Mete Firidin
Yırtıcı ve Hastalıklı Hayvanların Haramlığı
3.03.2015
8927 Okunma, 4 Yorum

Yırtıcı ve Hastalıklı Hayvanların Haramlığı

Maide 3. Ayet:

حُرِّمَتْ عَلَيْكُمُ الْمَيْتَةُ وَالدَّمُ وَلَحْمُ الْخِنْزِيرِ وَمَا أُهِلَّ لِغَيْرِ اللَّهِ بِهِ وَالْمُنْخَنِقَةُ وَالْمَوْقُوذَةُ وَالْمُتَرَدِّيَةُ وَالنَّطِيحَةُ وَمَا أَكَلَ السَّبُعُ إِلَّا مَا ذَكَّيْتُمْ وَمَا ذُبِحَ عَلَى النُّصُبِ وَأَنْ تَسْتَقْسِمُوا بِالْأَزْلَامِ ذَلِكُمْ فِسْقٌ الْيَوْمَ يَئِسَ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ دِينِكُمْ فَلَا تَخْشَوْهُمْ وَاخْشَوْنِ الْيَوْمَ أَكْمَلْتُ لَكُمْ دِينَكُمْ وَأَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَتِي وَرَضِيتُ لَكُمُ الْإِسْلَامَ دِينًا فَمَنِ اضْطُرَّ فِي مَخْمَصَةٍ غَيْرَ مُتَجَانِفٍ لِإِثْمٍ فَإِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَحِيمٌ (3)

 

Ölü, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına kesilen, boğulmuş, vurulmuş, yüksek bir yerden düşmüş, boynuzlanmış, yırtıcı hayvan tarafından yenmiş, -(henüz canlıyken yetişip) kestikleriniz hariç,- dikili taşlar üzerine boğazlanan (hayvanlar), ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. Bunlar fısktır (günahla yoldan sapmadır.) Bugün küfre sapanlar, sizin dininizden (dininizi yıkmaktan) umut kesmişlerdir. Artık onlardan korkmayın, Ben’den korkun. Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslâm’ı seçip-beğendim. Kim ’şiddetli bir açlıkta kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalırsa’ -günaha eğilim göstermeksizin- (bu haram saydıklarımızdan yetecek kadar yiyebilir.) Çünkü Allah bağışlayandır, esirgeyendir.[3]

Bu ayet hemen bütün meallerde bu şekilde çevrilmiştir. Oysa ayetin bir yerinde yapılan tanımlama bu çevirinin çok dışındadır. Haliyle şimdiye kadar yapılmış uygulamanın da çok yanlış olduğunu göstermektedir.

Nasıl?

Ayette geçen  (  وَمَا أَكَلَ السَّبُعُ إِلَّا مَا ذَكَّيْتُمْ) cümlesi “yırtıcı hayvan tarafından yenmiş, -(henüz canlıyken yetişip) kestikleriniz hariç” şeklinde çevrilmektedir. Bu durumda hastalıklı olan vahşi bir hayvan tarafından ısırılıp, yenen ve yaralanan hayvanın ölmeden kesilip yenmesi caiz kabul edilmektedir. Oysa ayet tamamen farklı bir uygulamayı tanımlamaktadır.

Ayette geçen “illa ma zekkeytüm cümlesi”,  “henüz canlıyken yetişip kestikleriniz” olarak çevrilmektedir. Bu çok yanlış bir çeviridir. Çünkü ayette geçen zekkey-tüm kelimesinin kökü zkw dir. Burada tefil babından zekkey olarak kullanılmıştır. Zkw (ذكو ) kökü Kuran’da yalnızca bu ayette geçmektedir. Kelimenin Eski Arapça kaynaklardan araştırıldığında şu anlamlara geldiği anlaşılmaktadır: Tam sağlık durumuna erişmiş, çok dinç olmak, tam kurtulmuş, dinçliğine tam kavuşmuş gibi anlamlara gelmektedir. Kısacası dinç ve diri, gücü kuvveti yerinde, hiçbir sağlık sorunu olmayan demektir. Bu durumda meal aslında şöyle olmalıdır:

“Ölü, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına adanmış, boğulmuş, vurulmuş, yüksek bir yerden düşmüş, boynuzlanmış, yırtıcı hayvan tarafından yenmiş ( kurtarıp tam sağlığına kavuşturduklarınız hariç), dikili taşlar üzerine boğazlanan (hayvanlar), ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. Bunlar fısktır (günahla yoldan sapmadır.) Bugün küfre sapanlar, sizin dininizden (dininizi yıkmaktan) umut kesmişlerdir. Artık onlardan korkmayın, Ben’den korkun. Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslâm’ı seçip-beğendim. Kim ’şiddetli bir açlıkta kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalırsa’ -günaha eğilim göstermeksizin- (bu haram saydıklarımızdan yetecek kadar yiyebilir.) Çünkü Allah bağışlayandır, esirgeyendir.[3]

Bu durumda şu gerçekler ortaya çıkmaktadır:

Yırtıcı hayvan tarafından yaralanan yenebilir hayvanlar öncelikle tedavi edilecek, sonrasında hiçbir hastalık kalmadığı saptanınca kesilip yenebilecektir.

