardır. Bunun duygusal bir arzu olduğunu söylemeye gerek yok sanırım.

İnsanlık bugünlere on binlerce yıllık mücadeleden geçerek geldi. Elde edilen her başarı, binlerce yıllık mücadelenin sonucudur. Kürtler ise bu yılları mücadele dışında ve dağların yamaçlarında münzevi yaşayarak geçirdiler.

İslamiyet Kürtlerin medenileşme kültürlerine katkı yaptı ama yaşam pratiklerinde ve kentlileşmelerine fazla bir etkisi olmadı. Bunda Şafii İslam’ın etkisinin olduğu söylenebilir.  Hanefi İslam’ı seçmiş olsalardı, kentleşmeleri yüzyıllar öncesinden başlayabilirdi.

Kürt İslam’ının hala iki büyük sorunu var:

Biri; on binlerce yıllık insanlık birikimine uyum sağlama sorunu.

Diğeri de; Türkiye’nin kentsel yaşamına uyum sağlama ve devletle yaşama sorunu…  

Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz:

İstanbul ve Ankara İslam’ının olumlu yönde etkileyemediği bir Kürt İslam gerçeği var. Kitap ve kütüphane geleneği olan Kürt İslamının yeni bir gelecek inşa edememe sorunu yanında zaten hastalıklı olan geleneksel şehirli İslam hayatlarına da entegre olamama sorununu yaşamaktalar.

Yine de Dağlı Kürtlerin Türkiye örneğinde 60-65 yılda gösterdikleri kentleşme başarısı göz ardı edilmemeli.

Bütün kesimleri kapsayan bir çözümde Türkiye’nin buluşması ancak yaratıcı çözümlerle ve öngörülerle olabilir. Henüz buna ilişkin somut bir gelişme görülmüyor.

Çünkü bugün İslam’ın hiçbir yorumu yol gösterici olamıyor. Türkiye’nin İslamcı veya İslamsız Türkçüleri, solcuları, laikleri… hiçbiri yaratıcılık ve yeni toplumu inşa edecek bir işbölümü başlatabilecek canlılığa sahip değiller.

 

 

 






