Mete Firidin
Şecer
23.01.2014
10472 Okunma, 10 Yorum

Şecer

 

Bu makalede size Kuran’da 27 kez geçen ŞCR kökünden oluşan kelimeler ve ilgili ayetlerdeki anlamından bahsedeceğim.

Kuran’da geçen ve ağaç anlamına gelen kelimenin Proto-Semitik karşılığı “şaşuc” dur ve meyve ağacı anlamına gelmektedir. Diğer semitik dillerde ise “Soc veya sucwe” odun anlamında kullanılmaktadır. Kuran’da ise “şecer” dir.

Şecer kelimesine Arapça olarak sadece ağaç anlamı verilmektedir. Fakat kelime iyice analiz edildiğinde kelimenin asıl anlamının devamlılık arz eden kaynaklar için kullanıldığı anlaşılacaktır. Bu anlayıştan sonra birçok ayet daha iyi kavranılmış olacaktır.

Arapçadaki bizim anladığımız anlamda ağaç kelimesi ‘izdah, ‘azdah, ‘uzdah sözcükleridir. Şecer olan ağaç kelimesinin anlamı Türkçedeki ağaç kelimesinin anlamı ile tam olarak aynı değildir. Türkçede ağaç denince çok yıllık, belirgin bir gövdesi olan bitkiler anlaşılmaktadır. Oysa Arapçada şeceretün yani bir ağaç denince sadece çok yıllık bir bitki anlaşılır. Yani Arapçada şecere kelimesi devamlılığı ve kaynağı ifade eder. Aile ağacı dediğimizde kullanılan “şecere” de aslında bir ağacı değil; aile devamlılığını ve kaynağını ifade eder.

Eğer bir bitki mevsimlik veya bir yıllık değilse ve yıllarca yaşamaya devam ediyorsa Araplar ona uzun süreli olan anlamında “şeceretün” demişlerdir. Çok yıllık otsu veya soğanlı bitkilerde bu tanıma girmektedir. Bu kelime uzun süreli kaynak sağlayan şeyler için de “rezerv” anlamında kullanılmıştır (Lisanül Arap).

İnsanlığın başlangıcından itibaren ağaçların yiyecek kaynağı, giyecek (pamuk, keten), yakacak ve barınma kaynağı olarak kullandığı bilinmektedir. Kuran’daki birçok ayette özellikle Adem ve cennet bahisli ayetlerde bu apaçık anlaşılmaktadır. Öncelikle cennet ağaçlardan oluşmuş bir bahçedir. Aşağıdaki birçok ayetten de anlaşılacağı gibi cennette de ağaçlar bir yiyecek ve giyecek kaynağıdır. Bu nedenle ilk insanların ağaca kaynak anlamı vermeleri doğal karşılanmalıdır.

Bu konuda Kuran’da yaptığım araştırmada kısaca şu tespitleri yaptım:

Şecere kelimesi el takısı ile marife geliyorsa “ağaç” anlamına gelmektedir. Eğer el takısı ile marife değilse, bu kez hem “ağaç” hem de “kaynak” anlamına geliyor görünmektedir.

Konumuzla ilgili ayetler:

Nahl 68:

وَأَوْحَى رَبُّكَ إِلَى النَّحْلِ أَنِ اتَّخِذِي مِنَ الْجِبَالِ بُيُوتًا وَمِنَ الشَّجَرِ وَمِمَّا يَعْرِشُونَ

Rabbin bal arısına: «Dağlarda, ağaçlarda ve hazırlanmış yapılardan yuva edin diye vahiy etti.

 

Yasin 80:

الَّذِي جَعَلَ لَكُمْ مِنَ الشَّجَرِ الْأَخْضَرِ نَارًا فَإِذَا أَنْتُمْ مِنْهُ تُوقِدُونَ

Yeşil ağaçtan size ateş çıkarandır. Ondan ateş yakarsınız.[80]

Ağaçlar bir yakacak kaynağıdır.

 

Bakara 35:

وَقُلْنَا يَاآدَمُ اسْكُنْ أَنْتَ وَزَوْجُكَ الْجَنَّةَ وَكُلَا مِنْهَا رَغَدًا حَيْثُ شِئْتُمَا وَلَا تَقْرَبَا هَذِهِ الشَّجَرَةَ فَتَكُونَا مِنَ الظَّالِمِينَ

«Ey Adem! Eşin ve sen cennette kal, orada olandan istediğiniz yerde bol bol yiyin, yalnız şu ağaca yaklaşmayın; yoksa zalimlerden olursunuz» dedik.[35]

Bahçedeki ağaçlar yiyecek kaynağıdır.

 

Araf 19:

وَيَاآدَمُ اسْكُنْ أَنْتَ وَزَوْجُكَ الْجَنَّةَ فَكُلَا مِنْ حَيْثُ شِئْتُمَا وَلَا تَقْرَبَا هَذِهِ الشَّجَرَةَ فَتَكُونَا مِنَ الظَّالِمِينَ

«Ey Adem! Sen ve eşin cennette kalın ve istediğiniz yerden yiyin, yalnız şu ağaca yaklaşmayın yoksa zalimlerden olursunuz.»[19]

Bir ağaç dışında diğer ağaçları yiyecek kaynağı olarak kullanabilirler.