Yenilmesi caiz olan fakat herhangi bir hastalığı olan hayvan iyileştirilinceye kadar kesilmeyecektir. Hasta olup ölmeden kesilen hayvanın yenmesi caiz değildir.

Bunlara günümüzde uyulmadığını biliyorum. Çünkü hayvan sahibi zarar etmemek için hasta hayvanı “kes mundar olmasın” mantığı ile hemen kesip insanlara yedirmeye çalışmaktadırlar. Bu durum ayetle sabit olup caiz değildir.

Bu ayetten bir şey daha ortaya çıkmaktadır. Yırtıcı hayvan tarafından yenen ve ölmeyen hayvanın tedavi olması veya karantina altında tutulması gerektiğinden, yırtıcı hayvanların hastalık bulaştırıcı olduğu ortaya çıkmaktadır. Haliyle yırtıcı hayvanların yenmesi de yasaklanmış olmaktadır.

Doğrusunu Allah bilir.

 

 


YorumcuYorum
Hüseyin Kayahan
12.04.2015
12:52

(Aşağıdaki yazı; Karagülle tarafından Mete Fridinin makalesine yapılan bir yorumdur. Düzeltmem için bana gönderilmişti. Düzeltip, kontrol için Tayibet hanıma gönderdim. Eklediği kısımları eklediği haliyle bırakarak aynen yayınlıyorum. Katkılaı ve emeği için üteşekkîrim H.K.)

(Yazıyı kendimce düzenledim, değiştirdiğim ve yorum yaptığım yerleri maviledim. T.E.)

حُرِّمَتْ عَلَيْكُمُ الْمَيْتَةُ وَالدَّمُ وَلَحْمُ الْخِنْزِيرِ وَمَا أُهِلَّ لِغَيْرِ اللَّهِ بِهِ وَالْمُنْخَنِقَةُ وَالْمَوْقُوذَةُ وَالْمُتَرَدِّيَةُ وَالنَّطِيحَةُ وَمَا أَكَلَ السَّبُعُ إِلَّا مَا ذَكَّيْتُمْ وَمَا ذُبِحَ عَلَى النُّصُبِ وَأَنْ تَسْتَقْسِمُوا بِالْأَزْلَامِ ذَلِكُمْ فِسْقٌ الْيَوْمَ يَئِسَ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ دِينِكُمْ فَلَا تَخْشَوْهُمْ وَاخْشَوْنِ الْيَوْمَ أَكْمَلْتُ لَكُمْ دِينَكُمْ وَأَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَتِي وَرَضِيتُ لَكُمُ الْإِسْلَامَ دِينًا فَمَنِ اضْطُرَّ فِي مَخْمَصَةٍ غَيْرَ مُتَجَانِفٍ لِإِثْمٍ فَإِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَحِيمٌ Ölü, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına kesilen, boğulmuş, vurulmuş, yüksek bir yerden düşmüş, boynuzlanmış, yırtıcı hayvan tarafından yenmiş, -(henüz canlıyken yetişip) kestikleriniz hariç,- dikili taşlar üzerine boğazlanan (hayvanlar), ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. Bunlar fısktır (günahla yoldan sapmadır.) Bugün küfre sapanlar, sizin dininizden (dininizi yıkmaktan) umut kesmişlerdir. Artık onlardan korkmayın, Ben’den korkun. Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslâm’ı seçip-beğendim. Kim ’şiddetli bir açlıkta kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalırsa’ -günaha eğilim göstermeksizin- (bu haram saydıklarımızdan yetecek kadar yiyebilir.) Çünkü Allah bağışlayandır, esirgeyendir.(Maide-3) Ayette geçen (وَمَا أَكَلَ السَّبُعُ إِلَّا مَا ذَكَّيْتُمْ) cümlesi “yırtıcı hayvan tarafından yenmiş, -(henüz canlıyken yetişip) kestikleriniz hariç” şeklinde çevrilmektedir. Bu durumda hastalıklı olan vahşi bir hayvan tarafından ısırılıp, yenen ve yaralanan hayvanın ölmeden kesilip yenmesi caiz kabul edilmektedir. Oysa ayet tamamen farklı bir uygulamayı tanımlamaktadır. Ayette geçen “illa mazekkeytüm cümlesi”, “henüz canlıyken yetişip kestikleriniz” olarak çevrilmektedir. Bu çok yanlış bir çeviridir. Çünkü ayette geçen zekkey-tüm kelimesinin kökü zkwdir. Burada tefil babından zekkey olarak kullanılmıştır. Zkw (ذكو ) kökü Kuran’da yalnızca bu ayette geçmektedir. Kelimenin Eski Arapça kaynaklardan araştırıldığında şu anlamlara geldiği anlaşılmaktadır: Tam sağlık durumuna erişmiş, çok dinç olmak, tam kurtulmuş, dinçliğine tam kavuşmuş gibi anlamlara gelmektedir. Kısacası dinç ve diri, gücü kuvveti yerinde, hiçbir sağlık sorunu olmayan demektir. Bu durumda meal aslında şöyle olmalıdır: “Ölü, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına adanmış, boğulmuş, vurulmuş, yüksek bir yerden düşmüş, boynuzlanmış, yırtıcı hayvan tarafından yenmiş ( kurtarıp tam sağlığına kavuşturduklarınız hariç), dikili taşlar üzerine boğazlanan (hayvanlar), ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. Bunlar fısktır (günahla yoldan sapmadır.) Bugün küfre sapanlar, sizin dininizden (dininizi yıkmaktan) umut kesmişlerdir. Artık onlardan korkmayın, Ben’den korkun. Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslâm’ı seçip-beğendim. Kim ’şiddetli bir açlıkta kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalırsa’ -günaha eğilim göstermeksizin- (bu haram saydıklarımızdan yetecek kadar yiyebilir.) Çünkü Allah bağışlayandır, esirgeyendir.[3]”

