Mete Firidin
Işık Tanrı
12.01.2012
6172 Okunma, 0 Yorum

Işık Tanrı

   Birçok kültürde, Tanrı ışığın kaynağı veya ışık olarak gösterilmiştir. Fakat gerçekte Tanrıyı simgelemek mümkün değildir. Çünkü O’nun benzeri yoktur. Hiçbir yaratılan şeye benzemez; çünkü O tek yaratandır. Bizim kavrama sınırlarımızın dışındadır. Buna rağmen insanoğlu Tanrıyı genellikle yaratılmış şeylere benzetmektedir. Benzetmeler içinde doğru olmasa da belki de en masumu ışıktır.

   Bunun bilinen en eski örneğini Sümer’de görmekteyiz. Bütün Sümer “yaşam ağacı” resim ve kabartmalarında yaşam ağacının üzerinde kanadını açmış bir kuş figürü görülmektedir. Bu figür güneş tanrı “utu, udu” dur. Onunda üzerinde tanrılar tanrısı “An” vardır. Sümerlilerden sonra yaşamış Akkadlar ‘da ise bu figür “Şamaş” yani Güneş, aydınlık, Işık Tanrısıdır.

Sümer “kutsal yaşam ağacı”

 

   Yaşam ağacının aslında galaksimiz Samanyolu’nu simgelediğini “kutsal yaşam ağacı” adlı yazımda açıklamıştım. Sümerliler veya onlardan sonrakiler bu ağacın galaksi olduğunu anlamamışlar; fakat kendilerinden de önce yaşamış uygarlıklardan kalan kutsal metinlerde böyle bir şeyin olduğunu öğrenmişlerdir. Çünkü günümüzde “Maya kehaneti” şeklinde popüler olan bilgiyi Sümerliler de Mayalar gibi bilmektedirler. Yani Güneş sisteminin merkezi, galaksimizin merkezine göre 26 bin yılda tamamlanan bir salınım yapmaktadır. Oysa Sümer uygarlığının geçmişi ancak M.Ö 6000’li yıllara kadar gitmektedir. Böyle bir bilgiye sahip olabilmek için en az 13 bin yıllık gözlem bilgisi birikimi gerekmektedir.  Mayalar ana kıtadan ayrılalı 15000 yıl geçmiştir. Fakat bu bilgi hem Sümerliler hem de Mayalar tarafından bilinmektedir. Oysa her iki uygarlık dünyanın yuvarlak olduğunu ve birçok başka şeyleri bilememektedirler. Bunun gibi bilgiler, daha eski ortak bir atadan miras kalmış bilgilerin kalıntısı olmalıdır.

Güneş sisteminin galaksi merkezine göre yaptığı 26000 yıllık salınım. Yeşil olan güneş sistemidir. Sarı turuncu ise galaksimizin merkezidir.

 

   Birçok Sümer dini bilgisi Tevrat ve Kuran ayetleri ile benzerlik göstermektedir. Bu benzerliğin sebebi inançların Sümer dini kaynaklı olmasından değildir. Sümerlerin de benzer dini bilgi ve ayetlerden haberdar olması ve bunları tarih boyunca olduğu gibi yanlış yorumlamalarıdır. Onların sahip olduğu dini bilgiler Adem, Nuh, Hud, Salih ve daha başka peygamberlerden kalan dini bilgiler ve hatta ayetlerdir. Bütün ilahi dini kitaplar yaradılış, ahret ve kendinden önceki ümmetleri içeren konuları içermektedirler. Bu nedenle bu konuları içeren ayetlerin orijinal şekli aynıdır. Yahudilerin ve Hıristiyanların yaşadıkları olayların Kuran’da bulunması gibi Sümerlilerin kutsal kitabında da Nuh’un ve Ondan sonrakilerin olayları mevcuttur. Sümerlilere ulaşan bu dini bilgiler tamamen resim yazısından oluşa metinlerdir. Ve yanlış yorumlar nedeni ile mitolojik hikayelere dönüşmüşlerdir.