 

Araf 20:

فَوَسْوَسَ لَهُمَا الشَّيْطَانُ لِيُبْدِيَ لَهُمَا مَا وُورِيَ عَنْهُمَا مِنْ سَوْءَاتِهِمَا وَقَالَ مَا نَهَاكُمَا رَبُّكُمَا عَنْ هَذِهِ الشَّجَرَةِ إِلَّا أَنْ تَكُونَا مَلَكَيْنِ أَوْ تَكُونَا مِنَ الْخَالِدِين

Derken onların, kendilerinden gizli kalan çirkin yerlerini kendilerine göstermek için onlara fısıldadı: «Rabbiniz, başka bir sebepten dolayı değil, sırf ikiniz de birer melek ya da ebedî kalıcılardan olursunuz diye sizi şu ağaçtan men etti.» dedi.[20]

 

Araf 22:

فَدَلَّاهُمَا بِغُرُورٍ فَلَمَّا ذَاقَا الشَّجَرَةَ بَدَتْ لَهُمَا سَوْءَاتُهُمَا وَطَفِقَا يَخْصِفَانِ عَلَيْهِمَا مِنْ وَرَقِ الْجَنَّةِ وَنَادَاهُمَا رَبُّهُمَا أَلَمْ أَنْهَكُمَا عَنْ تِلْكُمَا الشَّجَرَةِ وَأَقُلْ لَكُمَا إِنَّ الشَّيْطَانَ لَكُمَا عَدُوٌّ مُبِينٌ

Böylece onları aldatarak aşağı sarkıttı (önceki mevkilerinden indirdi). Ağacı tadınca, çirkin yerleri kendilerine göründü ve cennet yapraklarını üst üste yamayıp üzerlerini örtmeğe başladılar. Rableri onlara seslendi: «Ben sizi o ağaçtan men etmedim mi ve şeytan size apaçık düşmandır, demedim mi?»[22]

Ağaç yapraklarını elbise kaynağı olarak kullanıyorlar.

 

Kasas 30:

فَلَمَّا أَتَاهَا نُودِيَ مِنْ شَاطِئِ الْوَادِ الْأَيْمَنِ فِي الْبُقْعَةِ الْمُبَارَكَةِ مِنَ الشَّجَرَةِ أَنْ يَامُوسَى إِنِّي أَنَا اللَّهُ رَبُّ الْعَالَمِينَ

Oraya gelince, kutlu yerdeki vadinin güney yanındaki ağaç cihetinden: «Ey Musa! Şüphesiz Ben, Alemlerin Rabbi olan Allah’ım» diye seslenildi.[30]

 

Fetih 18:

لَقَدْ رَضِيَ اللَّهُ عَنِ الْمُؤْمِنِينَ إِذْ يُبَايِعُونَكَ تَحْتَ الشَّجَرَةِ فَعَلِمَ مَا فِي قُلُوبِهِمْ فَأَنْزَلَ السَّكِينَةَ عَلَيْهِمْ وَأَثَابَهُمْ فَتْحًا قَرِيبًا

Andolsun o ağacın altında (Hudeybiye’de) sana bey’at ederlerken Allah, müminlerden razı olmuştur. Kalplerinde olanı bilmiş onlara güven indirmiş ve onları pek yakın bir fetih ile mükâfatlandırmıştır.[18]

 

Hac 18:

أَلَمْ تَرَ أَنَّ اللَّهَ يَسْجُدُ لَهُ مَنْ فِي السَّمَوَاتِ وَمَنْ فِي الْأَرْضِ وَالشَّمْسُ وَالْقَمَرُ وَالنُّجُومُ وَالْجِبَالُ وَالشَّجَرُ وَالدَّوَابُّ وَكَثِيرٌ مِنَ النَّاسِ وَكَثِيرٌ حَقَّ عَلَيْهِ الْعَذَابُ وَمَنْ يُهِنِ اللَّهُ فَمَا لَهُ مِنْ مُكْرِمٍ إِنَّ اللَّهَ يَفْعَلُ مَا يَشَاءُ

Göklerde ve yerde olanların, Güneş, Ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanların ve insanların birçoğunun Allah’a secde ettiklerini görmüyor musun? İnsanların birçoğu da azabı hak etmiştir. Allah’ın alçalttığı kimseyi yükseltebilecek yoktur. Doğrusu Allah ne dilerse yapar.[18]

 

Rahman 6:

وَالنَّجْمُ وَالشَّجَرُ يَسْجُدَانِ

Gök cisimleri ve ağaçlar O’nun buyruğuna boyun eğerler.[6]

 

İsra 60:

وَإِذْ قُلْنَا لَكَ إِنَّ رَبَّكَ أَحَاطَ بِالنَّاسِ وَمَا جَعَلْنَا الرُّؤْيَا الَّتِي أَرَيْنَاكَ إِلَّا فِتْنَةً لِلنَّاسِ وَالشَّجَرَةَ الْمَلْعُونَةَ فِي الْقُرْآنِ وَنُخَوِّفُهُمْ فَمَا يَزِيدُهُمْ إِلَّا طُغْيَانًا كَبِيرًا

Sana: «Rabbin şüphesiz insanları kuşatmıştır» demiştik; sana gösterdiğimiz rüya ile ve Kuran’da lanetlenmiş ağaçla, sadece insanları denedik. Biz onları korkutuyoruz, fakat bu onlara büyük taşkınlık vermekten başka bir şeye yaramıyor.[60]

 

Yukarıda da görüldüğü gibi bu ayetlerde geçen Eşşecerat kelimesi el takısı almış marifedir. Hepsinde de anlam ağaçtır.