Karagülle: Selam ve dualar Kesilen Hayvanlar(MeteFiridin’in görüşü üzerine)

Zeki, devenin olgun yaşında olanına denir. Yaşlıya veya genç olanına zeki denmez. İnsanın olgunluk çağında gösterdiği zihni farka zekâdenmektedir. Ateşyaktığınız zaman önce sönüktür, ortalarda en keskin şekilde yanar, sonlara doğru da etkisini kaybeder. O en parlak olduğuzamanki ateşe zeki denir. Güneşin sabah akşam etkisi az olur. En etkili zamanı duha vaktidir. O şemsezekidenir. “Hayvanı tezkiye etmek” demek,“onu dinçleştirmek” demektir.

Ayette; tezkiye, sürüklenmiş, yuvarlanmış, vurulmuş, boğulmuş ve subu’un eklettiği zikredilmektedir. Bunların tezkiyesinden bahsedilmektedir. Sayılanlar, ölmemiş olan hayvanlar olduğu için ayrı ayrı sayılmıştır. Daha önce verdiğim manada, bunları ölmüş olarak düşünmüştüm. Yorumlamada zorlanmıştım. Çünkü meyte, bunlar ölmeden kesilen hayvanlar olarak ifade edilmektedir. O halde meyteden farklıdırlar. (Ayete göre الْمَيْتَةُolanlar,وَمَا أُهِلَّ لِغَيْرِ اللَّهِ بِهِ وَالْمُنْخَنِقَةُ وَالْمَوْقُوذَةُ وَالْمُتَرَدِّيَةُ وَالنَّطِيحَةُ وَمَا أَكَلَ السَّبُعُ إِلَّا مَا ذَكَّيْتُمْ وَمَا ذُبِحَ عَلَى النُّصُبِ وَأَنْ تَسْتَقْسِمُوا بِالْأَزْلَامِ durumları dışında ölenlerdir. Kırmızı cümle ile bunu mu demek istiyorsunuz?)

Soru yine bakî kalmaktadır. Bunlardan biri zikredilseydi, diğerleri onlara kıyas edilebilirdi. Neden beş örnek verilmiştir? Bu, bizim usulümüze aykırıdır. Öyleyse, bunların beşinde ortak illet olmayan bir durum olarak ele alınabilir. a) Muhannaka(الْمُنْخَنِقَةُ); boğaza ip sarılıp, boğulmak üzere ikençözülmüş ve kesilmiş olan hayvandır. Burada illet, nefes alamamadan doğan ölümdür ki,kan zehirlenmesine sebebiyet vermektedir. b) Mebkuza (الْمَوْقُوذَةُ); ölüme götürecek bir hastalıkla hasta olan hayvandır. c) Mütereddiye (الْمُتَرَدِّيَةُ);reddud eden anlamındadır. “Ridde”, devenin memesinden doğumdan önce gelen süttür. Hayvanlar hamile kaldıklarında sütleri kesilir. Doğum yaklaşınca yeniden süt toplanmaya başlar. Bu doğumun yaklaştığını gösterir. Bu haldeki deveye “ridde” denmektedir. Eski hale dönmeye “riddet” denir. “Ricat”da “hal”, “riddet”de ise vasıf değişir. Mütereddi yuvarlanmış, böylece(???)(‘bu şekilde ölmüş’ desek?) anlamındadır. Bir bir tarafını vurmakta, birdiğer tarafını vurmaktadır. Böylece etleri siyahlaşmış hayvan olmaktadır.Redye ise balyoz demektir. Anlam yakınlıkları vardır. d) Natıha (النَّطِيحَةُ); birbirleri ile vuruşurken birinin yorgunluktan halsiz düşmesidir. e) Yabani hayvanın yediğinde (مَا أَكَلَ السَّبُعُ) ise, yabani hayvandaki zararlı maddedir. Yukarıda sayılanların herbirinin illeti farklıdır. Hasta olanın hastalıktan dolayı zehirlenen etidir. Mikropların saldığı salgılar sebebiyledir. Boğulandaki karbon dioksit zehirlemesidir. Bunların üzerinde biyoloji ve kimya ilimleri ileride fazla duracaktır. Farklı zararlı maddeler burada belirtilmiş olmaktadır.