   Hece yazısına M.Ö 2900 yıllarında Sümerliler zamanında ulaşılmıştır. Böylece daha ayrıntılı ve soyut anlatım mümkün hale gelmeye başlamıştır.

   Resim yazısının kullanıldığı devirlerde neden okuma ve yazmada yanlışlıklar yapılabileceğini, aşağıdaki alıntıyı okuyunca daha iyi anlayacağız.

   “Tarih yazı ile başlar. İlkyazı türü çivi yazısıdır. Taşların üzerine resimler ya da harfler ile özel bir teknikle yazılır. Bu yazı türü papirüsün bulunması ile son bulmuştur. İfade edilmek istenen kavramlarda, var olan kayıt sisteminin yetersiz kalması, yazının gelişmesinde çok önemli bir adım atılmasına neden oldu. Bu, kullanılan dilin, ilk olarak aktif bir biçimde yazıya geçirilmesi olayıdır. Bu aşamada, Sümer dilinin çoğunlukla tek heceli kelimelerden oluşmasının da büyük payı vardır. Böylece, çizilen her işarette, tasvir edilen nesne değil, bu kelimenin ses değeri ön plana çıkarılmıştır. Daha iyi anlaşılabilmesi için, bunu somut olarak örnekleyelim. Örneğin, Sümerce dağ kelimesi KUR, su A, ağız ise KA olarak okunurdu. Şimdi KUR.A.KA diye özel bir isim yazılmak istendiğini varsayalım. Bunun için katip, önce bu ismi oluşturan resimleri yan yana çizdi. Sonra bunu gören kişilerin resimsel özelliklerine aldanıp, "Dağın suyu içilir" gibi, yanlış şekilde algılamalarını önlemek için de, kelimenin başına, bunların ses değerleri ile okunması gerektiğini gösteren bir uyarı işareti koydu. Determinatif (belirtici) adını verdiğimiz bu işaretler, daha sonra çivi yazısının ilerleyen evrelerinde, kadın, erkek, nehir, ülke, şehir vb. özel isimlerinin başına , bazen de sonuna konarak, yaygın bir şekilde kullanılmaya başlandı, işte bu gelişmeye, yani kelimelerin içerdikleri ses değerleri ile okunmaya başlanmasına, "fonetizasyon aşaması" veya "ses-leşme evresi" diyoruz. Bu aşama, Uruk III b evresine, yani yaklaşık M.Ö. 3. binin başlarına rastlar.

   ilk zamanlarda belki de kaçınılmaz bir zorunluluk sonucunda ortaya çıkan, resimlerin içerdikleri ses değerlerinin kullanılmaya başlanması ile çok daha kesin mesajlar verilebileceği çabuk kavranmıştır. Bu dönemde ortaya çıkan önemli bir özellik de, anlamı göz önünde bulundurulmaksızın, kelimelerin sadece ses değerlerindeki benzerlik veya eşitlik nedeniyle, başka kelimelerin yazımında da kullanılmaya başlanmasıdır. Örneğin, Sümerce "ok" anlamına gelen Tl işareti, aynı ses değerine sahip olduğu için, "hayat" kelimesine de, aynı işaretle yazım olanağı sağlamıştır. Elbette Sümerce okumayı bilen biri, bu iki kelime arasındaki "eş değerli-lik" ten haberdar olduğu için, "ok" işareti ile gösterilmiş bir logogramın, metnin içeriğine göre, "hayat" olarak okunması gerektiğini fark edecektir. Bunu Türkçe'de birden fazla anlamı olan kelimeler, "at", "yüz", "alay" ile karşılaştırabiliriz.