Aşağıdaki ayetlerde ise hem ağaç hem de kaynak, rezerv anlamı olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle kaynak veya rezerv kelimesi ile çevireceğim ve tefsir yapmaya çalışacağım.

 

Nahl 10:

هُوَ الَّذِي أَنْزَلَ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً لَكُمْ مِنْهُ شَرَابٌ وَمِنْهُ شَجَرٌ فِيهِ تُسِيمُونَ

Yukarıdan size su indiren O’dur. Ondan içersiniz, değer biçtiğiniz kaynak da ondandır.[10]

Burada değer biçilen kaynak meralar, hayvanlar, ekinler, meyveler, balıklar vs… dir.

 

Vakıa 52:

لَآكِلُونَ مِنْ شَجَرٍ مِنْ زَقُّومٍ

Elbette bir ağaçtan, zakkum kaynağından yiyeceksiniz.[52]

Bu ayette “zakkum ağacından veya zakkum kaynağından” anlamına gelebilir.

 

Nisa 65:

فَلَا وَرَبِّكَ لَا يُؤْمِنُونَ حَتَّى يُحَكِّمُوكَ فِيمَا شَجَرَ بَيْنَهُمْ ثُمَّ لَا يَجِدُوا فِي أَنْفُسِهِمْ حَرَجًا مِمَّا قَضَيْتَ وَيُسَلِّمُوا تَسْلِيمًا

Hayır; Rabb’ine and olsun ki, aralarında kaynaklanan, devam eden meselelerde seni hakem tayin edip, sonra senin verdiğin hükmü içlerinde bir sıkıntı duymadan tamamen kabul etmedikçe inanmış olmazlar.

 

Saffat 146:

وَأَنْبَتْنَا عَلَيْهِ شَجَرَةً مِنْ يَقْطِينٍ

Onun üzerine, ince dokuma (pamuk) kaynağı yetiştirdik.[146]

Pamuk bitkisi tekstil işinde en ince dokuma yapmak için bir kaynaktır.

 

Saffat 64:

إِنَّهَا شَجَرَةٌ تَخْرُجُ فِي أَصْلِ الْجَحِيمِ

O, cehennemin dibinde çıkan bir (kaynaktır) ağaçtır.[64]

 

Nur 35:

اللَّهُ نُورُ السَّمَوَاتِ وَالْأَرْضِ مَثَلُ نُورِهِ كَمِشْكَاةٍ فِيهَا مِصْبَاحٌ الْمِصْبَاحُ فِي زُجَاجَةٍ الزُّجَاجَةُ كَأَنَّهَا كَوْكَبٌ دُرِّيٌّ يُوقَدُ مِنْ شَجَرَةٍ مُبَارَكَةٍ زَيْتُونَةٍ لَا شَرْقِيَّةٍ وَلَا غَرْبِيَّةٍ يَكَادُ زَيْتُهَا يُضِيءُ وَلَوْ لَمْ تَمْسَسْهُ نَارٌ نُورٌ عَلَى نُورٍ يَهْدِي اللَّهُ لِنُورِهِ مَنْ يَشَاءُ وَيَضْرِبُ اللَّهُ الْأَمْثَالَ لِلنَّاسِ وَاللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ

Allah göklerin ve yerin Nur’udur. O’nun nurunun örneği, içinde ışık bulunan bir kandil yuvasına benzer. O ışık bir cam içindedir, cam ise, sanki inci gibi parlayan bir yıldız topluğudur; bu ne yalnız doğuda ve ne de yalnız batıda bulunan bereketli enerji kaynağından tutuşturulur. Ateş değmese bile, nerdeyse enerjisi kendisi aydınlatacak! Nur üstüne nurdur. Allah dilediğini nuruna kavuşturur. Allah insanlara misaller verir. O, her şeyi bilir.[35]

Bu ayette açıkça anlaşılıyor ki zeytin enerji, ağaçta kaynak anlamındadır. daha önceki bir makalede elektrik ampulü içeren bir deniz feneri ve onun gökteki benzeri olan quasarlar dan bahsetmiştim. Her ikisinin de enerji kaynağı elektrik enerjisidir. Bunların elektrik enerjisi kaynağı benzersiz mübarek bir zeytin ağacına benzetilmiştir.

 

Lokman 27:

وَلَوْ أَنَّمَا فِي الْأَرْضِ مِنْ شَجَرَةٍ أَقْلَامٌ وَالْبَحْرُ يَمُدُّهُ مِنْ بَعْدِهِ سَبْعَةُ أَبْحُرٍ مَا نَفِدَتْ كَلِمَاتُ اللَّهِ إِنَّ اللَّهَ عَزِيزٌ حَكِيمٌ

Eğer yeryüzündeki ağaçlar (kaynaklar) hep kalem olsa, deniz de arkasından yedi deniz daha kendisine ilave olsa, yine de Allah’ın kelimeleri tükenmez. Şüphesiz ki Allah çok saygın, hüküm ve hikmet sahibidir.[27]

Bu ayette aslında “yerin içindeki kaynaklar” denmektedir. Bu da bize kurşun kalemin olmadığı bir dönemde kurşun kalemden söz edildiğini düşündürmektedir. Kurşun kalem kâğıt üzerine yazı veya çizim için kullanılan, yazıcı kısmı çoğunlukla kil ve grafitten üretilen kalemdir. Tipik bir kurşun kalemde grafitin etrafı ahşap kaplıdır. Bunun yanı sıra metal veya plastik muhafazaya sahip kurşun kalemler de mevcuttur. Grafit ise yerden çıkarılan kömür gibi bir karbon bileşiğidir. İlk kurşun kalem 1500 yılında üretilmiştir.

