Bir banka -mesela Vakıflar Bankası- ülkemizdeki işsizliği çözebilir mi?
Çözebilirse, nasıl çözer?
Malum, çağımızın en büyük sorunu “işsizlik”tir.
Bu sorunu çözen mucizevi bir başarı gerçekleştirmiş olur.
İşsizlik sorunu bir şekilde çözüldüğünde; çorap söküğü gibi peşi sıra pek çok ekonomik, siyasi ve sosyal sorun da kendiliğinden çözülecektir.
Bugün işte bu önemli sorunun çözümü üzerinde duralım.
***
Bir banka (bu banka ülkemizdeki Vakıflar Bankası olabilir), işletmelerin tesislerini ipotek ederek isteyen işletmelere tesislerin değeri kadar “faizsiz işletme kredisi”ni açar. Böylece ilk hareket başlar.
Bankaların faizsiz kredilerini kullanabilmek için işletmeler bir taraftan işçi çalıştıracak, banka işletmeyi borçlandıracak ve işçinin parasını ödeyecek; diğer taraftan da üretim için işletmenin ihtiyacı olan ham maddeleri satın alacaktır. Banka ham madde sahibine bedelini ödeyecek ve ham maddeyi alan işletmeyi borçlandıracaktır.
Çalışanların banka tarafından takdir edilen resmi ücretleri olacaktır. Banka kendisinin takdir ettiği bu ücreti ödeyecektir. Kalan kısım varsa, işveren ile işçi arasında ödenir. Ham maddelerin de resmi fiyatları olacaktır. Ham madde satana banka o fiyat üzerinden ödeme yapacaktır. Fark aralarında kapatılacaktır.
Önce işçi/emek sorunu çözüldü, sonra ham madde tedarik edildi ve üretim gerçekleşti. Üretim gerçekleştikten sonra; üretilen mamul çift anahtarlı ortak ambara konacak, anahtarın biri “banka temsilcisi”nde, diğeri “üretici”de olacak, mamul satıldığında banka alacağını tahsil edecektir.
***
Krediler faizsiz olacaktır.
Para değerinin düşmesi engellenecektir.
Cebri icra, haciz ve mahkemeler olmayacaktır.
Mal satılıncaya kadar banka bir şey almayacaktır.
Banka, giderlerini karşılamak için işletmelerin cirosundan bir “hizmet payı” alacaktır. Bu faiz değildir. Faiz zamanla fiyatları artırdığı halde, bu uygulama sadece bir defaya mahsus olmak üzere fiyatları artırır ama (faizde olduğu gibi) zamanla fiyatlar artmaz.
Banka mala-mal (takas) marketler zincirini kuracaktır. Bu zincire mal satanlar senet alacaklar ve bu senetle marketlerden istedikleri malları alacaklardır. Böylece bankanın kredi verdiği işletmeler mallarını senet usulü ile satmış olacaklardır.
Banka tüketiciye yani halka “sipariş kredisi” verecek, tüketici/halk mağazalara peşin para ile yani “selem sistemi” ile sipariş verecektir.
Mağazalar tüccara peşin para ile sipariş verecek…
İşyerleri ham maddeyi peşin para ile sipariş verecek...
İşçiler de aldıkları kredileri bu paralar ile kapatacaklar...
Böylece hiç para olmadan da bu krediler verilebilecektir.
***
Bu sistemde vergilendirmenin nasıl olacağı, ihracat ve ithalatın nasıl kredilendirileceği, işletmenin üretim ve pazarlama merhalesindeki daha başka meseleler ve detaylar ise bundan önceki bir yazımızın konusu olmuştur.