Meyte: Ölmeden önce beden, ölümü durdurmak için zehirli salgılar salar. Bu, kana karışır. Kesilen hayvanda kan basıncı düşeceği için kılcal damarlara bu zehirli kan girmez. Kesilmemiş hayvanın eti, bu sebeple haramdır.

Kan: CO2’i taşımakta, ayrıca vücuttaki zehirleri de yüklenmektedir. Etin içinde bulunanın dışındaki kan haram kılınmıştır. Buradaki illet, kanın kedisinden ileri gelmektedir. Doğal zehirleri taşımaktadır.

Domuz Eti: Domuz ve daha yüksek canlıların etlerini sindirmeğe midemiz elverişli değildir. Onları sindirmek için saldığı salgılar mide ve bağırsakları tahrip etmektedir. Kan içinde de zehirli madde olarak girmektedir.

Allah’ın gayrisinde ihlal edilenler. Kesimin şer’i kurallarla yapılması gerekmektedir. Şer’i, kurallarla yapılmayanlarda zehirlenme olmaktadır. Bu dört haramın illeti biyolojiktir. Bunlar öldükten sonraki illetlerdir.

Son olarak iki haram daha vardır. Bunlardan biri nusb üzerinde zibh edilenlerdir. Bunların bedeni bir zararı yoktur. Bunların zararı sosyal zararlardır. Hayvanların Allah’tan başkası adına kurban edilmesi insanlarda yasaklanmıştır. Zarlarla taksim ile yan yana zikredilmiştir. Sonraki beş haram ise, “tezkiye” ile helal hale gelmektedir. Bu sebeple bunlarla ayrılmış durumdadır.

Demek ki, haramlar üçe ayrılmaktadır. Bedene zararlı olduğu için haram kılınanlar, Sosyal yapıya zararlı oldukları için haram kılınanlar, Bir de iyileştirmek şartı ile haramdan çıkanlar vardır.

İyileşmeden kesilmenin haramlığı meyte de zaten mevcut olduğu için; bu beş haramın ayrıca zikredilmesi gerekmezdi. Dolaysıyla iyileşmeden kesilenlerin haramlığına delaleti zahirdir. Beş grubun ayrı ayrı sayılmış olmasının sebebi, “âm’dan tahsis edilene kıyasın caiz olmamasın”dan da ileri gelebilir. Bu husus usulcülerde tartışmalıdır. Lahd kelimesinin Arapça manası bizim bugün kullandığımız manadadır. Ağaçlı olmayan yerlerde mezar kazınır, altına içeri girilir. Orada duvar örülür, buna lahit denmektedir. Ormanlık yerlerde ölü, ağaçlarla korunur ona lahit denir. Araplarda ağaçtan lahit yapma usulü olmadığı için buna yabancı kelime kullanmaktadırlar. Navus diyorlar. Eski tip gömme de unutulduğu için Araplar lahit kelimesini indirgeme (reduction/redüksiyon) karşılığı kullanmaktadırlar. Kelimenin aslı logustur.(Bilgim yok) Batı dillerinde“Hı” harfi olmadığı için g’ye dönüşmüştür. t ile s aynı mahreçli seslerdir. Bugünkü Arapçada da fizikteki indirgeme karşılığı kullanma demek, dilde tümden gelim veya tüme varımı ifade etmektedir.

Kuranda “ilhad” kelimesi altı yerde geçmektedir. İfal ve iftial bablarından geçmektedir. İlhad etmek demek, mantığı başkasının görüşlerini çürütmek için kullanmak anlamındadır. İltihad ise, mantığı kendisinin doğru yolu bulması için kullanması demektir. Buna göre Kurandaki ayeti manalandıralım. وَلِلَّهِ الْأَسْمَاءُ الْحُسْنَى فَادْعُوهُ بِهَا وَذَرُوا الَّذِينَ يُلْحِدُونَ فِي أَسْمَائِهِ سَيُجْزَوْنَ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ (Araf-180 ) Hasen olan isimler onundur. Ona onlarla dua edin. İsimlerinde mantık yürütenleri bırak, tartışma; onlar amelettiklerinden dolayı cezalanacaklardır. Burada anlatılan sıfatları üzerinde tartışmadır. Felsefe bunun üzerine oturur. “Allah kainatı sonra yaratmışsa, daha evvel mahluk değil mi idi?” şeklinde muhakeme öğretenler vardır. “Allah her şeyin hâliki ise bizim suçumuz nedir? Neden cehenneme gidiyoruz?” Buna benzer tartışmalara işaret ediyor ve onların bu düşünmelerinden dolayı değil de, kötü işler yaptıkları için cezalanacaklarına işaret ediyor. Bırak deyince; bunun için onlara çatma, öyle düşünsünler, yeter ki kötü işler yapmasınlar demektedir.

