Reşat Nuri Erol
Kurban Bayramı, bayramlar ve hikmetleri… - 6
25.06.2024
1164 Okunma, 1 Yorum

Kurban Bayramı, bayramlar ve hikmetleri… - 6

Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam edelim…

Bu yazılar bayram günlerinde bayramların hikmetlerini anlatmak amacıyla yazıldı…

BAYRAMLARIN HİKMETLERİNİ ANLATMAYA DEVAM

Topluluk da böyle tarih bilincine sahip olmazsa o topluluk varlığını sürdüremez, geleceğini göremez, ne yapacağını bilemez. Nitekim tarih de geçmişte cereyan eden olayları birlikte hatırlamaya yarar. Bayramlarda bir araya gelinir. İnsan tarihte o mevsimde neler olduğunu hatırlar. Kuralları yâd eder. Her sene her olay yâd edilmez ama her bayram o günler içinde neler olduğu yâd edilir. Bayramlar mevsimleri gezdiğinden, böylece 33 yıl içinde bir topluluğun başından geçmiş olan bütün olaylar yâd edilmiş olur. Tarih bilinci sürdürülür. Herkes her yaşta bu günleri ömründe üç defa yâd etmiş olur.

Bugün Cumhuriyet Bayramı, 30 Ağustos Bayramı kutlanmakta ama bunlar dışındaki geçmiş tarih unutulmaktadır. Oysa Türk milletinin tarihinde büyük olaylar olmuştur. Bunların hepsi yılın değişik tarihlerine rastlamaktadır. Bunların da yâd edilmesi gerekmektedir.

-Malazgirt Savaşı unutulur mu?

-İstanbul’un Fethi hiç unutulur mu?

-Balkanlardaki muharebeler unutulur mu?

-Sadece zaferler değil; Viyana bozgunu unutulur mu?

Öyleyse, her bayram haftasında, o hafta içerisinde cereyan eden olaylar anlatılarak, yâd edilerek, kutlanarak veya değerlendirilerek halk tarih şuuru içinde yaşatılır. Mesela ‘bu yıl Mevlana yılı olsun’ diyorlar. Biz demeyeceğiz. Mevlana’nın Mesnevi’sini tamamladığı mevsim bayrama rastladı mı o yıl Mevlana yılı olur. Böylece her yıl birkaç kişi anılarak geçmiş yaşatılır.

Her insan beşikten mezara yani doğumdan ölüme kadar ilim tahsil eder. Herkes doğal ilimlerden birini hobi olarak seçer. Mesela biri bir bitkiyi seçer, biri bir hayvanı seçer. Bunun yanında bir de sosyal bir konuyu seçer.  Bir kitabı seçer veya bir kişiyi seçer. Tüm ömründe boş vakitlerini onun üzerinde araştırma yapar. Bir olayı seçer ve onu inceler. İşte mevsimi gelince onlar o kimseleri takdim ederler. Yarışmalar açarız. Ödüller koyarız. Yarışmalara ve toplantılara medyada yer veririz. Hâsılı o yılın bayramında o kişinin veya olayın anısını ma'şerileştiririz.  Böylece ‘eski bayramlar daha iyi idi’ hikâyesi kalkar. Her bayram başka şekilde kutlanır. İnsanlar her bayramda yeni duygularla şarj olur ve yıllarını böyle geçirirler. Kıyafetler ve modalar bayramda ortaya çıkar. Çünkü halk bayramlarda yeni kıyafetlerle ortaya çıkar. Yeniliği göstermek için de kıyafette yenilik yaparlar. Her bayram adeta defileye dönüşür. Kimlerin ne yenilik yaptıklarına bakılır. Ramazan Bayramı’nda teşhir edilir ve siparişler alınır. Kurban Bayramı’nda herkes yeni kıyafetlerle çıkmış olur.

Milletlerin şuurunda yer almış bayramları laf olsun diye kutlama yerine, onlara toplulukta sosyal değer vermek gerekir.