   Kelimelerin fonetik olarak ifade edilebilmeleri, geç dönemlerde çok daha fazla işlerlik kazanan hecelerin kullanılabilmesini olanaklı kıldı. Böylece, ayak resmiyle gösterilen mastar halindeki "gitmek" fiilinden öte, "gidiyorum" gibi çekimli formlar da yazılabildi. Bu yenilik gittikçe kuvvet kazanmasına rağmen, eski logogramları, yani tek işaretli kelimeleri, tamamen ortadan kaldıramadı. Kullanışlılığından dolayı, bu logografik yazı, silindir mühürler, heykeller ve steller üzerinde çivi yazısının gelişiminin sonuna kadar korundu. Fakat, özellikle fiillerin ifadesinde, yeni fonetik hece yazısı, eski yöntemin yerini aldı. Bazı kelimelerin aynı işaretle yazılabilmelerine karşın, yine anlamı aynı olan kelimeler için değişik işaretler de yaratıldı. Örneğin, Sümerce'de GU, hem "boyun", hem de "öküz" anlamına gelen bir kelimedir. Böylece GU, iki farklı işaretle yazılabildi. Bu "çok işaretlilik" (polysemie) ile daha geç dönemlerdeki kullanımlarla da birlikte, GU tam 14 farklı işaretle yazım olanağı buldu. Bundan başka işaretler, "çok seslilik" (polyphonie) kazandılar. Örneğin, tek başına kullanıldığında, "gün" anlamına gelen, aynı yazımla, BABBAR okunup "beyaz" rengini ifade eden, UD işareti, kelime içindeki yazılımlara göre, ud, pir, tam, par, lah, lih hece değerlerini de kazanmıştır.

   Şimdi belki bu uygulamayla, bir metnin okunuşunun son derece zorlaşabileceği sorusu akla gelebilir. Bu konuda en büyük yardımcı, belirli dönemlerde ve belirli metin gruplarında kısıtlı sayıda işaret kullanılmış olmasıdır. Ayrıca çoğu zaman metnin içeriği ve her işareti izleyen bir diğeri, nasıl doğru okunması gerektiğini kendi gösterir.

   Böylece M.Ö. 3. binde kullanılan kelime yazısı, yerini daha gelişmiş bir kelime -hece yazısı sistemine bıraktı. O zamana kadar hiç bir işareti olmayan, kelime ve isimler de bu şekilde yazılabildi. Daha önemlisi, aynı yolla gramere ait özellikler de yaşam buldu.

   Benzer sorunlar Eski Mısır Yazısı için de geçerlidir. Örneğin Mısır Resim Yazısı’nda aşağıda görülen ördek resmi “ördek” ve “oğul” anlamına gelmektedir. Yani “benim oğlum” yazdığınızda “benim ördeğim” olarak anlaşılabilir.

 

 Sümerler yaşam ağacının en tepesine bir kuş figürü koymuşlardır. Bu Tanrılar tanrısı “Anu veya udu” dur. Daha sonra her varlığa da bir tanrı uydurmuşlardır. Akkadlılar buna Şamaş “Işık tanrısı” ismini vermişlerdir. Daha sonra Güneşe de Şamaş, Jüpitere de Şamaş, Satrüne de Şamaş ve bildikleri diğer gezegenlere de “Şamaş” yani “Işık Tanrı” ismini vermişlerdir. Daha sonra baş tanrı kabul edilen ve Jüpiter gezegeni olan Marduk ise Şamaş’ın buzağısı anlamına gelmektedir.

   Bunun nedeni ise Tanrıyı Işık olarak bilmeleridir. Tanrı Işık olunca gökteki bütün parıldayan ışık saçan cisimlere de tanrı demişlerdir.

   Kutsal yaşam ağacının üzerinde bulunan ve Işık Tanrıyı simgeleyen figür neden bir kuş şeklinde gösterilmiştir? Sebebi çok açıktır. Çünkü Sümer yazı sisteminde “udu” resim yazısı Güneş, gün, ısıtma, hararet, fırtına ve kuş anlamlarına gelmektedir. Bu bilgi Hititler’de neden baş tanrının “Fırtına Tanrısı” olduğunu da açıklamaktadır. Her iki milletinde ilahi kaynakları aynı, fakat tefsir yapanları farklıdır.

   Sümerliler zamanındaki inanışları ayrıntılarını Kuran ayetlerinde de görüyoruz.