وَلَقَدْ نَعْلَمُ أَنَّهُمْ يَقُولُونَ إِنَّمَا يُعَلِّمُهُ بَشَرٌ لِسَانُ الَّذِي يُلْحِدُونَ إِلَيْهِ أَعْجَمِيٌّ وَهَذَا لِسَانٌ عَرَبِيٌّ مُبِينٌ (Nahl-103) Onların, ona bir beşer talim ediyor, diyeceklerini biliyoruz. Bu hususta mantıklarını yürüttükleri kimsenin lisanı a’cemîdir, bu ise mübin arabî lisandır.

وَاتْلُ مَا أُوحِيَ إِلَيْكَ مِنْ كِتَابِ رَبِّكَ لَا مُبَدِّلَ لِكَلِمَاتِهِ وَلَنْ تَجِدَ مِنْ دُونِهِ مُلْتَحَدًا (Kehf-27) Rabbinin kitabından sana vahyolunanı tilavet et. Onun kelimelerini mübeddil yoktur. Ondan başka sorunu çözecek bir düşünce bulamazsın. İltihad etme demek, kedi sorunlarına çözüm aramadır.

إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا وَيَصُدُّونَ عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ وَالْمَسْجِدِ الْحَرَامِ الَّذِي جَعَلْنَاهُ لِلنَّاسِ سَوَاءً الْعَاكِفُ فِيهِ وَالْبَادِ وَمَنْ يُرِدْ فِيهِ بِإِلْحَادٍ بِظُلْمٍ نُذِقْهُ مِنْ عَذَابٍ أَلِيمٍ (Hac-25) Küfretmiş olan kimseler ve Allah’ın sebilinden ve mescid-i haramdan saddedenler ki, biz onu (mescid-i haramı) insanlara tahsis ettik ki orada akif olanla badi(bedevi) olan eşittir. Kim orada ilhad ve zulüm irade ederse, ona elim azaptan tattırırız. Mekkenin herkese açık olması gerektiğini söylüyor. “Herkese açık olursa karışıklık olur, vizeye gerek var” diyenler zülm ve ilhad ediyor, diyor. İnsanları soymak için hac mafyası oluşturmak için böyle düşünüyorlar, diyor.

إِنَّ الَّذِينَ يُلْحِدُونَ فِي آيَاتِنَا لَا يَخْفَوْنَ عَلَيْنَا أَفَمَنْ يُلْقَى فِي النَّارِ خَيْرٌ أَمَّنْ يَأْتِي آمِنًا يَوْمَ الْقِيَامَةِ اعْمَلُوا مَا شِئْتُمْ إِنَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ (Fussilet-40) Ayetlerimizde mantık yürütenler, düşünmeleri bizden hafî değildirler. Nara ilka edilen mi, yoksa kıyamet günü emin alarak gelen kimse mi daha hayırlıdır? Ne istiyorsanız onu yapın, Allah amel ettiklerinize basirdir. “Zülm ile ilhad demek”, yaptıkları kötülüklerin uydurma delillerle zülm olmadığını savunmadır.

قُلْ إِنِّي لَنْ يُجِيرَنِي مِنَ اللَّهِ أَحَدٌ وَلَنْ أَجِدَ مِنْ دُونِهِ مُلْتَحَدًا (Cin-22) Söyle: Beni Allah’tan kimse icyar edemez. Ve ben onun dışında kendini kurtaracağım bir düşünceyi bulamam.

İlhad etmek, başkasına mantıkla bir şeyi ispat etme demektir. (Bu manayı nereden çıkardınız anlayamadım. İlhad saptırmak, idlal gibi manalar içeriyor. Anlayamadım????) İltihad ise başkasından kendine deliller aramandır. Yani, sen başkasını düzeltmekle değil, başkasının seni düzeltmesiyle meşgul olacaksın. Burada iltihad edilecek yalnız Allah’tır, denmektedir. Diğer ayette ise Kuran veya Allah’tır manaları çıkar. Farklılık asıl olduğu için,orada Kuran burada Allah mültehaddır.

- Bir şey hakkında konuşmak için onun ne olduğunu bilmek gerekir. Sayın Mete Firidin; bizim anayasa çalışmamız Kuran çalışmasıdır. Örnek olarak HSYK kanunu değiştirildi. Gaye adil yargı sistemini getirmektir. Bunun Kuran’a göre nasıl olduğunu araştırıyoruz. Mete Bey’in Kuran’a hizmetlerinin sonunda, küfür mahiyetinde olan bu tür birkaç sayılı iddiasından tevbe edeceklerini ümit ediyorum.

Hüseyin Kayahan'ın dip notu:

"Allah'ın gayrısına ihlal edilenler" ibaresini; Allah'a, yani topluluğa ihlal edilenlerden başkası demektir.

Bu da;

a) öncelikle, İnsan yiyeceği olmanın dışında isimlendirilenler demektir. Örneğin, "kuş yemi, balık yemi, hayvan yemi vb." gıdalar insanlar için helal değildir.

b) sonra da, Allah bir devlete, bir topluluğa delalet eder ki, bir topluluğun yiyeceği başka bir topluluğa helal olmayabilir. Bununla ilgili Hz. Peygamberin "Keler" hadisi en çarpıcı örnektir.