Modern insanlar Pazar gününü mukaddes kabul ediyor. Biz de hafta başını Cuma yaparız. Hayır, siz Cuma’yı bırakın, Pazar’ı alın! Türkiye’de halk din olarak saflaştırılmış, Hıristiyanlar ülke dışına çıkarılmış ama Müslüman halka Cuma yerine Pazar dayatılmıştır!

Mesai saatleri de Ramazan, Cuma ve namaz vakitlerine göre düzenlenmelidir. O zaman ‘din’ ile ‘düzen’ çatışır olmaktan çıkar, dayanışır hâle gelir, denge sağlanır.

Biz düzeni dine uyduralım demiyoruz. Çünkü değişik dinler değişik sonuçlara götürür. Ama düzeni ilme uyduralım. Halk ne istiyorsa ve ilim ne söylüyorsa onu yapalım.

Her Ramazan ayında dört hafta boyunca oruç ve bayramın hikmetlerini anlattık, her Kurban Bayramı’nda hafta boyunca kurbanın hikmetlerini anlattık…

Sizin çıkardığınız kanunların veya kararnamelerin böyle hikmetleri var mı?

Varsa, anlatın da sizin anlattıklarınız bizimkilerden daha iyi ise o zaman biz de canı gönülden size inanalım. Ama anlatamazsınız çünkü anlatıncaya kadar siz o kanunları değiştirirsiniz! Biz ise bin senedir değiştirmeden aynı şeylerin hikmetlerini anlatıyoruz, anlatıyoruz, anlatıyoruz ama yine de o hikmetler bitmiyor; kıyamete kadar da bitmeyecektir...

 