Ayette mürekkep kelimesi geçmemektedir. Fakat su bazlı sıvıyı içeren yani mürekkep içeren kaleme vurgu vardır. Bu da bize dolma kalemi düşündürmektedir. Çünkü kalem ve onun sıvısından bahsedilmektedir. İlk dolma kalem 953 yılında, Mağrib halifesi Ma'ād al-Mu'izz tarafından kullanılmıştır. Sanırım bu ayeti iyi anlayanlar tarafından üretilmiştir.

 

Duhan 43-44:

إِنَّ شَجَرَةَ الزَّقُّومِ (43) طَعَامُ الْأَثِيمِ

 

Gerçekten zakkum ağacı, kaynağı [43] Günahkârların yemeğidir.[44]

 

Saffat 62:

أَذَلِكَ خَيْرٌ نُزُلًا أَمْ شَجَرَةُ الزَّقُّومِ

 

Konukluk ikramı olarak bu mu iyidir, yoksa zakkum kaynağı mı?[62]

 

Taha 120:

فَوَسْوَسَ إِلَيْهِ الشَّيْطَانُ قَالَ يَاآدَمُ هَلْ أَدُلُّكَ عَلَى شَجَرَةِ الْخُلْدِ وَمُلْكٍ لَا يَبْلَى

Ama şeytan ona vesvese verip: «Ey Adem! Sana sonsuzluk kaynağını ve çökmesi olmayan bir saltanatı göstereyim mi?» dedi.[120]

Araf suresi 20 ayette ağaç kelimesi el takısı almış olarak gelirken bu ayette el takısı yoktur. Şeceret kelimesi olarak kaynak anlamındadır.

 

Vakıa 71-72:

أَفَرَأَيْتُمُ النَّارَ الَّتِي تُورُونَ (71) أَأَنْتُمْ أَنْشَأْتُمْ شَجَرَتَهَا أَمْ نَحْنُ الْمُنْشِئُونَ

Söyleyin; yaktığınız ateşin kaynağını (rezervini) inşa eden sizler misiniz, yoksa onu biz mi inşa edenleriz?[71-2]

Burada insan biraz düşündüğünde anlıyor ki: Kullandığımız birçok yer altı kaynağı milyonlarca yıl önce inşa edilmiştir. Mesela bu gün kullandığımız ve rezervlerini hesapladığımız doğal gaz kaynakları, petrol kaynakları, kömür kaynakları milyonlarca yıl önce inşa edilmiştir. Bizim tek yaptığımız ise onları rezervlerinden yani kaynaklarından alıp kullanmaktır.

 

Neml 60:

أَمَّنْ خَلَقَ السَّمَوَاتِ وَالْأَرْضَ وَأَنْزَلَ لَكُمْ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً فَأَنْبَتْنَا بِهِ حَدَائِقَ ذَاتَ بَهْجَةٍ مَا كَانَ لَكُمْ أَنْ تُنْبِتُوا شَجَرَهَا أَئِلَهٌ مَعَ اللَّهِ بَلْ هُمْ قَوْمٌ يَعْدِلُونَ

Yoksa gökleri ve yeri yaratan, gökten size su indirip onunla, bir kaynağını (ağacını) bile bitirmeye gücünüzün yetmediği, güzel güzel bahçeler meydana getiren mi? Allah’ın yanında başka bir tanrı mı? Hayır; onlar taptıklarını Allah’a eşit tutan bir millettir.[60]

Burada da ağaç ve bahçelere, ormanlara ekonomik değeri olan kaynaklar olarak atıf vardır. Her bir ağaç meyve veya ürün kaynağıdır. Ahşap, kağıt, odun, lateks… olarak bir kaynaktır.

 

İbrahim 24-25:

أَلَمْ تَرَ كَيْفَ ضَرَبَ اللَّهُ مَثَلًا كَلِمَةً طَيِّبَةً كَشَجَرَةٍ طَيِّبَةٍ أَصْلُهَا ثَابِتٌ وَفَرْعُهَا فِي السَّمَاءِ (24) تُؤْتِي أُكُلَهَا كُلَّ حِينٍ بِإِذْنِ رَبِّهَا وَيَضْرِبُ اللَّهُ الْأَمْثَالَ لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ

Allah’ın, hoş bir sözü; kökü sağlam, dalları göğe doğru olan, Rabbinin izniyle her zaman meyve veren hoş bir ağaç, doğal kaynağa benzeterek nasıl misal verdiğini görmüyor musun? İnsanlar ibret alsın diye Allah onlara misal gösteriyor.[24-5]

 

İbrahim 26-27:

وَمَثَلُ كَلِمَةٍ خَبِيثَةٍ كَشَجَرَةٍ خَبِيثَةٍ اجْتُثَّتْ مِنْ فَوْقِ الْأَرْضِ مَا لَهَا مِنْ قَرَارٍ (26) يُثَبِّتُ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا بِالْقَوْلِ الثَّابِتِ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَفِي الْآخِرَةِ وَيُضِلُّ اللَّهُ الظَّالِمِينَ وَيَفْعَلُ اللَّهُ مَا يَشَاءُ (27)

Çirkin bir söz de, yerden koparılmış, kökü olmayan kötü bir ağaç(doğal kaynağa)a benzer.[26] Allah inananları, dünya hayatında ve ahirette sağlam bir söz üzerinde tutar; zalimleri de saptırır. Allah dilediğini yapar.[27]

Burada ise güzel sözden kaynaklanan bir devamlılık vardır.