"Helal" demek", "yasak" demek değildir. Helallerin de, topluluk tarafından belirlenmesi gerekir. Her topluluğun helal sertifikası kendisine göredir.

Yorumun geçikmesinden dolayı ilgililerinden özür dilerim.

Saygılarımla.

H.Kayahan

Mete Firidin
14.04.2015
06:10

Lahd kelimesi başaka makalede ele alınmıştı. Yorumu buraya koymuşsunuz.

Mete Firidin
14.04.2015
06:14

http://www.akevler.org/#Makaleler/1/3/10153/1749/0

Tayibet Erzen
14.04.2015
18:05

Düzenlenmiş olarak Üstad adına ilmi makalelere kondu.

Bkz. http://www.akevler.org/#Makaleler/1/1/10053/2167/50





Son Yorumlanan Makaleler
Mete Firidin
Cehennem Etimoloji
1.04.2025 1385 Okunma
5 Yorum 11.05.2025 18:20
Mete Firidin
Rum Suresi ve Yeryüzünün En Alçak veya Daha Alçağı
6.06.2024 1657 Okunma
1 Yorum 22.04.2025 13:31
Mete Firidin
Fil Suresi Tefsiri
1.06.2024 1743 Okunma
1 Yorum 05.06.2024 04:38
Mete Firidin
Abdestsiz Kuran Okumak!
20.04.2024 1445 Okunma
7 Yorum 21.04.2024 20:19
Mete Firidin
Kuran'da Doğu, Doğuş Kelimeleri
25.01.2023 1730 Okunma
5 Yorum 24.02.2023 17:47
Mete Firidin
Ümmet-i Muhammed’in Şimdiki Durumu
11.02.2023 1364 Okunma
1 Yorum 17.02.2023 16:53
Mete Firidin
Hz. İbrahim’deki Çare
7.01.2015 7628 Okunma
2 Yorum 24.12.2022 20:53
Mete Firidin
Dünya’nın ve Evren’in Yaşı
26.02.2017 6359 Okunma
1 Yorum 13.12.2022 01:10
Mete Firidin
Faiz (riba) Haram da Enflasyon Haram Değil mi?
16.11.2022 1895 Okunma
3 Yorum 27.11.2022 18:05
Mete Firidin
Namaz ve Maun Suresi
31.07.2022 2433 Okunma
1 Yorum 03.09.2022 18:00
Mete Firidin
Allah Akleder mi?
27.04.2022 2460 Okunma
1 Yorum 28.04.2022 17:41
Mete Firidin
Melek Olmak?
5.03.2022 2860 Okunma
2 Yorum 17.03.2022 11:19
Mete Firidin
Ashabı Kehf
3.02.2014 8820 Okunma
7 Yorum 12.10.2021 20:56
Mete Firidin
Kuran-ın Gelişmiş Bilimsel Etimolojik Meali
10.05.2018 19649 Okunma
2 Yorum 02.10.2021 23:10
Mete Firidin
Hz. Meryem Hermafrodit mi?
12.11.2014 18420 Okunma
2 Yorum 02.10.2021 23:06
Mete Firidin
Laiklik ve Diyanet
23.08.2021 3052 Okunma
3 Yorum 23.08.2021 19:15
Mete Firidin
Cidiha ?
10.01.2014 5949 Okunma
4 Yorum 14.08.2021 16:33
Mete Firidin
El Tur ve Tur-i Sina?
24.03.2013 40694 Okunma
21 Yorum 23.06.2021 12:46
Mete Firidin
Hz. Adem'in Annesi
3.06.2017 20594 Okunma
1 Yorum 24.04.2021 16:56
Mete Firidin
Âdem
17.02.2021 3884 Okunma
2 Yorum 06.03.2021 07:27
Mete Firidin
Piç
5.12.2020 5818 Okunma
2 Yorum 10.02.2021 07:29
Mete Firidin
Hınzır
12.11.2018 13709 Okunma
19 Yorum 31.01.2021 23:14
Mete Firidin
Naram Sin
25.07.2012 17476 Okunma
5 Yorum 15.10.2020 19:50
Mete Firidin
İki Kez Ölmek
23.08.2020 3904 Okunma
1 Yorum 23.08.2020 18:41
Mete Firidin
Araf Suresi 173. Ayet ve Fenotip
5.07.2020 4137 Okunma
2 Yorum 05.07.2020 14:56
Mete Firidin
Öğle ve İkindi Namazlarının Farz Rekât Sayısı
28.06.2020 4365 Okunma
3 Yorum 01.07.2020 09:08
Mete Firidin
Yunus Peygamber Balinanın Karnında
15.03.2019 8701 Okunma
8 Yorum 25.06.2020 18:13
Mete Firidin
Müslümanların Kıble Değiştirmeleri
24.05.2020 4162 Okunma
1 Yorum 06.06.2020 01:50
Mete Firidin
Salat Kelimesinin Kökeni
26.02.2012 69386 Okunma