Enam suresi: 74-79 : İbrahim, babası Azer’e, «Putları tanrı olarak mı benimsiyorsun? Doğrusu ben seni ve milletini açık bir sapıklık içinde görüyorum» demişti.[74] Yakinen bilenlerden olması için İbrahim’e göklerin ve yerin hükümranlığını şöylece gösteriyorduk:[75] Gece basınca bir yıldız gördü, «işte bu benim Rabbim!» dedi; yıldız batınca, «batanları sevmem» dedi.[76] Ayı doğarken görünce, «işte bu benim Rabbim!» dedi, batınca, «Rabbim beni doğruya eriştirmeseydi and olsun ki sapıklardan olurdum» dedi.[77]  Güneşi doğarken görünce «işte bu benim Rabbim, bu daha büyük!» dedi; batınca, «Ey milletim! Doğrusu ben ortak koştuklarınızdan uzağım» dedi.[78] «Doğrusu ben yüzümü, gökleri ve yeri yaratana, doğruya yönelerek çevirdim, ben ortak koşanlardan değilim.»[79]

   Bu ayetlerden de Hz. İbrahim zamanında putlara ve gök cisimlerine tapıldığını anlıyoruz. Demek ki Sumerler’in dini inanışlarının kaynağı Hz. İbrahim’den önceki kutsal metinlerdir. Hz İbrahim M.Ö 3000 yıllarında yani hece yazısının başladığı yıllarda yaşamıştır. Muhtemelen ilk hece yazısını geliştiren kişidir. Bu sonuca Zuhruf  28. Ayet:” O, bu sözü, soyuna kalıcı bir kelime yaptı ki, tevhide dönsünler” cümlesinden anlıyoruz. Çünkü söz denmiyor kelime deniyor. Kelimeler ise hecelerden oluşur.

   Çok aşikar bir şekilde bilindiği gibi Kuran musaddıktır. Yani kendinden önce gelen Kitapları düzeltir(doğru hale getirir). Orjinal bilgileri ve kavramları geri getirir. Eski kitaplarda olan ve zamanla çarpıtılıp, yanlış anlaşılan kavramları düzeltir.

   Peki, Sümerliler’e ulaşan çarpıtılmış veya yanlış anlaşılmış Işık Tanrı kavramına neden olmuş bilginin orijinali ne olabilir?

   Ben bunun Nur suresi 35. Ayet olabileceğini düşünüyorum. Çünkü bu ayet Allah’ın nurunun misalini galaksinin merkezinden yayılan ve evrendeki en parlak cisim olan Kuasar’a benzetmektedir. Nur suresi 35. Ayet: Allah, göklerin ve yerin yol göstericisi, ışığıdır. O’nun ışığının temsili şudur: deniz feneri gibi olan Kuasar’ın ışığı gibidir. Onun yakıtı hiçbir yakıta benzemez. Nur üstüne nurdur. Allah, dilediği kimseyi nuruna iletir. Allah, insanlar için misaller verir. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.

   Bu nedenle bu benzetme benzeri bir ayet muhtemelen Sümerler’de veya onlardan önceki ümmetlerde de mevcuttu. Yanlış okuma veya değerlendirme sonucu ayette belirtilen ve galaksimizin merkezindeki ışık, Tanrı’nın kendisiymiş gibi anlaşılmış olabilirler. Oysa ayette Allah’ın nurunun meseli anlatılmaktadır.

Yaşam ağacının en tepesinde “kuş” “ısık” tanrı figürü.

Sümer inanışında “kutsal yaşam ağacı” ağacın en üstünde kanatlarını açmış bir kuş figürü mevcuttur.

 

Ahura Mazda Zerdüşt tanrısı. Işık Tanrı olarak resim edilmiştir. Galaksinin üzerinde resm edilmiş Işık Tanrıdır.

   Eski Mısırda gökler tanrısı Horus veya Hor yine başında güneş(aslında ışık) diski taşır.  Horusun gözleri Ay ve Güneştir. Bu tanrı sembolü de galaksinin üstünü düşündürmektedir.

