Dikkat edilirse, aslında üzerinde durduğumuz sadece belli bir meslek gurubu veya sektör temsilcileri değil, topyekün bir sistem ve yeniden yapılanması veya değişmesi gereken düzendir. Sistem olması gereken sağlıklı ve sağlam bir sistem olmayınca, hele hele üstüne üstlük bozuk ve de zalim bir sistem/düzen olunca; bu sistemde/düzende düzeltmek üzere ele aldığınız her mesele veya meslek/sektör grubu ile ilgili problemler bir bütün olarak çözüme kavuşturulamaz. Bu durum malum ve de meşhur benzetmeye benziyor. Hani deveye ‘boynun ne diye eğri’ diye sorduklarında, deveden alınan cevap misali: Nerem doğru ki?!.
‘O halde ne diye çözüme kavuşturulamayacak meseleler üzerinde duruyorsun?’ diyenler olabilir. Onlara derim ki; her derdin devası vardır, her problemin çare ve çözümü vardır. Nitekim biz de ele aldığımız her meselede bu hatırlatma ve vurguyu mutlaka yapıyoruz. Ayrıca, bu vesileyle her temel meselenin çözüm aşamasında iki merhalesinin de olduğunu bir kere daha hatırlayalım. Her meseleyi iki merhalede çözüme kavuşturmalıyız.
-Birinci merhalede, mevcut bozuk düzende yapılması gerenleri yapmak…
-İkinci ve asıl merhalede, adaletli ve düzgün bir düzene geçişi gerçekleştirmek…
***
Milenyumdayız, yeni bir bin yıllık medeniyetin başlangıç yıllarındayız… III. bin yıla girdiğimiz bu dönemde, sadece bu günlerimizi ve yakın geleceğimizi değil, uzun vadeli geleceğimizi de çok yakından ilgilendiren gelişmelerin ve yapılanmaların arefesindeyiz... İyi bilinmesi ve anlaşılması gereken gerçek şudur: Geçmiş beş asırda kurulup palazlanan uygarlık temsilcileri kesinlikle meydanı boş bırakmayacak ve kolay kolay teslim olmayacaklardır. Durumu daha açık ifade edersek; güzel ülkemiz Türkiye’de ve bütün dünyada iki güç arasında büyük bir ‘ekonomik savaş’ vardır ve devam etmektedir...
Nedir bu büyük ‘ekonomik savaş’ ve nasıl cereyan etmektedir?
Bu ekonomik savaş, ‘tekelci ve faizci sömürü sermayesi’ ile yüzlerce yılda oluşmuş ‘halk işletmeleri, halk ekonomisi’ arasında cereyan etmekte olan bir savaştır.
Tekelci ve faizci sömürü sermayesi kademe kademe neler yapmak istemektedir?
-Öncelikle, ‘bakkal’ gibi küçük işletmeleri ortadan kaldırmak istemektedir…
-Sonra, sıra biraz daha büyükçe olan orta ölçekli işletmelere gelecektir…
-Daha sonra da büyük işletmeleri ortadan kaldırmaya çalışacaktır…
-Sonunda, kendi kontrolünde ‘tek dünya devleti’ni hedeflemekte…
***
Sömürü sermayesi daima saldırıda, savaş devam ediyor... Sermaye, sırasıyla ve gücü yettiğince önce küçük esnaflarımızı ve özellikle bakkallarımızı bertaraf etme derdinde… Bu arada örgütlenip güçlenmek ve büyümek isteyen ‘halk ekonomisi holdingleri’ kendisine karşı en büyük rakip gördüğünden, ‘yeşil sermaye’ veya başka bir şeyle itham edip karşı saldırıya geçmiş bulunmakta; bu savaş da henüz bitmedi, devam ediyor…
Sömürü sermayesi bu süreçte neleri nasıl yapmakta?
-Önce, sektör olarak büyük firmalara tekel oluşturacak kadar kredi açmakta ve tekel oluşturmakta, büyük siparişleri ucuza pazarlamakta, küçük siparişleri ise çok pahalı satmakta… Böylece küçük esnaf ve özelliklebakkallar iş yapamaz duruma düşmekte...
-Çok ağır vergiler, işletme giderleri ve muhasebe zorlukları gibi yükler nedeniyle küçük işletmeler ve bakkallar varlıklarını sürdürememekte ve kapanmakta...
-Küçük esnaf ve bakkallar ağır vergi ve sigorta yükü, kayıtları tutma külfeti, muhasip ve hukukçulara ücret verememe nedeniyle ‘kayıt dışı’ çalışmak zorunda kalmakta…
-Piyasadaki para darlığı ve işsizlik nedeniyle halk ve esnaf veresiye çalışmak zorunda kalmakta... Bu zorunluluk ‘bakkalları’ kısmen yaşatmakta ise de, sonunda cari hesap olarak çalışan bir bakkal birkaç müşteriden tahsilât yapamayınca iflas etmekte…
Hülâsa; önce sistem düzeltilmeli, sonra sektörler direnmeli ve kurtulmalı.