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
25.06.2024
10:44



Makale Yazısı-25 Haz 2024 - 04:30

Kurban Bayramı, bayramlar ve hikmetleri… - 6







Son Eklenen Makaleler
Reşat Nuri Erol
Sistem, sermaye ve sektörler
12.03.2010 5762 Okunma
Reşat Nuri Erol
Bakkal, banka, kooperatifleşme ve ruh
12.03.2010 5652 Okunma
Reşat Nuri Erol
Sermayeye karşı bakkallar birliği
12.03.2010 5907 Okunma
Reşat Nuri Erol
Başbakan, bakkallar ve soğuk marketler
12.03.2010 7769 Okunma
Reşat Nuri Erol
Bakkallar ve Başbakan
12.03.2010 5698 Okunma
Reşat Nuri Erol
Kanserli ekonomi, koruyucu tedavi
12.03.2010 6768 Okunma
Reşat Nuri Erol
İktidar şikâyet makamı değildir
12.03.2010 7741 Okunma
Reşat Nuri Erol
Ana sorunlar, yargı ve “ADALET”
12.03.2010 7797 Okunma
Reşat Nuri Erol
Birlikte kuvvet olup direnmek
12.03.2010 6819 Okunma
Reşat Nuri Erol
Türkiye Gemisi batmasın diye
11.03.2010 6008 Okunma
Reşat Nuri Erol
Adalet... Refah... Özgürlük
11.03.2010 6510 Okunma
Reşat Nuri Erol
Adalet... Medeniyet... İMF ve FAİZ..
11.03.2010 4938 Okunma
Reşat Nuri Erol
KOBİ’ler… Faizler… Faizsiz krediler…
11.03.2010 6384 Okunma
Reşat Nuri Erol
‘Kusura bakma, IMFci/FAİZciyim!’
11.03.2010 5574 Okunma
Reşat Nuri Erol
Hukuk, demokrasi ve müdahaleler
11.03.2010 4681 Okunma
Reşat Nuri Erol
Bizim krizimiz ve ‘çıkış yolu’
11.03.2010 4363 Okunma
Reşat Nuri Erol
ASKON; sorunlar ve Genel Kurul
11.03.2010 4083 Okunma
Reşat Nuri Erol
TEKEL ve ADALET
13.02.2010 4234 Okunma
Reşat Nuri Erol
TEKEL işçileri ve yetim hakları
13.02.2010 4952 Okunma
Reşat Nuri Erol
Yeni Krizler Hep Gelecek
30.01.2010 2984 Okunma
Reşat Nuri Erol
Gerçek Ekonomik Kriz Gelmeden
30.01.2010 3768 Okunma
Reşat Nuri Erol
Kriz/Kriz Başka Türkiye Yok
30.01.2010 3217 Okunma
Reşat Nuri Erol
Konferans, Kar, Kriz ve Tufan
30.01.2010 4480 Okunma
Reşat Nuri Erol
Neler oldu neler olacak?
23.01.2010 3292 Okunma
Reşat Nuri Erol
Mücadele devam ediyor
23.01.2010 3805 Okunma
Reşat Nuri Erol
Sermaye, dünya ve Adil Düzen
16.01.2010 4466 Okunma
Reşat Nuri Erol
Enerji Siyasetimiz Nasıl Olmalıdır?
16.01.2010 3727 Okunma
Reşat Nuri Erol
Bizim Üstünlüğümüz Nerede?
16.01.2010 3116 Okunma
Reşat Nuri Erol
İşsizlik,İzmir ve IMF
16.01.2010 3552 Okunma
Reşat Nuri Erol
Yeni yıl, yeni düzen, kriz, tufan ve Türkiye
9.01.2010 3514 Okunma
Reşat Nuri Erol
2010: ZAM ve IMF yılı!
9.01.2010 4131 Okunma
Reşat Nuri Erol
Türkiye ve sermaye
9.01.2010 3865 Okunma
Reşat Nuri Erol
Sömürüye karşı yapılması gerekenler
9.01.2010 3314 Okunma
Reşat Nuri Erol
Bir Banka İşsizliği Nasıl Çözer
26.12.2009 3178 Okunma
Reşat Nuri Erol
Değişen dünya düzeni ve Türkiye
19.12.2009 6673 Okunma
Reşat Nuri Erol
Arnavutluk’tan; Balkanlar’daki Türkiye’den…
19.12.2009 3989 Okunma
Reşat Nuri Erol
Karadağ’dan; Balkanlar’daki Türkiye’den…
19.12.2009 3622 Okunma
Reşat Nuri Erol
Ahmet Hakan takipteymiş!..
19.12.2009 3376 Okunma
Reşat Nuri Erol
Sorunlar, sorular ve cevaplar - 1
12.12.2009 3125 Okunma
Reşat Nuri Erol
Sorunlar, sorular ve cevaplar - 2
12.12.2009 3399 Okunma
Reşat Nuri Erol
Sorunlar, sorular ve cevaplar - 3
12.12.2009 4027 Okunma
Reşat Nuri Erol
Ekmek Partisi-1
5.12.2009 3420 Okunma
Reşat Nuri Erol
Ekmek Partisi-2
5.12.2009 3257 Okunma
Reşat Nuri Erol
Meslek kuruluşları perişan - 1
21.11.2009 3244 Okunma
Reşat Nuri Erol
Meslek kuruluşları; çare ve çözüm - 2
21.11.2009 4441 Okunma
Reşat Nuri Erol
Erbakan ve Adil Düzen
14.11.2009 3568 Okunma
Reşat Nuri Erol
İSEDAK Toplantısı
14.11.2009 3608 Okunma
Reşat Nuri Erol
Asıl Açılım Budur
31.10.2009 5530 Okunma
Reşat Nuri Erol
Ekonomik Oyunlar...
31.10.2009 4606 Okunma
Reşat Nuri Erol
Ekonomide Denge
31.10.2009 3478 Okunma
Reşat Nuri Erol
Tasarruf
31.10.2009 3627 Okunma
Reşat Nuri Erol
“Açılım” değil, “açlık” sorunu
24.10.2009 6635 Okunma
Reşat Nuri Erol
Esnafa ilgisizlik, siyasi umursamazlık…
24.10.2009 4622 Okunma
Reşat Nuri Erol
Neler yapılmalı?
2.08.2009 4011 Okunma


© 2025 - Akevler