10 Yorum 03.06.2020 00:23
Mete Firidin
Allah’ın Doğru Yolu Üzerine Oturanlar!
30.04.2020 4150 Okunma
3 Yorum 01.06.2020 16:40
Mete Firidin
Adem ile Havva
9.03.2010 16218 Okunma
7 Yorum 23.05.2020 03:49
Mete Firidin
Nuh Tufanı
9.10.2010 10029 Okunma
2 Yorum 21.05.2020 00:29
Mete Firidin
Yedi Gece ve Sekiz Gün, Atlantis
25.02.2018 7917 Okunma
5 Yorum 13.05.2020 16:11
Mete Firidin
Zülkarneyn
26.08.2011 19461 Okunma
10 Yorum 28.04.2020 20:20
Mete Firidin
Nuh Peygamberin Kâfir Oğlunun Salı
26.06.2014 8242 Okunma
7 Yorum 17.04.2020 20:41
Mete Firidin
Adet Görmekteyken Kadın Namaz Kılabilir mi?
14.06.2018 13706 Okunma
16 Yorum 17.04.2020 16:27
Mete Firidin
Homohabilis Havva ve Havvalar
20.04.2012 31549 Okunma
27 Yorum 15.04.2020 09:47
Mete Firidin
Hz. Musa Ne Zaman Yaşadı?
12.05.2011 123045 Okunma
11 Yorum 07.04.2020 15:05
Mete Firidin
İsrailoğullarının Oğullarına Uygulanan Kafa Kesme Cezas
28.03.2020 4569 Okunma
1 Yorum 28.03.2020 21:35
Mete Firidin
Bekke Ve Mekke
27.01.2011 58804 Okunma
9 Yorum 25.03.2020 19:30
Mete Firidin
Hz. İbrahim Ne Zaman Yaşadı?
28.02.2011 85588 Okunma
4 Yorum 25.03.2020 18:59
Mete Firidin
Hurufu Mukatta
9.04.2011 93296 Okunma
7 Yorum 25.03.2020 18:55
Mete Firidin
Ramazan’da Keyfi Oruç Tutmamanın Karşılığı
21.03.2020 4347 Okunma
1 Yorum 23.03.2020 03:25
Mete Firidin
Hadisler
1.02.2020 5449 Okunma
6 Yorum 17.02.2020 22:05
Mete Firidin
Hz. Yusuf’a Secde!
7.12.2018 8186 Okunma
6 Yorum 07.02.2020 21:36
Mete Firidin
Kutsal Kudüs!
1.02.2020 6095 Okunma
9 Yorum 03.02.2020 20:52
Mete Firidin
Hz. Lut’un Kızları
7.06.2011 40464 Okunma
4 Yorum 01.02.2020 21:22
Mete Firidin
Nuh’un Üvey Oğlu!
25.10.2015 32820 Okunma
28 Yorum 12.01.2020 17:30
Mete Firidin
İçki Haram mı?
25.05.2015 26542 Okunma
13 Yorum 12.01.2020 17:25
Mete Firidin
Hz. Nuh, İbrahim, Yusuf ve Musa Kronolojisi
5.04.2015 116022 Okunma
10 Yorum 12.01.2020 16:47
Mete Firidin
Kuran'da Yevm Kelimesi
28.12.2019 6617 Okunma
2 Yorum 03.01.2020 19:36
Mete Firidin
İmhotep Hz.Yusuf mu?
27.10.2011 23279 Okunma
3 Yorum 05.11.2019 07:59
Mete Firidin
Talak Suresi 4. Ayet ve Pedofili
11.07.2019 14716 Okunma
13 Yorum 16.07.2019 05:54
Mete Firidin
İnşallah ne demek?
6.06.2015 15426 Okunma
1 Yorum 14.07.2019 09:13
Mete Firidin
Hz.İsa Geldi !
16.05.2011 7868 Okunma
4 Yorum 26.06.2019 09:48
Mete Firidin
Şeyhe Teslimiyet!
14.06.2019 6243 Okunma
5 Yorum 20.06.2019 23:32
Mete Firidin
İki Hırsızın Çok Eli
30.05.2019 5795 Okunma
5 Yorum 16.06.2019 23:09
Mete Firidin
2019 Ramazan Ay'ı ne zaman?
16.06.2018 5451 Okunma
2 Yorum 05.05.2019 12:52
Mete Firidin
Nisa 16. Ve 17. Ayet Çeviri Faciası
7.04.2019 8329 Okunma
1 Yorum 07.04.2019 10:00
Mete Firidin
Helal ve Haram Hayvanlar Nelerdir?
27.03.2019 5847 Okunma
3 Yorum 28.03.2019 00:12
Mete Firidin
Âdemoğlu Şeytanın Halifesidir
22.03.2019 10518 Okunma
14 Yorum 27.03.2019 17:22
Mete Firidin
Selected Elected
16.03.2014 6335 Okunma
2 Yorum 20.03.2019 23:28
Mete Firidin
Şeriata Göre Kadınların Dövülebilmesi?
16.03.2014 21786 Okunma
18 Yorum 20.03.2019 10:45
Mete Firidin
Samiri’nin Buzağısına Uygulanan İşlem