   Hathor Mısır mitolojisinde en önemli tanrıçadır. Hathor (Mısır dilinde Horus’un evi anlamında) saman yolu galaksisinin kişileştirilmesini temsil eder. Galaksimiz dünyadan ışıklı bir spiral şeklinde göründüğü için eski Yunan ve Latin dillerinde olduğu gibi İngilizce’de de “Süt gibi Yol” anlamına gelen Milky Way olarak adlandırılmıştır. Hathor bazı figurlerinde memelerinden süt akan ilahi bir inek olarak çizilir. Hathor en eski tanrıçalardandır. En azından MÖ 2700'lere kadar inek/boğa kutsallığı çerçevesinde, 2. krallık döneminde, hatta Akrep Kral döneminde bile(King Scorpion) (King Scorpion MÖ 5000'lere kadar gidebilir) Hathor’a tapıldığı tahmin ediliyor. Hathor, aynı zamanda Ogdoad kozmolojisi denilen antik Mısır yaratılış mitolojisindeki yaratıcı tanrı Ra’nın kızıdır.

 

 

   Lusaaset : Eski Mısır dininde, tüm tanrıların büyükannesi olarak tarif edilir. Başında güneş diski taşır. Hayat ağacı kabul edilen akasya ağacı ile ilişkilendirilir.

Eski Mısıra da ilahi bilgiler ulaşmış fakat geçek kavramların yerini mistik saçmalıklar almıştır.

   Evet, bu bilgilerden de anlaşıldığı gibi bütün dinlerin kökeninde gerçek ve orjinal bir ilahi bilgi vardır. Bu zamanla dejenere edilmiş mistik ve karma karışık bir hal almış ve “Hak”tan yani gerçeklikten çok uzaklaşılmıştır. Sonrasında gelen peygamber ve kitaplarla düzeltilmiştir. Nihayet bütün önceki kitaplar Kuran ile yenilenip düzeltilmiştir.

 

 

 

 