 

Muminun 20:

وَشَجَرَةً تَخْرُجُ مِنْ طُورِ سَيْنَاءَ تَنْبُتُ بِالدُّهْنِ وَصِبْغٍ لِلْآكِلِينَ

Keskin kayalıklarda yetişen, yiyenlere yağ ve katık veren bir kaynak (ağaç) da var ettik[20]

Zeytin ağacı bir ağaç olduğu gibi çok önemli bir yağ kaynağıdır. Hem besin olarak hem de sabun, ilaç, kozmetik ve diğer maddeler için sanayi ham maddesi kaynağıdır.

 

Kısacası Kuran’da geçen şecer kökenli kelimeler ağaç, devamlılık arz eden doğal kaynak ve rezerv anlamlarına gelmektedir.

Doğrusunu Allah bilir.

 

 


YorumcuYorum
Tayibet Erzen
24.01.2014
11:13

Ağaç meyvesiyle besin, yakılınca da enerji kaynağı olarak kullanılır. Bunlar ağacın faydalarıdır. Bunları baz alarak ağaca ‘kaynak’ manasını vermeyi çok da gerekli bulmuyorum. Böyle düşünürsek faydası olan her şeye kaynak diyebiliriz.

Taha-120. Ayetteki ifadenin الشَّجَرَةِ الْخُلْدِ (sonsuzluğun ağacı) gelme şansı zaten yoktur çünkü burada izafet(isim tamlaması) vardır. Bu haliyle sıfat tamlaması olabilirdi o zaman da mana 'sonsuz ağaç' olurdu. Marifelik 6 şekilde meydana gelir bu ayetteki şecere kelimesi marife bir isme muzaf olması yani marife bir kelimeyle tamlama oluşturması sebebiyle marifedir. Bu sebeple anlam verilirken marifelik-nekrelik genellemesinden yola çıkmak da sağlıklı olmayacaktır.

Mete Firidin
24.01.2014
11:49

Zaten faydası olan ve devamlılığı sağlayan bir rezervi olan herşey bir kaynaktır. Zararı olan ve bir rezervi olan kötü şey de kötülük kaynağıdır.

İlk zamanlarda yaşayan ve dil geliştiren insanları düşünün. Ağaçtan sürekli yararlanıyorsunuz ve bunun bir devamlılığı var. "Doğal kaynak" anlamını yüklemek için ağaç kelimesinden daha uygun ne olabilir ki?

Sizce sağlıklı olmayacaktır. Ama Allah bunu böyle marife olarak kullanmıştır.

Burada yani eşşecereti elhuldi "kalıcılık ağacı" anlamındadır. ve diğer ayetlerden de anlaşıldığı gibi bahçedeki gerçek ,bildiğimiz bir bitkidir.

Taha 120:

فَوَسْوَسَ إِلَيْهِ الشَّيْطَانُ قَالَ يَاآدَمُ هَلْ أَدُلُّكَ عَلَى شَجَرَةِ الْخُلْدِ وَمُلْكٍ لَا يَبْلَى

ise "kalıcılık kaynağı" anlamındadır. Şeceratin olarak nekre getirilmiştir.

Lütfi Hocaoğlu
24.01.2014
11:57

Taha 120:

فَوَسْوَسَ إِلَيْهِ الشَّيْطَانُ قَالَ يَاآدَمُ هَلْ أَدُلُّكَ عَلَى شَجَرَةِ الْخُلْدِ وَمُلْكٍ لَا يَبْلَى

Burada şecerati nekre değildir, marifedir. Marifeye muzaf olduğu için marifedir.

Marife bir isim başka bir marife isme muzaf olduğu zaman (isim tamlamasına girdiği zaman) marifeliğini kaybetmeden harf-i tarifi düşer ama hala marifedir. Yani aslında başında El harf-i tarifi vardır.

Mete Firidin
24.01.2014
13:38

Şeceratin kelimesi nekredir. yani başında el takısı yoktur. isim tamlaması olarak düşünüldüğünde marifedir.

Yani kelimenin kendisi nekredir.

‘kaynak’ manasını vermeyi çok da gerekli bulmuyorum.

demişsiniz O zaman

Nisa 65: فَلَا وَرَبِّكَ لَا يُؤْمِنُونَ حَتَّى يُحَكِّمُوكَ فِيمَا شَجَرَ بَيْنَهُمْ ثُمَّ لَا يَجِدُوا فِي أَنْفُسِهِمْ حَرَجًا مِمَّا قَضَيْتَ وَيُسَلِّمُوا تَسْلِيمًا Hayır; Rabb’ine and olsun ki, aralarında ağaç olanda seni hakem tayin edip, sonra senin verdiğin hükmü içlerinde bir sıkıntı duymadan tamamen kabul etmedikçe inanmış olmazlar.