15.03.2019 6481 Okunma
1 Yorum 16.03.2019 02:53
Mete Firidin
Midian Medyen Medine
3.05.2015 10823 Okunma
8 Yorum 02.02.2019 10:15
Mete Firidin
Cuma Namazı
19.01.2019 9162 Okunma
11 Yorum 20.01.2019 19:49
Mete Firidin
Ayete Göre Kutuplarda Namaz
25.01.2015 15976 Okunma
3 Yorum 16.01.2019 16:40
Mete Firidin
Bakara Suresi Meali
28.08.2015 9045 Okunma
4 Yorum 16.01.2019 16:36
Mete Firidin
Nisa 15. Ayet ve Recm Cezası
22.07.2015 10596 Okunma
1 Yorum 14.01.2019 12:41
Mete Firidin
Nisa 15. Ayet ve Fuhuş
21.07.2015 13357 Okunma
3 Yorum 15.12.2018 16:41
Mete Firidin
Hz. Muhammed'e İman
13.10.2018 9447 Okunma
11 Yorum 15.10.2018 22:32
Mete Firidin
Mars Hayali
7.01.2017 9892 Okunma
7 Yorum 12.10.2018 00:32
Mete Firidin
Başörtüsü Meselesi
6.10.2018 7055 Okunma
1 Yorum 06.10.2018 17:13
Mete Firidin
Kabe Kavseyni Ev Edna
15.06.2012 33545 Okunma
1 Yorum 22.05.2018 01:32
Mete Firidin
ÖNSÖZ
10.05.2018 7230 Okunma
9 Yorum 16.05.2018 20:41
Mete Firidin
Ölünce melek mi oluruz?
12.05.2018 7542 Okunma
4 Yorum 14.05.2018 12:51
Mete Firidin
İmhotep'in Babası
7.04.2015 12825 Okunma
13 Yorum 03.05.2018 23:12
Mete Firidin
Fussilet Suresi 10. Ayet Tefsiri
4.02.2018 8213 Okunma
6 Yorum 05.02.2018 08:31
Mete Firidin
Lut Kavmi Homoseksüel Değildi!
3.08.2014 34574 Okunma
15 Yorum 03.12.2017 03:35
Mete Firidin
The Birthday Of Jesus Christ According to Quran
4.12.2016 12111 Okunma
10 Yorum 30.11.2017 15:56
Mete Firidin
Küsküt
10.07.2016 11269 Okunma
2 Yorum 25.11.2017 15:40
Mete Firidin
Taha Suresi 125. Ayet Meali
22.11.2017 8406 Okunma
4 Yorum 25.11.2017 14:43
Mete Firidin
Azap
10.07.2016 9938 Okunma
4 Yorum 11.07.2016 18:20
Mete Firidin
Ayağa Mesh Meselesi
12.02.2016 13202 Okunma
6 Yorum 06.07.2016 22:09
Mete Firidin
Şeytan
3.07.2016 13863 Okunma
2 Yorum 04.07.2016 20:17
Mete Firidin
Tasavvuf
11.05.2010 17119 Okunma
12 Yorum 17.02.2016 17:55
Mete Firidin
Varsayım Yapanlar Öldürüldü!
3.02.2016 8987 Okunma
1 Yorum 06.02.2016 17:26
Mete Firidin
Nuh’un Gemisi ve Cudii
12.01.2014 25514 Okunma
45 Yorum 05.02.2016 23:06
Mete Firidin
Cenaze Töreni
24.01.2016 9443 Okunma
1 Yorum 25.01.2016 12:25
Mete Firidin
Kuran'da Zamanın Sonu
30.09.2015 19074 Okunma
11 Yorum 25.10.2015 15:50
Mete Firidin
Hadid Suresi 25. ayet ve Zülkarneyn
25.10.2015 15170 Okunma
4 Yorum 25.10.2015 13:00
Mete Firidin
Taqwa Kelimesi
15.10.2015 9265 Okunma
1 Yorum 19.10.2015 14:11
Mete Firidin
Qyl Kökü Ve Anlamı
22.09.2015 8885 Okunma
2 Yorum 02.10.2015 19:38
Mete Firidin
Sidr ve Sadr Kelimeleri
11.08.2015 16783 Okunma
7 Yorum 18.08.2015 14:52
Mete Firidin
Gavs Ve İkizler Burcu
15.12.2014 20229 Okunma
10 Yorum 14.07.2015 09:59
Mete Firidin
Fecrin Beyaz ve Karanlık İpliği
29.06.2015 12064 Okunma
2 Yorum 02.07.2015 10:06
Mete Firidin
Fatiha suresi meal
28.06.2015 10125 Okunma
2 Yorum 28.06.2015 18:37
Mete Firidin
Cennetteki Khamr
28.05.2015 22217 Okunma
17 Yorum 29.05.2015 19:00
Mete Firidin
Şerr
10.05.2015 11495 Okunma
9 Yorum 19.05.2015 15:59
Mete Firidin
Petra Yalanı
28.04.2015 72980 Okunma
9 Yorum 02.05.2015 13:07


© 2025 - Akevler