Çok Yorumlanan Makaleler
Harun Özdemir
Evlenme hakkı üzerine
11.07.2012 11619 Okunma
30 Yorum 18.07.2012 19:12
Harun Özdemir
Adem Tiflis'te insan oldu!
26.06.2012 10113 Okunma
17 Yorum 05.07.2012 21:40
Harun Özdemir
Zina, fuhuş ve azgınlık
13.07.2012 10863 Okunma
13 Yorum 20.07.2012 23:07
Harun Özdemir
Biyolojik ata ve hukukî anne ve baba
4.07.2012 8008 Okunma
13 Yorum 06.07.2012 14:24
Harun Özdemir
Yeni İslam felsefesi mümkün mü
31.07.2012 5555 Okunma
9 Yorum 03.08.2012 09:08
Harun Özdemir
Bir ülkenin barış üretebilme kabiliyeti
2.01.2017 6482 Okunma
8 Yorum 07.01.2017 00:10
Harun Özdemir
Parlamento Dışı İslâmcı anayasa çalışmaları
18.02.2016 7236 Okunma
6 Yorum 20.02.2016 23:32
Harun Özdemir
Egemenlik kimin
21.02.2017 5858 Okunma
5 Yorum 23.02.2017 00:29
Harun Özdemir
Hilkatin Mebdei ve Adem
24.06.2012 5989 Okunma
5 Yorum 26.06.2012 04:29
Harun Özdemir
Tüketme Hakkı
30.06.2012 5643 Okunma
5 Yorum 08.07.2012 10:58
Harun Özdemir
Ya yenilik ya da çürüme!
14.03.2016 7201 Okunma
5 Yorum 17.03.2016 17:56
Harun Özdemir
Şahitlik üzerine
15.07.2012 6186 Okunma
4 Yorum 15.07.2012 14:41
Harun Özdemir
Yeni Anayasanın kapsamı ve öngörüsü
3.07.2012 4790 Okunma
3 Yorum 07.07.2012 01:50
Harun Özdemir
"... ve hadîdi inzâl ettik..."
30.06.2012 5979 Okunma
3 Yorum 08.07.2012 10:24
Harun Özdemir
Yeni bir Anaysa mı yoksa yeni bir Teşkilât-ı Esas
30.06.2012 5625 Okunma
3 Yorum 01.07.2012 11:03
Harun Özdemir
Her şey çok farklı olabilirdi
16.01.2016 6838 Okunma
2 Yorum 21.01.2016 14:57
Harun Özdemir
Kılıçdaroğlu gıybeti ile sonuç almak
13.03.2017 5295 Okunma
2 Yorum 13.03.2017 21:07
Harun Özdemir
Fatih kaç yaşında cumhurbaşkanı oldu
12.04.2017 4881 Okunma
2 Yorum 12.04.2017 19:25
Harun Özdemir
Kur'an ve bedeni cezalar üzerine
6.06.2017 5582 Okunma
2 Yorum 08.06.2017 11:10
Harun Özdemir
İncire ve zeytine yemin olsun mu?!
14.06.2017 5762 Okunma
1 Yorum 14.06.2017 18:49
Harun Özdemir
Anayasa değişikliğinde neler var
3.04.2017 4798 Okunma
1 Yorum 03.04.2017 23:10
Harun Özdemir
Zor günlerdeyiz...
16.05.2017 5415 Okunma
1 Yorum 16.05.2017 10:26
Harun Özdemir
Avrupa'dan vazgeçebilir miyiz?!
20.03.2017 5095 Okunma
1 Yorum 20.03.2017 20:37
Harun Özdemir
İslamcılık üzerine
9.07.2017 5176 Okunma
1 Yorum 09.07.2017 09:20
Harun Özdemir
Müslümanın adı ne olmalı
9.08.2017 4804 Okunma
1 Yorum 09.08.2017 12:53
Harun Özdemir
İslamofobinin kaynağı
9.08.2017 4613 Okunma
1 Yorum 09.08.2017 13:09
Harun Özdemir
Cumhuriyet'in kuruluş felsefesi
14.02.2017 5354 Okunma
1 Yorum 15.02.2017 17:05
Harun Özdemir
Fetva ekonomisi
29.02.2016 7037 Okunma
1 Yorum 29.02.2016 20:58
Harun Özdemir
Sayın Cengiz DEMİRCİ -2-
22.01.2017 5109 Okunma
1 Yorum 23.01.2017 21:39
Harun Özdemir
Anayasaların öncüsü Hz.Muhammed'dir
23.01.2017 7218 Okunma
1 Yorum 26.01.2017 10:28
Harun Özdemir
Kur'an neden tahrif olmadı
31.01.2017 5502 Okunma
1 Yorum 31.01.2017 22:47
Harun Özdemir
Karagülle İslâmcı mı?
22.02.2016 7399 Okunma
1 Yorum 22.02.2016 22:17
Harun Özdemir
Müslümandan Burjuva olur mu?!
19.04.2016 6937 Okunma
1 Yorum 19.04.2016 22:36
Harun Özdemir
Beytü'l Hikme ve Nizamiye Medreselerinin etkileri
21.04.2016 8256 Okunma
1 Yorum 22.04.2016 09:08
Harun Özdemir
Bu terör değil; başka bir şey!
7.01.2017 5613 Okunma
1 Yorum 08.01.2017 01:12
Harun Özdemir
Ahlâk-ı Hamîde mi dedin?!
29.04.2016 7431 Okunma
1 Yorum 30.04.2016 00:58
Harun Özdemir
Savruluyoruz!
14.06.2016 6057 Okunma
1 Yorum 15.06.2016 01:50
Harun Özdemir
Batı gerçeği!
20.06.2016 4321 Okunma
Harun Özdemir
Doğu gerçeği!
23.06.2016 4847 Okunma
Harun Özdemir
Direnç eğitimi nedir?
27.06.2016 4143 Okunma
Harun Özdemir
İsyan günlerinde zekât!
8.07.2016 4017 Okunma
Harun Özdemir
Kur’an’ı anlama çabaları
8.07.2016 4047 Okunma
Harun Özdemir
Yaşar Nuri İslâmcılığı
17.07.2016 4070 Okunma
Harun Özdemir
Darbenin devamı var mı?
24.07.2016 4738 Okunma
Harun Özdemir
Adalet yönetimin temelidir.