Lütfi Hocaoğlu
24.01.2014
13:54

Nisa 65: فَلَا وَرَبِّكَ لَا يُؤْمِنُونَ حَتَّى يُحَكِّمُوكَ فِيمَا شَجَرَ بَيْنَهُمْ ثُمَّ لَا يَجِدُوا فِي أَنْفُسِهِمْ حَرَجًا مِمَّا قَضَيْتَ وَيُسَلِّمُوا تَسْلِيمًا

Buradaki شَجَرَ isim değil, fiildir. Bu nedenle marifelik, nekrelik olmaz.

Tayibet Erzen
24.01.2014
13:56

شَجَرَ Sülasi 1.bab'dan fiildir ve 'meydana gelmek' manasındadır. Konuyla alakasını açıklama zevkini size bırakıyor, enerjimi Kutsal Cumartesi'ye saklıyorum.

Mete Firidin
24.01.2014
14:45

Yine lafı ters anlamışınız Orada marifelik nekrelikten bahsetmiyorum. Ağaç dışında başka anlam verilmesi gerektiğinden bahsediyorum.

Mete Firidin
24.01.2014
14:48

Şecer : meydana gelmek diye bir fiil yada anlam yoktur. Oradaki anlam "Aralarından kaynaklanan" dır.

Nusret Karaca
25.01.2014
08:59

Şecer: Dalindaki elmanın asla koparilmamasi gereken ilk meyve agacinin ismi (Ekşi sözlük)

Bu tanımı bildiğim kadarıyla Hristiyanlar daha çok kullanırlar. Ayrıca Boşnakça Dilinde "Şeker" anlamı taşımaktadır.

Şecere: Müslüman aile ağacı. (Ekşi Sözlük)

Mete Firidin
25.01.2014
09:30

Ekşi sözlük bilimsel bir kaynak değildir. Ağzı olanın konuştuğu bir sözlüktür.





