Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu’nun (DDK), meslek kuruluşları denetleme raporları sonuçlarından ve yine DDK’nun çözüm önerilerinden önceki yazıda söz ettik. Bugün de bizim çözüm önerilerimiz üzerinde duralım.
Bir yerde bozukluk varsa, bir yerde işler iyi gitmiyorsa, bunun iki önemli sebebi olabilir: 1. Ya sistem/düzen bozulmuştur… 2. Ya da çalışanlar beceriksizdir...
Araba düzgün gitmiyorsa; ya araba eskimiş olabilir veya şoför acemi olur...
Tesbit ve teşhisi doğru koymaz da, bozuk arabayı yenileme yerine, sadece şoför azarlanır veya şoför değiştirilirse, sonuç elde edilemez ve sonunda araba yani devlet devrilir. Siz de arabanın yani devletin içinde iseniz, siz de arabayla birlikte yok olup gidersiniz.
Muhterem Cumhurbaşkanı sivil kuruluşları denetlettirmiş... Raporlardaki sonuçlar iyi değilmiş... Çözüm olarak bazı tavsiyelerde bulunulmuş... Mesela, “Anayasa maddesi değişsin” denmiş ama ne yapılsın, mekanizma nasıl olsun?.. Orası meçhul!
Öyleyse, asıl olması gereken çare ve çözümleri biz önerelim.
***
KAMU HİZMETLERİ GÖREN SİVİL KURULUŞLAR
Madde 1- Kamu hizmeti gören sivil kuruluşlar mesleki kuruluşlardan oluşur. Mesleki kuruluşlar Bakanlar Kurulu kararı ile kurulur, Bakanlar Kurulu kararı ile kaldırılır.
Madde 2- Yönetim kurulu üyeleri, TBMM tarafından sıralama usulü ile seçilir. Her partiden yüzde 2,5 oy için bir aday gösterilir. 40 adaydan 20’si seçilir ve yönetim oluşturulur.
Madde 3- İllerdeki kuruluşların yönetim kurulu üyelerini il meclisleri seçerler.
Madde 4- Meslek kuruluşları kongreler yapar, mesleki kararlar alır, yönetim kurulunun mahkemeye verilmesine karar verebilir. Kongrenin karar almadığı hususlarda savcılar yönetim kurullarına dava açamaz.
- Halk siyasi partiler şeklinde organize olmuştur. Halkla ilişkiler için ayrı kuruluş kurma yerine, siyasi partilerle ilişki kurmak gerekir. Partilerin temsilcileri bu işi yaparlar.
- İl odaları, meclisleri ile bağımsız olacaklardır. Merkezler yönetime etki edemezler. Meclis kararları merkez kararlarına uymak zorunda değildir. Yargı dışında bir denetim yoktur.
- Milletvekilleri de yönetim kurullarında üye olurlarsa demokratik etki artar. Milletvekillerinin odalarda görev alma yasağı yanlıştır.
- Meslek kuruluşlarının meclislerine seçilecek delegeler meslek mensupları tarafından temsilci yoluyla seçilsin. Yılda bir temsilcisini değiştirebilsin. Gizli oylama seçimi kaldırılsın. Mesleki faaliyet gösteren kimselerin mahkemeye verilmesi yönetim kurulu üyeleri kararıyla olmalıdır. Hakem kararları ile mahkum edilmelidir. Meslek kuruluşları üyelerinin cezalandırma yetkileri olmamalıdır.
- Harcamalar demokratik yoldan denetlenebilir. Üyelerin itirazı hakemlere gitmesi yoluyla olur.
***
Görülüyor ki, sorun ‘yöneticiler sorunu’ değildir; sorun ‘sistem sorunu’dur, sorun ‘bozuk ve zalim düzen sorunu’dur. Tek çare ve çözüm de ‘ADİL DÜZEN’dir.
Saltanattan tek parti yönetimine geçilmiş; şimdi de çok parti dönemine geçilmiştir...
Odaların yönetim şekli ‘saltanat sistemi’ döneminden kalmadır, ana sorun budur. İlkel yönetim sisteminden kaynaklanmaktadır. Bir sınıfın temsilcilerinden oluşan yönetim kuruluna kamu yetkisi verilmesi antidemokratik uygulamadır. Bugünkü odaların halk ve meslek mensupları üzerinde yaptırım yapması demokratik değildir.