Sömürü sermayesi ile halk sermayesi arasındaki mücadelenin pek çetin geçeceğini, bundan önceki yazımızda hatırlatmıştık. Evet, çatışma çetin geçecek; nitekim öyle de oluyor.
Ekonomik krizlerin tamamına yakını, biraz da bu iki güç arasındaki çatışmadan ve denge arayışlarından kaynaklanmıyor mu? Kimilerinin, sömürü sermayesine karşı mücadelenin veya savaşın kolay kazanılacağı düşüncesi, ‘enayilik’ anlamında saflıktır. Tekel sömürü sermayesi gözüne kestirdiği ve kendisine karşı engel gibi gördüğü halkın lehine olan bütün gelişmelere karşı elinden geleni esirgemeyecektir. Ülkemizde ve dünyada halkın yararına gibi görünen her şeye karşı çıkacak ve binbir entrika ile engellemeye çalışacaktır. Ülkemizdeki halk işletmeleri ve halk holdingleri hep sermayenin hedef tahtasında oldu. AK Parti iktidarının halkın yararına olan bütün çalışmalarını hep engellemeye çalıştığı gibi; hükümeti bugünlerde tekrar IMF bataklığına sürükleme mücadelesi vermektedir…
Dünyadaki, Çin’deki, Avrupa’daki, Amerika’daki ve ülkemizdeki bütün gelişmeleri takip ederken; daima tekel sömürü sermayesi penceresinden bakıyormuşçasına değerlendirmeler yaparsanız daha gerçekçi ve sağlıklı sonuçlara ulaşırsınız. Mesela, ABD Başkanı Obama’nın başkan olmadan önce, başkan olduktan sonraki ilk dönemi ve bugünkü söylemlerini ve yaptıklarını şöyle bir düşünürseniz, ne demek istediğim daha iyi ve daha kolay anlaşılır. Bunu anladıysanız; o zaman ülkemizdeki iktidarın özellikle IMF baskıları karşısındaki yalpalamalarını da anlarsınız. ‘IMF’ye ümüğümüzü sıktırmayız’ söylemlerinin ardından, yeniden ve yeni baştan ‘yeni IMF anlaşmaları’ yapacak hâle geldiysek; bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu! IMF ile anlaşıyorsanız, Davos’a gitmeyişiniz ne ki?!.
***
Mücadele, çatışma, savaş sürüyor… Başka istiklâller gibi ekonomik istiklâl ve istikrar de kolay elde edilemiyor… Her şeyin bir bedeli var ve halkımız bunun bedelini ağır, hem de maalesef çok ağır bir şekilde ödüyor…
Tekel sömürü sermayesi şimdilik kimlerle mücadele ediyorsa, elbete ilk hedefi onlardır ve onların sermaye karşısında galip gelecekleri söylenemez.
Türkiye’deki halk kuruluşları şimdilik sinmiş durumdadırlar...
AK Parti bir sele kapılmış, gidiyor; neler olduğundan bile haberi yok...
Papalık gerçekleri görmüştür ama bu çıkmaza karşı çıkar yolu hâlâ bulamamış...
Obama ise daha kendine gelmiş değil; hangi oyunlarla karşılaşacağından habersiz…
Öcalan’ın tesliminden günümüze kadar yaşananlar… Açılımdan sonra 7 şehit... DTP’nin PKK’lıları davul zurna ile karşılaması… Bunlar, bu gelişmeler ve benzerleri hep tekel sömürü sermayesinin tertipleridir. Herkes şuursuzca yazılan senaryoya göre oyununu oynuyor. Millî olmayan medyanın dolduruşu ile kinlenen halk kılıçları çekmek üzere beklerken; cahil ve gafil yöneticiler olaylara/yangına benzinle gidip söndürmeye çalışıyorlar!
***
Hâsılı, tekel sömürü sermayesi gücünü göstermekte, gücünü sınamakta, teslim olmamakta ve sonuna kadar mücadelesini vermekte... Ülkemizdeki diğer oyunlar ve çatışmalar yetmiyormuşçasına, şimdi de iktidar ile asker karşı karşıya getirmeye çalışılmakta… Sermaye tarafından senaryolar yazdırılmakta, yazılanlar sahnelemekte…
Ne zamana kadar?
Ne zamana kadarın cevabını şöyle verelim.
Bütün bu olanlara üzüldüğümüz kadar, şu gerçeği de apaçık anlıyoruz: İlmî çalışmalarımızın bize sunduğu sonuçlar tesbit ve teşhislerimizin doğruluğunu kanıtlarken, aynı zamanda tedavi ve çözüm reçetelerimizin doğruluğunu da ispatlıyor. Gelişmelerdeki tek sevindirici şey budur ve bunda dolayı da önümüzü aydınlık olarak görüyoruz…
Velhâsıl, sürüp giden ve devam eden bu mücadelenin sonunda “Adil Düzen ve Adil Ekonomik Düzen” mutlaka gelecek, sermaye feci bir darbe ile ortadan kalkacaktır.