Son Yorumlanan Makaleler
Mete Firidin
Cehennem Etimoloji
1.04.2025 1269 Okunma
5 Yorum 11.05.2025 18:20
Mete Firidin
Rum Suresi ve Yeryüzünün En Alçak veya Daha Alçağı
6.06.2024 1497 Okunma
1 Yorum 22.04.2025 13:31
Mete Firidin
Fil Suresi Tefsiri
1.06.2024 1637 Okunma
1 Yorum 05.06.2024 04:38
Mete Firidin
Abdestsiz Kuran Okumak!
20.04.2024 1373 Okunma
7 Yorum 21.04.2024 20:19
Mete Firidin
Kuran'da Doğu, Doğuş Kelimeleri
25.01.2023 1667 Okunma
5 Yorum 24.02.2023 17:47
Mete Firidin
Ümmet-i Muhammed’in Şimdiki Durumu
11.02.2023 1316 Okunma
1 Yorum 17.02.2023 16:53
Mete Firidin
Hz. İbrahim’deki Çare
7.01.2015 7579 Okunma
2 Yorum 24.12.2022 20:53
Mete Firidin
Dünya’nın ve Evren’in Yaşı
26.02.2017 6314 Okunma
1 Yorum 13.12.2022 01:10
Mete Firidin
Faiz (riba) Haram da Enflasyon Haram Değil mi?
16.11.2022 1846 Okunma
3 Yorum 27.11.2022 18:05
Mete Firidin
Namaz ve Maun Suresi
31.07.2022 2370 Okunma
1 Yorum 03.09.2022 18:00
Mete Firidin
Allah Akleder mi?
27.04.2022 2417 Okunma
1 Yorum 28.04.2022 17:41
Mete Firidin
Melek Olmak?
5.03.2022 2800 Okunma
2 Yorum 17.03.2022 11:19
Mete Firidin
Ashabı Kehf
3.02.2014 8748 Okunma
7 Yorum 12.10.2021 20:56
Mete Firidin
Kuran-ın Gelişmiş Bilimsel Etimolojik Meali
10.05.2018 19525 Okunma
2 Yorum 02.10.2021 23:10
Mete Firidin
Hz. Meryem Hermafrodit mi?
12.11.2014 18333 Okunma
2 Yorum 02.10.2021 23:06
Mete Firidin
Laiklik ve Diyanet
23.08.2021 2996 Okunma
3 Yorum 23.08.2021 19:15
Mete Firidin
Cidiha ?
10.01.2014 5824 Okunma
4 Yorum 14.08.2021 16:33
Mete Firidin
El Tur ve Tur-i Sina?
24.03.2013 40458 Okunma
21 Yorum 23.06.2021 12:46
Mete Firidin
Hz. Adem'in Annesi
3.06.2017 20490 Okunma
1 Yorum 24.04.2021 16:56
Mete Firidin
Âdem
17.02.2021 3820 Okunma
2 Yorum 06.03.2021 07:27
Mete Firidin
Piç
5.12.2020 5717 Okunma
2 Yorum 10.02.2021 07:29
Mete Firidin
Hınzır
12.11.2018 13531 Okunma
19 Yorum 31.01.2021 23:14
Mete Firidin
Naram Sin
25.07.2012 17381 Okunma
5 Yorum 15.10.2020 19:50
Mete Firidin
İki Kez Ölmek
23.08.2020 3856 Okunma
1 Yorum 23.08.2020 18:41
Mete Firidin
Araf Suresi 173. Ayet ve Fenotip
5.07.2020 4073 Okunma
2 Yorum 05.07.2020 14:56
Mete Firidin
Öğle ve İkindi Namazlarının Farz Rekât Sayısı
28.06.2020 4307 Okunma
3 Yorum 01.07.2020 09:08
Mete Firidin
Yunus Peygamber Balinanın Karnında
15.03.2019 8612 Okunma
8 Yorum 25.06.2020 18:13
Mete Firidin
Müslümanların Kıble Değiştirmeleri
24.05.2020 4114 Okunma
1 Yorum 06.06.2020 01:50
Mete Firidin
Salat Kelimesinin Kökeni
26.02.2012 69221 Okunma
10 Yorum 03.06.2020 00:23
Mete Firidin
Allah’ın Doğru Yolu Üzerine Oturanlar!
30.04.2020 4108 Okunma
3 Yorum 01.06.2020 16:40
Mete Firidin
Adem ile Havva
9.03.2010 16128 Okunma
7 Yorum 23.05.2020 03:49
Mete Firidin
Nuh Tufanı
9.10.2010 9942 Okunma
2 Yorum 21.05.2020 00:29
Mete Firidin
Yedi Gece ve Sekiz Gün, Atlantis
25.02.2018 7848 Okunma
5 Yorum 13.05.2020 16:11
Mete Firidin
Zülkarneyn
26.08.2011 19342 Okunma
10 Yorum 28.04.2020 20:20
Mete Firidin
Nuh Peygamberin Kâfir Oğlunun Salı
26.06.2014 8183 Okunma
7 Yorum 17.04.2020 20:41
Mete Firidin
Adet Görmekteyken Kadın Namaz Kılabilir mi?
14.06.2018 13633 Okunma
16 Yorum 17.04.2020 16:27
Mete Firidin
Homohabilis Havva ve Havvalar
20.04.2012 31457 Okunma
27 Yorum 15.04.2020 09:47
Mete Firidin
Hz. Musa Ne Zaman Yaşadı?
12.05.2011 122721 Okunma
11 Yorum 07.04.2020 15:05
Mete Firidin
İsrailoğullarının Oğullarına Uygulanan Kafa Kesme Cezas
28.03.2020 4513 Okunma
1 Yorum 28.03.2020 21:35
Mete Firidin
Bekke Ve Mekke
27.01.2011 58543 Okunma
9 Yorum 25.03.2020 19:30
Mete Firidin
Hz. İbrahim Ne Zaman Yaşadı?
28.02.2011 85491 Okunma
4 Yorum 25.03.2020 18:59
Mete Firidin
Hurufu Mukatta
9.04.2011 92969 Okunma
7 Yorum 25.03.2020 18:55
Mete Firidin
Ramazan’da Keyfi Oruç Tutmamanın Karşılığı
21.03.2020 4298 Okunma
1 Yorum 23.03.2020 03:25
Mete Firidin
Hadisler
1.02.2020 5383 Okunma
6 Yorum 17.02.2020 22:05
Mete Firidin
Hz. Yusuf’a Secde!
7.12.2018 8134 Okunma
6 Yorum 07.02.2020 21:36
Mete Firidin
Kutsal Kudüs!
1.02.2020 6031 Okunma
9 Yorum 03.02.2020 20:52
Mete Firidin
Hz. Lut’un Kızları
7.06.2011 40353 Okunma
4 Yorum 01.02.2020 21:22
Mete Firidin
Nuh’un Üvey Oğlu!
25.10.2015 32693 Okunma
28 Yorum 12.01.2020 17:30
Mete Firidin
İçki Haram mı?
25.05.2015 26443 Okunma
13 Yorum 12.01.2020 17:25
Mete Firidin
Hz. Nuh, İbrahim, Yusuf ve Musa Kronolojisi