Son Yorumlanan Makaleler
Mete Firidin
Cehennem Etimoloji
1.04.2025 957 Okunma
5 Yorum 11.05.2025 18:20
Mete Firidin
Rum Suresi ve Yeryüzünün En Alçak veya Daha Alçağı
6.06.2024 1268 Okunma
1 Yorum 22.04.2025 13:31
Mete Firidin
Fil Suresi Tefsiri
1.06.2024 1422 Okunma
1 Yorum 05.06.2024 04:38
Mete Firidin
Abdestsiz Kuran Okumak!
20.04.2024 1230 Okunma
7 Yorum 21.04.2024 20:19
Mete Firidin
Kuran'da Doğu, Doğuş Kelimeleri
25.01.2023 1533 Okunma
5 Yorum 24.02.2023 17:47
Mete Firidin
Ümmet-i Muhammed’in Şimdiki Durumu
11.02.2023 1234 Okunma
1 Yorum 17.02.2023 16:53
Mete Firidin
Hz. İbrahim’deki Çare
7.01.2015 7513 Okunma
2 Yorum 24.12.2022 20:53
Mete Firidin
Dünya’nın ve Evren’in Yaşı
26.02.2017 6226 Okunma
1 Yorum 13.12.2022 01:10
Mete Firidin
Faiz (riba) Haram da Enflasyon Haram Değil mi?
16.11.2022 1757 Okunma
3 Yorum 27.11.2022 18:05
Mete Firidin
Namaz ve Maun Suresi
31.07.2022 2269 Okunma
1 Yorum 03.09.2022 18:00
Mete Firidin
Allah Akleder mi?
27.04.2022 2296 Okunma
1 Yorum 28.04.2022 17:41
Mete Firidin
Melek Olmak?
5.03.2022 2673 Okunma
2 Yorum 17.03.2022 11:19
Mete Firidin
Ashabı Kehf
3.02.2014 8579 Okunma
7 Yorum 12.10.2021 20:56
Mete Firidin
Kuran-ın Gelişmiş Bilimsel Etimolojik Meali
10.05.2018 19313 Okunma
2 Yorum 02.10.2021 23:10
Mete Firidin
Hz. Meryem Hermafrodit mi?
12.11.2014 18199 Okunma
2 Yorum 02.10.2021 23:06
Mete Firidin
Laiklik ve Diyanet
23.08.2021 2895 Okunma
3 Yorum 23.08.2021 19:15
Mete Firidin
Yeni, Kuran-ın Gelişmiş Bilimsel Etimolojik Meali
16.08.2021 4876 Okunma
2 Yorum 17.08.2021 10:08
Mete Firidin
Cidiha ?
10.01.2014 5709 Okunma
4 Yorum 14.08.2021 16:33
Mete Firidin
El Tur ve Tur-i Sina?
24.03.2013 40118 Okunma
21 Yorum 23.06.2021 12:46
Mete Firidin
Hz. Adem'in Annesi
3.06.2017 20320 Okunma
1 Yorum 24.04.2021 16:56
Mete Firidin
Âdem
17.02.2021 3711 Okunma
2 Yorum 06.03.2021 07:27
Mete Firidin
Piç
5.12.2020 5529 Okunma
2 Yorum 10.02.2021 07:29
Mete Firidin
Hınzır
12.11.2018 13281 Okunma
19 Yorum 31.01.2021 23:14
Mete Firidin
Naram Sin
25.07.2012 17163 Okunma
5 Yorum 15.10.2020 19:50
Mete Firidin
İki Kez Ölmek
23.08.2020 3761 Okunma
1 Yorum 23.08.2020 18:41
Mete Firidin
Araf Suresi 173. Ayet ve Fenotip
5.07.2020 3980 Okunma
2 Yorum 05.07.2020 14:56
Mete Firidin
Öğle ve İkindi Namazlarının Farz Rekât Sayısı
28.06.2020 4232 Okunma
3 Yorum 01.07.2020 09:08
Mete Firidin
Yunus Peygamber Balinanın Karnında
15.03.2019 8478 Okunma
8 Yorum 25.06.2020 18:13
Mete Firidin
Müslümanların Kıble Değiştirmeleri
24.05.2020 4039 Okunma
1 Yorum 06.06.2020 01:50
Mete Firidin
Salat Kelimesinin Kökeni
26.02.2012 68899 Okunma
10 Yorum 03.06.2020 00:23
Mete Firidin
Allah’ın Doğru Yolu Üzerine Oturanlar!
30.04.2020 4031 Okunma
3 Yorum 01.06.2020 16:40
Mete Firidin
Adem ile Havva
9.03.2010 16003 Okunma
7 Yorum 23.05.2020 03:49
Mete Firidin
Nuh Tufanı
9.10.2010 9823 Okunma
2 Yorum 21.05.2020 00:29
Mete Firidin