25.07.2016 4076 Okunma
Harun Özdemir
Neden böyleyiz?!
9.08.2016 4797 Okunma
Harun Özdemir
Karanlık çağa doğru
9.08.2016 4478 Okunma
Harun Özdemir
Türkiye'nin Adil Düzen İhtimali -1-
19.12.2016 4214 Okunma
Harun Özdemir
Türkiye'nin Adil Düzen İhtimali-2-
21.12.2016 4456 Okunma
Harun Özdemir
Türkiye'nin Adil Düzen İhtimali-3- Son şansa zaman yok
27.12.2016 3705 Okunma
Harun Özdemir
Laiklik mi demokrasi mi?!
3.05.2016 5284 Okunma
Harun Özdemir
Modernleşmeye Müslümanların etkisi oldu mu?
8.05.2016 5735 Okunma
Harun Özdemir
Cumhuriyet ne kadar kalıcı?!
16.05.2016 5386 Okunma
Harun Özdemir
İslâmcı şehir olabilir mi?!
20.05.2016 3874 Okunma
Harun Özdemir
Alem-i İslâm'da özgürlük sorunu
28.05.2016 3936 Okunma
Harun Özdemir
Marjinal İslâmcıların özgürlük arayışı
30.05.2016 3947 Okunma
Harun Özdemir
Köylü İslâm marjinal İslâm'a karşı
3.06.2016 3733 Okunma
Harun Özdemir
Devlet neden açık hedef?
5.06.2016 4448 Okunma
Harun Özdemir
Bu ne yaman çelişki!
8.06.2016 3804 Okunma
Harun Özdemir
Sayın Cengiz DEMİRCİ
8.01.2017 4916 Okunma
Harun Özdemir
Müslümanın özgürleşmesi mümkün mü?
16.01.2017 3620 Okunma
Harun Özdemir
Türkiye neden demokratikleşemez?!
7.01.2017 3822 Okunma
Harun Özdemir
Bilim bizim neyimize!
25.04.2016 5262 Okunma
Harun Özdemir
İslâmcıların ekonomiden ne anladıkladıklarına dair
26.02.2016 5473 Okunma
Harun Özdemir
Müslümanın Darwin'le imtihanı
6.02.2017 4489 Okunma
Harun Özdemir
Kim daha akıllı?!
10.02.2017 3544 Okunma
Harun Özdemir
Milli uzlaşma uluslararası kararlarla çelişirse
28.02.2017 3469 Okunma
Harun Özdemir
Darbeler önlenebilir mi?
3.03.2017 3771 Okunma
Harun Özdemir
Milli Mücadelede Yahudiler
7.03.2017 3988 Okunma
Harun Özdemir
Fıkıh Ekonomilerinin Teorisi
5.03.2016 5918 Okunma
Harun Özdemir
Seçim sizin; hangi İslâm?!
9.03.2016 5540 Okunma
Harun Özdemir
Dinimiz işleri; dinleri işimiz mi olmuş?!
13.03.2016 5489 Okunma
Harun Özdemir
ÖSYM Başkanı Sayın Prof.Dr. Ömer DEMİR'e açık mektup
21.03.2016 6183 Okunma
Harun Özdemir
Kadına eziyet dini bir vecibe midir?!
23.03.2016 5552 Okunma
Harun Özdemir
Kıskançlık öldürücüdür!
28.03.2016 6424 Okunma
Harun Özdemir
İki kadını şahit yapmak!
4.04.2016 5165 Okunma
Harun Özdemir
Kur'an'ın şaşırttıkları!
8.04.2016 4955 Okunma
Harun Özdemir
İslâmcıların sanata bakışı üzerine
13.04.2016 6469 Okunma
Harun Özdemir
Diyanet İşleri Başkanı Sayın Prof.Dr.Mehmet GÖRMEZ'e...
21.01.2016 5398 Okunma
Harun Özdemir
Ulemanın "İlm-i siyaset" ile imtihanı
25.01.2016 5515 Okunma
Harun Özdemir
Modern Kadın Müslüman mı?!
2.02.2016 5339 Okunma
Harun Özdemir
Fransız kadın Müslüman olur mu?
7.02.2016 4954 Okunma
Harun Özdemir
İslâmcıların Anayasa rüyası!
9.02.2016 5812 Okunma
Harun Özdemir
1921 Anayasasına İslâmcıların katkısı
13.02.2016 5439 Okunma
Harun Özdemir
Atatürk Anayasası, ABD Anayasasına nasıl yenildi?!
16.02.2016 5315 Okunma
Harun Özdemir
Sünnî İslâm ve Demokrasinin Geleceği
30.11.2015 5823 Okunma
Harun Özdemir
Umarım oyun içinde oyun yoktur
4.12.2015 5963 Okunma
Harun Özdemir
Ahlâksız İslâmcılık Olur mu?!
7.12.2015 5447 Okunma
Harun Özdemir
İlahiyat Fakülteleri kapatılmalı!
14.12.2015 5605 Okunma
Harun Özdemir
İslâmcılığın Sezai Karakoç aşaması
18.12.2015 6948 Okunma
Harun Özdemir
Alevî İslâmcılık mümkün mü?
22.12.2015 6277 Okunma
Harun Özdemir
Masonluk ve İslâmcılar
28.12.2015 5869 Okunma
Harun Özdemir
Mason olmanın dayanılmaz faydaları?!!!
1.01.2016 6991 Okunma
Harun Özdemir
İslâmcıların gelecek beklentisi
8.01.2016 5790 Okunma
Harun Özdemir
Gizli Servis İslâmı Loca İslamını Yendi mi?!
11.01.2016 6012 Okunma
Harun Özdemir
Bizans'tan Osmanlı'ya çöküş belirtileri
16.08.2017 2417 Okunma
Harun Özdemir
İslam'ın İstanbul ve Ankara yorumu
16.08.2017 2368 Okunma
Harun Özdemir
Kürt sosyolojisi
18.08.2017 2462 Okunma
Harun Özdemir
Kürt İslamı
18.08.2017 2479 Okunma
Harun Özdemir
İzmir İslamı
18.10.2017 3090 Okunma


© 2024 - Akevler