5.04.2015 115526 Okunma
10 Yorum 12.01.2020 16:47
Mete Firidin
Kuran'da Yevm Kelimesi
28.12.2019 6517 Okunma
2 Yorum 03.01.2020 19:36
Mete Firidin
İmhotep Hz.Yusuf mu?
27.10.2011 23181 Okunma
3 Yorum 05.11.2019 07:59
Mete Firidin
Talak Suresi 4. Ayet ve Pedofili
11.07.2019 14640 Okunma
13 Yorum 16.07.2019 05:54
Mete Firidin
İnşallah ne demek?
6.06.2015 15357 Okunma
1 Yorum 14.07.2019 09:13
Mete Firidin
Hz.İsa Geldi !
16.05.2011 7827 Okunma
4 Yorum 26.06.2019 09:48
Mete Firidin
Şeyhe Teslimiyet!
14.06.2019 6179 Okunma
5 Yorum 20.06.2019 23:32
Mete Firidin
İki Hırsızın Çok Eli
30.05.2019 5743 Okunma
5 Yorum 16.06.2019 23:09
Mete Firidin
2019 Ramazan Ay'ı ne zaman?
16.06.2018 5404 Okunma
2 Yorum 05.05.2019 12:52
Mete Firidin
Nisa 16. Ve 17. Ayet Çeviri Faciası
7.04.2019 8267 Okunma
1 Yorum 07.04.2019 10:00
Mete Firidin
Helal ve Haram Hayvanlar Nelerdir?
27.03.2019 5796 Okunma
3 Yorum 28.03.2019 00:12
Mete Firidin
Âdemoğlu Şeytanın Halifesidir
22.03.2019 10448 Okunma
14 Yorum 27.03.2019 17:22
Mete Firidin
Selected Elected
16.03.2014 6294 Okunma
2 Yorum 20.03.2019 23:28
Mete Firidin
Şeriata Göre Kadınların Dövülebilmesi?
16.03.2014 21687 Okunma
18 Yorum 20.03.2019 10:45
Mete Firidin
Samiri’nin Buzağısına Uygulanan İşlem
15.03.2019 6431 Okunma
1 Yorum 16.03.2019 02:53
Mete Firidin
Midian Medyen Medine
3.05.2015 10759 Okunma
8 Yorum 02.02.2019 10:15
Mete Firidin
Cuma Namazı
19.01.2019 9100 Okunma
11 Yorum 20.01.2019 19:49
Mete Firidin
Ayete Göre Kutuplarda Namaz
25.01.2015 15837 Okunma
3 Yorum 16.01.2019 16:40
Mete Firidin
Bakara Suresi Meali
28.08.2015 9001 Okunma
4 Yorum 16.01.2019 16:36
Mete Firidin
Nisa 15. Ayet ve Recm Cezası
22.07.2015 10546 Okunma
1 Yorum 14.01.2019 12:41
Mete Firidin
Nisa 15. Ayet ve Fuhuş
21.07.2015 13296 Okunma
3 Yorum 15.12.2018 16:41
Mete Firidin
Hz. Muhammed'e İman
13.10.2018 9398 Okunma
11 Yorum 15.10.2018 22:32
Mete Firidin
Mars Hayali
7.01.2017 9842 Okunma
7 Yorum 12.10.2018 00:32
Mete Firidin
Başörtüsü Meselesi
6.10.2018 7017 Okunma
1 Yorum 06.10.2018 17:13
Mete Firidin
Kabe Kavseyni Ev Edna
15.06.2012 33412 Okunma
1 Yorum 22.05.2018 01:32
Mete Firidin
ÖNSÖZ
10.05.2018 7172 Okunma
9 Yorum 16.05.2018 20:41
Mete Firidin
Ölünce melek mi oluruz?
12.05.2018 7491 Okunma
4 Yorum 14.05.2018 12:51
Mete Firidin
İmhotep'in Babası
7.04.2015 12697 Okunma
13 Yorum 03.05.2018 23:12
Mete Firidin
Fussilet Suresi 10. Ayet Tefsiri
4.02.2018 8157 Okunma
6 Yorum 05.02.2018 08:31
Mete Firidin
Lut Kavmi Homoseksüel Değildi!
3.08.2014 34491 Okunma
15 Yorum 03.12.2017 03:35
Mete Firidin
The Birthday Of Jesus Christ According to Quran
4.12.2016 12059 Okunma
10 Yorum 30.11.2017 15:56
Mete Firidin
Küsküt
10.07.2016 11197 Okunma
2 Yorum 25.11.2017 15:40
Mete Firidin
Taha Suresi 125. Ayet Meali
22.11.2017 8358 Okunma
4 Yorum 25.11.2017 14:43
Mete Firidin
Azap
10.07.2016 9872 Okunma
4 Yorum 11.07.2016 18:20
Mete Firidin
Ayağa Mesh Meselesi
12.02.2016 13150 Okunma
6 Yorum 06.07.2016 22:09
Mete Firidin
Şeytan
3.07.2016 13789 Okunma
2 Yorum 04.07.2016 20:17
Mete Firidin
Tasavvuf
11.05.2010 17049 Okunma
12 Yorum 17.02.2016 17:55
Mete Firidin
Varsayım Yapanlar Öldürüldü!
3.02.2016 8944 Okunma
1 Yorum 06.02.2016 17:26
Mete Firidin
Nuh’un Gemisi ve Cudii
12.01.2014 25391 Okunma
45 Yorum 05.02.2016 23:06
Mete Firidin
Cenaze Töreni
24.01.2016 9404 Okunma
1 Yorum 25.01.2016 12:25
Mete Firidin
Kuran'da Zamanın Sonu
30.09.2015 19013 Okunma
11 Yorum 25.10.2015 15:50
Mete Firidin
Hadid Suresi 25. ayet ve Zülkarneyn
25.10.2015 15106 Okunma
4 Yorum 25.10.2015 13:00
Mete Firidin
Taqwa Kelimesi
15.10.2015 9206 Okunma
1 Yorum 19.10.2015 14:11
Mete Firidin
Qyl Kökü Ve Anlamı
22.09.2015 8837 Okunma
2 Yorum 02.10.2015 19:38
Mete Firidin
Sidr ve Sadr Kelimeleri
11.08.2015 16712 Okunma
7 Yorum 18.08.2015 14:52
Mete Firidin
Gavs Ve İkizler Burcu
15.12.2014 20094 Okunma
10 Yorum 14.07.2015 09:59
Mete Firidin
Fecrin Beyaz ve Karanlık İpliği
29.06.2015 11983 Okunma
2 Yorum 02.07.2015 10:06
Mete Firidin
Fatiha suresi meal
28.06.2015 10083 Okunma
2 Yorum 28.06.2015 18:37
Mete Firidin
Cennetteki Khamr
28.05.2015 22044 Okunma
17 Yorum 29.05.2015 19:00
Mete Firidin
Şerr
10.05.2015 11436 Okunma
9 Yorum 19.05.2015 15:59
Mete Firidin
Petra Yalanı
28.04.2015 72848 Okunma
9 Yorum 02.05.2015 13:07


© 2025 - Akevler