Yedi Gece ve Sekiz Gün, Atlantis
25.02.2018 7726 Okunma
5 Yorum 13.05.2020 16:11
Mete Firidin
Zülkarneyn
26.08.2011 19092 Okunma
10 Yorum 28.04.2020 20:20
Mete Firidin
Nuh Peygamberin Kâfir Oğlunun Salı
26.06.2014 8096 Okunma
7 Yorum 17.04.2020 20:41
Mete Firidin
Adet Görmekteyken Kadın Namaz Kılabilir mi?
14.06.2018 13500 Okunma
16 Yorum 17.04.2020 16:27
Mete Firidin
Homohabilis Havva ve Havvalar
20.04.2012 31284 Okunma
27 Yorum 15.04.2020 09:47
Mete Firidin
Hz. Musa Ne Zaman Yaşadı?
12.05.2011 122337 Okunma
11 Yorum 07.04.2020 15:05
Mete Firidin
İsrailoğullarının Oğullarına Uygulanan Kafa Kesme Cezas
28.03.2020 4435 Okunma
1 Yorum 28.03.2020 21:35
Mete Firidin
Bekke Ve Mekke
27.01.2011 57900 Okunma
9 Yorum 25.03.2020 19:30
Mete Firidin
Hz. İbrahim Ne Zaman Yaşadı?
28.02.2011 85346 Okunma
4 Yorum 25.03.2020 18:59
Mete Firidin
Hurufu Mukatta
9.04.2011 92446 Okunma
7 Yorum 25.03.2020 18:55
Mete Firidin
Ramazan’da Keyfi Oruç Tutmamanın Karşılığı
21.03.2020 4234 Okunma
1 Yorum 23.03.2020 03:25
Mete Firidin
Hadisler
1.02.2020 5241 Okunma
6 Yorum 17.02.2020 22:05
Mete Firidin
Hz. Yusuf’a Secde!
7.12.2018 8033 Okunma
6 Yorum 07.02.2020 21:36
Mete Firidin
Kutsal Kudüs!
1.02.2020 5910 Okunma
9 Yorum 03.02.2020 20:52
Mete Firidin
Hz. Lut’un Kızları
7.06.2011 40172 Okunma
4 Yorum 01.02.2020 21:22
Mete Firidin
Nuh’un Üvey Oğlu!
25.10.2015 32536 Okunma
28 Yorum 12.01.2020 17:30
Mete Firidin
İçki Haram mı?
25.05.2015 26267 Okunma
13 Yorum 12.01.2020 17:25
Mete Firidin
Hz. Nuh, İbrahim, Yusuf ve Musa Kronolojisi
5.04.2015 114206 Okunma
10 Yorum 12.01.2020 16:47
Mete Firidin
Kuran'da Yevm Kelimesi
28.12.2019 6303 Okunma
2 Yorum 03.01.2020 19:36
Mete Firidin
İmhotep Hz.Yusuf mu?
27.10.2011 23009 Okunma
3 Yorum 05.11.2019 07:59
Mete Firidin
Talak Suresi 4. Ayet ve Pedofili
11.07.2019 14527 Okunma
13 Yorum 16.07.2019 05:54
Mete Firidin
İnşallah ne demek?
6.06.2015 15250 Okunma
1 Yorum 14.07.2019 09:13
Mete Firidin
Hz.İsa Geldi !
16.05.2011 7738 Okunma
4 Yorum 26.06.2019 09:48
Mete Firidin
Şeyhe Teslimiyet!
14.06.2019 6057 Okunma
5 Yorum 20.06.2019 23:32
Mete Firidin
İki Hırsızın Çok Eli
30.05.2019 5649 Okunma
5 Yorum 16.06.2019 23:09
Mete Firidin
2019 Ramazan Ay'ı ne zaman?
16.06.2018 5330 Okunma
2 Yorum 05.05.2019 12:52
Mete Firidin
Nisa 16. Ve 17. Ayet Çeviri Faciası
7.04.2019 8177 Okunma
1 Yorum 07.04.2019 10:00
Mete Firidin
Helal ve Haram Hayvanlar Nelerdir?
27.03.2019 5707 Okunma
3 Yorum 28.03.2019 00:12
Mete Firidin
Âdemoğlu Şeytanın Halifesidir
22.03.2019 10346 Okunma
14 Yorum 27.03.2019 17:22
Mete Firidin
Selected Elected
16.03.2014 6215 Okunma
2 Yorum 20.03.2019 23:28
Mete Firidin
Şeriata Göre Kadınların Dövülebilmesi?
16.03.2014 21498 Okunma
18 Yorum 20.03.2019 10:45
Mete Firidin
Samiri’nin Buzağısına Uygulanan İşlem
15.03.2019 6356 Okunma
1 Yorum 16.03.2019 02:53
Mete Firidin
Midian Medyen Medine
3.05.2015 10645 Okunma
8 Yorum 02.02.2019 10:15
Mete Firidin
Cuma Namazı
19.01.2019 8967 Okunma
11 Yorum 20.01.2019 19:49
Mete Firidin
Ayete Göre Kutuplarda Namaz
25.01.2015 15614 Okunma
3 Yorum 16.01.2019 16:40
Mete Firidin
Bakara Suresi Meali
28.08.2015 8911 Okunma
4 Yorum 16.01.2019 16:36
Mete Firidin
Nisa 15. Ayet ve Recm Cezası
22.07.2015 10479 Okunma
1 Yorum 14.01.2019 12:41
Mete Firidin
Nisa 15. Ayet ve Fuhuş
21.07.2015 13215 Okunma
3 Yorum 15.12.2018 16:41
Mete Firidin
Hz. Muhammed'e İman
13.10.2018 9303 Okunma
11 Yorum 15.10.2018 22:32
Mete Firidin
Mars Hayali
7.01.2017 9725 Okunma
7 Yorum 12.10.2018 00:32
Mete Firidin
Başörtüsü Meselesi
6.10.2018 6920 Okunma
1 Yorum 06.10.2018 17:13
Mete Firidin
Kabe Kavseyni Ev Edna
15.06.2012 33263 Okunma
1 Yorum 22.05.2018 01:32
Mete Firidin
ÖNSÖZ
10.05.2018 7028 Okunma
9 Yorum 16.05.2018 20:41
Mete Firidin
Ölünce melek mi oluruz?
12.05.2018 7368 Okunma
4 Yorum 14.05.2018 12:51
Mete Firidin
İmhotep'in Babası
7.04.2015 12559 Okunma
13 Yorum 03.05.2018 23:12
Mete Firidin
Fussilet Suresi 10. Ayet Tefsiri
4.02.2018 8018 Okunma
6 Yorum 05.02.2018 08:31
Mete Firidin
Lut Kavmi Homoseksüel Değildi!
3.08.2014 34336 Okunma
15 Yorum 03.12.2017 03:35
Mete Firidin
The Birthday Of Jesus Christ According to Quran
4.12.2016 11949 Okunma
10 Yorum 30.11.2017 15:56
Mete Firidin
Küsküt
10.07.2016 11070 Okunma
2 Yorum 25.11.2017 15:40
Mete Firidin
Taha Suresi 125. Ayet Meali
22.11.2017 8266 Okunma
4 Yorum 25.11.2017 14:43
Mete Firidin
Azap
10.07.2016 9726 Okunma
4 Yorum 11.07.2016 18:20
Mete Firidin
Ayağa Mesh Meselesi
12.02.2016 13052 Okunma
6 Yorum 06.07.2016 22:09
Mete Firidin
Şeytan
3.07.2016 13702 Okunma
2 Yorum 04.07.2016 20:17
Mete Firidin
Tasavvuf
11.05.2010 16910 Okunma
12 Yorum 17.02.2016 17:55
Mete Firidin
Varsayım Yapanlar Öldürüldü!
3.02.2016 8870 Okunma
1 Yorum 06.02.2016 17:26
Mete Firidin
Nuh’un Gemisi ve Cudii
12.01.2014 25235 Okunma
45 Yorum 05.02.2016 23:06
Mete Firidin
Cenaze Töreni
24.01.2016 9315 Okunma
1 Yorum 25.01.2016 12:25
Mete Firidin
Kuran'da Zamanın Sonu
30.09.2015 18925 Okunma
11 Yorum 25.10.2015 15:50
Mete Firidin
Hadid Suresi 25. ayet ve Zülkarneyn
25.10.2015 14994 Okunma
4 Yorum 25.10.2015 13:00
Mete Firidin
Taqwa Kelimesi
15.10.2015 9104 Okunma
1 Yorum 19.10.2015 14:11
Mete Firidin
Qyl Kökü Ve Anlamı
22.09.2015 8739 Okunma
2 Yorum 02.10.2015 19:38
Mete Firidin
Sidr ve Sadr Kelimeleri
11.08.2015 16588 Okunma
7 Yorum 18.08.2015 14:52
Mete Firidin
Gavs Ve İkizler Burcu
15.12.2014 19867 Okunma
10 Yorum 14.07.2015 09:59
Mete Firidin
Fecrin Beyaz ve Karanlık İpliği
29.06.2015 11872 Okunma
2 Yorum 02.07.2015 10:06
Mete Firidin
Fatiha suresi meal
28.06.2015 10005 Okunma
2 Yorum 28.06.2015 18:37
Mete Firidin
Cennetteki Khamr
28.05.2015 21818 Okunma
17 Yorum 29.05.2015 19:00
Mete Firidin
Şerr
10.05.2015 11302 Okunma
9 Yorum 19.05.2015 15:59


© 2025 - Akevler